Suhife 4 Paris gazeteleri Clermont Ferrandda nasıl çıkıyorlar Fransada muazzam binala gazeteler ikişer odaya yerleş zl © gazeleleri, (o Limoges'da, Gringoire, e Marsliyada basılmaktadır. Kısı bir” müddet sonra tekrar Parise nakleden Matin ve Petit Parlalen gazeteleri ğ müstesna, Fransanın diğer balli baştı büyük gazeteleri kâmilen Clermont- Yerrand şehrinde yerleşmişlerdir. r işgal eden mişlerdir “ ç EZ Zi Büyük Türk Şairi FUZULİnin Derhal Üsküdar polis müdürünü çağırdım. Gece yarısından sonra otomobil ile Haydarpaşaya gittik, Zabit cezasını verdi. Fakat iç nö- betçi ayak seslerini duyar duymaz. — Kimdir ol yu bastırdı. Bu geci: teftişi beni bu'parayı dü- İsinmek sıkıntısından Okurtulmağa Jssvkeni. Düşman donanması payıtahta ge- ilecek olursa padişah ile hanedanı, hükümet erkinin Anadoluya ge İçirilmesi meşguliyetleri srasında bu En kıymetli sanaskllarınedin göyretile bir film şaheseri de İllustrator meemmamı ekser Fransız| gazetelerinin Clermont - Perrand'da ne büyük müşkülâtia intişar ettikleri ni bir makalede anlatıyor ve diyor ki:55* Clermont - Ferrand'da yerleşen Pa- rİs gazeteleri, orada bulabildikleri iki) matbaanın makinelerinde basılıyorlar | Bu makineler, bunlari basmağa güç- Wükle kifayet edebiliyor. Paris gazete-| basıldıkları matbaaların bü- u caddenin adı Blatin'dir. Bu bir matbaa şehrini andırıyor. n gazeteleri bir yerden öbür ye- re nakleden bisikletçiler, otomobiller, matbaacılar, mürettipler, muharrirler, ve makinistier, geceli gündüşlü mekik wyorlar Bu caddede normal za- manlarda ancak gündelik bir gatete-| nin basılmasına kifayet edebilecek tatif ve tertip makineleri ve bir m: baa bulunuyordu. Şimdi ise bu maki- pelerde Fransiz hükümetinin resmi st olan Moniteurden başka Le r, Petit Journal, Paris - Solr, Can- dide. Riç et Rac, le Joumal ds la Pem- re, la Rewvue des Deux ğ tratlon gibi gündelik ve haftalık gazeteler basılıyor. Bu matbaa şehrinde, gece, gündüz faaliyet hiç eksik değildir. Parlak kâ- Bdlar müstesna burada gündelik kâ- ğıd sarfiyatı on tonu, ve mürekkep sarfiyatı da 300 kiloyu geçiyor. Matbaa gebrini teskil eden Biatin caddesine müvazi Ramrau sokağı dardır. Bejle- gürde'dan, kamyonlarla o nakledilen kâğıd bobinleri bu sokaktan geceli gündüzlü maibaaya teşiniyor, Müvcz- ziler, basılan gazeteleri ve gelen kâ- fıdları taşıya'ı ve dağıtan hamallar, muhtelif yaş ve kıyafette bir insan kalabalığı bu sokağı dolduruyor. Fikir (saltanatı hem hudutsuz, hem de mütevazıdır. Bu bir sürü gele ve mecmnalarda çalışan muh rirlere vazife görmek için oturulacak bir yer, yazı yazabilecek bir masa ke- Glermont Tup yarılarını yazabilmek için nöbetle aura beklerler. Kalem tıkırtılarına ter- Hp ve tabı makinelerinin aşağı katlar. dan gelen boğuk sesleri de karışıyor. Matbaada Monitevr İle Petit Journalin tahrir heyetleri ayni odada beraber çalışırlar. Biraz ötede Paris - Bolrin! idarehanesi ve daha ötede haftalık; gasetelerin odaları gelir. Haftalık ga- zetelerin odalarında geceler! faaliyet yoktur, Onların çalışma saatleri düzlere raslar. İki üç basamaktan aşa Bira inilince bir sofaya Yı r, bu 80- İada Le Jour gazetesi karşılıkdı iki kü- çük odaya sıkışmıştır. Bunlardan bi- inde dokuz muharrir çalışıyor. Biri makale yazıyor, diğeri provaları tashih ediyor, bir üçüncüsü yanları sahife- lerde siraya koymakla, dördüncüsü Havas ajansının bir. telgrafını yaz- makla meşgul. Her kafadan bir 585 çı- kıyor, muharrirler yekdiğerini tenkid , fakat neticede bütün işler yolunda gidiyor. Gazetecilerin bir meziyeti de her yerde, trende, kahvede, kalabalık ara- sında, bir postanenin gişesinde çalışa- bilmektir. Vaktila meşhur birşok mu- harrirler, makalelerini, kahvehane masalarında yazarlardı. Bugün de ay- ni bal tekerrür ediyor. Şimdi tertip ve tabı dairelerine de bir gör gezdirelim. Gece seat 10,30... Yukarıdan ocak dalresine inmek lâ- sım. Merdivenin başından aşağıya ba- kılınca, mübeyyiç bir manzara göze , Dört tarafı kapalı bir daire narı, bir kalem ve bir kâğıd parçası çarpar, Aşağıdan yukarıya doğru Insanın yü- Ferrandda bir gazetenin tahrir odası küfldir. Maharrirlerin çalışma odaları, | Züne dayanılmaz bir sıcaklık çarpar arı kovanı gidi işler, muharrirler otu-! Makine ve ocak dairesinde elektrik TÜRKÇE i PEK KARA devam ediyor. Son günlerden istifade B MİCHELE MORGAN'ın parlaklığı, PİERRE RİCHARD WİLM'in sevimliliği, CHARLES VANEL'in kibarlığı, sn müesir ve hissi BİR ŞiMAL KANUNU Büyük Fransız filminin fevkalâdeli Hin aşkı uğruna hayatını feda eden müessir sahnelerle dolu bir şaheser... Bugün SÜMER sinemasında İlâveten: SON YAKIN ŞARK ve Harp Havadisleri. Bugün saat | ve 2,30 Emsabiz bir hârika filmi olan Franuzea sözlü şaheseri görülmemiş bir muvaffakiyetle SARAY Sinemasında SPERÜER TRAOY - RIOHARD GREENE ün saat 12.30 ve 2.30 dn tenzilâtlı matineler PARA BERABER GiTMEZ JEAN ARTHUR - LİONEL BARRYMORE - JAMES STEVART Bugün eğlenmek, kahkaha ile, doya doya gülmek İsteyenler Sinemacılık âleminden bugüne kadar yapılan en komik füm, ZORLA TAYYAREĞCĞİ ŞAHESERLER ŞAHESERİNDE SÖZLÜ Nüshası te ME görmelidirler, Çünkü bu bir kahkaha kasırgası, neş'e menhaıdır. Bugün saat 1 ve 2.30 da tenzilâtlı matineler vardır. GÜNEŞ Baş Rollerdei ediniz ve gidip görünüz. DRAMININ büyüklüğü... iğinde başlıca âmillerdir. Üç erke- bir kadın... Ağlatırcasına hissi ve da tenzilâtlı matineler Fransızra Orijinal Nüshası yıkları gör kamaştıracak (derecede kuvvet!!. Büyük bir kazanda, kurşun- la» eritiliyor. Bu kurşunlar streotipt| provaları Üzerine dökülerek sahifelerin | müdevver kalıpla alınıyor. Bu kalıp-| -ğ»>1nbACE ların mskinenin sahife yataklarma| O Satış deposu! tamamlle intibak etmesi İçin çukurl o Rikardo Levi halefi tarafları eğeleniyor, kabarık tarafları FİLİP LEVİ kanlıyor, Makine ve ocsk dairesinden bir kapıdan geçilerek lirotype dairesi - ne girilince burada da tehamülüfersa bir mcaklık hüküm sürmektedir. Hava buğulu ve zehirli, Eriyen kurşunlardan sızan buğular burada havayı sad ediyor. Makinelerin dizdiği yazıların, provalarını 15 yaşında bir çırak ter gâhta basıyor ve yanlışları tashih için musahhihe götürüyor. Tertip da'resi- nin ortasında geniş bir mermer masa, sermtrettip, yazı işleri müdürile baş» başa vererek sahifeleri yapıyor. Sahi- feler, yapıldıkça, soğuk preste streoti- pileri yapılıyor ve Kalıpları dökülmek| için ocak dairesine götürülüyor. Sahi- feler, tamamlandıktan ve kalıbları dö- küldükten sonra bütün !ş makinistiere istikal ediyor. Makine, bir elektrik düğmesine basılınca #üratle dönmeğe ” başlıyor. Basılmış, katlanmış, sayl-| Şaheseri : muş gazeteler, yıldırım süratle, maki- | Bugün saat | ve 2,30 matine- nenii yanından fırlıyor ve tersi me-| Üy lerinde duhüliye 15 kuruş murlarına veriliyor. Onlar da paket, ÖLÜM paket yaparak posta datresine ve mö- vezzilere dağılıyorlar. Paris gazetelerinin basıldığı Çiftel famirde Mühendis Aziz Arşev'in eşi büyük rotatif, ik! sahifelik gazeteden | yiçir Arey'in ve merhum Halli İ- saite 170,000, dört sahifelik gazeteden) mali frişkim'in ve tlecardan Diethi de enatte 88,000 nüsha basıyor. Hal-| payar'ın büyük babaları, muhitinde buk! Pariste en son sistem makineler| fıkaraperverliği, hayır ve haşenatı bunun iki mislin! basarlardı. emi HALİL VENBİ İRİŞİK aylardanberi müpteli olduğu hasta- kıktan kartelamıyarak Allaha rah metine kavuşmuştur. İ Cenazesi bugün saat 14 de Pangaltı İ Zafer sokafı Bereket apartımanından | kaldırılarak mamayı Teşvikiye exmii erifinde kılındıktan sonra elle kab- ristanına defnolumacaktır. Allah rahmet eyleye, İ o TEŞEKKÜR Mülga Zaptiye nesaretl muavin! | merhum Ahmet Ragıp bey kerimesi IFATMA SENİYE DURUSOY'un hazir, vefa münasebetile kederimize iştirak eden akraba ve aile dostları- mıza teşekkürlerimizi arzederiz. İ Merhumenin zevci: İstanbul vilâ- İ yeti evrak müdürlüğünden mütekatt Mustafa Muhtar Durusoy, kızı: Emi- İne Lugal, oğlu: Zonguldak "Türkiş di- | rektörlerinden Cemal Durusoy, toru- İnu: Yüksek mimar Şinasi Lugal. Havuzlu han No. | İSTANBUL SAKARYA SİNEMASINDA Bombardımanlar... Sukutlar... Pike uçuşile hücumlar... Hava zaferi uğrunda 8lenlere ittihaf edilen muazzam bir film... Kanatlı insanlar RAY MİLLAND — FRED Me, MURRAY Renkli Fransızca film ve ayrıca: BENJAMİNO GİGLİ'nin KALBİN SESİ LEK'te Türkün ebedi kahramanlık destanı ! ÇANAKKALE | sia GEÇiLMEZ pi Türkçe sözlü ve şarkı - Büyük FİLM 1 ikineiteşrin perşembe sanat 18 de baş- lanacaklır, Bu kurslara yazılmak iste- yenlerin ikişer vesiks fotoğrafı ile bü- İroya müracaatları ve gününde lk dersle hasar bulunmaları rica olunur. Tepebaşında dram kıs- mında bu akşam saat 2030 da puana N eee eni pullukla Konya (Akşam) — Ziraat kombina- larına dahil olmak zere, Ziraat Ve- Komedi kısmına bu) kâleti tarafından tohum ekme tertiba- akşam saat 2030 da kemi a va Gide e imiş ve çiftçimize 'edilmiş- YALI UŞAĞI!» Senenin en büyük Fransiz filmi HAKiKATi ARAYAN ADA Derin bir Aşk... Gizli bir ıztrap... Sonsuz bir Hicran kaynağı olan süper filn RAİMU » JAĞGUELİNE DELUBAC - YVETTE LEBON'un yaşattığı bakikt bir hayat roma: Bütün gönülleri titreten çılgın bir ihtiras kasırgas:... Bugün LALE sinemasında DİKKAT: Londradan tayyare ile gelen en son Harp Havadüeri TÜRKÇE PARAMUNT JURNALDA Bugün saat 1 ve 2,30 da tenzilâtlı matineler paranın dahi naklini temin eylemek İâzmgelecekti. Paranın naklini öy- le telâşli saatlere birakmağı muva- İfik görmedim. Teftişin ertesi gü- İni bu paranın istasyonda muhafa- zasmda devamın mahzurlarını Ta- Vit beye bildirdim. Maliye Nezmreti derhal emrini verdi. Bir gün sonra bu bir m lira nezaret ve muhafaza altında bir vagona konularak Konyaya gön- derildi Haydarpaşada Alman olan ku- mandan — ismini hatirlıyamıyo- rum — biz gün sahildeki batarya lardan atış tecrübesi yapılacağı be yanile beni bu tecrübede hazır bu- lunmağa davet etti. Birleştik. Adalar tarafında duracak düş- man donanmasına karşı Moda cihe- tnden atılacak top tecrübesi ya- at doğrusu bu talimi ve tee- örmemiş olmağı tercih eder- Çünkü görmeden evvel kal- imde bu yoldaki istihzaratın da- ha mükemmel ve müessir olacağı kanaatini taşıyordum. oÂskerlikçe tertibatın kuvvetini takdir edeme- mekle beraber müşahedatım bu ka- naatimi sarstı, (1) Hükümet deruni telâşını kimseye sezdirmemek için mümkün olduğu kadar dişlerini mkıyordu! Biz de al- dığımız” talimata tevfikan mintaka- mız dahilinde düşman donanması- wn Boğazdan geçmesine imkân olamıyacağına dair bol, bol teminat veriyorduk! Fakat martın ikinci haftası son- larında İstanbulda aksine tereşşüh- ler vaki olmuş olacak ki bazı ta- mınmış silelerin Haydarpaşa istas- yonundan Anadoluya yollandıkları- nı müşahede ediyordum. Hattâ harp ile alâkası olan bir tesisin başına getirilmiş bir mebus tanıyordum ki ziyeti anlamamış olduğu için bir iştimada o Çanakkele boğazındaki İrenk donanmasının top seslerin den İstanbulda ürkerek bu sesleri duyinamak için tâ Anadoluya uzak- laşanlara hayli atıp tutmuştu. Fakat © ece neredense vaziyet hakkında sahih omalümât almağa muvaffak olmuş olacak ki ertesi sabah ailesi efradile ve hayli kalabalık eşy Finydarpaşa istasyonunda ilk görü- nenlerden biri o olmuşttu! Şehzadeler de kendileri için terti- bat alıyorlardı. Veliahd Yusuf İzzeddin elendi kendisi ve haremi için Bursada Yıl- dız köşkünü görmek üzere Nesip beyi göndermiş, köşkün münasip ol. duğunu anlayınca tefriş ettirilmek üzere baş mabeyinci Lâtfi Simavi beyle müzakere ederek hazinei has- saya emir verdirmiğti. Padişah sarayında emsali hiç ge- girilmemiş bir telâş ve heyecan gö- rülüyordu. İstanbula kadar düşman tayyarelerinin attıkları Bombalar- dan tahaffuz için saray geceleri mür.kün olduğu kadar karanlık içind. birakıhyordu; ancak lüzum görüldükçe mum yakılıyordu. Top- kapı sarayındaki mukaddes emar etle: sandıklara yerleştirilerek mu- hafaza altında Konyaya naklolun- muşta. İstanbuldan çıkıp gitmek ihtima- linin ve İlzumunun tahakkuku sa- rayda herkesi ainirlendiriyordu. Hünkâr uyuyamıyordu. O müte- vekkildi! İstanbuldan gitmenin zah- metlerini, vücudüne vereceği ra- hatsızlıkları bilmekle beraber bu za- rurete katlanacaktı. Onu düşündü- ren ancak kendisinin yaşlı ve has- talıklı olmasıydı: — Bu külfetli yolculuk için dinç olmak üzım! Halbuki ben yaşımın iktizam ve hastalıklı halimle herkese bâr olacağımı düşünüyorum da şim- diden üzülüyorum! Diyordu. Mabeyin ile harem dalreleri sk, sık gelen resmi haberleri hünkâra İsale memur zevata güzergâh olu- yordu. Çenakkalede düşman tazyiki şid- anlaşıldıkça m Meşrutiyette Saray ve Babrğl) Yazan; Süleyman Kâni İrtem — Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur. ;Tefrika No: 210 | 18 Mart zaferi ve Çanakkalede karaya asker ihracı yolculuğa hazırlık faaliyeti aruyof” du. Martın ikinci haftası sonun artık bu hazırlıklar bitmiş gibi idi İstasyonu muhafazaya memur za-| Haremi hümayundan padişah Siri bulduk. Mahzene indik; dış)birlkte gideceklerin kimler olacağf kapıdaki nöbetçi uyuklar halde idi! tayin edilmişti. İh Nihayet 18 mart günü (5 mat 331) müttefikler filosu Boğo# geçmek teşebbüsünde bulundu. B&” na on altı büyük harp gemisi iştir etti, Boğazdaki Türk tabya ve bs” taryalarını tahrip etmek için sabahi saat on buçuğundan itibaren bu 8© mil: iki kademe halinde Boğsf medhaline girdiler. Düşman dona” masının dokuz yüzden fazla büyü lü, küçüklü toplarile sahil batery#” lanmız arasında topçu muhareb devam etti. Düşman pek çok cephane sa1f€ diyordu. Buna rağmen bizim tab? ve bataryalarımızdaki hasarat but” ların harp kabiliyetlerine pek »$ tesir eylemişti. Yalnız toplarımız( cephinesi azalmıştı. (2) Düşmanın birkaç “zırhhu battif diğer birkaç gemisi de büyük has” rata uğradı. Sonunda düşman file” su teşebbüsünden vazgeçerek ricsi# mecbur kaldı: O gün İstanbuld” bizim vaziyetimize gelincer Öğleye doğru başlamak üzel” Canbulat beyin bana telefon habef” leri biribirini takip etti, — Kar yağıyor! Kar şiddetleniyor! — Kar pek şiddetlendi! — Kar bora halini aldı! Anlaşılıyordu ki bugün vaziyeti? fevkalödelik vardı. j Öğleden sonra saat ikiye doğru idi Dahiliye Nazım ilk trenin hazır bö lundurulması için istasyona emi vermemi ve nakliye vasıtalarını yerlerinde hazır bulurdurmamı © lefonla bildirdi. Padişah ile hanedanı götüreci trenin İstasyonda harekete hazır b Pandurulmasıni Haydarpaşa işlet müdüriyetine tebliğ ettim. e” arabacılar kâhvasına nın tarafımdan emir ve! mez Beylerbeyine sevke srette tertibat alınmasını bildirdi” Biraz sonra trenin hazırlandığı b” beri geldi. Nazıra arzettim. Fakat çok geçmeden telefon b” berleri başkalaştı: — Bir düşman zırhlısı batıyor! — Batanlar bir değil! — Bombardıman hafifledi Ve nihayeti — Düşman donanması çekildil Artık Haydarpaşada hazırlan” tren. Tözüm kalmamıstı. Padişah da, hükümet de p#w” tahtta kalabileceklerdi! Muzafleriyet haberi sarayı bif tanbaşa büyük bir sürura garkel Hazırlanan göç plânı bu sevinç de unutuldu. Her taraftan tebrik telgrafları #€ liyerdu, Bunlar emanzuru Afi» Sİ dukça sultan Reşadın keyfine yan olmuyordu! Fakat İstanbul Çanakkaleden müdafaası daha # yüz bin Türk gencinin kanına olacaktı. Çünkü bundan sonra çak nız donanmalarile Boğazı geçmi muktedir olamıyan Müttefikler raya asker çıkararak ve Boğas hkömlarını bir taraftan da file rile tazyik ederek İstanbul yol©i kendilerine açmağa savaştılar. e teşebbüslerinde de karada 1 mukavemetinin şiddetile karsı! rak ve Analartalarda Mustafa male mağlüp olarak Türkün sed tiği Çanakkale boğazından * katiyen geçilemiyeceğini takdir çekilmek zaruretirde kaldılar. Cihan harbinde bir kara ord nun mütemadiyen bir düşman 0 ve donanmasına karşı mubareb* mesine merburiet hasıl olan büyük harp hadisesi Çanakkale feri olmuştur! Liman von Sandersin Türki beş sene) eserinde tayin et göre: Bu Boğaz savaşında Türk ordiği Dun zayiatı 66 bini şehid ve Mİ bakisi yaralı olmak üzere 218 vi balmuştur. Yaralılardan 42 Og ifakat bulduktan sonra tekrar barebeye iştirak eylemiştir! (Arkamı var) VE ege 3 (1) Eman von Sanders hart, bu tertibatın Çanakkaleden A bir filonun karaya asker çil KA sine mâni olacak derecede baran nu ve İstanbulun düşmanlarc “ği ancak gimalden Boğaz cihesini, 4” kuvvetin thraeile ve payıtakıtın “yg” Eaflı tazyik ve ihatazile mümkül 4 bileceğini beyan eylemektedir. Bö iyii mi imkân veya Imkinın takdir) #alâhiyet sahiplerine att bir me i “ sarayda da| (2) Liman fon Sundersin bA'