ER g e NRTİE EE — > e RE AKŞAMDAN AKŞAMA Bn, Sadiye Mayakon'un ire değer vefakârliği paper vitrininde şöyle bir k görünüyor: i #Yıldızda neler gördüm?s ikinci bir müellifi de Sikin zevcesi bayan Sadiye Mae sayılabilir; il Müştak, kâtiplik ettiği Yil Tag ayında gördüklerini 1911 de e E belir 1 e ( yahut küflü bir 4 ER ; # rip İİ Hİ EE İ e i kadar birçok hususi- ia toplu olarak okuya- öğreniyoruz ki, İsmail vefakâr zevcesi, merhu- Müteakip ve keza pek meraklı #afhalarını aksettiren dağınık lelerini de derleyip » bir seri halinde neşre- Sİ, #, # 7 i / ün kalan kısmını bu ki Mlilesini tanzim ve neşretmeğe im.» diyor. ... ya değer bir hayat ar- ve hatıraya karşı hür. etinin de fevkinde gör EE, Aş İN 7 e 5 ye # âsi ve fikri hayat devresin- vaziyetlere, hakikatlere ki, bunlar, o adamın, belki darların sağlığında inlişar Fakat büyük bir tarihi etini haizdirler, (Nete- de Mahmud Şevket pa- eçen serinin neşrini me- — " # mühimi vekayün ve core kaynaşlığı; pınar başların anlar, gördüklerini yaza a lerinin ferdlerini de bunları anmak: kükürle | yeti i ahlifa yadigâr kalacak en Mp eeceler belki de bu telifat B, lerin ouvrages posthumes — müellifin vefatından Eİ g4 — via bay Amca geli. Sen A — Hayrola)... İsveçle ticaret nümune B. Natuk Ziyanın relaliğindeki tics- İsveçle gayri tes-İde büyük bir muvaffakıyetle temsil ret heyetimia, Diğer taraftan, dün, ÖREŞAM Otello'nun temsili hakkında Muhsin Ertuğrul ile bir konuşma Yazani Selâmi İzzet mi olarak ticari muhnberelere de ba#-| edilmekte olan «Otello» nun sah- lanmıştır. Gelen mektuplardan İsveş hükümetinin bize kadın va erkek yün. 14 kumaşları, kâğıd, karton, makin. aksamı satacağı anlaşılmıştır, ! Dün İsveçe nilmunelik olarak pa- muk çekirdeği, kuru üzüm ve incir gönderilmiştir. Hükümetimiz, gördüğü lüzum üzerine, İsveçte yeniden bir t- caret ataşeliği açmıştır. Stokholmde- ki ticaret mümessilliğimize B. Selim Babit, taylın edilmiştir. Finlândiya konsolosunun bir müracaati Yağ, peynir Soğuk hava depolarin- daki yağ stoku tetkik ediliyor Yağ flatlerinin yeniden tesbiti için Belediycop tedkikli tak, Son Jerindeki flatlare bakılmaksızın - yağ- lara Azami fiat konacaktır, Peynir fiatleri Beyaz poynir gibi kaşar peynirinin de Azami bir flate tâbi tutulmam ka- rarlaştırlmış ve yapılan tedkikler flat mürakabe komisyonuna - veri)» mişli, Komisyonun pazartesi günkü toplantısmda bu flatler tesbit ve ilân edilecektir. Ancak kaşar, çok müte- nevri olduğundan aynı ayrı flatlere tâbi olacaktır, Maarif müdürlüğünde bir toplantı Dün maarif müdürü B. Tevfik Ku- bun Yelsliği altında müdür muavinle- rile alâkadarlardan mürekkep bir ko- misyon toplanmıştır. Toplantıda muh» İtelif mekteplerden gelen raporlar, talebe mikdarı, muallim kadroları tedkik edilmiştir. Henüz muallimi ol- mıyan yerlere muallim tayin edilecek jve lüzumlu görülen mekteplerde de | gübeler açılacaktır. Muhlis Sabahaddin'in operet temsilleri 15 Birinteşrin salı günü akşamı Şe- hir Tiyatrosu komedi kısmında kiy- metli sanatkâr Muhlis Sabahaddinin miştir, #Kerem - Asli isimli bü- ük opereoi Şark masalı ile «Efenin şki» isimli dört perdelik milli operet oynıyacaktır. E220b0090302 sonra neşredilmiş — bu eserlerden | İbizde hemen hiç denecek pek az | miktarda. bulunması, kele bunların İbir sistem dahilinde meşredilmemiş ası, gidene ne az kıymet, tarihi | tlere de me az İyerdiğimizi gösterir. |. İnşallah Sadiye Mayakon'un har| ireketi vefat yıldönümünde yalmız| | | | İ zevcinin ruhunu şadetmekle kalma mışlır ; temenni edelim, ayni za manda başkalarına da örnek teşkil etsin., (V& - Na) t — Bir kaç vatandaş bir yere ge- Ortaya bir buhran dahalince birbirine anlatacak fıkra bula-|kokar? nevinden, muyorlarmış... ds Juramızda bâlâ yaşamakta olan kişi “İlerdir, <Otello» bir hayat faciasın-| neye komuş üslübn Türk tiyatrosu- nun iftihar duyacağı bir güzel sa- İnatlar hüdisesidir. Muhaln Ertuğru- an bu mizansen üslübu beynelmilel olacak, bütün Avrupa sahnelerinin ri örnek alacakları bir üp İiptur, çünkü «Otellos nun asl mânasını, eserin hakiki mefhumunu, ruhunu tebarüz ettirmektedir. *Otellor bugüne kadar, Muhsin Ettuğrulun tatbik ettiği bu yeni sahneye koyma tarzına kadar, bir «kıskançlık hailesi> idi. «Otello» gö- zünü kan bürümüş, pazuları gerilmiş, yumrukları sıkılmış, sesi kükreyen, kanı kaynıyan bir araptı; kıskanç alâka |bir arap; öylesine kukanç ki, niha- «Otello> ! yet kansmı öldürüyor... bizzat «Otello> yu temsil eden sa- natkârlar ve «Otello> yu seyreden- lerin gözünde sadece beşer değil, ferkalbeşer bir mahlöktu ve etrafın- dakiler, diğer eşhas bu kıskançlığı tebarüz ettirmek için konulmuş kuk- İalardan ibaretti İstanbul Şehir tiyatrosu sahnesin- de temsil edilmekte olan «Otello>- nan sahneye konuş tarzı, bugüne kadar dünyanın hiç bir tiyatrosunda, hiç bir rejisörün tatbik etmediği bir tarzda temsili «Otello» nun bir kis- ançlık hailesi olmadığın tebarüz ettirdi ve gösterdi ki, <Otello» da bildiğimiz beşerdir, fevkalbeşer bir mahlâk değildir, eserin bütün eşhası dan başka birşey değildir ve Muh- sin Ertuğru! ilk defn bu esere anane- nin vurduğu oekmkançlık O bâilesi» damgasını silmeğe muvaffak olan büyük sanatkârdır. Muhsin Ertuğrul, bir taraftan «Otello> nun ruhunu tebarüz etti ren, tam mefhumunu ortaya ko- yan, kıskançlık hailesi damgasını silerken, bir taraftan da o devrin atmoaferini noksansız yaratabilmek için, Otelloyu yaşamış olanların kı: yaletlerinden, o devirdeki Venedik senatosunun tavanaız, çatımız oluşu” na kadar dekor ve aksesuarlara da llarına mutabıktır; damgasını vurmuştur. Temsilden bir kaç gün sonra kıy- metli rejisörümüzle ( «Otello> hak- kında konuşmağa muvaffak olduk. Olduk diyoruz, çünkü Muhsin Er- tuğruldan eser ve aktör hakkında mütalâa almak bugüne kadar zan nederiz kimseye müyesser olmamış- tir. — Orellodan memnun musunuz? dedik. — Fevkalâde, dedi, memnunum. — Halk da memnün mu? fevkalâde — Evet, halk da memnun... Ti- yatro eikıştan yıkılıyor, — Temsil nasıl?,.. Genç sanat- kârlar başarabiliyorlar mı?... Ümidimin fevkinde, Aktör ilk gitgide bu tabillik semplisite dere- kat sanatkâr tabilliği onun yerine kaim olur. İşte «Otello> yu temsil eden gençlerin hepsi böyle tabit oy- — Peki amma münekkidler mem- nun değil, obeğenmemişler, hepsi aleyhte yazdılar. — Beğenip beğenmemek herke-| sin hakkıdır. Beğenmiyebilirler ve beğenmemekte de onlar maztirdur! Yadırgadıl Meselâ © «Otello; .. Kimi «Önü teblikel, arkası vaya kaldıracak, göğsünü gerecek ve bir aslan gibi şöyle kükreyeceki ğenmediler, — Türk tiyatrosu mecmuasındai &Otelloz yu gençlere oynatmağı tar em zaman, evvelâ ananenin vi esere vurduğu kıskançlık hailesi damgasını silmek istedim diye İmuşsınız. Buna muvaffak olduğunuz muhakkak, fakat nasıl muvaffak oldunuz? — Çok Basit... Otellonun Jbirinci perdesi başlamadan ikıskançlık hallesi olmadığı anl İPiyes başlamadan önceki İdikkat etmek kAH deği mi?... yerine Kasyo tayin edilmiştir. Be- nun Üzerine Yago daha perde açıl- madan dolap çevirmeğe başlar. Otelloya muavin olamamıştır amma, olmak e Gen gelen herşeyi yapacaktır. N ki ya; e lonun Dezdemona de “la fırsat bilip onun harimine dil uzat- yor, iftira ediyor ve iftiranın haki kat gösterecek deliller de bazırır yor. Ve m her şeyi dol obra aöy! tabitliği verince, #Otello» bun bir | Yago, eğer Otelle Dezdemona ile evlenmemiş olsaydı, o zaman onu hükümetine ihanetle, casuslukla ht ham etmenin çarelerini arayacaktı. Eserin ruhunun kıskançlıkla alâkası yoktur, Kiskanç adam telkin ile kıs kanmaz, kendiliğinden, yok yere, durup dururken kıskanır. Halbuki Otello hiç de kıskanç değildir. — Bir sunl daha: Bir münekkid, /Şehir tiyatrom sanstkârlarında dik- siyon ve deklimasyon İbiri de dekordan... sözümüzü kestir — Diksiyon ve deklamasyondan Bahsedene: Göster bakalım, türkçe- nin diksiyon ve deklamasyonunu öğreter. kaç kitabı vardır da biz o kitaplardan dere göstermiyoruz? derim... Dekoru beğenmiyenlere de derin: ki... Biraz sustu ve şöyle devam etti: — Bir ameliyathanede bir operas- yon görürsünüz, hayran olursunuz, İ operatörün meharetini methedersi- niz, veyahut bir doktora gidersiniz, tedavisinden memnun kalmazsınız. Fakat operasyondan bahsederken: Nerkozu tam dozunda vermedi, İdoktor şa ilâci verecek yerde bu lilâns verdi derseniz o yakanızdan İdofa sahneye çıktığı zaman tabiidir, | tutarlar ve ağzının kapatırlar. — Peki, ya münekkidlerden biri- İcesine varır; ilk tabilkk kalmaz, fa- (nin: «Hele eserin tablolara bile G- hâm vermiş olan munzzam karyolası İyerine bir sedir vardı» demesine ne İdersiniz?... Muhsin güldü, bir hayli güldü: — Şaka, dedi, şaka söylüyorsu- nuz. Sahi böyle yazmışlar m1? - — Evet, dedik, yazdılar. Muhsin bir müddet sustu, sonra: İ X Sonrnakiterı devühe edöseğim, dedi, bu hususta konuşamıyacağım. Selimi İzzet 5, Kimi Salamonla Yaşalaçi Be vindemes” Muhsin Ertuğrul ayağa kalkarak | ELEME Tuhaf şey! - Odun fiat | sinama slemenda iler sönüm Karşımızda geniş perdenin üzerinde a ya Kal ere © 1 Eler i Bir miktar ucuzliyacaği arasında — sanki seyircilerin gözle- tahmin i erisir e iyüyen, Yi 0cm- datanbulan odan. İhtiyası; Bensds |manlaşın bir rakam belirdi; 19141. ormAD- İFski dünya harbine dair bir filim, Kl A D DARMİR Cemi edirne kordelânınm ilk sahneleri odun fintlerini tesbit ederken fikba- |top sesleri ile halka takdim ediliyor. bardaki kesimi ve fikbahar odunları-|du. Meselâ perdede filmin rejğsörü yanlacak değil mi? Evvelâ bir top Basra - Bağdad Yeni bahçeler Sur kapilari haricinde bahçeler yapılacak Topkapı ve Edirnekapı Halkın şikâyetleri İnsulin kalmadı! dan mütevellid Arızalar için kati dovadır. Bu sebeple her zaman, her yerde bulunmam İlzımdır. ça yüksektir. Bunları iâçların- dan mahrum etmeği, çok fena akı- betlere maruz İrakmağı vicdan kabul eder mi? Bu hususta hükü- metin nazarı dikkatini oelbede- riz, ... Umumi hizmet mües- seseleri para değiştir. mek için en münasip vasıtalardır Üzerlerinde «100 kuruş yazlı olan madeni Hralar tedarölden kaldırılıyor. Çünkü yeknesaklığı ihili ediyorlarmış. Fakat bunla rın, umumi hizmet müassasele- rinden bazılarının memurları hat, tâ tramvay biletelleri tarafından dildiği, Iktan alınmadığı Bu hususta gikâ- Makamı adinin bu noktaya ehem-| miyetle nazarı dikkatini eelbede- Lİ se. Kimi de Nasreddin hoca ve- ya Bektaşi lâtifeleri nevinden fik İralari tekrar ediyorlarmış... Şindi o zamanları bilenler bilet — Hey gidi heyl... Ne günlere miş!... diyorlar, Bir gün gelecek yer yüzü insanları 'deleri üzerinde kocamam Hani ihtiyarlar caki günleri düşür piller, düşünürler: «Tuhaf çey.. O birer | günlerin hepsi bir masal...» derler. Hem de Amerikan filimcilerinii jarayıp da bulamadıkları mevzular... Gece bombardımanları, tabtelbahir muharebeleri, hava barajı atoşle- ri, Olkyanuslarda korsan gemileri, Afrika Iimanlarına baskınlar... Me- selâ harp günlerinde bir çok Avrupa zenginlerinin üşüştükleri bir şehir... Portekizin merkezi Lizbon... Otel. İerde mücevherlerle süslü kadınlar... Daha neler de neler... Bugün yer yüzünde bazı hâdiseler milyonlarca insanı endişeye düşü. rüyor. rüyor. Lâkin yarın ayni hâdiseler milyonlarca insan rahat koltullarda, loş salonlarda, beyaz perdelerin karşısında ve sırf eğlenmek masa dile rahat rahat seyredecekler.. Tuhaf bisşey!... Hikmet Feridun Es 06560939182350998$00882988 Kaybolan motör bekçisi dneize düşerek boğulmuş Unkapanında Tekirdağı iskelesinde Abdullakın motöründe bekçilik eden İnebolulu kırk yaşlarında o Cemaj adında biri, bundan bir müddet evveli ortadan kaybolmuştu. Gerek motög sahibi, gerek al ederek Cemalin bul ler, zabıta da lâm gelen tahkikata girişmişti. Dün Abdıtilatım motörünte bağlı bulunduğu yerde denizde biş cesed bulunmuş, orada bulunanlağ bu cesede dikkatli bakınca bunun Ce- mal olduğunu farketenişlerdir. Derhal polis ve edilye işe »l koyu muştur, Adliye doktoru casedi muaye ze etmiş, bunun sara Seti motörden denize düştüğü ve boğul- duğunu tesbit eylemiş, gömülmesine izin vermiştir. | ...Sanin anlıyacağın ortada bir -İde güldürücü fıkra buhran olde- ğundan şikâyet ediliyor!... B.A. — Bilmem, eğer onada narh konduysa doğrudur!...