Sahife 6 — Haliç vapurunda O günü vapurla Halicin en son 1s- &elelerinden birine giğiyoldum. Bir köşeye oturmuş, gazetemi okuyoldum. Karşımdaki urun kanapede bir genç kadın, orta yaşlı bir adam, etrafına aksi aksi bakınan gözlüklü ihtiyar bir kadın oturuyordu. Bunların bir aile Oldukları konuşmalarından, her halle- Finden anlaşılıyordu. Genç kadınla, orta yağlı adam karı koca idiler, ihti- yar kadın da herhalde erkeğin kayna- nası olacaktı. Vapurumuz Unkapanı köprüsünü geçmiş Kasımpaşaya doğru İlerliyor- du. Karşımdaki adam bir aralık Tapu run peneeresinden dışarıya baktı. Banki eski bir ahbabı We karşılaşmış gibi gülümse: — A çocuklar, bakın ne gösterec.- &im... Eski bir dost. Fakat zavallı ne kadar ibtiyarlamış, ne kadak bitkin bir halde... Erkek böyle söyliyerek bira ileride duran «Gülceemale vapurunu işaret ediyordu. Hakikaten Gülcemal Yapa- runun pek eski, pek harap bir manza- rası vardı. Orta yaşlı adam sözlerire'yu süretle davam ediyordu: — Hey gidi hey. Bu bi#f vapur de- Bil. Canh bir tarih... Ağzı dül ölsay- dı muhakkak bize mazisini, geçirdiği parlak günleri biror birer anlatırdı. Meselâ: «Ne idi o günler!... Salonla- rmda carband çalinip dansedilen Ne idi o buradan kalkıp da #tiğim, meşhur «Hür- şısır.da Nevyork rıh- diye bahsedebilirdi. Ay o biraz ilerideki sökülen tekne de nedir? Gülnihal vapuru... Zavallıyı yalnız teknesinin bir bu sözleri üzerine genş yazlık ev yapardık. Hem de ne mü- kwmmel bir şey olurdu. İçini dayar- ik. İstediğimiz zaman, 1s- Meselâ bir 3 zda arasında demirledik. Gelecek hafta doğru Modaya... Birkaç gün de orada kalır- dik. Canımız Veşilköyü mali dsta, Haydi oraya... İhtiyar kadın bu sözlere itiraz etti: — A kızım... Gülnihal kocaman va- pur. Onu silmek süpürmek, dayayıp döşemek için bir tabur insan Ilzm.. O kadar büyük vapur bizim nemiz? Bize şöyle küçük, esk! bir Hallç vapu- ru versinler yeter de artar... Adam da bu sözü tasdik etil: — Evet, evet, dedi, kayın validenin hakkı var.. Yaz aylarını geçirmemiz için bize bunun gibi bir Haliç vapu- Fu yeter. Nihayet genç kadina da bu fikir mülâyim gelmişti, — Evet, dedi, hem bu vapurun da- yaması döşemesi de kolaydır... Faraza bu hirinel mevki salonunu misafir odası yaparız değil mi? İkinel mevki salonunu yatak odası haline sökâ- nz. Geminin baş tarafındaki en alt kamarayı mutfak yaparız. Bir tarafını da bölme ile ayırır, orada da yemek Artık karşımdaki alle vapuru yazlık Hattâ artık radyoyu, büfeyi, kütüpha- neyi koyacakları yerleri bile kararlaş- tarmığlardı. Misafir Misafir odam yapacakları birinei mevki salonunu açık tirşe pen- gine böyatacaklardı. Tavana da büyük bir abajur asacaklardı. Yatak odası- »ın boyası İse karun işi olacaktı. Bu konuşmalar esnasında erkek, birdenbire aklına mühim birşey gel- miş gibi atıldı: — Ya kaptan köprüsü?.. Kaptan kamaram!.. Orayı ne yapacağız?.. Haaa... Buldum buldum... Orası da b- nim annemin odası olur... Zavallı ka- dıncağır, srasira bize geldikçe kaptan köprüsünde yatar, rahat eder, Buraya kadar gayot tatlı bir şekli- de ierleyan konuşmalar erkeğin bu sözü üzerine birdenbire değişti Ha raretlendi, alevlendi. Adamın kaynanası şöyle bir doğrul- du: — A... dedi, yatsam yatsam kaptan kamarasında ben yatarım!... Vapur- da herşeyi kararlaştırdınız da benim yatacağım yeri düşünmediniz.. Tabi, ns da olan ismimiz kaynana... Sen kendi annen için geminin en güzel ye- rini, kaptan kamarasını ayırdın.. Ya bana nereyi düşündün? — Sizde alt kamaralardan birinde yatarsınız kayınyalldeceğimi... Bunun üzerine Ihtiya? kadın fena halda hiddetlendi. Adota küplere bin- di: — Ne? Ne? Benim gibi romatizmalı bir kadın o yarı yarıya su İçindeki alt kamarada bütün gece yatıp uyuyaen- ğım ha... Benim gibi hastalıklı, zayıf bünyeli bir kadına bunu reva görmek Adeta katilik.. Hayır ben kaptan köprüsünde yatacağım, Orayı kimseye vermem... Kaptan köprsü benim... — Peki peki kaynanacığım... Kaptan köprüsü &l Sinirlenmeyin, rlenmiyeyim? Nasıl hld- detlenmiyeyim? Harkes kendini dü-| şünüyor, sen bile kendi annene yer) uldun, bana gelince alt kamaraya de- gi mi? Ne hacet? Bari beni ambar- larda, yahud da makine dairesinde yatırın... Sinirimden çıldıracağım val- lahi, Bu sırada genç kadında kocasına döndü: Amma, dedi, annemin hakkı var. Bi olan sinirlenir. Seon anneni 5 güzelim kaptan köprüsünde yaınp benim zavallı anneme alt kamarayı layık görüyorsun ha... Erkek artık bu münakaşaya niha- yet vermek maksadile: — Canım, dedi, sanki bize bu vapu- ru bağışladılar da bizim onu er şek- Mine sokmamız kaldı. Bir hayal yözün- den nerede ise gırtlak gırtlağa kavga edaceğiz. Bırakın Allah aşkına... Böyle mânasız hayaller kurı bizim er sahibin! düşünelim... Adamcağız üç aydır kiramı veremedik. Ondan kaşmak için ne manovrala? çeviriyo- uma, Bir yerde burun buruna gelece- Biz diye ödüm patlıyor. Kaynana hâlâ: — Ben onu bunu bilmem... Taş çat- lasa alt kamaraya inmem... diyordu. Bu sırada vapur bir iskeleye yanaş- mıştı, Yeni yolcular biniyordu. Bir aralık karşımdaki adam heyecanla; — Aman bizim ev sahibi... &v haline sokmak etrafındaki hayalle- rini genişlettikçe ( genijletiyorlardı. Vapurun her tarafını kendi fikirlerine, kendi düşüncelerine göre tanzim, ter- tip etmişler, mobilyelerle döşemişlerdi. biniyor... gözden kaybolalım... dedi. Hep birden toplandılar. Kaynana en önde aşağı kamaraya indiler. Hikmet Feridun Es 62225994320909699099000009000000209009890000080909900 Ankara Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesine Bursiye talebe alınıyor Ankara Di ve Tarih - Coğrafya fakültesine İmtihanla tam vey& ya- Devlet Demiryolları ve Limanları İşletme Umum idaresi ilânları Devlet demiryolları Üçüncü İşletme Müdürlüğünden: İşletmemiz memur ve müstahdemleri için 1940 malt yılında diktirilecek aşağıda mikdarı yazılı resmi elbise, palto ve kasketler kapalı zarf wsulile eksiltmeye konularak 77/9/940 tarihine tesadüf eden cuma günü saab 16 da yapılan eksiltmesinde taliplen tarafından teklif edilen fiatlar komisyonca haddi Ilyıkında görülmediğinden ihalesi 7/10/940 tarihine tesadüf eden pa- zartesi günü saat 16 6 talik edilmiştir. Eksiltme kapalı zarf usulile yapıla” caktır. Taliplerin 1940 sayılı kanunda yazılı vesikalardan maada şartna- medeki vesikalarla beraber teminat mektup veya makbuzlarının ve teklif mektuplarını havi zarfları muayyen #aatien bir saat evveline kadar Balıke- sirde 3cü İşletme satınalma komsiyonu reisliğine vereceklerdir. Bu saatten sonra teklif zarfı kabul edilmiyscektir. Mukavele ve yariname projeleri komisyondan ve İstanbul, Ankara, Sirkeci Haydarpaşa, İzmir garların «9301» tedarik edilebilir, Tahmin Hepsine ait mikdari Bedeli Tutar teminat Adet K. L K Lira K m Wwe imi Diktirilecek elbisenin cinsi Lücivert serj açık yakalı caket, pantalon, yelekten mürekkep takım elhise. Ayni kumaştan kapalı yakalı caket, pantalondan mürekkep takım elbise. Tâcivert ve gıri şayaktan açık yakalı caket, pantalon, yelekten mürekkep takım elbise, Ayni kumaştan kapalı yakalı caket, bise, “4 “0 16$ ww 929 300 100 65 109 e Demir ve Çelik Fabrikaları lies Müdürlüğünden : “Moka imalatı ilânı,, 1 — Türkiye demir ve çelik fabır!kaları müessesesi mobilya ImalAtı va- hidi fiyat üzerinden ve kapalı zar? usulile eksiltmeye konmuştur. ? — İşbu imalâtın muhammen keşif bedeli 19,809.— liradır. 3 — Eksiltme evrakı 3.— Ira mukabilinde Ankarada Sümer Bank mua- melht şubesinden İstanbulda Sümer Bank şubesinden ve Karabükte Türki. ye demir ve çelik fabrikaları mütssesesinden almabilip. İş 4 — Eksiltme 14/10/1940 pazartesi günü saat 15 te Karabükte Türkiye demir ve çelik fabrikaları müessesesinde yapılacaktır. tekillep teklif evrakı meyanına şimdiye kadar yapmış oldukları bu kabil işlere, bunların bedellerine, hang! bankalarin muamelede bülun- duklarına, tcaret odasında kayıtlı olduklarına dair vesikalarını koyasak- lardır. 8 — Muvakkat teminat mikdarı 1,39538 liradır. 7 — 'Tekli? mektuplarını havi zarflar kapalı olarak ihale günü sast 146 kadar Karabükte Türkiye demir ve çelik fabrikaları müessesesi muamelât pubesine makbuz mukabilinde teslim edilecektir. Posta ile gönde rilen tekliflerin nihayet ihale saatinden bir saat evveline kadar gelmiş ve tarfların kanuni şekilde kapatılmış olması lâzımdır. Postada vaki olabile- cek geçikmelerder dolayı müessese mesuliyet kabul edemez, 8 — Bu Imalâtı müessese taliplerden dilediğine vermek ve yahut müna- kasayı hükümsüz saymakta temamen serbesttir. (9200) İstanbul Arkeoloji Müzeleri Arttirma ve Eksiltme Komisy onu Riyasetinden : Yapılacak Işin cinsi Keşif bedeli! Muvakkat teminat Ekslitmenin nerede ve mahiyeti L Er. miktarı hangi gün ve sa- L. Kr. atta yapılacağı Ayasofya müzesinin cam, 805 36 G0 45 Eksiltme 7/10/940 pazartesi çerçeve alçı pencere ve günü sat 15de yüksek kurşun tamiratı mektepler muhasebaciliğin - le yapılacaktır. Ayasolya müzesine bermücibi keşif yaptırılacak olan tamirat İşleri yu- karıda yazılı gün ve saatte açık eksiltmeye konmuştur. Olbaptaki keşif ve şartnameyi görmek isteyenlerin İstanbul arkeoloji müzeleri umum müdür. lüğüne tamir yerlerini mahallen görmek arzusunda bulunanların Ayasofya müzesi baş memurluğuna talip olanların da müteahhitlik ve Henret odası| tİr. vesikalarilş muvakkat teminat makburlarını hamilen ihale günü yüksek rım burs verilmek üzere talebe alınacaktır. Tam burs ayda kırk ve yarım burs ayda yirmi iiradır. Lis mezunu olup da olgunluk imtihanı vermiş olanlardan ve yahut evvelce fakültede kaydedilmiş bulunanlardan burs talebesi olmak isteyenlerin birinci teşrin 10 una kadar fakülte direktörlü- Büne Istida öracsat etmeleri lâzımdır. Burs alan talebenin tabi ola- gağı şartlar ülteye müracaatla öğrenilir. (9034) (5977) Boş İplik Sandığı Satılacaktır: Defterdar Fabrikasında mevcut ve teraküm edecek caman 1500 adet 11/10/049 cuma günü saat on dörtte Defterdar Fabrlkasında mA İle satıltcaktır, Arttırmaya İştirak edeceklerin şartnamesi e ilk teminat olarak 109 llrayı Katıretoğlu Hanındaki müassese yahud Fabrika veznesine arttırmadan evvel makbux zukabilinde f mektepler muhasebeciliğindeki komlsyona müracaatları, (8088) Maliye Vekâletinden: 2/14171 numaralı vekiller hey'eti kararına bağlı toprak tevzi talimat. anmesine tevfikan tevzi olunacak toprakların kadastro tahririnin leras için aşağıdaki fenni malzeme mübayaz edilecektir. 1 — Mübayaa edilecek Beherinin fiyati (o Tamamının bedeli levazamın cinsi pr Lira Takoomotre Mira Plânımette Adet 25 s 5 21250 2000 1500 Yekün 109 Yekün (24750 2 — Keşif bedeli: 24750 liradır. 3 — Muvakkat teminat miktarı: 1866 lira 28 kuruş. İhale evrakını görüp almak isteyenler maliye vekâleti mil emlâk üne müracaatları. gekli: Kapalı zarf uzullle, 6 — İhalenin yapılacağı mahal ve tarih: 23/10/00 tarihine müsadif çarşamba günü sant 15 de maliye vekâleti mill emlâk müdürlüğünde, 7 — 'Teklif mektupları: 23/10/940 tarihine mümadif pazartesdi günü saat Me kadar maliye vekfleti milli emlâk müdürlüğünde kabul edilir. 8 — Malzeme ihsle tarihinden *tbaren 90 gün Içinde maliye vekâleti mill emlâk müdürlüğüne testim e k dan | adamdı. Yaşı elliyi geçtiği halde heniz | müddetle mu ÂŞIK GARİP Tefrika No, 95 Sarı Mahmud, Hüsrev beyâ, birkaş aydanberi Akdenizde neler gördüğü- nü, nelerle karşılaştığını anlatıyordu. Bu arada 'Tilos adasından İstanbula Yüzan; İSKENDER FAHREDDİN tüyarladı. Evindeki cariyeleri bile mal- götürmek üzere aldıkları Rum dilbe-İ dim. rinden de bahsetmiş ve — Türa eşsiz bir güzeldir. Doğrusu ben onu padişaha liyık görürüm. Demişti, Hüsrev bey çapkınca bir uslanmamıştı. İstanbulda, Manisada yo Rodosta birer karısı vardı. Hüsrev bey her gittiği yerde evlenmişti; bu kadınlardan çocukları da olmuştu. O, çocuklarına iyi bakar, onları hiç bir zaman unutmazdı. Rodostaki karısını da alah henüz bir sene bile olmamış- tı. Fakat, buradaki karısı ötekilerden daha az güzeldi. Hüsrev boy bu sebop- le gözünü ayıramıyordu. Sa- ni Mahmudun sözlerini dinlerken, için- de garip bir merak uyandı. — Şu aşifteyi bir kere göremez mi. yim, Mahmud? Sarı Mahmud ambara doğru yürü- dü: — Burada yatıyor ama, bilmem Ki, reisten İzin almak lâzım mı? — Yok canım. Böyle ehemmiyetsiz bir Iş için relsi rahatsız etmeğe lüzum var mı? Ben yabancı bir adam miyım? Sarı Mahmud ambar ağzımı açtır. — Doğru söylüyorsunuz, Târa yenir bir nesns değil ya, Buyurunus baka- m. Ambara indikleri zaman Târa yarı soyunmuş bir halda yatağına wzan- miş yatıyordu. Kaç gündenberi saçları dağınık ve neşesiz görünen Tilos dü“ berinin büyük hayaller içinde yaşadı. ından kimse habehdar değildi/ O İ tanbulda kaptan paşanYıryatıkına gir- mek, onun gözdesi olmak istiyordu. Âşık Garibi bu işte âlet olarak kullan mağa Karar vermişti. Zatın Âşık Garibin de onda gözü yoktu ya, Hüsrev ambara İner inmez, Târaya göyle bir göz-attı, Hüsrevin gözlerinin içi gülüyordu. Pek as kadın karşisin- da çarpan kalbi de o dakikada nasıl- sa gene çarpmağa başlamıştı, Sarı Mahmud onun eski arkadaşıydı. Hüs- rev bey Rodosa denizcilikten gelmişti. Sarı Mahmud, Târanın Tilos adasın- da Türk denizcilerine gösterdiği ya» rarlıklardan bahsederek: — Yuvanı bize yakalatan odur. Dedi. Sarı Mahmudun lâfları Hüsre- vin kulağına girmiyordu. Hüsrev bey, genç kadına yaklaştı. — Ne tatlı bakışı var. Sülün gibi Mes, tavus gidi narin bir kadın. Bu kadar güzel bir mahlüku neden bu- raya atlanız? Tiüsrev bey bu sözleri söylerken, TA» | tir. ranın yüzüne bakıyordu. Mahmud, Hüsrev beyin sözlerine cârap verdi: — Onu İstanbula kadar göz hapsinş almağa ve muhafaza altında bulun- durmağa mecburuz. Hamza bey, bu kadını kaptan paşaya hediye edocek- — Haydi canım, Barbarosun (1) Böyle şeylerde gözü yoktur, O artık Yüksek Mühen hanı yapılacaktır: 7/Birinciteşrin/1940 pazartesi: 8; Birinciteşrin./1940 salı; Saat 9 dan 11 e kadar Pizik Saat 13,30 dan 15,30 a kadar kimya Iştirik edemerler. Leyli Tıp talebe hanlsrında muraffsk olarak yurda yacakları Hân olunur. 'Tefrika No. 119 Sadece bu adresi yağirık zarf me çinde) Da arda Ferihaya göndermişti. “Nihayet in evlâdı pi ye yatırdı. Küçük Kadri, birkaş “era daha haykırdıktan sonra #us- « Feriha eğildi. Çocuğu biraz ok- — Sizde da annelik hisleti kuv- vetli olacak! - dedi. Feriha, elemle: — Anna olacağımı hiç zannet- — Evlenmiyeceğim de ondan... — Garip şey... — Neyse o ciheti bırakalım... Ben buraya bazı el işlerinin tamirini sizden İstemek için geldim... Bunu söylemiştim... e. getirdiklerim şa paketin içindedir... Bir göz atsa“ mez. Feriha bâlâ çocuğu oyalamakla meşguldü. Bedriye paketi açtı. İçin- dekileri masan mu yene etmeğe başladı. ri Izimdır. (9384) otomo! döndürdü. Rakibesine baktı, Feri-|nu yapabilirdi... Zira ruht nezaketi! ha, yavruyu — fena birlyoktu... Fakat nilesi itibarile, ya- şöyden saklanmak ister gibi — göğ-| şadığı muhit itibarile bir takım ter biyeler öğrenmişti... Bu sebeple sw sayordu. — Çocuğu ona benziyor mu di- ye bakmağa geldim. - dedi. » Ben bu dünyadan çekilmek istiyorum... Sandığınız gibi fenalık etmeğe gel- medim, Bilâkis, nişanlıma, sizi al- masını rica edeceğim... Çünkü siz ber sandete lâyıksınız... Ben, artık aranızdan çekiliyorum... Allaha w marladık... Annesinin kucağındaki çocuğa eğildi. Süratle onu öptü Sonra, kimsenin söz söylemesine imkân br- rakmadan dişarı çıktı. Cemil, ayakta duruyordu. Bir is- kemleye dayanıyordu. o Bedriyeye bakmak kuvvetini kendinde bulamı- yorau, Genç anne, kendini bir kol- tuğun üzerine bıraktı. Göz yaşlarına | di boğuldu. Çocuğunu hâlâ kucağın- da tutuyordu. Delikanlı da kara düşüncelere daldı, Feriha, izdivaçtan bahsetmişti. Hayır, Bedriye saadetin bu kadarı" ni İstemiyordu. Sadece Cemilin kendisile alâkadar olmas... Bu ka- dar kâfiydil Birdenbire oCemil ona bir sual sordu, — Burasim Ohereden biliyordu? Buraya niçin geldi?... — Sizin kadına ihtiyacınız var mi? Burada yeni evlendiğinizi ve Rodorun en güzel, en körpe bir kızını aldığınız söylediler. — Doğru ama, Mahmudeuğum, hos Toz ölse de gözü çöplükte kalır derleğ, Bon de kaç kere evlensem, gözüm g8- ne dışarda. Başka bir güzel kadın gö- rünce, evdekini unutup ona öarılıyo” rum. — Birkaç yıl öncesine kadar ban de öyle yapardım. Kendimi içkiye ver diktan sonra kadından elimi çektim. Sarı Mahmud gülerek başını salla- Kadın, ömür törpüsüdür, gözüm! İnsan, kadından elini çekerse, ömür uzun olurmuş, Gerçek, ben sırtımda bir yük gibi taşıdığım kadınları sikip attıktan sonra, ömrümün uzadığını hissetmağe başladım. Hüsrev bey bu fikirde olmadığını anlatmak istedi: — Sen hâlâ adam olmamışsın, Mah- mud! İnsan, yeryüzünde kadınsız ya” sıyamaz. Kadınları Allah erkekler için yaratmıştır. Erkekler de kadınların kıymetini bilmeli, Ben öyle senin gibi, karılarımı omuzumdan sikip atamam. Bana (Her gittiğin yerde evleniyor- sun!) diyorlar ammâ, ben ber aldığım kadına bakarım. Oriların hiç birinin kalbin! kırmadım ve kırmam. Bunlar» dan doğan çocuklara aylıklar gönderi rim. Onları her yıl bir kere olsun gör“ mek isterim, Şimdi, uzun lâfın Kısası, ben bu eşlfteyi de görür zörmez sev- dim. Kâfirin, insanı bir bakışta ken- dine çeken ve bağlayan öyle ateğli gözleri var ki.. Sari Mahmud birdenbire şaşaladı: (Arkası var) (1) Preveze mağlübiyetinin acısını çıkarmak maksadile imparatar Şari- ken'in Cezayir hücumundan bahseden Fransız akademisi arasından Bon nard, bir eserinde diyor ki: oŞarlken, Barharostan intikam almak ve Türk“ leri Cezayirden atmak istiyorda, 1544 Senesi teşrinievrelinin 27 nel günü ak“ samı kral Şarlken, 150 kadırga ve 16 büyük kalyon kaybederek Türk de- nizeilerinin karşısından güçlükle kaç" tı. İmparator, fırtımanm parçaladığı gemilerin enkazından vücude getirilen köprüler üzerinden geçerek canımı £0f kurtarabilmişti. Bu maceradan pl sederken, mütemadiyen — kaçmak — kelimeni tarif etmek, ne hazin bir mecburiyet” Na bu hüdiseden sonra, Barba rosu İçinden vurmayı düşünmüştü Onun yanma (Akte) adlı Romalı bif kadını esir olarak gönderdi. Fakat Barbaros bu kadına da rxaf gösterme” miş, yüz vermemişti. Şari, Barbarosuf bu sahada da yenilmez bir şahsiyef olduğunu anlaymen ümldsizliğe düş müştü. İlh...» 01000110900990002008000209608302290840000309000998990 Mektebi Direktörlüğünden: Şimdiye kadar mektebe kaydedilmiş olan talebe adedi alınacak miktef tecavüz etmiş olduğu cihetle; Aşağıdaki günlerde bir giriş müsabaka imti Bant 9 dan 12 ye kadar Cebir, Trfkonometri Saat 14 den 17 ye kadar Geometri, Saat 13,45 den 17 ye kadar yabancı dll efransızca, ingilizce, almaness. Mektebe yazılı saatlerden geç gelenler, kayıt karesini yanında bulun” durmayeplaria kopya kalemsiz veya mavi mürekkepsiz gelenler imtihanlaf9İ 493090 üğünden Yurdu Müdürl 988 - 939 ders yılı ikmâl imt'hanlarında muvaffak olamayarak bir sen kkaten yurtla alâkaları kesilmiş bulunup 839 > rr) yılı iynti” gelmeleri icabeden yurt talebelerini nihayet 26/10/D40 günü akşamına kadar yurda mürncaatin kayıtlarını yağ” tırmalar mezkür tarihten sonra müracant edenlerin yurda kabul olunmifi (5302) Bedriye titredi: — Müşteri gibi müracaat eti Feriha hanım olduğunu bilmiyo” dum bile... A... El işlerini de mas#” nin üstünde bırakıp gitti. Bunlaf” tamir ettirmek bahanesile bura” geldi. Cemil, nlaycı mlaycıt — Bu derece iyi bir komedya #7 namak kudretinde olduğumu bili yordum. » dedi. — Yok yok... Komedya oy#fi madı... Hiç zannetmem. il — Haydi haydi... Tiyatro aki &ibi tavızlar takındı... Sözde onunla nişanlanmışım gibi, niş9”” mızı bozdu, beni sana lütuf buy” » Zaten kozu kaybetmişti; böf) zi hareket etmeği cakal seydi Ancak düşünüyorum ki neaba dereceye kadar biliyor? — Neyi? — Kozu kaybettiğini? — Ne demek istiyorsun? çel — Demek istiyorum ki, di denen o adam — ki baban mi şeptanm tâ kendisi midir, bilm rum — bütün teblikelerden yali syırdı... Dünyada artık kimse sahtekârliğmi isbat edemez. “ ben bile aezimi izhar ediyorum (Arkası ver? a A m am