AKŞAMDAN AKŞAMA Ahlâk, örf ve âdet işlerinde devletin rolü Bugün başka bir mevzu yazmağa hazırlaniyordum. Telefon çaldı. Pek tanınmış bir ihtiyar profesör ve dok- torumuz beni aradı; dün bu sütunda bahsettiğim «Annenin kızından şikâ- yeti nin hakiki hayattan mi alınma, yoksa hayal mahsulü mü olduğunu sordu. — Mektubun aslı, daha teferruatlı olarak yazılmıştır ve bende mahfuz- dur! - dedim — Makalenizi büyük bir dikkatle okudum. Beni de, diğer tanıdıklarımı da alâkadar eden, cemiyeti de ilgilen. dirmesi icab eden bir mevzua dokun- mMuşsunuz, Fakat fikrimce, derdi gös- termenize rağmen devasını bulama. mışsınız. Şu düşüncedesiniz: «Eski ört ve âdat bozuldu. Yenisi eskiye rücü | suretile kürulmıyacak, Anneler, ba- balar ve umumiyetle mürebbiler ey. Yâdları üzerine müessir olmak isteyor. Tarsa onların telâkkilerini öğrensinler. Ancak böyle dostça ve Ppsikologca nü- fuz ettikleri takdirde onları tesirleri altında bırakabilirler.» Bir de Ameri- kalı annenin ulvi misalini gösteriyer- Sunuz, Amma, öyleleri bizde ne kadar azdır! Sizin tavsiyenizin tahakkuku. | nu beklemek, hiç birşey yapınamakla müsavidir. — Öyleyse doktor? ne düşünüyorsunuz, — Düşünüyorum ki, bizde, aileleri. »* nazaran ekser gençler ve hele Kene kızlar, yayından fırlamış oklar hsl'ini almisi Merşeyde «Devletçi- lik!» diyoruz. Son çare olarak bü can kurtaran simitine sarılıyoruz. En ol- madık sebeblerden dolayı şuna buna <*za kesiyoruz. (Bundan hattâ vari dat bile artıyor!) Nişanlılık devresine de bir mühlet koysak, o devreyi aşır dıktan sonra genç kızı almıyan, hüs- ran İçinde bırakan delikanlılar kanun Pözarında mesul olsalar. Sırt çapkın. hık maksadile nişanlanan ve bedbaht kırları yüzüstü terkedenlerin pek çok oldukların - ben şahsan i Şimdiki vaziyette nişanların ancak yörde on bes yirmisi izdivaçla niha- yetleniyor. Öteki Kısmı Iâüballce bozuluyor. Gerçi ben, bu teklifimin ferd hürriyetine nt birşey olduğunu A m. Umumi kanaat itibarile, Pei Da inkişafına taraftarım. Fa. Midi) aş soruklar ve gençler üze RR 1 vazifesini artık icabı de ba nel $u devirde en kuy- eğ pie hazımız olan devletin iyi ilecek kanun ve nizamlar görüyorum. Mayo” ki PlÂİ icindir; Kad p iğ; ; «aile kiz nın > garşısında bir ayo ile dolaşma: ! > a şması ne | e Di aile kızı, her hangi | me Meşrep bir kadın buna cesaret | memelidir. Cemiyetin b | z ş iy una karış- eş a hakkı vardır. Bu hak kullanıl. Tac lmdiki vaziyette ise, bir müba.' aye. divar, Herşeyde bin türü avıd, Bu Bibi manevi mesele. ce ölçüsüz bir müsaadekâr. ce de iyi olmıyor! Gün t çığrından çıkma ile karşıla. > Hülâsa su ki, devlej erin teşrii ve icrai ku ik ahlâk ye öri ve â “ ve âdit ile Size zamani gelmiştir. a bi bini fikrinize uymuyorda bi. i olarak bunu kendi sütu- | t ve belediye. vvetlerini Kuk Maarif Vekili dün heykel sergisini açt Genç sanatkârların hazırladıkları 43 parça takdirle seyredildi eser Güzel Sanatlar akademisinde Heykel gu- besi talebelerinin eserlerinden mürekkep sergi dün öğleden sonra Maarif Vekili B. Hasan Âli Yücel tarafından açılmıştır. Bu münasebetle şehrimizin sanat muhitlerine mensup tanınmış zevat akademiye dark edilmişlerdi. Merasimden evel Güzel Sanat- lar akademisi müdürü B. Bürhan Toprak kısa bir hitabede bulunarak beş ay evvel Maarif Vekilinin bir heykel sergisi hazır- lanması arzusunu izhar etmesi üzerine bu #erginin meydana getirildiğini, heykeltraş Belling fle arkadaşları B. Mahir ve Nojadın. nezareti altında çalışın talebelerin as ve- ya çok muvaffak her türlü eserlerinin bu sergiye alındığını, bu suretle halkımızın, sergideki eserlere bakarak, gençliğin umu» mi seriyesile her günkü mesaisi hakkında bir fikir edinmesi kabil olduğunu söylemiş ve Maarif Vekilinden sergiyi açmasını rica etiniştir. Müarif Vekili B. Hasan Al Yücel bu mü- Se söylediği kısa nulukta demiş- ki; «Geçen sene Gürel Sanatlar akademi- mizin talebe resim sergisini gezdiğim Ea» man müessesenin muhterem müdüründen ve şubesinin şefinden bir de telebe heykel $eryisi yapılmasını rica etmiştim. Birinci dey- , 16 resimi ve heykel sergisini Ankarada Açar- fxen höykel bakımından zayıf olduğumuzu sa- rih olarak söylemiştim. Nokasnları açıkça #öylemenin onları itmam ve ikmal etmek İçin en doğru yol olduğu, burün açılan heykel #erglsile meydana çıkmış sayılabi- lir. Biz Türk milletinin film, sanat ve tek- hik sahalarında, yeni nusurlar ve eserler vermesi için yaptığı cehdi, insani ve MİM varifelerinin başında sAyıyorur. — Taksi ücretleri Yüzde on zammın bugün tatbikine başlanıyor , Taksi ücretlerine dalmi encümen kafa süs yapılan yüzde on zammın bugünden ibaren tatbik edilmesine başlanacaktr. Bu hususta alâkadarları tebilgat yapıl miştir. Yüzde on zam, taksi santizrinin arı mikdar Üzerinden olacaktır. Ge zammı ile şehir haricine çıkacak otome- billere yapılan zamma bu yüzde on zamlar ilâve edilmiyecektir. Yüzde on zam hakkındaki karar, ber taksi mrabasına asılacak, bu suretle goför- 18 yolcu arasında anlaşmazlıklara, meydan werilmiyecektir. Fen işleri müdürlüğü yol inşası için 400 bin lira istiyor 940 bütçesi umumi meclis tarafından kabul edilirken bazı Belediye hizmetleri için munzam tahsisat bulunacağı Val! ve Belediye Relst Dr, Lütfi Kırdar tarafından meclise bildirilmişti. Bu munzam tahsisat, | bilhassa fen işleri, imar, temizlik bütçele- rine verilecektir. Belediye hesab işleri mü- dürlüğü, murzam tahsisatı temin etmek üzere alâkadar bu üç müdürlükten malü- mat istemiş ve tahsisat ihtiyacının mikda» rini SOTMUŞtU. Fen işleri müdürlüğü yolların inşası için 400 bin, Gazi ve Karaköy köprülerinin dai- mi tamiri için 30 bin ve mecari inşa ve tamiri işinde 73 bin liraya ihtiyacı ol- duğunu bildirmiştir. Yerli mallar sergisi bu sene de açılacak Her yaz açılan Yerli Mallar sergisinin x in hazırlıklara başlan. sonuna Kadar açi Mhp kapanması icab ğinden bu Kususta- ki hazırtıkların çabuk bitirilmesine ve der- hal faaliyete geçilmesine karar verilmiştir. Bu seneki sergiyi, İstanbul Belediyesinin bizzat açmast İhtim nunüza dercediniz. İsmimi zikretmi- yerek... Gözlerinizden öperim, oğlum... Bu gibi bahislere arada sırada olsun temas et... Cidden mühmel bırakıl muş... Ve cidden lüzumlu şeyler... (VA - Nü) Meykel sergisinde Maarif Vekiline bir kabartma hakkında izahat verilirken “Tarihin içinde bulunduğumuz buhranlı de- virlerinde bile bu duygumuz ve çalışmamız hızını kaybötmekâizin devam , İstanbula geldiğim şu bir iki gün içinde Üniversitemizin 400 mezununu memleke- tin 400 köşesine yayılıp çalışmak üzere ha- yata çıkarmak demek olan meguniyet tö- renlerinde bulundum, Şimdi de Güzel 8a- natların bir şubesini kuvvetlendirecek kıy» mette eserler veren genç heykeltraşlarımı- in sanat cehdierini ziyaret edeceğiz Bu İşte emeğini veren ve çalışan muhterem KÜÇÜK HABERLER: 4 Dün, Şile fenerinin yıldıs karayel Ws- #kametinde ve takriben 17 mil mesafede bir serserl mayn görülmüştür. Liman rels- liği, keyfiyeti sefere çıkacak gemilere bil- dirmiştir. y 4 Unkapanında Cemaleddin sokağında, oda oda kiraya verilmek suretile kullanı- lan ve Müsilm isminde bir şahısa ald olan evden dün öğleden sonra yangın çıkmış, ew kısmen yandığı halde söndürülmüştür. # Vaniköyde oturan dokuz yaşlarında Abdülkadir isminde bir çocuk çıkmış ol- duğu dut ağacının dalı kırlarak düşmüş, ağır surstte yaralandığından hastaneye kaldırılmıştır. # Çengelköyde oturan Hasan isminde biri; evinin bahçesinde sığınak kazmakta Ikon, çocuğu İsmali bir aralik muvazene- sini kaybederek çukura düşmüş, muhtelif yerlerinden yaralandığı cihetle polis tara- fından hastaneye kaldırıımıştar. 4 Geçen pazar günü şehrimizdeki kay- makamlar, kendi mıntakalarındaki eğlence yerlerini teftiş etmişlerdir. Yalnız Beyoğ- lunda Belediye tallmatnamesine ve Bele- diyece musaddak flat İstelerine mugayir hareket eden 14 eğlence yeri hakkında o8- sa zaptı tutulmuştur. Kalamış ve Sundiys- de de bazı istirahat ve ğlenee yerlerinin tarifelerden fazla flat istedikleri görülmüş ve bunlar hakkında ceza zapta tutulmuştur. * Afrodit davasının muhakeme safaha- tını yazarken bazı cümleleriş müddelumu- miye hakaret edildiği iddiasile Cumhuriyet gazetesi aleyhine müddelumumllik tara- fından altıncı asliye ceza mahkemesinde açılan dava, meskür gazete neşriyat mü- dürü B, Hikmet, Mün'fin 3 ay hapis kara- rile neticelenmişti, Temyiz mahkemesi bu mahkümiyet kararını nakzederek evrakı al- İ tancı asilya ceza mahkemesine göndermiş- tir. Yakında davaya yeniden başlanacaktar. : A Rulgaristanla İstanbul arasında kömür taşıyan Türk bandıralı Sayyadı Bahri motö- Tü, evvelki gün, İstanbuldan hareket ede- ceğl sırada muhafaza memurları vaziyet» ten şüphelenerek molörde bir araştırma yapmışlardır. Arama nellcesinde müsaade alınmadan harloe çıkarılmak istenen 7200 leva bulunmuştur. Bu paranın motör kap- tanıma ald olduğu anlaşılmıştır. Para mü- sadere edilmiş, kaptan hakkında adil taki- bata girişilmşitir. | müdüre, şube şefine ve talim arkadaşları- na huzurunuzda teşekkür etmek benim için bir sevk oluyor.» | Bundan sonra salon& gidilerek Maarif VEkiN tarafından kordele kesilmiş ve eser- | er takdirle seryrodilmişlir. Heykel sergisi Alçıya dökülmüş veya taş ve tahta üzerin. de yontulmuş beş büyük vücuda 10 ka- | bartma, 18 baş ve 10 serbes eserden mü- rekkeptir. Sergi 20 temmuz akşamına &a- dar her gün saat 10 dan 16 ya kadar açık- tar. Dühuliye yoktur. Pljlara rağbet Bedava plâjdaki tesisat genişletildi Belediye, yazın halkın denize olan fev- | kalâde ihtiyacını gözönüne alarak geçen sene Üsküdarda Salacakta meocan! bir yer hazırlamışta. Bu piâj, çok rağbet kazanmış- ta, Belediye plâjı ba sene de açmıştır. Bu sene buraya otuz yeni soyunma kabinesi Müve ve bir de nhlim Inşa edilmiştir. Bu tertibat fle plâjın bir kat daha tekemmülü temin edilmiştir. Evvelki gün Salacak Be- lediye plâjı çok kalabalık olmuştur. Florya pllâjina gelince: Florya plâjını kiralayan müteahhid Belediyeye vereceği | 63 bin küsür liralık kefalet muamelesini Ikmal edemediğinden piâjı ve gazinoları henüz Belediyeden tesellüm edememiştir. Bu itibarla evvelki gün Belediye, plâjı ken- di idare etmiştir. Evvelki gün Florya plAjına yüz otuz hin kişi gitmiş, Belediye denize girenlerden 700 ira, hasılat temin etmiştir. PİâAJ müteah- hidi gelecek pazara kadar kefalet muame- lesini tamamlamazsa o zaman mukavele feshedocek ve tekrar müzayedeye çıkarıla- caktır. Belediyo müteahhide teslimine | kadar plâjı kendi vesaliile idare edecektir. İsviçreye yumurta ihraç edilecek Hükümetimiz İsviçreye yumurta Ihra- | &na müsaade etmiştir. İsviçreye yapılacak | yumurta satışları 720 Hk küçük sandık- larin olacaktır. İstanbul ihracatı kontrol dairesi, yumurta ihracı İçin yapılacak kon- trola ald hazırlıklarını bitirmiştir. Yakın- da faaliyete geçilecektir. Diğer taraftan Ihracatı kontrol dairesi, ayın 15 inde baş- uyacak olan arpa, buğday standardizasyon kontrolü için de tertibatını ikmal etmiştir. Bu sene rekolte fazla olduğu İçin, arpa, buğday ihracatının da mühim gelir getire cek fazlalıkta olacağı tahmin edilmektedir. | reasemmasune sunsa sasanazanasesasrasan anana Bayan Rene Sinay ile bay İzzet Kaldam'in evlenme töreni 11 tem- muz 1940 perşembe günü «sat 16,30 da icra kılınacaktır. Ne günlermiş ! Bir filozof der ki: «Bir dağı bütün heybeti, bütün ululuğu İle görmek için ona yakından değil, epeyce uzaklaşarak bakmalı... O zaman dağı bütün haşmeti ile gö- rürsünüz. İnsanların sandeti de böy- leğir. İçinde bulunduğumuz anlar onun kıymetini bilemeyiz. Ondan uzaklaştıktan sonra elimizden giden şeyin me tatlı ve ne kiymetli olduğu- nu ânlerız>» $imdi her halde bütün dünya bu filozofun fikrini tasdik etmiştir. Da- ha bir sene evveline kadar herkes şi- kâyet eder dururdu: — Hayat dediğin şey de nedir? Ça- Lış, çabala, didin, uğraş, terle, yorul.. Bütün bunlar bir kör boğaz için. Hayatımızda zevk namına, eğlenet namına ne var ki?.. Yorgun argın €ve geleceksin... Soyunup dökünecek, radyoyu açacaksın. Bir parça musi- ki dinliyeceksin.. İşte yirmi dört saatlik zamanımız içinde yegâne eğ- lenee... Haydi ondan sonra cumbala yatak... Bırak Allahın: seversen... Böyle yarılıp yakılarak hayattan şikâyet edenler şimdi ne kadar piş man oluyorlar. O güzel günleri hiç yoktan bir takım düşüncelerle ber. bağ ettiklerini ne iyi anlıyorlar. Me ğer — bir operette Hâzımın ikide bir dediği gibi — biz ne imişir! Yeryürü sakinleri ne kadar mesud mahlük- larmış.. Her görlüğümüz radyo de nilen şey bile başlı başına bir saadet ve zevk vasıtası imiş. Düşünün radyo düğmelerinin kıl kadar sağa veya sola oynatılışımda, dünyanın her İstasyonundan musiki nağmelerinin fışkırdığı günleri... Ha- ni nerede o Paris radyosundaki eğ- İenceli ses ve musiki müsabakaları... Hatırlarsınız değil mi?... Mikrofon başıma Fransanın her ye rinden, her sınıf halktan heveskâr- lar gelirler, şarkı söylerlerdi. Nerede 9 her çarşamba günü öğle- den sonra dünyanın en yeni, en eğ- leneeli, en oynak cazband havalarını çalan Hollandanın «Saadet Istasyo- nu..s7.. Şimdi düşündükçe zavallı is tasyonun adı bile insana hüsün ve riyor... Hakikaten bir zamanlar radyo de nilen şey bir Insanı — hattâ lüru. mundan fazla — avutacak bir şeymiş de farkında değilmişiz. Her gün, he men her sastte, İstediğiniz gibi mü- siki... Hangi milletin, hangi memle ketin musikisini isterseniz elinizin ak tında... Her şey parmaklarmızın kü- çük bi" hareketine bağlı... Şimdi öy- le mi ya?.. Radyoda musiki neşri yatı yapan kaç istasyon kaldı. Radyo istasyonlarının bir kısmı sustu. Bir kısmı da musiki neşiryatı yapmak» tan vazgeçti. Şimdi “ evinize gidip de radyoyu açınca valsler, çaristonlar, fokstrot- lar, rumbalar yahut güzel ağır par- çalar yerine bombardıman havadis. leri ile karşılaşıyorsunuz. Radyoyu kapatıyorsunuz. Riribirinizin yüzüne | halayorsunuz, Konuşsanız muhakkak KI dünyanın şu malâm halinden bahsedaceksiniz. Bunun için daha iyisi hiç konuşmamağı tercih ediyor- sunuz. Halbuki daha bir sene evvel bütün dünyanın ne başka bir manzarası Hikmet Feridun Es Bay Amcaya göre EE üyle yeryüzünde tan tehlike sne: bi. sez vardı bay Aker sw Son zamanlarda adı anılmaz oldul.. s Garplı beyazlar bu şarklı tehlikeden ! O... Geçen sensye kadar Avrupa gaze- | B, A — Şimdi sıra sarılardal, fena halde pirelenirlerdil.. İ teletinde ahtapot şeklinde gösterilen bu B. A — Artık onlar beyazları ahtapot tehlikenin. gibi gösterebilirleri,,