27 Mayıs 1940 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

27 Mayıs 1940 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SÖZÜN GELİŞİ Coğrafi şiirler ilrde evvelâ vezin ve kafiye olmalıdır, sonra mâna sarih surelte an- laşılmalıdır ki güzel bir şey vücude getirilmiş olsun, diyenlerin id- dislarını isbat edecek bir şiir kitabı nihayet intişar etti, Kitap her «ihetçe matluba muvafıktır. Gayesi İstanbulun meşhur semitlerinin letafe- tini tebarüz ettirmek. Onun için kitabın başında «coğrafya şiirleri. kaydı Var, Manzumeler biraz bozuk bile olsa aruz veznile yazılmış ve kafiye ne Olursa olsun ihmal edilmemiştir. Şair Boğaziçini, Rumelihisarını, Bebeği, Buruçeşmeyi, Vaniköyü, Üs- küdarı, Beyoğlumu, ib... terennüm ediyor ve bir şair için lâzım olduğu söy- lenen «tablate hayretle bakmak» vasfına da muliktir, Meselâ Boğaziçinden behsederken: Boğazın hiç de bozulmaz kararı Neye taşmaz, neye şaşmaz suları? Diyor; fakat kariin ebediyen hayrette kalmasına ve bir mânasızlık ihti. Mmaline gönlü ran olmıyan şair, biraz sonra Karadeniz, Marmara ve Akde- hizi «üç mütevasıl kap» a benzeterek buna şaşılmaması lâzımgeldiğini bir fizik kanunile izah ediyor. Şüphesiz hakikat de budur. Bakın Bebek üzerinde uçan leylekler şairi ne ince hayallere sevketmiş: Uçarak yelkuvani dansediyor Yuvasında leyleği valsediyor, Mânanın anlaşılmasına büyük ehemmiyet veren şair «yelkuvani. de biraz şaşalıyacağımızı farkettiği için sahifenin alâna bunun «leyleklerin Urun kanatlarından kinaye. olduğunu not etmiştir. «Dansetmek» ile «val- setmek» kafiyeleri de insana bir çok şeyler düşündürüyor doğrusu. Bu kituplan yukandakilere benzer bir çek lâtif parçalar naklederek ya- Kınu süslemek isterdim. Ne yanık ki yerim misaid değil Fakat «Beyoğlu» İsimli manzumenin ilk parçasını nakletmemek kabil mi? Köprüyü geç, tünele binme sakın Parise gitmeğe hiç hacet yok. O Mülütye, o Mulenruj, Marsel, (*) Üç adımlık yer için çözme çıkın Karşının bar, pazar eğlencesi çok. Yalnız noksanı var, 'Tureyfel. Bu parçadaki mânayı ve şiiri izah etmeğe lüzum görmüyorum, Çünkü #air buna meydan bırakmamıştır. Şiirde vezin, kafiye, mânadan başka bir şey âramıyanlar kendilerine bir hizmet olmak üzere neşredilmiş gibi görünen bu Şiir kitabını kim bilir ne seveceklerdir. Onlara aramak zevkini tattırmak için burada kitabın ve şairin ismini meskât geçiyorum. Arayan bulur, Şevket Rado ($) Müstensihin notu: Bu yerler şimdi manlesef kapanmıştır. Milli küme karşılaşmaları Galatasaray, Altayı 2-1; Fenerbahçe, Altınorduyu 7-0 mağlüp etti Milli küme maçlarına dün Taksim ve Fenerbahçe stadlarmda devam edilmiş Ye İzmir takımları Galatasaray ve Fener- ile ikinci karşılaşmalarını yapmış- ın ayn ayrı stadlarda yapılması lerin taksimine sebep ve her iki müsabakada da nisbeten az knlaba- İik bulunmuştur. Yapılan karşılaşmalar İstanbul takımlarının üstünlüğü ile neti celenmiş ve Fenerbahçe oAltınorduyu 7 - 0 gibi açık bir sayı farkile kazanmış | Galatasaray, Altayı 2 « | mağlüp etmiş ise de bu gülebe kolay olmamıştır. Mü- sabakaları wrasile bildiriyoruz: Galatasaray - Altay Bir gün evvel Fenerbahçeye büyük bir sayı farkile mağlüp olan İzmirin Al tay takımı dün Taksim stadmda Galata» tarayla karşılaştı. Her iki takın Tarıkın idaresinde saat 17 de yu kadrolarla sa- haya çıktılaı - Galatasaray: Osman - Faruk, Adnan - Musa, Enver, Celâl - Salim, Süleyman, Gündüz, Eşfak, Sarafim. Altay: İbrahim - Mehmed, Ali - İlyas, iner, Hasan - Saim, Tevfik, Vehap, Salâhaddin, Hakkı, Galatasaray takımında Salâhaddin bu- lunmuyor, buna mukabil Altay takımın- da da İzmirin en iyi oyuncusu Örer oy- huyordu. Bir gün evvel hakemin sahadan çıkardığı Altaylı Ali de talimatname hi- İkna takımındaki yerini muhafaza edi- Yordu. Oyun Galatasarayın akinile başladı. İlk dakikalar karşılıklı akınlar erasında &sçti, Rüzgârla oynayan Galatasaraylı" lar duha ağır basıyorsa da İzmirin ener” İik müdafaası karşısında netice alamı. Yordu, Altayklar da arada sırada yaptık- mukabil hücumla, latasaray ka- İesini yoklamaktan geri kalmıyorlardı. Bu sırada Vehabın bilgili bir şekilde re ettiği İzmir muhacimleri Galata- #aray kalesine tehlikeli dakikalar geçirt- Meğe sebep oldular. 15 inci dakikadan itibaren oyundaki Müsavat bozuldu ve Galatasaraylılar İz- Mir nimf sahasına yerleştiler. 23 ikada soldan Sarafimin avut çizgisine der götürerek geriye ortaladığı topu ak falsolu bir vuruşla kaleciyi de $a- Mitarak içeri attı ve bu suretle Galatasa | *aylılar galip vaziyete geçtiler. İstüri vaziyete geçen Galatasaraylı arın sayı adedini yükseltecekleri tahmin *dilirken oyunun cereyanı hiç te böyle olmadı. İzmirliler canla başla çalışarak Galatasaraya tefevvuka başladılar ve üst Üste tekrarladıkları hücumlarla Galata “rayı tazyik çenberi içine soktular. Bu Mirada Vehap ve Saim muhtelif fırsatlar açırdılar ve devre 1 - O Galatasaray hine kapandı. İKİNCİ DEVRE , İkinci devreye İzmirliler rüzgün lehle- Vine alarak başladılar. Bundan istifade Şdezek yakip kaleyi tehdit ediyorlardı. akat Faruk ve Osmanıı yerinde müda- leleri İzmirin bütün bu tehlikeli inişle- rinde netice alınalarına mani oluyordu. Bu sırada Vehabın kale yakınından çek- tiği bir frikik direğe çarparak kurtuldu. Dakikalar ilerledikçe İzmir hücumları kalesi her an tehlike geçiriyordu. üste kazan dıkları kornerlerden istilade edemiyen İzmirliler 15 inci dakikadan ji sarfederek hâkimiyeti aldılar, oyu- nu İzmir nısıf sahasına intikal ettirdiler, 18 inci dakikada Galatasarayın kazan-. dığı bir korner atışında Gündüz ve Eşfak müştereken vurdukları kafa ile takım- larının ikinci sayısını çıkardılar, Bu sayı İzmirlileri harekete getirdi. Hiç olmazsa bir sayı yapabilmek gaye- sile tekrar parladılar ve yeniden yaptık- akınların birisinde bir korner kazan- dılar. Vehabın çok güzel ortaladığı top kale önüne düştü. İlyasın nefis bir kafa- #ı İzmire yegâne golü kazandırdı. Oyun bu sayıdan sonra müsavi şekle döküldü. Mütekabil bir surette © yapılan hücumlar her iki tarafı zaman zaman teh- likeye sokuyordu. Bu sırada oyunda sert- lik hâd bir şekle girdi ve hakem Galsta- saraydan Salim ile İzmirden Ömeri tek- meleştikleri için çıkardı ve müsabaka bu vaziyet değişmeden 2 - | Galatasa- sayın galebesile nihayet buldu. ŞAZİ Tezcan Fenerbahçe - Altınordu Taksim stadında Galatasaray ile Al- tay karşılaşırlarken Fenerliler de ken stadlarında Altınordu ile milli küme deplâsman maçını yaptılar. Havanın çok kapalı ve soğuk oluşu stada umulduğu nisbette seyirci toplıyamamıştı. Saat 17 de Ahmed Âdemin idaresinde sahaya çıkmış olan takımlar bugün şu kadrolari- le mevki almışlardı. Fenerbahçe: Cihad - Orhan, Faruk - Fikret, Esad, Ömer - K. Fikret, Yaşar, Melih, Basri, Rebii. Alünordu: Necdet « Hüsnü, Halim - Nurullah, Adil, Salim - Mustafa, Said, Mazhar, Namık, Hamdi. Oyuna Fenerlilerin ortadan yaptığı bir höcumla başlandı. Devrenin ilk dakika- larında iki taraf ta çok canlı oynuyorlar. dı. İki tarafın mütevazin çalışmam 15inci dakikaya kadar devam etti. 15 inci da- kil n itibaren hâkimiyeti tesise muvaf- fak olan Fenerliler Altınordu kalesini kıştırmağa başladılar, Bu arada kazanı- lan bir frikikten Esad ilk golü, bunu ta- kiben de sağ açık Fikret ikinci golü yap- tı. Birbirini takip eden iki golden sonra büsbütün açılan" Fener muhacim hattı Altınordu kalesini her an tehdid ediy: du, Nitekim devrenin sonlarına doğru Melih üçüncü Fener golünü yapmağa muvaffak olarak birinci devre 3 - 0 Fe- ner lehine bitti, DEVRE İkinci devreye Altınordulular baladı- lar. Daha ilk dakikalarda müdafaaya € hemmiyet verdikleri belli oluyordu. Fa- kat Fenerbahçe bu devrede hâkimi- yeti tesise muvaffak olmakta gecikme” General Giraud kimdir? Bu Fransız kumandanının hayatı baştan başa maceralarla doludur Geçen cumartesi günü, Alman taarru- zu, Sait - Ouinten'in şimali garbisinde, Oise nehri üzerinde Guise gölü civarın da en büyük şiddelini kesbettiği vahim bir anda, general Henry Giraud o cep- henin kumandanlığına tayin edilmişti. Alınanlar, dokuzuncu Fransız ordusunu inhilâle uğrattıklarını ve kumandanı ge- neral Giraud'yu esir ettiklerini iddin et- #mişlerdi, Fransızlar bu iddiayı tekzip et- mişler ve general Giraud'nun ordusunun başında cephede harpettiğini bildirmiş- lerdir. Almanlar iddialarında rar etme- mişlerdir. Hâdisat da 9 uncu Fransız or- dusunun inhilâl ettiği hakkındaki Alman iddialarını tekzip etmiştir. General Giravd'nun hayatı, en kuv- vetli macera romanlarında bile mevcut olmıyan birçok hâdiselerle doludur. Bunları kısaca anlatacağız: 1914 de Umumi harp patladığı zaman Henry Giraud, yüzbaşı idi. Zuhaf alayının dör- üğü başında Chazleroi'da vu- ku bulan muharebe neticesinde, 38 inci fırka ile bareber, ricat etmiş ve bugün ordu kumandanı sıfatile harbetmekte bulunduğu ayni mıntakada bundan 26 sene evvel çarpışmıştı. 23 ağustos 1914 senesinde 38 inci Fransız fırkası, düşmanın ileri yürüyüşü- nü geciklirmek için Guise köyünde mu- kabil taarruz yapmak emrini almıştı. Yüzbaşı Giraud, Zuhaf bölüğünün ba- şında süngü ile hücum ederken, göğsü- nün ortasına bir kurşun isabet etmiş ve kendisini baygın bir halde yere sermişti. Başçavuş Sabiani, yüzbaşının öldüğünü zannederek cebinden, evrakını almak için yanma koşarken, ikinci bir kurşun, kendisini yüzbaşının tam üstünde cansız olarak yere sermişti. Bu seri hâdiseye şahit nefer Piyer, bu muharebeden sonra hem yüzbaşının hem de başçavuşun gözleri önünde maktul düştüklerine dair tabur kumandanma rapor vermişti. Bunun üzerine yüzbaşı Giraud'nun Guise muharebesinde mak- ğü ilmiş, Dijonda oturan genç karısına da kocasının şeref meyda- nında vatan uğrunda can verdiği Harbi» ye Nezareti tarafından resmen tebliğ edilmişti. Fakat bu resmi tebliğe rağmen genç kadında kocasının ölmediğine dair bir hissikablelvuku hüküm sürmekten hali kalmamıştı. Hakikatte de yüzbaşı Girad ölme- mişti. Almanlar, Fransiz mukabil taarru- zunu püskürterek Guise köyünü zaptet- tikleri zaman Fransız ölülerini kaldırır Varken, yüzbaşıyı baygın bir halde bulk ,İstanbul ateletizm bayramının seçmeleri dün yapıldı İstanbul atletizm bayramının seçmeleri dün sabah Bebekteki Amerikan Kolleji sahasında büyük bir atlet kalabalığının iştirakile yapılmıştır. Atletlerin fazlalığı yüzünden yarışlar muhtelif serilere ayril- miş ve her şeride birinci gelen atlet fina- )e kalmak hakkını kazanmıştır. Finale kalan atletler şunlardır: 100 MFTRE: Muzaffer 114, Melih, Cezmi, Zaven, Kâmran 200 METRE: Muzaffer 233, Hayri, Hiğni, 409 METRE: Güren 53.2, Zaven, Kâzim, Amyens, Ah- med, Hancapulas, 880 METRE: Msksud, Ahmed, Hikmet, Amyens, Ce- Yad, Cevdet, 1500 METRE: Rıza Maksud 4107, Artan, Habib, Şevki, 116 MÂNİALI: Faik 189, Hrisofopulor, Vasfi, Sudi, Agop. GÜLLE: Ibrabim, Şerif, Nadi, lüsi, Asmanleis. DİSK: İbrahim, Yavru, Hayri, Melikyan, Saba- baddin, Yani, CİRİD: Melih 56.13, Kemal, Şerif, Koroyzen, Ali, Gaspar. Zaven, Turan, Şefik, Maftides, Osman, Karamelenko, Hu- UZUN ATLAMA: Büreyya 671, Tevfik, Civopules, Üçtek, Giriş, Caroğtu, UÇ Abim: Büreyya, Kutlu, Yavru, Üçtek. YÜKSEK: Felk, Süreyya, Nadi, Necib, Oşmanidis, Cemil, SIRIK; Viçorapulos, Feridun, Ziya, Halid, Sudi. Müsabakaların finali gelecek hafta Fe- nerbahçe stadında yapılacaktır. on mn di ve bilhassn sağdan yaptığı hücumların birinde Melih sıkı bir şütle dördüncü go- lü kaydetti, Oyun Altınordunun yarı sa- basına intikal etmiş bir vaziyette iken gene Melih birbirini takip eden iki gol daha yaparak sayı adedini altıya çıkardı. Altınordulular sayı yükselişini önlemek için çok gayret gösterdilerse de Yaşarın yaplığı yedinci golden kalelerini kurta» ramadılar ve maç da bu şekilde 7 - 0 Fenerin galebesile bitti. muşlar, seyyar bir hastaneye kaldırmış- lar ve tedavi altına almışlardı. Yüzbaşı Giraud, kendine geldiği za- man, Alman doktorundan hayatta oldu- ğuna dair zevcesine bir mektup gönder- mesine müsaade edilmesini rica etmişti. Halbuki esirlerin ailelerine mektup göndermeleri kati surette yasak edilmiş- ti. Fakat Alınan doktoru, Fransız yüz- başısının bu yalvarmalarından pek mü- toessir olmuş ve zevcesine 2-3 satırlık bir mektup yazarak kendisine vermesini söylemiştir. Alman doktoru Giraud'nun mektubunu, kendi zevcesine gönderdiği mektuba İeffetmiş, Alman doktorunun da zevcesi, bu mektubu bitaraf bir mem- İeket vaşıtasile Giraudnun kansına gön- dermek çaresini bulmuş, o da eylâl son- lanma doğru kocasının hayatta bulundu- ğunu bu mektup vastasile öğrenerek çok sevinmişti. Esaret hayatı, Giraud'ya çok güç ge- liyor, arkadaşları harbederken üsera karargâhında âtıl meklemek kendisine tahammülfersa görünüyordu. Esaret arkadaşı yüzbaşı Şmit ile bera- ber, bir firar plânı hazırlamış ve yarala» rı henüz tamamile kapanmamış iken mu- bafızlarını aldatarak kaçmıştı, İki firari esir, bugünlerde harp tebliğlerinde ismi sık sık geçen Rethel'e gelmişler, fakat kıyafetlerini değiştirmiş olmalarma rağ- men Almanlar tarafından yakalanarak | tedavi edildikleri hastaneye iade edilmiş- | lerdi. Yüzbaşı Giraud ile Şmit, bu teşeb- büslerinin akim kalmasına rağmen rahat durmamışlar, Lemer naminda bir Fran sız matmazelinin yardımile 15 teşrinisa- nide, yine kaçmışlar ve Saint - Owintene vamışlardı. İki firari, geceleyin şehir belediye rei- si Jiberi gizlice evinde ziyaret etmişler» dir. Belediye reisi onlara, elbise vermiş ve bir ay müddetle muhafaza etmiştir. Bu müddet zarfında o Girsud ev velâ bir meyhanede, sonra da bir ağılda çalışmış, arkadaşı Şit de bir lokantada garsonluk yapmıştır. İki arkadaş Saint « Öuintende iken Alman ordusunun hare kâtı hakkında çok kıymetli malümat top- lamışlar ve gizli ajanlar vasıtasile, Fram- sz kumandanlığını göndermeğe başla- mışlardı. Bu müddet zarfında, Alman zabıtası iki firariyi harıl harıl arıyordu. Bu araştırmalar neticesinde Saint - Ouin- tende saklandıklarını tesbit etmişti. Bu- nun üzerine iki firari, yine kıyafetlerini değiştirerek bir cambazhaneye girmişler ve Belçikaya geçmişlerdir. Giraud cam bazhanede hokkabaz, arkadaşı Şmit de palyaço rolünü oynuyorlardı, Bu suretle birçok kasaba ve köyleri dolaşa dolaşa Brüksele va: rdır. Brükselde başka bir macera, iki arkadaşın plânlarını az kaldı suya düşürüyordu, cambazhane müdürünün genç kızı, yakışıklı bir genç ud'ya âşık olmuştu. Genç kız, Giraud ile evlenmekte esrar ediyordu. Fakat yollarda çektiği zahmetlerden do- layı yaralarının açılması Giraud'yu bu sergüzeştten (kurtarmış, bir hastaneye yatırılmasına lüzum kalmıştı. Yüzbaşının yatırıldığı hastaneyi, muahheren Alman- lar tarafından kurşuna dizilen meşhur İn- giliz hemşiresi Mis Cawel idare ediyor» du. Giraud sırrını Mis Cawele ifşa etmiş, o da iki arkadaşın Hollandaya kaçma» larını temin etmiştir. Fakat iki arkadaş Hollanda hududunu geçerlerken, Alman nöbetçileri işin fatkına varmışlar ve ateş açarak yüzbaşı Şmiti ayağından yarala» mışlardı. Giraud, yaralı arkadaşını omuz» lamış ve kilometrelerce sırtında taşımış- tır. Nihayet iki arkadaş şubatta Flessing limanına varmışlar ve oradan bir İngiliz vapuruna binerek Folkestow'na varmış» IN Mareşal Joffre bu kahraman yüzba- ş#iyı görmek istemiş, ona nişan vermiş, ismini yemi emirde zikretmiş ve ken- disini mareşal Franchet d'Esperet'nin karargühma vermiştir. İşte bu vazifede ifa ettiği büyük hizmetler Giraod'yu Fransız halkına tanıtmış ve çok sevdir- miştir. 1917 nisanında Giraud bir taburun başında Chemin des Dame muharebe- sine İştirak etmiş ve Almanların elinde bulunan Malmezon isthkâmını zaptet miş, şecaatinden dolayı, üç defa duha nişan almış, harp meydanında rütbesi terfi edilerek Yakin Şarktaki müttefikin ordusuna gönderilmiş! Fakat Giravd en büyük hizmetlerini 1922 senesinde Fasta yapmış, Abdülke- rimin kumandasında bulunan Fas ihtilal cilerine karşı giriştiği muharebelerde bü- yük bir şecaat göstererek iki defa yara- lanmış ve Abdülkerimi bizzat esir et- iştir. Giraud Atlas dağlarında tedip | esnasında, tayyaresi düşerek belkemiği kırılmıştır. 1936 senesinde Girand. generalliğe terfi etmiştir. Ken, muharebelerde dört defa yaralanımş, Lögion d'honneur nişanının büyük rütbesini almış ve 12 defa ismi yevmi emirlerde anılmıştır. undan sonra Metz mevkii askeri ku- mandanı olmuş 1938 senesinde yüksek askeri şüra azalığına ve harp patladıktan sonra da ordu kumandanlığına edilmiştir. tayin TROÇKI “Troçkinln Meksika'daki evine müsellâh yirmi kişi taarruz etmiş, Oğlunu ve kendisi- ni yaralamışlar. Kâtibini de kaşırmışlar. “Troçki, bolşevik ihtlâlinin en imeşhur simalarından biridir. Asil ismi Lev Davi- doviç Bronstein'dir. Trotsky isminde bir gardiyanın büviyetile yazılar yazdığı için ismi de böyle kalmıştır. Aslen yahudidir. Kerson'da, 1877 sene- #inde doğdu. İyi tahsil gördü. Çarlık ya- manında Sibiryaya sürülmüşken kaçmağa muvaffak oldu. Muhtelif memleketleri do- Jaştı. Gazete çıkardı. Yazılarile şöhret sa- bibi oldu. 1917 de Leninle birleşti. Harici- ye komiseriiğinde bulunup Brest - Litovsk” muahedesini imzaladı. 1918 den 1925 yıh- na kadar harbiye komiseri olup bolşevik düşmanlarını muhteli? cephelerde yendi. Kınlorduyu kurdu. Leninin sonra Btalin'le arası açıldığı için İskat ciun- du. Bir müddet Rusyada merküp kaldık- ölümünden tan sonra Türkiyeye misafir geldi. Bü- yükadada oturdu. Derken Avrupanın ve Amerikanın o muhtelif O memleketlerinde yaşadı. İnkılâpçılar arasında hâlâ taraf- darları vardır. Rusyadaki taraldarların- siyet olduğu, hâlâ beynelmilel iş uğraştığı için Troçkiyi bir çok memleket- ler kabul etmemişlerdir. Troçki yirminci asrm en mükemmel hatiplerindendir. Bi- rinci derecede müelliflerden de sayılır. İkna kuvvetinin fevkalâde çok olduğunu söylerler. Üniversitenin hukuk fakültesinden busene mezun olacak gençler profesörleri zektör B. Cemil Bilselin iştirakile grup şeklinde Altınordulular Herekede Altınorduspor klübü dün Herekelilerir voleybol ve futbol karşılaşmaları yapmış- tır. Voleybol maçını Herekeliler kazanmış, futbolda Altınordulular 1 - 0 galib gelmiş- ierdir, fotoğraf çektirmişlerdir. nl ş LİSAN MÜTEHASSISI Prof. Alber Anjel FRANSIZCA Dersanesi! Bahçkapı Selâmet han, Fran- sızcanız zayı! ise bize geliniz. Uygun Üe- retle kısa zamanda takviyo ederiz. Dersler münferit veya müşterektir. ; bhldntüe kani di

Bu sayıdan diğer sayfalar: