21 Mayıs 1940 AKŞAMDAN AKŞAMA ——————— Alman paraşütçülerinin mihaniki kahramanlığı — Ne yaman şeyler!... Ne fedakâr İik!... Binlercesi birden, paraşütlerie hasıl iniyorlar? Bu sual zihinleri meşgul ediyor. Lâkin cevabı cidden şayanı hayret: 1 — Askerlik hizmetine alınanların münasip mikdarını ve sıhhi evsafı haiz olanlarını paraşütçülüğe ayırı- yorlar. ? — Bunları, teknik bir şekilde ta- lim ettiriyorlar. 3 — Sonra bir kumanda: «İneceğin yerin yüz metre sağında, ağaçlıklar arasmda bir beyaz bina vardır. Ora Ya Şu bombayı atacaksın! Marş!» 4 — Talim gördükleri tayyarelere biniyorlar, Kutu gibi bir şeyin içinde oturuyorlar, Aparey havalanıyor. Ku- laklarına bir düdük sesi geliyor. Bu, «Dikkat! Şimdi düşeceksiniz!» de mektir, (Asıl bundan sonrası şayamı dik- kat) 5 — Kendileri bir kapıyı açıp aşa- İiya atlamıyorlar, hayır! Altlarından, İayyarenin zemini vazifesini gören kapak açıhveriyor. Paraşütçü vücu- dünü boşlukta buluyor. — Enkizisyon mezalimindeki işkence uçurumunDa | düşer gibi... 5 6 — Ancak, irade ve ihtiyarı bu hoktada başlıyor: Haddi varsa şemsi- Yesini açmasın. İşte kahramanlığın bile, teknik kuvvetile nasıl mihanikileştirildiği- hin üyesi... ii Battı balık yan gider! Almanyadan gelen bir yolcu anlat. Miş: — Her şey vesika ile idi, kıt ka- naatti, Şimdi bu tahdidler kalmadı... Küçük memleketleri yuttuktan ve Fransaya hücuma başladıklan sonra, Nazi hükümeti, ambarların kapağını | AÇI! Halka; «Alın alabildiğiniz ka- dar.. Yiyin yiyebildiğiniz kadar... Bayram edin!» diyor. — Sebep? Zaferlerinden bu kadar EMİN vi olmuşlar? — Zafer bayramını bahane ediyor- lir... Fakat hakikatle, Battı balık Yan gider!» felsefesi... Bu muharebe. Yİ kazanırlarsa kazanacaklar; «Nasıl olsa o zaman her şey var!» diye dü- Şünüyorlar, Fakat kaybederlerse har- be devam mümkün değil Onun için depolardaki ihtiyatlara ne hacet? İşte bu sebeple: «— Yiyin çocukl imi Harp zengini 1914 - 1918 arasında acayip bir harp zengini sınıfı türemişti. Ban milletler de bhitaraf kalıp topyekin harp zengini olmuşlardı. Bundan bilâ ire ne komedi mevzuları çıktı 1939 . 1940 da ise, bitaraflar tica- Tet etmek söyle dursun, evdeki bul. | Burdan bile oldular. Sonradan görme | ferdler bile zuhur edemedi. Her hal- de iştihn sona saklamıyor, Kıtlık ve | fakr içinde bunalanlar galip gelirse, heyliat, bu seferki harp zenginlerinin Maceraları müstakbel müelliflere ko- | < değil, trajediler ilham ede- ıs Süt ve balıktan sonra DU hamam! Stumuz Server Bedi, pazardan i Mein hükteler savurur. Bu hafta da, Mmanların, — meşhur Danimarka ŞEHİR HABERLERİ İhtikârla müca- dele komisyonu Dün Ticaret müdürlüğünde bir toplanti yapıldı İhtikârla mücadele komisyonu dün de mühim bir içtims aktetmiştir. Toplantı, saat 16 da mıntaka ticaret müdürlüğünde başlamış, 17 ye kadar devam etmiştir. Komisyonun, son günlerde pek çok şikâ- yet edilen kumaş ve kâğrd mevzuları Üze- rinde çalıştığı söylenmektedir. Mevsim dolayısile elbiselik kumaş satışlarında faz İ önlük nisbetinde f'at yüksekliği görülmek- tedir. Kâğıd piyasasında da yüzde yüz altmış nisbetinde kârlı satışlar yapıldığı tesbit edilmiştir. Tahkikat bittikten vo evrakı müsbite tesbit olunduktan sonra, ihtikâr yaptıkları sabit olanlar adliyeye verileceklerdir. Valinin riyasetindeki Diğer taraftan gıda maddeleri fiatlerini tedikik eden komisyon dün Sant 1730 da, İstanbul Vali ve Belediye Reisi B. LAtfI Kırdarın riyasetinde toplanmıştır. Top- sıda maddelerinin miştir. Yapılan ted- ruri bir ne- . Maamafih, ti- v vi fiat konteolü- ne dovam edece Profesör Mazhar Osman bir otomebil kazası geçirdi Ş «mde ve içinde pro- för Abmedin karşılaşmış, taksi şoförünün yanlış bir manevrası yüzünden Iki otomobil çarpış- mıştır. B. Mazhar Osmanın arabası hasa- ra uğramış, bu kırılan camlarla doktor başından hafif suretğe yaralanmış» tır. Doktorun Bakırköyde bibi lunduğu emrazı ak tedavisi yapılınıştır. , kib kaçan yoför Ahınedi dü yakit yakalamıştı 4 kilo esrar yakalandı Mehmed İsminde biri, dön Geyveden esrar getirerek Unkapanında Rimine isminde bir kadının var kovuğuna sakladığı on a rolni almakta İken memurlar tarafından yakalanmıştır. Mehmedin, bu heroinleri kimden tedarik etsiği tahkik edilmektedir. 40 bin çuval kahve Ay başından HRErGN satışa çıkarılacak iye kadar olan 40 bin çuval kahve başından itibaren satılığı Memlekette esasen stokunu ilüvele arzedilmemiş ümüzdeki ay çıkarılacaktır, tereyağını, Hollanda peynirini, Nor- veç balığım yuttuktan sonra — Pa- riste eğlenmeğe gittiklerini anlatıyor. | Fakat biz Türklerin bir kanaatine göre, sütlü şeylerden sonra balık ye- nirse, hele bu oburluğun hemen ar- dısıra sıcağa girilirse, insan aklını oynatıp çırılçıplak, sırılsıklam ha- mümdan fırlarmış. Şu günlerde garp cephesindeki sı- cağın emsali, her halde, hatlı üstü. | vada bile olmadığına göre, sütten, bas lıktan sonra oraya dalanların çıplak ve hayli ıslatılmış bir halde dışarı uğ- ratılmaları pek variddir. Bakalım, ataların tecrübesi tahak- kıik edecek mi? KÜÇÜK HABERLER: 4 Nişantaşında Emlâk caddesinde otu- ran bayan Fatma Harbiyede tramyadan inmekte iken müvazenesini temin ede- miyerek düşmüş, kolundan yaralandığı cihetle tedavi altına aldırılmıştır. Hüdisede başka bir kimsenin san'utak- siri olmadığı tesbit edilmiştir. # Büyükadada Firuz sokağında otu- ran Muvaffak isminde bir genç, evvelki akşam geç vakit kotra ile Modadan A- daya gelmekte iken birdenbire çıkan fır- tınadan kotra devrilmiş ve Muvaffak denize düşmüşse de etraftan yetişen san- dalcılar tarafindan kurtarılmıştır. k Evvelki akşam Beyoğlunda Kum- baracı yokuşunda Yanko ve Kristinaya nit ve sigortalı bulunan marangoz atek yesinden yangın çıkmış, bir yazıhane masası yandığı halde söndürülmüştür. # Şoför Nevzadın idaresindeki kam- yon, dün akşam üzeri Fenerde Tahta- minare caddesinden geçmekte iken 42 numaralı bir nezafet arabasına çarpmış, arabayı hasara uğrattığı gibi bayvanm da yaralanmasma sebebiyet verdiğinden polis tarafından şoför yakalanarak hak- kında kanuni takibata başlanmıştır. * Bir müddettenberi İsviçrede tedavi altında bulunan bayan Lâtfe Uşaklığil dünkü ekspreslo şehrimize dönmüştür. Bundan başka İsviçrede tahsilde bulu” nan üç Türk talebesi de dün memleke- Marpuçcularda di hanının alt kat odalarından de yangın çıkmış, ateş buradan üst- teki odaya da sirayet etmiştir. Hanm bu iki odası yandıktan sonra ateş itfsiye ta- rafından genişlemesine mani olunarak söndürülmüştür. Yangının neden çıktığı. tahkik edilmektedir, X Eyüpte oluran on yaşlarında Feriha isminde bir kız, dün Ayvansaraydan geçmekte iken Refet isminde bir gencin bindiği bisikletin sadmesine uğrayarak ağır surette yaralanmıştır. Feriha polis tarafından hastaneye kaldırılmış, Refet dün, teşkilâtlandırma müdürlüğünde top- lanan deri tacirleri, şirketin birlik hali- ne iblâğına karar vermiştir, Netice, tas- dik edilmek üzere, Ticaret Vekâletine bildirilmiştir. inin yeri esas itiba- Pendik ile Pavli tesis edilecek yeni tersane için sondajlara devam edil- mektedir. Sondâj ameliyesi bittikten sonra netice bir rapor ile Münakalât Ve- kâletine arzedilecektir. X Belediyenin Balat ve Kasımpaşa hamamlarından başka diğer iki hamam daha açacağını yazmıştık. Hamamlardan birinin Süleymaniyede açılması kararlaş- tarılmıştır. Süleymaniyedeki hamam hazirandan sonra açılacaktır. sılamak üzere son günlerde Eskişehir ve Bozöyükten şehrimize 100 ton un gel miştir, X Park haline konulan Beşiktaşta Ab- bas ağa mezarlığının açılma merasimi bugünlerde yapılacaktı. Ancak Prost plânı mucibince Barbaros türbesile etra- fının tanzimine dair ameliyat 940 büt- gesile | ikınal edileceğinden Abbas ağa parkının da Barbaros türbesile beraber açılması muvafık. görülmüştür. Gümrük antrepolarından eya çak maktan maznun ve orada çalışan Süley- man ve Necati ile, bunları bilerek set almaktan mazmun Enverin * muhakeme- leri dün asliye birinci ceza mahkemesinde yapılmıştır. Muhakeme neticesinde Sü- leymanla Necatinin yedişer ay, Enverin de üç gün hapislerine karar verilmiştir. Times gazetesinin muhabiri Times gazetesinin fevkalâde muhabiri B. James Holburm Londrsdan şehrimize gelmiştir ve Ankaraya, oradan da Atina” ya gidecektir. B. Halbür vaktile Berlinde ve Maskovada bulunmuştu. e — —— X İstanbulun ekmeklik ihtiyacını kar. / Hatay vapuru sahibinin muhakemesi Suçlu kanuna muhalif hare- ket etmediğini söylüyor Milli korunma kanununun 36 ncı mad- desine muhalif hareketten maznun Ha- tay vapuru sahib ve kaptanı Osman Mar- maralınin mübakemesne dün asliye ye- dinei ceza mahkemesinde başlanmıştar. İddianameye nazaran Osman Marmarali, İzmir Emaf ve Ahali bankasına aid pa- mukları Köstenceye götürüp oradan Sü- merbanka aid sellilozları İzmite getirmek şertile ecnebi limana sefer yapmak üzere Münakalât Vekâletinden müsaade alarak pamukları Köstenceye gölürmüş fakat oradan selliloz yükliyeceği yerde başka bir şirkete aid keresleyi Hayfa limanına götürmek üzere hareket etmiş ve İstanbul manında tevkif edilmiştir. Bu suretle hareketine uyan milli korunma kanununun 36 ncı maddesi delâletile &4 ve 67 nci maddelerine tevfikan cezalandırılması 18- teniliyordu. Mazmün Osman Marmarah mahkemede kendisine & olunan suçu reddederek: Ben kanuna muhalif hareket etme- dim. Verilen müsaade ve muntazam evrak» )a İzmirden aldığım pamukları Köstence Umanma götürdüm. Orada bir müddet beklediğim halde Sümerbankın selilazları gelmedi. Daha evvel mukavele yaptığım şirket de beni sıkıştırdığı için o şirkele mid keresteleri vapuruma yükleyip Istan- bula geldim. Buradan Hayfaya gitmek üzre müsaade alacaktım fakat vermediler. Ben de keresteleri, bir 'Türk Ilmanı olan İskenderuna götürüp bıraktım. Sellilosları getirmemek yüzünden Sümerbankia ara- muzda çıkan hadise hukuki bir meseledir, Hareketimde kanuna muhalif bir cihet | yoktur. Demiştir. Müddelumumi iddianamesini okuyarak her ne kadar sellilorları getir- memesi, maznunun iddiası veçhile huku- ki mahiyeti haiz bir mesele ise de kendi- sinin Köstence Ilmanına sefer yapması için verilen müsaade, İzmirdeki pamuk- ları oraya götürmek ve oradan sellilozları getirmek şartile, verildiğini fakat mazmun bu müsaadeyi sulistimal ederek dönüşte selliloz gelirmek şartını İfa etmediği gibi yine ecnebi bir Umana götürmik Üzere kereste yüklediğini ve binsenaleyh kanuna muhalif hareket ettiği cihetle cezalandı- rılmasını istemiştir. Mamun vel yırlamaları için birakılmşıtır. Amerikadan gelen demirler Ticaret Vekâleti merkezce satılacağını bildirdi Ticaret Vekâleti, dün, mıntaka ticaret müdürlüğüne gönderdiği bir emirde, Ame- rikadan gelen demirlerin merkeze safı- lacağını bildirmiş ve bir liste istemiştir. Demirlerin manlfestoları tamamen ve- rilmediği | için son defa Amerikadan ne kadar demir geldiği katiyetle anlaşılama- mışlar. Mamafih, bn demirlerin 1400 44 1500 ton arasında olduğu zannedilmekte- dir. Alikadar makamlar, demirlerin lis- tesini derhal çıkarıp Vektlete göndermek | ürere faaliyete geçmişlerdir. Belediye muhasebe müdi Ankaraya gitti Umumi mecliş tarafından kabul edilen | 840 bütçesini Dahiliye Vekiletine tasdik ettirmek ve Belediyeyi alükadar eden di- Ber baya işleri tasdik ve takib etmek üzere Belediye muhasebe müdürü B. Muhtar dün akşamki trenle Aükaraya hareket et- miştir. Dahiliye Vekâleti, şimdiye kadar diğer vilâyet ve Belediyelerin bütçelerini: tasdik etmişti. Şimdi yalmız İstanbul bütçeleri kalmıştır. n müdafaalarını ha- muhakems başka güne Denizyolları umum müdür- lüğüne memur alınıyor Detlayolları umum müdürlüğüne yeni den memur alınmağa karar verilmiş ba maksadla bir müsabaka imtihanı ya- pılmıştar. Namzedlerin imtihan cevapları tedkik edilmektedir. Kazananlara, metles mektuplü bildirilecektir. Bu memurlar, merkezde çalışacaklardır. — yorum bay Amea!... ! B.A — Elinden he iş geli STANBUL HAYATI Baskın Kolkola dükkândan çıktılar, Erkek, kırkı aşkın, kadın yirmi yirmi beş başlarında görünüyordu. Biribirlerine o kadar sokulmuşlar ki, geriden ba- kmea, Gülhane parkının dolambaçlı yollarında aşk hulyalarma dalmış genç çilleri andırıyorlardı. Başbaşa konuşarak o yürürlerken birdenbire durakladılar, Erkek oldu- ğu yerde sendeledi, genç kadın geriye çekilmek istedi; fakat karşıdan kala- balığı yararak telâşla gelen bir kadın: — Dur bakalım. Nereye kaçıyor sun? Diye haykırmea ikisi birden, kedi pençesine düşmüş minimini farecik- ler gibi durdular. Yeni gelen kadın, yüzü mosmor ke- silmiş, dudakları titriyerek erkeğin yakasına yapıştı ve bağırdı; — Nihayet yakaladım ya... Söyle bakalım; nereden geliyorsun, yanın- daki şu kadın kim?.. Dairede nöbetçi kaldığın geceler bununla beraber ça- lışıyordun öyle mi?.. Adamcağız kekeliyerek hiddetli ka- dının kulağına eğildiz — Dur, karıcığım. Telâş etme, Âle- me rezil olacağız. Kadının sesi perde perde yükseli- yordu: — Ay çay, şuna bak hele, Sıkılma- dan bir de lâkırdı söylüyorsun öyle mi? Cevap versen e bana; kimdir şa kadın, nereden geliyorsunuz?.. — Bağırma karıcığım. Dür da an latayım. Bu kadın bir ahbabımın şeyidir... Bizim çocuğa öteberi almış- tam da yolda buna rasladım, hatim soruyordum. Hiddetli bayan derin derin soluya- rak erkeğin koltuğu altındaki paketi çekip aldı. Adam telâşla; — Dur, karıcığım. Şimdi açma, sonra evde bakarsın, Diye elinden almak istedi ise d€ kadın buna meydan vermeği, Telâşla homurdana homurdana ipleri kopa- rıp paketi açtı, içinden çıkan İnceçik kadın blüzu ile ipek çorapları sallıya- rak etraftakilere döndü: — Allah aşkına bakınız. Bizim başı, beş yaşındaki oğluna hediye almaş. Kalabalık arasında kahkahalar çın» Mhyor, sesler duyuluyor: — Olur ya canım!,. İnsanlık hap bu. Adamcağız belki de çocuğunun erkek olduğunu unutmuştur. — Lâkin, terpile fena çarptı za vallı. Telâşından ne diyeceğini de p şırdı, Be adam, insan hiç olmassa, karıcığım sana hediye aldım, der de yakayı sıyırıverir, — Kadın da, tam mıknatıslı mayn- lere benziyor ha.. Bu kadar kalaha- | hık arasında nasıl yakaladı kocasını Adamcağız kızara bozara, kekeleye i pepeleye kadını teskine çalışıyordu. Fakat para etmedi. Kadın, kocasile yanındaki genç kadmın yakalarına yapıştı: — Haydi bakulım. İfadenizi kara- kolda verirsiniz. Diye ikisini de sürükliyerek götür- dü. Meraklı kalabalığından bir kısmı da arkalarına takıldı. Geride kalan- lar arasında dedikodular devam edi. yordu: — Baskın pek fena oldu ha... Ka- rakolda aldılar soluğu... — Karakol bir şey değil azizim. Sen asıl evde köpacak fırtınayı düşün, Herif de pek acemi çaylakmış. Cemal Refik — Grafoloji mütehassisıyım. Paris üniversitesinden diplomam. |. Küş dilleri enstitüsünden bir İ madalyamı var!... N ».. Kimsenin okuyamadığı en çetre- | fil yazıları okuyup mâna çıkarmasını bilirmi... | B, A — O halde seni kendime yar. dımcı aldım. Her gün Ankara radyosu: nun gazetelerdeki programını okuyup bana anlatacaksın!..