AKŞAMDAN AKŞAMA 20 nci asır medeniye- tinin aklı selime isyanı öyle olur işte... — Nedir şikâyetin nine? — Ne olacak? İsyanlarının Onun da aklı fikri « bütün hemcins- leri gibi - dünya siyesetile, harp vazi- yetile meşgulmüş meğer... Blsırdaki sağır sultanın duyduğu" hu; seccadeden başını kaldırmıyan ve Sanki bütün mevcudiyetile ahrete in- tikal etmiş bulunan bizim mine de duymuştu... Şaşırtmak için: — Asıl isyan etmediklerinin ceza- &ıni çekiyorlar! - dedim. - Zalimin bu derece silihlanmasına meydan ver- Memeli, teşebbüsünün daha başm- dayken beyni bâlâsına inmeliydi! Dediklerimi anlamadı. — İsyanın cezası... » diye, beyaz na- maz bezli başını iki yanına salladı. Elindeki tesbihi çekiyor; tehlil ge- tirir gibi buruşuk dudaklarını kımıl datıyordu: — İsyanın çezası.. Yerin altına in- Mek... Suyun dibine ditmak.. Gök- lere çıkmak... İşte netice. Hallacı Mansur da dünyayı hallaç pamuğu Bibi dağıt, Ve mutekid gözleri, tekrar öbür düyanın ufkuna o dalmışcasına do- nuklaştı. Kendi kendime: “— Adam sen de... Zıddına gidecek <evaplar vermenin ne lüzumu var?..» diye konuşmaktan vazgeçtim. ... Şimdi düşünüyorum: Bir bakıma hakkı yok muydu?.. Eğer tabiatin esrarın bu derece ka- Tıştırmasaydık, mihanik, fizik, kim. Ya kanunlarını Merrihin emrine bu te ram etmeseydik netice böyle Mi olurây? Yerlerin dibine daldık, Yedi kat toprak altında uyuklayan Madenler. dünyasını ayaklandırıp be #*rin başına musallat ettik... Hem de he musallat ediş... Yedi kat semava- ta çıkarıp oradan aşağı ütmak sure- tile.. Yahud yedi kat denizin dibine dalıp iblisle sinsilik ve habasette re- kabet edercesine. Tabiatin bize çizdiği ve tabii aza | muzla yaşayabildiğimiz ohududların dışına çıktığımız — hilkatin kanun- | rına isyan ettiğimiz — nisbette, İşte oldu olacaklar: Sade Meuse nehri *trafında iki milyon insan bin bir #eylanatkâr âlete bürünmüş, Belçika #enhetini cinnet o cehennemine çevi- iyor, Nine, insiyakile, kendi matıdud fel Selesile söylüyor... Fakat söyleyene ba MA söyletene bak... Söylenene k: Doğru diyor. i asır medeniyeti isyan et- dem “esfiyatta bulunmak suretile | ai tabii...) Fakat keşfiyatı Merrihin | Ve Yermekle aklı selime isyan etti... a) Gümüşhanede faydalı ün yağmurlar beş sene 16 (A.A) — 14 saatten «le, vam eden yağmurlardan renge | yüke, eevinmekte kuraklık dolayısile isme Dİ? olan zahire fintleri birdenbire rinde 51. Gümüşhane - Şiran yolu üze- Yaradı srsun dağının Zimon köyü ci- “iğndığ, ei âmelenin yağmurdan Amel, piaya isabet eden yıldırımdan e ölmüş, 4 amele de yaralanmıştır. “* ISığınak ve siper kazmak mecburiyeti! Vali B. Kırdar bir muharririmize halkı tenvir edecek mahiyette izahat verdi Pasif korunma tedbirleri sırasında apar- tıman ve evlerin yapmağa mecbur olduk- ları sığınaklar ölrafımda şehrimizdeki her eve Imza mukabilinde birer tebliğ dağıtı- mış ve sığınaklarin siperlerin bir buçuk ay içinde yaptırılması mocburi klılınmıştır, Halkımızı daha sarih öürette tenvir etmek üzere'dün bir muharririmiz Vali ve Bele- diye Relsi Dr. LütfI Kırdara müracaat ode- rek bu hususta malümat rica etmiştir. Va- 1 Dr. LüH Kırdar demiştir ki: «— Üç kattan fazla olan beton apartı- manlar alt kallarında korunma yerleri ya- pacaklardır. Bu korunma yerleri o apartı- manda oturanları istiap edecek derecede olacaktır. Haliç ; vapurları Yolcu mikdarı Diriyondm 3,5 milyona düşmüş Belediyenin 940 bütçesi hazırlanırken Haliç idaresine yardım için bir fasıl açıl- dığını ve İleride fazla tahsilât olursa mu- vakkat idarenin yardım olarak istiyeceği yirmi bin lirayı vereceğini yarmıştık. Haliç şirketinin imtiyaz mukavelesine göre, şirket varidatının safl hasılâtından yüzde sekizi Belediyeye aittir. Belediye, 935 senesine, yani Haliç münakalâtını ida- teye başladığı tarihe kadar şirketten 114 bin lira alacağı vardı. Ondan &#onra da daha birikmiş alacak Tardır. Muvakkat idare, âzami tasarrufla idare edildiğinden bu sene kâr ve zararı müsavi suretle ka» patılmıştır. Şirket evvelce senede 9 milyon yolcu taşıdığı halde son senelerde yolcu miktarı 35 milyona inmiştir. Şirketin iskelelerini ve vapurları tamir için yirmi bin liraya, ihtiyaç vardır. KÜÇÜK HABERLER: 4 Kumkapı Nişancasında oturan Cemil iminde b ç. Lünga caddesinden ge- çerken Ke din adında birinin inşâ eştürmekte olduğu apartımadan düşen bir kalasin başından yaralanınış, polis tara- fından Cerrhapaşa hastanesine yatarıl- maştir. X Mehmed isminde bir sandalci, kayığile Boğuziçinde ilerilemekte iken, yanından ge- ir gü İ çen Şila motörüne sarıdalını bağlamak İ3- temiz, bu işle uğraşırken, sandal mlüvaze- nesi bosularık devrilmiş ve balmıştır. Mehmed, denizde boğulmak üzere iken motör tayfaları tarafından kurtarılmıştır, 4 Lâlelide oturan Hasan isminde biri, Karaköyde caddenin bir tarafından öbür tarafına geçerken şoför Mustafanın idare- sindeki kamyonun sadınesine uğrıyarak yaralanmıştır. Polis, Hasunı tedavi eltina aldırmıştır. Şoför mahkemeye verilmiştir. k Aksarayda tramvay altında kalarak ölen 13 yaşında, Zeki adındaki çocuğun ölümünün anlaşılması için mezarı açıla- rak dün cesedi çıkarılmıştır, Iskeletin ka- İatasında bir çatlak görülmüştür. Morg- İ da tedkikat yapılarak bu çatlağın ilk tram- vay çarpmasında mu, yokan bilâhare trâm- vayı kaldıran kriko kayınca tramvayın düşmesi neticesinde mi vukua geldiği ra- porin mahkemeye bildirilecektir. 4 Bir müddet evvel geceleyin Beyoğlun» de Ağhtamisi civarında Fransuva adinda birinin evine girerek, adörun ellerini ve gözlerini bağlayıp parasını ve oğyasını Z0r- In almaktan mazmun Raol, Jor) Kiryako ve Marko adlarında dört gencin muhake- r ri birinci ağırceza mahkemesinde bi- | tirlimiştir. Muhakeme neldcesinde, bunların suçla- rı soygunculuk mahiyeinde görülmeyip hırsızlık mahiyetinde görüldüğünden, maz- nunlardan Raolun yirmi altı ay yirmi gün, Jorjun dokuz ay, Kiryako ile Markonun da birer buçuk sene hapislerine karar ve- rilmiştir. Bunların dördü de mahkümiyei müddetleri plsbetinde Emniyeki umumiye hezareti altında bulundurulacaklardır. Ahşap binnlardan bahçesi müsait olan- lar siper kazacaklardır. Üç kattan aşağı olan apartımanlaria ahşap olup da bah- çesi müsait olmıyan bina sahipleri de ma- halli emniyet AÂmirine müracaatle müşte- Yek siper yapacaklardır. Yapılarak &ğı- nakların pencerelerine kum torbaları ko- nacak ve bunlar dışarıdan kapalı olacak- Jardır. Sığınaklarm kapısı demir veya tah- tadan olacak, tekviye edilecektir. Bunun için verilen mühlet bir buçuk aydır. Her bina sahibine yapılan tebligattan Hibaren bir buçuk ay zarfında bu sığınaklarla si- perler yapılmadığı takdirde sahiplerinden para cezası altnacaktır. Siperler için de her mıntakada nümune siperleri yapılmış- tar. Bu nümüunelik siperler, halkın kendi Karilerimizin mektupları Sandviç kelimesi Sıraselyilerde kartiniz Ali Taroğ- lundan aldığınız mektup üzerine sand: viç kelimesinin omâna ve telâffuzunu «Günün Ansiklopedisi, sütununda an- Jatmışsınız. Çok enteresan doğrusu. Yalnız bundan böyle İngilizce keli- meleri türkçe harflerle ysap doğru telâffuz edebileceğinizi zannelmeme- niz için size bir iki mütalâamı takdi- me ictisar eyliyorum. İngilizce Sandwich kelimesi doğru telâffar edilmek icab ederse buyur- duğunuz gibi sandviç değildir. (1) Benduiç de olamaz. İngilizcede a İle e arasında, bir savt vardır ki bunu türk- çe harflerle ifadeye imkân yoktur. Ayni hal ingilizcedeki w herfi için vakidir. Ne v ne de u harfile gösteri- Jebilir. Bu kelimenin telâffuzu ancak beynelmilel fonetik harflerle — bilmem bunları bilir misiniz? — zaptedilebi- Mir. Buradaki (a - e) koyunun (me) derken çıkardığı vuayel sedasıdır. raden şunu Ga arşedeyim ki $ Sandwich - keli- mesi fill olarak kullarılmakta ve iki Arasını #eyin arasında ifade etmektedir. Bebekte karilerinizden Baha Erten () AKŞAM — Bu talâffuz şeklini yirminci asır Ansiklopedisinin 6 ne elldinin 174 üncü sahifesinden nak- Jetmiştik. Tramvay kazası Birçocuk dün akşam teker- lekler altında ezilerek öldü Dün akşam saat 17,20 de Sirkecide Şahin paşa oteli önünde bir tramvay ka» zâsı oldu. 8 yaşında Yacsf oğlu Nesim. caddede bir taraftan diğer tarafa geç mek üzere koşarken Edirnekapı - Sirke- Gi arasında işliyen o tramvay arabasının sadmesine maruz kalarak düşmüştür. Kâlkmağa vakit bulamadan tekerlekler gocuğu bâstırmıştır. Nesim derbal Haseki hastanesine kaldı- nlinış ise de yaraları ağır olduğundan biraz sonra ölmüştür. Tramvayı idare eden vatman Nadir hakkında tahkikat yapılmaktadır. Bir senede 20 bin belediye cezası Beyoğlunda bir sene içinde 20 bin Bele- İ sösterdi. IE — Dr. diye cezası zaptı tutulmuştur. Bu oc parasının 10 bin lirası nakliye vamtaları- nım cezalarına teallük etmektedir. Kesilen para cezasının umumi yekünu alimiş bin liradır, evlerinin bahçesinde veya binaları civa» rında yapılarak müşterek siperlerin şek- Mini gösterecektir. Bu nümunelik siperlerin Üzerinde vasıflarını gösteren İşahnameler bulunacaktır.» Pasif korunma tedbirleri sırasında halk arasında teşkil edilen ve 30 saatlik talim ve terbiye müddetine tabi olanlardan ço- Ku birinci kurs devresini bitirmişterdir. Bunlardan 3800 kişi ivfaiye kursunu İk- mal etmişlerdir. Gaz kursu da ayrıdır. Bundan başka devalr, müessesat ve fab- Tikalarda teşekkti eden ekiplerin şeflerine alt birinei kurs da bitmiştir. Bu kurslar- dan yetişen şeflerden 720 kişiyo vesika ve- rilmiştir. Bar artistleri Şimdiye kadar 102 kişi memleketine döndü Şehrin muhtelif bar ve birahanelerinde artist namı altında çalışan ecnebi tabilye- #indeki kadınların, Küçük sanatlar kanu- nane teyfikan faaliyetlerine nihayet ve- Tilmişti, Bu kabil kadınlardan düne kadar pasaport muamelelerini ikmal ederek şeh- rimizi terkedenlerin yekünu yüz ikidir. Bu ecnebi artistlerin ilk zamanlarda Suriye- ye pasaport aldıkları görülmüşse de bilâ- hare kısmı âzamı Suriyeye gilmeklen vaz- geçmişler ve memleketlerine hareket et- mişlerdir. İçkili lokantalar bir buçağa kadar açık kalacak * Ecnebi bar artistlerin şehirimizden ayr- zoası üzerine birçok barlar faaliyetlerini tmtil etmişlerdi. Beyoğlundaki içkili (o kantalardan on ikisi bar olduklarını id- din ederek geceleri saat 15 2 kadar açık bulunmak müsaadesini istemişlerdir. Bun- lara müsaade edilecei Profesör Halide Edibin konferansı Üsküdar Halkevinden: 19 1940 | pazar günü saat 1530 da Er onun da profesör Halide Edip tarafından (Bde- biyata dair) mevzulu bir konferans veri Jecektir. Bu konferansa herkes gelebilir. Kadın hekimleri aylık * toplantısı Türk Ginekolori ctmiyeti bu senenin son toplantısını Dr. Ahmed Asım Onurun reisliği altında yaptı, Bu celsede: — Dr. Ahmed Asım Onur: Meşime sektesi hak- kında tebligatta bulundu ve bu tebliğle alâkadar üç vaka takdim etti, II — Dr. Ahmed Asim Onur: Rahim miyomlarnın muhafazakâr o ameliyatla o tedavisinden bahsetti vo ameliyatla çıkardığı piyesi Cafer Tayyar: Kabili ameliye olmıyan bir rahim kanserinde yap- tığı palyatif ameliyeyi İzah ve piyesi tak- dim etti, Bu mevzular üzerine yapılan münakaşa- lara: Prof. Kenan Tevfik Sezenel , Prof. Bahaeddin Lütfı Varnalı, Dr. Orhan Tah- sin, Dr. Ahmed Asım Onur, Dr. Hadi İhsan, Dr. Nuri Süleyman Çanbakan iştirak eli. Üsküdarda Bürbanlye köyünde Kiroç- fırmları caddesinde Kadiköy Belediye doktorü B. Ekrtme alt we içerisinde Yuzos- lav muhacirlerin oturduğu evden dün akşam yangın çıkmış ve itfaiye haberdar | edilinciye kadar #v tamamen yaomışlır. X Şehrimizdeki fırıncılardan mühim bir kısmı aralarında bir şirket teşkil ederek rükip fırın açmamak üzere mevcud fırın- ları kiralamaktadırlar. Bu arada bir fır- | nın aşıldığını gören diğer fırınclar, bu fırının simit İmal etmesini ve ekmek çi- karmamasını temin etmişlerdir. Belediye, bu vaziyeti nazarı dikkate alarak tedkika- ta başlamıştır. N # Galatada oturan Anjel isminde bir kadın, evvelki gece son derece sarhoş ola- rak Vangelin dükânma gel- miş ve durup dururken dükkünin bütün camlarını kırmıştır. Sarhoş kadın yakula- narak mahkemeye verilmiştir. AYIR Harpten sonra dış ticaretimiz Harpten evvel ihracatımızın yarısın- dan fazlası Almanyaya yapılıyordu. 31 ağustosta Türkiye - Almanya arasındaki Ücaret anlaşmasının o müddeti bittikten sonra vaziyet ne oldu? Tiçaret Veköleti enformasyen bülte- ninde gördüğümüz istatistiklere nazaran, 939 senesinin kânunusani ve şubat ay- larındaki ihracatımızın yekünü 20 mil- yon 988 bin lira idi, bu iki ay içindeki yarısından fazlası, yani 11 milyon 904 bin lirası Almanyaya yapıl- mıştır. Diğer taraftan aynı müddet zar- fında olan 18 milyon 35 liralık ithalâtır mızın da 8 milyon 560 bin lirası Almam- yadan temin edilmişti, Geçen seneki var ziyele göre, dış ticaretimiz ihracat ve ithalit itibarile ekseriyeti Almanyaya bağlanmıştı. Asıl merak edilecek nokta şuydu, acaba harpten sonra ne oldu? 940 senesinin kânunusani ve şubat istatistiklerine göre, ihracatımız 22 mil. yon 239 bin liradır. Yani geçen seneye nisbetle 2 milyon küsür fazladır. Bu mik- darın içinde Almanyaya yalnız 520 bin liralık ufak bir kiymet arzeden ihracat olmuştur. Geriye kalan kısım mubtelif memle. ketlere tevzi edilmiştir ki, bunların ara sındu İngiltere, Fransa ve İtalya ehem- miyetli bir mevki işgal etmektedir. Bu- nu, rakamlarla da teyid edelim. 939 se- nesinin ilk iki ayında İngiltereye 394 bin Brahık ihracat olmuştu, Halbuki 940 se- neşinin ilk iki ayındaki ihracatımız 3 milyon 394 bin liraya kadar yükselmiş- tir. Geçen senenin kânunusani ve şubat aylarında Fransaya 815 bin liralık ihra- cal yı 940 senesinin ilk ayında ise, Fransaya yaptığımız ihracat 2 mil. yon 837 bin liraya kadar çıkmıştır. Ge- çen sene 939 senesinin ilk ayında, İtal- yaya 2 milyon liralık ihracat yapılmıştı. Bu senenin ilk iki ayında ihracat mikdarı 6 milyon liraya kadar yükselmiştir. 939 senesinin ilk ayında Romanyaya yapılan ihracatın oyekünü 290 bin Iria idi, 940 senesinin aym aylarında ise 2 milyon 151 bin lirayı bulmuşter. Buruya kadar yazdığımız istatistikler harpten sonra ihracat maddelerimizin muhtelif pazarlara tevzi edildiğini gös- terir, İhracatın muhtelif pazarlara tevzi, bir memleketin fiatleri tayin etmesi mah- zurunu ortadan kaldırmıştır. Hüseyin Avni i...ranaaaRaRENEEEE EE EAAAAAN, erasassnan Afyonda yağmur ve dolu Yıldırımdan sonra kayalar. dan su akmağa başladı Afyon (Akşam) — Evvelki gön şehrimizde, öğleden sonra hava karar- mağn başlamış ve şehre âdeta bir akşama karanlığı basmıştır. Hemen başlayan do- lu ile karışık şiddetli yağmur şehir sokak- larında büyük sellerin akmasına ve bir çok mahallerde gelip geçmenin imkân sz hale ge ine sebep olmuştur. Şeh- rin üstünde Hıdırlık dağından kuvvetli seller gelmeğe başladığı gibi kaleye çar- pan dolu ve yağmurlar da kayalıklar arasında yer yer akıntılar peyda etmiş, bazı yerlerde lâğımılar suyu istiap ede- miyerek patlamış ve buralardan sular et- rafui fışkirmiş ve birçok evlerin zemin katına girmiştir. Birkaç evin duvarı çökmüş, polis ve itfaiye derhal faaliyete geçerek halka büyük yardımlarda bulunmüşlardır. Su basan evlerde un, kömür, odun vesire su içinde kalmış, eşya kurtarılmıştır. Af- yon civarında dağ köylerinde de dolu hayvan ve ekin zayiatı vermiştir. Vilâyet fidanlığının üst tarafındaki sırtlara düşen yıldırım kayalıkları par- çalamış ve buradan su akmaya başlar mıştır. — Devlet derdini yene konservatuvarı MuSİKİ | İazeledi bay Amca... .« Türk musikisinin tutacağı yolu konuşanlar arasında... ... Radşolarında garbin sesini el «.. Şarkın sesin! aradıklarını söyli- yenler oldul... B, A, — Garptan gelen top seslerini musiki sandılaysa hakları vari...