1 Mayıs 1940 AKŞAMDAN AKŞAMA Modern konfor ıspazmozları Son yirmi dört saatlik vaziyet: — Bay Ahmed? Hasta — Bay Mehmed? — Efendim, mevsim icabı... Kalori” ferler yanmıyor... Kontratlara da «Nisan 15 e kadar» diye kayıt konul- muş... Havalar soğuk... Tabii rahat sızlanıyorlar... Ve işler yarı kalıyor. — hararet ölçüsü takvim değil, ter- Moemetre olduğuna göre, kaloriferle- rin yanip yanmamasını tayin eğen mikyas, ayların tarihi değil, duvar loriferli olarak kiraya verenler, — Ba- husus odalarına soba deliği de açmı Evvelki gün buram buram ter dö- uk. Dün, tiril tiril titredik. Bugün akşama doğru ve yarın sabah €rkenden ne olacağımız malüm de- Bil. Âdetâ sıcaklı soğuklu nöbet geçi- Ten sıtmalılara benziyoruz. Ve bu hal, #ehrimizin tabiatı iktizasıdır: Suni tedbirler almıyan her İstanbullunun başma gelecek hudur. Başka yerleri bilmem, şu Bosfor kıyıları halkı için, tiğim belediye nizamı zaruri- dir. Burada mikyas elbette takvim ye- termöretre olmalı? Eskiden ecdadın kibarları, değil *vlerinde hattâ sokaklarda iklimimi- ZİN hususiyetini nazarı itibare alır Miş. Efendi önde, — sırtında elma — gidermiş. Arkada da bohça İle uşak. Havanın tebeddülüne göre: — Ver oğlum şu samur kürkümü, " Şimayı... Yatım saat sonra: Al şunu... Hava ısındı... hürkama,.. Şehrimiz böyle yaşanacak a Keşke şimdi de kabil olsa, aynini yap- Sak... Ver şam Üşümek, emin olunuz, sıcağa soğu- Ea göre değil, havanın ittiradsızlığına Zöredir. Ben şahsen sıfır altında 36 ie buz gibi memleketlerde bulun- dum. Oralarda dunduğumu, hasla- landığımı hatırlamam. Zira tes t, melbusat, gıda ona göredir. Fakat İzmirle Beyrutta kakırdadım. “Eş soba tertibatı alınmamış: *— Buranın soğugundan ne olur ki?.. Gelip geçicidir!» diyorlar, Fakat — on on beş gün sürmesine —> EE kadar insanı ki- an da en üşüdüğümüz, nez- Zatürrleye yakalandığımız za- Mahlâr şimdiki mevsim değil midir? Sürüklüğünü kendimizde biliriz. Bir çeyrek asırdır fanila giymeği “ün arasından çıkarmıştım. Kâ- Z saril bile tenime gömlek giyerdim. oturduğum binalarda teshinatı idare ediyordum. İlimaşallah kaş İlk defa olarak modern kon- binaya geçtim: Ve dün fanilâ * -— mayısa bir gün kala. Yan yaşayışımızdaki mantık- ! Yok, hayır! bumu şehir mikya- bir yoluna sokmalı, (VA Nü) e ek Şu Berlin İREN. maşallahı bay Amca AKŞAM ŞEHİR HABERLERİ Gazi köp rusunun | iki tarafındaki istimlâkler çabuk tamamlanacak Vali ve Belediye reisi dün bir çok noktalarda tedkiklerde bulundu Umumi meclis | İçtima bugünden itibaren 15 gün uzatıldı Umumi meclis dün B. Necip Berdengeş- tinin reisliği altında toplandı. Meclisin, bu- günden itibaren daha on beş gün müddetle temdidi hakkındaki makşm tezkeresi okun- du. Riyaset makamından gelen bazı teklif- ler alâkadar encümenlere havale edildi. Kibrit fabrikasında ve Türkiye Elektrik pil fabrikasında, Türk tütün limited şirketin- de 1111 numaralı kanuna göre tecil edile- cek müstahdemin hakkındaki teklifler Ri- yaset divanına, Haliç vapurları işletme ko- mitesi idare heyeli raporları hakkında Da- imi encümen mazbatası İktisad encümeni- ne havale edildi. Beyokzda Hünkâr iske- lesinde istimlâk edilecek yerler hakkında öza ve muhamminler tayini ile bazı rüsum ve cezaların tecili hakkındaki mazbatalar kabul edildi, Bundan sonra Belediye zabıtası talımat- namesinin gıda maddeleri hakkındaki kış- mın müzakeresine geçildi. Gıda maddole- rine teallük eden bazı hükümler, Belediye ve Hifsissihha kanunlarile tesbit edilmiş olduğundan, talimatnameden çıkarıldı. Ta- limatnamede bırakılan diğer maddeler, bu kanunların hükmü haricindeki ez #enllük etmektedir. Talimatname edildikten sonra toplantıya nihayet veridi. Bar artistleri Bir kısmi hareket için pasa- portlarını vize ettirdiler İstanbulda barlarda bulunan ecnebi kadın- larının ay başından iibaren çalışmalarının men'ine karar verilmiş ve bu karar kendi- lerine tebliğ edilmişti. Bazı gazeteler bu karari yanlış olarak, bunlarm hudud hari- cine çıkarılacakları şeklinde göstermekte. dirler, Halbuki “karar, sadece bunların ça- lışmalarının men'inden ibarettir. Hudud haricine çıkarılmaları için bir karar yuk- tur. Hâlen İstanbul barlarında 162 ecnebi vardır. Bunlardan ikişi İngiliz, biri Kübalı bir zencidir. Mültebakisinin ekserisi Macar tebaasındandır. Bir kismi da Bulgar, Ru- men ve Lehiidir. Bunlardan #ekseninin ika- met müddetleri tamam olmuştür. Kendilo- rinin bundan sonra memleket dahilinde çalıştırılmamalarına karar verilince, ika- met, müddetlerinin temdidine de imkân ol- madığı cihetle, yeniden ikame; tezkeresi alamıyacaklar ve tabirtile memleketi ter- kedeceklerdir. Diğer yirmi artist de dün Polis dördüncü gube müdiriyetine müracâatle memleket. lerine gitmek üzere pasaportlarının viz# muamelesini yaptırmışlardır. Diğer bir kısmı da peyderpey zabıtaya müracaat et- mektedir. Çalışmadan menetme kararı bu- günden itibaren tatbik emilir iye ecektir. €lhetindeki durak yermde bir Taksim - Fasih arabası yolcular tamamen inmeden hareket ettiğinden, yaşlı bir.kadın yere 4 Dün saat on ikide Köprünün Karaköy | yuyarlanmıştır. Zabıta tahkikat yapıyor. | » Sanki elinde takvim, sayılı gün- | leri bekliyor!... Misir çarşının Balıkpazarı kapısı yanın. gk çakı da syrümeer iki etinden hemen istimlâk edilecektir. Bundan Sultanahmed meydanının tanzimi, Akbıyık Karilerimizin mektupları Hastabakıcı dersleri ve çalışan kadınlar Gazetelerde gönüllü hemşire olmak işin kurslar açılacağını okuduğum za- man çok sevindim. Böyle kulsi ve ge- refli bir vazileye gurur ve iftiharla koşacaktım. Lâkin ne çare, vazifedar bulunuyorum. Iş sahasında çalışan ve gönüllü hemşire olmak arzusunda bu- lunanlar, bu kuraları açanlar biraz da kendilerinden fedakârlık edip saat 17 den sonra bir kurs açamazlar mi? Ayni dileği izhar eden başka mektuplar da aldık. Bunlardan birini evvelce de dercetmiştik. Çalışan kadınların bu arsuyu göstermeleri, çalışmıyan kadınları büsbütün bare- kete getirmelidir. “KÜÇÜK HABERLER: X Nişantaşında Safiye adında bir kadı- na zorla taşallut etmekten mazmun Meh- med Kaşar adında biri dün ikinci ağırce- za mahkemesinde muhakeme edilmiş, su- çu sabit görüldüğünden beş sene müddetle ağır hapse mahküm olmuştur. A Polis kaçakçılık bürosu şehrin muh- telif semtlerinde heroln, afyon, esrar sa- tan ve içen Mustafa, İzzet, Riza, Salih ve Recep adlarında beş kişiyi yakslıyarak ka- çakçılık mahkemesine vermiştir. # Üsküdarda oturan 19 yaşında Abdül- kadir ile Solaksinaa mabsilesinde oturan ayni yaşlarda Basri dün kavga etmişler, Basri, bıçakla Abdülkadiri boğarından ve sırtından tehlikeli surette yaralayıp kaç- miştir. Abdülkadir ifade veremiyecek bir bade Nümuna hâstanesine kaldırılmıştır. Zabıta, kaçan Basrinin izi üzerindedir. Kendisinin bugün yakalanması kuvretle muhtemeldir. X Limanlar umum müdürlüğü tarafından Ford kumpanyasından kiralanan 6 bin metre murabbat hacmindeki iki antrepo, bugünden itibaren işletmeye açılacaktır. # Dün, Müddeiumumilikten Liman riya- #etine gelen bir teskerede, Hatay vapuru- nün şimdilik Mersin ve İskönderuna seya- hatinde bir inahzur olmadığı bildirilmiştir. Meseletlin bir de Münakalât Vekâletini alâ“ kadar eden ciheti vardır ki bu hususta he- müz bir karar verilmemiştir. Maarafih, Halay vapuru sahibi Osman kaptan, bugün geminin İşkenderinn müteveccihen Iima- nimızdan ayrılacağını söylemiştir. X Armatörler, dün tekrar Ar'natörler birliginde toplanarak Türkiye limanları dahilindeki sivil nakliye işinin tanzimini görüşmüşlerdir. Henüz verilmiş kati bir ka- rar yoktur, # Galatadaki yen! yolön salonu, 1 hazi- randa açılacaktır. Tesellüm muamelesi, ma- yas içinde bitirileçeklir. Bay Amcaya göre!., « Bir kandil oluyor mu, kürsü geyhi gibi hemen. vaıza başlıyor!.., ve civarındaki bazı enkazın kaldırılması da muvafık görülmüştür, Sultanahmed ve Aya- #olya meydanlarına parke mi veya moza- ik tayı mu döşeneceğine henüz karar veril- memiştir. Perşembe günü Valinin reisliği altında mütehassıslarm iştirakile bir top- Jantı yapılacak ve bu toplantıda, meydanın pllnına ve etrafındaki binaların mimari leri tesbit edilecektir. Bütün bu tanzim ve Yasiyetine göre yapılacak tanzim ve imar işlerine hemen başlaacâktir. Vali B, Lütfi Kırdar, dün Hâl binasını da teftiş etmiştir. HÂl binasında görülen bazı noksanlar etrafında emirler vermiş v8 burada temizliğin temini için bazı tedbir- ler aldırmıştır. Dr. Lütti Kırdar, bundan sonra Kuduz müessesesini de ziyaret eylemiştir. | Hava seferleri Yakin mami memleketlere de seferlere başlanıyor Yurd dahilinde Bava seferlerine başlan Mmüştar. Şimdi de Yeşilköyle diğer ecnebi tayyare istasyonları arasında seferlere büş- Janacaktır. Bu sene de, geçen sene olduğu Bibi, Yeşliköy « Berlin ve Yeşilköy - Bükreş hara seferleri yapılacaklır. Büyük bir İn- giliz hava nakliye şirketinin hükümetimize müracaat ederek Türkiye ile diğer ecnebi memleketler arasındaki tayyare seferlerini uhdesine almak istediği haber verilmiştir. Avrapr, harbinden evvel Türkiye - Alman- ya hava öeferlerini yapan tayyareler, Lon- dra yolcuların: da alıyorlardı. Bu defaki se- ferlerde buna imkân olmıyacağından, İngi- Mizlerin Türkiye - İngütere tayyare posta- larını doğrudan doğruya idare etmek istiye- çekleri söylenmektedir. Yeşilköy - Bükreş arasındaki hava seferini yapacak olan Lâres kumpanyasına ait tayyare bugün , Bükreşten Yeşilköye gelecek ve yarın (2 mayısta) buradan Romanyaya hareket ede- cektir. Alman Lüfthanza tayyare şirketi de Yeşilköy - Berlin hava seferlerine mayısın ilk haftasında sında başlıyacaklır. Ekmeklik un Bir kisim” bağda buğday Eskişehir değirmenlerinde lerinde öğütülecek İstanbulun ekmeklik un ih un ihtiyacı için dev- let tarafından değirmenci ve kırmacılara verilen ayda 300 tonluk ucuz buğday üze- rinde mühim bir değişiklik yapılmıştır. Ve- rilen bir karara göre, bu buğdayın yüz tonu bundan böyle Toprak mahsulleri ofisi ta- rafından Eskişehirdeki değirmeneiler; #a- Mlacaktır. Eskişehir değirmencileri, bü mâ- b, un hâline getirip tekrar İstanbula sat- mağa mecbur tutulmuşlardır. İstanbul değirmencileri, ayda hisselerine düşecek 200 ton buğday ile değirmenlerinin. işsiz kalacağını İddiaya başlamışlardır. De- girmenciler, esasen yarısı muattal vaziyet- te bulunan İstanbul değrimenlerini bu ka rarla büsbülün ağır bir darbe yiyeceğini, bundan dolayı kararın değiştirileceğinden emin olduklarını e genel rl, Gıda lin kontrol Belediye Sıhhiye müdürlüğü geçen mart ayında Belediye kimyahanesine bazı gida maddeleri göndermiş ve tahlile alt raporlar almıştır. Bu raporlara göre sevkedilen 48 parça sucuk, 35 parça paslırma ve kavurmanın hepsi muvafık görülmüştür. Fakat diğer bazı gıda nhümünelerinde bozukluklar var- dır. Gıda maddelerinde yüzde on dördünün bozuk olduğu görülmüştür, Son günlerde görülen salâh eserinin teftiş hususunda gösterilen ihtimamdan ileri geldiği tahm'n ediliyor. Maamafih Sıhhiye müdürlüğü, gıda mad- delerini kontrol etmek, hileye ve tağşişe meydan vermemek üzere daha esaslı ted- birler alacaktır. Bu maksadla 940 bütçesi- le Eminönü sıhhiye kadrosuna ala doktor ... Nerdeyse ilâhilerle mevlüd oku- tacak Sahife İSTANBUL HAYATI Psikolog dilenci Dilencilerin çok para kazandıkları söylenince: — Haydi, canım, Fazla nasıl kaza- nırlar? Dilencilere pek az kimse pâ- ra verir. Diye itiraz edenler olur. Fakat, işin iç yüzü hiç de öyle değil. Hakikaten sokakta rasgelen adamın yolunu ke- sip el uzatan dilencilere herkes ko- lay kolay para vermiyor. Fakat, bü- tün zekâlarını bu işe hasreden öyle açıkgöz dilenciler var ki, sizden ko- layea para almasını biliyor ve, sada- kayı memnuniyetle avucuna bırakı- veriyorsunuz... Malüm ya, dilenmesini bilmek emir doğruya psikoloji Karşısındakinin zaafım m psikolog bir dilenci, emin olunuz ki, tahmininizden çök fazla para kazanır. Bunu imeslek edi- nenlerin ekserisi de işlerinin erbabı, tam psikolog kimselerdir. Yanınızda, bavul yüklü bir hamal mı gördü? Derhal önünüze dikilir; — Allah yolunuzu açık etsin. Güle güle, selâmetle gidiniz. Eh, uzunca bir yolculuğa çıkıyor. sunuz. Belki şu zavallının duasını Allah kabul eder, diye avucuna birkaç kuruş bırakmakta hiç tereddüd et mezsiniz. Lokanta kapısından çıkar- ken yolunuzu keser: — Âfiyetler olsun efendim. Ne olur, birkaç kuruş ver, bende birlokma kuru ekmek alıp karnımı doyurayım, Etli, sütlü yemeklerle karınız mükemmelen doyurup çıktığımız &- rada şu biçarenin de birkaç lokma kuru ekmekle kamını doyurmasını elbet de arzu edersiniz. İşin daha garibi var. Geçen gün yolda, önümsıra orta yaşlı bir adam- İa genç bir kız kolkola, konuşarak gidiyorlardı. Karşı köşedeki açıkgöz dilenci derhal koşup önlerine dikildi. elini uzatarak mırıldandı: — Allah nişanlına bağışlasın ba- yım. Maşallah, biribirinize ne de gü- zel yakışmışsınız. Allah mesud etsin. Saadetinize dua ederim. Beni de se- vindiriniz, Genç kızın yanındaki zat: derhal durdu. Dudaklarında tatlı bir tebes- süm belirdi. Memnuniyetinden göz lerinin içi gülüyordu. Hemen cebin- den çantayı çıkarıp çeyreği dilenci- nin avucuna bıraktı. Parayı verdik- ten sonra udamın vaziyeti de değisti, Ellerile şakaklarındaki kır saçları şapkanın altına biraz daha itti, başı dikleşti, adımları sertleşti, âdeta kız- cağını sürüklemeğe başladı. Dilenci uzaklaşırken genç kız! — A, babacığım, dedi. Dilenci bizi nişanlı zannetti. Adımlarımı sıklaşlarıp (yanların. dan geçerken adamın yüzüne dikkat ettim, bir delikanlı bakışlarile etrafı süzerken dudaklarında sevinç tebes- sümü sırıtıyordu. Zoraki bir ciddi- yetle kızına döndü: — O zavallı dilenciye pek acıdım. Keşki birkaç kuruş fazla verseydim. Gördünüz mü psikolog dilenciyi!.. Ayni vaziyette siz de olsanız, vermez mi idiniz çeyreği?.. Cemal Refik 0 a ıspanyada yeni bir iplik fabrikası İsparta (Akşamı — Isparta halılarının cihan piyasasında kazandığı mevki daha saklamlaşmakta olduğundan şehrimizde yas ni bir fabrika daha kurulmuştur. Her türlü fenni tethizatı tamamlanan fabrika elek- trikle sar edilmekte ve günde 150-200 ipliği imal etmektedir. B.A — İşte yalnız onu yöpüzmaş bayım!... Mevlüd okutunca şeker da. gıtmak lâzimi...