13 Nisan 1940 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

13 Nisan 1940 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AEŞAM Eski günlerde istanbulun baki alar Mebel bağ vanlar göçebe; buhar gelip havalar ağa başladı mı Akdenizden Kara Tile skn ediyorlar. Sonbaharda “he” valar serinlemeğe yüz tuttu mu gerisin | geri dönüyorlar, Beğen beğendiğini, küçüğünden büyür ğüne kadar birbirinden âlâları. Bu gelip gidişte rızıklar da tamam; yani atalar #özü yerinde: Büyük balık, küçük balı- $ yer... a Oki gözüm lüferin emsali mi vardır?, Su altı arkadaşlarının çoğunda olduğu gibi onun ve sülülesinden daha ikisinin de adı Rumcadan geliyormuş. Kendisi lüfer, büyüğü sarıkanad. daha irisi ku fana, küçüğü de çinakop. Eylülde yavaş yavaş belirirler, ay kar ranlığında olta ile tutulurlar, Erbabı avı BI gayet meraklı zevkli bulur. ızgaradan yağla aka ip bol zeytinyazlı ve limonla ömür değil de nedir? : Uskumrunun aslı da Rumca, iskumri En makbul ve bösli vakti karakışa ras- v. Kulağına kar suyu kaçacak, Okka- mina bir ikilik, hadi hadi yüzlüğü sö- külenler kafalazından sazı geçirtip di iYi Parmağu takardı. İzgara, tava, pa“ Paz yahnisi, dolma, dilediğini yap... Bar zan öyle hurya eder ki yalı rihtmlar Dın üstü bile sergi, Ve lâkin mart girince de yanma yar Başma, Bir deri bir kemik; ne tat var. Me tuz. Çiroz olmuş gitmiş. smi çiroz, bedavasna da ucuz, fakat 9 kuru, kavruk hale gelinceye kadar ne külfetlere katlanılıyor. Kulağından İç bamakları çekilir çekilmez denizde yı kanacak, tuzlanacak; tepesi köşe, yanları merdiven basamakları gi ra asılıp güneşlendi ii Yağmur mu serpiyor, hemen hepsi toplayıp kapalı bir yere taşınmazsa, ya: tatlı su değerse kurtlandığı an, Hava Açınca gene yerlerine nakli mekân. Kolyoz da Rumca imiş. Bu mahlük şekil ve boy bosça uskumruyu çok an- dırır, fakat gözleri patlak, bebekleri fazla kara, sırtının menevişleri koyu renklidir. Nerede öbüründeki tat, nerede bundaki yavanlık, Uskumru ile kolyozun en sevgili gir kârları hamsi, gümüş, kracya ve çur çurdur İzmarit yalı kayıkhanelerine girecek kadar pervasız, çoluk çocuğun kamışla- rına yapışacak kadar akiliz, çök pullu ve kılçıklı olmasına rağmen ne lezizdir. Hemen hemen barbunya çsşnisini verir. Domates salçasına daldırıp, yumurtaya bulayıp kızart; oAdalar açığının bar- bunyası diye en mükellef misafirine daya... Çok kimse . keçiboynuzuna teşbih eder, — Ondan nasıl bir çeki odun geveli- yerek bir dirhem bal alınıyorsa bunda ve da pul, kılçık kemirerek habbe kadar et | mideye giriyor!.. derlerdi. İstavrit de gene Rumca stavridi'den. Diğer günlerde okkası 20 paraya, onlu- ğa kadar düşer, (Bizim elimiz balıktır) diyen fakir fıkara kapışırlardı. Palamut, hakeza Rumca pelamida'dan i neyidir: Aalelâdesi pala- çingene palamudu. Derin suları severlermiş, Büyüyenleri törikleşiyorlar. Daha cümeli (soğuğa daha dayanıklı olduklarından Karde. Dizden dönüşleri gerikiyör, Derya kuzusu torik de dört cinse Ken- i i, altıparmak (sırtı genişledi Binden ötürü), yazı (ene doğru yasar Ve istavrit azmanı denilen orkinos. İâkerda, torik ve altıparmaktaa yas pılır. Şişkocığazlar üçer parmak & imlenecek. İlikleri bir bel ile #altıhp temizlenecek, kandan eser kal- Mayınca gaz tenekesine bir kat balık, bir kat tuz, Üstüne tülbent, tahta ve ağır ir taş, Yağ koyuverirme pamukla, alınacak; kaşıkla ksi takdirde çürümesi, leşe hazır. 20, 25 günde tamam Vesselâm, Kalkan, Akdenizden manda Okyanus» tada bulunurmuş, hattâ Amerika sula- ada bile bolmuş. 70 santim boya ka- darlarıtı kaydediyorlar. anbulumuzda kuzu O zamanı çıkar, ufakları Beykozunkilerdir. Mutlaka ği aranır, dikenleri sivri sivri ve ba sakları fazla dolgun olmamasına dikkat edilirdi. i Papazlığın kehliber gibi zeytinyağın- 'an çıkıp tabağa pembe pembe yan ge“ lerek, “yanmda kıvırcık salata teşrifine Sanlar mı dayanır? Sardalya kelimesi İtalyanca sardelâ'- aktarma, Ötekilerden fazla cemi- Yet sever, sürü sürü daha derli toplu ge- er, muayyen (o vakitlerde kıyılara yaklaşır, açıklara açıhırlarmış. KPiareler pervaneler gibi ışığa âşık. yıklarda küme küme çalı çırpı yakıla. vak cezbedildikleri için ateş balığı da erler. Şimdi de bir vakitler (Lüks) enilen mahud petrol buharlı ve keseli balar kullanılıyor. wların da barsakları alınıp ve tuz- Mp fıçılara bastırıldıktan, “iki ay da Za tan sonra taamlarına doyabilirsen “Y: hele Gelibolünun! Bm... bağ Kıhç, üst çenesi uzun ve kılıç gibi olu- ge ba ei dayar. Tabir Fransız- larda da” vardır, . la 9» İattâ altı metre Ağustostan itibaren Boğazda karanlık geceler, sicim kalınlığında ağlarla ya- kalanır. Kallâvinin gelip çarpması su yü zündeki mantar yakaları batırşından We emi 'enimahalle önünde, Beyko; > FA remake zifiri gece derinden derine, iniltiye ben, ziyen bağırlılar ne kadar yanıktır: — Sandal, sağdan ali, — Ağ var, mavna açıl! Bermutad, kefal ve küçüğünün ilârya ni kurtlüdur, içte solucan olur), kaba #ofular ise (Lâğımlardan ayrılmazlar, necisdirler) diye yüz ekşitiverirlerdi. Abdürrahman çelebiliğivari, levrek mi- sali mayoheze görülünce © nazlımı pek aratmadığını unutmıyalım, Ya pilâkiye yatıp ertesi sabaha donma paça gibi ku- ruluşu. İskorpitin omahud dişeti hastalığile münasebeti yoksa da ne gudubet, çifteli şeydir. Kafa, gözler, ağız Orungotanın minyatürü; dikenleri zehirli hançer. Do- kuz canlı, ölmez oğlu ölmez. Bir çarpsın, gökte yıldız saydırır. Mutlaka doğma büyüme bir balıkçıya ayıklatmak gerek, Ense ve kelleden ci üştü sonra, kömüre bereket, santlerce kaynat kaynat; çorbasını indâr; kaşık yerine gepçe iste, Hamsi Karadeniz uşaklarının, İâzların cananı, Türküsü bile var; * R-D-I0- 5-4-2 “3 4 A-R-V-10-6-4 Her iki taraf zonda değil, Kâğıd veren: Cenup, DEKLARASİYON Cenup (OGarp (Şimal (oŞark 14 14 34 Pas s4 Pas Pas Pas OYUN Kozcu: Cenup Oyun: 5 Sinek Hor masad oyun karo rüvası ile açıldı. Yer as ile aldı. Bir elde muhasım tarafın kozları düştü. Cenup pıka dörtlüsünü oy- »ıysrak yerin ruvasına geçti, Dördüncü le- vede cenup koz ile eline geçti. Pika asını Aldı, Yerden kupa iskarta etti. Üçüncü pi- kayı yere kestirdi. ilindeki kupa ruvasna yerden kupa çevirdi. Garp az ile aldı. Garp bundan başka bir karo ve kupa damı ile de bir leve alarak oyuncuyu bir içeri atta, ERİTİK İlk dört leve, yukarıdakinin aynidir. Be- ginci Tevede cenup Pike asını oynar ve yer- den kupa değil, karo ixkarta eder, Üçün- cü plkayı yere kestirir. Bundan sonra garbi kâğıd yn icbar için karo oynuyarık eli o tarafa verir. Şimdi garp karo veys pikg gelirse kozcu yerden keser, elinden Kupa kaçar. Garp Kupa gelirse, öenübun rüvas- n& karşı olur. Binaentleyh. her “htimapn koycunun lehinedir, Neticede oyunun: çıkar nir. ba Yalı rhtımlarında uskumi adları da rumcadan gelme.Avam (Bey- | Koyunun bulunmadığı yerde keçinin | ortadan saşma. lıkla SEM a zi ru sergisi Hamsi bitti, ben kaldım Hakları var. Una bula; sekizini onunu saçak saçak tavadan çek; fıstık yer gibi kıtır kıtır ye, Ekmeğin okkası kuruşa satılan zamanlar bile ateş pahasına olan karides, pavurya kaç para eder yanında? Kırlangıça bu ismin verilişi kanadlı oluşundan. Fransızlar da deniz kırlangıcı pek diyorlar, Kanadlarındaki renkler caziptir, Balığa dilsizdir denildiği bı bir müstesması oymuş. Yakalanın lermiş. Bizim eskiler (Dervişler, zikre- der) verlerdi. Kibar harcı balıklara gelelim: Levreğin beyaz ve leziz etine, mayo- nezine, külbastısına eş mi bulunur? Ye- di, sekiz kiloluğa, yarım metreye kadar« ları varsa de, (hayrülüumur evsatuha) Pisi, kalkan biçiminde yayvandır. Pi- siliği, eski ismi olan kedi balığından kal- maş. Dil denileni de hemen hemen ben- zeridir. Kumluk yerlerde tutulurlar. Barbunya, (bu kelime de İtalyanca- l dan teşrifinaz) deniz mahlâklarının şa- hanesi. Hafifçe kum kokusu sezilirse de oldum olasıya o kiranpahalıkta yektadı. Küçüğü tekir yanında sandal olamaz. | Bücür Nakiyenin eti budu ne ki? | Bak mercan, bâza gibidir. Nazik, arayanlar Adalar önlerine açılsınlar... Kaya, sdı üstünde kayalar altının mihmanı, , Avrupalılar o gayet korkaklır mercan ğından nâşi (&iki) de diyorlar. Vücu- dündeki, et değil, sanki ilik, Mide büm- masından yeni; kalkanlara bile korkma, lâpır lupur yedir. Sade suya çorbadan hafif, Sermed Muhtar Alus .* v2? 4 D-9-0 . AD Koz pika. El cenupta. Muhasım tarafın müdafaası ne olursa olsun şimal ve osnup yedi leveden altısını yapacaktır. 3 Numaralı meselenin sureti halli Çenup karonun valesini oynar. Garp ve almal boş verir, Cenup pikanın üçlüşünü oynar. Garp sekialiyi verir. Şimal dokuslu ile alır. Şimalden karo asıni oynar. Cenup kupasını iskarta eder. Şimalden kups #)tı- ısını oynar. Sinek üçlüsü ile keser. Tekrar bir pika ile eli şimale verir. Şimalden ka- ro gelerek elinden keser. Şimal yedine! leve- Yi sinek ruvası ile alır, Muhtelif ihtimallere göre sureti hal İkinci levede garp pika üçlüsüne pika da- mini oynarsa şimal ruva İle alır. Şimalden karo asıni çeker, üzerine kupasını kaçar, gimal kozun ruvasını oynar. Müteakiben bir pika ile cenup eline geçer, Cenup son kozu alır, Geriye kalan pikası da sağdır. Bğer birinci Jevede garp karo velesi üze- rine.damı basarsa, şimal asi ile alır. Ar. kasından karo onlusunu oynar cenup ku- pasını iskarta eder. Şimalden kupa oyniya- rak elinden keser. Müteakiben pika valesini oynar. Garp boş versin veya damını koy- Sun, arkasından ikinci bir pika oynar, yere geçer, Yerden Karo aynıyarak elindeki on- İu konla, keser, Şimalin sinek ruya son deveyi alık, nazenin, yapılıdır. En âlâlarını | Sahife 7 Belgrad mektupları Yugoslavyada fırkalar Sırp - Hırat itilâfı üzerine siyasi partiler yeniden faaliyete başladılar Yukarıda prens Paul, kral Pierre, prenses Olga, aşağıda Başvekil B. Zvetteoviş ve Başvekil muavini B. Maçek Belgred (Balkanlar hususi muhabiri- mizden) — Üç büyük devlet Avrupa- nin mukadderatını tayin için çarpıştıkla- ri srada dost ve müttefiğimiz Yugoslav- ya devleti, sükünet içinde büyük bir is- tihale geçirmektedir. 26 ağustos 1939 tarihinde Yugoslavya Başvekili B. Zvet- koviç ile Hırvat İideri Maçek da imzalanan ve 20 senedenberi uzayıp den dahili bir ihtilâfı kökünden hal ve faslödeh' Sp - Hırvat iilâfı, yukanda kaydettiğim istihalenin anahtarımı teşkil eder. Bu itilâf üzerine Zvetkoviç kabinesi, tadilâta uğradı, ve başta liderleri Maçek olmak üzere Hırvatlar, muaddel kabine- | ye girdiler ve Maliye, Ticaret ve Sanayi, Posta, Telgraf ve Telefon Nezaretlerini deruhte ettiler. Sırp - Hırvat itilâh öze- | rine siyasi fırkaların faaKyetlerine tekrar | müsaade edildi. Yugoslavya siymsi fırka- Jarı arasında en kuvvetlilerinden ve halk | arasında en ziyade kök salmış olanların» dan biri eski radikal partisidir. Bu fir- kayı, Sırbistanın siyasi hayatında büyük bir rol oynamış olan müteveffa Nikola Paşiç kurmuştu. Firkanın bugünkü reisi Aca Stayönoviç'tir, Bu firka, şimdiki ka- binenin de mensup olduğu Yugoslav ra- dikal bi i, ana radikel partisinin prensiplerini inkâr etmiş olmakla mua- haze eder. Yugoslavyanın ikinci mühim partisi ise demokrat partisidir. Müessisi geçen lerde ölen Davidoviç tir. Bu iki parti de geçen yıl ağustosunda akdedilen Sirp - Hırvat itilâfina murizdır. Bunlar, itilâfın daha mütedil şartlarla ve her halde Mü- essisan metlisinin tasdikinden sonra me- riyete göçmek suretile akdi mümkün ve zaruri olduğu iddiasındadırlar. Görülüyor ki bu iki fırka, anlaşmaya değil, akid şekline muarız bulunuyorlar, Fakat hükümet mesuliyetini bu müş- kül devrede omuzlarında taşıyan o Yu- goslav radika) birliği ise, devletin iki te- mel direği addolunan Sırplarla Hırvat- ların öyle uzun formalitere ihtiyaç arze- den ve birçok ihtilâtlanı doğurmağa mü- sait bir yoldan her iki tarafça matlüp neüceye varmalarını devletin emniyeti bakımından muhataralı görmekte oldu- ğu esasında sebat etmektedir. İtilâf, en yüksek makam olan Kral Niyabet Mecli- si tarafından tasdik edilmiş ve meriyet mevkiine ve tatbikatına geçilmiştir. Bel- grad kabinesi muhtekit olarak teşkil edil- miş ve Hırvat liderleri kral ve müttehid devlet prensiplerine bağlılıklarını resmen ve âlenen her fırsatta beyan etmişlerdir. Muhalif partilerin gösterdiği yoldan yü. | rümek, geriye dönmek demektir. Hulbu- ki bu geri dönüş, dünyanın tutuşmağa müheyya, bu buhranlı devresinde netice- lerinin vahameti şimdiden kestirilemiye- cek derecede menfi aksülâmellere sebep olması, basiret erbabınca muhakkak sa- yılmaktadır. Evvelâ Geri aralarındu uyuşa- rak ve bilâhare demokratları da içlerine aldıktan sonra daha geniş bir milli çeh- zeye malik bir kabine teşkili için parti İiderleri tarafından sondajlar ve temas- lar yapılmaktadır. Tabii sabık — Başvekillerden general Zivkoviç le Boşo Yeftiç'in idare ettiği Basyonalist partisi, caki Adliye Nazırla- rından ve koyu vatanperverliği ve siyasi hasımlarının bile tasdik ettiği, namus ve dürüst hareketile maruf Dimitri Liyotiç'in Zbor (lecemmi manasına gelen) parti- si, on sene kadar evvel Bağdada kadar hava”yolile gidip gelen ve o vakit Yu. (gözlüklü) goslavyanın Lindberg'i adını alan ve şimdi Aeroput şirketinin müdürlerinden olan, eski nazırlardan Hocera'nın Borba (savaş mânasına gelen) partisi, Hirvate larla şimdi «kdedilen şekildeki anlaşma- yı, devletin birliği ve kuvveti bakımın. dan muvafık görmemekte oldukları gibi, Yugoslav radikal birliğinin müessisi ol- duğu halde, partiden Mebusan ve Âyan meclisi âzalarından bazılarile beraber ihraç edilen ve totaliter mektebe mensup devlet ricalinden eski Başvekil Stoya- dinoviç'in yeni kurduğu milli radikal par- tisi ve ekseriyetle gizli vatani bir temi- yet halinde çalışmış olan ve senelerce süküttan sonra sesini yükseltmeğe baş- İsyan Üstaşi Sırp teşekkülü, geniş federal bir idareye mazhar geniş İederalist bir devlet sistemine ve dolayısile hazır şek- lile Hırvat anlaşmasına sleyhtardırlar. Ancak şu hokta nazarı itibara alınma” lıdır ki, bu teşekküllerin başlarında bu- İunanlar Yügoslav tarihinde memlekete yaptıkları meşkür O hizmetler anılarak isimleri yazilmiş vatansever şahsiyetler- dir. Aradalsi ihtilâflar, ayni çatı altında kalmağı istiyen ve beraber yaşıyan kar- deş kavgalarını benzetilebilir; ciddi bir tehlike anında otomatik bir tarzda top- lanıp evlerini müteamızlara karşı müda- faaya âmadedirler ve Sırp milli bünyesi, yarım asırdan ziyade bir zamandanberi liberal usullerle yâşamağa alışmış olma- sı itibarile, tabii olan bu küçük sarsıntı. lara dayanabilecek kudrete sahiptir. Muhtelif vesilelerle görüştüğüm bu si- yasi ricalin hepsi, memleketlerinin Av- Tupayı kemiren harbin haricinde kalma- sını dilemeklte,' bitaraflık, sulbâeverlik ve komşulazla barış: esaslarında o müttefik bulunmaktadırlar. Türkiyeye karşı sevgileri ve bağlılık- Jarı, resmi Kadro haricine çıkmış ve k lerde yer almıştır. Sayın Başvekil Zv koviç ile ikinci Başvekil Dr. Maçek'in riyaset ettiği radikal birliği mensupları- nın dostluk hisleri bu sütunlarda birçok defalar tebarüz ettirilmiştir. Bugünkü va- ziyette muhalif sayılan ve isimleri yukarı da yazılı diğer parti reisleri de Türkiye hakkında zıd ve ayrı bir düşünceye sa- hip değildirler. Meselâ en ziyade kök salmış olarak takdim ettiğimiz iki partiden birincisinin ?cis vekili gospodin Trifimoviç ile “bir mülâkatımda bu temkinli siyaset piri ba- na şöyle dedi: #Atatürk bir ideal devlet adamı, Ke- ) malizm Türkler için idesl bir reğimdi. imdiki Mil Şefiniz de bu ideallerin rkuz bir devamıdır. Halk da benim gibi düşünür. Biraz çetince olan mazi ta- rihimize rağmen, Sırplar, Türkü kalble- rinin heriminde takdir köşesine oturt- muşlardır. Sırp, Türke Azami emniyet eder. Her hangi bir Sırba harici siyasi vaziyet hakkında bir sual tevcih ediniz we fikrini sörunüz. Size şöyle cevap ve- tecektir: (Be işte Türkiye bizimle beras ber midir? Eğer bizimle beraber ise mab lap mutlaka isihaal edilecektir.) » (Bizim dileğimiz, dost ve müttefik Yur goslav milletinin bu dahili istihale imti hanını da muvaffakıyetle ve iyi potlet alarak geçirmesi merkezindedir. Ve de» ha çok çetin badirelerden muvaffakıyetla sıyrılışı, bu dileğimizin tahakkukuna z- man teşkil eder. Gelecek yazımızda muhalif partiler. den ve onların memleket hakkındaki dü- şüncölerinden bahsedeceğiz. Sakir Rasim Çeçen

Bu sayıdan diğer sayfalar: