1 Nisan 1940 AKŞAMDAN AKŞAMA ——————— At binenin, kılıç kuşananındır ! Ankarada vazifesi olan bekâr bir dostumu İstanbula nakletmişler. Ev- velâ bir müddet otellerde kaldı. Son- ra apartıman tutmağı düşündü. Fa- kat eşyası yok. Hizmetçi gailesi var. Koskoca dairenin içinde tek başına kalırsa mâneyi yalnızlık hissetmek- ten de ürküyordu. İstanbulda bir müddet pansiyon aradı: «— Kir, pas içindedir... Nasıl yapa- cağım?...» diye üzülüyordu. Nihayet, bulmuş. Haber alınca zi- yaretine gittim. Şehrimizin en makbul merkezlerin- den birinde yeni bir binaydı burası. Hani umumiyetle modern daireler ön ve arka kısımlardan mürekkep ya. Ev sahipleri önde — salonların bulundu- ğu tarafta — oturuyorlar, Arkadaki balkonlu iki odayı ve banyo dairesini, mobilyeli olarak, arkadaşıma yer. mişler, — Demek banyoyu müştereken kullanıyorsunuz? — Hayır, onlar, hizmetçiler için yapılan kısımdan istifade ediyorlar, Burasını bana bıraktılar. Hattâ o ka- dar saygılı insanlar ki. — evde oldu- Zum saatlerde — benim odalarımın bulunduğu koridora girmemek için, ana kapıdan merdiven o sahanlığına çıkıyor, servis kapısını anahtarla açıp mutfağa giriyorlar. Rahatsız olmıya- yum diye bu kadar külfeti göze alıyor- lar. — Nereli bunlar? — Avusturyalı. Kocası fabrika $a- hibi imiş, İlhak üzerine malını bıra- kıp kaçmış, Karısının katolik olduğu- nu boynundaki küçük haçtan anlıyo- Tum. Musevi olan zevcinin arkasından hicret etmek mecburiyetinde kalmış. Muhavere esnasında anladığıma gö- re İki bin liraları varmış. Bunun bin beş yüzile ikametlerini temin ettiler. — Nasıl iş o? — Bak, nasıl: Bu binayı 75 liraya kiralamışlar. Halbuki ben mobilyeli İki oda tuttum diye, oda hizmeti da- hil 65 lira veriyorum. İlk anlaşmamı- Za göre, hizmetçi de olacaktı, çama- Şırım yıkansın, elbisem ütülensin, ayakkabılarım boyansın, o bulaşıkla- yım yıkansın diye ben ayrıca 10 lira verecektim, Sonra bütün bunları ma- dam yapmağa başladı, «Hizmetinizde bir noksan yok ya?...» diye, bembeyaz, gıcır gicir ütülenmiş gömlek yakala- rımı gösteriyor. — Fabrikatör karısı! — Evet... Mabadini de dinle: Otur- ma odalarının önünde bir sokak lâm- bası yanıyor; zira şiddetle içeri vuru- Yor... İnanmak güçtür, fakat doğru: Tasarruf olsun diye onun işığında oturuyorlar... Fakat bana, memnun kalmam için, türlü türlü prizlerle, ber koltuğumun başma bir lâmba koydular. Demek ki, yabancı olduk- ları halde, şehrin en mutena bir nok- , her gün sıcak suyu olan, kâ- erli bir apartımanda bedava ota. | Tuyorlar, — Fakat geriye 500 liraları kalmış oluyor... Onunla iş tutabilecekler mi? — Evlerine böyle bir nizam verebil- «— Nasıl yapıyorlar?... Hayret.» diye söylenecektim. Fakat bu «nasile ın cevabi zaten yukarıda verilmiş değil miydi? Evini böyle tertipliyebilen işini de tertipler, hayatını da... Otele ve pansiyona o kadar ihtiyaç olduğu halde, kaç yerli aile bunu ya» Pıyor? At binenin, kılıç kuşananmdır! (Wâ - Nü) AKŞAM Üsküdar ve Kadıköyün nazım plânı son şeklini aldı Plânlar, bugünlerde tedkik edilmek Üzere umumi meclise verilecek B. Prost, Üsküdar ve Kadıköyün nâzım plânına son şekli vermiştir. Tatbikata sid plânlar da aynca hazırlanmıştır. Nâzım plân bugünlerde umumi meclise verilecek- tir, Kadıköy ve Üsküdarın nâzım plânının Kadıköy iskelesinin etrafı ve şimdiki meydan biraz daha tevsi edilmek suretile açık bulunacaktır. İskeleden biri sağa, di- geri sola doğru olmak üzere iki büyük yol açılacaktır. Sağdan açılacak yol, bir kavis şeklinde ve rıhtım boyunca devam edecek ve rıhtım sırası bittikten sonra tekrar Ka- dıköyünün içine ve Mühürdara doğru uza- nacaktır. Bu yol, asfalt olacak ve Kadı- köyün iç taraflarından gelen asfalt ş088 istikametinde büyük bir yolla birleşecektir. Bu büyük yol, Üsküdardan Karacaahmed önünden ve İbrahim paşa ça- Yırını katetmek suretile uzayacaktır, Haydarpaşa ile Kadıköy arasındaki rih- tam da genişletilecek, rıhtım boyunda ya- pılacak binalar münferid ve bahçeli ola- caktır. Kadıköylnden Haydarpaşaya giden yol, ikinci bir karisle Altıyoldan Kurbağalıde- reye kıvrılacaktır. Bu suretle Altıyolda gö- niş bir meydan vücuda getirilerek ve bu meydanın tesisl için burada geniş mikyasta istimlâk yapılacaktır, Altıyoldan aynca Haydarpaşaya doğru bir yol daha açılacak- tır. Bu yol, Haydarpaşa tren geçidinden geçerek Haydarpaşa İlsesi önünden Kata- Karacaahmed mezarlığı aynen tanzim edi- Jecektir. İhsaniye ile Selimiye kışlasının önleri ağaçlandırılacak, bu teşeir, denize doğru inen yamaçta kademeler teşkil edecektir. Üsküdarda Doğancılar parkının etrafı genişletilecek, Haydarpaşa garinin ciyarın- da şehrin müstakbel limanının inşasına hükümetçe karar verildiği takdirde burada bir feribot iskelesi inşa edilecektir. Üsküdarda İzkele camisinin etrafı da bir meydan hâlinde genişletilecektir. İskele meydanından Doğancıları takip etmek suretile km vi ime açılacaktır. Şematpaşa, halinde tanzim edilecek ve Üsküdardan Bo- gaza doğru sahilden geniş bir yol açıla- caktır. Ancak bu yol, tamamile sahilde bu- Junmuyacak, biraz göriye doğru olacak ve 24 metre genişilğinde olacaktır. Deniz kenarında yapılacak inşaat, villâ- Jar şeklinde ve önleri bahçeli olarak yapı- Jacaktır. Üsküdarda binaların bir kısmı bahçeli, diğeri apartımanlar tarsnda olacak, üçün- cü bir kısım ân Üsküdarın sathı mali ki- sımlarında göne bahçeler içinde buluna- caktır. Bu mahallelerin hududları ve kati yerleri aynca tafsilât plânında gösterile- cektir. Kimsesiz çocuklar Yarın bir toplantı yapılarak bunların terbiyesi meselesi görüşülecek Çocukları Kurtarma. Yurdu ihtisas he- yetini teşkil eden doktor B, Fahreddin Ke- rim, doktor B. İbrahim Zati, doktor B. Ne- cati Kip, maarif müdürü B. Tevfik Kut ile diğer alâkadar zevatın İştirakile yarın saat 16 da partide bir toplantı yapılacaktır. İstanbul mebuslarının bir müddet evvel partide yaptıkları toplantıda Istanbulda kimsesiz ve başıboş dolasan çocukların toplattırılarak bunların istikbalde cemiyet içinde muzir birer uzuv olmamalarının te- min edilmesi lüzumu ileriye sürülmüştü. Bunun üzerine kazalar tedkikat yapmış- lardır. “Henüz bütün kazalardan tam bir malümat gelmemekle beraber yalnız Bey- oğlu kazasının Kasımpaşa nahiyesinde 6$ çocuğun kimsesiz ve serseri Bir hayat sür- dükleri tesbit edilmiştir. Şehrin diğer semtlerindeki çocukların mikdarı da anla- şildıktanı sonra Çocukları Kurtarma mü- €ssesesi yeni bir şekle bağlanacaktır. Yarın yapılacak toplantıda Küğidhane- deki Imrahor köşkünün tamirile Darülâce- zede bulunan çocuklar için buranın bir mektep haline Konulması, ihtiyaç görülür- #8. Çağlıyan köşkünün bu mektebe ilâvesi kararlaştırılacaktır. Anormal çocuklar teşkil edilecek ima- lâtbanelerde, tabi vaziyetteki çocuklar da mekteplerde çalışacaklardır. ! Vali muavini Ankaraya gitti Vali muavini B. Halük Nihad, dün ak- şam üç gün müddetle Ankaraya gitmiştir. Beykoz kaymakamına takdirname Beykoz kaymakamı B. Sadeddin, Alem- dağındaki yangının söndürülmesinde gös- terdiği gayretten dolayı bir takdirname ile taltif edilmiştir. Otellerin sınıflara taksimi Oteleilerin ticaret odasında (yaptıkları bir toplantıdan bahsetmiştik. Bu toplan. tıya belediye iktisat müdürü B. Saffet de iştirak etmiştir. Oteleller, belediye nasıl 15- kantaları sınıflara ayırdıyın otellerin de | anıflara taksimini istemişlerdir, Belediye, oteleilerin bu isteğini tedkik edecektir. Di- | Ber taraftan son zamanlarda üçüncü sınıf | otellerde yapılan yüzde otuz tensilin de | kaldırılması bu sınıf otelciler tarafından talep edilmektedir. Belediye, üçüncü sınıf ötellerin hakikaten zarar edip etmedikle- rini de tedkik edezek ve büna göre bir ka- rar verilecektir. Elini vince kaptırdı Galata rihtumına bağlı Aksu vapurunun vincini işleten Ali, dikkatsiziikle sağ elini makineye kaptırarak kestirmiş, polis tara- fından Beyoğlu badianesinde tedavi altına aldırmış. Korkudan bayıldı .Dün Ortaköy - Aksaray hattında “işleyen 225 numaralı tramvay, Kabataşta kontakt bu sirada yaparak bozulmuş, yolculardan 'B; Pahri'kızı İclâl İsminde bir genç kız kor- kudan bayıldığından zabıta tarafından Bey- oğlu hastanesine kaldırılmıştır. çarparak ağır surette yaralamış, polis ya» ralıyı Cerrahpaşa hastanesine kaldırmış, suçlu şoför yakalanmıştır. Dün gelen mallar İtalyan bandıralı Kampidogl! vapuru ile boya, vernik, yün eşya ve konserve, kâğıd, kimyevi ecza, jüt, pamuk ve yün, keten meüsucat, elektrik malzemesi, tıbbi âlet ve cihazlar, kaplama tahtası, yün mensu- eat, ipek İPLİ, pamuk mensunat, fotoğ» Fef malzemesi, kalay, cam şişe, ham deri, Dömza taşi ve tozu; Romanya bandıralı Succara vapuru ile kireç halinde soda, bikurbonat dö sut, Sutkkostik, parafin gele miştir, Karilerimizin mektupları Müşteri bekliyen otobüs- lerden illâllah... 1 nisan 1940 pazartesi çünü Şişli - Çarşamba hattında çalışan, 3060 nu- maralı otobüse acele bir işim oldu- Bundan dolayı tramvaya nazaran ça- buk gider diye bindim. Fakat araba hareket edince aldandığımı anladım. Çünkü bir parça gittikten sonra, du- ruyor ve müşteri beklemiye başlıyor- duk. Biletçiye, niçin beklendiği s0- rulunça: «3-4 kişi ile koca otobüs gi- der mi? benzin parası çıkmaz!. diye Kaba bir şekilde cevap veriyordu. Vel hasıl tramvayın 25 dakikada gittiği vere biz tam 55 dakikada vardık; Ts- bii vaktinde yetişemediğimden dolayı bence ehemmiyeti büyük olan işi de kaçırdım. Bu gibi yolsuz hareketlere bir son verilmesini sayın valimiz Dr. Lütfi Kırdardan umum namına rica ederiz. Yeşilköy Mahmut Şevket Pş. <addesi No, 8 S.A AKŞAM: Bu tarzda şikâyetlerin sik. laştığına dikkati celbeaderiz Bunlar gazetelerde yazla yazıla, müşteriler: «Otobüsler yavaş gidiyormuş!, diye başka nakil vasıtalarını tercih edecek- lerdir. İyisi mi, müşteri ile dolsun dol- mi arabaları vaktinde tahrik ef- meli. © zaman halkın kannati değişe- cek, acele işi olanı otobüslere binecek- tir. Sporcuların radyomuzdan bir ricası Milli küme maçları başladığından radyonuzun da biraz sporla uğraşma- sı çok muvafık olacaktır yannediyo- Tum; çünkü pazar akşamları ajans haberi olarak verilen o günkü maç- larin neticeleri her halde hiç bir spor severi tatmin etmiyor. Hiç olmazsa haftada bir gün yarım satlik konuş- ma yapılması tâzımdir. Fakat konuş- madan maksat. «porun faydaları hak- kında konferanz değildir; bütün spor- culâr ve sporu sevenler zaten faydala- rını bilirler. Ankarada bulunan bir- çok kıymetli sporcularımız bu işi pek âlâ yapabilirler. Bitaraf bir görüşle © hafta yapılacak ve yapılan maçların tenkidi zevkle dinlenir, Radyo idaresi- nin nazarı dikkatini celbetmenizi rica ederim. Samım Anday Türk bayrağı ve ecnebi iler Kabataşla Dolmabahçe arasında de- mirli bulunan bir İtalyan vapurunda, beynelmilel katde mucibince asılı bu- Jarsa, bizim resmi makamlar niçin. müdahale etmiyorlar? 31 numarada Cezmi Amiral Mouren'in tedkikleri Şehrimizde bulunan amiral Mouren dün yanında Vekâlet ve vilâyet seferberlik mü- dürleri olduğu halde Çubuktuya gitmiş, bu- radaki petrol tasıklarını gezmiştir. Belediye bütçesi Belediye bütçe ve kadrosu ötralında son kararlar verilmek üzere dün bir toplantı yapılmış, umumi meclise verilecek bütçe- lerden bir kısmı hazırlanmıştır, Katil Emin 6 sene, 6 gün hapis cezası yedi İskambil oyunu yüzünden Galatada bir kahvede Mehmed adında birini öldüren ve Abbas adında birini de bıçakla yaralıyan Emin Ölçücü'nün muhakemesi dün ikinci ağır ceza mahkemesinde bitirilmiştir. İdâla makamı, Eminin bu elnayeti kas- den işlediğini söyliyerek şiddetli tahrik de gözönünde tutularak cezalandırılmasını 1s- temiş, maznun ise cinayeti südece nefsini müdafaa için işlediğini iddia etmiştir. Yapılan muhakeme neticesinde, vaka gü- hü Eminin bankada bulunan üçyüz lira ka- dar parasını aldıktan sorra Galatâda Os- manın kahvesine gittiği ve orada bulunan Mehmedlio Abbas, Eminin parası olduğunu görünce kendisini kumar oynamağa davet ettikleri ve davetlerinin kabul edilmemesi yüzünden hiddetlenerek kavga çıkardıkları ve bu kavga neticesinde elnayetin vuku bul- duğu sabit olmuştur; Mahkeme, Eminin, Türk ceza kanunu- nun 448 nci maddesine tevfikan 18 sene ağır hapse konulmasına ve Abbası yarala» maktan da üç ay hapsine karar vermiş, fa- kat Mehmedle Abbasın sebepsiz ve ağır tah- rikleri göz önünde tutularak her iki suç- tan dolayı Eminin cezası altı sene altı gün hapse indirilmiştir. Bir yankesicinin tevkifi İbrahim adında bir yankesici Limon iske- lesinde Mehmedin cebinden saatini çalar» ken cürmümeşhud halinde yakalanmıştır. Dün sultanahmed birinci sulh ceza mah- kemesinde sorguya çekilen İbrahim tevkif edilmiştir. 32,000 liralık ihtilâs davası Adliyeye aid otuz iki bin küsür lirayı muh» telif tarihlerde ihiiâs yolile zimmetlerine geçirmekten mazmun adliye mutemed ve memurları Emin, Şerif, İsmall, Tevfik, Nec- mi, Asım, Hasan ve Yenninin mubaköme- lerine dün birinci ağır ceza mahkemesinde bakılmıştır. Bu celsede, adliye için maliyeden para almirken yapılan muameleler hakkında mulümat alınmak üzere şahid olarak çağ- rılan İstanbul defterdar muavini B. Vahid ile diğer birkaç maliye memuru dinlenmiş» lerdir. Tahkikatın tevsii için muhakeme başka güne bırakılmıştır. Fransız sefiri Parise gitti Yeni Fransız Başvekili B, Raynaud tara fından davet edilen Fransanın Ankars 58- tiri B. Massigii dün akşam Toros ekspresile şehrimize gelmiş ve Semplon ekspresile Pa- rise hareket etmiştir. Beykoz sulh ceza hâkimi vazife başında anjinden öldü Bir müddettenberi Beykoz sulh ceza hâ- kimliğinde bulunan kıymetli hâkimlerimiz- den B, Suad Akcaner evvelki gece Bakır- köyündeki evinde adliyeye ald evrak Uz6- rinde tedkikat yaparken anjinden vefat et. Ei ei Akraner uzun müddet İstanbul 8 üçüncü ceza mahkemesi ve reis vekilliğinde emele mahkemeler teşkilâtı üzerine geniş salâhi- bâkimliğine tayin Müddetamum! muavinlerinden B. Feri dun ve Orhan, mezarı merhumun başında Fındıklı tramvay caddesinde mesiyetlerinden bâhis birer hitabede bu- Jurnmuşlardır. Suçu sabit görülmediğinden beraet etti Memnu mıntakaya girmek ve fotoğraf çekmek suçlarından mazmun Gulman Be- ruhard adında biri ikinci ağır ceza mah- kemesinde meskufen muhakeme edilmiştir. Muhakeme neticesinde bu adamın bir mak- âadı mahsusln gizli kalması lâzım gelen malümat ve deliller toplamak kasdile mem- nu mıntakaya girip fotoğraf çıkardığı sa- bit görülemediğinden beraetine karar ve- rilmiştir, imei ap Milâno sergisine gidecek Sahife 3 İSTANBUL HAYATI ——————-- Et günü mü, Bayram mı? Uzun zamandanberi Almanyada bulunan eski bir ahbabım iki gün evvel İstanbula geldi. Kendisini iş- tasyonda karşıladım. Beraberce Sir. keciden geçerken karşıdan, iki kol- tuğunda okkalık ekmeklerle yedi s6- kiz yaşlarında bir çocuk peyda oldu. Dostum adımlarını yavaşlatarak hay- retle çocuğu baktı ve yanımıza yakla- şınca birdenbire pardösüsünün etek- lerini açıp çocuğun önüne dikildi, — Ne oldu, dedim. Senin de çocuk- luğun hatırına geldi, oynamak İsti- yorsun galiba. İki parmağını dudağının üstüne koyup telâşla kulağıma eğildi: — Susss.. Baksana, karşıdan po- lis geliyor, Çocukcağızı görüp de ya- kalamasın diye siper oluyorum. Bu defa da ben hayretle sordum: — Sen bu çocuğu tanıyor musun? Bir kabahati mi var? Polis niçin ya- kalıyacakmiş?... Dostum göz ucile polise bakarak çocuğu gizlemeğe çalışırken yavaş sesle izah etti: — Amma yaptın ha. Görmüyor mu- Sun, iki tane kocaman ekmeği kücak- Jamış gidiyor. Bir çocuk bu kadar ek- meği nasıl alır? Polis görünce yaka- lamaz mı? ş — Niçin almasın, dedim, Parasını verince bütün forımı da alıp götürür. Konuşarak yürürken bir kasap dükkânının önünde gene durakladı. Hayretle gözlerini açmış dükkâna ba. kıyordu. Ellerinde et paketlerile ç- kan müşterileri işaret ederek kulağı- ma eğildi; — Bugün et günü mü, yoksa bay- Tam filân mı var? — Anlamadım, dedim. Bayram mayram yok amma, et gününü an- kıyamadım. Kaşlarını çattı: — Sen pek alavcı olmuşsun, Her sözümle istihza ediyorsun, Baksana, kasap mütemadiyen o koyun parçalı. yor, herkese istediği kadar et veriyor. Elbette bunun bir sebebi var, Dostumun telâşını anladım. Ak manyada haftada bir defa vesika ile ve bin zorlukla et alışlarını hatırlıya- rak bizdeki vaziyeti görünce şaşır- mıştı. Gülerek: — Evet, dedim. Herkesin istediği kadar et alabilmesinin sebebi var. Çünkü ne kadar et alırsa o kadar da para veriyor. Dudak büktü: — Gene alaya başladın, Para ver. mekle insana her istediği verilir mi? Ve, telâşla yanımdan aylırıp dük- kâna girdi, Çekingen bir tavırla ka- saba yaklaşarak yavaşça sordu; — Parasını verirsem, bana şimdi beş kilo et verir misiniz?.. Kasap garip bir bakışla dostumu süzerek bıçağı alıp koyun gövdesine yanaştı; — Bud tarafından mi İstersiniz, kaburga mı olsun?... Dostum şaşırmış kekeliyordu, Dik- kâneya; — Şimdi kalsın, biraz sonra gelip alırız. Diye mecburi bir yalan uydurdum ve dükkündan çıktık. Yolda dostum (| hâlâ hayretle başını sallıyarak mınl- i danıyordu: j — Bir yiyiniz de, halinize bin şükür ediniz azizim. Siz cennette yaşıyor» y heyet Ticaret Vekâleti standardizasyon müdü- rü B. Faruk bugün şehrimize ve manifatura tacirlerinden ve diğer bazâ ithalât ve ihracat mensuplarından mürek- kep bir hayetin İtalyaya gitmesi kararlaş- mış gibidir. Standardizasyon müdürü ve beraberindeki heyetler, Milâno sergisinin açılışından sonra Roma ve diğer şehirler. deki İtlayan sanayi erbabı İle temaslarda bulunarak iç piyasamızan ihtiyaçlarını ma» hallinde temine çalışacaklardır. Milâinç Sergisi 12 nisanda açılacak, 27 nisana ka- dar devam edecektir. Heyetimiz, müteaki. ben Peşte sergisine iştirak edecektir. Mühendis mektebinde konser | Yüksek mühendis mektebi müzik kolu öğe gün saat on dörtte mektepte bir konser Ves recektir,