AKŞAMDAN AKŞAMA | Bizim oğlan bina okur| Bursa valisi bay Refik Koraltan 21 martı ağaç bayramı olarak ilân edi- yor. O gün vilâyet merkezi ile kaza, hahiye ve köylerde törenle, muzikay- yerileteğini okuyan — ve aslen Bur- salı olan — Cemal Nadir arkadaşı muz, içini çekti; — Ben çocukken de ayni merasim yapılırdı. Kaç kere bütün meklep tabur olduk; Temenyerine gittik; ora- ya, tarif üzere, fidanlar ektik, diktik. Bugünkü merasim bizim devrimizden kalma dal budak salmış ağaçların gölgesinde yan gelip oturma bayra- mı olmalıydı, Fakat ismi geçen yer halâ çırılçıplaktır ve işte yeniden bir teşebbüs daha... © <Bizim oğlan bina okur!» «Döner döner gene okur!» Sözünü hatırlatan bir vaziyet. Yak hız Bursaya mahsus değil; kaç soka- ğumiza, meydanımıza kaç sefer ağaç dikildi, muhafaza edilmedi; delik kal burla su taşır gibi, mütemadiyen ye» nisi! Hararetle başlayıp neticeyi geti- rememek, muhafaza e tah- Tripkârlığın önüne geçememe' maal esef esaslı zaaflarımızdan birini teş- kil ediyor, Emeklerimizi heba ediyo- ruz, Yalnız yapmak kâfi olmadığını, yaptıktan sonra bâki kılmak için de | bazi tertibat almak icap ettiğini ev- velâ küâfalarımıza ve nihayet anane. ! lerimiz arasına sokmak mecburiye İ tindeyiz, Her bahiste! İ pi Hakkı Tarık Us'un bir mektubu münasebetile Muhterem Hakkı Tarık Us'tân bir mektüp aldım. İki mevzua temas eği- Yor. Biri «sekli melih», diğeri «Afrodit» davası, Dünkü nüshamızın dikkatler sütü- a ya mn ğine nunda «Hariçte kıyamet koparken dahili meseleler arasında bunlar bi- rinci plânı işgal ediyor!» diye lâtife ettiğimiz için hiç olmazsa biz bu ba- hisleri sona erdirmek mecburiyetini Ç duyuyoruz. Fikrimizce arzu edenler, birinci mevzua dair icap eden tafsi- lâtı ilmi aruz kitaplarında arasın, bulsunlar; bilgi denizinin derinlerine Varsınlar. Ben, şair Haliğ Fahrinin dün Son Posta'da intişar eden maka- İesine karşılık olarak ta, evvelce bu sütunda çıkan yazımı gösteriyorum. Doğru olan bizim yazdığımızdır; şair Halid Fahri yeni makalesile bir şeyi değiştirmiş değildir. Bu bahsi ebediyen kaparken sekti Melitı münasebetile son günlerde ga- zetelerde mütemadiyen eksik ve yan hş anlatılan bir fıkrayı da düzelte- yim: Vaktile Yahya Kemal, Amerikadan 'gel- Miş ve bizim bura ahyalile o zaman az ta- Bişmiş olan Ahmed Şükrü Esmer'e, Jâtife Olsun diye: — Sen edebiyatta sekti melih bllr misin? > diye sormuş. O da, sözde: — Hayır, Sekti Melihla henüz tânışma- ; ben İzset, Melihi biliyorum. - cevabini Vermiş, Üstad İzzet Melihe aleyhtar olan o dev- Mn tesfiyecisi edebiyat fırkacıları da bu Bite edebiyat mam ve hesabına ikt yatla Ma flar: Biri, çekti melihi bu derece bil- imar; © JXiöcisi İzzet Melihi edebiyattü san- Gene sadede dönelim; Hakkı Tarık Us Afrodit meselesine «Sokaklarda bağırta bağırta Af- Boditi satanları matbuatın Haysiyet anına vermeli's dememizi şöyle dö, de Şu edebiyat - meraklısı kadının | It Çocuğu var bay Amca, dördünü | tanırım... ŞEHİR HABERLERİ Afrodit dolayısile açılan davalar “Son Telgraf,, beraet etti, “Cumhuriyet,, ve “Tan,, muharrirleri gelecek celsede müdafaalarını yapacaklar Bon Telgraf gazetesinde intizar eden «Mefhum ve kelepçes, «Rapor. serlâvhalı ve Necip Fazil Kısakürek imzalı iki yazıda isim ve madde zikredilmiyerek omüddel- umumiye karşi müphem ve mütecavizane neşriyatta bulunulduğu iddiasile B. Etem İzmet Benice ve muharrir B, Necip Fazıl Kısakürek aleyhlerine açılan davaya dün asliye sekizinci ceza mahkemesinde bakı mıştır. Müddelumumi iddianamesini oku- yarak davayı izah etmiş ve hakaret suçu sabit olduğundan, her iki maznunun Mat- buat kanununun 27 ve 30 uncu maddeleri- ne göre cezalandırılmalarını istemiştir. Bundan sonra maznunlar müdafaalarmı yapmışlar ve B, Necip Fail şunları söylemiştir; kemöye verlldiğimi hayretle Çünkü müddelumumilikle matbua? arasın- da bir takım kanast ihtilâfları meydana çıktı. Ben de müddelumuminin kanaatine Sd düşünen İnsanlar safındayım. Ben, aleyhime açılan bu davayı tamamile in- Hali bir dava mahiyetinde buldum. İstan- bul miiddelumumisi de yazıyı kendi kana- atine #id bulmuş ve infimi bir dava aç- muştur, Afrodit romanının müstohçen olup ulmadığı bahsinde İstanbul müddelumu- misinin kanaatilş bizim kannatlmiz tearuz etmektedir. Ben davanin bidayetinde Af- roditin -müstehçen- olmadığını, bir sanaf eseri olduğunu ileri sürdüm ve talim ve ter- biye safhasından sonra daya Mevzuu fik- rayı neşreliim, Bunda metaleket maarifis nin erkânıharbiyesi olan Talim ve terbiye heyetinin fikrinden sen Olüya atı- lacak idalaların gülünç olduğunu söyle- dim, Yazım, mücerred bir ölçüdür. Vazn kanuna göre müerim süyilmak için, teca- vüz edilen şahis muayyen v8 malüm olma» lıdır. “Yazıda müşahhas bir vaziyet yoktur, mücerred bir hel vardır. Hulüsa, ben bu yaşımda müddelumumiye tecavüzda bu- Junmadum, ilmi bir kanasti iltizam elâim, Bundan sonra B, Etem İzset de mahke- meye sevklerinin tamamlile infiali bir ha- reket olduğunu, dâva mevzuu o yazilarda kimseye hakaret ediimediğini söyliyerek be- rattlerine karaf verilmesini İstedi. Mahkeme, «Rapor, «Mefhum ve kelep- Çe» başlıklı yazılarda hâkaret kasdı olmü- yp bünlârın, Afrodit davasından sonra münakaşalar öerisine dahli mü- cerred mahiyette yazılar olduklarını ve ya- zının ruhu ve muharririn temas ettiği nok: | Kisakürek talar, hüdiseyi şahıslardan teorld etmiş ve mücerred bir mefhum şeklinde mütalâa eylemiş bulunduğu cihetie, Iddilanamelerde zikredilen hakaret suçu şabiş görülmedi- inden, B. Etem İzzetin ve Necip Fazılın beraetlerins Karar verdi, Cumhuriyet gazetesinin muhakemesi Müddelumumilik tarafından Cumhuri- yet gazetesi aleyhine açılan beş dava İle, Kowyalı İbrahim Hakkı tarafından açılan ve diğerlerile birleştirilen bir davaya dün asliye altıncı ceza mahkemesinde bakıldı. Davaların yekünu altıya baliğ olmuştu. Bir- Jeştirilen muhtelif davalardan maznun £i- tatile Cumhuriyet gazelesi neşriyat müdü- rü B, Hikmet Münif, muharrir Peyami Sa- fa, muharrir B. Salâhaddin Güngör, Mu- harrir B. Mekki Said ve vekilleri, davaya müdahil sıfatile de Konyalı İbrahim Hakkı ile vekili mahkemede bazır bulunuyorlardı. Bundan evvelki celsede Ankarada bulun- duğu bildirilen muhatrir B. Mekki Bald sorguya çekilerek dedi ki; — Afrodit davasının Ankara muhitinde yaptığı akislerden sonra eserin mütercimi Malatya mebusu B. Nasuhi Baydarı ziyaret eitim. Afrodit davasından sonra cereyan eden hâdiseler üzerinde durarak şahsi mütalâasını beyan etti, Ben de bunları Cumhuriyet gazetesine telefonla bildirdim. İddianamede dara mevzuu olarak yaslan satarlar B. Nasuhi Baydarındır. Benim bu cümlelerle İstanbul müddelumumizini ah- Xir ekmem mersuubahis olamaz. B, Nasu- hi Baydarın sözleri de hakaretimiz mahi- yelte değildir. Müddelumuminin şahsa ve makamına karşı hürmetim vardır. Ken- disini tahkiri aklımdan geçirmedim. Rsa- sen bu eser, Konyalı İbrahim Hakkının verdiği rapor üzerine toplattırılmışlar. Diğer mazmun B. Hikmet Münif de B. Mekki Saidin sözlericn iştirnk ederek ya- Mekki Baldin sözlerine İştirak ederek ya- zıda hakaret kacdı ve hakaret olmadığını söyledi. Bundan smra mahkeme, evvelce verilen karar mucibince, Konyalı İbrahim Hakkı- nın şahsi Istidası suretinin maznunlara tebliğine ve o dava diğerlerinden ayria- rak müstekillen bakılmak üzere 106 mart cumartesi gününe bırakılmasına, diğer beş davayn devam edilmesine ve İsteği veçhi- le mazaun B. Mekki Saldin duruşmadan vareste tutulmasına karar verdi. Bu karar üzerine, dava etrafında tahki. katın tevaline lüzum kalmadığından müd- detumumi muavini iddianamesini okudu. Muavin, faslasız olarak ik! saat devam eden iddianamesinde Türk cezâ kanununu Avrupa kanunlari!e mukayese etti, Mafbü- at kanununun sebebi vaz'ını, kanunun he- deflerini, inatbualın vazifesini, kanun maddelerinin tefsirini muhtevi göniş mü- talânlardan sonra maşnunlara muhtelif davalarla isnad olunan suçlar sabit oldu- gundan, evvelce iddlanimelerde gösterilen maddelerle cazelandırılmalarını istedi, Mahkeme, mmaznunların müdafaslarını hazırlamaları İçin muhakemenin 23. mart cümartesi gününe bırakılmasına ve Kon- yah İbrahim Hakkı tarafından açılan da- Yanın yedinci ceza, mahkemesindöki dava» Jarla tevhidine mahal olmadığından altın- «1 ceza mahkemesine bildirilmesine karar verdi. Tan gazetesinin muhakemesi Afrodit davası münasebetle Tan gazete- sinde intişar eden «Gençilğin hassasiyeti. ve «İleri zihniyet ve geri zihniyete başlık- lı ve Sabiha Zekeriya İmzalı yazılara müd- delumumiye hakaret, irtica isnad edildiği ve halkın busumetine maruz bırakıldığı iddia edilerek Müddelamumllik tarafından 'Tan gazetesi neşriyat müdürü B. Halil LAtri ve muharrir bayan Sabiha Zekeriya aleyhlerihe açılan davaya dün asliye altın- | cı ceza mahkemesinde bakılmıştır. Beyan Sahiha Zekeriya iddianameye kaysı; — «Gençliğin hassasiyeti. başlıkı ya- ım, müddelumumiyi tahkir ve halkın hu- sumetine maruz bırukacak mahiyetis de- ğildir. Afrodit davasından sonra münakaşa umumileşmişti, Bu davada ileri ve geri ol- mak üzere Iki zihniyet karşılaştı. Bon, ya- sunda. gençliğin ileri zihniyetini takdir et- tim. Bu yazımla olsa olsa, ancak müddei- umuminin zihniyeti tenkid edilmiştir. Ken- disine tecavüz vaki değildir. Zira birisine: «Sen muhafazakârzın. demekle o adam tah- kir edilmiş olmaz, Ben müddelumumizi mu- hafazakâr gördüm ve öyle yazdım, demiş- $ir, Bundan sonra müddelumumi iddianame sini okuyarak iki mazmunum Matbuat ka- nununun 27 ve 30 uncu maddelerine göre cezalandırılmalarını istemiş, muhakeme, maanunların müdafaalarım hazırlamaları için 19 mart salı gününe bırakılmıştır. Alman ticaret heyetilg. | anlaşma oldu Bizden fındık, üzüm ve incir alacaklar Muvakkat Türk - Alman İlearet anlaş- ması hükümlerinden istifâde ederek mü- bayaatta bulunmak üzere memleketimize bir Alman ticaret heyetinin geldiğini yaz- miştık. Heyet âzasının gerek İstanbul, go- rekse İzmir piyasasında yaptıkları temas neticesinde imüsbet bir iş görmek imkânı hasıl olmadığından, Alman mübayan he- yeti bir dela du Ankardya gilmeği müna- sip görmüştü. Ankarada alâkadar makamlaria Alman heyeti arasında yapılan temaslarda mü- bayaal hüsusunda anlaşmaya varılmıştır. İlk olarak fındık mukavelesi İmzâlanmıştır, Dün Ankaradan şebrimize dönen heyet ile burada yapılan temaslar netleesinde üsüm ve incir mübayaatı hakkımda da an- laşma olmuştur. Heyet dün akşam şehri- 1 — Tercümeyi yapan bizde âza de- ği 2 — Büsan kitapçılar zaten teşkilât dışında. Müddeiumumilik ikinci Afroditi de toplattığı için, esasen Basın Birliğinin müdahalesine imkân ve lüzum kalma» mıştır, (Vâ - Nü) den ir MAAŞI mma Haklı şikâyetler Kibritlerin terkibi bozuldu mu ? Kibritler çakılmca son zamanlarda içlerinden bir kıvılcım siçramağa baş- lamıştır. Kâh muhatabın gözüne, kâli insanın elbisesine isabet ediyor. 'Bu, #ik sik olduğu için Kibrit terkibin- de bir değişiklik olduğu hissi gelmek- tedir. Dikkati celbederiz. Profesör Halide Edib Adnanın açılış dersi İstanbul üniversitesinden: İngiliz edebi- yatı Tarihi profesörü Halide Edip Adnan açılış dersini 19 Mari 1040 pazartesi günü saat IT de Hukuk fakültesi birinci sınıf dershünesinde verecektir. Zelzele felâketzedelerine yardım Zelzele fetâketsedelerine yardım işi, hes larafta olduğu gibi, şehrimizde de devam #tmektedir. Dünkü sayımızda İnhisarlar memurlârının yaptıkları yeni teberrünttarı bahsetmiştik, Beyazıt nahiyesi esnafı tara- fından yapılan nakdi yardım altmış bin l- rayı geçmiştir. Bundan başka, yeni veym olarak verilen eşya da 380 bal- yeyi bulmuştur. Beyazit uahiye müdürlüğü eşyayı Kırılaya, parayı da El! yardım ko» mitasinş teslim etmiştir. Bay Amcaya görel.. . Fakat beşincisini görme, mintara» fillâh haböş mi babeşi, Bir çocuk kuyuya düşerek boğuldu Çocuğun cesedi çıkarıldı, hüviyeti henüz belli değil Dün Zeyrekte kuyuda bir ölüm vakası gi- muştur. Henüz zabıtaca hüviyeti tesbit edi- Jememiş olan dokuz yaşlarında bir çocuk, Zeyrek caddesinin arka tarafında meşilli bir arsada voprak üzerinde kayarken yu- rarlana yuvarlana altbaştaki ağrı açık bir kuyuya düşmüş ve boğulmuştur. Bu feci hâdiseyi uzaktan görenler zabıtayı haber- dar etmişler, az sonra kuyunun suyu boşal- alarak çocuğun cesedi çıkarılmıştır, Kuyunun Musa isminde birine ald arsada bulunduğu görüldüğünden, ağzını kapat- madığı için bir taraftan bu adam bakkın- da takibat yapılmakta diğer taraftan da çocuğun hüviyetinin tesbitine çalışılmak» Es öli Türk mühendisi vefat etti Yüksek mühendis mektebinin ilk senesi mezunlarından ve Türk mühendislerinin on askisi B. Necati yetmiş küsur yaşında olduğu halde vefat etmiştir, Sinop Nafla başmühendisilğinden teka» Üüd edildikten sora Belediyeye intisab eden B, Necati Belediye Heyeti fenniye müdür muavinliğinde çalışmış, iki ay evveline ge- lineiye kadar Gazi köprüsünün kontrol gefliğini yapmıştır. Dürüstlüğü, nezaketi ile herkesin hürmetini kazanan merhumun cenazesi bugün Lâlelideki evinden kaldırı- Jacaktır. .. Bu nasil iştir, bütün köy hay- Zirai istihsalâtı kontrol Son bir iki gün içinde İktisad ve Ti- caret Vekillerimiz ayfı aynı mevzular hakkında umumi efkârı tenvir etti ler, İktisad Vekilimiz B. Hüsnü Ça- kır, kömr havzasında alınan tedbirle. ri izâh etti. Çatalağzında 60 bin ki- lovat kuvvetindeki elektrik santralı, Kozlu - Zonguldak havai hattı ve hav- zada amele meselesi ve saire hakkın- da beyanatta bulundu, Ticaret Vekilimiz Nazmi Topçuoğlu ihracat birliklerinin ehemmiyetini 16- barüz ettirdikten sonra, Koruma ka- nununun tatbik şekilleri etrafında İza- hat verdi, Bütün bu izahlar yalnız ekonomik sahada yol alan iş adamla- tını değil, ayni zamanda halk kütlele- rini de tatmin etmiştir. Gerek sanayi ve muden işletmesi, ve gerekse ihracat ticareti hakkında ali- nan yerinde tedbirleri burada tekrar edecek değiliz. Bugünkü yazvnızın mevzuunda gözlerimizi xiraat sahası. na çevirmekten kendimizi alamıyoruz. Daha harbin ilk günlerinde, Başveki- Timiz B. Refik Saydam «Umümi istih- salâtı arttıralım. diye millete direktif verdiği zaman. ziraat sahasının başta geldiğine şüphe yoktu. Esasen dış pi- yasalarda zirai mahsullerimize, bilhas- sa pamuklarımıza karşı olan talebler, bu yüzden zirai mahsullerimizin fiat- lerinin artışı, pek tabii olarak zirai is- tihsalâtın artmasını intaç edeceklir. Menfaatını idrak eden zürra tabaka- ları, piyasanm talehlerine karşı daha fazla zeriyat yapacaktır. Ötedenberi zürsın piyasa taleblerine ve piyasada fiati artan maddelere göre zeriyat yap- ması bugünkü iktisndi nizamın tabii bir hale gelmiş kaidesidir. Bu itibarle züra tabakalarınnı geçen seneye nis- betle daha fazla zeriyat yaptığından şüphe etmemek lâzımdır. Fakat bumu böyle düşünürken, zeriyatı kontrol sürai teşvik ve tenvir etmek de, bu. günün icap ettirdiği en esaslı vazife. lerden biridir. Kuru fasulyenin 38 ku- ruşa kadar satıldığı bir devirde, köylü- nün fasulye ziraatına ehemmiyet vere. ceği tabiidir, Fakat dış piyasalardaki talebler, ve memleketin daha fazla ne gibi zirai maddelere ihtiyacı olduğu- nu, her köylü pek de takdir edemez, her köylü dış piyasaların talehlerinden haberdar olmuyabilir, bütün bu ihti- malleri göz bnünde tutarak, ticareti ve sanayii günün zaruretlerile kontrol ettiğimiz gibi, ziraat sahasında da ay- ni zaruretleri duyarak şu mevsimde ve yahud önümüzdeki zeriyat mevsimlerin. de köylünün neler yaptığına dikkat ederek onu teşvik ve tenvir etmekten faideli neticeler elde edileceğine şüp- üseyin Ayni sararan. 'İran Şahinşahının doğumunun yıldönümü İran baş könsolosluğundan: Alâhazreli Homayun Şahinşah Pehlevi hazretlerinin doğumu yıldönümüne müsadif 15 Mart 940 tarihinde İran başkonsolosluğu vekili İran kolonisinin tebrikâtanı sani 10 ile 13 ara- sında kabul edecektir, Tiftik ve yapağı standardi- zasyonu için hazırlık 1 nisandan ilibaren tilük ve yapağı ihra- catınmn standardiz» edileceğini, bu hususta bir de nizamname hazırlandığını yazmış- tık. Nizamname mucibince tiftik ve yapa- ğı Ihracatınım kontrolu esnasında nakil va- sıtasının kararct ve rütubet derecesi de gözden geçirilecektir. ihracat yalnız İstanbuldan yapılacağı için şimdiden standardizasyon hazırlıkları- na başlarımıştır. Dün rütübet ölçen bir âletin tecrübesi yapılmış ve muvafık bir netlee alınmıştır. Bu âlet, bir dakikada bir m rütubet derecesini ölçecek kudret- edir. B, A, — Kimbilir, melihtir!., belki bir sekti