aşırı askel Bu muazzam nakliyatı emniyetle başaran unsur denizlere İmparatorluğun hayati menfaatle. rini müdafaa için seferber ediler İn- güiz orduları bir taraftan Fransaya makledilirken diğer taraftan domin- yonlardı, teşkil edilen kuvvel seferi- yelerin ilk kademesi Yakın Şark or dusunu takviye etmek üzere Misıra ye Filistine gelmiş bulunuyor. Ajans. lar bu kıtaların evvelce hazırlanmış olan gürnizonlara yerleştiklerini ve bunları takiben diğer fırkaların yola çıkarılmak üzere bulunduğunu bil. diriyorlar. Büyük Britanyanın beş yüz milyonu mütecaviz nüfusu im. paratorluğun hayat, memat müca Gelesine iştirak için krallarına sada kat göstermektedir. Umumi harbin kuvvel şeferiyelerins nazaran daha emniyetli teşkilât, altında binlerce as- ker Okyanuslarda haftalarca sefer meşekkatine göğüs gererek mürettep gldukları yerlere selâmetle varıyorlar, İngiltere denizlerdeki bu muazzam tını sevk ve Idare için ayrıca bir nezaret ihdas etti, Harp patiamazdan evvel askeri mütehas- dilecek kıtas- uğratı- ğından bah» açık denizlere rıldığı Itman zu müessir Zelând domi n A DA dan en bu ana zamimeten Bin şiddetli bora ve fırtımalarile de karşılaşmıştır. Bu hizmete ayrılan vapurların gerek inşa ve gerek sürat bakımından en ağır deniz şersitine mütehammil olması icap eder ki bu maksadia ancak büyük transatlân- &ikler ve 8,000 tondan aşağı olmıyan açık deniz şilepleri mevzuu bahsola- bilir. Ayni zamanda İngiliz Akdeniz donanmasının büyük bir kısmı nakliyatı himayeye memur edilmiştir. Mısra gelen İlk Avustralya ve Ye- ni Zelând kıtaat mevcudu bittabi malüm olmamakla beraber vapur ka- fiesinin Süveyş kanalını be; ga doldurmuş olduğu ha kılırsa her halde asgari bir tahmin edilebilir. Üç mevcudlu bir lo uzak seferle nakletmek i tonllâtoya, yani b 68 vapura ihti; fırkal 684.000 heri 10,000 tonluk vardır. Bu vâpur- ların yarısı 20,000 ve daha yukan tonluk yolcu transatlântikler mürekkep olursa 45 - 50 büyül bu nakliyat işine kifayet & de beher & ri Üzere on iki kafile tertip edilmek ikti d 60 vapurluk bi 35 er a eder, Ger- vapurdan lirse bu hir taarru; rler yap mevzuu ancak kar. mecburi- bahsolabilir, Halbuki Hind Okyanusun tahtelbahirlerinin cevelânı #htimal dahilinde olduğu için düz rota üzerinde zikzak seyir yapmıya- rek gidecek olan kafileyi darda vapurla teşkil ederek sevk Minre etmek münikündür. Bu suretle Ayni zamanda himayeye memur harp gemileri adedinden de tasarruf edi. Bir. Zira ilk kafile Afrika sahillerine ulaştığı saman Arus adan ikinci kafllenm yola çık; mevzuu bahsolduğu takdir himaye kuvveti hazır bult halinde a Alman ve bir vey, ya iki tayyare ge Ye hayvanın müsaadesine göre t 1 kış mevsimi- nden | pek az | çok milk. | dimsv OKyAvudu e mr Büyük bir kafilenin gemisinden uçu! b münavebe ile ileri keşif yapar filenin geceleri ışıklarını karartarak seyretmesi şarttır ve çok mühimdir. Kafileyi sevk ve idare işi bir amirale tevdi edilir. Tekmlil seyrüsefer husu- tına ve muhaberata âid teknik iş- lerle bülümuüm idari vezsif amirallık tarafından verilen direktiflerle tedvir olunur. Kafileyi denizde sevk ve ida- re kadar ve belki ondan â olan nokta efrm gemilere yerleştirilmesi ve Bunda gemi müvâz niyetli olmasına itina edilm dır. Çünkü E miler şiddetli in & p& derecesine maruz kalırlar imdi bu kafilenin Avus vanda geli tralyadan dda; ami yal. Yeni Ze mildir. Kafilenin n dalgalı olmasından ceğini mü vasatl 10 mil süratle seyredildiğini kabul edebiliriz. O halde Yeni Ze. vee 920 saatle, yani 38 gelinir. Bittabi Y. atı toplu olarak Avusi ve © hazırlanan kıt: I kafileye iltihak hesapla kafile Avu a kış mevsir bir aylık devamlı bir rucu ve bahusus denize alışı kara askeri için çok m Olacağına şüphe yoktur. Kafilenin açık denizde Almı san kruvazörlerinin taarruzun& ramak ihtimali zayıftır. Çünkü böyi bir taarruz ancak kafileyi himaye eden harp gemilerine faik bir kuvvet- ie yapılırsa müessir olur ki kafileyi himâyeye memur İngiliz filosu, Al manların bu sulara gönderebileceği zırhlı veyâ ağır kruvazörleri Graf Bpee'nin Akibetine uğratacağına mu- hakkak nazar raftan bü mühim nakliye kafi Alman tahtelbahirlerinin sma da pek az ihtimal bir açık deniz tahte de bir Alman vapurundan mahrukat sılamı ahirinin deniz- | akliyat hakim ingiliz donanmasıdır —mmmmz WYITAALYA TASKAN LAV Avustralya ve Yeni Zelinda ile Süveyş arasını gösterir ve erzak al le. su Üst binlerce mil mesafe katetmesi kün olursa da kafilenin ge la yakın (mes r i bir üsse harekâtından fayd Alman tahtelbahi: rruzlari açik denizden tertibatın Ayni za- müddetin harp erans- lar ver mak su işleridir. K e memur ? tda sef lüzumlu üsa; alat ede ad ordu yola çıktığı tahmin edil. iileyi diğerleri tar rlerir ltereniri leke ve askeri ındaki müstem ndan © yaj En eski itfaiyeci tam maaşla tekaüt ediliyor Senelerden beri yangın kulesinde çalışan seksenlik ihtiyar neler anlatıyor ? Türkiyenin en eski itfaiyecisi Mehmed Erdebil tek, tir. Bu husustaki teklif Belediye reisliği tarafından bütçe encümenine havale # edilmiştir, Riyaset makamı, emektar it- İsiyeciye (30 irak bir tel maaşı tahsisini teklif ettiği halde bütçe encü- Mmeninde bay Mehmed Erdebilin yarım asrı geçmiş hizmetinin mükâfatlandırıl- ması fikri hâkim olmuş ve tam ma teksüdlüğünün yapılması kabul edilmiş Gr, Bu münasebetle bu cesur ve fedakâr İtfniye memurunu görmek istedim. Bir aylık mezuniyeti varmış. Kendisini «kö- seyi inzivasındas buldum. Anlatıyor: İesleğe tam 1300 senesinde Girdim. İİ8 senesine kadar (itfniyede gerek neferlik, gerekse çavuşlukla vakıt geçirdim. İİB senesi şubat ayında, diki Kandilli rasadhanesinin bulunduğu yerde İcadiye tabyesi vardı, beni ora» ya verdiler. Orası, rasadhane oluncaya kadar itfaiyeye aitti, Boğazın Rumeli ve Anadolu sahillerindeki yangınları İstan- bula haber vermekte büyük hizmetleri olmuştur. Oraya 400 kuruş maaşla me- mur olarak gittim, 327 senesine kadar kaldım. 1327 de Belediye burasını İl vetti. Ağustos ayında bir Belediye ça” vaşu ile Fatin hoca kuleye geldiler, devir ve teslim muamelesini yaptık, Buna da eylâl maaşı verdiler Tensikata uğradığım için açıkta kal- mıştım. Teşrinisanide Belediyeye istida verdim. Kânunuevvel ayında Meclis re- isi Tevfik bey ve bilâhara Şehremini ça- İırtu, gittim. Beni görünce: Gel kapıyoldaşı, dedi, senin hak- kında karar verdik. Mazuliyet müddetini doldurr idiüğünü istem e açıkta verilemiyor. Tensikattan sonra ikramiye de yahut Galata kulesinde mün- derhal seni kayıraca dışarı çik dedim, ekklir etti tımız var, Ne zanaa — Ağızlıkç naat: olmıyanları teselsül usulü i receksiniz. Ki çağırdılar münb anız gelecek de gi nüsaninin 23 ünde be: «Galata kule var» dediler. Üçüncü ağalık! Galata kulesine tayin edildim. 1337 de Galata kulesinde ikinci ağa oldum. 33 senesi haziranında da başağalık, Gelge- lelim, 34 senesinde muhusebeci Memduh beyle itfniye kaymakamı Cemal bey, kuleler teşkilâtını yaptılar. Köşlüler k dırıldı, Ben de Köşlüler arasında idim. 16 kişi idik. Bunlar da altıya indirildi; 3 ağa, | muavin, iki de çavuş, Maama- fih ben işime devam ettim. — Acaba köşlülerin lâğvine sebeb ne- dir? Bay Mehmed, başladığı gibi, en, ezbi Gittim, hiç dü- tıkır takır anlatıyor: vardı! Vedi Birgün Tünel tı, Yangın sön- bacılarla ağız şmuş, bazılarına da kü- Adı üzerinde: Tulum- söversin de o sövmez mi? ak da, zannederim, Çeşme meydanlılar, tulumbayı da alıp kaçmış- lardı. Maamafih, bu tulumbacılar içinde zamanın tanınmış simaları da bulundu- ğunu tabil bilirsiniz. Bu sırada, bay Mehmedin evi nsl, a vurulmağa İçeriye giren berber Ham, iye müdürü k titizdi Se başladı. Geç kalrın, dedi, haberimiz var. lamdi, 80 lik emektara tekaüd- desini getiriyordu. ijdeci, 40 liradan bahsediyordu. Bildiğimi anlatt — Belediye bi tekaüdi önce 30 lira d e encümeninde sizin evzuubahs olmuş. İlk i se de, azadan biri şiddetle itiraz etmiş ve tam maaşla te- keüd olmanızı teklif etmiş, muvafık gör- Bu meüele, pazsitesi Şehir meo lisinde görüşülecek Başın içindeki harita Sonra, t trat faslın bakalı, meşhur geldik: , dedim. Kule- Yi ziyaret eden Jar var mı? — Als, yedi sene evvel rahmetli Şükrü Naili (paşa) gelmişti. Yanında iki de erkânıharp zabiti vardı, Benden harita istediler. İstanbulun haritasını. Yüzüne bakdıynan «Ne bakıyorsun?? dedi. Kafamı gösterdin Harita burada paşam, dedim. Biz- de harita da, ula da yok! İyleyse, bu zanaatı kimse alamaz, at zor, bütün İstanbulun köşesini, kafana yerleştireceksin. Bir hangi semtin, hangi gi sokağı, bileceksin, kişisiniz? — İlk önceler Bonru 6 k kişi idik. 16 olduk mdi de 4. Dörd bay 8 Mehmed Erdebi) İle ve evinde mangalın başımda — En kabada Allah olun, vaziyetimi göz önünde tut ay evvel 5 lira daha zamn ya Zaten beni pek sever, her gelişinde beni iltifatlara eder. ür bay — Peki, diğerlerinin » ç — 30, 40, 45 er Dira leri barkları cukları var. Halbuki diğer itfaiye en az 40 dır maaşları Yemek içmek de başka. Fırtınada kule — Baba, dedim, bugün f e sallanıyor 1 kule acaba —Bana vız gelir bareketinde öyle bir idi. Bir dakikade biroldu. Bize aşa, € yukarı in daha garibi, sancağı kimse bulunamıyordu. vadettiler, minareci Kadri geldi, mızı direğe çekti. Kend kadar beklettiler. Tekrar di ve parasını alıp gitti. Kad. «— Minareci oldu a çıkacal böyle olduğunu bilseydim, çıkmazdım.> Çünkü kulenin üst kısmı çatlamıştı, Neden? Çönkü bu: da bir demi linden aşa kalın bir od direk var nemiş olsaydı, Demir direk, diğer an da cesnemek olacak. Kendi eli Kendisine, kuleyi yıkmıyacağımızı temin et vindi. Ayrılırken: — Allah devlete, millete zeval vere mesin, berhürdar ol evlâd! diyordu. Reşad Mahmud Ev, Apartıman kiralamak için «Akşam»n KÜÇÜK İLANLARI En süratli ve TONUNA IN erva en