24 Şubat 1940 z AKŞAMDAN AKŞAMA —ğ7 m mmm mmm. İyi sistem amma, bize göre değil! — Or, of! — Ne o, evlâdım? Gene derdin bü- | yük galiba?... — Pek büyük, anneciğim, — Bugün de ne yapacaksın baka- um? — Turşu kuracağım! Süslü bir salondaydilar, Anne, ma- nikürlü ellerini uzattı. Kızının lüle Ii- le saçlarını okşadı: — Ev hanımlığını ben bilmeyorum; Sana nasıl öğreteceğim Zile bastı, Giren rum hizmetçiye: — Dadımı çağır, Katina... - dedi, Emektar mama dadı, karaman ko- yunu gibi sallana sallana eşikte gö- rününce hanımefendi. — Kuzum kalfacığım!... Turşuyu nasıl kurarsın? - diye sordu. « Mek- tepte ders diye lâzımmış ta çocuğa öğreleceğiz Emektar dadı kızdı: musul ut ayo?, Ben « Bajak kadar ediyosu, Mek- teple turşu dersi olur mü aaa! Ve hiddetlenerek arkasını döndü ve gitti, Fakat, hakikat: Okulda hocasının kürsüsünün üstünde bir kavanoz tür- kurulacağını çocuk- öğretiyorlar. Yeni terbiyenin icabı: Talebeye pratik bilğiler belleti- lecek... Reçelden salamurasına, tatlı- sından turşusuna küdar, geni buyuttu, hanımısi, goju anında alay şu duruyor... Nasıl Gelecek nesli böyle pratik bilgilerle teçhiz etmek âl. ncak öğretmen- m hir pedagoji sistemi ucibince çocuklara; — İşte mevzu... - diyorlar. - eviniz- de yapınız, getirink Böylelikle körpe dimağda arama, bulma kabiliyetleri o nemalandırıla. cak Bunun üzerine, yukarıdaki mevzü- da gördüğümüz gibi, çocuğun ofla- başlıyor. Annenin dayanamıyor. iş evlâdım? - diye alâkadar akikat şu: Artık vazifeleri çoculdar değil, büyükler yapıyor! Bir anne, mutfağımı bıkarak, elinde ma- kas, şu mevzuu kesmeğe çalıştığı söy- du: Bir kadın kitap okuyor. Çocuğu dizleri dibine oturmuş, dikkatle onu dinliyor, Çocuğun da kucağında bir kedi'» Gel de bunu el vazife olarak kâ- ğıttan kes... Becerebilmek için artist olmalı insan! Başka muallim de yeni harfler. le mevcut olmayan bir romanın hü- lâsasını çıkarmağı talebesine smar- lamış ması, puf babanın yür ler Böylelikle çocuklu evler hep mek. tep oldu. Anne, baba, hısım, akraba çalışmak mecburiyetinde kalıyor. Ha ni «mektep dışı tedrisatıs - «Mektep çağını kaçırmışların tahsilis derler ya... Biz maşallah milli maarifin her kısımı - mektep içindekini, dışında. kini - hep beraber yaşıyoruz demek- tir... Bir taşla iki kuş vurmak diye buna derler... Âlâ... Mademki mekteple ev arasında böy- le bir rabita tesis edildi; öğretme mer- kezi gene mektep olsa da orada öğre- tilenler evlere doğru nakledilse bari... Zira, bizim tatbika savaştığımız bu arşimodern usuller, ananesi, nizamı teessüis etmiş memleketlere göre yapıl- mış şeyler olsa gerek... Bizimse bu- Marmara ve Ege denizlerin- nası dün biraz haf de Be- mn etle büi- çıkmağa başla- müşlardır. Küçük merakip, Büyükderede beklmektedir. Besarabyadan başka, evvel- demir yüklü İkbal şilebi, Karade- nizden limanımıza i Ü Duru; dün sabah 10 da cekti, teye uğratmıştır. Çurşamba akşamı Bi Modada bir heyelân oldu Üç binada bazı çatlaklıklar görüldü maya kalkan Modada bir sokakta bir heyelân vuku Bu heyelân üzerine mahallin. caymaka; Belediyeye bir rapor a göre heyelân, Kadı- 0 sokağında Moda burnu- görül li metrelik bir arazi huş ve tazyikin neticesi olarak vagarm boruları da çatlamıştır. ye, heyelârın devam edip etmediğini üzere merkezden mühendisleş göndermiştir. Taksim gazinosu Taksim gazinosunun Belediyenin de iştirakile teşkil edilen limitet şirketin mukavelesi noter- İlkçe tasdik edilmişi Vekâlı taadikin: & | ad müdürü B. Saffet yarın ak- v ya gidecektir. Vekâlet, nel ni tesisat ile v her türlü kon- edecek bu gazinoda en ucuz bir tarife tatbik eyiiyecektir. B. Saffet Ankarada bulunduğu zaman İstanbulun ekmeklik ihtiyacı olan günlük üç yüz bon buğdaya yüz ton daha Ilâve edlimesi için toprakofisle temas edecektir. Peynirden zehirlenenler Polis, peynirci hakkında İ tahkikata başladı rda oluran Mahmud isminde bi- azârında seyyar bir satıcıdan big x peynir almış, evine götürerek yemişlerdir. Bu peyniri yiyen Hüs- ön hüviyetini Balata oturan bayan İfakat, akraba- sından Nazike ve üç yaşlarında Fitnat is ; nmişler, hadiseden tarafından tedavi | günkü evlerimizde çocuğa belletecek pek uz şey var. Olsa olsa «Şu İş şöy- | le yapılır, öğren, evinde tatbik et» | demek icab eder: Tahtakurusu şöyle | imha edilir; kokusuz abdesthane şöy- le olur, musluk şöyle oğulur, ih... Ya | ihracatı kizımdır. Aksi imkânsız sanı- İ rım; zira, evlerimi | zası pek gayri münbittir! | (VA - Nü) İ ni meklepten eve doğru malümat in malümat hav- | Antalya vapuru, epey bocaladıktan sonra kaz vapuru da bocalamış, geri dönmüştür. | Dün akşam 19 da Karabigaya hareket ede- | cek olan Seyyar vapuru, hareketini tehiş | etmiştir. Sal günü İl gelmesi beklenen Haklı şikâyetler Hem tahsil eden, hem hayatını kazanan gençlerin elinden paso alınır mı? İstanbul liselerinden birinde talebe- yim, bulunduğum yer le mektep ara- sında yolculuğumu vapurla yapmak- tayım. Bunun için Devlet Denlayolları idaresi bize paso vordi. Bu seneki üsüle göre de çalıştıkları yerden ve- sika getirenler öğleden sonra mekiep- ten çıkabiliyor, Ben de bunlar arasın- uhtaş olduğum işin bir gaz etinde öğleden sonra çalışmakta» m. Son günlerde benim vaziyetimde olanların (ben de dahli olmak Üzere) başımıza bir iş çıktı: D. D. yolları ida- resi elimizdeki pasoları geri aldı. Se- bep şu İmiş: 4. D. D, yolları idaresinin mektep den öğrendiğine göre biz ha- riçte Iş ile mşgul olduğumuzdan paso ya kullanmak hakkını kay- diyormuşuz.» Hakikatte pasolarımı- e bir madde vardır. r. «Mektep ta- da hariçte işe yapan ve herhangi bir şe- kilde kazanç temin #denler pasolarını idareye geriye vereğeklerdir.» Bu zannettiğime göre şu demekiir; «Mekteba yamlıp bir müddet tahsile devam ettikten sonra okumayı terke- denler veya mekteple allkası olma- dan sahte şekillerle paso alarak işe gi- dip: gelirken anların — pasoları geri alınır» ki biz pasolarımın işa giderken kullaniyoruz. gençler muallimlik yaparak kamanç- larını ve masraflarını temin ediyoğ- k paso alip k Halbul mecburuz. Onlara böy karmak şöyle dursun, e müşkilât gi- mizden gelen yiz. Bu talebenin e kadar haklı bul- ktu. Çay getirtilecek Vektieti, çay tacirlerine 10 bin açılmasına karar veg- &Iti?, çay ilhalât iimitet şirke- tine verilecektir. Bu müsaade ile memle- kete çay getirilecektir. Maamafih, hâlen piyasada, üç aylık çay stoku mevcud bu- lunduğu tesbit edilmiştir. Ticaret m Yangın başlangıcı kşam geç vakit Bakırköydeki Des fabrikasının hallaç dalresinde yangın çık- miş, derhal yetişen itfaiye grupu, bu dai- rede bulunan pasuklar kismen yandığı balde ateşi söndürmeğe muvaffak olmuş- tar, Fırtına bir parça hafifledi Maamafih dün de birçok vapurlar hareket edemediler muza gelmiştir. Kadeş vapuru, iki gün rö- tarin dün saat 18 da limanımıza gelmiştir. Çarşamba günü Ayvalığa mütevecelhen anımızdan ayrıl lava müsajd nakkaleden Ayva'ığa hareket edecektir. iz seferine çık- 1 vapuru, fırtına tehir etmişti. Tür, kamamıştar. Pırtana» #ren Tarı'nın pazar a karar verii- dün de Karadenize nun durmasına İnt günü Karadenize çıkmas Beyazıt cinayeti faili hastahaneden çıktı Karanlıkta ne yaptığını bilmediğini söylüyor On beş gün kadar evvel Beyamdda, ev- velce beraber yaşadığı Ferihanın evine geceleyin girerek bıçakla Perihayı öldü- ren ve Ferihanın yeni dostu Aliyi de teh- likeli sürette yaralayıp ve adliyeye teslim edilm İ sulh ceza mahkemesinde sorguya çekilen — Evvelce Periha ile beraber yaşıyo” duk. Bir gün bana yedirdiği yemekten so- hirlendim ve hastaneye kaldırıldım. İyile- gip hastaneden çıktıktan sonra Feriha bir daha beni evine kabul etmedi. Aradan bir müddet çeçlikten sonra va ka günü Feriha bana haber göndererek akşama evine davet etti. Gece eve girdi- taraf karanlıktı. Bı için karanlıkta oturuyoru ranlıkta odaya ce birdenbire bir gü- röltü oldu ve bir adamın üzerime çullan- diğıni farkettim. Meçhul adam beni öl- rdu. Bu vaziyet karşısın- mİ. sallamağa . Ondan sonra ne olduğunu bü- Kendimi kaybetmişim. Aklım başıma, gelince kendimi yaralı olarak haş- tanede buldum.» İstievab neticesinde Hızırın Utevkifine karar verilerek tevkifhaneye gönderilmiş. tir. Küçük katil Şehremini cinayeti faili 11,5 sene hapse mahküm oldu Şehremininde Fındıkzade camli civarın- daki arsada geceleyin bıçakla Sedad adın- da bir genci öldüren 17 yaşında Cahldin muhakemesi dün ikinci ağır ceza malko- mesinde bitirilmiştir. Muhakeme neticesinde Cahidin, yolda giderlerken kendisine sövmesinden hid- detlenerek bıçağile Sadadı öldürdüğü #- bit görüldüğünden 17 sene ağır hapsine karar verilmiştir. Pakat Sodadın, sövmek suretile Cahidi tahrik etmesi ve 18 bitirmemiş olması cezayı hafifletecek &8- beb mahiyetinde görülerek cezası on #p- neye indirilmiştir. rü adında birini sabıkası gi buçuk sene ilâve edilmiş netice on bir buçuk sene ağır hapse, altmış lira muhakeme masrafı ödemeğe ve müebbe- den ümme hizmetlerinden mahrum edil | meğe mahküm olmuştur. Sirkeci rıhtımında metrük sandal bulundu Dün Sirkesi rhtımında, metrük bir sandal bulunmuştur. Kürekleri olmiyaa, mavi renkteki bu balıkçı sandalının kime ald olduğu zabitaen tahkik edilmektedir. Sandalda bulunanların boğulmuş olmaları tahmin edilmektedir. Liman idaresi ve zabıta, alâkadarlara malümat vermiştir. Bahife 3 ğ İSTANBUL HAYATI İstanbulda bahar hasreti Bu sene kışın erken başlaması, ba- vaların fasıla vermeden fırtınalı, yağ” murlu geçisi İstanbul halkının canına «tak» dedi. Aaşğı yukarı dört aydan- beri istirahat saatlerini kapalı yerler de; tatil günlerini, sinemalarda, bira- $ız gazinolarda geçirmek hakikaten tahammül edilemiyecek hale geldi. Müziç horultulu sobü başlarından, camları puslu kahvehanelerin duman bulutları arasından kurtulup şöyle derin derin temiz hava teneffüs edebilmek için can atıyoruz. Fakat, soğuktan, yağmur, kar ve fırtınadan göz açmak ne mümkün... Kıra çıkmak şöyle dursun; evlerde biraz hava değiştirmek için bir cam açtınız mı, buzlu yağmur sepkenleri birer tokat gibi oda duvarlarında şak- lıyor. Sabahleyin camları tırmalıyan sulu sepken öğleye doğru birza durak- lar gibi oluyor; ikindiden sonra bulut kümeleri tepemize kadar inip süzgeç- lerini açıyorlar; Gece yarılarına kadar rüzgâr uğultuları, yağmur şakırtıları devam ediyor. «Eh, bu kadar yağdı, İ havanın hızı kırıldı. İnşallah yarın açılacak» diye ümidle uykuya dalıp ertes isabah pencereri kaplıyan bem- beyaz kar kümelerile karşılaşınca büs- İ bütün şaşırıyoruz. Şimdi de; «kış pek İ şiddetli geçiyor; her halde bu sene bahar mevsimi güzel olacak!» diye avunmağa çalışıyoruz amma, bu gk dişle brhar da umduğumuz gibi çıka- cağa benzemiyor. Hele, harp ejderinin, kanlı salya» larını etrafa daha ziyade saçabilmeği için dört gözle baharı beklemesi, neş'e ümidlerini büsbütün parçalıyor. Kışın mütemadi saldırışları o kadaş usandırıcı bir hal aldı ki, arasıra hi» fif bir güneş tebessümü belirince hem | kes sokaklara fırlıyor. Geçen pazar sabahı havanın açdi olduğunu görenler, damlardaki kaş örtülerine, sert rüzgüra rağmen kalı paltolarına, mantolarına sımsıkı sart nıp sokaklara fırladılar, Beyoğlu ende desinde burunları, dudakları moras muş, gözleri sulanmış kalabalık grup” lar akşama kadar dolaşarak içsıkıni» larını hatifletmeğe çalıştılar. Takslmi bahçesinin henüz | patikalarına çocuk arabaları bile gis- mişti. Çenelerinin ttreyişini gizleme. ğe çalışarak zoraki bir sportmenlikiş Hürriyetiebediye tepesine, Mecldiye- köyü caddesine kadar gidenler bile vardı. Deniz kıyılarında henüz açık mamış gazino bahçelerinde dolaşan. lar üşüdüklerini hissettirmemeğe uğ. Taşıyorlar fakat, boğazlarını tırmalı, yan öksürükleri odurduramıyorlardı. Birçok semtlerde evlerin taraçaların. da, balkonlarında oturmağa kalkışan kabadayılar da göe çarpıyordu. Ba har hasretile ne yapacağımızı şaşır» yoruz. İnşallah, dört gözle beklediği miz bahar da burnumuzdan gelmez. Cemal Refik İ ö...rrr ERA NaN Kömür nakliye ücreti yükseldi Kömür navlunlarında yükseklik vardır, Evvelöe tonu 15 liraya taşınan kömürler, Şimdi 3,5, 4 liraya zor nakledilmektedin Navlunların yükselişleri, kömürün satış İ iatlerine de tesir etmiştir. Evvelce, tonu 10 raya satılan kömürler bugün 12, 15 Uraya #stalmuktadır. Şehire kömür noksan glemeğe başlamıştır. Vapurcular, deniz ti- caret müdürlüğüne keyfiyeti haber vermiş» lerdir, Bay Amcaya görel.. on be si toplantısı pek hararetli olmuş bay Amca, gazeteler Yaza yaza bitiremiyorem Meselâ bir tanesi: Eğlence yerle rinde türkçe konuşmak meselesil... Ora da olsaydım bu teklifi yapan zatın alnın- dan öperdiml.., e Eğer bu teklif kabul edildiyse kışın tramvayda, yazın Ada vapurunda hep j türkçe işiteceğiz!.. | B. A, — Aldanıyorsun bayım, teklif iş- kence yerleri hakkında di ü İ yerleri hakkındal...