5 Şubat 1940 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

5 Şubat 1940 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Finler, Sovyet tanklarını nasıl tahrib ediyorlar ? Finlerin dünyayı hayret içinde bırakan müdafaaları Mayn tarlaları, mânialar, tank dafii toplar ve nihayet tank dafii insanlar! Havas ajansının Heslinki muhabiri, Finlerin Sovyet tanklarına karşı nasl muvaffakıyetle mücadele ettiklerine dair tafsilâtı veriyor: Sovyetlerin tank ba- dan uğradıkları zayiat, Finler de dahil olduğu halde bütün dünyayı hay- rete düşürmüştür. Bolşevikler Finlândi- Yanın payitahlına bir kaç günde vara- caklarını hesap ediyorlardı. Bu emniyet ve itimadları harp başlar başlamaz hu- dudu geçecek olan tanklarının zaferi kolaylaşturacağı ümidinden ileri geli yordu. Finlândiya O harbinin başlangıcında Sovyetlerin safharbe sürdükleri 1,000 tanktan ancak 500 ü kalmış, Finler yedi haftadanberi devam eden muharebeler. © de 460 Sovyet tankını tahrip etmişler. dir. Tankların kütle hâlinde kullanılma- sının uğradığı bu ademi muvaffakıyetin sebeplerini araşurdık ve Finlerin tank- lara karşı kullandıkları muvaffakiyetli 5 muharebe usullerini de tedkik ettik. Sovyet tanklarının ilk hücum dalgası, kara maynlerinin mahirane bir şekilde kullanılması sayesinde kırılmıştır. Sov» yet tankları, hududu geçer geçmez, her tarafta mayn tarlalarına raslıyorlardi. Bu maynler, Fin teknisiyenleri tarafın- dan bütün yollara, tankların (geçeceği bütün noktalara, keçi yollarına, bütün köprülere mahirane bir surette konul smuştu. Bu sebeple Sovyetler daha mu- basamatın ilk günlerinde külliyetli tank kaybetmişlerdir. Bu maynler, muayyen bir Boktaya yalnız bir defaya mahsus olmak | konulmamışlardı. Geceleri Fin de kollari, tahrib edilmiş veyahud balk mış olan maynlerin yerlerine yenilerini yerleştirmek için âdeta biribirlerile re- kabet ediyorlardı. Bir çok Sovyet tank- ları, bu tuzaklar sayesinde tahrib edil- miştir. Artık yollar, şöseler, tankler için geçilebilecek emin bir geçid yeri teşkil etmiyorlardı. Zira Sovyetler, maynli yerleri temizledikten sonra Finlerin ge celeri, bunların yerine yenilerini koy- madıklarından emin O bulunmuyorlardı. Finlerin, tanklara karşı kullandıkları kinci müthiş silâh, tank dafil toplardır. Bu toplar, daha bidaycttenberi Rus tankları için müthiş bir tehlike teşkil sdiyor. Bu topların makanizması gizli bir şey değildir. Topların çapı, bir bu- -| çuk parmak yani takriben dört santimet- redir. Bunlar en kuvvetli tankların zırh- larını delen mermiler endaht ediyorlar. Bu sayede otuz tonluk cesim hücum ara- baları, safharb harici çıkarılmıştır. Tank zırhının o delinmesi derhal, gövdesinin barabiyetini ve içinde bulunan mürette- batın infilâk o parçalarile ölümünü intaç ediyor. Tank dafit bu toplar, kolaylıkla kullanılıp nakledilmekte ve gizlenmek- tedir. Geçen yaz esnasında inşa edilmiş olan barajlar, tanklara karşı müdafaanın Gçüncü müessir silâhını teşkil ediyor. Her nevi ve şekilde inşa edilmiş olan bu mönilerden pek mükemmel neticeler alınmış, bunlar Sovyet tanklarını felce uğratmıştır. Bu mâniler, ekseriyetle, toprağın içine derince gömülmüş granit kayalardan vücude getirilmiştir. Sovyetler, binlerce ve binlerce obüs ve bomba harcamak suretile, bu möâni- leri düzelitirmeğe uğraşmışlar, geceleri bunları beyhude yere havaya uçurmağa çalışmışlar, hattâ bu mâniler üzerine tankların geçmesini temin edecek köp- rüler kurmağa teşebbüs o eylemişlerdir. Fekat müteyakkız bulunan Fin topçuları, pek nadir ahvalde bu teşebbüszlerinde muvaffak olmalarına imkân vermiştir. Sovyetlerin bu barajlar arasından aç- tıkları gediklere derhal dinamit paket- İeri ve maynler ze ve bu su- retle düşmanın açabildiği bu geçid ge- dikleri kendisi için çok öldürücü ve Bi Mikeli birer tuzak teşkil etmiştir. Maamafih Sovyetler, bundan nevmid olmamışlar ve başka nevi bir teşebbüse girişmişlerdir: Aynı mânia, arka arkaya 2 - 3 hücüm arabam sevketmişler ve tah- rib edilen ilk tankın Üzerinden arkadan sürdükleri diğer tankları geçirmeğe te- şebbüs etmişlerdir. Fakat bu teşebbüs- ten çabuk vazgeçmeğe mecburiyet hasıl olmuştur, Esasen bu iki Sovyet tankının barajı geçmeğe muvaffak olması, ken- dilerine hiç bir fayda temin etmemiştir. Çünkü Finler mevzilerini terketmişler, arkadan gelen Sovyet piyadelerini bek- Hyerek onları geriye püskürttükten sonra barajı geçebilmiş olan Sovyet tankları zerine toplarını çevirerek onları tahrib eylemişlerdir. Şunu da kaydetmek lâzımdır ki, tank Finlândiya ormanlarında kullanılması elzem bir silâh değildir. Evvel emirde bu tanklar kör ve sağırdır. Müretteba- tan elinde ilerisini görmek için yalnız Sndeki kulenin gözetleme deliği vardır. Fakat bu gözetleme ne kadar küçük Finlerin tahrib ettikleri Rus tanklarile motörlü vesaitinden bir kısmı olursa olsun Finler gibi müthiş nişancı- Jar için kâfi büyüklükte bir hedef teşkil eder. Hareket halinde bulunan tankın top ateşi ekseriyetle isabetli değildir. Sovyetler, ümid kıran bu teşebbüslerin- den sonra hücum arabalarını başka hiz- meilerde o kullanmağa O başlamışlardır. Şimdi tanklarını Fin mevzilerini döv- mekte kullanıyorlar ve geceleyin, Sov- yet askerleri arasında firarlara mâni ol mak için devriye kolu olarak gezdiriyor- lar. Son zamanlarda Sovyet kıtaatının faaliyeti gevşediği için tankların imha ve tahribi aynı tle devam etmemiş- tir. Şunu da kaydedelim ki, Finler, tank- lara tank defii silâhlarile sahra topları- mı da kullanıyorlar. Fazla olarak Finler, tanklar ile mücadele etmek için hususi müfrezeler teşkil eylemişlerdir. Bu müf- rezelerin faaliyeti, Sovyetler'için meşum neticeler vermiştir. Bu müfrezeler, tank- bazı vasıtalar kullanıyorlar. Düşman tankları buruç hareketlerini mzalttıkları gündenberi beyazlar giyinmiş olan bu hususi müfrezeler! efradı, tankları avla- mak için kendi karargâhlarına kadar sokulmaktan çekinmiyorlar, Bu mücade- le için «tank dafii insanlar? vardır. Dinamit ve infilik maddelerile yüklü olan bu askerler, bir tanka raslamak ve onu havaya uçurmak ümidile geceleri ormanlarda dolaşmakta ve bir tanka rasladıkları gibi onun üzerine atılarak, hem kendilerini hem de tankı havaya uçurmaktadırlar. Diğer taraftan şunu da kaydedelim ki, tank mürettebatı soğuklardan şiddetli ıstırap o çekiyorlar. Motör makineleri süratle donmakta ve Sovyetler buna mâni olmak için makineleri daima işlet- mek mecburiyetinde kalmaktadırlar. Bu hal ise, tahminden N yirmi misli fazla hi ” fmaliyet, mahrukat fıkdanı yüzünden birdenbire ları tahrib etmek için henüz gizli tutulan | işlemekten durmaları nadir değildir. Motör “durur *durmaz mürettebat, Âdeta bir frigidaite içinde kalmakta ve soğukta donup ölmektedir. Sofya mektupları Yeni Bulgar meclisi 25 şubata kadar açılacak Evlenmemiş Bulgar kadınlarının rey. vermek hak- kından mafırum edilmesi protestolara sebep oldu Sofya, Şubat — Bulgaristanda mıntnka mıntaka yapılan mebus seçimi bitti; 160 mebus seçildi. Bunlardan 140 : şirmdiki rejime ve hükümete taraftardır. Bu su- retle teşkil olunan 25 inci Bulgar parlâ- mentosuna, sabık Başvekillerden profe- sör Aleksandr Tsankov ile Nikola Mu- ganov eski Nazırlardan da Al, Radolov ihtiyat general Raşko Atamasov, Nik. Zahariev, Stoyan Omarçeveki, SI, Va- silev, profesör P. Staynov, ihtiyat ge meral İv, Rusev, Hristo Statev, Hir, Kal fev, Dr. N. Nikolacv, mühendis Sp. Ganev, St, Nikiforov, ihtiyat o geenral Mik, Yevov, Tod. Kojvharov ve Dim. Peşev olmak üzere 15 kişi girmektedir. Son altı sabık Nazır, Başvekil Köse- İvanofun teşkil ettiği hükümetlerde de bulunmuşlardır. Şimdi seçilenler arasın- da bulunan 47 mebus bundan evvelki 24 üncü parlâmentoda da mebus idiler, Meslek itibarile seçilen mebusların go” ğu avukat, sonra ekonomi ve ziraat iş- İerile uğraşanlar, tüccar, kooperatilçi ve #seirediler. Bazı mebuslar, zirant koope- ratiflerinde faaliyet göstermektedirler, Üç doktorla, iki mühendis ve bir fen adamı da seçilenler arasındadır. Seçilen mebusların en yaşlı Gavril Grozdanovdur. Kanuna göre, en yaşlı mebus parlâmentoyu açacaktır. Yeni 25 inci Bulgar parlâmentosu, en geç 25 şubata kadar açılacaktır. İlk celselerde, devletin 940 devlet bütçesi müzakere edilecektir, Seçim ve Bulgar kadınları Birliği «Bulgar kadınları birliğiş ismi altın. da toplanan Bulger kadınları, bu seçim ile bersber ikinci defadır mebus seçi: mine iştirak ediyorlar, Fakat kadınların seçilmek hakları yoktur. Bunler yalnız seçmek hakkına maliktirler. Bu hakkı da Bulgar kadınlar birliği, Türk kadın- lanna ve yeni bazı memleket kadınla- nna eikeklerle verilen müsavatı ileri sürmekle giriştikleri şiddetli mücadeleler- den sonra kazandılar. Fakat seçilmek hakları tanınmadığı gibi, seçmek hak- kı da yalnız evli, dul ve boşanmış ka- diınlara şâmildir. Evlenmemiş kadınlar, seçmek hak- kından mahrumdurlâr. Bu vaziyeti, Bul- | gar kadınlar birliği reisesi bayan Dimiti rana İvanova Mir gazetesinde «Kadin: lar ve teşrii intihabat» başlığı altında yazdığı makalede tenkid etmiş ve kon- feranslar vermiştir. «Bulgar kadınlar birliği; o cemiyeti, ö ki haziran ayında 39 uncu üne basacaktır, Bulgar kadın- i, seçim münasebetile epey fa- aliyette bulunmuş ve erkeklerle kendile- rine tam bir müsavat ve seçilmek hak- kı verilmesini istemiştir. 12,500 azası elan Bulgar kadınlar birliğinin Bulgaris- tanda 131 kadın cemiyeti vardır, Bulgar kadınları cemiyetleri, memlekette hayır, yardım enstitülerinin bimaye edilmesi, İnkir kadınlara mahsus sanat mektepis. ri ve kurslar açılması ve bunların cemi- yet tarafından yaşatılması için kültürel ve içtimai (faaliyetlerde (o bulunmakta- dirler. Bulgaristanda kitap neşri. yatı artıyor Bir milletin kültür seviyesini gösteren başhıca âmil, kitaplardır. Yeni çıkan ki- tapların miktarı ne kadar çoksa o mil- letin kültürü o kadar süratle inkişaf edi- İ yor demektir. Fakat her kitabın da kül- tür kıymeti bir değildir. Bulgaristanda 939 yılında kültür kıymeti olan 3775 kitap basılmıştır. Bugünkü iktisadi ağir rağmen - Bulgaristanda hitap seneden seneye (çoğalmaktadır. Nitekim 937 de basılan 2770 kitaba Meyva zamanı Meşhur Hind şairi Rabindranath Tago- re'un «Bahçıvı isimli esetini Türkçe. ye çeviren muharrir İbrahim Heyi bu yine ayni gerin en olgun nesirlerini bir arada toplayan «Meyva zamanı kitabını da dilimize çevirmiştir. Remzi kitapevi tarafından basılan bu eser renk- li bir kapak içindedir. eMeyva zamani? hakkında karilerimize bir &kir vermek Üzere eserdeki «XXX; ncı parçayı aşa- ğya naklediyoruz: «Şrnvastide kıtlık salgınlaştığı zaman Rab Buddha taraftarlarına sordu: Açları beslemek vazifesini içinizden hanginiz üzerine alacak? Banger Ratnaker başını eğdi, ve: «— Açları beslefnek için benim bü- tin servetimden daha çok fazlam lâ- m.» dedi. Kral ordusunun başı olan Jaysen: «— Hayatımın kanını seve seve ver- mek isterdim. Fakat benim evimde kü- Fi derecede yiyecek yok» dedi. Büyük arazi dönümlerine malik bu- İunan Dharmapal içini çekerek: «— Kuraklık şeytanı tarlalarımı eme- rek kuruttu. Kralın vergilerini nasıl ve- receğimi bilemiyorum» dedi. Derken dilencinin kızı Supria ayağa kalktı. Eğilerek herkese selâm verdi ve calız bir sesle; 4— Açları ben besliyeceğim» dedi. «Nasıl? diye haykırdılar, Sen bu ah- di yerine gelirmeği nasıl ümid edebilir- sin Supri, «Ben hepinizin en fakiriyim. bu benim kuyvetimdir. Herbirinizin evinde benim kasam ve kilerim vardır? dedi. Türklük Aylık milliyetçi kültür mecmuası Türklük'ün onuncu sayısı intişar etmiş tir. Bu nüshada o <İsmail Hami Daniş- mend - Sümerlilerin irkı>, «Yusuf Ziya Demirci - Yörükler», «Paul Achard - TTürkiyez, «lsmail Hami Danişmend - Bursalıların Bursacılığı>, «Hüseyin Sa- dettin Arel - Türk musikisi kimindir?» isimli makale ve etüdler vardır. Eğinli Said paşa hatıratı ile Süryant Mikâtl ve- kayinamesi devem etmektedir. Elma dağında Memiş B. Sulhi Malik Evrenol bu isimleri çük bir kitap neşretmiştir. Ankara basılan bu eser bir hikâyedir ve mevzuu Ankaradır. Eserin içinde ayni hikâye- nin Fransızcası da vardır. Felâketzedegâne yardım Mors Yenişehirli B. Hüseyin Şevket Akkoç «Kızılaya muavenet ve felüket- zedegâne gayret» ismi altında nazmen tesbit ettiği tahassüslerini küçük bir ki- tap halinde çıkarmıştır. Fisti 15 kuruş- tur ve bütün hasılatı felâketzedelere ait olmak üzere 500 nüshası Kızılaya veril- miştir. M.T.A. Maden tetkik ve arama erstitüsü tara- fından üç ayda bir neşredilen maden tetkik arama mecmuasının 18/1 inci sayın madenciliğe ait muhtelif etüd ve makalelerle. çıkmıştır. Bu nüshada Vil- helm Salamon - Calvi imzasile «Erzin can yer sarsıntıları» başlıklı ilmi bir müd ve yine ayni muharririn #Anadolu- nun tektonik bünyesi hakkındaki Ak manca tezin bir hulâsası vardır ve şa- yanı .dikkattir, Muharrir Erzincan yer sarsınuıları ya- zısını şu satırlarla bitirmektedir; 1938 senesinde Kırşehir | sarsıntısin- dan ve 939 senesinde Bergama - Dikili zelzelesinden mütevvellit zararların tet- kiki bana üç şeyi öğ I — Maddi hasarların büyük bir kıs- minda binaların fena inşa edilmesi, ve insan kayıplarında da ekseriya damların inşa tarzı âmil olmaktadır. 2 — Hasarların diğer bir sebebi ze- ir. Birçok evler kayaların üzerine gayri sabit arazi üzerine bina edil. miştir, 3 — Birçok köyler ve şehirler, az uzakta daha emin yerler seçmek müm- kün olduğu halde, jeoloji ilmince bu hu- susta tehlikeli addedilen yerlerde kurul. muştur. Buna binaen salâhiyettar makamlar ileride vuku mümkün za; önlemek Üzere lâzım gelen tedbirleri almaya ka- rar vermiş bulunmaktadırlar, Varl.k On beş günde bir neşredilen milliyet- çi ve memleketçi fikir mecmuası «Vi hks an 158 inci'aayısı çıkmıştır. Bu sa- yıda Yaşar Nabinin «Gerçek Türk ti- yatrosuna doğru» Samed Ağaoğlunun «Harp karşısında düşünceler», Rüştü Şardağın «Edebiyatımızda vatan duy- güsüs, Orhan Velinin #Şsirane», Tevfik Besimin «Türk Anayasası üzerinde bir tetkik» isimli yazıları, genç şairlerden Oktay Rifatın şiirleri vardır. Yazdığı tamamen yeni lerle nazarı dikkati celbeden genç şairin — Vaslığın bu nüshasındaki şiirlerinden birini aşa- ğya alıyoruz. Şükür Potinlerime ve paltoma Teşekkür etmeliyim. Teşekkür etmeliyim Karın yağmasına Bugüne, bu sevince, Kara bastığım için şükür; Şükür, gök yüzüne ve toprağa; İsmini bilmediğim yıldızlara, Suya ve ateşe hamd olsun. inanç Genç muharrir ve ediblerden mürek- kep bir kadro ile ayda bir defa inlişıra başlayan sanat, fikir, aktünlite mecmu- a. ç'ın ikinci sayısı da intişar ot- miştir, Bu nüshada yerli ve ecnebi ede- bi aktüaliteye dair yazılar, şörler, telif Tokat ve havalisinde tabii hayat başladı Felâketzedelere her taraftan yardım ediliyor. Açıkta hiç kimse kalmamıştır lay (Akşam) — Vilâyetimiz vali- İiğine tayin edilen Sürt valisi bay İzzetin İ Çağparın gelerek işe başlamıştır. Yeni vali işe başlangıcının ertesi günü felâket mıntakalarından Erbaa, Niksar ve Re- #adiye kazalarına gidip vaziyeti tetkik Tokada avdetini mü- im. Bana şu beyanatta bu- — Evvelâ şunu söylemek isterim ki felâket mıntakasında bütün felâketzede- lerin esbabı istirshatleri çok mükemmel olarak temin edilmiştir. Yaralıların dis- panser ve hastanelerde tedavileri yapı- larak mühim bir kısını iyi olduklarından yerlerine dönmüşlerdir, Her tarafta va- ziyet normal şeklini simaktadır. Bilhas- sa Erbanda herkes tarlalarının o başla- rında çift sürmektedir. Bunları memnu- Biyetle gördüm. Bu kazaya Samsundan bütün yardımlar temin edilmiş, yiyecek giyecek çivi ve kereste ile sıhhi malzeme çok fazla olarak gönderilmiştir. Reşadiyeye nisbeten Erbaa ve Nik- sarda yıkılmayan kısımlar vardır, dük- kânlar püzarlar kurulmuştur. Heyecan dinmistir. Reşadiye kaza ve mukabil 938 yılında 3355 kitap basil- miştir. Görülüyor ki, Bulgaristanda kitap çok | banlan | okunuyor ve bu sebeple yı kitapların adedi gittikçe çoğalmaktadır. Basılan kitapların çoğu garp edebiyatı- na ve yabancı müelliflere aittir. Bulgar - Macar hava anlaşması Macarlarla Yunanlılar erasında iki mülhakatını atla dolaştım, Bu kaza Er. zincan ile mukayese edilirse başabaş ge- Bir. İşte en felâketli ve en harap yerimiz burasıdır. Hareketinrzı icakip çıkan yangın fecaatın en büy ü doğurmuş- tur. Buranın köyleri de çok harap ol muştur, Kazada 50 çadır 60 baraka ku- rulmuş, fırın, manifatura, bakkal ve ka- sap dükkânları açılmıştır. Vilâyete ge- liz gelmez bu kazaya iki yüz elli çadır daha birçok yiyecek ve giyecek gönder- dim. Halen açıkta hiçbir ferd yoktur. Felâketzede kazalara her taraftan akım akın erzak gönderilmektedir... Bunlar arasında reçel ve tatlılar da vardır. Bunlar vatandaşlara taksim edilmekte» dir. Zelzeleyi müteakip vukua gelen he- yelânlar yüzünden yol kapanmışsa da gece gündüz çalışarak yarından itibaren bu yolu otomobillere, kamyonlara açı- yoruz. Şimdi yol yapmakla meşgul bu mıntakada 800 amele vardır. Hükümetimizin, o büyüklerimizin ve halkın gösterdiği yardıma karşı bütün köylerde ve kusabalarda şükran ve mem- nuniyet hisleri vardır. rt saa memleketi birbirine bağlayacak luva münakalâtı tesisi için yapilan müzakete- ler, bir itilâfa müncer olmuştur, 9 ile de bu kabil müzakerler yapılaca Macaristanla Yunanistan arasında im edilmiş olan itilâfname ahkâm nazi ren her iki memleket, tayyarel kendi topraklarında uçmak müssadesini ver- mektedirler. Bulgarintarnın, Sovyet Rusya ile de ye ni bir hava mukavelesi mevcuttur,

Bu sayıdan diğer sayfalar: