AKŞAMDAN AKŞAMA Müzemizde kimsenin gezmediği bir kısmı gördüm Ecnebi bir dostum müzeleri ger mek arzusunu gösterdi. Gittik. Fakat nın bütün müzeleri gibi bizimki de, bu son beynelmilel ahval dolayısile kapalı imiş. Buna rağmen Topkapının kapısına kadar gelmişken ahbabıma hiç birşey göstermemek olmaz; muhterem mü- ze müdürü B. Tahsin Öz'den velev bahçeyi gezmek için hususi bir mü- saade İstedim. Müzenin kapalı halini | mek lütfunu gösterip Galatasaray mezunlarından ve muhtelif eserler sahibi, genç mületebbü bay Zarif Orgun'la birlikte henüz hiç kimsenin görmediği bir kısmı ziyaret etmeme imkân verdi. Fransız mecmunlarından biri, «Harp yüzünden ne zararlar ettik!» diye bir $eri neşrediyordu. O arada bir teferru- at bana hazin göründü: Bir genç kız, terzi çırağı imiş, Sinemaya olan isti- dadı hissedildiğinden bir filim çevir. miş, Cidden muvaffak olmuş. Tam büsbütün parlıyacağı sırada meş'um hadise patlak vermiş. Artık ne stüdyo, ne senaryo, ne rejisör... Haydi kızca- fix yine terzi dükkânma!., Bu üç hayat safhasının resimleri görünü- yordu. Müzemizde de bir senedenberi bir yeni kısım hazırlanmaktaymış. Bu güzel mesat tam nihayete ermiş; bu- yurun elendim, Avrupa harbi!... Açık. madan kapanmış... İşte gördüğüm bu yeni kısımdı: Hazine koğuşu, yeni Enderun mekte- bi teşkilâtında mektebin orta şubesi olan bina, saraylarda bulunan es- ki asırlara aid kadın elbisesi, işleme, çadır, mendil, ayakkabı, tablo, min- yatür ve heykel gibi kıymetli parçala- ra tahsis edilmiş Bunlar arasında bilhassa, koskoca bir salonu kaphıya- cak büyüklükte, elle işlenmiş ve âde- tâ yorganı, divan örtüsünü andıran bir halı dikkatimi celbetti Şüphesiz, diğer giyim eşyası da ayrı ayrı üzer Yerinde durulacak parçalardır. Fakat ben resimlere geçeceğim: Biri İtalyan, biri Fransız ekolü sa- yılan iki seri tablo görülüğor ki, İtak yan olanı Kanuni Süleyman ve oğlu ikinci Selim zamanında yapılmış. Bunlarda, bu iki padişahın her halde hakiki çehrelerini görüyoruz. Zira minyatürlerle de tevafuk ediyorlar. Ben kendi hesabıma Sarı Selimi hiç bilmiyordum. İlk defa burada gör düm. Fransız ekolü ise, üçüncü Selime kadar sürüyor. Eski padişahlar, malinamelere göre resmedilmiş. Birinci Abdülhamidin portreye pek | meraklı olduğunu, muhtelif tablola- rın yaptırmak üzere poz verdiğini bu müzeden öğreniyoruz; Abdülmecidle Abdülâzizin ecnebi ressamlara ısmar- lanmış duvar boyu portrelerini seyre» diyoruz, Sanırım hakiki simalardan biri de Hurrem sultan, Cemile Mihri» mah sultan, sultan İbrahimin kızı Emine sultan... Zira hele bu sonuncu bizzat kendi poze etmeseydi ne diye ve kim resmini yapacaktı? Sultan Azizin at üstünde birde heykelini görüyoruz. Bu Türkiye için yapılan ilk heykelmiş, — Amerikalı gazetecilerin merakı galiba bana da sirayet etti bay Amel, Ben de birkaç ev içi görmek hevesine şe | i türcü oldu. İranın tesirinde değil, Haydarpaşadaki geçid köprüsü Inşaat 900 bin liraya mal olacak, plânda bazı değişiklik yapılması muhtemel Haydarpaşada tren yolu üzerindeki geçid köprüsünün inşaatına devam edi- liyor, Bu köprünün inşaat masrafının bir kısmına belediye de iştirak etıniş ve bu maksadla belediye bütçesinde tahsi- sat ayrılmıştır. Haydarpaşa geçid köprüsü iki kısım- dan mürekkep olacaktır. Birisi tren hat- tina amud olarak Üsküdar kısmı ile Ka- dıköyünü bağlayacak, üzerinden vesniti | nakliye ve piyadeler geçecektir. Diğeri de başlangıcı Haydarpaşa garı dar uzanacaktır. Bu suretle Haydarpaşa Demir, borsa gibi inip çıkıyor Kilosuna sabah 40, öğleden sonra 45 kuruş istendi! Sön zamanlarda inşaat malzemesi flat. lerinde görülen yükseklik, hariçten gelen malzemenin azlığından ileri gelmekle be- raber sebepsiz olarak da bazı fiat yüksel- melerine tesadüf ediliyor. Son zamanlarin bir müessese tarafın- dan belediyeye dikkate şayan bir şikâyet yapılmıştır. Bu şikâyete göre şehrimizdeki bir demir ticarethanesi, geçen cumarlesi günü demirin kilosuna 38 kuruş istediği halde pazartesi sabahı 40. öğleden sonra da 45 kuruş istemiştir. Ticaretbanenin Xkı- sa bir müddet içinde, hiç bir makul sebep göstermeksizin, demirin flatini bu suretle yükseltmesi üzerine müessese, belediyoye müracaat ederek şikâyette bulunmuştur. Belediye iktismd müdürlüğü keyfiyeti tahkike başlamıştır. Tahkikat neticesinde lüzum görülürse keyfiyet ihtikârla müca- dele komisyonuna verilecektir. . Eski eşya Beş yerde toplama merkezi a Belediyece kirli ve bulaşık eşyanın alım ve satımının inzıbat altına alınmasına ka- râr verildiğini ve seyyar esnafın mahalle, aralarında dolaşarak eski eşya satın alma- sının yasak edileceğini yazmıştık. Belediyenin bu husustaki tedkikleri iler- lemiştir. Bunun için yeni belediye zabıta» sı tallmatnamesine bazr kayıdlar konacak, eski eşyanın etüvden geçirilmeden antışi- nin kati surette meni için hükümler ilâve edilecektir. Bu maksada Galstada, Kapalıçarşıda, Fatihte, Aksarayda, Üsküdarda birer eski eşya toplama merkeşi kurulacak ve eski eşyasını satmak istiygaler mutlaka bu mer- keilere müracaat edeceklerdir. Bu mer- kezlerde etüv tesisatı da bulunacaktır. Bit- pazarı muhafaza edilecekse de bazi fenni tesisat yapılacaktır, EM m Müzenin bu yeni kısmında asıl alâ- kamı celbeden Levni isimli minya- garbin de değil, İkisinin ortasında bir minyatürcülük ihdas etmiş. Türke türk, frenge ferenk biçimi vermiş. «Acem gelininin tavrm, «Bursa alüf- tesinin tebdili tavr», gibi eserleri «Bizde vaktile resim yokmuş!» diyen- lere tavsiye olunur, Hele «Nemçe fren» giz ne verdiği garbvari kırıtkanlığı gör. dükten sonra hayran olmamak kabil değil Bu müzede Barbarosun da ha- kiki resmini görüyoruz. Harbin insanları mahrum ettiği ni- metlerden biri de şüphesiz bu müze. (Vâ - Nü) s Amma tavsiyesiz bu iş de kolay olmuyor!... Hangi kapıyı 'çalaam ya bir alacaklı sanıp açmıyorlar... olmak | üzere “Haydarpaşa garından geçide ka- | garından geçide kadar, odemiryolların üzerinden bir yol temin edilecektir. “ #tünden tramvay ve otomobiller g0- gecek köprünün genişliği on alt metre olacaktır. Bir kısmı yayalara mahsustur. Bu esasa göre hazırlanan plân daire- sinde inşaata başlanmış ayakları yapılmıştır. Ancak bidayette yapılan keşif plânında köprünün dört yüz altınış bin İniraya mal olacagı hesap edildiği halde inşaat sırasında bu para ile köprüyü tamamlamağaı imkân bu- Tunmadığı anlaşılmıştır. Köprünün 900 bin liraya çıkacağı tahmin ediliyor. Haklı şikâyetler Anayollar bu şekilde kapatılamaz! Ü:sküdardan bir ahbabım hususi ot0- mobiline binip araba vapurile Kabataş iskelesine çıkacaktı. Onunla buluşabii- mek ümldile Taksimden dakikası daki- kasına bir taksiye bindim. Cidden işim mühimdi, Gümüşsuyunda yeni yaplan yolun başma vardığımız zaman, burü- sının kapalı olduğunu gördük. Kenar- da aşağı inen bir sokak vardır. Bari | oradan geçsilm diye saptığımız vakit, (| bunun da kabil olamıyacal anladık. $ | Geri dönüp Taksimden, et İnönü mektebine giden yolu takib ettik ve vapur yolcuları çıkardığından ahbabi- mi kaçırdık. Böyle büyük bir cadde kapanınca işa” retini daha baş taraflara koymak Jâ- zım değil midir? (Nitekim evvelce böy- le yapılmıştı.) Kim bilir benim gibi kaç kişi daha beyhude nak'd ve vakit kay- yanlar bile olur. Farzediniz ki pek da- ha mühim bir iş için Ankaraya gidecek- tim de treni bu yüzden kaçırdım... VE KUÇUK HABERLER: Şehremininde oluran Ali, Topkapıda Taşmekteb önünde tramvay durmadan at- lamak İstemiş, muvazenesini kaybederek yere düşmüş, başından yaralanmıştır. k Kabvesilik yapan Kanber ile arkadaşı Nihad eskidenberi bir meseleden dolayı aralarında geçimsizlik bulunan Ahmed adında biri ile karşılaşmışlardır. Buluşma heticesinde eski geçimsizlik tazelenmiş, bi- raz sonra da üç kişi birbirine girmiştir. Biribirlerini adamakıllı döven üç kavgacı Suç Üstünde yakalanmıştır. Bostancıda atıçılık yapan Ahmed, çam maşırlarını kurutmak Üzere odasına man- gal koymuş, biraz sonra da zehirlenme alâlmi güsterdiğinden Nümune hastanesi- ne kaldırılmıştır. # Kazlıçeşmede oturan amele AN ve kar- deşi Mehmed, odalarına aldıkları mangal- dan zebirlenmişler, tedavi için Yedikule Ermeni hastanesine kaldırılmışlardır. X Dün öğleye doğru llmanımını kahn bir sis tabakası kaplamış, vapurlar güç- lükie sefer oyapabilmişlerdir. Bis öğleden #onra hatiflemiştir. X Irakın yeni Haleb konsolosu Mahmud Paçacı, Buriyeye gitmek üzere dün eski yı yeri olan Paristen şehrimize gel- iştir. Metrük bir mescidin çatısı yıkıldı Beyoğlunda. Emekyemez mahallesi Ça- rıkçı sokak 6 numaralı evkafa sid metrük meseldin çatısı, birdenbire yıkılmıştır. İn- sanca zaylat yoktur. Romanya vapurile mürek- kep geldi Romanya bandıralı Tronslivanya vapuru “e limanımıza mühim miktar mürekkep gelmiştir. Bu meyanda kopye mürekkebi .. Ya misafir zannedip «Bay evde yokl» dedirtiyorlar... Bundan başka lüzumlu görülen demi- rin piyasada tedarik edilememesi da in- saatı geciktirmiştir. Bunun için Almanya ya demir sipariş edilecektir. Almanya- dan demir geldikten sonra köprünün inşasına devam edilecektir. Bundan baş- ka şehir plânının esaslı hatlarına göre vaziyetinde bazı tadilâta lü- zum görülmüştür. Bu maksadla köprü- nün plânı belediye imar müdürlüğüne gelmiştir. İmar müdürlüğü Prostun nâ- zım plânına göre köprü plânını araziye tatbik suretile tetkik edecek ve -lüzüm görülürse - plânda tadilât yaptıracaktır. Umumi hizmet müesseseleri Küçük şehir ve kasabaların- kiler Nafia Vekâletine bağlanacak Su, elektirik, tramvay ve salre umumi hizmetlere ald müesseselerin idsresi, bele- diye kanununa göre, mahalli belediyelere siddir. İstanbul, İzmir gibi büyük şehirlerde eo- nebi şirketler tarafından idare edilen bu gibi müesseseler de belediyelere intikal et- miştir. Nafla Vekâleti, küçük belediyele- emseseler için Nafia Vekâletinde yeni bir teşkilât vücuda getirilecektir. Yalnız Ankara, İstanbul, İzmir gibi teş- kilâı geniş belediyelerin idare ettikleri umumi hizmet müeszaseleri Nafla Vekâle- tine bağlanmıyacaktır. Nafia Vekâletinin bu tedkikatı, henüz #ekemmül etmemiştir, Bu bususta bir ka- nun lâyihası hazırlamak üzere diğer wekâ- letlerin de mütalâası alınacaktır. Belediyeler kanunu, bu gibi müessesele- rin halk müessesesi haline getirilmesi ga- yesini istihdaf ettiğinden Nafia Vekâleti- nin noktei nazarı terviç edilirse belediye- ler kanununda da tadilât yapmak lMzim- gelecektir. Yeni istimlâkler İlkbaharda birçok binaların yıktırılmasına başlanacak Beyazıd ile Koska arasında istimlâk edi- lâf hasıl olmuş, ancak 60 binanın mal sahipleri istimlâk komisyonu tarafından tesbit edilen istimlâk bedeline razı olmıya- rak mahkemeye mürsenat etmişiir, İstanbulun diğer sahalarındaki istimlâk İşleri etrafında da birçok davalar açılmiş- tar. Bu davaların intacı nihayet bir iki ay Evvelki gece yarısından soara, köprü üzerinde bir oötomobü kazası olm di Hacı Mustafa İsminde birisine «ld otamo- bil, şoför Abdullahın idaresinde olduğu halde Eminönünden gitmekte iken karşı taraftan gelen taksi ile çarpış- mıştır. Çarpışma neticesinde iki otomobil de hasara uğramıştır. Evvelki gece suat 24 de, Osmanbeyden Harbiyeye gelmekte olan İsmali Hakkı oğ- tur, vw Teşebbürümde devam edersem günün birinde bir sürprizle karşılaşmak- tan korkuyoruml.... İSTANBUL HAYATI RA EA Kk A a Hâlâ o münakaşa Geçenlerde cılız, fersiz bir solukla tutuşturulan mahud edebiyat müna- kaşası, rütubetli talaş yığını arasına düşmüş bir ateş parçası gibi kâh ha- fiiçe parlıyarak, kâh burun gıcıkla- yıcı dumanlar sayurarak devam edi- yor. Gazete, mecmua sütunlarından keskin çığlıklar, boğuk homurtular eksik olmuyor. Bir gün evvel gazete sinde: «Böyle çocukça lâkırdılara ehemmiyet verip münakaşaya kalkış» mak doğru değildir.» diye ağir başlı nasihatlere kalkışan omuharrirlerin, erlesi gün ayni sütunlarda ayni mü- nakaşa fırtması içinde çalakalem çırpındıkları görülüyor. Halk arasından bu ana kada edebi. yatla hiç meşgul olmıyanlar bile cur- cunaya karşı yakından alâka göster meğe başladılar. Bu da, şimdiye kadar ismi duyulmıyan bazı mecmualara İyi bir satış vesilesi oldu. Eski edipler, yeni rakiplerine bir ihtar sillesi daha savurabilmek için köşede bucakta çı kan bütün mecmua, gazete sütunları. nı didik diğik ederek yenilerin tek satırlarını bile gözden kaçırmıyerlar. Yeni amatörler de, tasfiye çığlıklarını bir perde daha yükseltmek nrzusile gözlerini ötekilerden o ayırmuyorlar; koca bir edebiyat âlemini minimini bir yumak halinde sığdırmağa çalış- tıkları daracık kudret çerçeveleri için- de, Divan şiirlerinden mâna fehmef- meğe çalışıyorlar. Her tarafta «Eski- ler, yeniler» münakaşasından bahse diliyor. Geçen gün Kadıköy vapurda yaş hea bir zat elindeki gazeteyi arkada. şına göstererek: — Allah aşkına şu şiire bak. Diye yüksek sesle okudu: «Potinlerime ve paltamas ataşekktir etmeliyim. «Teşekkür etmeliyim «bugüne, bu sevince» «Kara bastığım için şükür;» «Şükür gökyüzüne ve toprağa;» «ismini bilmediğim yıldızlara,» #suya ve ateşe hamdolsun.» — Söyle Allah aşkıma, şu şiirden ne anladın? Ne gibi bir his uyandırdı sende? — Hiçbir şey anlamadım; yalnız, üşüme hissediyorum. vakfetmiş toy bir târiki dünyanın du. alarını andıran acayip şiiri tekrar okuyarak homurdandı: — Edebiyatın şu feci halini görüp de sinirlenmemek kabil mi? Dün bi- zim küçük oğlan da eline kalemi, kâ- ğıdı alıp: «Ben de şiir yazıp edebiyat- çı olacağım.» diye tutturmaz mı? Ne söyledimse . dinletemedim; o nihayet, bir daha böyle şeylerle uğraşırsan se- ni sünnetçiye teslim ederim, diye gö- xünü korkutarak bu sevdadan vazgö- çirdim. Arkadaşı güldü: — Güzel bir çare bulmuşsunuz amma, tesir sahasını genişlelmek için her köşe başına bir operatör dikmek lâzım... Cemal Refik sararan SERAEAAEENEEEAAEEAAANE Era Rea arma Yangın başlangıçları Dün; Büyükadada Albayrak sokağında sabık mebuslardan B. Nacinin kuyu motö- ründe kontakt netitesinde bir yangın çık- > ise de itfaiye tarafından söndürülmüş- Bundan başka, Beyoğlunda Sakızağucın- da B, Tomasın, Pangaltıda Türkbeyi soka- ğında Tataryanın opartımanlarında ve "Tünel lokantasında birer yan- gın başlangıcı olmuşsa da derhal yetişen m Brupları tarafından söndürülmüş- ei . B.A. — O halde dur, şurada biraz bekle, şimdi bir göç arabası geçer, me- rakını halledersinl...