Erzincandan gelen Kollej üdürünün söyledikleri “Zelzele yerlerinde felâkete karşı elbirliğile çarpışan bir millet buldum,, Dr. Rayt felâketin azametini yurddaşlarına anlatmak üzere Amerikaya gidiyor Robert Kolleji direktörü doktor” (Rayt) dün Er. zincandan | İsta: bula dönmüştü Bugün de Am. kaya hareket edi- yor, Seyahatinden maksad, o Erzin canda gözile gö: düklerini Ameri- kalılara anlatmak ve kendilerini sanlık vazifelerini © yapmağa (davet etmektir. Doktor Rayt ! Dün bir arkadaşımız, doktor (Rapt) : | Robert Kollejde görmüş ve Erzincan seyahatinin intibalarını sormuştur. A. #merikalı dostumuz güzel bir türkçe ile gu izahatı vermiştir; — Erzincan felâketinin büyüklüğü kazymında Türkiyenin bir dostu ve bir insan sıfatile bir vazifem olduğunu dü- şündüm. Felâketi en canlı bir şekilde Amerikalılara anlatmağa karar verdim. Kendi gözümle görmediğim bir şeyi ına duyurmak kolay bir şey ol- mayacaktı. Bunun için felâket yerine gitmek, hem bunun derecesini, hem de Türk milletinin açtığı yardım mücade- lesinin genişliğini kendi gözümle gör- mek ihtiyacını duydum. Bunu yaptığıma çok memnunum. E- ğer uzaktan uzağa elde ettiğim intibala- nı kâfi görseydim yanlış bir şey yapmış olacaktım, Çünkü sizin büyük bir kusu- runuz var. Bu yolda bir işte alınan ted: birlerin tesirli ve faydalı taraflarından, vaka yerinde çalışanların gayret ve fe dakârlıklarından kimse bahsetmez. Her kes hatalar ve kusurlar üzerinde durur ve bunlara dair şuradan buradan ya: yılan haberleri hiç araştırmadan doğru diye kabul eder. Türkiyede yoldaşlık diye bir şey var» dır ki dünyanın başka hiçbir milletinde | yoktur. Bir vagon içinde buluşan insan- İar beş, on dakika içinde samimi bir aile haline gelirler, Herkes yiyeceğini orta- ya koyar, yemek beraberce yani ra bir aile yakınlığı ile dert Anadolu seyabatlerimde £ yoldaşlıktan gok hoşlanırdım. Bu seyabatimde de herkesle konuştum. Felâket sahasında yapılan işlere dair türlü türlü rivayetlet duydum. Yapılan müsbet işlerden bah- set emek, yalnız kusurları ileri sürmek | adım bildiğim için oduyduklarıma inanmadım. Fakat ister istemez biraz bunların tesiri altında kalarak Erzincan- da e bulacağıma dair hayalimde bir | manzara çizdim. Memnuniyetle söyliyebilirim ki felâ- ket sahasında bulduğum çalışma tarzı, beklediğimden kat kat iyi çıkmıştır. Zelzele yerlerinde fı karşı el bir- I çalışanı, elden geleni büyük bir fedakürlikia yapan bir millet buldum, Türk yurdunun bir köşesinde açılan yara, bütün bünyeyi harekete getirmiş mevzii alâkaları silmiş, Türklerin tek vücutlu bir millet halinde olduklarını belki de bir harbin bile gösteremiyeceği bir tarzda ortaya koymuştur. Bütün bir milleti, felâket sahasında vekarla, sü- künetle, sevgi ve ahenkle ve hudutsuz fedakfırıkla çalışır görmek bana öyle bir saygı verdi ki bana hez veren bu duyguyu bütün Türk milletine tanıtmağı bir vazife biliyorum. Görüştüğüm insan- lar ağzında hep şu söz vardı: Vazile 851 asında ölen Seskibak&alda bir yangın dönüşünde € motopomp kazasında yaralanarak 4t ettiğini yazdığımız itfaiye efradından Hasanın cenasesi dün merasimle kaldırı!- miştir. Mertrumun cenazesi motörle Sirke- tem ımarşumı çalarak ilerlemiştir. Ar larıtın elleri üstünde taşınan zavallı Ha- #anın tabulu Beyazıt camisine getirilmiş ve burada cenaze namazı kılındıktan sonra, | kedilerin sadakati — Böyle bir vaka Osmanlı imparator- luğu zamanında olsa kimse parmağını oynatmazdı, Bugünkü idare altında bü- tün hükümet ve millet, bütün kuyvet- İerile derhal yardımımıza koşmuşlardır. Sıcak bir odada oturup şunu bunu tenkit etmek kolaydır. Fakat Erzincan- daki felâket o ölçüdedir ki insan kıya met gününü bile bundan korkunç tasav- vur edemez. Zelzelenin açtığı yaralara; agi kar gibi engeller, mesafe zorluk ları, vamtasızlık binecek olursa her $€- i lensle uygun bir surette yapılabile Geğini ve her türlü hatadan uzak durula- bileceğini tasavvur etmek hatsların en büyüğü olur, Fakat elde edilen müsbet neticeler ölçülemiyecek kadar büyüktür. Yer yer bozulan demiryol hattını vaktinde ta- mir etmek ve trenleri intizamla işletmek öyle bir muvaffakiyettir ki bunun ne demek olduğu uzaktan anlaşılamaz. Tren memurları gördüm ki kırk sekiz saattir uyku uyumadıkları halde feda- kârlık şevk ve ateşile ken rini unutu- yorlar ve yaralıları biran önce bir hasta- meye yetiştirmeği biricik gaye sayıyor- Asker, polis ve jandarmanın el | le temin ettiği inzibat gayet ve mükemmeldir. Bir sabah, polisin çalıştığı çadırı zi- yaret ettim. O sırada İmralı mevkufları © civardan geçiyorlardı. Polis komiseri bunları bana mezunlarını tanıtan bi mektep müdürüne mahsus iftihar hissile gösterdi. Cemiyetin kendi arasından kovmak zaruretini duyduğu bu adamlar, İmralı da öyle vatandaşlık dersleri öğrenmiş olacaklar ki Erzincanda fedakârlıkla ça- hışmak hususunda en ön safta gitmişler- dir. İmralı tecrübesinin ne netice verdi- ğine merak ediyordum. Bunu Erzincan- da öyle bir şekilde gördüm ki İmralı adasını ziyaret suretile ayni kanaate va- ramazdım. Erzincanda bir hapishans yapmak üzere İmrulıdan Erzincana elli mevkuf gönderilmesi, bunlar bir tahta barakada yaşamaları dolayısile zelzele- den zarar görmemeleri ve kerpiç bir bi- bada bulunan muhafızlarının ölmesine rağmen kaçmağı değil; derhal görenlerin yardımına koşmağı düşünme- leri çok hayırlı bir tesadüf olmuştur. Erzincan Kızılay hastanesi çok iyi kurulmuştur. Başında tecrübeli bir adam bulunduğu derhal göze çarpıyor. Yol lardaki yardım teşkilâtı da işliyor, her yerde yaralılara sicak yemek yetiştirili- yor. Hükümetin ve Kızılayın yardımlı. rından başka halk da her istasyonda trenlerin yolunu bekliyor, varını yoğunu sıkı | yaralılara vermeğe ve gönüllerini alma- ğa çalışıyor. Türk milleti felâket karşı- sında çok dikkate değer bir tecrübe ve imtihan geçiriyor. Erzincanda gö: çarpan bir nokta, Ölü eti yedikle- rinden dolayı köpekleri öldürmek lâzım gelmiştir. Fakat hemen her harabe üze- rinde bir kediye rasgeldim ki ayaklarını altıma almış oturuyor, mensup olduğu VR geri gelmesini itimadla bekliyor- a, Erzincan sahasında malümatla bera- ber resim de topladım. Amerikaya ilk vapurla hareket ediyorum. Orada Erzin- can felâketini ve Türk milletinin buna karşı olan azimli mücadelesini herkese duyurmağa çahşacak ve Türkiyenin candan bir dostu ve bir insan sfatile el- den geleni yapacağım.? ifiiyeinin GolASesİ şehitliğe götürülerek defnedilmiştir. Cenazede Vali ve Belediye Reisi Dr. Lâtti Kırdar, Vali muavin! B. Halik, Pen işleri müdürü B. Nuri, İtfa'ye müdürü B. İhsan, Belediye erkânı hazır bulunmuşlardır. Co- nazeye Belediye tarafından iki çelenk gön- derilmişti. Vazife uğrunda şehid düşen Hasapn ailesine İtfaiye sandığında birikmiş pafa- dan yardım yapılacağı gibi, ayrica da Belo- diyece yardım yapılacaktır, felâket Elifbe ile kültür elde edilir mi? (Baş tarajı 1 inci sahifede) biliyoruz, çünkü kendi kitaplarım yeni harflerle yazan ve bastıran ede. biyat hocalarının yanlışları az dedi- kodu mevzuu olmadı! Esaslı bir arapça ve farsça tahsili, hattâ bundan başka bir de eski me- tünlerin bir hoca ile birlikte tetkiki suretile ikmal edilmedikçe, yani eski saman tahsiline aynen ve tamamen, belki de daha fazlasile avdet olun. madıkça, elifbe öğrenmekten bir ne- tice çıkmaz. Bundan dolayı, çocuklar ra eski elifbe öğretilmesini faydasız buluruz. Elifbe, gençleri kültür kay. nağına götürmeğe kâfi bir vâsıta ol- saydı, memleketin bugünkü irfan manzarası biraz daha başka olurdu. Bu yola sapmak tehlikelidir de, On beş yıllık inkilâbımız henüz çok genç sayılır. Unutmamalıdır ki alfa- be değişikliği bütün inkılâpların te- melidir. Eğer türk alfabesi yanında, kültürce hiç bir fayda temin etme- yen ârap elifbesinin öğretilmesine, bazı hussuf müesseseler bunu da is- | tiyor diye osvaz verirsek yavaş yavaş | yeni &lfabe eskisinin yanında zoraki okutulan ders hâlini alır, Eski Roms- | lıların dediği gibi «Kapitol tepesi ile 'Tarpela kayasının arası bir adımlık yoldur.» Bugün inkılâbın zirvesinde bulunan türk alfabesi, yirmi beş ya- şındaki gençlerin başka elifbe bilme- melerine rağmen, henüz eskiyi kolay okuyan bir neslin kurbanı oluverir. Buna ne müsaade, ne müsamaha ede- | biliriz. Bizce, böyle bir imkânın münakâ- | şası bile doğru değildir. Kültür namı- na arap harflerine avdet dâvâsını ortaya atmakta bels görmezsek din namına şapka ile fes ve sarığın bir | arada kullanılması imkânını düşü- nenlere cesaret vermiş oluruz. Bun- lar, daima ileri gitmesi şart olan mu- azzam ve çetin inkılâp dâvâmızın mevzuu ayrı, fakat mahiyeti bir me- seleleridir. Necmeddin Sadak Cumartesi günü yapılacak maçlar Taksim stadı: İstiklil 1. - Brkek M. M. #nat 1340 da hakem İ, M Apak, Işık - Darüşşafaka 1, sant 1440 da hakem A, Adem, Şeref stadı: Saha komiseri: Nuri Örs, L. - Ticaret L, saat 1330 da Haydarpaşa ! hakem 'T. Özerengin, Sanni M. - İst, Er- kek L. saat 1440 da hakem N, Gezen. Voleybol maçları: Beyoğlu Halkevi sa- lonu: Hayriye L, - Kabataş smat 1330'da hakem 'T, Kember, Taksim E. - Yüceülkü L. saat 14 te hakem T, Kember, Boğaziçi L, - Vefa L, snat 1430 da hakem 'T. Kember. l Ankara Borsası 24 İkincikânum 940 ESHAM ve TAHVİLÂT 1085 1087 10.05 1945 Ergani 1938 © 5 ikramiyeli Sıvas - Errurum I Sivas - Erzurum V PARA ve ÇEKLER Kapanış 521 430.19 20283 8.8573 200317 693144 1 Sterlin 100 Dolar 100 Zioti 100 Pengo 100 Ley 100 Dinar 100 Yen 100 Taveç Pr. 308275 100 Ruhie — BU AKŞAM SAAT 9 da PEK so Baş Rollerde: Pransız Artisti, LALAE'nin Bayramı devam ediyor, Türk Musikisinin en nefis bir şaheseri. Türk San'atinin en nadide bir incisi... Şark filimlerinin biricik harikası olan TÜRKÇE Hurmalar altında CEMER Filmini görmeyenler... Dudaklardan kalbe akan ateşli şarkılarını duyma» yanlar... Yakıcı gezellerile mest olmayanlar, üzülmeyiniz: Bu eşsiz film bü- yük muvaffakiyetle devam ediyor. Bütün İstanbul onu görmek ve alkışla- mak fırsatını bulacak. İlâve olarak: Dünyanın en kuvvetli gözü, en hassas kulağı olan Renkli MİKİ Bu hafta SARAY Sinemasında Görülmemiş bir muvaffakiyet kazanarak, her seansda yasi salonunu hın- ca hinç dolduran mevsimin en büyük ve en güzel filmi ve Viviane Romance ve Eric von Stroheim tarafından harikulâde bir tarzda yaratılan GEBELÜTTARIK GASUSU Orijinal Fransızca nüshası Vaki Umumi talep ve ısrar üzerine Bir hafta daha gösterilecektir İlâveten: YENİ FOKS JURNAL en son dünya havadisleri. SAKARYA Sinemasında sum Görülmemiş bir muvâffakiyet ve Rağbet kazanan HACI RESUL'ün TÜRKÇE SÖZLÜ VE ŞARKILI FİLMİNİ Fazla kalabalıktan dolayı görememiş yüzlerce kişinin görmelerini teminen BİR KAÇ GÜN DAHA GÖSTERİLECEKTİR. İlâveten: Görülmemiş yeni bir film HAVAY HAYDUTLARI SMİTH BALLEY ve PAT WBRİEN tarafından ve FOKS JUR Son dünya havağisleri, «Paramunt Jurnal» Bugün iki büyük film birden Şehzadebaşı TURAN İstanbul mwuhitinin iki büyük sinemasında 1 - Yeniçeri Hasan TÜRKÇE SÖZLÜ ve TÜRK MUSİKİLİ Bestekâr Artaki, Okuyanlar: Muallâ, Numan İçlises, Hamiyet (Duygulu, Musiki: Kemani Sadi, Komani Demir Ali, Klârnet Şükrü, Cümbüş Zeki Duy- gulu, Rakkaseler: Ayşe ve Şükran, Saray eğlenceleri ilâhiler, semailer, gazeller 2 - ALTIN ARAYAN KIZLAR DICK POWELL-JAAN BLONDEL 1939 senesinin en büyük zengin dekorlar ile ve 3000 kız ve erkek İle çevrilmiş muazzam Revü filmi. Matineler 11 den itibaren başlar, MEVLÜD YENİ NEŞRİYAT Merhum Or General Yakup Şevki Subaşının vefatının kırkıncı gününe İ | (Tanıdığım büyük ada müsadif 28/1/940 pazar günü Kadı- Puadın bu kıymetli eseri çıkım: Kadiköy Halkevinden Konferans 26 İkincikânun 940 cuma günü akşa- mi saat 20,30 da E köy Osmanağa camii şerifinde öğle namazından sonra merhumun ruhu- na Mevlüdü şerif ithaf edileceğinden dostlarının ve kendisini sevenlerin bu emri hayra iştirâk ve teşriflerini Merhumun âilesi ŞEHİR TİYATROSU Tepebaşı Dram kısın Gece sapt 20,30 da O KADIN saire Gece saat 20,30 da AMCALAR EĞLENİYOR Şehir tiyatrosunun bütün hasılâtını Fe- İlketzedelere tahsis ettiği büyük müsa- meresi 5 şubat pazartesi akşamı ilk defa Kütüphaneler) mevzulu verilecektir. Herkca gelebi X Çocuk Yundan: 21/1/940 1430 da kurumumuzu, raköyde Krediliyone hi lata nahiyesi salonunda yapılacaktır. Yardım hususunda yüksek iştireklerini esirgemeyen sayın çet Bus teşekkürlerimizle Ke, rif etmelerini rica ederiz. bir konferans dileriz. UN k kongrusl 28/1/940 ta- pazar günü saat 10 da C, H. Partisi binasında yapılacaktır. Kayıtlı üyelerin o gün ve saatle teşrifleri rica olu- nur. Müthiş heyecanını... Harikulâde mev- | zuunu... Nefis oynayış tarzını... Asla unutamıyacağınız SENENİN EN GÜZEL EN MÜKEMMEL FRANSIZ FİLMİ N ÜMİT Wswk JEAN GABIN- ARLETİIY Filme ilâve olârek: FOKS DÜNYA HAVADİSLERİ. DİKKAT: Bugün saat 2.30 - 430 ve 6.30da son defa olarak CEBELÜTTARIK CASUSU Türkçe sözlü