Gece kahvelerinde Neyzen Tevfik Seyahatlerin yalnız «mekân içre» değil, «zaman içres de, «içtimai taba- kat içre» de yapıldığını, eskiden bir yazımda anlatmıştım. Trene yahud vapura binip Avrupaya gidersek; bu, «mekân içre» seyahat... Fakat harp yardır, paran yoktur; yahud diğer se- bebler mevcuddur; bulunduğun şe- hirde «zaman içre», «içtimai taba- kat içre» gezin; her halde birincisin- den daha az oyalayıcı değildir. Filhakika, Beyoğlunun mutad hal- Jerile meselâ gece üçten sonraki vazi- yeti arasında bir benzeyiş buluna- maz. Hele barlar kapanmağa başladık. tan sonra, sabahçı pastahanelerinin sinelerinde toplanan tezadlar pek garib oluyor: Dünyanın dört bir ye- rinden gelmiş güzel artistler ve yan- larmdaki cüzdan dolu baylar bir grup teşkil ediyor; yatacak yeri olmi- yanlar başka grup; ve bunlar komşu masalarda oturarak çay içiyorlar. Sabahçı pastahanelerinde yarım sa- at geçirerek tefelsif etmek, Insan tipi tedkik etmekteki zevk değil. Şehri. mizin halkı arasında olsun, misafir. lerimiz ecnebilerden olsun, seri hari- cindeki insanları daima buralarda bulmak kabil, Fakat bazı geceler sa- bıriı, bazı geceler de pek dikkatli ol- malı. /-- Bu zat kim?» Sualine cevap erecek tecrübeli bir arkadaşınız da yanınızda olursa ne hikâyeler, ne ga- ribeler... Bir kaç gecedir sabah iklimine mü- İevercihen «zaman içre» seyahat et- Mmekteyim. Beyoğlunda meşhur musi- kişmas neyzen Tevfik'e rastlıyorum. 'Tabiatile derhal şu beyit akla ge Jiyor: Polâsparel rindi bedüş, küse bekef, Zekâtı mey verilir bir diyare dek gideriz! Fikret'in «Aslan kalbi kap- Ian göğsüne sığmamışı tabiri de bu maderzağ sonatkâra uygundur. Şeyh Gelihin «bir şulesi var ki şem'i canın, fanusuna sığmaz asımanın» beyti, keza... Bizzat Neyzen: «Anamla babam benim vücudüme sebebiyet veriderken baldıran mı ye- misler de hüviyetim böyle zehir do- Tu? diye şikâyet eder, Cemiyetin tuzu biberi mesabesin- de insanlar vardır. Neyile, dervişane sörlerile, irlicalen ortaya atıverdiği manzum yahud mensur lâflarile, in- sam ra'şelendiren sihirli gözlerile, Kudret'in yuğurduğu muntazam bi çilmiş başı ile, gümrah ıvıreik kar snçlarile emsalsiz bir yaradılışta in- san olan Neyzen Tevfik ilzerine cemi- yetimizin alâka ve ihtimamı tekrar temerküz etmelidir kanaatindeyim. Sant dört buçuktan sonra, polisler bütün sabahçı pastahanelerinin ka- panmasını isterler. İlk kahvehaneler açılana kadar bir müddet artık hiç bir barınak kalmaz, Böyle bir zaman- da, Neyzeni nereye gideceğini tayin edemez vâziyette görüyorum. Tatil lerinden istifade ederek bir gecelerini Beyoğlunda geçiren bir üniversiteli. ler grupu meşhur sanatkâr ortala” rma almışlardı, Kendilerinden öğren- dim ki, demin yarım saat kadar bir İskemle üzerinde uyumuş, uyuma mış; yeniden «hayata» başlamak için gün doğmasmı bekliyor. Bazen zekâsının kıvılcımı beynini kaplıyan küller arasından fışkırıyor. du; — Üç gecedir dikkat ediyorum: Hep sakalını traşlı görüyorum... Ma- | mamı isterim. AKŞAMDAN AKŞAMA Felâketzedelere yardım İstanbulda toplanan para 911,802 lirayı buldu Kizılayın merkezile kaza şubelerine bay- ram önlerinde yapılan teberrüatın yekü- nu 23397 lira 75 kuruştur. Bu mikdar ev- velki yeküna ilâve edilirse İstanbul halkı- nın Kızılaya yatırdığı para 911802 Mra 11 kuruşa yükselmiştir. Dün vilâyte bazı mülk sahipleri davet edilmiş, bunlar yapacakları teberrüat hak- kında teahhüdlerde bulunmuşlardır. Em- lâk sahipleri bugün de davet edilecekler- dir. Dün de şehrimize Erzincan ve havalisin- den 28 kişi gelmiştir. Samsun vilâyeti fe- liketzedelerin iskânı için yapılacak inşaat için 500 sandık çivi istediğinden bu çiviler bugünlerde satın alnırak Samsuna gön- derilecektir. Yabancı memleketlerin (felâketzedelere yaptıkları yardım devam ediyor, Dün de şehrimize Fransadan mühim mikdarda tabbi ceza gelmiştir. Şehrimizde bulunan felâkeizede Frzin- canlılar namına Erzincan Halk Partisi idare heyeti relsi ve gazetemizin Erzincan muhabiri B. Mustafa Hatunoğlu Relzieim- hur İsmet İnönüne bir telgruf çekmiş, fe- likel gününden itibaren şimdiye kadar hükümet resmi makamlarından, Kızılay” dan gördükleri büyük'yardım etrafında derin minnet ve şükranlarını arzetmiştir. Valinin beyanatı İstanbul Vali ve Belediye Reisi Dr. Lütfi Kırdar bir muhartirimize şu beyanatta bulunmuştur «Zelyele felâketi dolayısile vilâyet, kara ve mahiyelerimizde teşekkül eden milli yar- dım komitelerinin bügüne kadar temin et» tikleri teberrü yekünu bir milyon liraya yaklaşmaktadır. 'Teberrü hususunda bir kolaylık olmak zere ayrıca teşkil edilen tali Komitelerin vazifeleri bugünden itiba- ren merkez ve kazalardaki mili yardım kömitelerine intikal etmiştir. Vatandaşla rn bu komitelere müracaatla teberrülerini yapmalarını rica ederim. Armatörler toplandı Kömür fiatlerinin artmasi meselesi görüşüldü Dün öğleden sonra şelirimizdeki arma örler Mıntaka Liman relsliğinde, Liman reisi B, Refikin başkanlığında toplanmış- lardır. Haber aldığınıza göre, toplantının mevzuu, son günlerde vapur kömürleri fi- atierinin artmasıdır. Manmafih diğer ya- kacak maden kömürleri fiatlerinde de yük- seklik olduğu ayrica kaydedilmiştir. Ar- matörlerin söylediğine göre, evvelce tonu 11,5 Viraya satılan kömür hâlen 14 Mraya satılmaktadır. Kömür nakliye masrafları- nin da bon başına 2 liradan 4 Jiraya kadas yükseldiği görülmektedir. Karndenizdeki fırtına yüzünden şehrimize az miktarda kö- mür gelmektedir. Münakalât Vekâleti, vaki şikâyetleri nazarı dikkate alarak bu top- Yantının yapılmasını alâkadariara emret- mişti. Toplantıda varlar nelicelr, bir ra- porla dün akşam Vekâlete arzedilmiştir, anana şallah... — Tabii... Anglo Sakson usulünü takib ediyorum... İstihzasının oku, bu sefer, kendine de saplanıyor. Sonra birdenbire hazinleşerek, ba- na: «— Bir yazını okudum! - diyor. - Kendisine istihfafla verilen bir sada- kayı kabul etmiyen bir necib ruhlu çocuğu tasvir ediyordun!.. Atiyor; parayı suratlarına atıyor... Bunu kaç kere okudum, ağladım!» Ve birlikte şu beyti tekrarhyoruz: Lism değil inayeti ehli tekebbürün, Bahşeyladik atâsını veehi abununal Neyzen Tevfik için kimseden inayet temenni etmem. Onu rencide cimi. yecek bir «cemiyet alâkasi» ve ihti- (VâN0) Karilerimizin mektupları Şehitlik yolu Edimekapı şehidliğinin imarı gerek şehiditikleri imar cemiyeti buraya defnedilen cenaze sahipleri, büyük fedakirlik sarfediyorlar, Bu suretle şehidlik, son birkaç gene için- de şehrimizin eldden mamur bir me- zarlığı olmuştur. Ancak Edirnekapı ile Rami arasındaki yol çok boruk oldu- Bundan yazin kesif bir tozdan, kışın da derin bir çamur tabakasından geç mek kabil olmuyor. Bu yol, ismen geçen sene gelişi güzel bir halde ya- pılır gibi oldu. Fakat sık &ik geçen otomobilere, srabalara o mukavemet &demedi, ilk yağmurda çamur derya- sına döndü. Yolun bugünkü perişan hall şehldliği ziyarebe imkân birak- mijor, cenazeye gelenler rahatsız olu- yor; binlere Ilra sarfile şehidlikte ye- tiştirilen ağaçlar da mabvoluyor. Bu yol, ayn! zamanda Rami köyü gibi ka- labalık bir semtin şehir ile yegâne mu vasala vasıtasıdır. Binaenaleyh bele» diye mi, nafıa mı hangi daire alâka- Garsa biran evvel bu semeti bü çamur deryasından kurtarmalıdır. — Ml. 5. Tehlikeli bir necra Gedikpaşa - Ieminsinan mahallesi- nin Pertevpaşa caddesindeki umumi mecra Dotuktur. Her yağmur ve kar- dan sonra her sene mutiska bir çok yerlerinden çöker, Derin ve tehlikeli çukurlar açılır. Günlerce haftalarca bühassa karanlık gecelerde yolcular için çök tehlikeli vaziyette açık kalır. Gürler geceler geçer; nihayet İki ki- şilik bir tamirel ekipi gelir, kendi ken dilerine yalan yanlış tamir ederler, Fakat bu esfer başka başka yerlerden bir ayak darbesile diğer çöküntüler aşılır, Temelleri kalmıyan ve çok eski olan ve caddenin boyu kadar uzun olan bu mecranm esaslı bir survlie tedkik ve tamiri lâzımdır, Senede bir- çok defa çöken bu derin çukurlar gü- nün gecenin birinde ve ma- sum bir yolcunun hayatına mal ola- caktır. Nitekim mahsilerin osakinle- rinden bir beyan gece evine nvdet ederken ayağının basliğı caddenin tami ortasından geçen bu çürük mecra yo- Tu çökmüş; zavallı kadın !ki metre ka- dar derin çukura yuvarlanmışlır. Man. tosu yırtılmış, ayakları, elleri berelen- miş, zedelenmiş, çukurdan çıkamamış. tar, Uğraşmiş, bağırmış nihayet bir erkek ve kadın yolcunun yardımilş bu için gerek bir akibete uğramaması için bu pis çu: kurun derhal kapatılmasını, kabil ise bu mecranın fen memurları tarafın- dan muayenesini dileriz. Bir yolcu Seyrüsefer işleri Karaköy, Taksim meydanla- rına işaretler konacak, işaret kulübeleri arttırılacak - Son zumanlarda Beyand meydanında yapıldığı gibi Karaköy ve Taksim meydan- larının da seyrisefer bakımından tanzimi karârlaştırılmıştır. Bu itibarla beynelmilel İşaretleri havi lâvhalar hatırlanmıştar. Bunlar, beş günc kadar yerlerine kona- caktır. Kâvhalar, taksilerin, hususi oto- büslerin, otobüslerin meydanlarda nere- lerde duracaklarını gösterecektir, Bundan başta seyrisefer imüsmelâtini tanzim eden İşaret memurlarına Muhsus olarak Şişhane yukuşunda, İngiliz sefare- tinin yanında konulan üstü şemsiyeli işa- rot kulübelerinin şehrin diğer münasip yerlerine konulması da kararlaştırılmış ve kulübeler sipariş edilmiştir. Bu suretle yakında şehrin on yedi muhtelif yerine bu kulübeler konulacaktır. Kulübelerin zemine yakın kısımları da elektrikle ten- vir edilecek, bu suretle uzaktan görülecek- lerdir. Ihtikâr komisyonu Yeni kümesi alkil dair tedbirler görüşülecek İhtikâr komisyonu bugün saat 11 de Mintaka Ticaret müdüntüğünde toplana- caktır. MWMN iklisadı koruma kanunu- nun kabulünden sonra yapılan bu toplan- taya ehemmiyet verilmektedir. Bugünkü içtimada, ihbar edilen ihtikâr mevzuları otrafındaki mütemmim ei görden geçirilecek, ve yeni kanunun . katına ni ihzari tedbirler tedkik edilecek- tir. Ticaret Vekili, şehrimizde bulunduğu müddet zarfında kanunun icrai hükümle- rine alt hususları, tatbikat ile oki de ire şeflerine o tekrarlamıştır. ari bugün yarın şehrimizdeki alâkadarları tebliğ edilecektir. * Otobüs seferleri çoğaltılıyor On kuruş mukabilinde Eminönü ile Tak- sim arasında yolcu taşıyan otobüsler bir- çok yolcu maklettiklerinden, Belediyede toplanan kom'syon, bu usulün Yenişehir - Eminönü, Eminönü - Edimekapı, Eminö- nü - Topkapı, Beşiktaş - Taksiın arasında da tatbikine esas itibarile karar vermiştir; Bu hatlarda işliyen otobüslerin yolcu başi- na kaç kuruş alacakları da tesbit edilecek- tr ARM rn A yakalandılar Emniyet müdürlüğü kaçakçılık bürosu memurları İhsan, Ahmed, mensucat taci- ri Haralambos, bir müessessde tahsildar Angelos, Kadıköyde Arap İsmaili İsininde- ki şahısları muhtelif mikdarlarda heroin Salarlarken yakalamışlardır. Kaçakçıların hepsi adliyeye verilmişlerdir. Töphanede Boğazkesende Karakaş Ah- medin evinde esrâr içmekle olan Ihsan, Adil, All isimlerinde üç şahıs, polisler ta- rafından yakalanmışlar ve dün adliyeye verilmişlerdir. , Ölüm cezasına çarptırıldı Katil, mahkemenir kararıni sükünetle dinliyerek salondan çıktı Nürm adında bir hırsız bundan üç sene evvel hırsızlık yapmak üzere Dizdariyede maksidile kolunun içinde sakladığı biçağı çıkarıp Hasan Basriy! gırtlağından yaralayıp öl- dürmüş ve oğlu Rıdvanla Şükrü, Mustafa, Hasan adında diğer bir polisi de yaralamışlı, mahkemesinde yapılan muha- keme neticesinde Nâzımın on dokuz sene ağır hapse konulmasına, o kadar müddef kanuni mahcuriyet altında. bulundurulma» sına ve müebbeden âmme hizmetlerinden meminuiyetina karar verilmiş fakat temyig mahkemesi birinci ceza dairesi bu kararı Nâzımın aleyhine olarak nakxetmiştir. Birinci ağır ceza mahkemesi dün Nâzi- mın yeniden muhakemesini yapmış ve he« ticede kendisinin hursızlık maksadile gir- diği evde bu suçunu Kapalmuk için adam öldürdüğü ve yaraladığı sabit yörüldüğün- den Türk ceza kanununun 450 inci mad- desine göre ölüm cezazına çarptırılmasına karar verlimiştir. Hakkındaki ölüm kararını sükünetle din- Hyen katil Nâzım jandarmaların arasında soğukkanlılıkla yürüyerek muhakeme sa- lonundan çıkmıştır. Mahkemenin bu kararı da usulen temyiz mahkemesine gönderilecektir. Dün fazla ihracat yapıldı Dün, mevsimin en fazla ihraç yapılan günlerinden biri olmuştu. Dünkü ihracatın nakdi tutarı 400 bin liradır, Dün bilhassa İngiltere ve Fransanın, Almanyadan açi» lan mevkie tamamen tosahüp ettikleri gö- rülmüştür. İhracat piyasamızda, İngiltere ve Pransadan başka, ikinei derecede ahei rolünü İtalya oynamaktadır. Dün İtalyaya Ticaret birliklerini istemiyenler var mı? | | dürlerine 1000 Era maaş verileceğini, birliklerin zorla teşkil edildiğini iddia etmektedir. Bu iddialar doğru değildir. Hüseyin Avni “...0000na aa SEREN, RENE EEEEEEAA EEE Türk - İngiliz - Fransız ticaret anlaşması Türk - İngiliz - Fransız ticaret anla sının metni, dün Gümrükler başmü Züne tebliğ edilmiştir. Anlaşmanın takastır. Yalnız, teşrinisani nihayetine ka- dar haklarında beyanname verilmiş mal. Jar, tarife numaralarına bakılmadan, yelce verilmiş kontenjanlardan sare: memiş olanlara mahsup edileceklir, Kânu- nuevvel başından şubat sonuna kadar be- yannameleri tesçil edilecek olan kiiringü mallar için de merkezden tahsisat iztene- cektir, Şoförler tekrar belediyeye müracaat ediyorlar Taksi şoförleri ötedenberi plâka rüzu- mundan şikâyetçidirler. Bu rüsumu öde- mekte müşkülât çektikleri için, vaktile Be- lediyeye mürscaat ederek, plâka rüsumu mukabilinde bensinin litresi üzerinden mu ayyen bir miktar alınmasını istemişlerdi. O zaman Belediye Fen heyeti bu müraca- ati tedkik ederek yerinde bulmuştu. Fakat, sonra iş yüz üstü kulmış, bir kararı baf- lanmamıştı. Halbuki o zamandanberi lak- sl goförlerinden çoğu, plâka borçlarını öde maemişlerdi. Sofürler bu eski taleplerini teke rar yapacaklardır. Şayet bu usul kabul edi- lrse taksiler, çalıştıkları müddetçe bu rü. sumu vercopkler ve şöförler bunu hisset yeceklerdir. Belediya bu mevzuu yeniden tedkik edecektir. aa m m mma Mesud bir nikâh Mülekald erkâniharp miralayı Kösem kızı Müveddetle mütekaid miralay Sadet- tinin oğlu erkânıharp yüzbaşı Saliha dinin nikâhları Kadıköy Belediye salonun- da dün yapılmışlır, Saadetler temenni em . — Hani adam meselesi vardı bay Amca... -- Avrupalı âlimler, kendi kendine İ yürüyen... bir zamanlar bir sun'i! B. A, — Evet, Avrupa Üleması şim. di aksi çareleri aramakla meşgul!...