Yarının dünyasından haber : 6 Harp vaziyeti ne şekil alırsa alsın, Amerika bu defaki sulh müzakeresine seyirci kalmıyacaktır | Dünyanın Amerikadan görünüşü | Amerikalılar harekete, mücadeleye bayılan adamlardır, Delice bir merak- ia takip ettikleri futbol, beyzbol, boks maçları, nihayet hakiki mücadelenin bir taklidinden ibarettir. Milyonlarca insan birbirinin boğar gına sarılarak bütün bir kıtayı sahici bir boğuşma meydanına çevirince Ame. rikalıların böyle bir manzarayı derin bir heyecanla seyretmeleri ve mücar delelerde şu veya bu tarafı tutm rı çok tabiidir, Bütün bitaraf! kırdılarına rağmen Avrupa harbine karşı cidden bitaraf sayılabilecek bir tek Amerikalı yoktur. Amerikada çokluk candan demok- Tasilere taraflardır. Amerikan varlı- gının temeli hüriyettir. Bütün nok- sanlarına rağmen Amerikan devlet gemisi ancak serbes ve geniş müna- kaşa sayesinde selâmetini ve hızını muhafaza edebilmektedir. Amerika- kların çoğu hürriyeti zincire vuran rejimlere düşmandır. Bundan başka inkişaf halinde bir iktısadi sistem sı- fatile de Amerikanın, dünya üzerin- de barış ve emniyet hüküm sürmesi- ne ve yarının hesap edilebilir bir hal- de olmasına derin bir alâkası vardır, Tecavüzü iş edinen » itibarla da manlarıdır. Çokluğun bu açık meyline rağ a diğer tarafı tutan azlıklar eksik değildir. Yalnız garibi şu ki sa- yıları yirmi iki milyona varan Al man aslından Amerikalıları bu az lıklar arasında sayamayız. Geçen harpte Alma: tarafını tutan Ame- rika Almanlarının çoğu bugünkü AL man rejimini benimsemiyorlar, ak- sine olarak rejimin hürriyeti yıktığı. na ve hakiki Alman kültür ve ilmini kökünden baltaladığına kati bulu- nuyorlar. Amerikada Almanca olarak çıkan Nevyorker Staats Zeltung gi- bi belli başlı gazeteler, harbi Alman- ığa karşı değil, Almanları ezen bir #isteme karşı açılmış bir hareket di- ye karşılıyorlar. Bunların Hsanı, di- ğer Amerika gazetelerinin lisanından farksızdır. Şikagonun şimalinde Milivankes gehri vardır ki Alman dil ve kültürü. nü tamamile muhafaza etmiştir. Sön Amerikada bulunduğum sırada bu şehre yolum düştü. Gördüm ki hal- kın umumi hisleri tarihi Almanlıkla beraberdir, fakat bugünkü reji Alman varlığının tabi! bir ifadesi di. ye benimsemekten uzaktırlar, Amerika Almanları arasında nazi hareketini Bund adında bir teşekkül temsil etmektedir, Amerikalılar bu teşekkülün çalışma hedeflerini hiç beğenmemekle beraber buna karşı hiç bir cephe hücumu yapmamışlar- dır. Hatta Bundun toplantılarını hal- kın hücumundan korumak için dai- ma polis kordonları kurmuşlar ve Amerika vatandaşlığı sıfatını taşi- dıkları halde Alman menfaatine bağ- k olduklarını gizlemiyen bir takım, adamların Amerika aleyhindeki atıp tutmalarına seyirci kalır gibi görün- müşlerdir. Fakat Amerika kongresi. nin hususi bir encümeni, bu davayı bambaşka bir bakımdan ele almış. tır. #Amerikalılığa uymayan faali. yetleri; araştıran bu encümen, ko- münizm hareketile beraber Bundun faaliyetleri hakkındada çeşid çe- şid şahitler dinlemiş ve duyduk- larımi günü gününe gazetelere ver- miştir. Bu arada Bundun reisi Fritz Kuhn adında bir adamın teşekküle ait paraları kullanarak ne gibi bir bayat geçirdiği, evli olduğu halde önüne gelen kadına nasil evlenme teklifleri yaparak iğfal ettiği meyda- na çıkmıştır. Neticede Bund Ameri- kada güya propaganda yapmak için kurulmuş iken, Alman davası hak- kında köşede, bucakta ne kadar doşt- dan çoğunu yoket- nlerini | ur. & uhn de Sir | diktatörlük hare Yazan : larını zimmetine geçirdiğinden dolayı yedi sene hapse mahküm edilmiştir. Bütün demokr memleketlerde diktatörlüğün bir anda kararlar ve- rerek icraata girişmesini bir meziyet sayan ve demokrasinin bu bakımdan geri olduğunu zanneden adamlar ek- sik olmamıştır. Hiç şüphe yok ki Al manya birçok sahalarda süratle yol alırken ve hele bfr aralık silâh yarı- çini göz göre göre kazanırken, Ameri- kada da nazi mikroplarının tesirini duyan insanlar vardı; Fakat netice, halkla beraber çalışmadan ve onların görüşünü temsil etmeden girişilen faaliyetlerin kuru gösterişten 1ba- ret olduğunu göstermeğe başlayınca Amerikadaki nazi dostlarından Çç0- gunun gözü açılmıştır. Bu gibiler, erinin, belki de bir dönüm nokt da fevkalâde bir vaziyete muvakkat deva olabileceği- ne, fakat bundan sonra devanı edin- ce ancak tecellisiz ve kof mahiyette işler yaptığına ve memleketin yarı- nını bedel diye ödediğine kall olmuş- rdır. Diğer ifrat hareketi olan komü- nizme gelince hiç şüphe yok ki ko- ünizm Amerikada çok gayretle ça- iş ve çok taraftar , i din bağları sarsıhrkon, komü- nizm moda halinde bir din şeklinde ortalığı tutmuş ve birçok boşlukları doldurmuştur. Eskiden serbes görü lü fikir adamları diye tanıdığım ba- 3 muharrirler arasında öyle komü- nistlere râsgeldim ki Amerikan İs- tiklâli fikrini bile feda etmekte tered- düt etmiyorlardı. Yarın Rusyanın idaresi altında kurulacak bir dünya federasyonunda Amerikanın bir hal- ka halini almasını hoş görüyorlardı. Saplanmış bir itikadın nasıl din ta assubuna benzer şekiller alabilece- ğini ve olgun bir fikir adamının gö- Tüş kudretini nasıl yokedebileceğini bu adamlarda gördüm. Hiçbir mese- le hakkında şahsi fikirleri yoktu. Akıllarını hiç kullanmıyorlardı. Ye- ni .bir vaziyete dair henüz Mos kovadan emir ve işaret elmemişse hiç ağızlarını açmıyor, münakaşadan çıyorlardı. Kongrenin Ame: mayan İâreketlerle meşgul olan en- cümeni komün ile de uğraştı Şunu ortaya kı ki birçi samimi bir içtihad mesele: terdikleri vaziyet, yabancı bir memle- ketin en ne körü körü olmaktan başka bi: cümenin neşriyai kudretini hı larının gi manya alılığa lâyık ol aklını Kullanmak ayoetmiyen birçok- Sovyetlerin A! hiç şüphe yok ki d ler yaplı ve Amerikadaki komünizm hareketinin hızını her vakit için kırdı kiden İleri bir fikir hareketi ve bir kurtu luş ideolojisi karşısında olduklarını sananlar, geri bir ancı emperya- ve âleti haline indikleri. ıdiyaya karşı olan töca- açılmamış olan gözleri tamamile açtı. Küçük bir milletin, varlığını va , büyük çeşitte bir milletin tecavüzüne karşı koru- ması ve ölesiye çarpışmayı göze al ması, her vakit, her yerde sevgi İ karşılanacak bir manzaradır. Fakat Amerikanın Pinlândiyaya ayrıca hü- susi bir bağlılığı vardır. Amerika dünyanm her memleketi. ne borç para verm, e sonun- da borçlarını öde ılar aptal kızmuşlardır taahhütlerini tutmay re bir daha borç para dan Conson anan Amerik, nden hemen çıkmıştır. Bu kanunun şümulü haricinde ka- vüz, henüz en rey | Jan iki memleket vardır ki Türkiye (Ahmed Emin Yalman ) I | | | i Mindiy ile Finlândiysdır. Finli senelik taksiti 242.000 dolar bir borcu günü gününe ödemek su- retile borç ödeyen biricik memleket mevkiini kazanmışlar ve bu mevkile- rinden büyük ölçüde istifade etmiş- lerdir. Helsinki belediyesi Nevyorkta otuz milyon dolarlık bir istikraz yap- mış, bunu Finlândiya hükümetinin diğer istikrazları takip etmiştir. Pin- ecavüze uğrayınca Export bar teşebbüslle derhal on milyon dolarlık | bir eredi açmıştır ki o sırada Finlân- | Jaka bu harbe de karışaca Posta ittihadına dahil olmıyan ecnebi n silinmek teh- ordu ve mali yoktu diya dünya yüzünde: lkesine maruz b ölçü ile hiç kı en Amerika gazetelerinde merikalılar, yapı- Finlândiyahların k vemetini o kadar kangre bitaraflık kanununu Finlân- diya lehine değiştirmek, yüz i beş milyon dolarlık yeni bir ikraza lândiyanın beğe edilince 400 tayy kan pilotu gönderile- ında da birri t çıkmış. Finlâr ol şunu gösteriş - adam ruhunu harici siyasetten'uzak tutamıyorlar, gürül- tüye karığmamak yolundaki bütün kararlarına rağmen netice isli #lâp ol tarafıığına en çok taraftar olanlar bile şunu inkâr edem giltere ve Fransa mağlüp mn is dadı gösterirse ve Amerikanın ileride Alman hegemonyası ile tek başına karşılaşması tehlikesi hasıl olurse Ameriks geçen defa yaptığı gibi mut- ktır. Bun- di, İngiltere ve Fran- a Alman rejiminin ve Amerikanın RMASIĞIK, kil alır. Amerika ne seyirci ceği yol da, galip htiraslarına mağ malârıni, millete müsavi surette yaşamak verecek bir barış ve anlaşma sını ve bu kadar fodakârlık- düz hakiki bir € Adanada kış sporları Adana (Hususi) — 'Toroslarda kar, artık bütün araziyi kaplamıştır. Bu Halkevi kış 8por- bugünierde Toroslara çi- ak sporları yapacaklardır. Abone ücretleri Türkiye Benebi EENELİK 6 AYLIK $ AYLIK 1 AYLIK il , 40 “0 » 20 1400 kuruş o 2700 kuruş , , DA e ey memleketler; Seneliği 3600, #5ta aylığı yluğı 1000 kuruştur. 5211 için yirmi beş kuruşluk pal göndermek lazımdır Kasım 69 İkindi Akşam Yatsı 20 iş Zilhicce 5 | daha oldu ve | reşimeğe başladık. Di, | Kimle seksen yaşındaki annemin otur- 165 Kânunusani 1940 — Erzincan felâketzedeleri Erzincan muhabirimiz Zelzele gecesini ve onu takip eden günleri anlatıyor Merdiven yıkılmıştı. Alt katın damına oradan m bahçeye atladık... Erzincan ve | bavalisinden İs- tanbula ge len felâketze- deler arasında | gazetemizin Er. zincan muha- biri ve Halk parti Erzin. can idare höye- ti reisi B, Mus- tafa Hatunoğlu da vardır. B. Mustafa Ha» tunoğlu, 14 ki- İ şili ailesi etra- rasında DES. yı ymstnta Hatunoğlu B. Mustafa Hatunoğlu ile Erzincan faclası etrafında görüştük. Bize şu izahatı verdi — Felâket gecesi mutadım veçhi- le, saat 9,5 la 10 arasında yalmıştım. İki katlı evimizin üst katındaki orta Odada yalıyordum. Evde refikamla ikimizden büşka kimse yoktu. Sokağı mızdaki evlerin çoğu, valdeme, kar- de e ve diğer akrabamıza aitti. Ben, derin bir uykuda idim. Bir ara- sarsıntı ile bl üzerime 1. Biran içinde vukua gi sarsıntı ile tehlikeyi a çök Üni düşünerek ve tehlikeyi tahfif et- mek düşüncesile refikamı karyolanın altına soktum. 'Tam bu sırada ikinci bir yatak odamızla me ven başı arasındaki Viğdad! yıkıldı, Bu apansız oldu ki rine yikildı, ç ia a riplir; bu sarsıntıya rağmen odada döşeme ve karyola devrilmedi, ye rini muhafaza etti. Bizi uykudan uyandıran İlk sar. sıntı şakuli, ikinci sarsıntı da ufki idi. Bu esnada merdiven de yıkılmış- tı; üçüncü bir zelzele ile odanın dö- yıkılabilirdi. İkinci sarsıntı ilanın bitişiğindeki duvar 80- kak e yuvarlanmıştı, Yıkan d r aralığından «li ka- tm damına çıkabikmeğe imkân var- dı, Bütün kuvvetimi topladım, aya- ğ tarabı , Açılan duvar bura bise ile bahri çıkt tığımız zaman her taraftan feryad- flar yükseliyor; feryadlar «Anneciğim dım!s gibi boğuk, hıçkırıklı hitar geliyordu. Kar başlıyor Bu esnada büyük baliçemizin bir tarafında kardeşlerimden. birini gör- düm; oturmuş yıkılan evinin enkazı üstünde ağlıyordu, Hepimiz çıplak ve çorapsızdık; bahçede evvelce yağan karın üstüne basıyorduk; bu siradı rüzgâr şiddetlendi ve tekrar kar yağ mağa başladı, bunun tesirile de tit bir birade- duğu ev yıkılmamıştı. Fakat evin içi ne girmeğe sokağa dökülen enkaz manf oluyordu. Kardeşlerimden birile pencereyi söktük. Evin içine girdik. valideyi dışarıya çıkardık ve annemin evinden çıkardığım yorgan, yatak ve şya İle barınacak bir yer kur- ; kadınları buraya soktuk. iz, bu işlerle meşgulken istimd dları daha acı ve kuvvetle yük- rdu. Komşularımızdan Malat- izım İsminde bir genç vardı, » yeni evi İdi, bu adamcağız beline kadar toprağın içine gö- mülmüştü, Karısı bir hayli uğraş mı Bu bedbaht kadın kocasını kurtaramayınca bizden istimded edi- yordu. Fakat elimizde kazma, kürek gibi vesait yoktu, Bizler de , yaralı, yorgun ve takatsızdık. Zavallının Üs- #üne yıkılan enkaz yığınını kaldıra- madık. Bir şey yapamıyorduk. Zaten kimi; hangi felâketzedeyi' kurtarabi- Urdik? Çöken evlerin altında kalarr lar; bir, beş, on kişi değildi: Yüzler. ce insan; erkek, kadın, çoluk, çocuk inliyor, çırpınıyordu... Bir ana, be- ba; bir kıyamet günü idi Zavallı Malatyalı, beğira bağıra; feryadlarını bize işittire, işli Kardeşlerimden Ahmâdin kılmış, üzerlerine dam çök: Güç kendilerini kurtai Ahmed, çocuklarından bir $ı da diğer bir çocuğunu kur ; ti. Fakat üç, beş ve sekiz yaşlarında. ki çocuklarından üçünü kurban ver- diler; zavallı yavrucakların ölülerini bir gün sonra çıkardılar Askerin yardımı Erzincan, 36 mahalleye edilmiş bir şehirdi; mal tarafında ve bir yamaçladır. Bu saha zelzeleden mahfuz kalmış, kışla yıkılmamıştır. Bunu da ancak sabah olduktan sonra anladı Sabah olunca erkenden asker imdadımıza Koştu, kış yığınınm neresin Yunduğunu anlamak İmdada gelen asker, bü zedeleri du. O gün ndaki yaralıları kur gul vardan topçu r, â i yetiş- sal | Kurtarma ameliyesine başla kerin felâketzedeleri terdiği gayret vi tten sonr mümkün mertebe tedarik gimiz çadır içinde barındık. Yıkılmamış ancak bir iki bina kaldı bildi. daha yer de Kem mağâzayâ da bir zavallı lâtilin cesedi de enkaz sından çıkarıldı, Erzincanda yıkı! dık cami kalmamıştır, Erzincan, şimdiye kadar üç, dört şiddetli zelze- leye maruz kaldığı halde bu tarihi camilere bir şey olmamıştı. Hatta Akkoyunlar zamanından kalma 600 senelik Ulu cami de bu son hareketi arza mukavemet edemiyerek oyıkıl- mıştır. Bundan başka yine tai dan olan Hacı İzzet paşa camli de ki evkaf tarafından tamir ediliyo çökmüştür. Mekteplerden de hiçbiri kalmadı. Seksen yaşındaki annem, Erzin. da bu kadar şiddetli olmamakla be- rTaber bundan 60 sene evvel yine bir ük tahribat yaptığını at ozaman camilere, ara bir şey olmamıs, zele de şehirde hayli bata sebep olmuştu. Şehir, mevkiinde deği F imiş. O zaman birçok binala dığından yeni tesis edilen şehri bi: daha yukarıya almışlar ve şimal te rafında kurarak Firat kenarını terk- etmişler Lâkin o vakit, şehir için yeni bir saha intihap ettikleri sırada bu tercih, bir tetkik mahsulü değil di. Gelişigüzel diğer bir sahayı seç- tikleri şimdi anlaşılıyor, Yiyecek ve sıhhi yardım Sabah olunca, İlk şaşkınlık geçin- ce, sağ kalanlarımız, kendi evlerinin enkazını eşeliyerek evlerindeki yiye ceklerden ölmiyecek kadar bir şey tedarik edebildik. Bir gün sonra da (Devam 10 uncu sahifede), binalar. büyük bi cak bu 7€ an- tahri- şimdiki