AKŞAMDAN AKŞAMA A Yeni “inşa,, formülleri Eskiden inşa kitapları vardı. İnsan, Pratik hayatta yazacağı mektupların türlüsünü bunlarda bulurdu. Hattâ galiba okuyacakları da!! Zira şöy- le hir hikâye işitmiştim: Köylü, hocaya bir kâğıt uzatmış. — Göz gesdirirmisin, neymiş ku- zum, efendi! Molla basretleri, aheste beste, pür vakar ve pür azamet, cebinden göz lüğünü çıkarmış, Kutuyu açmış, hoh- ermis, camları güderi ile silmiş; gö Yüks Lakmuş ve «okumağa» başlamış. — «Evvelâ hatırı nâzikânelerini Sual ederek ellerinizden büs ederim...» | Köylü hayretle: — Aman, hocafendi, bu kâğıd köy- den gelmedi; birinin bana borcu vur; ondan aldim. — E, öyle söylesene ben de sened gibi okuyayım!!... Cahaletin olduğu kadar inşa for- mülerinin karikatürü. Elbette eski tarz şimdi cari olamaz. Zira karışık ibareydi. Ve ondan bâlâ yakamızı sıyıramadık. Halkımızın ka- | leminden çıkan ve gazetelerde intişar | eden «evlenme», «vefat, «teşekkürs | Hânlerından bunu anlıyorum. İ ak Menteşe mutasarrıfı Vahid Paşa- Arısdi divanı hümayun ketebesinden İBir gözü ameliyatla çıkarılan n bey merhumun kerimesi, İş ü erinden bay Avnullah Er- | im daha...) ların validesi, | anın falancasj (on beş satır) bayan müptelâ olduğu rahatsızlıktan ıyarak rahmeti rahmana ka- oenazesi... Uh. ele evlenmelerde iki kahraman mevcud olduğu için akraba ve taallü- kat büsbütün içinden çıkılmaz bir hal alıyor!) Bu tarz ilânlara ötedenberi fıkra- cıların gazetelerde takılmaları âdet olmuştur. — Kim öldü?.. - deriz. Menteşe mutasarrıfı mı? Saraceddin bey mi? O da değil... Vah vah, bizimAynullah gümlemesin sakın... Eyvah, o canım | kız kardeşi!... Daha geçen gün Anka- | ra bürında kocasile beraberdi taze... Lâkin o da değilmiş... Hülâsa, ihtiyarından tazesine ka. dar ölümü kondura kondura, satırlar arasında insan hakiki felâketzedeyi arar, tahlili sarfi ve nahvisi kuvvet- liyse bayan Seniyeyi bulur! Yürek çarpıntısı doğuran bu tar- zın önüne geçmek bir tedbirle müm- kündür. O da asıl vaka kahramanı- hın (evlenenin, yahut vefat edenin) #simlerini metin ortasında İri yazmak ve cümleyi parçalamak! İnşa kitap- larında olduğu gibi bir misal göste reyim:; Evlenme Gam işleri şirketi Ikinci müdürü B. Zeki Sarıtaş He Eytam bankası memurlarından Br, Sabiha İrten İ Evlanmişlerdir. Nikâhlârı dün filânca yerde kışılmıştır. B. Zeki Sarıtaş filânca paşanın (orunu, füünra beyin oğlu, filinca zatın yeğenidir. (Şayed bu tafsilâta Jüzum görülüyorsa...) Bn, 8abiha da filâncanın falancasıdır. .X “i tarafa saadet dileriz. Avukatlar da eskiden müğlâk bir resmi kitabetle yazarlardı. Şimdi ar- tık, «davaci» - «dava eğen» - «dava- bm mevzuür diye satır başlarına ge- çerek ve her bir maddenin karşısına ayrı ve vazih şekilde cevaplar vererek İşi sadeleştirdiler. Pek kolaylık olu- yor. Halkımız da vazih yazmalıdır. Dikkatli bir muharrir yeni bir inşa €seri çıkarsa fena olmıyacak galiha. — Bay Lütfi Kırdar'ın imarcı faa- | yaset teklifi âzaya dağıtıldı. İki İstanbul umum! meclisi dün ikinci reis vekili B, Faruk Derelinin reisliği altında toplandı, muhtelif teklifler o encümenlere havala edildi, 940 senesi knunusanisin. den itibaren tatöik edilecek Elektrik, Tramvay ve Tünel umum twüğürlüğü M9 senesi bütçesi ve kadrosu hakkındaki ri- B. Kâzım Şinasi Dersan, bütçenin meç- lise geç geldiği için bedkikine pek az Ya- man olduğunu söyledi. B. Zahid, bütçenin ve kadronun ehemmiyetine binaen bütç» ve kadronun hususi bir komluyonca ted- kikini teklif etti, Rels muavini B, Rifat, kadronun hazır. | lanması yüzünden bütçenin meclise geç verildiğini söyledi, B. Zahid, ayrı ayrı tah- sildar kullanan Sular İdaresile Elektrik, Tramvay ve Tünel idaresi kadrolarının tevhidi takdirinde masrafın tasarruf edis leceğini söyledi. Relsin tekliri üzerine büt- çe ve kadıo bütçe encümenine havale edildi. Doğru değil bir hasta sokakta bırakılmış İhtiyar, fakir bir adamcağız, köyünde, sekiz yaşındaki çoruğunun gözlerini tedavi ettiremediğinden İstanbula gelmiş ve şeh- rimizin maruf hast lerinden birine mü- tesi günü 50- emniyetli bir ameliyattan sonra hastane İdaresi, ihtiyar köylü ila yava rusağı sokağa bırakmıştır. Bunun için ihtiyar köylü, cumartesi gü- nü resmi dairelerin kapanma sastinden sonra Belediye rels muavini B, Rifata mü- racaht etmiş ve vaziyetini aylatmışlır. B. Rifat Yonul, bu şikâyeti büyük bir alâka ve hassasiyetle telâkki etmiş, fakir ihtiyara, nakdi yardımda bulunmuş, Belediye bekim- lerinden birini çocuğun pansımanını yap- mağa memur elıniş ve Ihtiyarla yavrucağı bir otele yalırmığtır. Belediye, bu me: sile telâk» pla Balık ihracatı artıyor Dün de külliyetli mikdarda balık ihraç edilmiştir, Torik, palamut, uskumru ihracı devam etmektedir. Balıklarımız bilhassa Bulgaristan, Yunanistan ve İtalyaya gön- deriimektedir. İhracat harekezi, bayram ba - ti esnasında da bütün hızile devam etmiş- | iir, Alâkadarlar, şimdiye kadar hiç bir #- nenin bu mevsiminde böyle harareti balik Ihıracı yapılmadığını kaydelmektedizler, O kadar Ki ticare: odası, menşe şahadetna- mesi ibzar ve imzalamada âdeta müşküla- ta uğramaktadır. Vaziyet bu inkişafını mu- hafaza ederse, oda teşkilâtının genişletil. mesi bla mevzuubahistir. Liman faaliyeti Fransız bandıralı Teofil Gotye, İtalyan bandıralı Albani vapurları ile Ilmanımıza | yeniden eczayı lubbiye, soğutma cihazları, | limon, fotoğraf kâğız ve malzemesi gel- miştir. Ayrıca Bulgaristandan 175 bin kile mangal kömürü daha geliniştir. Üsküdar cezaevinden iki mahküm kaçtı Üsküdar cezaevinde katilden mahküm Şileli Hüseyin ile soygunculuktan 7 seneye mahküm Hulüsi bayramın birinci gecesi hapishanenin duvarını delerek kaçmağa muvaffak olmuşlardır. Hâdiseden haberday olan zabıta firari mahkümları takibe baş- lamıştar. Zabıta aldığı tertibat sayesinde Ya- çanların izini keşfetmiştir. Pek kısa bit va- manda gle geçecekleri tahmin ediliyor. Doktor B. Şefik Hüsnü Türkiyeye döndü Doktor B. Şefik Hüsnü Türkiyeye avdet etmiştir. Kendisi siyasi sebeplerden dolayı mahküm olmuştu, on senedenberi Pariste bulunuyordu. Doktor bundan sonra taün- hasiran tebabettoki dahiliyocilik ihtisasile i dostlarma söylemiştir. Elektrik,Tramvay idaresi bütçesi Umumi meclis dün müzakereye başladı. Bütçe ve kadro encümene havale edildi Meclise teklif edilen bütçeye göre Elek- trik, Tramvay ve Tünel umum müdürlüğü- * sinin varidat ve masrafı 9,660,000 | Bu idarsı 939 senesi kadrosunda dai- mİ ve muvakkat memurlarının aylıkları 10144072 Jirr tutuyordu, Bn müesseseler- deki bazı şubelerin tevhidi üzerine 940 büt- çesindeki bu masraf 971537 liraya indirii- miş ve bu suretle 42,500 lira bir tasarruf temin edilmiştir. Bü tasarruf neticesinde issiz kalan me- murlara birer aybk iktamiye ve bunlar &rasında bam memurlara da devir ve tas- Um muamelelerin! lâyıkile tekemmül et. tirebilmeleri için üş ay müddetle yevmiye verilecektir. Bundan #oira Dr. Ztem Akiften açık kalan âzalığa Beşiktaş yedeklerinden B Ferid Baburun geçtiği hakkındaki tozekere okundu. Elektrik, Tramvay, rakipliğinden istifa eden Tünel idaresi mü- B. Ekrem Tu- Karilerimizin mektupları Vilâyetin önünde otobüs durağı lâzımdır * yapılan neğ- caddesinden göçen otobüslerin bir kısmı vilâyet konağı önünde islasyon yapmağa baş- Iamışlardı. Yolun tamiri münnsebedi- le dört beş ay kadar vtobüsler başka yoldan işledikten sonra tekrar sefer- ler başlamış, fakat maatteessüf bu is- unutulmuştur. Gerçi daha yukarıda İran sefares- hanesine ald binanın kapısı önünde bir istasyon varsa da buradaki istaş- yon, vilâyete, buradaki devairo gidip gelen eshabı mesalihe v6 VU civarda mebrülen bulunan matbaa va gazete İdarehanelerinö devam eden- lere fuzuli lrçok mesale katet- binanın önünde otobilslerin durma dan geçmesi bu makamı istisgar ma- hiyetindedir ve nazara çirkin görü- nüyor, Bu sebeple ervelce olduğu gi- bi vilâyet konağı önündeki otobüs is- tasyonunun İhyasına belediyenin na- zarı dikkatini celbetmenisi rica 2de- rim, $. 7. iş Deniz lisesinin yeni öğretmenleri 5 Deniz lisesini 935 de bitiren genç. lerden bir kısmi, deniz lisesine öğtet- men olmak üzere üniversite tahsili gör-| başı Tevfik Samurkaş, sağda fizik - mek için üniversiteye kaydedilmişti. Bunlar tahsillerini bitirmişlerdir. Yu karıdaki resimde ortada deniz harp okulu ve erkân reisi kurmay bin» Amca ve otobüs!. « #Galiba Bükreşin de imarına ... Her geçtiği yerde bir imar eseri | radeniz tipi Doğu ve Egemen vapurları run yerine mülga Elektrik Şirketi şebeke müdürü mühendis B. Hüşim Atanın inti- habı hakkımdaki riyaset divanı maybalası okundu. Rels muzbatayı reye okoyasağı sırada Belediye reis muavini B. Rifat, vi- yaset makamı namına bu teklifin tehirini teklif ve meclis de kabul eisi, Bundan sonra arazi tadilâh, tahriri, askerlik ve yol mükellefiyeti işleri komiş yonlarına seçilen zevat hakkındaki riya- set divanı mazbatası okunarak kabul edil- di. Meclis, pazartesi günü toplanasaktır. Umumi meclis bir hafta daha temdid edilecek Umumi meçlis, geçenlerde önümüzdeki perşembe gününe kadar bir hafta müd- detlş temdid edilmişti. Fekat meclise ve- rilen, Elektrik, Tramvay ve Tünel idare» lerinin bütçe vo kadrosunun tedkiki ye- #işemiyeceği için meclisin bir hafta daha temdid edilmesi ihtimali çoktur, İ Doğu, Egemen İki vapurun birincikânunda | gelmesi muhtemel Almanyada )nşa edilen 3300 tonluk Kas harp dolayısile limanımıza getirtilememişti. Bu defa, Münakalât Vekâleti, bu iki semi- nin kış basmadan limanımıza getir sane karar vermiş, ve hazırlıklara başlanmıştır. Bu İş için Aziz kaptan Almanyaya yollan» caktır. Noksan mürettebat da gönderilmek üzeredir. Gemilerin, son dakikada bir ihti- JAf çıkmazsa, birincikânun ayı içinde Tın» numıza gelirilmeleri muhtemeldir. Ticaret Vekili Ankaraya döndü Bayram dolayısile (oşehrimize Oglan yeni Ticaret Vekili B. Nazmi Topçuoğlu, Ankaraya dönmüştür. Irtisad VekiN 5. Hüsnü Çakır da dün ekspres ile Ankaraya dönmüştür. Belediyenin 10,5 milyonluk | alacağı Belediye muhasebe müdürlüğünün son samanlarda yaptığı tedkikat neticesinde henüz tahsil edilemiyen 105 milyon lirabk bir varidat mevçud bulunduğu anlaşılmış- far. Bunun üzerine Belediye bu varldatın tahakkuk ve tahalli için yeniden elli me- mur almak için yakında bir müsabaka im- tHihanı açacaktır. Belediye, bu memurları almakla bu hesapların biran evvel tasliye- sini temin edecek, müruru zamana uğriyan- ların kayıdları terkin edilecek, tahsili ka- bil olanların da hemen tahsiline teşebbüs edilecektir. Edebiyat kitaplarını tedkik | Edebiyat kitaplarındaki yanlışlıkları tes- bit eimek ve liselerte orta mekteblerde oku- bulacak kitaplarda ne gibi islahat lâzım geldiğini tesbit etmek üzere muallimlerden A. Süleyman Şevketin reisliği altında müal- İimlerden B. Faruk Nafiz, İsmail Habip. Hıfzı Tevfikten mürekkeb bir komisyona abiren B, Bedri Kemal, Mahir Nejad ve Beha iNthak etmiştir. Evvelkiler Üselerdeki edebiyat kitaplarını, ikineiler de orta mek- teplerdeki türkçe kitaplarını tedkik ede- çekler ve bu kitaplardaki bahisleri, xsti- Yahları esaslı hir tedkikten geçirerek key. fiyeti bir raporla Vekâlele bildireceklerdir. Komisyon, Türk dil cemiyetinin Maarif Ve» kâleti tarafından tebliğ edilen yeni dirok- #iflerile çalışacaktır. Çocukları esirgeme kurumuna bir teberrü İzmir üzüm, ineiç tacirleri, İstanbul ç9- cukları Esirgeme Kurumuna bir yardım ol- mak üzere beş bin Kilo mal teberrü etmiş. lerdir. Mallar, bir nakliye şirketi tarafın- dan meccnnen İstanbula sevkedilecektir. ame nım m e kimya öğretmeni Mithat Özgen, coğ- rafya - jeoloji öğretmeni Zeki Deniz, önde tarih öğretmeni Ömer Kaynak görünüyor. | Işıklara | miz de Berlin de Değişen hatıraler Bu yeni dünya vaziyeti birçok hatı- ralarımızı alt üst etti, Meselâ Avrupa- nın güllük gülüştanlık olduğu devir lerde yânımızda birisi «Hollanda» ke- limesini söyleyince aklımıza ilk gelen Şeylerden biri de peynir olurdu. Gözü- müzün önünde bir takım, toparlak, acaip şekilli peynirler sıra sıra dizilir ve ağzımız sulanırdı, Eskidenberi ben- de Hollandanın hatırası bir peynir şek- linde tecessüm eder dururdu. Halbuk? bugün öyle mi? Şimdi ga- zete sütunlarında, ajans telgrafları içinde, iri harfli manşetlerde Hollanda kelimesini görünce aklımıza peynir. den evvel neler, neler geliyor... Gene Avrupa ufuklarının pembe, gül rengi olduğu glnlerde Bavyera, hele Münih denilince gözümüzün önünde kocaman toprak bardaklar İçinde köpüklü, köpüklü biralar can- lanırdı. Eskiden hatırası köpüklü bir bira olan bu yerin adını, bugün dün- yanın her tarafından gelen telgraf- larda gördüğümüz zaman ne kadar başka şeyler hatırlıyoruz. Lâkin yeryüzünde hatırası en ziya- de değişen şehir muhakkak «Paris»tir, Parisin eski ışıklı hatırası aşağı yuka- rı bütün dünya edebiyatına girmiştir. Sulh, sükünet günlerinde «Paris. de- nilince milyonlarca insanın hatırasın. da Adeta elektrik ampulleri yanardı, Ilmüş bir şehrin hatırası. mı başları içinde yaşatırlardı. Bugün ışıklar şehrinin hatırası ne kadar de- ğişmiştir. Harp patlamadan önce Berlin keli. mesi bende garip bir hatıra uyandırır. dı, Gözümün önünde kaynar sudan henüz çıkmış, dizi dizi, buram buram | sucuklar canlanırdı. Yanlarında haş. lanmış kara lah; Siz buğün geli. ince buram buram tüten sucukları hatırlayınız. Buna imkân mi vardır? Zavallı hatıralarımız ne kadar de Bişti, ... Bunların vesikaları nerede? Geçenlerde İstanbula bir Alman gel miş. Bakmış dükkânların camekânla- rmda kangal kangal sucuklar, came kânlarda minimini tepecikler şeklinde tereyağları, küçük kavanozlarda renk renk, çeşid çeşid reçeller, ballar, pey- nirler vesnire vesaire... Alman telâşla bir dükkâna girmiş, kabaran iştiha- sından yutkuna yutkuna sormuş: — Aman bu sucukların, bu tereyağ- ların bu reçellerin vesikaları nereden i alınıyor?... Almana: — Ne vesikası yahu? demişler, bizde bunlar vesika ile satılmaz... Alman şaşkın: — Ne? Ne? Bunların vesikası yok ha... Öyle ise niçin alıp yemiyorsunur yahu... Hocanın meşhur hikâyesinin ayn... Hani bakkale girmiş de unu, şekeri, ya- fı görünce sormuş: — Neden helva yapıp yemiyorsun yahu?... Hikmet Feridun Es em ğın, Tahtakale cinayeti muhakemesi Bayramın birinci günü Tahinkalede 770 kuruş alacak meselesinden Muharrem adin- da birini bıçakla öldüren seyyar balıkçı Şükrü dün maşhud suç kanununa tevfikan muhakeme edilmek üzere ikinci ağır ceza mahkemesine verilmiştir. Vakanın Üzerinden dört gün geçtiği el- hetle mahkeme, bu davanın meşhud suç kanununa göre rüyet edilemiyeceğini gözü nüne alarak ahkâmı umumiyeye teban muhakemenin devamına ve şahidlerin dine lenmesine karar verip muhakemeyi başka güne bırakmıştır. . SAt binenin, kılıç kuşananın!.» B. A. — Anlaşılan sayın Vali henüz İlyetine o kadar alıştık ki bay Amca, | başlanıyor!» diye düjündük!... Bükreşe gittiğini işitince gayri ih- tiyari: bırakanlar hakkında böyle düşün- mekten tabii ne olabilir?.., Babığliden geçti, asfalt oldu, Taksiri-| şu otobüslerin içinden geçmedi!... den geçi, mamüre oldu!...