AKSAMDAN AKŞAM Aç kalan adam İki üç akşam evvel, geç vakıt, Sir- geçiyordum. Kaldırımda ka- labalık birikmişti. Telâşlı telâşlı ko- Me7üyorlar, münakaşa ediyorlardı. * — Acaba bir otomobil kazası, hayut e mı?» diye merak ederek dur- Ahçı dükkânlarının birinden çırak- lar fırlamıştı. Üstü başı pek de peri fan olmıyan bir adamın etrafını sar. muşlardı, Otuz beş, kırk yaşlarında, fötr şap- kalı, palolu olan bu adam, mahzun Mahzun; — Yok! Çıraklar; — Şaka etme, bayım ! — Yallahi yok... Yoktan anlamaz Musınız?... — Amma, çorbaya ekmeği doğra- dın, kaşık kaşık atıştırdın. — Ne yapayım?... Dündenberi kar- Bim açtı... Para bulamadım... Dilen- “neğe de elim varmadı... Siz, açlık ne- dir bilmez misiniz? Gözüm karardı. *Me olursa olsun!» dedim... Girdim, Yedim... Vesselâm... — Parası? Adam, siyah keskin kaşlı, munta- Zam ağızlı, kalın sesli ve iri yapılıydı. Asabi bir hareketle: — Eeeh!... - dedi. - Hükmüm ma- diyordu. Ve, düğmelerini hızla çözdü. Pal ceketini bir hamlede çıkarıp, Ceketini çıraklara uzatla; — Alm... Rehin tutun... Ben palto ile dolaşırım... Param olursa bir haf. ta İçinde getirir, borcumu veririm... müddet zarfında getiremezsem satarsınız! Sokaktakilerden biri: — Kaç para bayın hesabı?... - diye Sordu. - Ben veririm.. Koyuverin kendisini... Hadisenin böyle bir mecra alışı dükkân sahibinin izzeti nefsine de- kundu: | — Yok, parası için değil hani.. * dedi. - Karnı acıkmış, yemiş âfiyet Olsun... Fakat usulle kasaya gelerek bana söyleseydi, böyle gürültüler İL. Mesele böylece kapandı. Adam, Yan sokaklardan birinin karanlığına Saptı, gölge gibi kayboldu. İş yarınki öğle yemeğini kalmıştı. ... Eski imaretler aklıma geldi. Run- lar bizim neslimizde kapandı, ka- Pandı, bitli, İhtimal asri düşünce İle «tembelhane» idiler, elverişli de- Bildiler, Ancak onların yerine başka birşey koymak gerekti; koymdaık. Kalabalık bir şehrin ortasında ve- lev bir tek vatandaşın bile şu yukarı da anlattığım feci halde kalmasına gönül kail olamaz. Şehrimizdeki bir amele kooperatifini tedkik ettim. Bir boğazı - tuzlusile tatlısile, - Bünde otuz beş kuruşa doyabiliyor; ki ihtisassız işçi yevmiyesinin aşağı Yukarı yarısıdır, Şayed, Belediye, ar- ka sokakları temizletmek gibi işler. de çalıştıracağı bir kadro yapar da, Müçar vaziyette kalmış böyle biçare- burada kullanırsa, onları - İş bulmalarına kadar - boğaz tokluğuna 'T ve bir metrük medresede de Yatmalarmı temin ederse içlimai bir Meseleyi azicik olsun halleder. Esâseh o memleketimizde işsizlik Yoktur. Fakat muvakkaten iş bula- Mamak yüzünden bir tek adamın bile AÇ ve bucaksız kalmasına razı değilir. (Vâ - Nü) Mi Dinle bay Amca, sana bir irti- yı okuyayım: #Bay Ali Aslanın “ğeni, bayan Naimenin teyzesi... temine | Haseki hastanesinin 400üncü yı h Ayın sonunda hastanede merasim yapılacak Şehrimizin en eski sıhhi müessese- lerinden biri de Haseki hastanesidir. 1539 Ailâdı tarihinde o zamanki Ha- seki Sultan tarafmdan Haseki ima- retinin arkasında kurulan bu mües- sese, birçok istihaleler geçirmiş ve 19 uncu asırda yalnız kadınlara tah- sis edilerek «Haseki nisa hastanesi» namını almıştır. Şehrin bu eski sıhhi müesseşesinin dört yüzüncü yıldönümü teşrinisani- nin sonuna tesadü ediyor. Bu mü- nasebetle bu ayın sonunda hastaha- ede bir merasim yapılacaktır. Mera- sim, Valinin bir nutkile açılacak, üniversile rektörü B. Cemil Bilsel, üniversite tıp tarihi profesörü dok- tor Süheyl, hastane başhekimi B., Nazmi tarafından nutuklar söylene- cektir. Bu münasebetle dört yüz sene- lik tıp tarihimizin bir hülâsası anla. tılacaktır. Pazar yerleri | Belediye bir talimatname | hazırlamağa | karar verdi | Halkın ucuz crsnk tedarik etmesi için | mahalle aralarinda tesis edilen pazarlar | çek Iyi tesir yapmıştır. Halkım mühim bir kısmı erzak ihtiyacını bu pazarlardan te- darik ediyor. Belediye, Taksimde de haf- tada iki gün pazar kurmağa karar ver- miştir. Fakat pazar yerleri, çok iptidaidir. Pa- | zarlarda yiyecek, İçecek. asırlarca evvel ik pazarlar nasl kurulmuşsa ayni tarzda müşteriye teşhir ediliyor, Pazarlar açık ve sakafsız yerlerde ku- rulduğu için bakkal, sebzesi ve meyvacı dükkünlarında aranan evsafı bunlarda ara- mak kabil değildir. Fakat açık pazarla” rında kendilerine mahsus bir takım bu- susiyetleri vardır. k için yeni bir talımatname Pazarlarda hasırlıyacaktır. Satılan bazı gida maddelerinin bakkallar- da satılan mallardan aşağı evsafta olduğu da görülmüştür. Halbuki pazarlar, halka çürük ve bozuk evsafta mal satmak için değil, ucuz ve temiz mal satmak maksadi- Ie kuruldukları için yapılacak talimatna- mede bu cihet de nazarı dikkate alına- akl Ekmekler Fırınlarda otomatik ve sık elekler kullanılacak Ekmekler içinde bazan sicim, çivi, hat- tâ cam parçasına tesadüf ediliyor. Halbu- ki unun, ekmek yapılmazdan evvel elen- mesi ve temiz olması lâzımdır. Yapılan tedkikler fırınlardaki eleklerin “çok iptidal olduğunu göstermiştir. Belediye bunları değiştirmeğe karar vermiştir. Umumi meclise yapılan tek- fe göre fırınlarda otomatik ve sık elek- ler kullanılacak ve unlar iyice elendikten sonra ekmek yapılacaktır. Belediyenin bu kararı herkes tarafından memnuniyetle karşılanacaktır. Bunun bir an evvel tatbikine başlanması temenniyo şayandır. Kadir gecesi ve bayram İstanbul müftülüğünden: İkinciteşrinin sekizine müsadif çarşamba günü Ramaza- yı şerifin yirmi alla olmakla akşamı (perşembe gecesi) Leylei Kadir, on üçüncü pazartesi günü de Bayram olduğu ilân olunur. SADAKAİ FITIR Eniyi Iyi Son K. P, K.P,. KP. Buğdaydan: 12.20 10.00 9.10 Arpadan: 18.30 15.00 0.00 Üzümden: 83.20 G6.30 6.00 Hurmadan: 00,00 133.20 00.00 .. «Muteber tüccar bay Velinin ha- lası, Tahir Recep Oğlunun gelini... Haseki hastanesi Karilerimizin mektupları Çorum sağlık okulu mezunları Çorum sağı sene 24 kişi m daşlarımın bir okulundan bu we olduk. Arka- ile mektup- ayı geçliği hald: nim gibi tayin edilmi kadar beklemeğe veziyetimiz de müsaid değildir. Bağ olduzumuz Yük. Sıhhat ve Içtimai Mua- tizar ve meraktan kurtarmasını bütün arkadaşla birlikte rica ediyoruz. Şişlide: Ar. Dilmen 4 Kumkapıda oturan Hakkı, Ardaş is- minde bir arkadaşını, Tophanede umele- den Yusuf. bir meyhanede İzzet ve Mu- ammer İsminde İki Kişiyi yaralamışlar, polis suçluları yakalamış, yaralıları tedavi altına aldırmıştır. 4 Huydarpaşadı Yeldefirmeninde otu- ran Osman İsminde biri, © civarda bir lo- kantada radyo ie uğraşırken eli bir tele dokunmuş ve hafif surette yandığından te- davi altına alınmıştır. k Karagümrükte oturan İşmali ismin- de biri, Ulhkapanında Zeyrek caddesinde Alişanın çörekçi fırınma girerek eline ge- çirdiği simitleri aşırmakta iken firin müs- tahdemleri kendisini görerek yakalamak istemişlerdir, Bu ie İsmail bunlara da bıçak çekmişse de, nihayet ele geçirilmiş- tir. İsmall hakkında Ber iki suçundan do- layı takibat yapılmaktadır. Cibali fabrikasında çalışan Hayriye adında bir kadin elin! Sizara makinesine kaptırarak yaralanmış, polis tarafından hastaneye kaldırılmıştır. # Fatihte bir fırında Çalışan hamur- kür Osman, parmaklarını makineye kap- tararak yaralandığından polis tarafından hastaneye kaldırmıştır... Üsküdarda bir tramvay bir arabaya çarparak hasara uğrattı Üsküdar tramvaylarından vatman Öme- rin idaresindeki araba; evvelki akşam geç vakit mektep talebelerini taşımakta olan Hüseyinin atlı arabasına çarpmış, araba- yı hasara uğratmıştır. .. eFabrikatör Remzinin kayınval- ! Balık avlarke Bir sandal devrildi, içindeki iki kişiden biri boğuldu Dün; Vaniköy sahillerinde fe karası muştur: Rumelikarağındı ripçe köyünde oturan Nâzım Sami; erkenden balık avi sandalla Vaniköy sahiline rada olta ile balık av süratle geçen bir şirket vapurunun dal- galarının yaptığı sallantı ile kendilerine gelmişlerdir. Fakat dalga o kadar şiddetli gelmiştir ki; sandal devrilmiş, ikisi de de- nize dökülmüşlerdir. İki arkadaş bir müddet su üzerinde çırpanmışlar, feryâdlarına bir sandal ye- #işmişse de sandalcı bunlardan yalnız Nâ- zımı kurtarabilmiştir Sami, su üzerinde bir hâyli arandığı halde bulunamamış, boğulduğu anlaşılmış- tir. Polis, şimdi Sm araş tırmaktadır. Otomobil kazası Bir otobüsle iki otomobil çarpıştı Şotör Ahmedin idaresindeki bir taksi ve hususi bir otomobil dün, Ma lâhhane caddesinde çarpışmışi, mobil hasara uğramıştır. Zabıtaca yapılan tahkikatta Kabahatin taksi şoföründe olduğu anlaşıldığından kendisi yakalanarak hakkında tahkikala girişiimiştir. Vatıman Rızanın idaresindeki Bebek - Eminönü tramvayı da şotör Nurinin idare- sindeki Belediyenin çöp kamyonile çarpış- mış, tramvay hasara uğramıştır ada Si- ki oto Hava vaziyeti Birkaç gündenberi hava yağmurlu gi- diyordu. Dün yağınur kesilmiştir. Fakat hava elin kapalı ve serindir. Dün en fazla sıcaklık 13 derece idi, Geceleyin termo- metre 9 dereceye kadar düşmüştür. Tebrik telgrafları Her türlü tebriklerinizi şık, zarıf yeni telgraf kâğıtlerile git- mesi İçin müsveddenize (Lüks) yazınız, Bu suretle hem muha- tabınızı memnun etmiş hemde yoksul yavrulara yardım etmiş olursunuz. Çocuk Esirgeme Kuru Genel Merkezi .. «Bay Sabri Yokoğlunun eşi ba- desi, Muallim Naşit Kültürün hemşi. | yan Sabire irtihal etmiştir. Sevlâ resi... merhumeye rahmet...» bulunan | iki arkadaş, bir müddet sonra yanlarından | İle, Maçka - Beyazid seferini yapan otobüs | Her şey suni Avrupalı kimyagerler hari harıl çalışıyorlarmış. Bunlardan bazıları yeni harp siâhları, yeni gazlar araya- dursunlar, kimyagerlerin bir kısmı. nın da arayıp bulmak istedikleri şey- ler büsbütün başka mahiyette... Bu ikinci sınıf kimyagerler lâbora- tuarlarına kapanmışlar, İnsanlar için suni gıdalar, talaştan şeker, kâğıttan tereyağ, bilmem neden yumurtanın yerini tutacak alhüminli maddeler yapmak için ouğraşıyorlarmış.. . Lo- kantalarda daha şimdiden suni ye- mekler tabaklarda, buz dolaplarmın içinde, vitrinlerde yerlerini almışlar... Yarı hakiki, yarı suni gıdalar var- mış. Yani suni bir gıdanın içine, yüz- de bilmem kaç nisbetinde karıştırılan hakiki maddeler... Bu gidişle Avrupa lokantalarınm yemek listelerinde şu tarzda isimler okunacağına hiç şüp- he kalmıyor: Suni biftek, suni omlet, suni kotlet pane, suni böbrek sote ve saire... Garsonu çağırıp: — Bana bir böbrek sote... del © zaman, adamcağız size soracak; — Efendim suni mi istersiniz? Ha- kiki mi? Sizin bir an düşünüp tereddüd etti- ginizi gören garson: — İsterseniz size hakiki bir böbrek getireyim; yüzde yüz hakikidir. Arzu ederseniz yüzde elli nisbetinde böb- reklerimiz de vardır; garantidir.., Görüyorsunuz ya, kuyumcu dükkâ- | mından altın bilezik, altın yüzük alır gibi lokantalarda derece decrce, yüz- de bilmem kaç nisbetinde hakiki böb- rekler, 18 ayar pirzolalar, 24 ayar yu murtalar... Bir köşede garsonlu münakaşa eden bir müşteri., Adamcağız elindeki çı talını sallıya sallıya bir hatip tavrile: — Azizim, diyor, dünyada bu böb- rek yüzde 38 nisbetinde hakiki ola- maz, Hayır, hayır... Ben hakiki böb- rekten çok iyi anlarım. Harpten evvel birçok hakiki böbrekler yemiştim... Bu böbrek olsa olsa «böbrek suyuna» batmiş suni bir şeydir... İ GAltın suyuna batmış» gibi, eböb- rek suyuna batmiş» tarzında yeni ta- birler... Bir de şimdiye kadar yer yüzüne gelmiş bütün allâmeler, sanatkârlar suniliğin fena bir şey olduğunu söy- leyip durmuşlar... Halbuki bugün sunilik Avrupaya hâkim... Kadınların giydiği ipekli ç0- raplardan, ipekli geceliklerden tutu- nuz da birçok yenilen, içilen gıdalar ra kadar herşey suni!.. Daha da sunilikten birçok ümidler yar... Hikmet Feridun Es ra Hâl ücretleri kısmen indirilecek İ Trakya genel müfettişliği, Trakyada is- tihsal edilip İstanbul piyasasına gönderi- len sebze ve meyvalardan alınan İstanbul hâl ücretlerinden şikâyet etmişti. Belediye bu hususta tedkikler yapmış ve hâl tcret- lerinin pahalı olmadığını ileri sürmüştü. Maamafih Belediye, hâlin bir varidat mü- essesesinden ziyade bir hükümet rücsse- sesi olduğunu düşünerek hâl ücretlerini tedrici surette indirmeğe karar vermiştir. Bu cümleden olarak şimdilik patates ve kuru soğan gibi maddelerin tarifelerinde yüzde elli nisbetinde tenzilât yapmağa ka- rar vermiştir. Bu husustaki teklif umumi meclise verilmiştir. Bu tenzilâttan sonru diğer gıda maddelerinin hâl ücretlerinde de tenzilât yapılacaktır. B. A. — Okuyanlara da takat ihsan eyliyel...