AKŞAMDAN AKŞAMA Cümhuriyet devri ve milli miras Hem ramazan, hem Cümhuriyet bayramı münasebetile iki fıkra anla- tayım: (Gerçi malüm fıkralar amma, fa- mazanda bunları anlatmak anane icabıdır!) ... Bektaşi, perişan bir halde yolda gi- derken, arkası sıra da bir sürü silâh Şakırtısı, at koşmaları işitmiş. Dönüp bakmış ki sırmalar içinde adamlar, — Bunlar kim? - diye sormuş. — Vali paşanın kulları... — Ya... Boynunu bükmüş; tenha bir soka- Za sapmış. Gözlerini semalara kaldı- rarak; — Hey Allahım! Bir vali paşanın kullarına, bir de (kendi pejmürde ha- gösterip:) Kendi kuluna bak! Yine bektaşi... Oturmuş, derenin kenarında çamurdan insanlar yuğu- ruyormuş. Subaşı onu bu halde bastırmış. — Ne yapıyorsun orada? — İnsan yaratıyorum, — O nasıl söz? — Basbayağı!... Rızkını vermedik- ten sonra yap yap koyuver!... ... Bunlar, Cümhuriyet devrile de alâ- kası olan fıkralardır. Geçen gün ar- kadaşlardan biri şöyle bir düşündü- rücü cümle sarfetti: — Mili mirasa konmadık, milli miras bırakıyoruz. Hakikaten de, bizden evvelki üç beş nesil hiç bir milli miras bırak- madan, bilâkis mevcudları yiyip sü- mürerek gelip geçmiştir. Dedelerimi- zin dedelerinden birkaç mimari âbi- desine tevarüs etmiştir; bereket ver- sin onlar da satılır, sayılır, yenir, eri- tilir şeyler olmadıkları için kalmış... Cümhuriyet devrine maddi olduğu kadar manevi bakımdan da milli mi- rassız girdik dense hata olmaz... Cid- den: «— Yazıklar olsun! Bir başka mil- ktten kullara, bir de biz kullarına bak!» diyecek vaziyet vardı. evlâd sahibi olan analara, «— Yaşıyacak vasıtayı tevarüs et- tirmedikten sonra doğur doğur, or- taya salıver!. denecek vaziyet de vardı, Cümhuriyet devrinin en mühim hu- #usiyeti, mirasa konmiyan, miras ya- ratan bir devir olmasıdır. (Wü - Nü) .......10111101111110111101 00 8EE EAA BEAN Dün çalışmayan işçiler yevmiye alacaklar Bir kısım müesseseler, Mıntaka İktimd müdürlüğüne müracaat ederek, kanun mu- Gibince Cümhuriyet bayramında çalışmayan amelenin yevmiyelerinin ödendiğini, bu se- ferki Cümhüuriyet bayramı ise pazar günü- ne isabet ettiği cihetle, yevmiyelerin öde- #lp ödenmiyeceğini sormuşlardı. Müdür- lük, keyfiyeti İklisad Vekâletine arzetmiş- tir, Vekâletten gelen cevaba göre, Cümhu- riyet bayramı pazar gününe İsabet ettiğin- den, amele yevmiyelerinin verilmemesi ca- iz değildir. Dün, çalışmıyan işçiler, çalıştık- Jan yerlerden pazat yevmiyelerini alacak- lardır. Çalışan ameleye çift yevmiye veri- Jecektir, — Bir temcit pilâvı da şu boşan- ma meselesi bay Amca... : İ kendi üzerine alacaktır. Âtiyen diyorum, | i | deki Nöşet Ömer paviyonu, Karagümrük- Gazi köprüsü dün açıldı 3 Üç senedenberi inşasına devam edilen Gazi köprüsünün açılış resmi dün sant 15 te yapılmıştır. Davetliler, hususi vasıtalarla Gazi köp- rüsünün Unkapanı pihetinden geçerek KÖp- rünün tam orlasında hazırlanan hususi mevkil işgal etmişlerdir. Sant 15'te İstan- bul Vali ve Belediye Reisi B. Lütfi Kırdar kisa bir nutuk söylemiş, ezcümle demiş- tir ki; «Bügün küşad resmini yapacağımız bu köprü, modem tekniğin güzel bir eseri ola- İ rak, gördüğümüz bu iki sahili biribirine bağlamış bulunuyor. Hepiniz bilirsiniz ki Gazi köprüsünün epeyes uzun bir mazisi vardır, İlk hazırlık safhasını teşkil eden zamanı nazarı İtiba- ra almasak bile, temel atmak suretile £ilen işe başlandığı 938 senesi ağustosundan bu- güne kadar tam üç sene ikl ay geçmiştir. Yalnız köprü için sarfolünan pataların miktarı iki milyon üç yüz elli bin lira gibi mua?zam bir yeküna baliğ olmaktadır. Vali, bundan sonra yeni köprünün İs- tanbul hayatında oynıyacağı mühim rol- deh bahsetmiş ve demiştir ki: 25 metre eni ve 478 metre uzunluğu ile Haliç üzerinden bu iki sahili bir ikinci de- fa biribirine bağlıyan bu köprü, hesapları- mıza göre, Karaköy köprüsündeki kesafe- tin âtiyen yüzde otuz ve hattâ otur beşini çünkü bir köprü, kendisinden beklenen bü- tün hizmetleri tek başına bittabi ifa ede- mez. İşimiz yalnız bu köprüyü kurmak ve hizmete açmakla bitmiş olmuyacaktır, Onu Dünkü açılış resimleri | Bir paviyon, birçok mektep- İ ler merasimle açıldı Cümhuriyel bayramı dolâywsile dün İs- tanbul vilâyeti ve kazaları dahilinde yeni birçok tesislerin resmi küşadları yapılmış- tır. Dün öğleden sonra Haseki hastanesin- teki ortamektep, Nişantaşında kız orta- mektebi, Küçük Mustafapaşadaki 163 ün- cü, Sineklibakkaldaki 45 inci; Şişli, Çatal- ca, Bakırköy, Kartal, Yalova, Silivri kaza- larındaki Hkmektepler merasimle açılmış- lardır, Ayrıca Alibey köyü yatı mektebi ile 72 köy mektebinin küşad resmi dün yapı- müştür. Komiser muavinliğine terfi edenler İstanbulda terfi edenlerin isimlerini yazıyoruz Ankara 29 (Telefonla) — İstanbul emniyet o mensuplarından emniyet İ âmirliğine, obaşkomiserliğe ve komi- İ serliğe terfi edenlerin isimlerini bil- ! dirmiştim. Bugün de komiser mua- vinliğine terfi edenelri bildiriyorum: | 719 Nureddin, 217 Asım, 48 Behaeddin, 71 Ali, 7 Kâzım, 135 Kâmil. 75 Al, 39 Ce- mil, 45 “Vehap, 196 Sadullah, 105 Mehmid, 148 Hasan, 64 Hilmi, 79 Fehmi, 24 İbrahim, 328 Salim, 2 Tahsin, 134 Osman, 19 Ali Rıza, 102 Muzafför, 61 Novzad, 155 Hidayet, 158 Kemal, 220 Kemal, 151 Tevfik, 193 İzzet 202 Ziya, 271 Şeket, 203 Kemal, 138 Cev- det, 287 Muhsin, 186 Nureddin, 197 Ismall Demir, 247 Zeki, 39 Zikrullah, 72 Nured- din, 9 Sami, 70 Ahmed... B. Reşid Ayaz vefat etti Ankara 29 (Telefonla) — Ankara- palas müdürü Reşid Ayaz bugün ve- fat etmiştir. Cenazesi yarın kaldırıla- caktır. Bay ... İkide bir ısıtılıp ortaya konur: senede yapılan köprü 2,300,000 liraya mal olmuştur Vali köprünün kurdelesini kesiyor muhtelif kollardan kâfi genişlikte yollar ile şehrin faaliye: sahalarına götürüp bağla- mak mecburiyetindeyiz.» B. Lütfi Kırdar, bundan sonra Mi Şe- fin İstanbul hakkında sarfettikleri: «İstan- bul başlı başına bir ülkedir. takdirlerini söylemiş, «Gazi köprüsü» OÜnyanının bu köprüye kanunu mahsus ile verildiğini btl- dirmiş, büyüklerimize, İstanbul mebusu Başvekil Dr. Refik Saydama, şehir namına teşekkür ederek nutkunu bitirmiştir. Vali, bundan sonra kurdeleyi keserek | Gazi köprüsünü açmıştır. Karilerimizin mektubları “5S. ler Ters Geçen yün, İzmir - Afyon “treninin Balihli istasyonunda kisa tevakkufu sırasında gözüme hazin bir şey ilişti: İstanbul veya Ankaradaki süvari polis teşkilâtına mensup olduğunu kolunda- ki işaretten anladığını bir polis me- muru.. Size bu memurun ko- tundaki işaretin bir res- mini çiziyorum: İki at nalı ve bir bey- gir kafasından terekküp eden bu remizdeki $ harfi terstir. Bu işaretin yalnız bu memurun ko- tanda olmadığı ve her balde parti halinde bir dözmeciye ısmarlandığı, hattâ daha ileri gidelim, örneğinin verildiği, para- sının tediyesi için - tedkik edilerek - (kabul muamelesinin! yapıldığı şüphe- sizdir. Formalite de bunu icab ettirir. Fakat ne hazindir Ki cahil bir dök- mecinin sulkasdi olan bu ters 8 harfi- ni kim bilir kaç yüz memur kolunda gezdiriyor. Dükkün lâvhalarında, tiyatro ve si- nema afişlerinde ters 5 ve N lara ta- hammüi ediliyor amma, hükümeti tem- sil eden bir memurun kolunda bu yan- lışlığa göz yumulamıyor. İşin en'acı ci- heti, bunu, Salihlide bir vatandaşın görmüş ve anlamış olması Ye asıl gör- mesi lâzım gelenlerin anlamamış ol- masıdır. İnşallah bu satırları yazarken bu çirkin şeye izale edilmiştir. Pazarlıksız satış kontrolü Bir buçuk aydanberi şehirde pazarlıkla salış mücadelesi durmuştur. Buna sebep, İhracatı kontrol dairesi memurlarının ih- tikârla mücadele komisyonu emrine veril. mesidir. Resmi makamlar, keyfiyeti Tica» rel Vekületine bildirmişlerdir. Henüz çe- vap gelmemiştir. NE Dünkü lodos Dün öğleden sonra İstanbulda şiddetli bir lodos fırtinam hüküm sürmüştür, Fır. tina akşama doğru hafiflemiştir. ... «Boşanma böyle mi olmalı, yoksa şöyle mi?» Amca ve boşanma!... vetiiler, hazırlanan büfede izaz ve Ikram edilmişlerdir. Gari köprünün açılış merasiminde bu- lunanlar, buradan Ayaspaşaya giderek Ayaspaşa Oümüşsuyu asfalt yolunun res- mi küşadinda hazır bulunmuşlardır. Bu yolu dı vali açmış ve kısa bir nutuk söyle- miştir. Vali, nutkunda, mezkür yolun 85 bin küsur liraya mal olduğunu, 6009 metre uzunluğunda bulunduğunu kaydetmiştir. Nutuktan #pnra davetliler Park ötelde hazırlanan büfede izaz ve İkram edilmiş- lerdir. Almanyaya gidemiyen tavuklar Toptan satılmak için müşteri aranıyor Son iki ay zarfında şehrimizde tavuk azalmıştı. Ticaret odası memurları tarafın- dan yapılan tedkikler neticesinde gehirde- ki tavuk buhranının sebebi anlaşılmıştır. Almanyaya ihracat yupan bir Alman fir- ması, İ eylülden evvel şehrimizden külli- yetli miktarda tavuk satın almış, bunları kestirterek ihraca hazır bir vaziyete getir- mişti. İki vagon tutan 8 bin tavuk Alman- yaya gönderileceği sırada Polonya - Al manya harbi çıkmış, firma sahibi de Berli- ne dönmüştür. Şimdi bu kesilmiş tavuklar Fındıklı buzhanesinde beklemekledir. Fir- ma sahibi Alman, şehrimizdeki bazı tasir- lere müracaat ederek bu malları toptan ucuza satmak İstediğini söylemiştir. Talip çıkarsa önümüzdeki aylar sarfında İstan- bulda ucuz tavuk satışları yapılacak de- mektir. Küçük haberler: X Şoför Petronun idaresindeki bir hu- s#usi otomobil dün gece Zincirlikuyudan geçerken bir çukurun içine yuvarlanmıştar. Kaza hetleesinde otomobilin bazi aksamı parçalanmıştır. Otomobilde bulunan bir kadın yaralanmıştır. X Giresunlu Şükrü adında biri dün Köp- rü Üzerinden bir taraftan öteki tarafa ge- çerken kendisine Geyyidin idâresindeki kamyon çarpmıştar. Şükrü omuzundan ya- ralanmıştır. Atla beraber kuyuya düştü Dün, Bakırköy kasasına bağlı bir köyde bahçıvanlık yapan Mehmed Alinin 15 ya- şındaki oğlu Cevval, at ile tarlada gezerken yanlışlıkla bir kuyuya düşmüştür. Cevval çok çalışmışsa da atin kuyuya düşmesine mani olamamıştır. Etraftan geçenler, bo- uk bazı sesler duyarak araştırma yapımış- lar ve Cevvali atla birlikte kuyuda bulmuş- lardır. At ölmüş, Cevval ağır surette yara- lanmıştır, İtfalye Kaza yerine gelerek hem Gevrali, hem de atı kuyudan çıkarmıştır. Cevval, yarı baygın bir halde Gureba hastanesine kaldırılmıştır. ... İşte mesele gene tazelendi: «Boşanmayı kolâylaşlıralım!4 Dar çırpan | Hatıralar Her Cümhuriyet bayramında pek istifadeli birkaç saat geçiririm. Bu- günlerde kendi kendime kaldığım za- manlar, eski devirlere ait bir takım muhtelif hatıralar hayalimde canla- nır durur. Evvelâ gözümün önünde eski devirlerde yaşamış bir imam efendi belirir. İmam, İstanbula geli. yor, Arap harflerile yarılmış selek- trik» kelimesine şöyle bir göz alıyor ve büyük bir ukalâlıkla okuyor; — El - kitrik!.. Sonra da kendi kendine; — Haydi «Eb harfi tarif diyelim... Fakat bu ekitrik» kelimesi ne de mek?... diye düşünüp duruyor, gün- lerce kafa patlatıyor. İmam efendi gene başka bir lâvhaya şöyle bir ba- kıyor ve okuyor: «La seyyiteku faher yakası»... Allah Allah, bu sLa seyyites ku faber yakası» da ne olsa gerek?.. Ve nihayet anlıyor ki okuduğu şey «Lâstik fabrikası dır. İmam efendiden sonra aklıma meş- hür bir romançımızın bir kitabı gelir. Bu eserde bir Türk genci bir ecnebi kızla sevişmektedir. Ecnebi kız henüz İstanbula yeni gelmiştir. Delikanlı ile sevgilisi bir arabaya binerler. Araba- nin sarsıntısmndan genç adamın ba şındaki fesin püskülü mütemadiyen sağa sola oynamaktadır. Genç kız buna bakar, bakar müt- hiş bir kahkaha koparır. Bundan sonra Cümhuriyetten ev- vel Avrupaya, Amerikaya giden Türk- lere sorulan bir takım sualleri hatır. | larım. Meselâ vaktile bir Türk talebe Ame- rikaya gitmiş... Nevyorkun önünde vapur durmuş, Vapura gelen memur. lar: — Teessiif ettik, neye kendi kıya- fetinizle gelmediniz? Sırmalı elbise. nizi, yatağanınızı bıraktınız? Ameri- kada herkes kendi kıyafetile gezebi- | Tir... demişler! Ve nihayet aklıma bir edebiyatçı mızın bir seyahat yazısı gelir. Hangi kitapta olduğunu bilmiyorum. Fakat üstad bir yazısında, Cümhuriyetten evvel yaptığı bir seyahati anlatır. Vapurun salonunda yazı yazarken başına kadınlı, erkekli bir kalabalık toplanır. Kalabalık gittikçe büyür, gittikçe genişler. Herkesin | gözleri hayretten açılmış.. Bütün bakışlar bu yazıyı yazan adamın üstünde... Hayret!... Bu adam sağdan sola doğ- ru yazıyor! Etrafındaki hali farkedince meşhur edebiyatçı büyük bir hiddetle yerin. den kalkar, bir daha da seyahatin sonuna kadar sağdan sola doğru yan yazmağa utanır, İşte her sene eski devirlerin bu, ba- zan İnsanı güldüren, bazan kızdıran hatıralarını düşündükçe 16 sene için- de sırtımızdan az yük kalkmadığı bir kere daha anlarım... l Hikmet Feridun Es amana mma X Samatyada Sulumanastırda kundura makinecisi Ardaş Yediküleden tramvayla gölirken ttamraydan sarkmış, başı kenar- daki elektrik direğine çarpmış, ağır suret- le yaralanmıştır. Yaralı Cerrahpaşa has- tanesine nakledilmiştir. X Galatada oturan Hristo kızı 10 yaşın- da Katina caddeden geçerken bir taksi çarparak ayaklarını çiğnemiştir. Yarglı, Şişli Çocuk hastanesine kaldırılmıştar. B. A, — İyi amma boşanmayı ko- deni- | laylaştırmak için evlenmeyi kolay. i laştırmak lâzım!,.. w