ŞA ŞAŞMA AŞ, gg e my gp £hhife 8 m (Baştarafı 1 inci sahifede) çekilmişlerdir. Bu suretle taarruz ne- ticesiz kalmıştır. Almanlar dün akşam ikinel bir Şurasını da kaydetmek lâzımdır ki, bütün bu harekât Alman arazisin. de, Maginot hattı boyunca cereyan etmiştir. Maginot hattı, bu muhare. belerin cereyan ettiği mmtakadan yirmi kilometre mesafededir. Fran- sız mukavemet hattı, tank, defi gilâh- lariyle doludur. Almanların zırhlı ve- sait kullanmak istememeleri de belki bu sebebden ileri gelmiştir. Askeri vaziyet Paris 17 (A.A) — (Askeri vaziyet): Fransız kıtaatı, Alman erazisinde çat» pışmağa devam etmektedir. Alman ki- taları tarafından, oldukça geniş bir cephe üzerinde dün yapılan harekât © ehemmiyetli olmakla beraber, ancak bir safhadan ibaret bulunmaktadır. Harekeât, kuvvetli topçu yardımile be- raber piyade hücumlarından ibaret olup, büyük zırhlı cüzü tamlar hariç olmak üzere, alelâde tipten takriben 8 - 9 fırka tarafından yapılmaktadır. Düşman, Maginot hattının çok ileri- sinde işgal edilmiş bulunan mıntaka. daki sahra istihkâmlarının teşkil et- tiği ilk Fransız mukavemet hattına ulaşmağa hiçbir suretle muvaffak ola» mamış, otomotik silâhlar ve toopçu ateşile uzak mesafede tutulmuştur. Düşman, zayıf bir işgal altında bulu- nan ve Alman kıtalarile temas temin *den küçük gözetleme yerleri halları- nı geçebilmiştir. Bu mevkilerir müda- fileri, düşmanı geciktirici harekellere devam ederek muntazam bir ricat yapmışlardır, Düşman ileri hareketi, Fransız top- çusunun muhtelif çapta toplarının ateşi altında yapılmıştır. Alman piya- deleri, geçtikleri saha üzerinde, mayın tartalarile karşılaşmışlardır. Fransız istihkâm efradı, bu tarlaları vücude getirmek için, ekseriyetle patlamamış Alman mayınları kullanmışlardır. Bü mayınlar, eylül aymdaki Fransız ileri hareketi esnasında külliyetli miktar- da ele geçirilmiş olup, ayni neviden Fransız mühimmatına ilâve edilmişti. Alman taarruzu, Fransız kıtaları ta- rafından hazirlanan ilk mukavemet mevzii önünde durmuştur. Fransiz tebliği Paris IT (A.A.) — 17 ükteşrin ak- şam tebliği; Cephenin heyeti umumiyesinde mevzii hareketler olmaktadır. Bazı | noktalarda şildetli piyade mnharebe- rine rağmen cephenin heyeti nmumi- “yesinde bu sabahtanberi bir değişik- Hk olmamıştır. Atlantik denizinde bir Alman ticaret vapuru devriyemiz tarafından yaka- tanmıştır. Hitler taarruz emri verdi Kopenhag 17 (A.A) — (Reuter): National Tidende'nin Berlindeki mu- habirine göre, B. Hitler bitaraf bir memleketin barış lehinde tavassu. tundan ümidini kesmiş ve buna bi- naen büyük taarruz hakkındaki son emirlerini vermiştir. Muhabir, B. Hitlerin dün deniz ve hava kuvvetleri şeflerile uzun bir görüşme yaptığını ilâve ediyor, . Alman tebliği Berlin 17 (AA.) — Yüksek ku. manda heyetinin tebliği: (16 ilkteş- rinde Fransız kıtaları, işgal ettikleri Alman topraklarının büyük bir kıs- mını tahliye ederek hududa ve hu- dudun gerisine kadar geri çekilmiş- lerdir, İngiliz deniz kuvvetlerine dün ye- niden muvaffakiyetli taarruzlar ya- pılmıştır. Prith of Forth'da İngiliz hava bataryalarınm kesit ateşine ve avcı tayyarelerinin faaliyetine rağ- men iki İngiliz gemisine ağır bomba- lar isabet etmiştir. Alman tayyare dafli topları dün üç Fransız ve iki" Almanlar garp cephesinde taarruza başladılar İngiliz tayyaresi düşürmüşlerdir. Alman o tahtelbahirinin kuman- danı «Royal Oak» ve «Repulse ge milerinin Scapa Flow körfezinde tor- Pillendiğini beyan eylemektedir, Şimal denizinde ve Baltıkta ikta sadi harp, geçen hafta muvaffaki yetle devam etmiştir. 13 den 15 ilk- teşrine kadar Atlantikte ceman 54,396 Alman tayyarelerinin yeni bir taarruzu (Baş tarafı 1 inci sahifede) Cürherlalii beyanatı Londra 17 — İngiliz Başvekil B. .Chamiberlain, bugün Avam kâma- rasında, son Alman hava hücumları hakkında beyanatta bulunmuştur. Başvekil, Firih üzerine taarruz eden tayyarelerin 12 veya daha fazIa ol duğunu, dört Alman fayyaresi dü- şürüldüğünü söyledikten sonra de miştir ki: — Bu gün de saat 6,30 da takriben dört düşman tayyaresi tarafından Scapa Flow üzerine bir taarruz yapıl- mıştır, İrondüke zırhlısının yanma iki bomba düşmüş ve gemi bazı hasa ra uğramıştır. Ne ölü ve ne de yaral vardır. Berlin 17 (A.A) — 17 ilkteşrinde Alman tayyareleri Scapa Flow'a ka- dar bir uçuş yapmışlardır. Koyda bu- lunan İngiliz harp gemilerine mu- vaffakiyetli bir taarruz yapılmıştır. Harp gemilerine büyük ve orta çapta bombalar isabet etmiş ve bilhassa bir saffı harp zırhlısı hasara uğramıştır. Bu taarruz neticesinde bir hava harbi de olmuş ve bombardıman tay- yarelerimiz bir düşman tağyaresini düşürmüşlerdir. Düşmanın şiddetli müdafan ateşine rağmen tayyarelerimiz, biri müstes- na olmak üzere kümilen üslerine dön- 4 e rında Hollanda hududunun pek yakının. Edirne yolunda bir otobüs yolcusunun kolu koptu Edime 17 (Telefonla) — Karıştıran - Lüleburgaz arasında bir otobüs kazası ol- du. İsmailin idaresindeki 75 numa- ral otobüsü Edimeye gelirken mez- kür yerde 52 numaralı bir kâmyonla kar- mılaşmıştır, Otobüs ve kamyon biribirleri- ne sürtünerek süratle geçmiş ve bu sıra- da, yolculardan birinin pencere kenarına dayamış olduğu kolu kopmuştur. Kolu ko- ve yolcu Çorlu hastanesine katdırılmış- ir. İtlayan sefiri Lord Halifaxla konuştu Londra 17 (A.A) — Londradaki yeni İtalyan büyük elçisi Bastianini bugün öğleden sonra Hariciye neza- retine giderek Lord Halifaxla görüş- müştür. Mısırda örfi idare Kahire 17 (A.A.) — Başvekil AN Mahir paşa, Mısırda örfi idarenin, İn- gillere - Mısır ittifak muahedesinin tatbikatı ve Süveyş kanalının müda- faası ihtimali sebepleri tahtında ilân edilmiş olduğunu söylemiştir. manların başlıca bu kısımda taarruz edecekleri tahmin ediliyor. Maama- fih asıl gayret iki veya üç noktada olacaktır. Almanlar buraya tanklar ruşlardır. Bunlar manevraya gön- derildiklerini zannediyorlardı, Al manyanın Bolşeviklerle ittifakını bü- yük bir hayretle karşılamışlardır. İz *ay- yaresinin yere inerek #teş aldığını ve için- de bulunan üç tayyarecinin biri yaratı ol- | mak üzere kurtarıldığını bildirmektedir. Balıkçı gemisi mürettaba- tanın anlattıkları Londra 17 — (A.A) — Forth kör. fezi taarruzuna iştirak eden ve dü- şürülen bir Alman bombardıman tayyaresinin dört kişiden ibaret mü- rettebatının üçü bir balıkçı gemisi tarafından kurtarılmıştır. Gemi mü- rettebatı tayyarenin nasıl düşürüldü. günü şöyle anlatmışlardır: s#İngiliz avcı tayyareleri tarafından takip edilen büyük ve siyah bir tay- yare gördük, Avcı tayyareleri, bu si. yah tayyarenin yanına gelince etra- fında dönmeğe ve ateş etmeğe baş- ladılar, Siyah tayyare, birdenbire te- petaklak olarak denize düştü ve sü- ratle batmağa başladı. 'Tayyarenin düştüğü yere geldiğimiz zaman mü- retlebatından üç kişinin bir tahlisi- ye simiüine tutunduklarını gördük, O aralık üslümüzden alçaktan uçan bir Alman Layyaresi daha geçti. Fakat İngiliz avci tayyareleri tara- fından takip edilmekte olduğundan şarka doğru yoluna devam esti, De- nizdeki üç kişiyi kurtardık. Üçü de yaralı idi. Bunlardan biri gözünden, diğeri kaburgalarından, üçüncüsü. de kolundan yaralanmıştı. Yaralılar bize hararetle teşekkür ettiler, İçle. rinden en yaşlısı gemimizin patronu- na parmağındaki mühürlü altın yü. züğü hediye etti.» Yaralı tayyarecilerin karaya çıkar çıkmaz hastaneye sevkedildikleri bil- diritmektedir. İçlerinden biri ölmüş- tür, İngiliz tayyarelerinin keşif uçuşları Londra 1T (A.A) — Hava Nezare- tinin bildirdiğine göre, İngiliz tay- yareleri dün Almanyanın garbinde ve şimali garbisinde muvaffakiyetli keşif uçuşları yapmışlardır. Bu tay- yarelerden biri üssüne &vdet elme- miştir. Bozdağa ilk kar düştü İzmir (Akşam) — Ödemişten bura- ya gelenlerin söylediklerine göre, Boz- cuları, kış mevsiminde yapacakları kayak sporu için şimdiden hazırlıklara başlamışlardır, Sporcular için Bozdağ tepelerinde iki sığınak inşa ettiril- mektedir, Vilno, Lituanyanın hükümet merkezi oluyor Kaunas 1T (A-A.) — Sovyet - Lit- vanya paktı tasdik edildiğinden, Vil. no şehri çarşamba günü Lifvanya kıtaatı tarafından işgal edilecek ve Litvanyanın merkezi olacaktır. Zira Kaunas muvakkat olarak merkez bulunuyordu. Yahudi ve Leh ekalli- yetleri hakkında iyi muamele edile- cektir. Büyük mekteplerin parçalan- ması, sosyal yardım ve yolların islâ- hı gibi tedbirlerin müstacel mahi- yetle derpiş edileceği bildirilmekie. MEŞRUTİYETTE SARAY ve BABIALİ Yazan: SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM — Tercüme, Tefrika No, 110 Büyük devletlerin Babıâllye notası Kâmil paşanın siyasi tertibi imiş 18 Teşrinievvel 1939 Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur. Buna dair uzun müzakerelerle ha- zırlanmış müşterek nota 191$ kânunu sanisinin on yedinci günü öğleden son- ra saat üçte ciçiler heyetinin en kı- demlisi tarafından yanında diğer beş (Muhasamatın avdetine meydan yermemeği arzu eden devletler ver. dikleri nasihatlere mukavemet ve sul- hun in'ikadına mümanaatle deruhde ettiği vahim üzerine Babı- âlinin dikkatini celbederler. Harbin devamı payitahtın talihini meyzuubahs ettirecek ve muhasamatı Asya vilâyetlerine teşmil eyliyecek neticeler hasıl ederse buna ancak kendisi sebebiyet vermiş olacaktır. Devletler şimdiye kadar Babıâliyi maruz olduğu tehlike karşısında ikaz, etmeğe, bunlardan korumağa çok ça- lışmışlardır; hâlâ da çalışıyorlar, An- cak muhasamat tekrar başlarsa bu | yoldaki gayretlerinin muvaffakiyete mazllar olabileceğine güvenmemeli- dir, Sulhün in'ikadından sonra Os- manlı devleti devletlerin maddi ve manevi yardımına muhtaç olacaktır. Bu yardımın nisbeti Babıâlinin dev- lellerin nasihatlerine tebaiyet dere- cesine muadil olacaktır. Buna göre Avrupa devletleri müş- tereken Babıâliye Edirnenin Balkan müttefiklerine terkine rıza gösterme- sini ve adaların mukadderstını tayin hususunu onlara bırakmasını tavsiye ederler, Babiâli buna muvafakat ettiği takdirde devletler de Edirne müslü- manlarının haklarına, dini binalarla mallarına riayet edilmesini ve adalar meselesine verilecek hal şeklinin Os. manlı devletinin emniyetini ihlâl ey- lememesini temin edeceklerdir.) Fransa Başvekili Polncarâ, Les Bal- kans en feu eserinde bu teşebbüsün Babıâlinin telkini eseri olduğunu ya- ziyor. Diyor ki: (Avusturyadan meded uman Türk- ler diğer devletlerden evvel ve Alman- ya İle birlikte onun da Edirneyi terk tavsiyesinde bulunduğunu görünce iç olmazsa mesuliyetten tevakki ey- lemek istediler, Elçiler heyetinin ken. dilerine biri birine mutabık, fakat ayrı, ayrı müracaatler yapacak yerde müşterek bir tebliğde bulunmasını telkin eylediler, Bunun üzerine devlet ricalinden ve yüksek memurlardan mürekkeb bir fevkalâde meclis toplanacağını ve bu meclis Edirnenin terkine karar verirse hükümetin de bu karara ittiba edeceğini anlattılar, Daima kaçamak yolları!) Polncarö'nin bu sözlerine göre Edirnenin terki hakkında devletler. ce yamlan müşterek demarş bu nok- tada Avrupanın ne kadar ağır bastı- ğını Türk efkârı umumiyesine anlat- mak ve Kabineyi ihtiyar edeceği ka- rarda mazur göstermek üzere Kâmil paşanın siyasi bir tertibi olmuştur! Her halde Kâmil paşa bir saltanat şürâsı tertibile sırtındaki mesuliyet yükünü hafifletebileceğini ozannedi- yordu. Bu teşebbüs mahiyeti pek acıklı bir siyasi kömedyadan başka birşey olmadı. Meşveret neticesinin ne olacağı ev- velden malüm idi! Davetlilerden Mahmud Şevket pa- şa gibi birkaç kişi ancak Meclise gel- memek derecesinde yarım bir fikir istiklâli gösterebilmişlerdi. Meclis 1913 Kânunusanisinin yirmi ikinci günü Dolmabahçe sarayında Kâmil paşa riyasetinde toplandı, Kâ- mil paşa: i — Pek vahim bir buhran anında hükümet milli meselelerde nüfuz sa- hibi olan en maruf rical ile istişare etmek, takip ettiği siyasetin milletce tasdik olunup olunmadığını anlamak istedi. (1), İçtimada başka bir hattı hareket takibile daha mütid neticeler elde edilebileceği hakkında bazı telkinler ortaya konulmak ihtimalini de dü- şündü. Sözlerile celseyi açtı: Devletlerin notası okunduktan son- ra Harbiye Nazırı Nazım paşa ordunun harpte devamı şiddetle arzu ettiğini, fakat Selânik ve Manastırı geri al. mak, Edirneyi muhasaradan kurtar- mak İhtimali olmadığını söyledi. Maliye Nazırı Abdürrahman efendi de hazinenin hâli pek kritik olduğu- nu, muhasamat bitmedikçe Avrupa mali piyasalarından hiç birşey bekle- hemiyeceğini izah elti, Hariciye Nazırı Noradonkiyan efendi beynelmilel va- ziyeti, devletler nezdinde yapılan te- şebbüsleri anlattı. Rusyanın muhasa- matın devamı kendisini bitaraflığını terke mecbur bırakacağını iki defa bildirdiğini haber verdi ve Avrupada zuhur edebilecek ihtilât ve ihtilâflar- dan, müşkülâttan Osmanlı devleti- nin istifade eyliyebilmesi için pek az ümid olduğunu da ilâve ' etti, Gazi Ahmed Muhtar, Müşir Puad, eski Sad- rTâzam Sald paşalar sulh akdinin meo- buri olduğunu beyan eylediler, Reis — Harbe devamı muvafık gö- renler ayağa kalksın! Kimse ayağa kalkmadı, Vükelâ Heyetince serdedilen rey ve mütalânlara tevfikan bu saltanat şürâsı (büyük devletlerin adaletkâ rane hislerine itimad gösterilerek on- lar tarafından beyan olunan vaidle- rin, yardımların istihsali fiğliyatına ve memleketin âtiyen selâmetile ikti- sadi menfaatlerini temin esbabının islikmaline çalışılması hususlarının hatiyellerine terkine.) kârar ver- di. (2) Bu karar Edirnenm Bulgarlara ter- kini vene kadarağır şartlar olursa olsun sulh yapılmasını tazammun edi. yordu! Kâmil paşa Kabinesinin son toplantısında (Balkan devletlerinin Allahın takdirile kazandıkları tam galebeye ve büyük devletlerin işe mü. dahale İle Londra konferansında ver- dikleri nihai karara nazaran Rume- linin kurtarılmasına imkân kalma- mıştır. Ancak Edirne vilâyetinin nü- fusça ekserisi islâm olmasına, Edir- nenin Osmanlı devletinin kadim pa- yıtahtı olup birçok islâm eserleri 19 dolu bulunması itibarile Bulgarlara terki hem hakka ve adile, hem mas. lahata muvafık olamaz. Bu sebeble bu vilâyetin idare şekli büyük'dev- letlerle müttefikan kararlaştırılarak bis islâm prensine tevdi olunmasına ve İsviçre gibi müstakil ve bitaraf hale konulmasına, Asya mülhakatından olan adaların da Anadoluya kurbi- yetleri dolayısile Yunanlılara terki uyamıyacağından bu noktanın da büyük devletlerin dikkat nazarlarına arz olunarak ağalar mukadderatının bu devletlerin âdil reylerine tevdii hakkında bir nota tanzim edilmesi- ne) karar verilmişti, Bu kararın tatbik sahasma girme- sine meydan kalmadı. İttihadcıların bir darbesile - Babi- âli baskını - Kâmil paşa Kabinesi dev- rildi. (3) Kâmil paşa yerine Mahmud Şev. ket paşa Sadrıâzam oldu. Babıdli baskınını tertib eden İttihad ve Terakki erkânından Talât bey: — Vaki olan tebeddül gösterir ki biz ya milli şerefi kurtaracağız yahud bu uğurda mahvolacağız. Muharebe- nin devamını istemiyoruz, Fakat bun- da bizim için kati şart Edirnenin biz- de kalmasıdır. demişti. Mahmud Şevket paşa Kabinesi ne siyaseten, ne harben Edirneyi kurta- ramadı, İttihad ve Terakki de Edirneyi kur- taramadan ve «mahiv dahi olmadan» sulhu yapmağa mecbur oldu! (Arkası var) (1) Bu hak mebusan meelisine ald değ miydi? (2) Bu karara bir muhalif rez olduğula dair bir yerde bir kayıd gördüm. Fakab bu reyin kime ald olduğu hakkında bir $a- rahaia teşndül edemedim. (3) Bu mesele ayrıca izah olunacaktır.