AKŞAMDAN AKŞAMA İki ananenin mücadelesi Meşhur İngiliz edibi Wells, yazdığı «Dünya tarihi» nde şöyle der: — Ari ve sami (sz semit) cemaat- lerin bariz farkı, birincilerin şeflere (yani askeri mahiyetteki reislere), ikincilerin rahiplere tabi olmalarıdır. Kilabın başka bir yerinde de, dün- yada hâlâ bu iki zıd örf ve âdetin biri- birile mücadele halinde bulunduğunu yazar, Filhakika yaşadığımız senelerde bu kavgayı gözle görmek mümkün... Her memleketten kovulan, vapurlara bi- nip deniz deniz dolaşan ve çıkacak kara bulamıyan Musevilerin hali, en bariz nümunelerden biri... Fakat bu kadar elle tutulur mahiyette olmıyan misaller de var, Şimdiki kralların ve devlet reisleri- nin tercümceihallerini, âdetlerini an- Yatan bir risale okuyordum. Rirdenbi- xe hayrete düştüm: Hepsi de spor meraklısı!.., Yahut öy- le görünerek efkârı umumiyeye karşı sempatik olmak istiyorlar... Siyam kralından başlayın! Bir yü- zücü şampiyon kıyafetine girmiş... Denizde kulaç atıp duruyor... Her tür- Yü fikri meziyetleri ikinci plâna bıra- kılmış; kendisini medhü senaya tah- sis edilen bir propaganda makalesin- de hep bu bedeni hususiyetleri med- holunuyor, Kralların galiba en ihtiyarı olan İs- veç hükümdarını tanırsınız. İsmi ge- çince, gözlerinizin önünde nasıl bir lâvha belirdi?... Uzun boylu, beyaz kı- | yafetli bir zat; elinde bir raket tutu. yor; hopluyor, sıçrıyor; tenis oynu- yor... Ben bu devlet reisinin başka bir kılıkta fotoğrafisini hatırlamıyorum. Romanya kralı, Bulgar kralı, Misir kralı hakkında da gayet iyi denizcilik, avcılık ettikleri, otomobil kullandık- ları söyleniyor. Hep ari şeflerinin va- sıflarile, yani «bedeni iktidar» larile kendilerini gösteriyorlar, Amerikan Cümhürreisinin seçilişi zamanındaki propaganda aklıma gel- di; Ayakları rahatsız olmasına rağ- | men, Ruzvelt'in askı değil kemer tak- tığı, binaenaleyh sporculukla alâka- dar olduğu ileri sürülüyordu. Ari ruhun şimdiki kadar hâkim ol- madığı ve semitik felsefenin daha zi- yade nüfuzunu gösterdiği devirlerde, bükümdarlar «çok katolik» olmakla, kudsi olmakla, «dünya üzerinde Alla- hın gölgesi» olmakla övünürlerdi. Ya- ni Wells'in tarif eltiği semitik reisle- re benzerlerdi, Ehali de onların mo- dasını takip ederek tesbihle, - tehlille zayıflamış, beti benzi uçmuş ruhani- lere benzerdi, Şimdi malüm: bedene birinci ehem- miyet veriliyor, Şu neticeyi çıkarabi. Biriz: Sporcu genç tipi, dünyaya ari felsefenin yaydığı bir modadır, Memleketlerden yalnız tren tren, vapur vapur Yahudi çıkarılmıyor; mevcud Yahudiler içtimai ve iktisadi kudretlerinden iskat edilmekle bıra- kılmıyor, Ayni zamanda ari âdetler, semitik ananelerin yerlerine geçiyor, Semitlerin liberal iktisadı kapı dı- şarı edildiği gibi, mâneviyete kıymet veren felsefesi de gün geçtikçe mev- kiini kaybediyor. Şeflerin emir ve ida- resinde bir askeri ve iktisadi idare... Birinci plânda: Maddi kuvvet! — , Üç bin sene evvel Akdeniz medeni- yetini istilâ eden arilerin ruhu bugün hâlâ öylece sürüp gidiyor, Üç bin se- ne evvel başlıyan kavga böylelikle hâ- lâ devam ediyor, (Vâ - Nü) ŞEHİR HABERLERİ Gazi köprüsü 25 teşrinievvelde Belediyeye teslim edilecek Gazi köprüsünün 25 teşrinlevvelde Belediyeye tesim edilmesi için icap eden bütün tedbirler alınmıştır. 29 teşrinlevvel Cümhuriyet bayramında köprünün küşad merasimi yapıla caktır. Bu itibarla bir program ha- arlanacaktır. Köprünün Unkapanı ve Azapkapı meydanlarının tanzimi için B. Prost tarafından bir plân hazırlanmıştı, Ancak burada yapıla- cak istimlâkler ile meydanların tan- zimi uzun zamana mütevakkıf oldu- ğundan şimdilik meydanların tanzi- mi ehir edilecek ancak köprünün her iki başındaki yollar inşa edil- mek suretile münakalât temin edile- cektir. Beynelmilel antropoloji ve arkeoloji kongresi 18'inci beynetmilel antropoloji ve preistorik arkeoloji kongresi, genel sekreterliğinden verilen malümala göre 18 eylül 938 de Dolmabahçe Sas rayında toplanacak olan beynelmilel aniropoloji ve preistorik kongreye muhtelif memleketlerden aza gele- cektir. Türk - Alman ticaret muahedesi Türk - Alman ticaret muahedesi 31 ağustosta bitiyor. Bu muahedenin yeniden temdit veya tadili hakkın- da mayıs ayı içinde tarafeyn tara- fından bir karar verilmesi icap et- mekte idi. Haber aldığımıza göre, Alman ikti. sadi mahafiline mensup kimselerden müteşekkil bir Alman ticaret heyeti şehrimize gelmiş, ve piyasadaki alâ- kadarlarla temasa geçmiştir. Bu he- yetin, Alman ataşe kommersiyalı ve diğer Alman ticaret komisyoncuları ile temaslarda bulunduğu da öğre- nilmiştir. z Bu heyetin yaptığı temasların Türk - Alman ticaret muahedesinin temdidi ile alâkadar olduğu söylen- mektedir, Dün Almanya hesabına piyasada 60 bin kilo karaman cinsi yapağı sâ- tılmıştır. Yapağılar, kilosu 53 kuruş- tan verilmiştir. İş limited şirketinin tasfiyesi Iş limited şirketinin tasfiye edile- ceği hakkında verilen haberler, te- eyyüd etmiştir. Dahiliye Vekili Dahiliye Vekili B, Faik Öztrak, dün Üsküdara giderek (o Üsküdar tramvay şirketi işlerile meşgul ol- muş, Üsküdar (tramvay şirketi mü- dürü B, Feridun Manyastan tram- vay işleri etrafında izahat almıştır. Kursu ikmal eden mühendisler Şehrimizdeki Nafia teknik okulun- daki kursu takip etmekte olan sek- sen mühendis dün kurslarını ikmal etmişler ve Vekâlet tarafından muh- telif şehirlere tayin edilmişlerdir. — Amerikalı milyonerlerden birini bir merak sarmış bay Amca: Eski de- virleri ihya merakıl.. .« Adamcağız bu uğurda üç sene yüzlerce adam çalıştırmış... Istimlâk işleri Evvelâ Beyazıt - Koska mın- takasında istimlâke başlanacak Yeni istimlâk kanununa göre ya- pilacak istimlâk muameleleri için teş- kil edilecek istimlâk komisyonlarına umumi meclisten B. Suphi, B. Meh- med Ali Gökçen, B. Refik Ahmed Sevengil ve B. İhsan Namık seçlimiş- lerdi, Bu zevat, yeniden teşkil edile- cek dört komisyonun reisidir. Dün sabah Belediye istimlâk mü- dürlüğünde Vali B. Lütfi Kırdarın reisliğinde olarak istimlâk Komisyon- ları reislerile İstimlâk müdürü B. İsmali Hakkı da dahil olduğu halde bir toplantı yapılmıştır. Bu toplanlıda şehrin muhtelif mmtakalarında yapılacak istimlâk işleri için almacak tedbirler ve hangi istimlâk sahalarında daha evvel muameleye başlanacağı görüşülmüş- tür. Neticede Koska - Beyazıd arasın- daki sahadan başlanmasına ve Emin- önü - Unkapanı arasında istimlâke devam edilmesine karar verilmiştir. Koska ile Beyazıd arasındaki istimlâk sahasında Beyantta İnkılâp müzesi önündeki ahşap dükkânlar da dahil- dir. Bu sahadaki binaların istimlâki için üç yüz bin lira sarfedileceği tah- min ediliyor. Eminönü - Unkapanı istimlâk sa- hasında istimlâk edilecek binalar için istimlâk komisyonu ilk elde 700 parça bina tefrik etmiş ve bunların mal sahiplerine aid adresleri, mu- hammen kıymetlerini tesbit oeyle- mişti. Şimdi istimlâk komisyonları bi binalardan istimlâke başlıyacaklar. dir. Ancak yeni kanun hükümlerine göre her bina için âyrı ayrı takdiri kıymet yapılmasına zaruret vardır. Beşiktaşta otomobil kazası Beşiktaşta Şerilikdedede 42 numa- rada oturan, 9 yaşında Nüsret, dün akşam üzeri, Akaretlerden geçerken Osmanın idaresindeki 3951 plâka numaralı kamyonun sadmesine maâ- ruz kalarak ağır surette yaralan- mıştır, Sol bacağı kırılan ve vücudunun muhtelif yerlerinden yaralanan Nüs- ret, can kurtaran ile Şişli çocuk has- | tanesine kaldırılmıştır. Bir Alman mecmuası ve bir kitap toplattırıldı Almanyada çıkan Daş İlluştrieste Blatt mecmuası, son nüshasında meinleketimiz hakkında çirkin ve is- tihzaâmiz bazı karikatür ve resimle- ri ihliva ettiği cihetle, zabıtaca ki- tapçılardan toplattırılmıştır. «Bu aslana dokunmayın!» ismile neşredilen Türkçe bir kitap zabıtaca toplanmıştır. Limanlar umum müdürü Limanlar umum müdürü B. Rau- fi Manyas dün akşamki trenle An- karaya gitmiştir. Cocuk dünyası "Temmuz bilmecesinde hediye kazananların isimleri sekizinci sahifemizdedir. ... Milyonlarca para harcamış, ni- hayet 18 inci asrı canlandırmış!.. Bira buhranı Teftiş neticesinde bakkallarda bira bulunmadı Dün Belediye yeniden bira buh- Tanı meselesi etrafında şehrin muh- telif semtlerinde teftişler ve tetkik- ler yapmıştır, Yapılan bu teftişler neticesinde gazino ve birahanelerde kâfi miktar- da bira bulunduğu halde bakkalla- rım çoğunda bira bulunmadığı gö- rülmüştür. Bakkallar, şişesi 18 ku- ruştan satılacak biranın boş şişesi için İnhisarlar idaresi on kuruş kıy- met koyduğundan Şişelerin kıy- rılması ihtimaline binaen bira alma- dıklarını ileri sürmüşlerdir. Belediye ayni zamanda gazino ve birahanelerdeki bira satışını salim bir şekle bağlamak için yeni bir for- mül aramaktadır. Bulunacak formü- le göre, bu gibi yerlerde ya tamamile kapalı şişe ile bira satılması temin edilecek, yahut bira satılacak bar- daklara muayyen işaretler konula- caktır, Bu muayyen işaretler kon- duktan sonra bir takım hilelerin önü alınacaktır, Birkaç sene evvel ölçüler ve ayar- lar müdürlüğü, müskirat kadehleri- ne ihtiva edeceği içki miktarını gös- teren çizgiler konmasını mecburi kılmıştı. Fakat bu tedbir o zaman elddiyetle tatbik edilmemişti. Bu vesile ile halkı muhtekir ga- zinocu ve birahanecilerin elinden kurtaracak tedbir alınmalıdır, Gelecek göçmenler Bu yıl, Romanyadan 3400, Bulga- ristandan 1200 göçmen geleceğini yazınıştık. On beş eylülden sonra Köstenceden gelecek olanlar doğruca Marmara Ereğlisine, Varnadan gele- cekler ise doğruca Tuzlaya gönderi- lecektir. Evvelce, İstanbul iskân müdürlü- gü tarafından açılan münakasa ne- ticelenmiş ve ilk göçmen kafilesini getirmek üzere Nâzım vapuru Var- naya gönderilmiştir. Nâzım vapuru 27-31 ağustos tarihlerinde. avdet edecektir, Göçmen sevkiyatı, bu yıl da, dört ay sürecektir, Tapu ve Kadastro umum müdürü Şehrimizde bulunan tapu ve ka dastra umum müdürü B. Halid Ziya Türkkan İstanbul, Beyoğlu ve Sarı- yer tapu sicil muhafızlıklarını ve kadastro dairelerini teftiş etmiş, Üs- küdar tapu ve Beyoğlu Kadastro iş- leri sırasında halk ile memurların münasebetini tesbit etmiştir. B, Halid Ziya Ankaraya gitmiştir. Zil zurna sarhoş Kasımpaşada oturan Esad isminde biri, evvelki gece son derece sarhoş İ olarak dolaşırken polisler tarafından yakalanmış, mahkemeye verilmiştir. 50 bin kilo kızıl yapağı Almanlar, dün de piyasadan 50 bin kilo kızıl yapağı satın almışlardır. Yapağıların kilosuna 57 kuruş veril ... İstanbulda da böyle bir şey yapılsa tarih bakımından faydalı olur amma para meselesi!.. t ISTANBUL HAYATI Bira ucuzlayınca !.. Meğer İstanbulda ne kadar bira me- raklısı varmış da, pahalılık yüzünden mahrumiyete katlanıyorlarmış. Ga zeteler bira şişesinin on allı kuruşa in» diğini ilân eder etmez, İstanbulun dört bucağında telâş başladı. Bayi dük- kânlarının önleri bira müşterilerile doldu. Kamyonlarla taışnan bira ka- saları birkaç saat içinde tükeniyordu. Şimdiye kadar ağzına bira koymuyan» lar, ucuzluğu duyunca: — Şunun tadına bakalım bari, Diye hiç değilse bir şiccik; evvelce bir bardak içenler bu defa dört, beş şişe, dnha fazla alışık olanlar da kasa- larla aldılar, Ucuzluk, müşteriler üze- rinde âdeta itimadsızlık uyandırdı. Sonra ne olur ne olmaz, fırsat bul muşken istifade edelim, düşüncesile bira şişelerine üşüştüler. Akşam üzeri yolda rasladığım bir ar. kadaş yakama yapıştı: — İlâ bu akşam yemeği bizde yi- yelim... Evde &ofra hazırlazırken bizim ah- bap süklüm püklüm ellerini uğuştu- rarak karısının yanma sokuldu: — (N...) cığım, haberin var mı? Bi- ra ucuzladı. Bugün şişesi on altı ku- ruşa satılıyor. Bayan kaşlarını çattı, hiddetini 20- raki bir lâtife şekline sokmağa çalışa- rak homurdandı: — Eh, ne olacak?.. Bira ucuzlarsa bize ne?... Bakkal dükkünımız yok ya.. — Hayır karıcığım, Şey... Bak bu akşam misafirimiz de var, Biraz bira alsak. Gene sen bilirsin ya... Uzunca bir münakaşalı müzakere- den sonra müsaade istihsal olundu, bizim ahbap pürtelâş sokağa fırladı... Elinde bir kasa bira ile kapıdan gi- rince şidetli bir münakaşa başladı. — O kadar birayı kim içecek?... Yüz verdik de astarını mı istiyorsun?.. Diye karısının feryadına baldızı, kay- nanası, kızı, oğlu da işlirak ettiler. Herkes pür hiddet, derin derin solu- yarak sofraya oturdular. İlk bardak. ları ikimiz içtik, İkinci bardakta dos- tüm bir hayli israrla karısına birkaç yudum içirdi... Hele biraz daha, yarım bardak daha derken bayan üçüncü bar- dağı da boşalttı, Son yudumda hafifçe şahlaşan gözlerle annesine döndü: — Anne, o kadar güzel ki. Hele bir yudum al, zaten bu içki sayılmaz. Damadının da iştirak ettiği kısa bir israr kayın valideyi kandırmağa kâfi geldi. Biraz sonra onun süzük gözleri de torunlarına döndü; — Ayol, biz içiyoruz da çocuklara niçin vermiyoruz?.. Nihayet bütün sofra halkı biraya iş- tirak etti. Köşede bekliyen hizmetçi de ihmal edilmedi. Yemek sonuna kadar kasadaki şşieler de boşaldı. Sofradan kalkarken kayın valide hanım gözle- rini çarpıta çarpıta murıldanıyordu: — Biraz başım döner gibi oldu am- | ma, fene birşey değilmiş, Madem ki, fk ati de ucuzlamış, arasıra almalı bun- dan, Cemal Refik pe İsveç menşeli eşya 1 kânunusani 989 tarihli Türki ye - İsveç ticaret ve kliring anlaş- masına müsteniden, kliring yolu ile ithal edilecek İsveç menşeli eşyadan menşe şehâdetnamelerinde clearing Konteretin vizeli bulunanlar, bedei- leri Cümhuriyet Merkez bankasına yatırılmak şartile anlaşmaya mer- but protokola bağl 3 sayılı konten- jan listesinde yazılı kıymet plâfonla- Tı nazarı itibare alınmadan ithal eği- tecektir. B. A, — Boşuna masra? olür!.. Şeh- rin bazı semtlerinde bunu bedavadan bulmak kabil, hattâ çarşafı ve kafe- silel...