POLİTİKA Hollanda ve Isviçrenin vaziyeti Avrupadaki büyük devletler arasındaki gerginlik bu kıtanın garbinde ve şimzlinde bulunan küçük devletlere bitaraflıklarmı muhafaya için fevkalâ de masraflara girmeğe mecbur etmek itibarile pek pahalıya mal olmaktadır. Bu küçük devletler bir taraftan külliyeti askeri silâh altında bulundur makta ve diğer taraftan müdalaa silâhlarını mütemadiyen arttırmaktadır. lar. Hollandada üstüste iki Kabine buhranı oldu, Ötedenberi memleketin harici ve dahili siyasetini elinde bulunduran Calijn nihayet büsbütün uzak- laşmağa mecbur kaldı, Lâkin yerine gelen De Geer harici siyaset hakkında ne bir program hazırlamağa ne de beyanatta bulunmağa lüzum bile görme- miştir. Çünkü selefi gi“i sıkı bitaraflık siyasetine devam ve bunun icab ettiği ağır masraflara tahammül etmekte tereddüd göstermemiştir. İsviçre dahi aynı ağır yükün altındadır. 77 hükümetin konfederasyon tarzında birleşmesinden teşekkü) etiniş bulunan bu devletin harici siyasetini dare etmekte bulunan Motta son beyanatında bütün devletlere Aynı şekilde ve toptan mutlak bitarafhk siyaseti takip etmeği tasmim eyle diğini ve bazı devletlere karşı müstekimane hareket ederken diğerlerine de dostane bir tavır almak yani bitaraflığını karşısmdaki devlete göre değiştir» mek tehlikeli ve gayri caiz bulunduğunu söylemiştir. Bu devlet adamı; İsviçrenin, devletlere tâbi bulundukları dahili tejim- lerine göre ayrı ayrı siyasi ve iktisadi muamelede bulunmuyacağı gibi şu veya bu devletin otomatik olarak yanl İsviçre istese de istemese de kendisine yardım eylemesine asla razı olamıyacağını ve bütün güvendiği kendisinin müdafaa kuvveti olup siyasetinde ve ileride yardım isteyip istememekte hür- riyet ve istiklâlini muhalaza edeceğini de haber vermiş, bir tecavüz vukuun- da düşmanın karşısında yalnız İsviçre ordusunu değil bütün İsviçre halkını bulacağını da ilâve etmiştir, AKŞAM Balık yerine yıldırım tutmuş! Norveçin merkezi olan Oslo şehrin. den bildirildiğine göre, geçen gün sa- hilde balık tutmakta olan bir balıkçı- mın başından garip olduğu kadar teh- likeli bir vaka geçmiştir. Kamışla ba- Uk tutmakta olan bu adam, bütün dikkatini balıkların oltaya vurup vur- madıklarına verdiği için ufukta yavaş yavaş fırtına bulutlarının biriktiğini farkedememiş, etrafta gök gürülder ve şimşekler çakarken balık avına devam etmiş, Fakat birdenbire önünde hasıl olan göz kamaştırıcı bir parıltı ve ku- lak zarını patlatacak kadar şiddetli bir gümbürtüyü müteakip, olta kamı. sının elinden fırlayıp gittiğini görün- ce, balıkçının aklı başma gelmiş. O za- man elinde tatmakta olduğu olta ka- mışının madeni ucuna bir yıldırım isa- bet ettiğini ve madeni kısmı takip eden kauçuk parça sayesinde yanmak- tan kurtulduğunu anlamıştır. Bir çoban köpeğinin sadakatı Paris gazetelerinde okunduğuna Böre, Fransanın Alp dağlarından Gtap Civarında geçen gün çok acıklı bir vâka cereyan etmiştir, Dağlarda sü- rüsünü otlatmakia meşgul olan bir ço-| ban, bir geçidden geçerken 300 metre | Irtifamdaki uçurumdan aşağıya yu. varlanarak vücudu hurdahaş olmuş- tur. Sahipsiz ve çobansız dolaşan ko- yun sürüsü gelip geçenlerin dikkatini Celbetmiş, çoban köpeği de ortada görünmediği için derhal araştırma lara başlanmıştır, Nihayet arayıcılar bir uçurumun kenarından geçerken derinden gelen bir köpek sesi duymuşlar ve köpeği yukarıya çağırmışlardır, Köpek inli- yerek uçurumdan yukarıya çıkmış, orada toplanmış olan arayıcıları aşa- ğıya inmeğe teşvik edici bir takım hareketler yapmağa başlamıştır. Köpeğin bu hareketlerinin mâna- sını anlıyanlar, derhal bin müşkilât. la uçurumun dibine inmişler ve za- vallı çobanın cesedini yukarıya çıkar- muşlardır, GÜNÜN ANSİKLOPEDİSİ İhtimal ki tekzib edilecek bir haber: İtalyan orduları baş kumandanı mâ- reşal Badoglio azledilmiş, Aslen köylü çocuğudur; pek mütö- vazi bir ailenin evlâdıdır. 1929 da Sabotino markisi olan Ba- dogüo 18TI senesinde Grazzano « Mon» ferrato'da yani yeni İtalyanın zuhur ettiği mıntakanın merkezinde doğmuş ve müstemleke işlerinde mütehassıs olmuştur. 1890 da Torino askeri akademisin- den neşet etti. 1896 senesindeki Eritre iSeferine iştirak etti. Tarablusgarp mu- harebesinde de bulundu. 1928 de Lib- e ar olmuş. Umumi harpte Badoglio iki kolor- dunun kumandanı idi. 1919 da Ayan Azası oldu. 1921 de şimali Amerikaya fevkalâde murahhas olarak gitti, 1924- 1925 seneleri arasında Brezilya sefir- Miği yaptı. 1925 yılındanberi mareşaldır. Ordu- nun erkânıharbiyei umumiye retsi iken 1935 senesinde şarki Afrika yüksek ko- Miserliğine getirtidi. Mareşal Badoğlio İtalyanların en Meşhur askeri şahsiyetidir. Habeşis- Mareşal Badoglio İtalyada Yahudi müessese- cebri satışa tâbi tutuluyor Roma 17 (A.A.) — Yahudileri yüz Kişiden fazla adam kullanan mülesse- Seleri idare etmekten meneyliyen ka- mun, bu gibi müeseselerin altı ay için. de ârilere satılabileceği şeklinde tadil olunmuştur, 5 gr tandaki askerf harekâtın neticesi onun sevk ve idaresinde istihsal edilmiştir. Mareşal Badoglio'nun, İtalyanın Al manyanın pek Iyi olmasının aleyhin. de bulunduğu söyleniyor. Sovyet Rusyada şiddetli sıcaklar Riga VI (A-A.) — Moskovadan bü- dirildiğine göre, Sovyet Rusyanın Uzak Şarktaki aksamında şiddetli bir sicak dalgası hüküm sürmekteğir, Oralarda termometre, gölgede 50 de- deceyi göstermektedir. Askeri ve iktisadi tedkiklerin vardıkları netice: Almanya ve İtalya harbi kaybede- cektir ! Mihver devletleri uzun sürecek bir harbe niçin dayanamazlar! Şimdiki Almanya Vilhelm Almanyasından kuvvetçe çok zayıftır; çünkü birçok noktalardan 1916 daki kadar yıpranmıştır Yazan: Winston Woodside Uzayıp giden bir harpte totaliter devlet- lerin vaziyeti ne olacaktır? Herhalde çok kötü olacaktır ve bunu herkesten ziyade kendileri idrak etmek- tedirler. 1914 de doğru olan ve Alman- yanın İstanbuldaki #efiri tarafından A- merikan sefirine: «Rğer 40 gün zarfında Parisş girmessek harbi kaybederiz» gök- nde ifade edilen düşünce, bugün büs- bütün doğrudur. Almanya ve İtalyanın takatı, sırf rejimlerinin sevkile girişme- ge ve idameye mecbur oldukları bir taar- ruzi azim masrafları karşısın- da süratle tükenecektir. Hemen tamami- le seferberliğini tamamlamış vaziyette bu lundukları için bidayette İngiltere ve | Fransadan kuvvetli olan Almanya ve İtak yanın maddi, manevi bütün ihsiyat kuv- vetleri mütemadiyen azalacak; halbuki İngiltere ve Fransa bilâkis, seferberliğini tamamladığı nisbette kuvvetlenecek ve imparatorluklarının Üükenmez kaynaklan bu kuvvetleri besliyecektir. İtalya uzun bir harbe tahammül ede- mez, Fakir bir memlekettir; sulh zama- nında, bile, kendisini büyük devletlerden saydırabilmek için müthiş gayret sarfet- mekte ve bunu ancek devam ettirebii- mektedir. Dahilde, demir, petrol, kömür madenleri yoktur; sanayil ancak Münih- ten evvelki Çekoslovakya kadardır. Bu vaziyette İtalya, modern bir harp için lâ- sm olan kudrete pek az maliktir; ve harp enorjisinin ve malzemesinin çö- gunu da şimdiden sarfetmiş bulunmak- tadır. Memleketin normal olarak Akde- niaden yapılan yüzde 8) nisbetindeki fk- mali, bir deniz ablukasile kesildiği tak- dirde, İtalya tamamlle Almanyaya muh- taç vaziyele düşer. Bu takdirde, on alla #enedenberi «tehlike İçindes yaşamanın uatırabını çeken ve dört senedir de bUfl harp sıkıntısını çekmekte olan bu mille- $n artık kendi başını kurtarmağa çar ışması ve hükümetini münferlid sulh yap- mağa zorlaması pek uzan sürmez. Fakat, Almanyanın vaziyeti tamamllş başkadır. Bu milletin, 1914-18 harbinde gösterdiği metanet ve kudret bütün dün- yayı hayret içindö bırakmıştır. Binaen- aleyh bugün, berkes Almanyanın Obarp kudretine fazla kıymet vermektedir. Şim- di, bugünkü Almanya ile, 1914 daki Almanya arasında bir m 2 palm: 1914 Almanyasının, bir âsra yakın bir zamandanberi, üzerinde daimi bir iti- na İle işlenmiş hassas bir saat dakikliğile gulışan bir makine haline gelmiş mükem- mel bir ordusu yardır. Memleketin eli si- Jâh tutan her ferdi, bu ordunun bir uzru idi. Subay kadrosu baştan aşağı tamam ol- mak üzere, 100 birinci sınıf tümen, biz hamlede harekete bazıtdı, ve çok ksa bir zaman zarfında bu mikfam 200 6 çıkar- mak imkânı mevcud bulunuyordu. En in- ce teferrüntmü kadar, büyük bir dikkat ve itina ile hazırlanmış bir sevkulceyş plâs a sayesinde, ordu, hem garp hem de şark cephelerinde harp edebilecekti, OErkânı harbiyenin direktiflerile de, harp ihtiyaç- larını tamamile karşılıyacak şekilde, mu- azzam bir demir yolu şebekesi kurulmuş- tu. Hülâsa, Avrupanın en büyük askeri devletlerine galebe temini için ne lâzımsa hopsl düşünülmüştü. Bu muazzam kara kuvvetini denizden luğu; sahillerini korumağa, yedi denizde- ki düşman ticaret gemilerine taarruz et- meğe ve İngilterenin şimal denizindeki kuv- yetlerine meydan okumağa kâfi kudret te bir donanma vücude getirmişti. Karada ve denizdeki bu müthiş barp makinesinin gerisinde, harp patladığı saman ordunun her türlü iktiyacını temin ve ikmal elme- ge kifayetli bir Iktisad sistemi; memleket- te, uzun saman yetecek kadar ham mad- de stokları; (Avusturya - Macaristanınki 3le beraber) İngiltere, Pransa ve Rusyanın mecmu istihsallerinden daha fazla miktar- da çelik istihsalâtı (hem de ana valan da- hilindeki madenlerden temin edilmek şar- #ile); fevkalâde inkişaf etmiş bir harici Ucaret; bitaraf memleketlerde işletilen mu- azam Alman sermayeleri sayesinde, bu memleketlerde temin edilen sempati ve yardımlar; ve bir milyar altin dolarlık bir harp bütçesi, mevcuttu, Umümiyetle bü- tün halk, harbi şevkle ve çabucak zafer elde edilecek imanile, kabul etmişti. Kar- ni izi doyurulmuş, zinde bir millet olarak harbe giren 1914 Almanyası, dört sene müthiş mezahime Katlanarak, harbe de- vam etimek kudretini kendisinde bulmuş- tu. Hitler Almanyasına gelince, bu; Viüholm Almanyasından © kadar fazla şiddet gös- termiş, o kadar fazla dehşet salmıştır ki, hakikatte (tabil blflü harp kudreti ba- kımından) ne kadar zayıf olduğunu Vk ba» kışta görmek mümkün değildir. Orduda, her rütbeden subay, bilhassa binbaşı, yar- şiddetle ve yüzbaşı kadroları doldurulmağa çalışıl- muş; fakat, altı sene gibi kısa bir zaman içinde, 1914 ordusunun muhteşem kadro- sunu ve kurmay teşkilâtını yeniden vücu- de getirmek tabii mümkün olamamıştır. İhtiyatların çoğu ancak altışar haftalık Çeviren: H. Kip Vilhelm nikbindi; halbuki. . 1939 Almanyasının mühtemel harbini idare edecek olanların düşüncesi ve tereddüdü yüzlerinden de bellidir... Hitlerin yanında bile... talim görebilmişlerdir; ve bunların göri- sinde on yedi sıf dahs vardır ki, 24 ile 41 yaş arasında bulunan bunların hemen ekserisi hiç talim görmeden kalmışlardır. Avusturyanın vo Südet mıntakasının ilha- kına rağmen, mevcud işçi miktarı da eski- sine nazaran çok azdır. Alman salâhiyet- tar makamlarının hesaplarına göre -mo- der harbin sınai ihtiyaçları daha fazla olasağından- geçen seferki on milyon â9- ker yerine, bugün Almanya ancak alti mil- yon kişiyi silâh altına alabilecektir. Tedkik nazarlarımızı donanmaya çe- virirsek görüyoruz ki, imparatorluk Al manyasının korkunç dridnot #ilosuna mu- kabil, Nazi Almanyası, yalnız, Şarfhorst ve Onayzcnav adındaki 20 şer bin tonluk iki hat gemisi yapabilmiştir (daha doğ- rusu bunlar, epey zaman evvel denize in- dirilmiştir. Bugüne kadar bunlara dair hiç birşey işitllmemekle beraber, artık hizme- te girmiş olmaları lâzımgelir) bu sene de- nize indirilen 35 er bin tonluk Bismark ve Fon Tirpits dritnotları da, en erken, gele- cek seneden evvel bitirilemez. Doyçland #- nıfından, 15 er bin tonluk «cep kruvazörle- risne gelince, bunlar; Vaşington muahe- desine göre yapılmış olan 10a£ bin ton- luk emeli harp gemilerinden daha ağır silâhlı ve kendilerini havaya uçurabilecek kudretteki dritnotlardan ise daha süratli vE. Fukat, uzun bir harpte, harp cephele- rindeki Insan ve gemilerden daha mühim olan; İktisadi kuvvet, maneviyat ve ana- Bugünkü Almanyan: siyeti ise, 1914 dekinden ziyade 1917 Al manyasının ovaziyeline (benzemektedir. Gerek insanlar, gerek makineler, seneler- denberi hazp temposlle işlemekte; ne in- sanların dinlenmesi, ne de makinelerin, yenilenmesi gözetilmeksizin durmadan ça- lışılmaktadır. Devlet demiryolları servis- lerini azallmağı mecbur kalmış ve son yıllık raporunda, mütadavil sermayesinin en az yüzde 10 unun eksildiğini ve yerine dertnl yenisinin ilâve edilmesi lâzım gel- diğini bildirmiştir. 22 ikinclkânun 939 #a- rihli «Frankfurter Zeltung. gazetesinin neşreltiği uzun bir etüde göre, Almanyada sınal vaziyet o haldedir ki, lâzım gelen yenilemeleri yapabilmek için, Alman ma- kine sınayinin tam bir senelik mamulâtı- na ihtiyaç vardır. Uzun ramandanberi devam eden yıpralas €1 çalışma neticesi olarak, bütün memle- kete umumi iş randımanı azalmıştır. Me- selâ: Ruhr kömür sanayli mıntakasında, gene Frankfurter Zeltunga güre, bu azalış nisbeti, 1935 şubata ile 1935 nisanı arasın- da, yüz on ikiyi bulmuştur. Yalnız ran- dıman düşmesi değil, bizzat işçi temini, bügün çok müşkül bir mesele halini al- miştar. Almanya, şimdi, esnafı sıkıştırmak, Yahudilerin mallarını gasbetmek, Çeklere sorla işçilik yaptırmak suretile, bü ihtiya- cını karşılamağa çalışmaktadır. Orta yaş- hı sanat erbabının memleket harleine hie- ret etaneleri, gençlerin de meslek olarak or- duyu ve parti memurtuklarını tercih etmen leri dolayisile, ilim adamı ve mühendis bü» kımından da Almanya çok sıkıntı çekmek- tedir. Üniversitelerde ve mühendis mek- teplerindeki #nlebe yekünunun yüzde 50 A 60 nisbetinde azalması göstermekte- Otobüsle tramvay çarpıştı luş . Beyazıt otobüsü İle vatman Ah- medin kullandığı Eminönü - Kurtu. luş tramvayı Beyoğlunda Meşrutiyet caddesinde bârbirlerile çarpışmışlar, her ikisi de hasara uğramıştır. Polis vatmanla şoförü yakalıyarak sorgu- ya çekmiştir. Bisiklet çarptı Vasll isminde birinin idaresindeki bisiklet dün Samatyada beş yaşların- da Nimet isminde bir kıza çarparak yaralanmasına sebeb olmuştur, Polis Vasili yakalamış, Nimeti de tedavi al- tna aldırmıştır. Rezalet çıkaran sarhoş Davutpaşada oturan Hasan ismin- de biri, evvelki gece son derece sarhoş olarak sokaklarda icrayı rezalet eder- ken polis tarafından yakalanmış ve mahkemeye verilmiştir, . Mutfak kapısında düşe- rek öldü Pangaltıda oturan > Kınar Saraf- yan adında 45 yaşlarında bir kadın dün sabah evde mutlak kapısının önünde kazaen düşüp ölmüştür. Adliye doktoru B. Enver Karan ta» rafından yapılan muayenede cesedin gömülmesine ruhsat verilmiş, ölüm etrafında adliye tahkikata başla” mıştar,