17 Ağustos 1939 AKŞAMDAN AKŞAMA Çok yaşıyan mı bilir? Çok gezen mi blir? Derhal: — Çok gezen! « ğe hazırlanmayın! Çok gezenin çok yaşayandan da- ba iyi bilmesi gerçi hakikati, Fakat eski zamanların ölçülerine göre... 'Tasavvur eğin: Bir adam ki olduğu yerde nebat gibi bitmiş. Ne beklenir kendisinden?,.. İster kırkını bulup kemaline vardığı için sevinsin; ister altmışını aşsın, ister sekseninden sek- sin,., Gene odur, gene 0... Küçük kasabalarımızdan birinin İki saat ötesinde, sakalı göbeğine var- miş bir piri fani görmüş, ocivara dair en iyi malümut sahibi budur!» diye ondan birşeyler öğrenmek istemiştim. Meğer mübarek, komşü kasabaya bile uğramamış... Ömrü birkaç fersah mu- rabba içinde tarlasile çamur köyü arasında geçmişmiş... Elde demir âsü, ayakta demir çarık diyar diyar dolaşan bir otuzluk Insan bu asırlık babacandan bilgice muhak- kak daha üstündür. Atalar sözü de bu gibi mukayeseler- den çıkmış... Lâkin dikkat edilsin: «Elde âsi, ayakta çarık.» dedim, Yahud azamisi elde kamçı, sırtta yamçı, altta at... Böyle gezen adam çok görür, çok bi. lir... Çünkü köylerde, hanlarda ko. naklıyacak; türlü türlü, biribirine ben- zemiyen, acaip âdetli beldelere uğrıya- cak, başına ne işler açılacaktır, Şura- nın âdetini bilmiyecek, beride yaban- cılık edecek; ötede pot kıracak... Am- diye cevap verme- ma, bütün bunların heyeti umumiye. İ | Dün Liman reisliğinde ve Li- | sinden bir bilgi hasıl olacak... Eski tip seyahatler böyleydi işte... Allah rahmet eylesin büyükannem haca gitmişti. Yolculuğunu senelerce anlattı, anlattı bitiremedi. Biz de ağ- zna gakarak tatlı tatlı dinledik, Hâ- | lâ bir sürü menkibeleri hafızamdadır. Harpten evvel Avrupayı dolaşanlar da döndükleri zaman muhitlerine ne hikâ- yeler söylerlerdi... Her şehre göre ga- rip garip âdetler, husüsiyetler... Et. raflarına çember olur, dört kulak kesi- lirdik.. Bu gezmeler istifadeliydi, öğreticiy. di... Şimdikilere gelince... Koskoca muharrirler devri âleme Çi- kıyor; kıtalar görüyor, saatte yüz yir- mi kilometre kateden trenlere bini- yor; binlerce metre yüksekten uçan tayyarelerle gökyüzüne dalıyor. Gü- eşin doğduğu yere; güneşin battığı Yete!... Fakat yazdıklarını okuyoruz, (Yal. mx bizdekileri değil, bütün cihandaki. leri okuyoruz.) Hiç... Püf... Keçiboy- nuzu gibi... Çiğne çiğne ki bir damla bal lezzeti bulasın... Nerde eski seyahatnameler!... Her Yaprağı insam hayran bırakırdı... Niçin şimdikiler böyle oluyor?... Sa- mırım: Evvelâ turizmin standardize 12,500,000 lira Belediyenin tahsil edilmemiş bu kadar parası var Umumi Meclisin fevkalâde içtima rüznamesine dahil olan yeni Barem cedvelinin bütçe encümenine havale edildiğini yazmıştık. Belediye muhasebesinin yaptığı ved- kikata göre, Belediyenin henüz tahsil edilmemiş on iki buçuk milyon liralık bekaya matlübu olduğu tahakkuk et- miştir. Bu paranın takipsizlik yüzün- den tahsil edilmediği görülmüştür. Belediye tahakkuk ve tahsil şubele- rindeki memur kadrosu kifayetsiz ol- duğundan, bu bekayanın tahsili için 20 lira maaşla elli memur ve 10 lira maaşla 10 kâtip ve daktilo alınmasına Tüzum görülmüştür. Umumi Meclis bu teklifi kabul ederse, yeni alınacak | memurlar için bir müsabaka imtihanı | açılacaktır. Yeni Berlin büyük elçimiz Berlin büyük elçiliğine tayin edi- len sabık Tokyo sefirimiz B. Hüsrev Gerede, dün sabahki Avrupa ekspre- sile, refikası ve çocuklarile beraber | İstanbula amir... l manlar umum müdürlüğün- de tedkikat yaptı Şehrimizde bulunan Münakalât Ve- kili B. Ali Çetinkaya, dün öğleden son- ra, refakatinde Kalemi mahsus mü- dürü olduğu halde, Mıntaka limen re- isliğine, sonra da Liman umum mü- dürlüğüne gitmiştir, Vekilin bu detaki | ziyaretleri, evvelce verilen direktifle- rin seyir derecelerini tedkik mahiye- tinde olduğundan, Limanlar umum müdürü B. Raufi Manyas, B. Ali Çe- tinkayaya muhtelif işler hakkinda mütemmim izahat vermiştir. Müna- kalât Vekili, bir ara, Galata yolcu sa- Yonu plânlarını getirterek tedkikatta bulunmuş, alâkadarlardan izahat ak mıştır. Yolcu salonunun Cümhuriyet bayramına yetiştirilmesine — çalışıla- caktır. Maamafih, inşaatta çalışanlar salonun her cihetçe hazırlanması için dört aylık bir mühlele lüzum göster- mişlerdir. Dün saat 16 da, İstanbul Posta, Telgraf müdürü B, Mazhar, Limanlar umum müdürlüğüne gelerek B. AN Çetinkaya tarafından kabul edilmiş- tir. Münakalât Vekili, B. Mazhardan muhtelif işler hakkında izahat almış- olmasından, Afrikasnda da, Ameri- | gır. kasında da; — Ecnebiler bundan hoşlanır! « di- ye barlı oteller, asfallta taksiler, pal- miyeli terasta viskiler, kasketi numa. ralı hamallar, vagon li'den sonra va- e yrun vapura, hooo, hello! Siz burada ma?... ii Birçok memleketlerde ecnebilere Ancak program dahilinde muayyen sa- haları gösterdiklerini de unutmamalı... m Tat... Sanki seyahat eden adamın o koztoli mahdud muhiti değişmiyor da, manzaraları göstermiyecek bir ça- saraanmanesanssessesissanssesesa ses esse semen Bu şeraitte çok gezen değil, çok otu. ran ve hiç olmazsa oturduğu ve gayri Supi, tabii muhite alıcı gözle bakan iyi bilir... Sürat asrı... Zaten edebiyat, şiir, sanat da bu sürat asrı yüzünden olamıyor... Hiç birşey durmuyor, herşey değişiyor. Sanatkâr, eski asırlarda olduğu gibi bir hayat parçasına on sene, yirmi sene doya do- yu, kana kana bakmak imkânını bü» lamıyor. Çok yaşıyan, çok gezen değil, çok nüfuz eden bilir, buklukla küretarz ayaklarının altın. e e dün kaçıyor... (VAN) Karilerimizin mektubları Bira her yerde bulun- mak lâzımdır Çengelköylü bir kariimiz yazı- yor: İnhisarlar idaresi, bira fiyat- larını dünden İlibaren makul bir hadde indirdi. Bu tenzilâtın, bira istihlâkini arttıracağına ve rakı sarfiyalıni (o özaltacağına şüphe yoktur. Halkın ve İnhisarlar idaresi nin biralarda yapılan bu tenzi- lâttan istifade etmeleri için her yerde biranın bulunması lâzım- dır. Maalesef köyümüzde bira yok gibidir. Bakkallar, her ne- dense bira getirip satmıyorlar. Binaenaleyh İnhisarlar idare. sinin Çengelköy, Beylerbeyi gibi kalabalık yerlerde bira bulun. durmak için tertibat alması iâ- amdır. Bira fiyallar o tenzil edümişken du moklanın da ehemmiyetle göz önünde bulun- durulmasını dileriz. ,! Dahiliye Vekili itfaiyeyi teftiş etti Gördüğü temizlik ve intizam- dan, takdirlerini beyan etti Dahiliye Vekili B. Faik Öztrak, dün Fatihteki itfaiye merkezine gitmiş, it. faiye teşkilâtını tedkik etmiş, bazı iza- hat almıştır. Dahiliye Vekili, itfaiye- nin gerek talimatnamesi, gerek ka- nun bakımından derühte ettiği vazi- felerin tatbik çerçevesi etrafında İt. faiye müdürü B. İhsanın verdiği iza- hatı alâka ile dinlemiştir. B, Palk Öz- trak, itfaiyenin garajlarını gezdikten sonra binadan ayrılmış ve itfalyenin teftiş defterine şunları kaydetmiştir: «Her icabında fedakirlıklarını gö- rüp işittiğim itfaiyeyi kendi yerlerin. de gördüm, tedkik ettim, Temizlik ve intizamından; icabında fedakârlık ru- bunu aksettiren bu müesseseden mem- nun ve ümidli ayrıldım.» Dahiliye Veki Veki *aik Öztrak Bir İngiliz kuma, kumaş fabrikatörü! geldi B., Nikolson adında bir İngiliz fab- rikatörü şehrimize gelmiştir. Nikol- sonun büyük bir İngiliz kumaş fab- rikatörü olduğu, şehrimizde bazı ti- carethanelerin bir kısım kumaşlara İngiliz damgası vurup satışa çıkar- dığı hakkındaki neşriyat ile alâka. dar olarak İstanbula geldiği, burada bu hususta temaslarda bulunacağı anlaşılmıştır. Almanya ile İtalyanın geri çektiği mallar Almanya, ve İtalya 1 ağustoslan 15 ağustosa kadar, İstanbul gümrü- günden 150 sandık muhtelif mensu- cat ve yelken bezi geri çekmişlerdir. Keza, İtalya bükümetinin son iki gün içinde gümrüklerimizden 1800 sandık pamuk ipliğini geri çektiği öğrenilmiştir. Bay Amcaya göre!... Büyükada Cumartesi günü merasimle suya kavuşacak Adalılar bir merasim programı da ha- zırlamışlardır. Merasim saat 10 da Büyükadada İs- kele meydanında vücüde getirilen çeş- menin önünde yapılacaktır. Burada nutuklar söylenecek ve su akılılacak- tar. Merasimden sonra Adaları Güzelleş- tirme Cemiyeti tarafından Plüj gazi. nosunda davetlilere bir ziyafet verile- cektir, Merasimde Vilâyet, Belediye erkânı, şehrimiz mebusları, Şehir Mec- lisi âzaları ve gazeteciler hazır bülu- nacaklardır. Adalarda ve Pendikte yarın elektrik cereyanı kesilecek Büyükada, Heybellada, Pendik ve civarında yarın sabah yediden 16 ya | kadar elektrik cereyanı kesilecektir. Cereyanın kesilmesine sebep, Büyüka- dağdaki yeni su tesisatı dolayısile tu- Tumbslara cereyan verilmesidir. Hırsız hamal Kesilmiş tavukla yumurtala- rı aşırdığından tevkif edildi Yalovadan kesilmiş tavuk ve yu- murta getiren Ohanes adında biri evvelki gün vapurdan çıkardığı ta- vuklarla yumurtaları İhsan adında bir hamala yükleterek dükkânme götürmek istemiştir. Yolda giderler. ken hamal İhsan bir hrsat bulup kalabalık arasında Ohanesin yanın- dan kaçmıştır. Hırsız hamal tavuklarla yumurta- ları Küçükpazar civarında altı lira. ya satmıştır. Ohanesin müracaatı üzerine zabi- ta memurları İhsanı yakalayıp adli- yeye Leslim etmişlerdir. Dün Sultanahmed birinci sulh ceza mahkemesinde yapılan sorgu nelicesinde İhsan tevkif edilmiştir, Kamyon, Ömere çarptı Şoför Hasanın idaresindeki kam- yon dün Kabâtaş tramvay durak ye- rinde manevra yaparken orada tram- vay beklemekte olan Ömer adında bir adama çarparak başından yara- lamıştır, Ömer hastaneye kaldırıl- mış, şoför Hasan yakalanmıştır, Muharrir merhum Ömer Sey- feddinin kemikleri Asri me- zarlığa naklediliyor Muharrir merhum Ömer Seyfedâi. nin Mâahmuğağa mezarlığındaki ke- miklerinin Asri mezarlığa nakledilece- gini yazmıştık. Lâzım gelen bütün tedbirler alınmıştır. h Merhumun kemikleri önümüzdeki pazartesi günü merasimle kaldırılacak ve Şişlideki Asri mezarlığa gömüle. cektir. Mahmudağa mezarlığındaki mezar taşı da oradan sökülerek yeni meza- rın başına dikilecektir. İSTANBUL HAYATI Herkesin keyfine uyarsal.. Çıplak başlı adam ufuktaki bulut kümelerine bakarak suratını buruş- turdu: — Gene yağmur geliyor. Bir hafta- danberi bıktık, usandık artık. açarsa ne mükemmel olur... Hem s0- kakların tozunu bastırır, ortalık se- rinler, hem de mezruat istifade eder. Bu defada ortada oturan uzun boylu, esmer adam hiddetle atıldı: — Amma yaptın ha... Geceleri ya- Zan yağmur bizi mahvediyor, Gazi- noya müşteri gelmiyor. Bu gidişle iflâs edeceğiz. — Canım, sabaha karşı yağsa bir diyeceğiniz kalmaz yâ... Bu da gazete okuyan delikanlının işine gelmdei: — Aman bayım. Sabaha karşı s0- kaklar rslanınca yüzlık ayakkabı, be- yaz pantalon giymeğe imkân kalmı- yor. Hele bizim sokağın çamuru in- sanın üstünü başını berbad ediyor. O zaman, öğleye kadar evde oturup sokakların kurumasını beklemek lâ- zim, Beri tarafta oturan şişman adam gülerek: — Bana sorarsanız, dei, Aym beşinden sonra, benim dükkâna dip gelme saatlerimin haricinde zaman yağan aldırış etmem. — Aym on beşi de ne oluyor”. Yılışık bir tebessümle izah etti; Ay başlarında herkes maaş alır, alışveriş çok olur. O sırada yağ- mür yağarsa bizim işler sarpa sarar. Fakat ayın on beşinden sonra müş- terilerde paralar suyunu çeker. Biz de akşama kadar sinek avlarız. O za- man ister yağmur yağsın, ister dolu. Münakâşa uzuyor, herkes kendi arzusuna, keyfine göre yağmur mev- simi seçiyordu. O zamana kadar söze karışmıyan kır saçlı adam yumru- ğunu masaya vurdu: — Elimde bir salâhiyet olsa sizin beşinizi de götürüp Kerbelâ çölünün ortasına bırakırım. Yağmurun ne demek olduğunu © zaman anlarsınız, Yahu, yağmur böyle herkesin keyfi- ne uyarak yağarsa dünyanın hali ne olur?. Çatlasanız da, patlasanız da o kendi bildiğinden şaşmaz. Siz bey- hude yere kendimizi yoruyorsunuz. Hakikaten yağmur kendi bildiğin- den şaşmadı. Onlar münakaşaya de- vam ederken iri damlalar dökülmeğe başladı. Cemal Refik sraresarsmrsseresssrsssam Yunan Hariciye müsteşarı Patriği ziyaret etti Birkaç gündenberi şehrimizde bu- Yunan Yunan Hariciye Nezareti müs» teşarı B. Mavrudis dün Heybeliada pa- pas mektebinde yaz mevsimini geçir. mekte olan Rum patriğini ziyaret et- miştir. Bu ziyaret esnasında batriğin yanında Sensinod meclisi azaları bu- Yunuyorlandı, Ses mecmuası beraet etti Müstehcen bir resim neşrinden do- layi mahkemeye verilmiş olan Ses mecmuası neşriyat müdürü B. Yu- suf Ahıskalı beraat etmiştir.