1 Ağustos 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

1 Ağustos 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

1 Ağustos 1939 AKŞAMDAN AKŞAMA Rumen misafirlerimi- zin bizi yenmelerinden alacağımız ders Beden terbiyesi genel direktörü: — Spor müsabakalarında cmağlüb olmak» tabirini kullanmayınız! - diye Anadolu ajansı vasıtasile tavsiyede bulundu amma, hangi hafifletici &- tılahı kullanırsak kullanalım, Rumen dostlarımız deniz müsabakalarında bizi evire çevire yendiler. Bunu örtbas etmek için meselâ Şöyle de diyebilirdik: — Başka memleketlerde he fena huylar vardır. Ecnebi bir takım ge ince, seyircilerin tarafgir alkışları arasında gürültüye getirerek onları yeniverirler, Halbuki biz, misafirleri- mize «Yok, vallahi olmaz! Siz önden buyurun!» dedik; yenilmek mi bu?... Asla... Yaaa, böyle (o işte, ey elkân umumiye!... Sen ehemmiyet verme bu kabil şakalara... sx Bu siyaset doğru mudur? Değil klüpler, değil spor teşkilâtı, hattâ koca ordular, yüce milletler mağlüb olmaktadır. Mağlübiyeti kabul ve tas- dik etmek, müstakbel zaferleri hazır. lar... Rus seferinin intibahından Mo- ra galibiyeti, Balkan bozgunumun aci- sından Çanakkale şehameti, harbiu- mumi çözüntüsünden milli zafer doğ- muştur. Necib bir milletin ruhundan şöyle bir hüküm çıkarılmış: — Muharebede mağlüb olan gene- ralin idamı lâzım gelir. Bunu kanun haline getirmeli. Her iki tarafın da başında birer kumandan bulunacağına ve her mu- Dolmabahçe stadyomu Şimdilik Gazhanenin tankina kadar yapılacak Dolmabahçede yapılacak stadyo- mun plânı İtalyan mimarı B. Viyotti Viyoli tarafından yapılmış, fakat araziye uymadığı için plânın tadili- ne lüzum görülmüştü. İtalyan mimarının tadil ettiği ye- ni plân Belediye imar müdürlüğüne gelmiştir. Bu plâna göre stadyom 105 metre uzunluğunda, 70 metre genişliğinde olacak ve 16.000 kişiyi istiap edecektir. Bunun için de Dol- mabahçe gazhanesinden bir tankın stadyom sahasına alınması lâzım ge- lecektir. Tankın buradan derhal kal dırılması, hava gazı fabrikasının fa- aliyelini sekteye (o uğratacağından stadyom şimdilik gazhanenin saha. ya ilâve edilecek tankına kadar ya- pilacak, ileride hava gazı fabrikası- nın faaliyetini devam ettirecek yeni tesisat yapıldıktan sonra bu tank kaldırılacaktır, Dolmabahçe hava gazı şirketi, stadyomun inşası münasebetile ken- di arazisinden istimlâk edilecek kı- sım mevcut olup olmadığını sormuş- tu. Belediye mimarın kati plânmı al- dığından şirketin bu sualine şimdi cevap verecektir. Çocuk bahçeleri İmar müdürlüğü bir kısmının plânlarını hazırladı harebede bir mağlübiyet zarüri oldu. | © Belediyenin şehrin muhtelif semt una göre demek, o mazariyeye göre, mutlaka generallerden birinin katli vacib!... Doğru görüş elbette bu değildir. Bahusus spor karşılaşmalarında... Mağlübiyeti İngilizler centilmence ka. bul ederler. Türkler de çelebice! 3# Bu son spor karşılaşmasında fena halde yeriihnemiz çok düşündürücü- dür. Bize nisbetle Rumenlerin sahilleri pek az, Deniz bizim üç yanımızı, on. larım ise ancak bir yanını kuşatıyor, İstanbul derecesinde her tarafı suyla kuşanmış şehir dünyanın başkabir | yerinde yok ki Romanyada olsun. Hem de ne şehir! Nüfuzu sekiz yüz bin de: «Aman ne azaldı!» diye esefleniyoruz. Bahri ananemiz (— asırlar süren Ak deniz hâkimiyetimiz) ve halkımızın su sevgisi ( meselâ Floryaya teha- cüm) de hesaba katılırsa, en birinel denizciler arasına tabii namzed olma. mız mantaki bir netice halinde ortaya Halbuki: Bütün yarışlarda Rumen. ler hep birinci!... Hakikat budur, İtiraf edelim! Deniz sporu için he müz ciddi bir şey yapmış değiliz, İtirazları p — Aman! . diyecekler - nasıl olur?... Maodadaki Deniz klübü... Şu veya bu spor klübünün denizei- lik şubesi de var... Onu da biliyorum. Fakat onlar vessitsizdir. Deniz klübü. nün ise dühuliyesi yüz lira... Taraça- ları hakiki sporeularla olduğu kadar denizi bir masa başından seyretmek İsteyenlerle dolu... Denizi, denizciliği daha demokrat. laştırmak, her semli, bilhassa Beyoğ- lu, İstanbul, Üsküdar gibi kalabalık inıntakalarımızın gençlerini balıkçı. İıktan kürek, yelken ve yüzme sporla. Tina kadar tuzlu suyun her türlü ne- #ih zevk ve heveslerine alıştırmak, teşvik etmek Hizımdır. Rumenlerin kati galibiyeti, bunu ihtar ediyor. (4 - Na) Net: Geçen hafta Veliefendi at ya- Tışlarını bazı cihetlerden tenkid et. Miştim, Şikâyetime mevzu teşkil eden hoktalarım bu pazar ıslah edildiğini Memnuniyetle gördüm. Halkımızın da yatına tercüman olarak Bakırköy ğına ve at yarışı idareci. lerine teşekkür ederim. VE Muhasebe memurları kursu — Belediye muhasebe memurlarının muş ei v Di reselerin lerinde yapacağı çocuk bahçelerine ait plânlardan bir kısmı imar müdür. Yüğünce hazırlanmıştır. İlk yapıla cak çocuk bahçeleri Nişantaşında 15 inci ilk okul önünde, Taksim bahçe. sinin arkasındaki bostanda ve Vali konağı karşısında yeşil sahadaki çocuk bahçeleridir. Vali konağı caddesi üstündeki ço- cuk bahçesinin plânı kati şeklini al mıştır, 150 metre uzunluğunda ve en geniş kısmı 70 metreden ibaret bu bahçenin orta kısmı 7, 8 yaşındaki çocukların oyunlarına tahsis edile- cektir. Burada bir kum havuzu, atlı ka rıncalar gibi çocuk oyunlarına mü- sait vesalt bulunacaktır. Bahçede çocuk oyunlarına tahsis edilen sahanın dışında seyircilere mahsus oturacak yerler bulunacak, diğer kısımları çiçeklerle süslenecek- tir. i B. Prost eylülde gelecek Şehircilik mütehassısı B. Prost ey- Yülün birinde İstanbula geleceğini bildirmiştir. Mütehassıs hazırladığı nâzım plânına göre Üsküdar ve Ka- dıköyünün tafsilât plânlarının biran evvel tamamlanmasını istediğinden imar müdürlüğü bu plânları o tari. he kadar ikmal edecektir. Mütehas- $ıs, plânlara kati şekli verdikten son- ra Kadıköy ve Üsküdar plânları Na- fin Vekâletince tasdik edilecektir. Yeni yapılacak tiyatro binasi Tepebaşı kışlık tiyatrosu yerinde yapılacak yeni tiyatro hakkında mi- mar B. Golyenin hazırladığı kati plân ile tiyatrodan başka bir de bar yapılacaktır. Her iki bina için 400 bin lira sarfedilecektir. Bar ve tiyatronun Kasımpaşaya doğru uzanan sırtları yeşil saha ha- line konulacak ve burada bina inşa edilmiyecektir. Tiyatro mevsimi (o teşrinievvelde başlayacağından yeni tiyatro inşa edilmeden eski kışlık tiyatro yıktırıl. mayacaktır. Bir işçi kendisini makineye kaptırdı, yaralandı Salkımsöğütte telgraf ve telefon fabrikasında çalışan ve Heybeliada- da oturan Ali Kadri, dün fabrikada makinesini yağlarken bir aralık vü- cudunu makineye kaptırmış, muhte- | Pt yeri e Aldığımız mektuplar İçmelerle uğraşmak kimin vazifesidir? M, T. A, genel direktörlüğün- den aşağıki mektubu aldık: Bayın gazetenizin 25/7/9359 tarih ve 456. sayılı nüshasının birinci sahife- sinin (Dikkailer) sütununda (Su gebri) serlâvhası altındaki yazıyı oku-| Turist celbi ve turist alıkoymak nok- tasından yurdamuxan muhtelif mın- takalarında bulunan kaplıca ve iç- meler için enstitümüzün alâkalanma- s1 ve bu hususta ilânlar yapılması fikri ileri sürülmektedir. Maden tedkik ve arama ensttüsü- nün vazifesi, memleketin jeolojik etüdleri. ile maden araştırmalarına ve laboratuvarlarımızda sirf bu mak- sadla yapılacak tahiillere inhisar et- mektedir. Haibuki kaplıca ve içme sularından istifade edilmesi imkânları, bu sula- rın bilhassa sıhhi bakımdan evsafi- nın tedkik ve tesbitine bağlıdır ki, bu gibi hususlarla iştiyal, mevzualamız, selâhiyetimiz, vazilelerimiz bharicin- dedir. Binacnuleyh, yurddaşlarımızı ve eenebileri ilgilendirecek olan hususa- tın tamamen sıhhi noktadan düşünü- lecek bir reklim mahiyetini alması, gerek kaplıca ve gerek içmelerde fen- Dİ tesisat ve sıhhi tavsiyelerde bulu- nulması, İktisad Vekâletine bağlı olan (ML T. A.) man değil, Sıhhat ve İçtimal| Muavenet Vekâletini alâkalandıracak hususattan bulunduğu varestei izah- dar, Ancak bu meyanda enstitünün ya- pacağı hizmetler, ilgili Vekâletçe ta- AKŞAM: M.T.A nın, Sıhhat Vekâleti ile dolayı M. T. A. ya teşekür ederiz, Ihracat piyasası Bu haftanın hararetli geçeceği tahmin olunuyor Bu haftanın, ihracat pisası için hararelli geçeceği tahmin edilmekte- dir. Dün, ilk kalemde Almanya hesa- bına 100 bin kilo yapağı ile 40 bin kilo tiftik satılmıştır. Trakya kıvıresk malı olan oyapa- guların kilosu 65, 66,5, tiftiğin kilosu 108,30 kuruştan satılmıştır. Şu ka- dar ki Almanyanın Türk mallarına muhtelif şekillerde müşkülât çıkar- dığı şehrimizdeki alâkadar tacir- lere gelen haberlerden öğrenilmiştir. Tacirler bu vaziyetten şikâyetçidir- ler. Yeni Türk - Fransız takas anlaşması Fransız - Türk takas anlaşmasının bir müddet evvel nihayete erdiğini, mukavelenin bir ay doha temdit edildiğini yazmıştık. Verilen mühlet dün bilmiştir. Yeni müzakereler de- vam elmekiedir. Bize verilen malümata göre, 'Türk - Frünsiz takas anlaşmasında esas itibarile mutabakat hasıl olmuş- sa da takas nisbeti üzerinde görüş- meler henüz bitmemiştir. Piyasada, yeni Türk - Fransız ta- kasının yüzde yüz takas esasına İsti- nat edeceği etrafında bir takım tah- minler dolaşmaktadır. Sovyet ticaret mümessili geldi Sovyet Rusyanın şehrimizdeki ti- mümessili bay Voroliyef, gelerek işe başlamıştır. Bay Voroli- yet mıntaka ticaret müdürlüğü ile Ticaret odasına müracaat ederek ih. racatçı tacirlerin adreslerini istemiş- tir. Bundan şimdiye kadar iki firma. ya inhisar ettirilen Sovyet Rusya ile ticaretin daha şümullü bir safhaya gireceği istidlâl olunmaktadır, Maarif müdürü Ankaradan İstanbulun imarı ve Evkaf Vali Evkaf umum müdürile beraber şehirde tedkikat BARİ: Evkaf umum müdürü B, Fahri KI- per dün Belediyeye gelerek Vali ve Belediye Resi B. Lütfi Kırdarı siya- ret etmiş, İstanbulun imar plânı et- rafında bir müddet görüşmüştür. Evkaf umum müdürlüğü, şehrimiz. deki tarihi âbideler ve camiler mü- görmektedir. Bilhassa Prost plânına göre camilerin etrafı açılacağından bu camilerin de tamiri lâzım gelmek- tedir, Vali, dün Evkaf umum müdürü B. Fahri ile beraber şehri dolaşmış ve imar plânının inkişafına göre şehir- de yapılacak imar hareketleri etra- fında birlikte tetkikat yapmışlardır. Bir otomobil bir çocuğa çarparak yaraladı Şoför Osmanın idaresindeki otomo- bil Sarıyerde beş yaşlarında Adil isimli bir çocuğa çarparak yarslan- masına sebep olmuştur. Süt şirketi Ziraat Vekâletile temas için Ankaraya iki delege gidiyor İstanbulun süt işinin tanzim ve ıslâhı işine Belediye ile Ziraat Vekğ- ı a kl yazmıştık. kurulacak süt şirketine iştirak etmek üzere ayrılacak serma- yeyi tesbit etmekle beraber Ziraat Vekâletinin iştiraki miktarının da Bu husustaki teferruatı kararlaş- tırmak üzere Belediye iktısad müdü- rü B. Saffet ile ziraat enstitüsü süt- çülük doçenti B. Ekrem Rüştü Bele- diye murahhası sıfatile Ankaraya gi- deceklerdir. Muavenet isteyen dokumacılar Şehrimizdeki el dokuma tezgühla- rı kooperatifi,” İktısad Vekâletinden ve Halk sandıklarından muavenet istemiştir, Sandık, esnafmın istediği krediyi müteselsil kefalet üzerine verdiğin- den muavenete muhtaç dokumacılar, ekseriya istedikleri vakit istikraz ya- pamamaktadırlar. Esnaf, bu vaziyetten alâkadarlara şikâyetlerde bulunmuştur. Şehrimize gelen Halk sandığı . umum müdürü bay Ata burada mevzuubahs niesele üzerinde tetkiklere başlamış, dün Ti- caret odasma giderekoda kâtibi umümisi ile görüşmüştür. Haber aldiğuniza göre, Ticaret odası, el dokuma tezgâhları masnua- tının standardizasyon işi temin edil. meden bü gibi esnafa, tüccar kre disi verilmemek hususunu ileri sür- mektedir. Et pişirmek isterken otları tutuşturdular Galatada oturan Kurban isminde biri, evvelki akşam ailesile beraber, Çekmece civarında bir kırlıkta otura- rak et pişirmek üzere ateş yakmışlar, bu sırada otların tutuşmasına sebeb olmuşlardır. Ateş, az zamanda büyü- müş, nihayet Florya itfaiyesi yetişerek söndürmeğe mecbur olmuştur. Kur. ban hâkkında kanuni takibat yapıl. Şehremini Halkevi gösterit kolu ei. var halka sık, sık müsamereler tertib etmektedir. Geçen akşam «Halk gece- Sİ» ismi altında bir toplanti yapılmış. tar. Toplantı çok samimi bir hava için. de geçmiş, nutuklar söylenerek «Ha. taym» Anavatana İlhakının Kıymeti ui SOHBET Kalemin gelişi 'TASALLÜF, — Tasallüftan daima kaçındığımı iddia edebilmek isterdim. (Niçin bu «tasalldf. kelimesini kul Tanıyorum? Onun manasını bilen, yal miz gençler değil, ben yaştakiler ara- sında bile günden güne azalıyor. Doğ- rusu bugün hemen kimse onunla dü. sız eder. Bunun aksini zannedenler, benim yazı yazarken frenkçe kelimele- ri sıralamaktan zevk duyduğumu söy- Jiyenler çoktur. Yazılarımı pek oku- madıkları veya sırf bir kusur bulmak maksadile okudukları için.. Gerçi frenkçe kelime kullanırım: pek mecbur olduğum zaman.) Tasallüftan daima kaçındığımı id- dia edebilmek isterdim #mma kabil mi? Ondan tamamile kurtulmuş, o ku-- Sura hiç düşmemiş kim vardır ki? Bas na öyle geliyor ki, tasallüfa hiç düş. memek için insanın son derece kendi kendine mağrur veya bir neviğ vahşi olması Tâzımdır. Bir kere tasallüf derken ne anlıyo- ruz? Lügat, le Petit Larousse, snobisme için; «Rağbetie olan her şeye yalan- cıktan ve budulaca hayranlık. diyor. Bu tarif bizi hiç de tatmin etmiyor, Sinemaya, bilmem hangi sanatkârın Oynadığı filimleri görmeğe koşan, on- Tara hayran olduklarını söyliyen akın akın insanlar var; onlara mutasallif, #nob diyebilir miyiz? Gerçi hayrunlık- meşhur olduğu için, onu beğenmek lâ- xn geldiğini bildikleri için seviyorlar, Zaten çabucak da unutuyorlar. Fakat buna rağmen hayranlıkları yalancık. tan, factice değildir; bizi aldatmak is- temiyorlar, hayran olduklarına ken- dileri de kaniğdir. Böyle ilânlara kapı- lan, bir şeyi rağbet gördüğü için be- ğenenlere mutasallif değil, bilâkis ga- yet sat İnsanlar diye bakıyoruz, Asıl ötekilere, herkesin ine dudak büküp de dahu yüksek, öyle her in- sanın anlıyamıyacağı şeylere hayran olduklarını iddia edenlere mutasallif diyoruz. Zaten kelimenin iştikakı da bunu gösteriyor: İngiltere'de, mektep- lere bilhassa asilzadelerin gittiği za- manlarda, asilzade olmıyan talebenin defterdeki kaydı karşısına bir «5. nob.s işareti konurmuş. Sine vobilitas yani asaletsiz; asaleti olmadığı halde asil- zadelere benzemek, onların imtiyazla. rına iştirak etmek istiyen; avamdan, halk tabakasından ayrılan. Bugün de, herkesin alkışladığı sanat eserlerini beğenmeyip de kalabalığın hoşlan- madığı, anlıyamadığı eserleri sevdikle- rini söyliyenlere mutasallif, snob der- ken böyle bir şey kasdetmiyor muyuz? Onların hayranlığına inanmıyoruz; onlara: «Siz bunları gerçekten beğen- miyorsunuz, fakat bizden ayrılmak için, bizden üstün olduğunuzu zannet- önce bir tereddüd devresi geçirdim, Bg da hiç şüphesiz tasallâftu. Ben de © ski celi

Bu sayıdan diğer sayfalar: