Sahife 1 adi oturmuşlar, buzlu lardı, Bir aralık » genç bir adam geçi arkadaştan Nacl Şu delikanlıyı görüyor mu ? dedi, macera peşinde koşmağı ziyade seven bir gençtir... Nacinin bu sözleri üzerine Mah- mud gülümsedi: insan gençliğinde 1 pek sever. Üğimdeki bir en m şi hadiseyi düşün ke yorum da gülmek mi alamıyorum... Arkadaşları: — Kuzum ş de gülelim! ladı u hadiseyi anlat ta biz . deyincexMahmud baş- Daha ilk delikanlılık zamanım- da idi, En büyük arzularımdan biri, bir maceranın okahtamanı olmaktı. Başımdan garip bir macera geçmesi için her türlü çılgınlığa /âtıl yetinde idim. Vakia şimdiki ak o vakitler lerin. pek bi bir lik, büyük bir budalalık oldu- gunu anlatın... Tıpkı Don Kişot müthiş, heyecan k olan macera yordum. Hiç unutr gece idi. O zar rında bir sayfiy ce saat on bi e bana düğüm $ arayıp duru- am fırtınalı bir İstanbul elva- ede oluruyorduk doğru oturduğumuz evden çıktım. Şöyle biraz dolaşmak istiyordum. Sahile doğru uzandım. Fırtına ortalığı allak bullak ediyor, kendime: «İşte, “diyordum, arip, korkunç bir macera güzel bir gece! »ıp dururken bir aralık gözüme bi- n bir kadın gölgesi yanıma y atılmak eyecan, arzu, büsbütün ler gibi genç ) sokuldum alı gecede; yapayalnız manız Şök tehlikeli değil mi Kadın bu $ geldi... Hİ işitmemezliğe ıkatmüdı. Bunun »saretim büsbütün am ettim lere al ş ci kas z? Onların x yapmağa kalk m temin edebilir? en kadına ar- mıştım. Onun- a yürüyorduk ramanlığı daha ziyade im: — Müssade ediniz de, dedim. zin muhaf her tehlikeye karşı Miyorsunuz. raltıları şü İlerid bu O zaman ediğim bu münase- betsiz sözleri hatırladıkça şimdi gül memek için kendimi zor zaptedi- yorum. Son sözlerim üzerine yanımdaki kadın bana döndü, ters ters — Haydi işinize... dedi, benim mu- hafıza filân ihtiyacım yok... Doğrusu © vakitki aklımla kadın- dan bu cevabi alacağımı hiç ümid et- miyordum. Bu sefer de: — Fakat efendim, dedim, bir kere düşünsenize... Gecenin bu saatinde, yapayalnız buralardan geçiyorsunuz. Her halde bir muhafıza ihtiyacınız vardır. Müsaade ediniz bu İ; göreyim ın büsbütün sinirlendi: an... dedi, çekil başım- Şimdi avazım çıktığı kadar var!» diye bağıracağım — Amas fer dnha yüksek perde a başladım. Ona hiç yerin- n, hiç münasebet almıyan den atma kanımın son na k dafan edece ğim... Sizin uğrunuza döğüşeceğim... Size bir fenalık gelmemesi için canı- p ederse sizi için içimde | Yanımdaki kadın bu sefer bana; — Rica ederim, dedi, siz deli misi- niz Allah x Bu söz üzerli tum: — Hayır... Hayır efendim... de- dim, deli değilim... Fakat ınalı bir afaa edilmesi lâzımgelen | val Sizi müdafaa dir. ı müdafaa edilmek filân istemiyorum ki... Hem kimi ki- karşı müdafan edeceksin ot gibi bir takım uydurma | ileri sürerek beni rahatsız | 27 » ben büsbütün ct genç k etmek benim — Canım, me Don tehlikı etmeyiniz. Bu sırada bize daha Kendi kendime: «Ah, diyordum, şu karşı lenler aşırı bir hareket ben de genç kadını bir müdafaa etsem. macera olur!...» r yandan İçimden böyle ken, bir taraftan da kadına bir facia | #ktörü gibi- İşte bi İşte, an eliyor... Bunla. r müthiş haydut olmadığını Sizi müdafaa et- Kadın artık mişti ban — Seni utanmaz seni... dedi, böy- le yalandan bahanelerle bana sar- kıntılık mı etmek istiyorsun... Çekil başımdan... Her kuşun eti yenmez! Tam bu sırada karşıdan gelen er- kekler bize adamakıllı yaklaşmışlar. dı. Bun an biri yanımıza sokuldu. Ben içimde: <İşte, düşündüğüm müthiş macera başlıyor. Kahraman- lağımı göstermenin tam sırası...» de- ği Bize sokulan erkek yanımda yürüyen kadına seslendi: Ayşe... Sen misin?... Kadın telâşla cevap verdi: — Benim ya... Benim... Aman Şu yılışık o herif demindenberi peşimi bırakmıyor... Kuzum şuna haddini | bildir ! Herifin dağ gibi gölgesi bana doğru ilerledi — Vay rezil kepaze yay nim karıma mu at ol diye bağırıyordu. iyiden iyiye hiddetlen bu sefer Sen be- sun hal... en kekeliyordum: — Fakat efendim... Şey.. | niz refikanızı her türlü tehlikeler. | muhâfaza etmek maksadile... Fazla söyliyemedim. Kafama müthiş bir y uk inmişti Sanki başımın üzerinde mütemadiyen bir takım tokmaklar inip kalkar gibi yumruk- lar birbirlerini takip ediyorlardı. Mahallenin bekçisi beni o adamın elinden zorla kurtardı. Bir hafta nede yattıktan sonra bir daha öyle macera geçirmek hevesine filân kapılmamağa yemin ettim... Macera geçirmek merakında olan toy genç- lerin kulakları çınlasın! Hikmet Feridün Fs den Abone ücretleri Posta itühadına dahli olmıyan ecnebi memleketler: Seneliği 3800, altı aylığı 1900, 0ç aylığı 1000 kuruştur, Adres tebdili için yirmi beş kuruşluk pul göndermek lazımdır. Cemaziyelâhir 15 — Hızır 88 8. İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı 7128 030 454 840 1200 149 54 4501320 1615 1928 2118 İdarehane: Babıâli civarı Acımusluk soknir No. 13 KÜÇÜK İLÂN okuyucularımız arasında EN SERİ, EN EMİN EN UCUZ vasıtadır. Alım satım, kira işlerin- de iş ve işçi bulmak için istifade Mikeğkiniii “Tefrika: No. 18 “İİLEYLÂ ie MECNUN TAP. Tüm. 965 Ke/8. 20Kwr. TÜRKİYE SAATİİ Salı 1230: Program i - Tazel Rakım bir gizli e rinden örnek Karışık program Memleket saat ayarı loji haberleri, 2030 program), 2130 kında - Doki fından), Müzik (Alda Ha- lil Bedi Yör leri, siraat nukod band) PL, 2355 istasyonları 20 de Avrupa Saat ka ünih 20415 | kestra 3rür salon ors Prag 20,20 fan If 20,58 kor Sofya 20 muzikası Saat Z1ide Berlin 2115 dans — Kolon büyük dans © ik dans — Viyana 2) Bari 21,15 Yunanca neşri 2130 piyano — Bordo 210 - musika — Grenoble 2120 - 2 e 21 piyano — Sofya Stokholm 2130 piyano. Sanat ?2 de Hamburg 22 fanfar — Viyana ra ve operet parçaları Prag ? kestra — Bengrad 22,10 saksafon Tans 2210 hafif muzika Puccini'nin «'Tosca» operası 2245 8. A.D, M. P. operas konser — Sofya 22,40 hafif mu dans — Toulouse 22,50 hafif muzika, Saat 23de Berlin, Danzig, Leipsi — Hamburg 2,5 - 1 hafif muzika Königsberg 2330 piya- no — Viyana 2380“ 1 dans —- Bükreş 216 & 23,10 piyano kon- 24 den sonra Budapeşte 24 çingene çalgı 24 dans — Lo furt, Königsbere, ea muzikasi, BULMACAMIZ ; etle - Ön değil #uarmın kurulduğu yer , k kabartma - Beygir. Şart lâhikası - Gibi, Raci - Nida. — Cereyan eden - Tenavül et - Tersi şikârdır. 8 — Adadan büyük kara parçası - Geç değil, 9 — Lâhza - Beylik mal - Efsanelerde bir mabud. 19. — nın başı - Eziimişiir. Yukardan aşağı; 1 — Reflektör - Tersi ceketin üst kıs- mudir, 2 — Bir cins balığın akını. 3 — Ust değil - Arm itaat 4 — Elçilerin bükümet reislerine tak- dim ettikleri şey. 5 — Heybetli - Yürüyenin yerde burak- tığı nişan. 8 — Tarassud edenin oturduğu yer, 7 — Başına «K» gelirse mânasız arsu demektir - Bir meyva, 8 — Tersi güzel sanattır - Romanya parası. 9 — Yaveri hazreti krali 10 Müessir - Yadeder. Geçen bulmacamızın halli Soldan sağa: Allka, 9 — Tmam, 8 — Ar, Şapamel, 9 — Ni İtminan Yukardan aşağı: 1 — Somurtgan, 3 Üretim, Ral,3 — Tataşan, 4 — Lçak, 5 — At, La, Haki, $ — Çuvalyapan, 7 — Tara, Rana, 8 — Emi, Kalmen, 9 — Gazlantep, 10 — Eken, 7 — Harita, anape, 19 — Yazan İskender Fahreddin Canın en büyük düşmanı kendisidir. Kendisine yaptığı fenalıkları, o, yabancılardan görmemiştir n, bir- bir na yâki- n kuvvetli T8 ge zâyıf olan kim» Böyle el uzatacı in, han erin çene ak bileyiciye hakkını selere verdi öfkelendirir. n) cengine giderken de böyle bir gevezelik yapmış, bana: «Zayıflara el uzatma. Allahın silles dir.» demişti. Bugün de ayni ledi. Fakat, bazan bir zayi mevcudiyeti bile ga, bir yuvayı (Can) ya f adamın ir orduyu bozmâ- rıkmağa kâfi geliyor. yuvamda mesut olmama yoktur. Onun başını uçurmalıyım. Bunu yapmazsam, saadetimi elimle bozmuş ola- m. Varsın bir kahramanın hı menkıbeleri arasında bir de zayıf bir serserinin ölüm hi ulunsun. Leylânın papağanı neler söylüyor? Ömer İki gündür meydanda yoktu. Şeyh Mehdi adını kabilesi | arasında bulamayınca meraka düştü. - Ömeri görenler yok mu? ân Ayesi dan, onu derken gör Dediler. Ömerin iki günlük gay a telâşa ü t cevap vermesine mey» dan kalma K tünde natlar zun Üs- dolaşın Leylânın papağanı ka- | | A bunu duyunca şaşır zi balmumu gibi sarardı. Hati döndü. — Ömerin başına geldi acaba?! Papağan tekrar çırpınarak ba- gırdı: — Can... Can... Can Leylânın sevgili papağanı neden <Can.. Can.» diye bağırıyordu? Hatice şaşkın şaşkın Leylânın y züne bakıyordu. Papağanın ne de- | mek istediği belli değildi. Leylâ: | — Benim vefalı kuşum! Sen beni | şimdiye kadar aldatmadın! Ne Ssöy- | ledinse doğru çikli, <Urman cenge gidecek.» dedin.. gitti. «Baban seni Can'a vermiyecek!» dedin. vermedi. «Annen hastalanacak!» dedin. has- talandı. Bu kadar felâketler yetmi- yormuş gibi, hâlâ felâket haberi mi vermek ist un? Diyerek, papağanm yeşil kanatla- rını okşamağa başlamıştı merak ve heyecandan çıldi- bir felâket mi başında dolaşı- ikede ol- t nasıl anla- Yunu hemen gözlerini ye tadı: ip bir his var: Ömer, Can beyi 8 eğe gitmiş olmasın?... Leylâ, annesinin odasına koştu. — Ömerin iki gündür nerede ol- duğunu siz de mi bilmiyorsunuz? ğer re indirdi. Dedi, Seyh i düşün- ce ile üzgün edi. BİK Kabilemiz madı arda aratsa fena ol arasında İzini bulmak kabil ol Babam di mazdı — Ömerin d Banâ | ün kuş için ava gidiyordu. Ka bir hayvan çıkması dur? getirmek na vahşi yok mu- ibesiz Onun b en korkuyor gülümsedi: ve rum! asının başını caybolmuş ok masın? Şeyhin karısı bir anlıyamadı. di. Ömer herkese seven bir adamdır nı hiç yoktan neden yi lâ dayanamadı; iyilik lm vefalı papağanım yalan anne! O, sah anberi: felâket.s diye bağırıyor. Bir taraftan da: «Can. Can.» diye çırpınıyor, Bütün bunlar, Ömerin (Ur) dağlarına gittiğini ve Can be den öç 5 iğini Eğer Ömer böyle, elini masum boyayıp dönerse, onu İlk gebertirim. çıldırdın mı, Leylâ! Ben y& yle bir şey umarım. “Ne de sen elini kana bularsın! Bırak bu cukluğu artık. Ömerin izi buğün tte bulunacaktır. mi - olan bak gözcü cakları Ömerden gün Ömeri bul Yuyoruz. Hele bir & onu d Um. Hükmümüzü sonra veririz. Kızının $ k , ondan bahsederken bütün insanlar (Can) gibi t Kli olsalar a düydum enalığı yap da Kim oldı söylemekten kinmiyeceğim. (Can) ın düşmanı: Kendisidir. Onun 4 ne yaptığı fenalıkları, o, yabancılar» dan görmemiş «Ömer yola çıkarken bıçağını biletmiş! Hatice o akşam çarşıdan dö dönmez, Leylânın odasına koştu Bıçak bileyicisinin önünden ge- çiyordum. Ona Ömerden bahsettim. Bıçağını biletip bilelmediğini sordum. İki gün evvel, sabahleyin erkenden geldiğini ev bıçağını biletip atına bin- diğini ve kendisine uzakça bir yola gideceğini söylediğini öğrendm, Ömer, demek ki fena bir niyetle yola çık- mıştır. Leylâ güzlerir nın'boynuna çarak, arkadaşı” Bileyici böy emediği- şimdi gözümün virmeli?. İçim derinleşiyor. şâyabilir miyim, Hatlee? Ben, yer Zünde onun yaşadığı, teneffüs ettiği müddetçe yaşayabilirim, (Arkası var)