E Sulhün kuvvetlenmesi ümidleri artı- yor - Ankara borsasında vaziyet Beynelmilel siyasi ve iktisadi mü- nasebatta normal düşünceli bir ada- mın akıl erdiremiyeceği hadiseler vü- kubulmaktadır. Bunların başında - kendi gazetelerinden anladığımıza göre - bizzat İngilizlein hayret et- tikleri İngiliz . Japon itiâfı gelir. Durup durduğu yerde ve ufacık bir 'Tien-Tsin meselesi için İngilterenin bu esası anlaşmayı yapması, bazı ecne- bi gazetelere göre Japonyaya karşı bir teslimiyet, bazılarma göre de Çinde- ki iktisadi menafiden feragattır. İkinci hadise, Amerika Birleşik devletlerinin, bu İngiliz - Japon an- laşması akabinde, Japonya İle ticaret mukavelesinin feshidir, Amerika, bu mukaveleyi niçin feshetti veya fesh için bu zamanı niçin bekledi? Bunu dn kimse bilmiyor. Üçüncü hadise, Japonya ile Alman- ya arasında kliring esası üzerine ye- ni bir anlaşma yapılmasıdır. Her iki taraf memnun; fakat bizim anlıya- madığımız bir cihet var: Her İki mem- lekette iptidai madde fiktanı var; bu- na mukabil her ikisi de dünyanın bi- rinci derecede sınai memleketlerin- den, Kime kim ne satacak? Satılacak birsey bulunsa bile Japonyanın ma- liyet fiati Almanyanınkinden en âz yarı derecesinde olmasına göre Al manya bunları yüksek fiatli mamü- Jâtı İle nasıl ödeyebilecek? Dördüncü hadise, Almanyanın Bal- kan devletleri nezdinde iktisadi ve bunun neticesi siyasi nüzufuna mâni olmak üzere, İngilterenin de bu mem- leketlerden yüksek #iatle mal almağa karar vermesi ve bunun için de elli, altmış milyon İngiliz liralık bir kredi tahsis eylemek istemesidir, Almanya, Balkan devletlerinden gerçi beynel. milel piyasa fiatlerinden yüzde on ilâ otuz nisbetinde daha yüksek fiatler- le iptidai maddeler aliyor, fakat bun- ların bedelini yine beynelmilel flat- lerden ayni nisbette yüksek mamul €sya ile ödüyordu, İngiltere de ayni şeyi mi yapacak? Görünüş öyle değil, Ecnebi malı, gazetelerinin yazdıkları- na bakılırsa, bu zararı kendisi çeke- cek. Niçin ve nasıl, bunu da bilmiyo. ruz! Hadiseler silsilesine nihayet ver- mek üzere bir de beşincisini naklede- Bm: İngiltere hariciyesime mensup yüksek bir memur, Almanya tarafın dan Londraya gönderilen bir murah- has İle gizli kalması meşrut olan bir konuşmada, Almanyaya, silâhlanma yarışına nihayet verdiği takdirde bü- yük bir kredi vadetmiş! Almanya mu- rahhasi bu haberi işaa etmiş. Derken iki taraf matbualında bir kıyamettir koptu. İngiliz Başvekili bu mesele do- layısile parlâmentoda nazik bir mev- kie düştü ve memurun, kendi teşeb- büstü şahsisiyle hareket ettiğini söyli- yerek hadiseyi örtbas etti, Muhafa- kâr bir gazete olan Daily - Express hadiseden bahsederken bu vadide ya- pılan sulh teşebbüsünün akim kaldı. ğını farzetmek doğru olmadığını ve mareşal Geering'in son talimatını hamil olan doktor Martens'in pek gizli bir surette bu ayın yirmi beşin. de Londraya vasıl olduğunu yazıyor. Şu hâdiseler bilânçosu karşısında, hepsinin mahiyetine nüfuz edileme- mekle beraber, sulhü umümiye doğru atılmış bir adım kanaati hasıl oluyor. Hafta zarfında da zaten beynelmilel piyasalar, flatlerdeki sağlamlıklarile bu temayülü izhar etmişlerdir. Max mafih siyasi vaziyet henüz meşkük olduğu için büyük mikyasta alışve- rişler, hele esham ve tahvilât üzerine vadeli muamelât yapılmamaktadır. Memleketimizde esham ve tahvilât vaziyeti Ankara borsasında ve onu takiben İstanbul piyasasında muamelât bu hafta zarfında da az olmuştur. Maa- mafih umumiyet itibarile flatler iyi, hele Devlet istikraz kâğıdları gayet sağlamdır. Yüzde yedi buçuk faizli harici Türk borcu tahvilleri geçen baftadanberi 5 kuruş tezayüdle 19,25 Tirada kaldılar Dahili istikraz kâğıdlarımızın tış fiatleri şunlardır: İkramiyeli Ergani 1932 lira Sıvas - Erzurum birinci 19,80 » > » diğer tertipler 1991 > 1938 hazine bonosu 69,25 >» Anadolu grupu geçen haftaki fiat- leri muhafaza ediyor. Hisse senedleri Tahviller 3720 > Mümessiller 35,35 dir. Merkez bankası hisse senedi 107,29 lirada kaldı. İş bankalarında cüzi bir tenezzül var: Nama muharrerler 8,95 Mira; hamiline ald olanlar 9 bra edi- yor. Endüstriyel kâğıdlar: Aslan çimento 8,67 lira (5 kuruş tenezzül); Tramvay 5,50 lira; Umum sigorta 11 50 lira; İltihadi milli 17,50 Ura; Terkos 5,30 lira; Usküdar.Kadı- köy su şirketi 2,35 lira; Bomonti 9,25 Mra; İttihad değirmenellik 12:75 lira; Şark değirmencilik 0,77 lira; Telefon sa» 23,20 lira 10,75 Yira; İstanbul yün, pamuk ve. saire 61 lira; Şirketi Hayriye 21 lira; Omlinyom 0,87 lira; İstanbul kasap- lar 12 Yira. Türk altını fati 1425 ku- ruştur. Misir kredi fonsiyleri geçen haftaki gibidir: 1903 tertibi 1911 tertibi Sarayburnunda sünnet di Alemdar nahiyesi Kızlay şubesin- den: Kızılay Alemdar nahiyesi 5 ağus- tos 1939 cumartesi akşamı Saraybur- nu parkı gazinosunda emsali görül- memiş muhteşem, eğlenveli bir sün- net düğünü tertip etmiştir, Sabaha kadar devam edecek bu sünnet düğününde Şehir Tiyatro- suldan Hazım ve arkadaşlarının bir piyesi, Hamiyet Yücesesin fevkalâde bir konseri, Kavuklu Ali ve İrfan tru- punun orta oyunları, canlı karagöz, Karadeniz oyunları vesair eğlence. ler vardır. Çocuklarını sünnet ettir. 108,50 lira 102,50 > mek istiyenlerin Divanyolunda tram. vay durağında Sıhhi Müze yanında 120 No.lu mağazaya müracaatlar İzmir (Aksam) Belediyenin Almanyadan yeni getirittiği lüks otobüsler, şehrin muhtelif semtlerindeki servislere tevzi edilmiştir. Bunların içinde “urkar kişilik ve üzerleri açık turist otobüsleri de vardır, v e iğ y d AKŞAM Dilenciler İstanbulda dilene dilenciliği sanat haline koymuş 3000 kişi var Istanbul Belediyesinin senelerden- beri uğraşıp da başa çıkamadığı bir unsur var: Dilenciler. İstanbul dilen- cilerin! umumiyetle iki sınıfa ayır- mak mümkündür: Birincisi, bu İşi bir sanat olarak yapan sağlam in- sanlar, ikincisi malül ve yardıma muhtaç olanlardır. Bunların hari- cinde, bilhassa akşamları tramvay durak yerlerinde karamelâ satarak dilenen küçük çocuklar da vardır. Birinci kısım dilenciler, zata! be- lediye memurlarını görünce, akıl ve hayale gelmedik hareketlerle dilen- diklerini gözden saklamağa | çalışır- lar. Bunlar için, en büyük'felâket, yakalanıp Darülâcezeye tıkılmaktır. Bu gibi dilencilerin metrükâtı ara- sında han, hamam, hatta apartıman bulunduğunu gazeteler, mütenddit defalar yazmışlardır. Son günlerde şehirde yine dilenci- ler çoğalmıştır. Yani bunlarla müca- deleden hiçbir fayda temin edilemi- yeceğini bize tecrübeler göstermiştir. Madrabaz dilenci ile en iyi mücadele çaresi olarak şu usul tavsiye edili- yor: Bazı İngiliz müstemlekelerinde dilenciye karşı değil «sadakaya> kar- şı mücadele yapılır. İngilizler hakiki fıkarayı Darülâcezelere yerleştirdik ten sonra geride yine büyük mikyas- ta bir dilenci kütlesi kaldığını gö- rerek bunlarla mücadeleye geçmiş lerdir, Mücadele, fıkaraya sadaka ve- renleri tecziye usulüne istinat etmek. tedir. Cezaya çarptırılan merhamet sahibi tebaa, (dilenciliği teşvik) eür- mü ile itham edilmektedir. Biz de böyle bir ceza usulü ihdas etmenin vatandaşlar tarafından nasil telâkki edileceği etüd edilmeğe değer bir mevzudur, İstanbulda, bu madrabaz dilenci- lerin adeta şebeke halinde çalıştık- Jarı tahakkuk etmiştir. Yine tahak- kuk eden bir cihet de, şehrimizdeki bayanların, erkeklerden çok dilenci- ye sadaka vermekte olmalarıdır. De- İ mek ki bilvasıta mücadeleye başla- dığımız zaman bayanların bu haleti ruhiyelerini de göz önünde bulun- İ durmak mecburiyeti vardır. Haber aldığımıza göre, içtimai mu- avenet vekâleti, memleketin her ta- rafında dilenci tipi ile mücadeleye karar vermiştir, Bir taraftan Vekâlet, bir taraftan İ da Belediyeye halkın merhamet his- lerini istismar eden bu gibi hilekâr- larla mücadeleye şimdiden girişirse memleket, az zamanda içtimai bir yüz karasından kurtulmuş olacaktır. Şimdiki halde yalnız İstanbulda iri HM ufaklı üç bin kadar dilencinin derayı sanat» ettiği anlaşılmaktadır. Çocuğunu sünnet ettireceklere C.E. K. Eminönü kazasından Ağustosun 5 inci cumartesi günü İst, dt üncü mektep salonlarında mütehassıs etibba nezareti altında sünnet ameliyatı yapılacaktır. Çocuğunu sünnet ettirmek istiyen ler Divanyolunda Çocuk kütüphane- si sekreterliğine ve Ç. E K. Eminö- nü, Alemdar, Kumkapı, Beyazıd, Kü- nahiye idare heyetlerine müracaat etmelidir. Taşra gazete bayilerinin nazarı dikkatine | Bazı taşra bayilerinden aldığı. mız mektuplardan «AKŞAM3ı mutlaks şu veya bu mutavassıt- lardan tedarik etmek hususunda kendilerini mecbur addettikleri anlaşılmaktadır. Bu yehab hakikate uygun de- ğildir. Binsennleyh taşra bayile- rinden arzu edenler her zaman «AKŞAM; idârehanesine müra- caatla doğrudan doğruya mus- meleye girişebilirler. Bu hususta «AKŞAM; idaresine mektup ya- zsarak bayi şartlarını öğrenebi- İ miştir. Altın şuah 31 Temmuz 199 Atina elçimiz B. Ruşen Eşrefin veda nutku Türk - Elen dostluk âbidesi muazzam gay- retlerle iki memleket zimamdarlarının dedikleri ölmez bir eserdir Atina 30 (A. A.) Atina ajansı | bildiriyor: Türkiye Büyük Eeçisi Ru- şen Eşref Ünaydın, Başvekil general Metaksasın kendi şerefine verdiği öğ- le ziyafetinde, Generalin nutkuna ver- diği cevapta demiştir ki: «Atinadaki vazifemin nihayete er- diği bu günde, güzel Helledanın ca- Mp paytahtındaki son saatlerimiz, | bizim için çok hususi bir mânâyı ta- | zammun edecektir. Zira karım veben | bu saatleri, sizin ve pek muhterem | Bayan Metaksasın yanında yaşamak | saadetine nall olmuş bulunuyoruz. B. Ünaydın, Başvekil Metaksasdan görüldüğü samim! hüsnü kabulden mü- | tevellit teşekkürlerini bildirmiş ve sözlerine şöyle devam eylemiştir: “Temsil etmekle büyük şeref düy- duğum Türkiye Reisicümhuürü ve Türkiye Cümhuriyet hükümetinin ve bütün Türk milletinin bu fikirlere | ve bu hislere mütteflkan iştirâk etti- | ğini eöylemekliğime bilmem hacet | var mi?. Bu derece yüksek bir salâhiyetle | tavsif ettiğiniz bu dostluk siyasetinin Elen milleti tarafından da umumi | surette tasvib edildiğinden eminim. Ankarayı ilk ziyaretinizi müteakip vatanımızın paytahtına dönüşünüz, daima hatırımda kalacaktır. O gün Faler ile Atina arasında ancak bir sa- atte katedebildiğimiz büyük caddenin iki tarafı, heyecan içinde bir halk ile dolu idi ve bu halk mevklinize iki sira- | Wi alkış safı teşkil eriyordu. O gün, be- nim de heyecan içinde şahid olduğum gibi, canl bir plebisit arasından geç- 'Türk - Elen dost- muhteşem luğu âbidesine bu kadar bir çelenk çik ender vazedilmiştir. Bu Türk - Elen dostluğu übidesi, mevcud iş birliklerinin ve karşılıkh dir. O iki millet ki mukadderat on- ları asırlarca ve bir çok defa muhte. lif şekillerde temas haline koymuş- tur. Fakat, büyük bir memnuniyetle müşahede ediyoruz ki, bu temasların esası, nihayet sarsılmaz bir dost ha- linde kendisini göstermiş bulunmak tadır. Bu dostluk, artik hiç bir tahripten korkmıyan müşterek bir maldır. Ya- şıyan kahramanların olduğu kadar ölen kahramanların da eseri olan bu tezahürün iyilikleri, övülmekle biti- rilemez ve bundan dolayıdır ki, ebe- di telâkki olunmağa lâyıktır. Sizin çok mesud bir surette tebarüz ettir. diğiniz gibi, bu yapının en esaslı hu- susiyeti, sulha tahsis edilmiş olması- dır. B. Ruşen Eşref Günaydın nihâyet demiştir ki; «Memleketimin ve hatı. rasına ebediyen prestiş edilecek olan ebedi Şef Atatürkün idaresi altında olduğu gibi, büyük selefinin en yakın iş arkadaşı ve en şerefli halefi Milli Şef Reisicümhür Oİsmet İnönünün idaresinde de Türkiyenin takibden bir dakika farig olmadığı sulh idea- linin hizmetinde naçiz bir âmele olan benim hakkımda ibzal ettiğiniz ilti. size minnettarlığı. edeceğimi bilemiyo- fatkâr sözlerden m nasıl ifade rum. Ebedi Şef ve Mill Şefin yüksek di- rektifleri altında, ben ancak kabiliye- tim nisbetinde onların emirlerini ye- rine getirmeye hasri vücud etmişim- dir. B. Ruşen Eşref bundan sonra mü- Jeste ikinci Georges'a B. Metaksasa teşekkür ederek sözlerini şu efimle- lerle bitirmiştir: «Yunanistandan eynirken asil Eien milletine karşı sarsılmaz bir dostluk hatıralarını birlikte götürü- yorum. Bunu, dalma, çok kiymetli bir surette saklıyacağım.ı» Yunan gazeteleri hararetli makaleler yazıyorlar Atina 30 (A.A) — Atina ajansı DİZE | çisi Ünaydın, Türk - | , İl ! anlayışların en samimi adına muaz- zam gayretlerle iki memleket zimam- darlarının dikdikleri ölmez bir eseri- dir. Bu, nutkunuzda telmih ettiğiniz gibi, iki milletin müşterek şaheseri- Başvekil Metaksas ve Türkiye elçi- $i Ruşen Eşref Unaydımın nutuklar nı aynen birinci sahifelerinde neşre- den bütün gazeteler, bu nutuklarla beraber heyecanlı makaleler de yaz- maktadır. Etnos gazetesi diyor ki «Bu nutuklar, Türk - Elen dostlu- gunun birer destanıdır. Türk - Elen miltetleri, bütün kalblerile bu nutuk- lardaki hissiyata iştirak etmektedir.» Estia diyor ki: «Başvekil Metaksas ve Türkiye el- Elen dostuğu- nun hakiki ve tarihi münasını teba- rTüz ettirmek ve yükseltmek hususun- da çok güzel ve çok hararetli ifadeler bulmuşlardır. Metanetini parlak bür- hanlarla şimdiye kadar isbat etmiş olar bu dostluk, bu iki millete, ken- dilerindeki sulh ve muhadenet ides- linin süküne susamış bütün insani- yeti de bir gün aydınlatacağı ümidi- ni vermektedir.» Atinaika Nea diyor ki; «Bu iki nutuk, Türk - Elen dostüu- gunun birer destanıdır. O Türk --Elen dostluğu ki bütün her iki milletin şu- urunda da bir anane kuvvetile kök salmış bulunuyor, Bu ikidost ve müttefik memleket, bütün dünyaya, Karşılıklı anlaşmanın ve sulh idealine bağlılığın en güzel misalini vermek» tedir.» Bütün gazeteler, makalelerinde, bü dostluğun takviyesine B. Ruşen Eşref Ünaydının yaptığı büyük hizmetleri 1 — Sütlü şekerli pirinç lâpası - Gerbi Anadolu mıntakası. 2— Za aç kalmak. 1— - Vaaz veren kadn. . Diğ «Ns gelirse hitabeler olur » dd olur - Yemin. 7 — Cografya tablosu. 8 — Hicap - Tersi şule saçıcıdır. 9 — Nefi edatı - Yaylı minder, 10 — Emniyet. Yukardan aşağı: ) — Ask suratlı. — Yetiştirip çoğaltma - Çoban. Alev alan Başına «A» gelirse deni olur, Beygir - Nota - Toprak rengi, Kaba torba imal eden. 'Tarakla intizama koy - Pekâlâ, Sunl edatı - Ayakta durarak. Cenup vilâyetlerimizden biri, - Zereden - İstek, Gecen bulmacamızın halli Soldan sağa: 1 — Daüssla, 2 — Arsulusal, 3 — Ra, Ka, İl, 4 — işkâl, İle, 5 — Ut, Nedamet, 8 - Kın, Do, 7 — Britanya, 8 — Amuotat, Um, 9 — Dan, Ikar, 10 — Akif, Meşk. Yukardan aşağı i — Duriukbada, 2 — Araştirmak, 3 — Üs, Ninni, 4 — Sıkan, Tu, 5 — Sunledatı, 6 —M, Donuk, 7 — Lut, Yiam, 8 — As, İmza, Re, 9 Alle, 10 — Eelletmemek. TİYATROLAR EGE TİYATROSU Nureddin Gençdur ve arkadaşları bu gre Bakırköy Sakımığacı Miltyadi tiyatrosunda LOKMAN ZADE Vodvi! 3 perde. Ertuğrul Sadi Tek, Halide Pişkin iştirakile Balı günü akşamı saat 2130 de Taksim Altmtepe Alle Bahçesinde FATOŞ BALK TİYATROSU Kenan Güler ve arkadaşları Bu gece Büyükdere Alle Bahçesinde kili O SUN AĞA Cn be sn işin akar ee