Masıki ile tedavi Bilhassa asabi hastalıklarda musikiden POLİTİKA Ingiliz - Japon itilâfı ve İngiliz - Sovyet müzakereleri Tokyo müzakereleri, İngiliz - Japon anlaşması ile neticelendikten sonra Moskovadaki müzakereler de nihai safhaya girmiştir. İngiltere, artık bütün dikkatini münhasıran Avrupaya tevcih ve teksif edebilecek bir vaziyetie- dir. Londra hükümeti, Uzak Şark siyasetini değiştirmeksizin ve hayati men- faatlerini feda etmeksizin şimdilik Çindeki fill vaziyeti tanımakla Asyada ve büyük Okyanustaki müstemlekelerini ve dominyonlarını muhtemel Ja- pon sürpirizlerine sigortalamıştır. Japonya cihetinden kendisini emmiyet altına ulan İngiltere, sulh cephe- sini tamamlamak için Sovyetlerle müzakereyi de biran evvel neticelendir- mek üzere hızlaştırmış ve Sovyet erkânı harbiyesile temas ve müzakerelere girişmek için Moskovaya bir amiralın riyasetinde gidecek olan İngiliz askeri heyeti azaları seçmiştir. Fransa da ayni şekilde hareket etmiştir, Gelecek hafta İngiltere, Fransa ve Sovyet Rusya arasında askeri müza- kerelere başlanacak ve pek yakında neticelendirilecektir. İngilterenin bir taraftan Japonya ile anlaşması ve diğer taraftan da Sovyet Rusya ile anlaşmak üzere bulunması, sulh cephesini çok kuvvetlen- dirmiştir. Avrupada icabında Sovyet Rusyanın bitmez tükenmez askeri, iptidai maddeler vesair menabiden istifade edebilecek olan sulhü müdafaa cephesi, totaliter devletlerin herhangi bir tecavüz teşebbüsüne karşı aşıl- maz bir sed teşkil edecektir. Moskova müzakerelerinin muvaffakıyetle ne- tlcelenmek oüzere bulunması, sulh taraftarlarını ne kadar sevindirse yeri vardır, Çinden gelen heyet şehrimizde Misafirlerimiz, Türkiyenin | Çinliler için ideal Devlet olduğunu söylüyorlar B. Örbek B. İsa Yosufoğlu Bir müddettenberi Ankarada bu- dunan Milletler Cemiyetine müzaheret Çin kurumu âzasından B. İsa Yusuf- oğlu ve B. Özbek isimli iki zat şehri- mize gelmişlerdir. B. İsa Yusufoğlu ayni zamanda Çin Cümhuriyeti Mil let Meclisi âzasındandır. Dün matbaamızı ziyaret eden mi- safirler seyahatleri etrafında şu İza- hatı vermişlerdir: — Maksadımız tarihi, ırki ve me- deni bağlarla biribirine bağlı olan Çin ve Türk mllletlerini biribirlerine tanıtmak, daha sıkı münasebetler tesisi için teşebbüslerde bulunmaktır, Çinliler genç Türkiyeyi bütün Şar- kın şefi addetmektedirler. Türk kar- deşimizin Çini ve Çinlilerin Türkleri dâha iyi tanımalarını istiyoruz. Yeni müesseselerinizi tedkik edeceğiz. Çin filkelerini görmek istiyen gazetecile- re her türlü kolaylığı göstereceğiz.» Türkiyeyi ilk defa ziyaret eden misafirlerimiz memleketimiz hakkın- daki intibalarını da şu suretle ifade etmişlerdir: — "Türkiyeye hayran kaldık. Size memleketinizi çok yüksek bulduk de- sek hissiyatımızı anlatmış olmayız. Avrupayı görmedik, Fakat bizim için ideal devlet Türkiyedir. Ankarada iken bütün yeni mües- seselerinizi gezdik. Hiç bir yerde gör- mediğimiz ve gıpta İle seyrettiğimiz #ey Türklerdeki kendilerine inanma We güvenme hassasıdır. Bunu çok takdir ediyoruz.» Misafirlerimiz İstanbulda bir ay ka- dar kaldıktan sonra Suriye, Trak, ize ve Afganistanı ziyaret edecekler» Sabıkalı hırsız çocuk islah- haneye gönderilecek Geceleri Beyoğlunda apartımanla- rın pencerelerinden girerek eşya ve Para çalan Mehmed adında 11 yaşın- da bir hırsız çocuk yakalanmıştır. Sultanahmed birinci sulh ceza mah- kemesine verilen küçük hırsızın şim- âlye kadar yaptığı dokuz hırsızlık sü- Şu tesbit edilmiştir, Gizli olarak mu- hakemesine başlanan Mehmed hak- kında karar verildikten sonra Anka- radaki Çocuk ıslahhanesine gönderi AKŞAM Zahire piyasası 1750 ton arpa 1850 balya tiftik satıldı Son bir hafta içinde piyasamıza 1876 ton buğday, 179 ton arpa, 120 ton mısır, 58 ton çavdar, 125 ton tif- tik ve 180 ton yapak gelmiştir. Piya. saya gelen buğdaylar, Eskişehir, Bey- likahır, Ağabınar havalisindendir. Bu mallar, yumuşak cinsten olup 5,27 ile 5,32 para aralarında satılmıştır. Diğer taraftan toprak mahsulleri ofisi de muntazaman satışlar yap- makta ve değirmencilerin ihtiyaçları karşılanmaktadır. Arpa mahsulü, bu hafta içinde İyi alıcılar bulmuştur. Gerek Samsundan, gerekse Mersin Umanlarından yüklemek şartile aliv. re arpa satışları yapılmıştır. Bu hat. ta içinde muhtelif limanlardan, iki ay zarfında yüklemek üzere 1750 ton arpa satılmıştır. Trakyada bu sens mahsul iyi olduğundan bu havaliden, gelen mallar dahili sarfiyat için satıl maktadır, Almanya, İtalya ve Belçi- kadan talepler gelmektedir. Bu haftanın ilk günlerinde tiftik piyasası durgun geçmiştir. Haftanın son gününde Almanyadan tiftik için permi gelmiş ve hararetli satışlara başlanmıştır. Bu hafta 1850 balya tiftik satılmıştır. Satışlar devam etmektedir. Alman- yadan başka Sovyetlerin de mal ala. cakları tahmin edilmektedir. Bu haf. ta içinde 2050 bâlya yapak satılmış. tar. Küçük Nermin icra vasıtasile annesine teslim edildi Fatma İlhan adındaki kadın, evvel. ki gün beşinci icra dairesine müraca- atle kızı Nerminin gene mahallebici Ali tarafından kaçırıldığını bildirmiş ve çocuğun kendisine iadesini iste. mişti, Dün icra memuru ile polisler Ma. hallebici Alinin evine gitmişler ve Ner. min çocuğu evde bularak, alıp annesi Falma İlhana teslim etmişlerdir. Torununu zehirliyen kadın Birkaç gün evvel Kurtuluş civarın- da altı aylık torununu sürürle zehir- liyerek öldürmekten maznunen tev- kif edilen Emorfiya hakkındaki ev- rak dördüncü sorgu hâkimine veril. Ocağın tepesinden düştü Anadoluhisarında Arifin taş ocağın- da çalışan Rizeli Mustafa adında yir- mi yaşında bir işçi, sekiz metre yük- seklikteki ocağın tepesinden düşerek sağ bacağı kırılmış, muhtelif yerle rinden de tehlikeli surette yaralan. mıştır. Yaralı Mustafa, baygın bir hal de Nümune hastanesine kaldırılarak kaza etrafında tahkikata başlanmış- tır. Tarla yüzünden cerh Yalovanın Çınarcık nahiyesine bağ- lı Koru köyünde Arif, Zarif ve Hüse- yin adlarında üç kişi bir tarla mescle- sinden kavga etmişlerdir. Kavgada Hüseyinle Zarif bir olarak Arifi fena halde dövdükten sonru bıçakla da ba- şından tehlikeli surette yaralamışlar». dır. Yaralı Arif Nümune hastanesine getirilmiş, Zarifle Hüseyin yakalana- çok istifade ediliyor Ameliyat yapılırken musiki plâkları çalınması da çok iyi neticeler vermiş Geçenlerde Kopenhagda büyük bir heyecan uyandıran bir hâdise oldu. Asabı çok bozulan bir avukat kendisi- nin daima takip edilmekte olduğun. dan korkuyordu. Fakat, aklını büsbü. tün kaybetmediği için gidip bir asabi. ye kliniğinde esaslı bir muayeneye tâbi olmaya karar verdi. Halbuki, kli- niğin otomobili kendisini almak üzere kapının önüne geldiği zaman avukat birdenbire kudurmaya benzer haller göstermeye başladı, evin içindeki bü tün kapıları kilitledi, pencereden evin damına tırmandı ve orâdan aşağıya atlamaya teşebbüs eder gibi oldu. Bunu üzerine derhal itafiyeye ha- ber gönderildi, Hâdise yerine gelen it- İfaiye, avukatı ölümden kurtarmak için atlıyacağı yere bir bez gererek beklemeye başladı. Bununla beraber Aklını kaçıran avukatın kurtulması imkânsız gibi bir şeydi. Çünkü evin önünden birkaç türlü elektrik telleri geçiyordu. Avukatın bunlara takılıp kalacağına hiç şüphe yoktu. Bu ara- lk biriken halk, avukalın kendisini sokağa atmasını dehşet ve heyecan içinde bekliyordu. O ande karşıki evlerin pencerelerin. den birinden radyo sesi işitildi, Bir or- kestrd Beethoven'in «Mehtap sonata» nı çalıyordu. Bu musiki bir mucize yarattı: Kudurmuş adam kulak ka- barttı, hareketlerinde bir sükünet gö- rüldü, ondan sonra pencereden üşa- ğıya doğru tutunarak gene odasına gir. di, kapıları açtı ve hiç bir şey olma. miş gibi otomobile binerek asabiye kli, niğine gitti, / Asap ve akıl hastalarının musiki ile tedavi veya hiç olmazsa teskin edil diklerine dair tıp tarihinde birçok mi. saller vardır. Daha geçen asırda Al manya ve İtalyada musiki tedavisini Samsunda hava kurumu ( g binası tamamlandı kabul etmiş olân müesseseler vardı. Geçenlerde de asabiye mütehassısla- rından K. H. Polter bir çok akıl ve asap hastalarının, bitaplıkların, me- Jankolilerin, manyak hallerin musiki ile tedavi edildiklerini bildirmişti. Şiddetli bir asabiyet hali geçirdik. ten sonra ıslık çalarsak veya bir şar- kı mırıldanırsak hemen sükünet bul- duğumuzu kendimizde kaç defa dene- mişizdir, Bir timarhaneyi ziyaret eden bir kimse orada bazı hastaların bü. tün gün bir şarkı mırıldandıklarını veya bağırarak teganni ettikleri gö- Tür, Bu hastalar da o şarkılarla sükü- net bulmaya çalışırlar, Meşhur Al man akıl doktoru Pienitz hattâ tedavi ettiği hastalanna musiki öğrettirmek suretile onların dertlerini tahfife mu. vaffak olurdu. Fakat musiki ile tedavi yalnız akıl hastalıklarına inhisar etmez. Muhte- if musiki ahenklerinin ve şekillerinin hastalıklar üzerinde yaptığı tesirler hakkında doktorlar derin tedkiklerde bulunmuşlardır. Bunun neticesinde muhtelif musiki makamlarının kan tazyikini arttırdığı veya indirdiği, nab. Zan çıktığı veya indiği, teneffüsün sık» Yaştığı veya hafifleştiği, neşe veya ke- der gibi ruhi tahavvüller husule gel- diği anlaşılmıştır. Bu tahavvülerin tabi olduğu kaideler bugün musiki ile tedavinin esaslarını teşkil etmektedir. Bir org mütehassısı bir gün müthiş ateşler içinde ağır hasta olarak yata- ğında yatıyordu. Odasında bulunan arkadaşları vakit geçirmek için müusi- ki ile meşgul oluyorlardı. Bir aralık ağır hasta başını kaldırarak bir arka. daşına «burasını yanlış çalıyorsun» do yince herkes hayret içinde kaldı. Ar- kadaşları musikiye devam ettiler ve O sayede hasla yavaş yavaş kendine ge- lerek iyileşti. Profesör Polter'in raporlarına nara. ran musiki her hastahanede doktor- lar için yardımcı kuvvettir, Şimdi bir- çok hastahanelerde ya gramofon veya radyo bulundurulmaktadır. İyiliğe yüz tutmuş hastalar musiki ile oyalana- rak kendilerini düşünmekten menedil. mektedir. Yapılan tecrübelere nazaran en ziyade Mozart eserlerinin şifalı te- sirleri görülmektedir. Birçok has talarda nevraljik ızlırapların musiki ile dindirilmesine muvaffakıyet hasıl olmuştur. Nihayte, musiki asri ameliyat tek. niğinde de çok ehemmiyet kazanmış. tır, İsviçreli profesörlerden Girard ve Rodt hastalarını bayıltırlarken musi- ki çaldırdıklarından bahsediyorlar, 300 kişiye yapılan ameliyat esnasında plâk çaldırılmışlır. Hastalar musikisiz bâ- yıltma esnasında korku alârnetleri gös terdikleri ve korku nidaları çıkardık. ları halde musiik ile beraber bayıltı. lan hastalarda bu hadiseler hiç görül- memiştir. Bayılanların ayıldıktan söon- raki ifadelerine nazaran kendileri kor. kusuz, rüyasız bir uykuya daldıktan sonra hoş bir tesirin tatlılığile uyan. muşlardır. Uyandıktan sonra bayılma- nın sebebiyet verdiği kusma ve saire gibi hallerde pek hafif geçiştirilmiştir. Gariptir ki, en iyi tesir eden havalar gürültülü askeri marşlar olmuştur. Profesör doktor Bier'in geçenlerde verdiği bir rapora nazaran bugün mev. zil uyuşturmalarla yapılan ameliyat esnasında dahi musiki ile hastaların oyalanmasına çalışılmaktadır. Velha- sıl bir zamanlar istihfaf edilen müzi- koterapi bugün mütehassıs profesör. ler tarafından pek ciddi surette ted- kik ve tatbik olunmaktadır. ÜNÜN ANSİKLOPEDİSİ! Rusyanın tarihine bir kuşbakışı Şimdiki siyasi idaresi dolayısile adına Sovyetler denilen Rusyanın uzun müzakerelerden sonra nihayet sulh cephesine iltihak etmiş olması bütün dünyada derin bir alâka ve memnuniyet uyandırdı, Rusyanın tarihi 9 uncu asırda Va- reğ'lerin istilâsile başlar. Bunların asılları İskandinavyalı idi, Meşreb ve mizaçlarındaki harpculuğu Rusyanın Slâvlarına naklettiler, 972 - 1015 senelerinde büküm sü- ren Vladimir'in hükümdarlığı zama- nında Bizanslılar, Rusyada hristi. yanlığı yaydılar. 1015 - 1054 senele- rTindeki hükümdarları Büyük Jaros- Jav bu ırkın Şarlmany'ı yani büyük ; İmparatoru olmuştur. Fakat bu önderin Samsun (Akşam) — 57 bin lira sar- file yapılan yeni hava kurumunun muvakkat kabul muamelesi için pro- fesör mimar Eği şehrimize gelmiş ve bi. nayı tedkik ettikten sonra bazı ufak noksanların ikmali için bir rapor ve- rerek Adanaya hareket etaniştir. Gön- derdiğim resimler yeni yapılan Türk hava kurumu binasını ve binanın ka- pısı önünde mimar Eğli ile alâkadar zevatı göstermektedir. Yeni binanın üst katı şehrimizde açılması kararaştırılan Türkkuşu şu- besine, orta ve alt katları Hava ku. rumuna tahsis edilecektir, Binada 150 metre murabbaı genişlikte gayet güzel bir konferans ve sinema salonu ile mü- teaddid ders odaları ve altında bir &- ölümünden sonra bir anarşi, ve da- hili muharebeler safhası başladı. Ne- ticede Rusya, Mogollarla Turanilerin istilâsma uğradı. On ikinci veon üçüncü asırlarda Tatarların idaresi altında kaldı. Bu sırada Moskova prensleri ve bilhassa Müthiş İvan kendilerine tâ- bi araziyi günden güne arttırmak imkânını buldular. Ve kuvvetli bir monarşinin ve Romanof hanedanına tâbi bir milletin esaslarını ortaya at- tılar. Harbin sonuna kadar Rusyanın başında kalan Romanof &ilesi 1613 senesinde iktidara geçmiştir. 1682 - 1725 te saltanat süren bü. yük Petro bu çarların en meşhurla- rmdandır; İsveç kralı on fkinci Şarl'ı yendi; Rusyayı teşkilâtça, ruhca ye. nileştirdi, Avrupalılaştırdı: Peters- burgu kurdu. On sekizinci asırda, Ruslar hemen inkıtasız olarak cenupla, “Türklerle uğraşmışlardır. İkinci Katerin zama- Polo gre asın Birinci Pol (1798 - 1801) de Fransa âleyhindeki ittihada katıldı, lâkin Napolyon, Rusyayı istilâ etli; mağ- Jüben çekildi. Bunun neticesi olarak, çarların ehemmiyeti artmış; birinci Aleksandr o Mukaddes ittihad» in şe- fi olmuştur. (o Artık çarların emeli, Türkiyeden parçalar alarak sıcak ık- Mimlere doğru genişlemekti, Avrupa diplomasisinin gayretlerine rağmen İstanbul istikametinde adim adım ilerliyorlardı. o Kırım muharebesinde Osmanlılarla ittihad eden garbi Av- Yupa orduları onları durdurdu: 1862 da Paris muahedesi imzalandı, Fakat 1877 - 1878 senelerinde çarların talihi yeniden parladı. Berlin muahedesile Babıâliye yeni bir darbe indirdiler. Asyada da kuvvetlenmesi, Transsi- beryen şimendifer hattının döşenmesi, Rusyayı, Japonlarla 1904 muharebesi- ne tutuşturdu ve mağfübiyetine sebe- biyet verdi. Büyük harpte de çarlar Almanya aleyhine harbe girdiler. Bu harb esnasında (Asya dahil) 180 mil. yön nüfusu olan 5,5 milyon kilometre murabbaı mesaha işgal eden Rusya imparatorluğu yıkıldı. 1917 de bir ge- çiğ hükümetinden sonra bolşeviklik teessüs etti. O zamandanberi komü- nistlik ile idare olunmaktadır. Şimdi, Polonyanın ayrılmasına rağmen, Rus ya 170 railyon nüfusludur. TRUFLEX ire