Hatayda AKŞAM Antakya kışlasındaki Fransız bayrağı indirilirken bir ihtiyar kadın kışla bahçesinde «Yaşasın Türkiye» diye bağırıyor. Köşede: Piyadelerimiz geçid resminde Tefrika No.-19 SEVİLEN KADIN Büyük macera romanı — Etilki bana karşı kırılırsınız diye | korkuyorum... Lâkin sizi bir evlâd g bi sevdiğime, aslâ üzmek istemediğime Cenabıhak şahidimdir — Biliyorum, doktor bey. — Öyle ise söyliyeyim... Bu işlerin böyle bir cereyana dökülmesi bence — Aman doktor... Ne diyorsünüz? Biliyorum yavrum. Çok iztirap çekiyorsun. Fakat bu diden meydana çı yat gibi oldu; Birkaç gün acı çekersin | amm ha çabuk şifay Nesile acı acı ap olursur. mi zannediyor kalırsa & n bâ a kanilm!... Ger n işlemiş old im ömrüm mü eceğimi saniyorum Gözlerinin içini Sonra ayağı Nakleden : ( Vâ - Nü Birlikte aşağı indiler. Hanımefendi salonda oturuyordu. Elini öpen Neci- lenin saçlarını okşadı. Hekimle şündan bundan konuşmağa başladı. Genç kız piyanonun başına geçti. Şuberin Adieu'sünü çalmağa başladı. - Mahir parmaklarının ucundan çıkan ahenk- | ler âdeta kalbinin acı feryadlarına ter. cüman oluyordu. Piyano'da onün ru- | hu gibi sizlıyordu Mihrinur hammefendi merakla doks| torun yüzüne baktı, erkek yavaşça: Çok üzüldü... Ağladı... Niçin? O: — Vay, ne çabuk nuz! öyle emret mediniz miydi? İti- zanmamı arzu etmiyor mıys ak oldunuz! n cevap erseniz bütün mânâ bu mühim sır ne imiş baka- 1m! Kadri bey ihtiyar kadına yaklaşarak fısıldar gibi: — Vaz geçecek... — Oğlandan m — Evet... İşleri düzelttim... Hanımefeni — Şüpheli! Neden? — Bizim ailenin bir huyu vardır ki büzen meziyet sayılır, bazen de kusur olur. O da inad derecesinde kararın- dan, fikrinden caymamak! - Evet amma ben başka yollardan — Müsaade ederseniz o noktayı giz- li tutayım. — Demek sizce netice hayırlıdır? — Ona eminim. — Buna benim de kani olduğum gün size minmettârlığımı her suretle isbat eçleceğim. ın İsyan etmediğini her hangi bir erkekli oluğunu gördüğünüz k midir teklif edeceğini - ilde az zaman sonra bunur böyle olacağına ben size söz ver Tüm, Çok tam havl kıymetli bir l | | | | a. sordu: — Ya hamil ne zaman? — Pek yakında... Hazırlıklara baş- layın — Herşey hazır... — Hep ayni fikirde misiniz? — Elbette... Siz dediklerimi yaptı- niz mı? — Yaptım efendim... Kadın emrini. ze amade, — Pekâlâ... O sırada piyano susmuş, Necile çal- gının kapağı üstüne kapanmış yavaş yavaş ağlıyordu. Mihrinur hanımefendi: elile torunu. nu göstererek Bakın şu hale! - dedi. Bunlara sebebiyet veren alçak herifi asla affe- demen. Evimde öna ald en ufak bir izin kaldığını istemem... Hanimefendinin gözleri öfkeden şim. | gibi parlıyordu. İnce dudakları n.ve amansız bir ifade ile geriimiş- ile'nin odasındaki sant gece ya- di, Soğuk ve karanlık bir gece ılıyordu. Mihrinur imumu sansı Sıska 26 Temmuz 1939 Bayram sına giden ara kapı açıktı. İniltiler işi- Fetanet kalfa — Daha birşey yok... — Tehlike var mı? Kalfa biran tereddüd etti elendi asabiyetle: Söylesene... Doktor endişeli görünüyor. r kadın ipek mendili ile alm. hin terini silerek: — Allah muhafaza etsin... Aileden yeğâne kalan yadigârım... Alçak he- TiL... Öfke ile homurdandı — Allah belâsinı yersin! tinabıhaklan ümid kesilmez, 1... Merak etmeyin... — Nasıl üzülmem... Yavrucak öyle nahif ki... Hele bu son günlerde büs- bütün zayıfladı... Eğer Necile'ciğime olacak olursa vallahi köpek gibi oriu geberttirirm. Olmaz; ölmü göründü: hanım- Allaha emanet... Eğer hayırlısı ile kur apacağını * biliyorsun değil t efendim. $ nda iken kadına verte mami Bu kadına em. Fakat aslanım.