26 Temrauz 1939 AKŞAMDAN AKŞAMA Bire yirmi bir ikramiyeli bilet At yarışı bittikten sonra nasıl satılır? Bu pazar Veliefendide mev- simin at yarışları başladı. Mübarek hayvanların seyrine bayılırım. Zaten çayır yakınımızda. Birçok ahbaplar toplanarak gittik. Halkın bu sene ge çen yıllara nazaran fevkalâde rağbet ettiğini gördük. Trenler, otomobil ler, arabalar adam taşıyor. Umumiyetle birçok noktalarda te- rakkiler var. Bir emek sarfedildiği anlaşılıyor. Bunda, sahayı İşletem- lerin ve Bakırköyünü idare edenlerin ayrı ayrı himmetleri görülüyor. Fakat teferrüntin bazı münasebet- sizlikler dikkatime çarptı. Söyleme- den geçemiyeceğim ki, gelecek hafta- lar zarfında hepsinin önüne geçilsin. Birincisi; Veliefendiye giden yol yakında ta- mir edilecekmiş, Fakat bir caddenin ıslahı ne demektir tecrübemiz var: Yıl sürdüğünü Babâlide gördük. Bi- naenaleyh, yarış mahalline giden s0- kağın pazar günleri bol bol, müker- reren sulanması lâzımdır. Bu hafta arozözler ancak bir defa geçmiş. Toz bulutları içinde binlerce halk bu- aldı, İkincisi: Tribünlerde iskemleli yerler ayri mış. Başında kavas, yahut hademe kıyafetinde biri duruyor: — Misafirler gelecek... Olurmayr - diye on dört iskemleyi inhisa- ra almış, O kalabalıkta herkes bir kere «boş yer buldum!» zannile tecrübe ediyor; sonra, mahcup, kalkiyor. Halbuki yarışm sonuna kadar on dört iskem- leyi işgal edecek muhterem misafir- ler zuhur etmedi. Mahallin en büyük memuru olan kaymakam bile müte- vazı bir yerde oturdu. Kimmiş, kim olabilirmiş bunlar? Arşidükler mi?... Demokrasi devrinde böyle manzara- lar hoş kaçmıyor"... Pek çok kimsenin tenkid ettiğini işittim. Üçüncüsü: «Buraya kadar gelmişken bir lira verip bir çifte bahis bileti de ben ala- yım'» dedim. Fakat son dakikada 4 numaralı hayvanın yarışa girmediği. ni gördüğümden, bileti değiştirmek üzere gişeye tekrar gittim. Ne göre yim” İğne atsan yere düşmüyecek, Bu sırada yarış başladı. Halk ta azal dı. Bir de başımı çevirdim Kİ, 5 nu- maralı at en önde geliyor: Müteakip yarışta da favori 1 olduğu için bana önceden yanlış verilen bileti 1/5 ola- rak değiştirdim. Fakat işin daha garibi şudur ki, ben bileti elime aldığım anda artık yarış tamamile bitmiş bulunuyordu. Halk, oluk oluk giselere doğru «5 nu- mara kazandı!» diye geliyordu. Be- him biletim 2: numaralı idi, Sonra- dan 30 numaraya kadar bilet satıl- dığı iddia olundu, Çifte bahsi kaza- manlarla gişeleri idare edenler ara- sında münakaşa açıldı. Benim de bil diğim ve gördüğüm, yanş bittik. ten sonra 9 biletin (ki beheri 21 lira- dan ceman 189 lira kıymetindeydiler) nizamsız olarak satıldığıdır. Gelecek haftalar zarfında yapıla cak yarışlara daha sıkı bir kontrolla a man — Akşamüstü biraz serinlemek için 8okâğa çıkmıştım bay Amca. Henüz Piyango vurmadığı için plâjagilmeğe Gesaretim yokl... Kumkapı Teneke mahalle- lerin kaldırılma- sına başlanacak 'B. Prost Yedikule ile Kumkapı arâ- sında şimendifer boyundaki teneke mahallesinin kaldırılmasına Jüzum göstermişti. Bu husustaki tafsilât Plânı Ikmal edilmiştir. Plâna göre tren hattından 15 metre geriye doğru inşaat yapılmıyacak ve burada bu- lunan eski, köhne binaların yerlerine yapılacak binaların önü yeşili saha olarak bırskılacaktır. Ayni zamanda tren hattı ile deniz kenarının arası da yeşillik olarak bırakılacaktır. Belediyenin hemen tatbik edeceği beş senelik imâr plânındaki işler tahakkuk ettikten sonra tren hattının güzergâhını çirkinleştiren bu binalar tedrici surette istimlâk edilecektir. Reisicümhurun valide ve ço- cukları Ankaradan geldiler Reisicümhur İsmet İnönünün muh- terem valideleri ile çocukları dün 5a- bah Ankaradan şehrimize gelmişler ve Haydarpaşa istasyonunda Vali doktor Lütfi Kırdar tarafmdan kar- şılanmışlardır, Taksim kışlasının Belediyeye devri kararı bildirildi Taksim kışlası ile müştemilâtının Belediyeye devri hakkındaki hükü- met kararı Belediyeye tebliğ edilmiş- tir. Karara göre binanın arsa kısmı Belediyeye terkedilmiştir. Müsakkaf kısmının enküzı satılarak bedeli ma- liyeye verilecektir. İntihap edilecek takdiri kıymet ko- | misyonu için 15 ağustosla Loplana- cak umumi meclisten karar alın- dıktan sonra binanın yıktırılmasına başlanacaktır. Yakacıkta bir hırsızlık Hırsız Suadiyede çaldığı eşyalarla yakalandı Küçükpazarda oluran Ali oğlu Vako adında biri Yakacıkta binbaşı- Uuktan mütekaid olup müteahhidiik yapan Hüsnünün köşküne pencere camını kırmak suretile girmiş, yü- zük, bilezik gibi muhtelif kıymetli eşya çalarak savuşmuştur, Vakayı haber alan Kartal jandar- ma kumandanı icab eden tedbirleri almış, Suadiye istasyonundâ sabah- leyin devriye gezen polis Hüsnü £r- gün Haydarpaşaya giden İlk trende hırsızı çaldığı eşyalarla beraber ya- kalamıştır. Hırsız, müddelumumiliğe sevkedil. miş, çalınan eşya Kartal jandarma kumandanlığına gönderilmiştir. sasananana maraasesasesesen saanen daha fazla nizam ve intizam konul ması için icab eden makamların dik- katini celbederim. Bir bakıma ehemmiyetsiz mesele... Bir bakıma da çok ehemmiyetli. Üzerinde durulmağa değer. (Vâ - Nü) .. Yolda düşünüp giderken bir te- mizlik amelesi gözüme ilişti... Sahife 3 Karilerimizin mektupları Heybeliadanın. ekmeği pek bozuk Heybeliadada İsmet paşa cad- desinde oturan bay Ali, bu Ada- da çok fena cins ekmek çıkarıl. dağından, ekmeğin kumlu ok duğundan şikâyet ediyor. Mec- buren aldıkları francalaların da başka yerlerdeki alelâde ekmek- ten farklı olmadığın yazıyor. «Böylelikle yarım kilo ekmeği biz yedi buçuk kuruşa yiyoruz. Fakat kalabalık, fakir aileler, bu ekmekleri dişlerinin aralarına kumlar ve çöpler gire gire yeme. ğe mecbur kalıyorlar.» diye ilâ- ve ediyor. Hırsızlık maksa- dile girmemiş! Dükkân sahibi ahbabı imiş, sohbet etmek istemiş! Emin adında bir hırsız, evvelki ge- ce Beşiktaştu güzele, kitap vesaire satan Nusretin dükkânına girerek kapının üstündeki pencereyi açıp içeriye girmiş, eline geçen eşyayı bir çuvala doldurmağa başlamıştır. Bu sırada kapının önünden geçen polis devriyeleri içeriden gürültüleri duyunca dükkânın etrafını çevirmiş- ler ve biraz sonra Emin dükkândan çıkarken yakalamışlardır. Emin dün adliyeye verilmiş, asliye dördüncü cezâ mahkemesinde Cür- mümeşhud könununa tevfikan mu- hakemesi yapılmıştır. Emin mahke- mede suçunu gârip bir şekilde tevile kalkışarak: — Dükkâna girdiğim lar Fakat hırsızlık maksadile girmedim. Dükkân sahibi Nusret benim eski ahbabımdır. Her zaman dükkânına gider, sohbet ederdim. Bu defada kendisini göreceğim geldi. Konuşmak Üzere gittim, fakat kapının kilitli ol- duğunu gördüm. Bazan kendisi böy- le kapıyı kapayıp içeride oturur. Yine Nusret dükkândadır diye, duvara tır mânarak pencereyi açıp içeriye gir- dim. Meğer Nusret dükkânda yok- muş. Benim bütün kabahatım, kapı- dan girmeyip, pencereden girmektir. Dedi. Dükkândan eşyayı niçin top- ladığı sorulunca Emin cevap vermedi. Şahitler dinlendikten sonra Eminin Suçu sabit olduğundan üç ay hapsi- ne karar verilerek mahkemede tevkif | câilip Tevkifhaneye gönderildi. Bir otobüs küçük bir kıza çar- parak yaraladı Koskoğa Hasanpaşa karakolu ya- | nunda 65 numarada oturan Ahmed | kızı altı yaşında Neclâ caddeden geçerken Edirneden gelen bir yolcu otobüsü zavallı çocuğa çarpmış, mü- teaddid yerlerinden yaralamıştır. Ya- ralı Haseki hastanesine kaldırılmış- tır, . Adamcağız o kadar şiddetli emir almış ki yerde gördüğü küçücük bir kibrit çöpünü faraşına almak için... Asfalt yollar için bir program hazırlandı Şehir dahilinde inşa edilecek bir | milyon elli bin tiralık yolun oluz gün | müddetle münakasaya konulduğunu | yazmıştık. Bu yollara aid piogram | hazırlanmış ve kati şeklini almıştır. Çoğu asfalt, bir kısmıda mozayik parke olarak inşa edilecek olan yol- lar şunlardır: Eminönü kazam: Eminönü, Sultanah- med, Beyazıt meydanları, Eminönü - 8ir- keci, Sirkeci - Araba vapuru caddeleri, bu meydan ve caddeler asfalt olarak inşa edilecek, bunlardan çıkacak parke taşlar- la Köocaragıppaşa caddesi, o Ağnçeşmesi, | Gençtürk ve Şairfıtnat sokakları inşa edi- | Jeceklir. Fatih kazası: Fatih maydanı, Dârüşşa- Taka cadesi, Yedikule - Kazlıçeşme yol - ları azfait olarak yapılacak ve bunlardan sökülecek o parkelerle OAkdenir caddesi, | Aksaray - Cerrahpaşa ve Kocamustafa- paşa yolları yapılacaktır. Üsküdarda Büyükçamlıca - Tepeyolu Asfalt olarak Inşa edilecektir. I Beyoğlu kazası: Hasköy - Kısampaşa, Taksim - Sıraserviler, Cihangir caddeleri asfalt caktır. Bundan başka Ayasağa arasındaki yol münakalâta kârl gelmediğinden mevcut yola müvazi bir as- falk yol daha yapılacaktır. Beşiktaş kazasındaki İhlamur - Akaret- ler ve Akaretler - Maçka yalları asfalt olarak inşa edilecektir. Büyükadada Nizam yolu, Heybelide Ay- yıldız, Burgazda Rıhtım, Kınalıda sahil yolları asfalt olarak yapılacaktır. Ancak ba yollar içinde yokuş ve meyihi olan kı- sımlar mozayik pürkeden inşa edilecektir. Bu yolların şartnamesine göre mü- teahhid günde 120 metre murabbal ! yol inşa etmeğe ve bütün bu yolları | beş yüz günde bitirmeğe mecbur ola- caktır. Asfalt olarak yapılacak yolla- rın bir kısmının altında beton, diğer bir kısmının zemini de şöse olacak- tar, Sahte müfettiş Kendisinin müşahede altına alınmasını istiyor Yeni yollar | i | Kendisine doktor, sıhhiye ve maliye müfettişi süsleri vererek ötede beride | teftişler yapmağa kalkışmaktan maz- nunen yakalanan Mecdi Emin adın- daki genç hakkında adliye tahkikatı devam ediyor. Mecdi Emin yedinci sorgu hâkim- liğine verdiği bir istidada kendisinin müvazenesinin bozuk olduğunu iddia ederek Tıbbı adlide müşahede altına aldırılmasını istemiştir, Sorgu hâkimi, maznunun müşahe- de altına alınmasına lüzum olup ol madığının tesbiti için evvelâ adliye doktoruna (Omuayene ettirilmesine karar vermiştir. B. Biver Ankaraya gidiyor İngilterenin tanınmış deniz inşai. ye firmalarından Gib mümessilleri- nin memleketimize gelerek hükümet. le temasa geçtikleri yazılmıştı; Gibin müdür muavinlerinden B. Biver, An- karadan şehrimize gelmişti. Burada alâkadarlar ile temaslar yapan B. Biver, buğün tekrar Ankaraya gide- . Elindeki koskoca çalı süpürge- sile tozu dumana katıyordu!.. Merak ettim; Acaba bu çalı süpürgesinin bir ISTANBUL HAYATI Düğün eğlentisi Düğün ve saire gibi gürültülü, pa- tırtılı eğlentilerden pek hoşlanmam amma, nedense ku İşte talihim pek açık. Sık sık düğünlere davet edi- lirim. Geçen akşam, gene sözünden çika- muıyacağım bir ahbabın ısrarile bir düğüne gittim, Evin önündeki dar, uzunca bahçenin iki köşesine tahta- dan sedler yapılmış, bir tarafa ullu, kemanlı incesaz; ölebaşa davullu, saksafonlu cazband takımı yerlerş- mis. Etraftaki masalara içki sofraları kurulmuş... Kemancı kıvrana kıvrn- na yay çekiyor, çil yüzlü, yayvan ağızlı hanende uçları simsiyah tar- naklarile zilli defi tırmaıyarak hay- kırıyor; «Beni gördükcen, titireor yüreğim.» Masalarda şişeler, kadehler dolup boşalıyor, arasıra yanık naralar yük- seliyor. Ötede cazbandın gürültüsü ortalığı çınlatayor. Kafaları ustura ile kazınmış, ceketsiz, “kolları sıvak delikanlılarla, saçları telli, çıplak ba- caklı, kırmızı sandalh genç kızlar ter döke döke dans ediyorlar. Saat dokuza doğru dışarıda bir gürültü oldu. Bahçenin çift kanatlı kapısı önüne kocaman bir kamyon dayandı, Kadın, erkek bir hayli da- vetli de kamyondan çıktılar. Gülüşe- rek, bağrışarak bahçeye girerlerken ortadaki, melon şapkalı, spor ceketli, duble paçalı reyye pantalonlu, be yaz keten iskarpinli, kırk beşlik adam nazarı dikkatimi celbetti, Yanımda oturan zat kulağıma eğildi: — Damsd bu işte. Çok zenginmiş. Allah bütün kız babalarına böyle damdalar nasip eylesin. Damad bey bütün masaları dola- şarak davetlilerle tanıştıktan sonra bizim masaya geldi: Ördek başı saplı bastomunu koltuğunun altına kıstı- rarak elimizi sıktı Gözleri neşe ile parlıyordu. Tebrik etiyik, çetrefil bir şive ile: — Allah ömürler versin. Darısı si- zin de başımıza... Ve lâkin, işleri yo- Tuna koyup keseyi doldurmadan ev lenmek doğru değildir ha... Diye kemali ciddiyetle mukabelede İ bulundu, Biraz sonra çeşit çeşit tuvaletli genç kızların ortasında gelin de ev- den çıktı. Zavallı kızcağız; tuvalet yüzünden ne acayip hale girmiş!. Yüzünün, başının her tarafı başka bir sinema artistinin tuvaletine uy- durulmuş. Hele yapmacık hareket- leri, acayip yürüyüşü, harfleri ağzın da çiyneyeçiyneye konuşması derhal göze batıyor. Davetlilerin alkış şakırtıları ara- sında damadla kolkola girdiler. Cax- bandla incesaz elele verip coştular. Masalar geriye çekildi, dans yeri ge nişlelildi. Damadla gelinin dansları yarım saatten fazla sürdü, Biçare gelin, terden boyaları birbirine kar şan yanaklarını uğuşturarak eve gi- rerken biz de savuştuk, Cemal Rerik eaaasasnsnansasususasaasanasunsase sa saaana Doktor Besim Ömer Dün akşamki ekspresle doktor pro fesör Besim Ömer, Mondor kaplıca- larına hareket etmiştir, Ayni zaman- da ağustos ayı İçinde toplanacak olan beynelmilel tıp kongresine iştirak edecektir. ,. Gidip bir ansiklopediye bakaca- ğımi.. B. A. —Dur ben sana söyleyim: Bu- gün temizlik işlerimizin bu biricik ge besini deriz Jaantığı bi