2... İm Mısır Hariciye Nazırı rad- yoda hitabede bulunacak (Baş tarajı 1 inci sahifede) Siyasi mahdfillerin kanaatine göre, bu suretle Doğu Akdenizinin bütün edilmiş , Ankara 20 (Telefonla) — Muhte- rem misafirimiz Mısır Hariciye Na arı Abdülfettah Yahya paşa yarın (bugün) öğleden sonra radyoevini ziyaret ederek bir hitabede buluna- caktır. Mısır Hariciye Nazırı akşam üzeri hususi trenle İstanbula hareket edecek ve doğruca Yalovaya geçecek- tir. Abdülfettah Yahya paşanın Ya- Jovredan Bursaya hareket etmesi kuv- vetli bir ihtimal dahilindedir. Ziyafetler Ankara 20 (A.A) — Başvekil dok- tor Refik Saydamın, Mısır Hariciye Na. zırı ekselans Abdülfettah Yahya pe şa şerefine bugün Anadolu klübünde bir öğle ziyafeti vermiştir. Ankara 20 (A-A.)— Mısır elçisi bu akşam saat 20,30 da Mısır Hariciye Napırı ekselâns Abdülfettah Yahya paşa şerefine Ankara palasta bir ak- şam yemeği vermiş ve bu ziyafeti sa- at 22,30 da başlayan bir suvare takip eylemiştir. Ankara 270 (AA) — Muhterem misafirimiz Mısır Hariciye Nazırı ek- selâns Abdülfettah Yahya paşa refa- katinde bulunan zevat ile birlikte bu | gün öğleden evvel Gazi Terbiye Enstitüsünü gezmiştir. Yalan bir haber Kahire 20 (A.A.) — (Stefani) Mi- sır Müdafaa Nazırı, Mısıra bir Türk askeri heyetinin gönderildiği hakkın- da «Aker Saa> mecmuası tarafmdan neşredilen haberi yalanlamaktedir.» Hariciye Vekili Parti grupunda, takip etmekte olduğumuz siyaseti İzah etti (Baş tarafı 1 inci sahijede) Rorhanya için olduğu kadar, Türkiye için de gayri dostane telâkki etmiş- lerdir, Muş mebusu Hakkı Kılıçoğlu tara- fından verilip grup ruznamesine da- hil bulunan ve muhteviyata itibarile birkaç Vekâleti alâkadar eden takri- rin, takrir sahibi tarafından izahını müteakip, müzakeresine başlanmış ve sunllerden Tayyare Cemiyetine teal- lük eden fıkra, bu hususta söz alan müeaddid hatipler tarafından mü. nakaşa edilmiştir. Takrir sahibi İle birlikte söz alan diğer arkadaşlara Hava Kurumu baş- | kanı Şükrü Koçak tarafından Kurum namına çevaplar verilmiş ve nihayet kürsüye gelen Maliye Vekili Fuad Ağ- ralı, hükümet namına beyanatta bu- lunup haziran ayından itibaren mah- sulâtı arziye innesi namı altında şim- diye kadar Hava Kurumu için müs. tahsillerden alınmakta olan ianenin kaldırılmış olduğu gibi, Tayyare pi- yangosunun da hükümetçe bundan böyle Merkez bankası tarafından ida- resi derpiş edildiğini ve buna müte. dair kanun lâyihasının birkaç güne kadar Büyük Millet Meclisinin müza- keresine arzedileceğini bildirmiştir. Grup, Maliye Vekilinin bu beyana. tını tasvib etmiştir. Vaktin gecikmesi. ne binaen Hakkı Kılıçoğlunum takri- rinin diğer kısımlarının müzakeresi gelecek ruznameye bırakılarak, riya- setçe celseye nihayet verilmiştir. Genubi Amerikada | Şimal memleketleri Patagonyada Alman tahri- kâtına aid bir vesika Buenos Airs 20 — Jurges adında bir Alman mülteci Ahora gazetesinde halıralanı neşretmektedir. Mülteci 939 senesi Martında Berlinden gelen ve müşavir Schubert'in imzasını muh- tevi olan bir vesikanın fotoğrefisini elde ettiğini bildirmektedir. Bu vesika| arjantindeki Alman Nazileri şefi Muller'e gönderilmiştir. Jurges bir Nazi tarafından uğradığı taarruz üzerine bu vesikayı neşretmek istemiş, fakat yüksek bir memurun tavsiyesi üzerine bunu Arjantin hü- kümeline tevdi etmiştir. Vesikada Patagonyada Alman tahrikâtına aid dediller vardır. Yunan Beşvekili ile Yugos- lavya elçisi arasında nutuklar Atina 20 — Başvekil B, Metaksas, yakında hareket edecek olan Yugos- lavya elçisi B. Lazareviç ve refikası şerefine bir ziyafet vermiştir. B. Me- taksas irad ettiği bir nutukta B. La- zareviçten sitayişle bahsetmiş ve Yugoslavya - Yunanistan arasındaki «kı dostluğu tebarüz ettirmiştir. B, Lazareviç verdiği cevapta B. Metaksasa ve mesai arkadaşlarına teşekkür ederek; — Burada bulunduğum müddet zarfında, Elen milletinin büyük me- âyetlerini tam olarak takdir edebil- mek fırsatma nail oldum. Demiş ve Metaksas hükümetinin Balkanlarda, sulhperver işbirliği sa- hasında kendisine düşen vazifeyi ya- pacak manevi ve maddi kuvvetlerden birini teşkil eylemekte olduğunu söy- yerek sözlerine nihayet vermiştir. Japonyanın N Moskova ataşe- militerinin seyahati Varşova 20 (A.A.) — Japonyanın Moskova alaşemiliteri binbaşı Nina, Tayyare ile Varşovaya gelmiştir. Mu- maileyh, burada bir kaç gün kaldık- tan sonra garbi Avrupanın muhtelif hükümet merkezlerini ziyaret odecek- tr, Demokrasiye sadık olduk- larını bildiriyorlar Oslo 20 Norveç Başvekili, Nyggarsvoldda yapılan büyük amele şenliği esnasında demiştir ki: 4— Şimal memleketleri, demokrasi İçinde yaşarlar ve her nevi diktatör- lük şekli aleyhinde bulunurlar.» Bu içtimada üç İskandinav mem- leketinin nazırları söz söylemişlerdir. | Norveç nazırı, şimal milletleri ara- sındaki tesanüdden bahsederek de- miştir ki: «— Bu birlik, hiç bir kimse aleyhi- | ne müteveccih değildir. Cebir ve z0- ra, askeri kuvvete müstenid vasıta” lar ile hareket etmek istemiyor, Şi- mal memleketleri, harbe doğru sü- rüklenen dünyaya, saadet ve emni- yetin ancak her memleketin şahsi hürriyetleri ve muhtelif memleketle- rin sulhsever teşriki mesaisile elde edileceğini göstermek isterler. Siya- | setimiz, demokrasi ve bitaraflıktır.» İsveç Başvekili B. Hansson İskan- dinsvyadaki siyasi istikrarı medhef- miştir, Aydında iki katil idam edildi! Aydın 20 (A.A.) — Muğlanın Kat râncı köyünden bir köylüyü parasına tamnan öldürmekten suçlu Çinenin Kabataş köyünden Ali Afşin ile ken- di karısını taammüden öldürmekten suçlu Çinenin Alihan köyünden Ha- san Çay hakkında verilen idam ka rarları bu gece, mahkümların Aydın- da asılmaları suretile infaz edilmiştir. Almanyayı ziyaret eden İspanyol generali İspanyaya öndü Stuttgart 20 (A.A. )— General Gu- cipo de Llano, Almanyada 68 gün kal. dıktan sonra erkânı harbiyesile bir- likte tayyare ile İspanyaya hareket etmiştir. Hareketinden evvel general, büyük Almanyanın bilhassa içtimat yardım sahasında vücude getirdiği eser kâr. şısında hududsuz hayranlıklarını ifa- de etmiştir, AKŞAM | Aziz misafirimiz vesilesile (Baş tarafı 1 inci sahifede) verici nokta başkadır. O nokta ki, za- ten cihan dikkatinin başlıca mihrak- larından birini teşkil ediyor: Mısır krallığının Akdeniz muvaze- nesinde, şu sebeple de cihan ssayişin- de tuttuğu yer ve oynamağa namzed bulunduğu rol, Malüm olduğu üzere Akdeniz dedi. imiz medeniyet gölünün fevkalâde ehemmiyetli üç kapısından bir tane- si «Süveyş kanalım dır. Hatta bu kapı çok defa unutulan, fakat birin- ci geçitten her geçen için Ikinci bir merhale olan (Babülmendeb)in de İ anahtarı sayılabilir, Hindde, Uzak As- yada sömüryeleri bulunan bütün bü- yük garp imparatorlukları, Mısır üze- rinde daima dikkatlerini uyanık tu- tarlar. Malüm olduğu üzere İngiliz dostlarımız bunların tâ başında ge- len büyük kuvvettir. Misir istiklâli ilân edilirken, kral. ık dahilindeki ecnebilerin hukuku ve kapitülâsyonlar meselesi ise Mısıra vaki olacak herhangi bir tecavüz ve müdahale davası gibi bir takım işler hususi bazı hükümlere bağlanmak is- tenilmişti. Harici borçlar, düyunu umumiye mesaili ve sâire de bunlar » meyanındadır. Ancak bütün bu iş- ler, dost memleketin kendi iç meşgale. leridir ki, bizim onlar muvacehesin- deki tek vaziyetimiz kolaylıkla başa- rılmaları için samimi temenniler ser- dinden ibaret kalır. Kanal meselesi ise »- gene hiç meçhul olmadığı üzere- beynelimilei girift alâkalara #ahne olmaktadır. Müddeti 1968 senesinde bitecek olan imtiyaz mukavelenamesi vaktile İs- tanbulda aktedilmişti. Önümüzde ka- Jan otuz sene içinde cihan siyasiyatı pek büyük dalgalara uğryacak bir tabiattedir. Ondan dolayı kardeş mem- leket, Akdenizin şark havzasında ya- şıyacak müstakbel sulhün en müessir haynt unsurlarından biri bulunuyor. Kanaatimizi açıkça söyliyelim; Misırın şuurunda bu hakikat pek aydınlık olarak mevcuttur, Şurasını da şükran- la kaydetmek isteriz ki, genç bir hü- kümdar idaresinde taze bir istikdal havası teneffüs eden bu ihtiyar rak gerçeklen sulh müuhibbidir. Bundan ne çıkar? Her barış dostu, 'Türkiyenin bir ideal arkadaşı demek olduğuna göre kardeş Mısır elbette bir mefküre ortağımızdır. Saadnbad pak- tı ile dünyanın mühim bir bölgesine vurulan emniyet, kenedi elbette Mısi- rm da menfaatinedir. Muhterem Hariciye Nazırının mem- leketimizdeki ikameti esnasında çok | hayırlı temaslar olacağına şüphe et- | miyoruz. Gene şüphe etmiyoruz ki, bu temaslar pek sevdiğimiz Mısırlılar- la maddi ve manevi bağlarımızı büs- İ bütün gerçekleştirecektir. Biz dostla- rımızı, yalnız siyaset rabıtalarile de- gil, başka birçok bakımdan da tanır ve severiz. Tarihimizin yakın âlâka- top- ları, Boğaziçi kıyılarının serin hatıra- ları iki tarafın da biribirinden hiç bir zaman geçemiyeceğini gösterir canlı vesikalar değil midir? Temenni ederiz ki, pek yakın bir ge- lecekte bu dostluk büsbütün kuvvet- | lensin ve iki taraf da ondan bekle mekte haklı olduğu neticelere rahat rahat vaal olsun. ze EDEM Ahmed Aykaç Yunanistanda hava müdafaa manevraları Atina 20 (A.A.) — Dün gece saat | 21 den 23 e kadar hava müdafaa mâ- nevrâları yapılmıştır. Tehlike işareti verilir verilmez, Ati- nanın, Pirenin, Falerin ve civar mın- takaların bütün halkı kendilerine ev- velden verilmiş olan talimata katiyen riayet etmiştir. Halk, tarasalarından manevraları seyredebilmiştir. Hava müdafaa topları körfez istikametin- de eski Faler sahillerindeki ziyalı he- deflere hakiki ateş yapmıştır. Körfez- de sahilden 12 kilometre mesafeye kadar her türlü seyrüsefer yasak edil- miştir. Manevralara Atinanın, Piro- nin ve civar muntakaların bütün müdafaa hizmetleri iştirak etmiştir. Hamidiye Samsunda Samsun 20 (Akşam) — Hamidiye gemisi bugün limanımıza ştir. Ziyaretlerden sonra akşam gemi zabitan ve mürettebatı şeref. lerins Belediyede bir ziyafet verildi. Profesör 21 Haziran 198) » Cemil Topuzlu! ile mülâkat (Baş tarafı 1 inci sahifede) Satları istihdaf eden bu neşriyatın, yakın zamanlara gelinceye kadar, iyi bir makes bulunduğuna dair fili bir deliline tesadüf etmediğimi itiraf ederim. Liman meselesi Günün en mühim meselelerinden biri de İstanbul plânının tasdiki mü- nasebetile müstakbel limanın Hay- darpaşada tesisine karar verilmesidir. İstanbulun bütün ihtiyaçlarını ince- den inceye tedkik etmiş eski şehremi- ninin Mman hakkındaki (fikirlerini İ öğrenmek istiyordum. Bir an düşün- | dü ve derhal anlatmağa başladı: — Limanın Haydarpaşa ile Sala- cak arasında kurulacağını gazetlerde okudum. Hemen on beş senedenberi İstanbul limanının transit llmanı ve büyük kömür depolarile birlikte Ye- dikule ile Yenikapı arasında inşası hakkında pek çok defalar gazetenize beyanatta bulunmuş, hatiğ geçen sene (Yarınki İstanbul) adile neşret- tiğim risalede dahi bu hususu uzun uzadıya yazmıştım. Ben, İstanbul 1- manının Salacak taraflarında kurul- masını pek doğru bulmuyorum; bakı- nız sebebini anlatayım: Biliyorsunuz ki bulunduğumuz as- rın icabatından olarak bugün mo- dem ve pratik bir iman ancak mü- teaddid depo, antrepo, ârdiye ve halleri, gniş sokakları ve pek çok şi- mendifer hatlarını ihtiva edecek düz ve çok vasi bir saha üzerinde ve bahusus bulunduğu şehrin ticari, ik- tisadi merkezine yakın, vesaiti nakli- yesi en mebzul olan tarafında inşa edilmektedir. Halbuki Selimiye cihet- leri bu söylediğim esaslardan tama- mile mahrumdur. Evvelâ Haydarpaşa ile Salacak ara- sında geniş ve düz bir yer yoktur, sa- hilin arkası çok yüksektir. Liman inşasına kalkışınca pek çok para sar- file denizi, yüzlerce metre ilerisine kadar, doldurmak icab eder. Buna rağmen yukarıda söylediğim mebani- yi yapmak, geniş demiryolları inşası- na müsald saha elde etmek ihtimali yoktur. Ayni sebeble limanın behe- mehal yanında bulunması zaruri görülen transit limanını ve büyük kömür depolarını da buraya sıkıştır- mak imkân haricindedir. Burasının şehrimizin ticari ve ik- tisadi merkezinden ve bütün vesaiti nakliye şebekelerinden uzak olması da en büyük bir mahzur teşkil eder. Hele imanın yanında bulundurul- ması lâzım gelen büyük kömür depo- larımı, zaruri olarak, o civara yerleş- tirirsek Kuruçeşmede olduğu gibi Selimiye ve Salacak halkının sıhhal- | derini ihlâl etmiş olacağız. Bahusus Marmaradan İstanbula girişte şeh- rimizin Avrupa ile Asya kıtasını el ele veren ve düyada bir eşine tesadüf olunmıyan o muhteşem antresini ve ilk önce göze çarpan en güzel, en şirin cihetini, yani Üsküdar sahillerini bo- zacağız. Buralarını ağaçlandırıp bir yeşil sahaya çevirecek, kornişler ve bahçe- ler içinde villâlar yapacak yerde kö- mür depolarile, antrepo ve hallerle doldurarak çirkinleştirmek, mütead- did dalgakıranların ce geniş rıhtımla rın inşası ile de Sarayburnu ile Üskü- dar arasını az çok daraltmak doğru mudur? Müstakbel liman ile transit limanın, kömür depolarının beheme- hal şehrin Anadolu toprağında yapıl- ması matlüb ise, bunun İçin en mu- valik sahil - Selimiye önü değil - zan- nedersem Fenerden sonra gelen Lâz- burnu ile Bostancı arasıdır. dum, Bakırköyde mahfuz bir liman olmadığı gibi orası İstanbula da pek uzaktır. Fikrimce Yedikule tarafların- da bir liman yapılıncıya kadar mu vakkaten bir brizlam (dalgakıran) inşa ederek kömür depolarını hemen Yedikulye taşımaktan başka çare yoktur. Sirkecideki şimendifer istasyonu da er geç o civara nakledileceğinden bu dalgakırandan Haydarpaşaya sey- rüsefr yapacak feribotlar da istifade Mısır çarşısı a Proesörün liman şünceleri işte bunlardır. Kendisi Mısır çarşısının hal haline kon! hususundaki kararı nasıl ka ğını sordum. Eski şerhemini dedi ki; — Vali ve Belediye . Relsimiz D” Lütfi Kırdarın bu düşünesetni pek 7” rinde buluyorum, Eminönü açıldıktan sonra etrafı kaplıyan DÜ çok biçimsiz, sakil manzaralı barak larla Masır çarşısı çok harab bir hsld? meydana çıktı. Evvelce evkafa Sİ olan bu binaya bugün bir çok kims*” ler tapu senedlerile mutasarrı! Eshabı emlâk birleşip de âsarı atik#” dan olan bu binayı tamir ve tan: edemiyorlar ve buna da ihtimal yök” tur. Bize canlı bir misal olarak Mis çarşısının Sultanhamamı tarafındali kapıyı göstereceğim. Bundan beş seni evvel bu kapının sakat olduğu ani> şılması Üzerine tamir olunmak Ü iskeleler kuruldu. O zamandı bir çivi bile çakılamadı, tahta isk* leler de öylece duruyor. Mısır çarşısının İçini, dışını Yeni cami meydanile mütenasib bir tarsğf tamir ve tanzim etmek ve etrafi sülük gibi biçimsiz bir surette sarmif olan köhne binaları söküp atmak içi bir kaç yüz bin lira lâzım. Acaba şip” diki mutasarrıfların ve içindeki esi” fın birleşip de bu paranın onda biri sarfetmeğe iktidarları var mıdır? Hayır.. Öyleyse Mısır çarşısı hara? bir surelle alüâhalihi bırakılamaz “© bırakılmamalıdır. Avrupada bütün şehir ve kasabö” larda mahallât, arasında haller vardi” Şehrimizde bunun yerine seyyar p& zarlar kuruluyor. Artık bunlar; y# vaş yavaş kaldırılmalı, İstanbulu? münasib mahallelerinde haller inş etmelidir. Belediye Reisimiz, bu tarzda ilk hali Mısır çarşısında kurmakla şeh” rimize pek büyük hizmet edecek VE ilk adırm atmış olacaktır. Bu uğurdi sartedeceği bir kaç yüz bin lirayı tif kaç senede kasasına koyacağınd? şübhem yoktur. Bugün Mısır çarşısında üç sınıf dükkân vardır. Bunlardan küçük bif kısmı kökçü, baharcı ve aktardır. Bunları, ananeyi bozmamak içi yeni halin bir köşesine yerleştirmeli: Ekseriyetini teşkil edn yorgancılar pamuk satanlara döşemecileri dö civarda yapılacak istimlâk dolayıs? belediyenin elinde kalacak büyük bir'arsanın üzerinde bir çok dükkân Jarı bulunan bir galeri © yapıp oray? kaldırmalı Mısır çarşısında tesis edilecek yeni haldeki dükkânları istimlâk dolay” sile Balıkpararında açıkta kalmış v0 kalacak olan bakkal, kasab, balıkçı V yemişçilere kiralamaldır. Bu sureti9 halkımız sıhhi ve asri bir surette y8” pılmış ve topluca kurulmuş olan yeni pazar mahallinden, yeni halden isti” fade eder. Ayni zamanda Yenicami meydanı ve civarı da muntazam bif surette süslenmiş ve güzelleştirilmit olur» Muhterem profesörün günün diğe” şehir işleri etrafındaki mutaldaların Ayet idare heyetine verilmiştir. He yet henüz kararını bildirmemiştir. Bununla beraber muhasebe müdü” lüğü B. Arifi Bakırköyünden Samat“ ya tahakkuk şubesine tayin etmiştir. Denizde bir çarpışma Şükrü kaptanın idaresindeki bir motörle İsmail reisin kayığı Cadd& bostani iskelesi civarında çârpışmığ” lardır. Çarpışmada hem motör, hem kayık hasara uğramış, nüfusça zayi" at olmamıştır. Kaza hakkında zabr ta tahkikata girişmiştir.