DLİTİKA Aaland adaları meselesi iyi bir safhaya girdi land adaları meselesi uzlaşmayı kolaylaştıracak bir şekil aldı. İsveç meti; Finlândiyeyi doğrudan doğruya Sovyetler Birliği ile mlzakere ik anlaşmak hususunda serbes bırakmıştır, Bu adaların tahkim edil ei ve bitaraf kalması hakkında 1921 senesinde akdolunan muahedeye | Finlândiye, Almanya, İngiltere ve Fransa iştirak etmişlerdi. tarihte Sovyetler Birliği Avrupa devletleri tarafından henüz taninma- olduğundan munbedeye iştirak ettirilmemişti. Yalnız Sovyetler Birliği ,gietler Cemiyetine girdikten sonra her âza devlet gibi bu müessesenin alâ- yi bulunduğu muahedelerin fesh ve ilgası hakkında rey sahibi olmuştu. sıfatla da Azland adalarının tahkimine aid İsveş - Finlândiye anlaşma- e Müdahale ederek Milletler Cemiyetinin vereceği kararın tehirini iste- Finlândiye her ihtimale karşı adaları tahkime başlıyacağını haber ile beraber Sovyetler Birliğile doğrudan doğruya anlaşmağı da ih- etmemeği düşünmüştür, adalarının Sovyet Rusyası için büyük ehemmiyeti vardır. Umu- harpten evvel Çarlık Rusyasnın Baltık denizinde 1600 kilometre sahili Şii. Şimdi ise ancak 150 kilometrelik sahili vardır. Bu sahil de ağzıma i adalarının hâkim bulunduğu Fin körfezinin müntebasında olup bir yerdir. Rusya Avrupaya denizden penceresi olan bu mahdud sahi- daimi tehdid ve tehlike karşısında kalmaması için teminat almak üzere , ra aid kararın tehirini istemeğe lüzum görmüştü. e a umurta!.. hka Pariste cereyan ediyor, Bir len Parise genç bir köylü geliyor, h görüp; tekrar köyüne, ihtiyar 'n yanına gitmek üzere İstas- giriyor. Karnı aç... Garın büfe. , bir omlet daha yiyor, a bir omlet daha getir. > sefer de doymayınca iki ra- si fn, iki de yumurta yiyor. #p bir karın doyurma anma, köy- yoöyle Yapıyor. Yaptıkları sonra da safyı vetemiyor. Pariste 17 inci ce- reffhâkiminin karşısına çıkarıyorlar, neğikim Soruyor; «Neye parayı verme. ; di Param yoktu. Köye gidecektim. urla parası olarak 18 frank is. Z, iler, Haluk benim 15 frangım »k ire da bilet alacaktım. r Ş Patrona meseleyi anlatmalı, ken- j gine çantanı rehin bırakmalıydın. emen başımda değildi. Bizim bh çok ucuzdur. Pariste vim pahah olacağını düşünme. P- Peki Para vereceğini di un? >” wii sue doymuyor, Finlândiye Sovyet- Yumurta!.. — Ne bileyim ben, ilk defa bir Pa- ris lokantasında yemek yedim. — Uisteye bakarken kaç para oldu- ğunu okumuşsundur? Hayır, okusaydım bir tek kü- çücük omlet yerdim. — Tevkif edildiğin zaman neye İs- mini adresini söylemek istemedin? — Affedersiniz, kusur ettim. (Ağla- mağa başlar). — Avukatın var mı? — Var amma henüz gelmedi. — Öyleyse muhakemene gelecek hafta bakacağız. — Ne?... Ben daha sekiz gün mah» İ pus mu kalacağım? Teyzem çok me- rak eder. (Ağlar) — Hemen mi mahküm olmak isti. yorsun? : — Hemen beraet etmek istiyorum. — Telâş etme, Seni on beş gün hap- se mahküm ettim ve cezamı tecil et- tim. & — Şimdi serbes miyim! — Evet serbestsin, Bir daha cebin- deki parayı iyice hesaplamadan le- kantada yemek yeme, — Emredersiniz. Kauçuk cam camına gelirse * Bir SAYSusuna düşmiyecek- iF KAÇ zaman sonra camlar ka- is Yapılacak €rj n > ikada kauçuğu şeffaflaştır. a 58 başladılar, Feddingtonda, tabil | k lâborat, «klorin» adı verilen bir madde karış- tırarak tamamile şaffaf tabakalar yapmağa başladılar. Meşhur petrol teknisiyeni, jeolog bilgini iki doktor da, ince yassı taşla- rı şaffaflandırmak usulünü keşfetti- ler, Taşları şaffaflaşlıracak olurlarsa petrol aramaları kolaylaşacak, kaw- çuktan camlar taammüm ederse, bu- uvarı şimistleri tutkala | günkü cam sanayli iflâs edecektir. Amerika kaça maloldu? ak hazinesinde Ameri- fine aid evrak bulundu. Bu Maland adaları buff arlâmentonun fevkalâde ğplantı Yapması n muhtemel z m 4 (AA) — isveç hükü- d im Adalarının bitaraflığı b si Ga kanun lâyihasını dün par- ikizi geri almıştır. Hükümet, ğa rai içtima devresinde Jğ- i kini ikmal edemiyeceği , vim hareket etmiştir. Bu- İl hükümte, lâyihanın erkin iç R yakında parlâmento- de bir içtimaa devet emek Kars i gü i maarif müdürlüğü ŞAnkara 4 (Akşam) — Kars lisesi Vüdürü B. Samih Ragı, ğ N Pp, Kars Maa- Müdürlüğüne tavin. oelilmiztiz | 230, iki kaplana 150 şer, 120 tayfaya da ayda 20 şer maravedi verilmiş. 1492 den 1493 e kadar devam eden ilk sefer için topu topu 25,000 maravedi harcedilmiş, İspanyaya, kendisini servete boğan Amerika çok ucuza mal olmuştur. Hudud gümrükleri Türk - Bulgar hududunda müşterek bir gümrük binasi yapılacak Trakya (Akşam) — Uuzunköp- rü, Kapıkule gümrüklerinde tedki- kat yapmış olan İstanbul gümrükle- ri baş müdürü B. Methi, İstanbula döndü. Haber alındığına göre Türk - Bul- gar hududunda müşterek bir güm- rük binası inşasına yakında başla. nacaktır. , Hâlen iki memlekte gümrüklerinde 'ayrı ayrı kontrollere tâbi tutulan yolcular yeni bina yapıldıktan sonra Türk ve'Bulgar memurlarının buzü- rTunda müşterek bir kontrolden geçi- vilanaktir. Sinekler yeşil renge bayılırlar, mavi renkten hiç hoşlanmazlarmış Bildiğimiz kara sineğin, at sineği- nin ve yeşil sineğin sanat noktasın- dan bazı hassasiyetlere malik olup olmadıkları meselesi, her halde o si- neklerden bşaka kimseyi alâkadar et- mez. Bununiz beraber, sineklerin ma- vi boya ile boyanmış veya badana edil miş odalardan kaçtıkları görüldü ğü bahis mevzuu olunca, yazın yedi- ğimiz yemekleri bâzan sineklerle tak- sim etmeğe mecbur olan biz insanlar bu mesele ile ciddi surette alâkadar ol- maktan kendimizi alamayız. Çünkü bu bilgi, bizim doğrudan doğruya ken» di menfanilerimize ve nihayet sıhha- timize temas eder, Sineklerin hayatı ve itiyadları hak- kında mevcud olan eserlerde yazih ol- mamakla beraber, bu müziç mahlük- ların mavi boyadan, bilhassa orta ko- yuluktaki mavi boyadan çok ürktük- leri hakkında bazi memleketlerde kati kanaat mevcud olduğu anlaşılmakta- dır. İngiliz mimarlarından Athoe, Fransada yaptığı bir seyahat esnasın- da ekser hastanelerde ve kliniklerde duvarların mavi tenkte boyalı oldu- ğunu tesbit etmiş ve bu boyanın si- nekleri defetmek için tercih olundu- ğunu öğrenmiştir. Konuştuğu birçok Fransız mimarlar ve doktorlar, kendi- sine, sineklerin maviden hoşlanma- dıklarını ve onun için bu mikrop ta- şıyıcılarını hastanelerden uzak bulun- durmak emelile, duvarların mavi ba Futbol federasyonu B. Ziya Ateş reis vekili tayin edildi Ankâra 4 (Akşam) — Beden ter- biyesi zat işleri direktörü B. Ziya Ateş, açık bulunan futbol federasyo- nu reis vekilliğine tayin edilmiştir. Ankara 4 (Akşam) — Beden ter. biyesi umum müdürlüğü yüksek ha- kem komitesi son toplantısında İ Ankara, İstanbul ve İzmir bölgeleri- nin mahalli hakem komitelerini seç- miştir. Haber verildğine göre bu komite- ler şu zevattan terekküb edecektir. Ankara; B, Sami Sayran, Mitat Ertuğ, Halil İdil. İstanbul: B, Fethi Başaran, B. Ni- had Bekdik, Cafer (eczacı), Rüştü (Beşiktaşlı), Nuri Bosut, İzmir: B. Hasan Hulki, Mustafa (Büyük), Hüseyin (Ağabey). Tasdike iktiran eden vilâyet ve Belediye bütçeleri bildirildi Yüksek tasdike ikliran eden vilâ- yet ve Belediye bütçeleri Belediyeye tebliğ edilmiştir. Bülçede esaslı hiç bir tadilât yapılmamıştır. Ancak ev- velce yazdığımız gibi vali muavinleri- ie Polis Müdürüne verilen yüzer Ii- ralık belediye tahsisatı bütçeden çi- karılmış ve başka hiç bir tadilât ya- pılmamıştar. e Son yağmurların faydası Bu sene Trakyada (Omahsulun az olacağı tahmin ediliyordu. Son yağı murlar bu tahmini değşitirmiştir. İki gündenberi yağan yağmur (mahsul için çok faydalı olmuştur, Anadolu-, ya da yağmur yağdığı ve bu sene iyi mahsul elde edileceği haber verii- mektedir. e e EET YER e ee EYP Kere TR Yapılan tedkiklere göre sinekler yeşil (o renkten sonra pembe, açık sarı, açık kırmızı renkleri se- viyorlar. Mavi renkten ise kaçıyorlar. Bunun için Fransada sineğe karşı bir çok yerler mavi renğe boyanmaktadır. j dana ile boyandığını söylemişlerdir. Athoe, bu mesele ile yakından alâ- kadar olmuş, Hollandada dahi bir mi- mar tarafından inşa edilen mezbaha- ların ve fabrika binalarının âyni mak- sağla mavi boya ile boyanmış olduğu- nu öğrenmiştir, Nihayet Athoe, ayni metodu evindeki mutfakta da tatbik etmiş ve Fransada, Danimarkada işit- tiği ve gördüğü şeylerin hakikat oldu- ğunu anlamıştır. Bundan birkaç sene evvel bir Fran- 8ız, sineklerin muayyen renklere kar- şı olan sevgileri hakkında bazı tecrü- beler yapmıştı. Tecrübe için kuliandı- gı âlet, satıhlarına muhtelif renklerde kâğıt yapıştırılmış olan bir kutudan ibaretti. Fransızın tedkikatı uzun müddet devam etti ve bu esnada two rübe kutusu, muhtelif vaziyetlere ko- nuldu. Bu suretle kutu vaziyetinin sineklerin satıhlara koması Üzerinde müessir olduğu zannının önüne geçil- miş oldu. Günlerce devam eden ted- kikattan sonra 18 sineğin dinlenmek için açık yeşil renkli bir kâğıdı inii- hap ettiği anlaşıldı, Ondan sonra si- Dekler tarafından tercih olunan renk pembe, sonra açık sarı ve açık kırmı- aydı. Diğer bir mavi renkte yalnız tek bir sinek bulunuyordu. İngiliz mimarı, sineklerin mavi renkten hoşlanmadıklarına kati su- rette kanaat getirmek için bir anket açtı ve tavanlarile duvarları parlak bir mavi renkle boyalı olan evlere si- neklerin pek az miktarda girdiğini tesbite muvaffak oldu. Sineklerin her şeyden evvel mutfağa girdiğini ve ora» dan bütün eve yayıldığını anlıyan kurnaz bir İngiliz, mutfağının tava- nını ve duvarlarını mavi renge boyadı ve bu sayede sineklerin, evin içins gir- mesine mani oldu. Sinek belâsından kurtulmak için Fransada ve sair Avrupa memleketle- rinde tatbik olunan bu mavi boya usuw Yü, Cenubi Amerikanın ve Garbi Hin- distanın bazı yerlerinde çoktanberi malümdur. Oralarda: «Odalar mavi ile boyanmuışsa, sineklerin evlerden içeriye girmesine mani olmak için pencerelerin ince tel kafeslerle kapa tılmasına hiç hacet yoktur» denilir, GÜNÜN ANSİKLOPEDİSİ VERSAY ve TARİHİ İstanbulda bulunan Arnavut kra- lının Fransaya giderek Versay (Ver- sailles) civarında bir şato tutup otu racağı bildiriliyor. Muahedelerile ve sarayile meşhur olan Versay, Paristen 17 kilometre mesafededir. Seine . et - Oise eyale- tinin merkezidir, Altmış bin civarında nüfusu yardır. Müzelerile, mekteple- rile, parklarile, fabrikalarile bütün dünyada tanınmıştır. Versay eskiden av yeri iken on dör düncü Lui tarafından şehir haline konularak genişletilmiş ve güzelleş- tirilmiştir. Versay, Fransa kralhğır nın ihtişamını muhafaza eder. Bura- da, enteresan bir kaç kilise de vardır. * ” Büyük Fransız inkılâbı Versay'da başlamıştır. 1789 da Etats Gönöraux, buradaki meşhur Notre -Dame ki- sesinde toplandı, On sitmcı Louis bu- radan Parise götürüldü. Versay şehri, 1815 de Prusyalılar tarafından yağma edildi. Saraydaki tarihi müze, 1837 de Louls - Philippe gamanında kuruldu. 1870 muharvebe- sinde de Versay çok zarar görmüştür. Prusyalılar, Paris muhasarası esna sında umumi karargâhlarını burada kurdular, Almanya imparatorluğu resmen Ver sayda ilân edildiği için, umumi har- bi müteakib Almanyayı ezen Versay muahedesini de Fransızlar burada tertiplemiş ve Almanyaya imzala muşlardır. ” Versay şatosu,-on üçüncü Louis ta- rafından bü mevkide av için yaptırıl- dığı zaman, ancak büyük bir paviy- yon mesabesinde idi On dördünrü Louis, büyük sarayı Versayda yaptı- nırken bü ilk paviyyonun da bir kı. sım olarak müstakbel sarayın İçine parça halinde girmesini istemiştir. Denebilir ki, sarayın mimarı bizzat on dördüncü Louis'dir. Hiç bir tefer- rTuat onun değiştirmelerine uğramak- sızın tasyib edilmemiştir. Bina, he- yeti umumiyesile, pek ihtişamlıdır. 400 metrelik bir cephe üzerindedir. Bahçede gayet güzel heykeller vardır. Bunlar arasında, at üstünde, on dör- düncü Louis de görünür. Merdiven, bilhassa hükümdarın yatak odası ve diğer daireleri, hele parkı, havuzları, limonlukları pek meş- hurdur. 14 üncü, 15 inci Louis ve ma- dan Pompadour bu sarayda âlmüşler- dir. Rusya Çarı 2 inci Nikola İle zev- cesi 1896 da burada kabul edilmiş- lerdir, İzmir Kız lisesi müdürü Maarif müfettişi oldu Ankara 4 (Akşam) — İzmir kız Ik sesi müdürü B. Necmeddin Halil üçüncü sınıf maarif müfettişliğine tayin edilmiştir. Bornova ziraat mektebinde modern bir inekhane, at ahırı yaptırıldı İzmir (Akşam) — Bornova ziraat mektebinde 26000 lira sarfile bir inek- bane bir at ahırı ve tamirat için bir hangar inşa edilmiştir. Modern inek- hanede köylülere (Ode südden fenni usullerle muhtelif gıda maddeleri imâ. li öğretilecektir. At ahırında cins at lar yetiştirimesine ehemmiyet verile- cektir,