OLİTİKA Uzak Şarkta vaziyet Son zamanlarda Uzak Şarkta vaziyet fenalaşmıştır. Şanghay ile Kanten rasındaki en mühim Çin limanı Amoydaki ecnebi mıntakasının bulunduğu ulangsu adasında Japon donanmasının ihraç ettiği müfrezenin ida- (eye müdahale ederek Japon aleyhdarlarını tevkif eylemesi üzerine Amerikan, psiliz ve Fransız donanmalarının da müfrezeler çıkarmış olmaları gergin bir aziyet doğurmuştur, Gerginliğin önünü almak için İngiliz, Fransız ve Amerikan amiralleri raç edilen Jâpon kuvvetlerinin kâmilen geri alınmalarını ve mıntakada Beyin ameliyatı ile ruhi hastalıkların tadavisi kabil olduğu iddia ediliyor vaziyetin iadesini talep etmişlerdir. Japon amiralı bu teklifi kabul et- ten başka yeniden kuvvet ihraç etmiş ve mıntaka Belediye reisine Ja- wn aleyhdarlığı hareketinin önünü almadığı takdirde Japon bahriyelilerin üdahalede bulunacaklarını bildirmiştir. Japon donanması mezkür adanın (Çin savahili ile muvasalasını kesmek için 300 kilometrelik sahaya vazetmiş ulunduğu ablokayı haltdırmamıştır. Bu suretle Çinin sahillerinde beynelmi- el vahim bir gerginlik devam ederken Mançurinin hududlarında Japonlar Ruslar arasında çarpışmalar olmuştur. Amur ve Usuri nehirlerinde Japon ve Rus ganbotları biribirlerine ateş şetmişlerdir. Harici Mogvlistanla Münçuriye arasındaki kara dududunda da- hi iki taraf muhafızları çarpışmışlardır. Bu çarpışmaların ne şekilde cereyan lediğine dair henüz malümat ve tafsilât alınmamıştır. Şu kadar ki bu mü- emeler sonunda diplomasi yollar ile daima iki taraf anlaşmış oldukların. Jan bu defa da meselenin tatlıya bağlanması beklenmektedir.” ————————— — —— ——— Garib bir dava Akraba kavgası Mal sahibi, kiracıyı çıkarmak İçin dükkânın damını kasden | mi yıktırdı Dün Sultanahmed birinci sulh ce- ta mahkemesinde garip bir davaya bakılmıştır. Tahkikat evrakına naza- fan hadise şöyle olmuştur: Çiçekpa- tarında Salih adında bir adam dük- kânını Mehmed adında bir sebzeciye kiraya vermiştir, Aradan bir müddet Ecçtikten sonra “Salih dükkânını bo- Şalttırmak İstemiş, kiracı Mehmed de kontrat müddeti hitam bulmadığı fihetle dükkândan çıkmamıştır, Salih, müteaddid teşebbüslerinin netice vermediğini görünce kiracı Mehmedi zorla dükkândan çıkarma. &a karar vermiş ve bir gece eline bir ie alıp dükkânın üzerine çıkmış- Hiddetten gözleri kararan Salih, ki- Tacıyı kaçırmak için kendi dükkâni- nin damını kendi elile yıkmıştır. e) sabah dükkânına gelen Meti- med ortalığı toz toprak içinde, tur- Handa sebzelerinin dam enkazı altında aldığını ve damın açılmı 1 iş olduğunu li bu işin dükkân sahibi tara- e yapıldığını anlamış ve alâka- e makamlara müracaatla Salihi şi. yet. etmiştir. Dükkân sahibi Salih Elini yıkmak suretile kiracı Meh- ©di zarara sokmak suçundan dolayı mahkemeye verilmiştir. maka an birinci sulh ceza Bi sırı ii € yapılan muhakemede vt Dükkânım eski, inhidama mail ei âlde idi, Belediyeye müracaat ie ii Muayene ettitdim ve yıkılma» © "çin ruhsatname aldım. Dükkânı yıkılacağını mütsaddid defalar kiracı | Ge Söyliyerek çıkmasını ihtar sia de dinlemedi. Ben de dükkâ- e indi kendine yıkılıp bir kazaya ep olmaması için yıktırdım. Si Salihin hakikaten dükkâ- e pi ırmak için Belediyeden ruh- hala p almadığının tahkiki için mu- i “eme başka güne bırakılmıştır. “eni Kâzım, amcazadesi Hüseyinin! AKŞAM İ j deli olduğu iddiasında Kasımpaşada oluran Hüseyin Çolak | ve Kâzım Çolak adlarında iki amcâza- | de bir kaç gün evvel kadın yüzünden kavga etmişlerdir. Kavgada iki amca- zade bıçakla biribirlerini yaralamış- lardır. Yaralıların ikisi de hastaneye kaldırılmışlar, bunlardan yarası hafif olân Kâzım tedavi edildikten sonra hastaneden çıkarılmış, ağır yaralı olan Hüseyin hastanede kalmıştır. Kâzım dün evrakile birlikte adliyeye teslim - edilmiştir. Kendisi müddeiu- mumilikte verdiği ifadede suçunu iti- raf ederek: — Amcazadem Hüseyin delidir. Ne yaptığını bilmez. Sık sık asabi buh- ranlar geçirir. Vaka günü de elinde bir bıçakla oynarken gördüm, bir kas za olmasın diye bıçağı elinden almak istedim. Hüseyin - hiddetlendi ve bi- çakla bana hücum etti. Aramızda bo- | ğuşma oldu ve bu sırada onun elinde | ki bıçakla ikimiz de yâralandık. Onu | ben yaralamadım. Beni de yaralıyan Hüseyindir. Benim kabahatim yoktur, Demiştir. Dördüncü sorgu hâkimi tarafından yapılan isticvap neticesin. de Kâzım hakkında tahkikatın mev. | kulen devamına karar verilmiş ve ken- dişi tevkif edilerek tavkifhaneye gön- derilmiştir. Lisan ikmal imtihanları için BERLİTZ LİSAN DERSANESİNE Müracaat ediniz. Tatil müddetince Yalnız 7,50 lira Beyoğlu İstiklâl caddesi 294 NEWYORK SERGİSİ va ATTA'nın ya içinde e Yukardaki pe frpetveriik görmü Memleketi çin hazırla, Hür, tertip etmiş olduğu birinci ereyan eğmiş N simde seyahate iştirâk edenlerden Transatlântiğinde görüyorsunuz. Bu ürk paviyonunaa EE Sergisinin e açıhş merasiminde ve 8 Mayısta ki NEW - YORK seyahati çok neş'eli bir ve seyahate iştirik eden elli kişi İstanbula avdet etmiştir, bir kısmını NEW - YORK'a giderken kafile, 1939 senesinin en muazzam i andı. yağı Mi olarak bulunmuştur. Kafile Amerikada büyük bir misa- mizin en büyük seyahat a60ntası olan Natta'nın NEW - YORK setgisi erikada m3 olduğu 5 ve 9 Temmuz kafileleri de süralte dolmaktadır. Bü kafileler eklerdir. büyük merasimle 24 Temmuzda tes'it edilecek olan Türk gününe yelişe- Dr. Egas Moniz isminde bir Por- tekizli hekim bun- dan birkaç sene evvel korku ve dehşet buhranları geçiren dimağı has- talara beyin ame- liyatı yapmağa karar verdi. Yukarı beyin merkezlerinde beyin ensicesinin. bâzı kısımlarını çıkârmağa muvaffak oldu. Bu ameliyat neticesinde o in- sanların ruhi hallerinde hayrete de- ger değişiklikler husule geldi. Ruhi cerrahlığın beşeriyet tarihinde yapı- lan keşiflerin en büyüğü olduğu ilân edildi. Dr. Moniz'e imtisalen hareket eden birçok Amerikalı hekimler bu amel- yatta pek parlak neticeler elde ettiler, Ameliyatta asap elyaflarıma ve fikri cereyanları temineden mecralara bir santim mesâfeye kadar cerrahi mü İ dahaleler yapıldı. Bir sencdenberi yataktan çıkamt yan, gece ve gündüz bir hastabakıcı- nın nezareti altında bulundurulan ve türlü türlü korku buhranları geçiren bir kadın, beyin ameliyatına tabi tu- tulduktan sonra yalnız evinin işleri- rini bir başına görmeğe başlamakla kalmadı, otomobilini de idare etti ve misafirler kabul ederek, eskisi gibi on- larla doğru dürüst sohbet etmek ka- biliyetini de gösterdi, Bu kadının en- dişelerini unutması, tiyatroya gittiği zaman oyunu Seyretmekten ziyade bermutad saçlarının arkadan nasıl gö- ründüğünü düşünerek muazzep ol maması bütün dostlarının hayretini celbetti, Geçirdiği asabi bir bulırandan dola- yı yatağa düşen ve sekiz aydanberi kor- ku buhranlarına tutulan 59 yaşında bir muhasebeci de gece ve gündüz hastabakıcılarının nezareti altında bu- Amerikada korku buhranları geçiren bir kadın beyin ameliyatı ile iyileşmiştir. kavga eden bir koca ameliyattan sonra sakin bir adam olmuştur Junmakta iken, beyninde yapılan ame liyatı müteakip derhal iyileşti, düş- manlarının kendisini zehirliyecelkeri hakkındaki endişeleri, arasıra geçir- diği ağlamak buhranları hep zail oldu. İş adamı olarak hiçbir iş beceremi- yen ve dalma muvaffakıyetsizlikler gösteren birisi, bir beyin ameliyatını müteakip büyük bir ticarethanenin müdürü olacak kadar mesleğinde iler- ledi. Karısının ifadesine nazaran ameliyattan sonra daha İyi bir koca oldu, ufak tefek noksanlardan dolayı evde dalma kavga çıkarmağa nihayet verdi ve ev idaresinin derdlerile kâ- fasını artık yormamağa başladı. O adam ameliyattan sonra artık kendisini de düşünmüyor, red cevapları aldıkça ve- ya bir hata işledikçe şaşkın vaziyetier takınmıyordu. Kendisinin fikri hâdi- seleri tedkik edildiği zaman ise, bu hâ- diselerin mütemadiyen daha alçak bir mertebede cereyan etmekte ve tefrik kabiliytinin gittikçe azalmakta oldu- ğu anlaşıldı. Amerikan 'Tıb cemiyetinin son top- lantısında yapılan bu gibi 21 beyin ameliyatı hakkında izahat verildi. Bu ameliyatın büyük bir kısmında hasıl olan âni netice, mübalâğalı korku, en- dişeler, uykusuzluk, ağlama buhran- ları, asabiyetten doğan hazımsızlıklar gibi alâmetlerin tamamen veya kis- men ortadan kalkmasıydı. Yukarı bö- yin merkezlerinden mühim bir kısmı- nm bertaraf edilmesi üzerine bedeni Evde daima hareketlerin nâzi- mı olan azşağı beyin merkezleri daha büyük bir inkişat kabiliyeti gösterdi. Hastalar birdenbi- re daha çevik ha- rekelter yapmağa başladılar. Ayni zamanda hastaların tefekkür hâdiselerinde ve muhakeme kabiliyetlerinde betaet görüldü. Fakak daha mesud ve daha faal bir hayata girilmiş olması, bu zıyaı fazlasile te- lâfi ediyordu. Bununla bearber ruhi cerrahkk he. nüz uzun tecrübe seneleri geçirme- miştir ve birçok operatörler bu ame liyat hakkında bedbindirler, Fakat, ruhi cerrahlığın alacağı son şekil ne olursa olsun, şimdiye kadar elde edi- len neticelerin pek büyük olduğu in- kâr edilemez. Neticeler, entellekt'le fantezi'nin ekseriya nefsin en büyük düşmanları olduğu hakkında psikolog tarafından ortaya atılan nazariyelere tamamile uygundur. O nazariyelere göre büyük enerjiler sarfiyatına mukabil cereyan eden tefekkür ve tahlil meşgaleleri, tevahhüş ve tedehhüş hallerinin bü- yük müsebbibi sayılır. Gene o naza- riyelere bakılacak olursa, bedeni ha- reketlerimizin nâzımları olan «aşağı beyin merkezleri, tefekkürün nâzımı olan yukarı beyin merkezleri kadar ve hattâ ekseriya daha ziyade ehem- miyetlidir. Ruhi cerrahlığın meydana çıkardi- gı bir hakikat te, bazı insanların daha az beyine malik olsalar, daha mesud olacakları neticesidir. Onun için bir Amerikâlı doktor, insanlara . beyin ameliyatına muhtaç olmamak için, hayatta saadet ararken, kafaların- dan ziyade ayaklarını kullanmalarını tavsiye ediyor, TAHTELBAHIR Nasıl batar, nasıl çıkar, ne büyüklükte olur, ne süratle gider? Bir Amerikan denizaltı gemisin- İ den sonra «Thetis» isimli bir büyük İngiliz tahtelbahi- rinin de pek müt- hiş bir kazaya uğ- radığı, su sathına çıkamadığı haber veriliyor ve bu ha- vadis dünyayı he- yecana (Odüşürü- yor, ss Denizaltı gemi- si, içiçe iki tekne- ( 5” den mürekkep olâ- rak inşa edilir. İç teknenin şekli uçs ları kesik bir pü royu andırır. Bu tekne, yüz metre. den fazla derinlik. te su tazyikina da- Bir tahtelbahir periskopunden bakıldığı zaman, etraftaki türlü tertibat, yani makineler, silâh- lar, mürettebatın yatma yerleri ve- saire bunun içinde bulunur. da, gemi satıhtayken, hava vardır. Dalmak istendiği vakit, alt taraftaki su kapakları açılır, üstten hava ka. çar, İki teknenin arasına su dolduğu için ağırlık husule geldiğinden gemi batar. Bu batma, modern tahtelba- hirlerde bir dakika içinde olup ht. mektedir. Muvazene bozulmasın diye, iki tek- ne arasındaki boşluk, muhtelif böl melerle ayrılmıştır. Su içinde muva- senenin temin olunması için, bir tah- telbahirde ufki istikameti temine mahsus - tayyarelerdeki gibi - dü- menler vardır. Keza, vapurlarda ol. duğu gibi, sağa sola dönmek üzere de ayrıca dümenler mevcuddur, Tahtelbahirin kaptan kulesini an. dıran Omedhali sağlam çeliktendir. Batma esnasında kumandan bunun içinde bulunur, On iki metre kadar yukarıya uzanabilen periskopla su sathını seyredebilir, On iki metreden daha derine dalan bir tahtelbahir yukarda neler olduğunu artık göre- mez Denizaltı gemileri 100 (hatlâ sağ. lamları 130) metre batabilirler. Bun- ların kenarlara bakan pek kalın cam. dan pencereleri vardır. Balıkları, de- niz böceklerini ve umumiyetle deni- zin altını buradan seyretmek müm- kündür. Lâkin fazla batınca bu pen- cereler de demir kapaklarla örtülür. Gemi yukarı çıkmak - istediği za- man, üstteki hava kaçırma kapak- lârıni sikıca kapar, İki yüz atmosfer tazyikine mütehammil çelik hava depolarından, iki tekne arasına ha- va verir, Bu da suyu aşağıki delik. lerden kovduğu için, gemi hafifler ve yukarıya doğru yükselir. Tahtelbahirler, deniz üstünde 22 mil kadar gidebilirler. Fakat daldık- ları zaman motör kullanamazlar. Zira motör, içerisi için lüzumlu olan havayı yutmaktadır, Artık elektrikle işlerler; süratleri de ancak 12 mil ola. bilir. Tahtelbahirin içinde hava tazyi. kile atılan (âzami) 24 torpil buluna- bilir. Lâkin ancak 12 tanesi yerlerine takılmış olarak (altısı arkada, altısı önde)... Törpillerin altısı birden en. daht edilebilir. Torpil, ilk üç kilometreyi saatte 45 mil süratle kateder. 18 kilometre Egidebilirse de sürati saatte 24 mile iner, Tahtelbahirlerin 10 - 15 santimlik müteaddid otopları, mitralyözleri, hattâ bir de kanadları sökülüp taki- ır cinsten tayyaresi bulunabilir, En büyük denizaltı gemileri 3300 ton- dur. (Bizim Mecidiye krüvazörü kas dar.) Denizaltı gemilerinde çalışmak ga- yet güçtür ve sıhhate dokunur. Zira rütubet ve fena gazlar insanları yıp-