A AY “ Busene hava gedikli hazırlama yuvası açılacak fava Kurumu umumi merkez heyeti mutad. altı aylık toplantısını din yaptı Reisicümhura, Başvekile, Genel kurmay başkanına ve Milli Müdafaa Vekâletine teşekkür edildi Ankara 31 (Telelonla)— Türk Hava Ku- rumu genel merkez heyeti bugün saat on bur alta aylık mesai #aporunu, mü- Fapotumu, bilânço He #99 - 940 tasrih ve tasdik ettikten ve ma- gs işinde toplanması lâzımgelen kurulta- Yan, gelir vaziyeti dolayısile Kurumun ye- Dİ bünyesine güre, nizamppmenin alacağı tesbit edebilmek için teşrinimniye ılması zaruretini kabul öderek top- lantıya nihayet vermiştir. Merkez idare heyetinin alla'aylık mesai taporu göyle başlamaktadir: «Gendi merkez heyetinin. guhterem Türk Hava Kurumunun sen alı 2yı, mili havacılığımızın inkişafıni ve kuyvet- lenmesini temin yolunda sziz milletimizin ve havacı çençliğin hararetli çalışmalarile geçmiştir. 938 - #99 gelirimizin «5,500,(052» liraya kadar çıkması ve geçen senenin ve- Fimlerine nazaran «134,12$» liralık bir çe- dalma göstermesi, Kurumumuzun candan yardımlarile yaşatan vatahdaşların alâ- kalarında hiçbir eksiklik rmevcnd olmadı- ıma dekilidir. Son yıl içinde «1,315,159» lira varidat temin eden piyangomuzun sa- taşı da her yü yükselmekte devam etmek- tedir. Türk milletine karşı duyduğumuz Şikramı huzurunuzda bir kere daha tek- Farlamakla kudsi bir varifeyi ödemiş olu- Fuz.» Raporun Türkkuşunun faaliyetine daiş Olân kısmında da ezcümle şöyle denli- mektedir: Bu sene Türkkuşuna müraenat eden H- 88 talebesinin anyısı 1074 bür. Son sl «y işinde motürlü tayyarelerie 7,293, pilnör- lerle 7302 uçuş yapılmıştır. Plânör uguş- larının 4716 sı barp okulu talebesine ati- tir. Harp okulunun birinci ve ikinci amıf talebelerine haftada iki gün piânörler üze- rinde uçuş dersleri verilmektedir. Genel kurmay başkanlığının fensibile, kurularından geçen gedikliler tedris sene- si başında hava okulla emrine gönderi- iecektir. Altı ay içinde paraşit kulelerimizda 10423 atlayış yapılmıştar. Gazi Terbiye enstitüsü resim - elişi kıs- mında verilen derilerin sonunda yapılan imtihanda 15 genç model öğretmeni ol- muştur. Teftiş işleri hakkında da malümaf veril- dikten sonra rapot şöyle bitmektedir: Aziz arkdaşlar; Raporumuzu bitirirken, 23/12/9368 tari- hinde Kurumumuzu yüksek himayelerine kabul ederek mili davalarımızın en mü- himlerinden birine kıymetli alâkalarını lâtfetmiş olan MMHG Şef İsmet İnönü'ye Türk Hava Kurumunun minnettarlık ve bağhiık: duygularmı bir defz dahz teyid etmeği şerefli bir vecibe sayarız. İşlerimiz le çok yakmdan meşgul olarak bizi direk- tiflerile aydınlatan sayın Başvekil Dr. Re- #ik Saydum'a ve çalışmalarımızı daima müzaheretlerile kuvvetlendiren o Genel Kurmay Başkanlığile Mili Müdafaa Vekâ- letine karşı hislerimiz şükran ile doludur. Burüne kadar 69,719,025 Hira gelir temin | eden ve ordu havacılığına 48071497 WU- ralık yardımda bulunan Türk Havz Kuru» | manun yarınki mesaisinde de mavaffak olabilmesi için en kavvelli istinadrâti mublerem heyetinizin itimadları olacak- tar; Yugoslav kral naibinin Berlin seyahati Prens Paul bugün Berline vasıl olacak ve büyük merasimle karşılanacak naibi prens Paul ile prenses Olya” üm Berlin'i ziyaret programları re$- (men tebliğ edilmektedir, Bu programa, göre prens ile pren- ses bugün saat 20 de Alman hudu- una muvasalat edecekler ve prolo- kol şefi baron Von Döinberg'in riyar #etinde bir ihitram servisi ile mare- Göring'in ve Hessi'n mümessil , Almanya'nın Belgrad ve Yugos- lavya'nın Berlin elçileri tarafından karşılanacaklardır. Prens fe prensesi hamil olacak hu- #usi iron, perşembe günü saat 15,30 da Berlin'e muvasalat edecek- tir. İstasyondan misafitferin ikamet edecekleri Belvue şatosuna kadar giden yolda askeri kıtalar selâm du- racaktır, Cuma sabahr naib, harb maktulle- .ri âbidesine bir çelenk koyacaktır. Baat 10,25 te de Charlottenburg'da şerefine tertib edilecek olan bir ge- gid resminde hazır bulunacaktır. Akşam Operada gala süvaresi olar tak eLes Maitres-Cahanleurs de Nü- remberg» temsil edilecektir. Cumartesi sabahı prens, pehrinin hatıra defterini imza ede- cektir. Bundan sonra Potsdam'a gi- derek İkinci Frederik'in mezarına bir B. Markoviçin bir makalesi Berlin 31 (A.A) — «Buropsische Revuc> mecmuası hasiran nüshasın- da naip prens Paul'ün Berlin seys- hati hakkında Yugoslavya Hariciye Nazırı Markoviç'in bir makalesini Berlin 31 (A.A) Yugoslavya neşretmektedir. Bu makalede şöyle denilmektedir: «Yugoslavya ile Almanya, dostluk bağlarile birleşmişlerdir. Avusturya'- nın Almanya ile birleşmesi üzerine Yugoslavya ile Almanya komşu Ol muşlardır. Yugoslavya'nın menfaatlerine ta- mamen riayel edilmek şartile dosi- luk siyasetinin devem edeceğine dair Almanya tarafından verilen temina- | ta karşı Yug oslavya tam bir itimad | ir. Bu itibarla Yugos- lavya Almanya ile arasındaki dosi- luk münasebetlerini inkişaf ettirme- ğe devam edecektir.» Faturayı emre muharrer sened haline getirenler mahküm oldular Dört liralık bir faturanm üstte rafını keserek bunu 3025 kuruşluk emre muharrer bir sened haline ge- tirme suretile sahtekârik yapmak. tan mazmun. Perikli ile suç ortakları Anesti ve Yorgi ve bu sahte senedi bi- iresinde muameleye koymak isterken yakalanan Katina dün Ağırceza mah- kemesinde muhakeme edilmişlerdir. Muhakeme neticesinde suçları sabi | MANGAN olduğundan Perikli, Yorgi ve Anes tinin birer sene ağır hapislerine Ka tinanın da üç ay hapsine karar v4. rilmiştir. Belediye müstahdemin şubesi müdürlüğü Belediye murakiplerinden B, Baha Kümil Gözün işlen el çektirilen B, Babadan açık kalan Belediye müw tahdemin şubesi müdürlüğüne tayin edilmiştir. Istanbul - Berlin hav yolu açıldı (Baş tarafı | inci sahifede) Saat 17 den itibaren istasyon telsi- zi yolda bulunan tayyare ile muhabe- reye başlamışlar, 17,25 de Lulthanas tayyaresinin Edirne üzerinde uçtuğu haber verildi. Yarım saat sonra Çorlu yu geçtiğini öğrendiğimiz tayyare tam 18,40 da Yeşilköyde yere inmiş bulunuyarda. Tayyarenin ilk yolcularını Berlin Türk elçiliği müsteşarı B. Galib Evcen, Türk sefareti okâtiplerinden B. Cemni Lufthansa mües- sesesl müdür muavinlerinden B. Vin. terfeld, şirketin o İstanbul mümessili ve dört Alman gazetecisi teşkil edi- yordu. Hararetle karşılanan yolcular ve davetliler devlet hava yolları idaresi tarafından hazırlanan büfede İzaz edildiler. Berlin elçiliğimiz müsteşarı- nın beyanatı Berlin Türk elçiliği müsteşarı B. Galib Evcen yolculuğun nasıl geçti. Bini soran gazetecilere memnuniyet beyan ederek şu izahatı verdi: — Biz Salı günü 1040 da Betlin. den hareket ettik. Bir gece Viyanada kaldıktan sonra bu sabah (dün sa- | bah) 9,30 da tekrar hareket ettik. Belgrad ve Sofyada yarımşar saat ka- İ larak İstanbula geldik. Daha doğru- su güzel meleketimizin parlak güne. şine ve mavi denizine kavuştuk. Size şunu söyliyeyim ki biz bu kıştan beri güneşi ilk defa memleketimizde gö- | rüyoruz. Havalar daima kapalı idi. Hattâ Balkanlarda uçarken dehşetli İ yağmur yağıyordu. Tayyare (yolculuğundan (gayet İ memnunum. Çok rahat seyahat et- tik.» | Türk talebeye fena muamele yapıldığı şayiası B. Galib Evcen bir aralık, Berlinde | Türk talebelerine fena. muamele ya- pıldığının. doğru olup olmadığını 80- ran gazetecilere: — Hayır, dedi, umumiyetle böyle birşey mevzuu bahs değildir. Belki bu lebeler arasında münferid ünakaşaların kaydedilmesin- İ den çıkmıştır. Buda pek nadir ve mektep koridorlarında karşılıklı ko- | nuşmalardan ibarettir. Almanlar ger- çi bize biraz münkesir görünüyorlar. | Fakat biz böyle bir kırgınlığa sebeb | olmadığını anlatmıya Çalışıyoruz. | Bize bilhassa bu seyahatimiz esna- sında fevkalâde kolaylık gösterdiler.» B. Galib gazetecilerin Alman bü. yük elçi Papen'in ne zaman ge- | leceği hakkında sordukları suale de: — Bizinsle berâber, ami tayyare ile gelmesi mevzuu bahsti Viyana dan iltihak edecekti; fakat gelmedi. Maamafih bugün yarın memleketi- mizde olacağını zannediyorum.» dedi. Berlinle İstanbul arasında ilk seferi- ni yapan Doyçe Lufthanza tayyaresi dört motörlü, 14 kişilik, son sistem bir yolcu ta residir. Yarın Berline hareket edecek, Berlin elçiliği müste- | şanmızla kâtibi de ayni tayyare İle Berline döneceklerdir. | Ankara 30 (A.A.) — Bir İstanbul | İ gazetesi, Almanyadaki Türk talebesi- | nin son zamanlarda bazı haksız mua- İ Mmelelere maruz kaldığı hakkında bir | haber neşretmişti. Almanya büyük elçiliği, bu haberin katiyen hakikate tevafuk eylemediğini ve Almanyada» ki Türk talebesine imtiyazlı misafir- ler gibi muamelede devam edildiğini bildirmektedir. İspanyadan İtalyaya döne- cek İtalyan lejyonerler Madrid 31 (A.A) — Memleketlerine dönen İtalyan lejyonerlerine refakat edecek olan İspanyol heyetine Dahi- iye Nazırı Serrano Suner riyaset, ede- cektir, MEŞRUTİYETTE SARAY ve BABIÂLİ Yazan: SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM — Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur. 'Tefrika No. 41 Kıymetli kütüphaneler ve kaybolan mühim Böyle fikirlerle Debreye gitmeleri hayatları için tehlikeli olabileceğini Fazıl paşaya anlattım. Bunun üzerine paşa ile hoca yol değiştirerek Kırço- vE tarikile avdet eylediler. Başkım kltibü vilâyet makamı nez- dinde benden şikâyetlerde bulundu; müsmir olmadı, Bu şiküyetler ben Manastır merkez kaymakamı iken Ma- nastırda teşekkül eden büyük Arna vüd kongresinden sonra daha şiddet- lendi. Bu kongre azasından bazıları benimle temas ederek fikirlerine cel- betmeğe tevessül ettiler. Hattâ müza- kere ve münakaşada bulunmak Üzere bir gün beni kongrelerine davet ey- lediler. İcabete lüzum görmedim. Eyüp Sabri beyle birlikte Abdülha- mid namına hutbe okutmak meselesi- ni nahkik için Elbasana gittiğimiz vakıt bu alfabe işile de meşgul olduk ve temas ettiğimiz eşrafı Manastır müftüsü Recep efendinin tertip ettiği alfâbe ile Arnavutçanın okunup ya- zılabileceğine ikna ettik. Fikirleri ve teşebbüsleri adeyhinde benim bu fa- aliyetim Başkım klübünce tabii iyi gö- rülmüyordu. Kongrede müaddel Arap harflerile kendi eseri olan alfsbenin Arnavutların milli menfaat ve gayele- rine hizmet edemiyeceğine ikna edil. miş olan Manastır müftüsü başta ol- mak üzere Başkım klübünce aleyhim. de ciddiyet ve şiddetle uğraşmağa ka rar verildiği sırada idi ki, Cebelibere- ket mutasarrıflığına tayin olunarak Rumeliden infikâk ettim. Bununla be raber Arnavutların Türk sırtına basa» rak yükselip ayrı bir siyasi uzviyet | teşkil etmelerine medar olacak olan bu lâtin alfabesi meselesine uzaktan da olsa hususi şekilde muarazada de- vamdan hali kalmadım. Ancak hükümet Arnavutların bu emeline mümaşaat etmeği tercih edi- yordu. Türk alfabesini Arap alfabasi- ne tamamen bağlı götürüp türkçe için de Lâtin harflerini kabul etmeği hulırlarından bile geçirmiyenler Ar- navutların bu yeni alfabeyi kulanma» larında bir mahzur görmüyorlardı. 1910 senesinde Göricede Arnavutla- rn yaptıkları nümayişli bir toplantı. da Lâtin harflerinin kabulüne karar verildi ve irad edilen nutuklarda bu harflerin dine dokunacak yeri olma» dığı söylenildi. Hükümet Arnavutluk. taki resmi mekteplerde Arnavutçanın lisan olarak milli denilen Lâtin harf. lerile Ledrisine yanaşır gibi oluyordu. Arnavutlar milli lisan ve harflerile tedrisatın tamimine çalışmaktan ha- Hi kalmıyorlardı. Arnavutça tedrisat- ta bulunmak için Ribasanda bir mu- allim mektebi tesis ettiler. Manastır- da, Yanyada, Güricede, Selânikte ar- navutça gazeteler çıkardılar, Nihayet 1911 senesinde Maarif Nazırı (OHalll bey şimali ve cenubi Arnavutlukta Lâ tin barilerile arnavutça tedrisat yap- tıkları için evvelee kapanmış mektep. lerin umumi maarif nizamlarına tâbi olarak dini tedrisatta hükümetin ne. zareli altında bulunmak, Kuran ile Akayid Arap harflerile talim- edilmek şartile açılmalarına müsaade etti, Baş, Diş, Nezle, Grip, Romatizma Nevralji, kırıklık ve bütün ağrılarınizi derhal keser, MAŞ ŞAYAN İcabinda günde 3 kaşa alınabilir. Mygayay Ayyy eserler da Arnavutlukta Türklerden iftirak ve istiklâl tabriklerinin genişlemesi- ne sebep oldu. O kadar ki İttihad ve Terakki fırkasının sultan Reşada Ar- navutluğa yaptırdığı seyahatten, bi- rinci sultan Muradın türbesi etrafın. da yapılan içtimadan ve kılınan na- mazdarı, irad dilen vaaz ve nutuklar. dan ittihad yolunda beklenilen tesir ve fayda eide edilemedi. Balkan har- binde Arnavud fırkaları ve birçok Ar. navud zabii ve kumandarlar askeri vazifelerini lâyıkile yapmıyarak Os- manh ordusunun mağlübiyetinde bü yük âmil oldular. Netice Arnavatluğun Osmanlı dev- letinden iftirakı, kısmen Balkan dey- letleri arasında taksimi, küçük bir Ar. navudluk tesisi oldu. Amma bir Osmanlıdevletinde işgal ettikleri mevkie, bir de dünkü ve bu- günkü vaziyetlerine bakan Arnavut: ların Osmanlı devletinden ayrilmak © için sarfettikleri gayretlere acaba can- ları yanımyor mu? Kıymetli kütüphanelerden... Bir ara (Zilhicce 1296 - Recep 1297) Hariciye Nezaretinde de bulunmuş olan Galata sultanisi müdürü Yanya» lı Sava paşa -islâm hukukuna dair fransızca maruf eserin sahibi- hukuk ilimlerinde derin vukuflu bir zat idi. İsmet paşazade Riza paşanın Adi; Nezaretinde (H. 1307 - 1313) çıkan ki- lise ihtilâfı esnasında hükümete dar larak Parise çekildi ve kıymetli kü. tüphanesini de oraya nakletti Vefatında bütün kitaplarını kâtibi olan bir Fransıza vasiyet eyledi. Sava paşanın kız kardeşinin kızını almış olan İskender Hucu efendi etine geçen parayı sarfederek Osmanlı ta- rihi için bir define denilebilecek mü- kemmel bir kütüphane vücude getir- mişti. İskender efendi malümatını tevsie pek meraklı olduğundan bilmediği bir şey söylenince derhal cebinden nof defterini çıkarır, kaydederdi Büyükadada Bahçıvan oğullarından salın aldığı bir evde ayrıca kâgir bir daire yaptırarak burasını kütüphane ittihaz eylemişti. Osmanlı devlet ve memleketine dair herhangi eseri duysa satın alı himak gösterirdi. İskender Hucu efen- dinin ölümünden sonra Berlin ir ratorluk kütüphanesi Şarka dair pek kıymetli eserleri ihtiva eden bu kütüp- haneyi satın aldı; kitaplar Almanya sefaretine naklet ; umumi harp ve mütareke senelerinde İstanbulda kaldı, Nihayet Hollanda sefareti bun. ları Berline gönderdi. (1) Necip Asım bey Târih mecmuasında anlatıyor: (Beşinci sultan Mehmed Reşad ra- mânında ve Hüseyin Hilmi paşa sa. daretinde Tarih encümeni teşkil edi. lince şurada, burada gelişi güzel atılıp yığılmış vesikaların toplanmasına ka- rar verilmişti. Topkapı sarayında Kubbe altına gittik, Encümenimizin fahri azasın- dan olup hazır bulunan Macar aka, demyasının tarih ve coğrafya şubesi azası doktor Karaçon İmre hali gö. rünce ağlamalı oldu, Kâğıdlar rütu. bet ve tazyikten ıslanıp hamur Olduk. tan sonra taş haline gelmiş, sararmış, kararmış idiler. Doktor Karacon Macar akademya. sınca elli lira maaşla İstanbulda ta. rihi tetebbülere memur (edilmişti encümeni ufak, tefeklerden başka birşey bırak» mamışlar! Diye gıpta gösterir, fakat mMemle- ketinin bizden ne kadar ileride oldu. ğunu da işrap ile kendisine bir te. fahür hissesi çıkarırdı. (Arkası var) * (1) Abdürrahman Adil Hadisi Tari. hiye ve Adliye,