23 Nisan 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

23 Nisan 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Okullar futbol şampiyonası Işık lisesi, Kabataşı 3 - O mağlub etti. Vefa - Temp 2.2 gey kaldılar. Dünkü müsabakalarda Kabataşi mağlüb eden Işik Hissi takımı, İstanbul kız Yisesi veleybalcuları ile Boğaziçi Hsesi Mektepliler arasında tertib edilen futbol şampiyonasma dün Taksim stadndn devam edilmiş ve evveles rakiplerini mağlüp eden Vefa ile Pertevniyal, Işık ile Kabalaş Hiseleri karşılaşmışlardır. Müsabakalar baş- lamadan evvel okullar spor bölgesi genel sekreteri bay Vahyi Oktay ta» rafından Halk Partisinin seyyar ho- parlörü vasıtasile talebeye hitaben bir Butuk söylemiş ve talebe sporcuların. müsabakalarda ciddiyet ve vakarlâ- rını muhafaza etmeletini, bunlardan uzaklaşacak her hangi bir heyecana kapılmamalarını, galibiyet kadar mağlübiyetin de şerefli olduğunu bil- diren bu nutku müteakib birinci mü- başlanmıştır. VEFA - PERTEVNİYAL LİSELERİ Günün ilk müsabakası Vefa ile Pertevniyal liseleri arasında hakem B. Ahmed Ademin idaresinde yapil- mıştır, Her İki takım sahaya ön kuy- vetli kadrolarile ve şu şekilde çıkmış” lardı: Vefa: Hüseyin - Murad, Ahmed - Kenan, Fikret, Halil -“Necati, Şahap, Sabahaddin; Zeki, Daver, Pertevniyal: Mamuel - İbrahim, Namık - Fehim, Adil, Vedad - Haydar, Balâhaddin, Ekrem, Fethi, Ömer. Müsabakaya Pertevniyalın seri bir hücumlarile başladı. Vefa müdafas- sında kesilen bu akın derhal sağ ta- raftan mukabele gördü. Dakikslar ilerledikçe her iki takının mütevazin ve karşılıklı akınlarla müsavi bir oyun çıkardıkları görülüyor ve iki taraf da topu iyi kontrol edemedikle- rinden bir çok fırsatlar heba oluyor- du. Nihayet 14 üncü dakikada müda- filerin ferde bulunmasından istifade eden Vefa sağiçi ortadan kaptığı t0p- la yalnız başına kaleye inerek yavaş bir şütle takımının ilk golünü yaptı, Bu sayı Pertevniyal oyuncularını ha- Tekete getirdi ise de galibiyetin ver- diği neşe ile oynayan Vefa müdafaa- 8ı yerinde müdahalelerle Pertevniyal akınlarını durdurmakta müşkülât çekmiyordu. Devrenin bu şekilde nihayetlenece- gi tahmin edilirken 28. inci dakikada sağdan seri bir hücum yapan Per- tevniyal, sağaçıklarınm kaleciyi al- datan falsolu bir şütite beraberliği te- min etti ve devre 1-1 beraberlikle ni- hayetlendi. İkinci devreye Vefanın hücumile başlandı. Soldan mukabele gören bu bücum kolaylıkla Vefa kalesine da- yandı ve sağaçığın yerinde bir orfası- nı Fethi plâse bir sütle içeri atarak takımı galip vaziyete soktu. Bu gölle canlanan Pertemiyal hâ- kim oynamağa başladı ise de uzun sürmedi, Vefalılar bütün enerjilerini kullanarak maçı tekrar müsavi şek- le soktular, 20 nci dakikada merkez- müsabakadan evvel bir arada den yaptıkları bir hücumda Zeki va» #ıtasile tekrar beraberliği temine mu- vafiak oldular ve müsabaka temdid edilmesine rağmen ? - 2 berabere ni- hayetlendi. KABATAŞ - IŞIK LİSELERİ Günün ikinci ve mühim karşılaş. ması Kabataş ile Işık liseleri arasmda yapıldı. Hakem B. Nuri Bosutun ida- Tesinde başlıyan bu oyuna her İki ta- | kım şu şekilde çıktılar: Kabataş: Nafiz - Hikmet, Baha - Cevad, Necmi, Faruk - Ahmed, Nev- #ad, Kemal, Cemal, Kenan. Işik; Adnan - Salim, Necmi - Ya- vuz, Rifat, Aytekin - Niyazi, Adnan, Hüseyin, Şeref, Nizameddin. Işık lisesinde Galatasaraylı Salim ile Vefalı Hüseyin bulunuyordu. Oyu- na Kabataşın merkezden inkişaf eden şeri bir hücumile başlandı. Da- kikalar ilerledikçe her iki mektep ta- kımı da zevkle seyredilen güzel bir futbol oynamağa başladılar. Taraftarlarının teşvikleri arasında oyun karşılıklı akınlarla devam eder- Ken nihayet 10 uncu dakikada Kaba- taş müdafaasının hatasından istifa- de eden Hüseyin, uzaktan çektiği bir şütle Işık lisesinin birinci golünü yap- tı Oyun bundan sonra Kabataş nısıf sahasında oynanmağa başladı. Hâ- kim vaziyete geçen Işık sporcuları Kabataşlıları çenber içine alarak teh- dide başladılar ve devrenin sonlarına, doğru ortadan yapilan bir akında Adnan, Işık lisesinin ikinci golünü çikardı. Birinci devre 2 - 0 nihayet- lendi İkinci devreye Işık lisesinin hücu- mile başlandı. Rakibine nazaran da- ha kuvvetli olan Işık Yisesi sporcuları hâkimiyeti almakta müşkülâta uğra- madilar ve Kabataş rusıf sahasına yerleştiler. Devrenin sonlarına doğru Kabataş da açılıp Işık lisesini tehdide başlar dı, muhacimlerin çektikleri şütler aklecinin fedakâr oyunu karşısında netice vermiyordu. Bu sırada müdafilerin İlerde bulun- masından istifade eden Işık solaçığı şahsi bir hücumla takımının üçüncü golünü çıkardı ve müsabaka bu şekil değişmeden Işık lisesinin 3 - 0 gale besile nihayetlendi. o ŞAZİ Tezcan MEKTEPLİLER VOLEYBOL MÜSABAKALARI Mülk küme karşılaşmaları Galatasaray - Vefa Vefa maçınin neticesi ne olabilir? sporla, karşılaşack, Vefa - Galatasar yen Galatasarayın son kadrosu ba- kımından mühimdir. Güneş klübü. nün tatili faaliyet etmesinden sonra başlı başına birer kıymeti olan birin- ci takım oyuncularından Salâhad. din, Faruk, Yusuf, Murad Galatasa- raya geçtiler. Bugün Vefaya karşı #eyredeceğimiz Galatasaray kadro- sunda bu oyuncular yer alacağından Barıkırmızı takımın son şekli ve bun- ,dan sonra yapılacak milfi küme mü- sabakalarında alacağı derece hakkın- da bir kanaat verecek mahiyettedir. 'Bu elenunların iltihakile kuvvetli bir on bire malik olan Sarıkırmızıı- Jarın Vefa karşılaşması bütün bu hususta yürütülecek tahminlerin ne dereceye kadar doğru olduğunu isbat edeceğinden maçın büyük bir alâka göreceği tabildir. Diğer taraftan Vefa takımında da Güneşten iltihak öden İzmirli Hak- Kı ile gene Güneşten kendi klübüne avdet elen Gazi oynıyacağından mü- sabakanın #ki bir çekişme halinde geçeceği beklenebilir, Çünkü Yeşilbe- yaz takımın da bu oyuncuların ilti- hakile kuvvetli bir hale ye — bul etmek lâzımdır. Fenerbahçe - Pera bu gün karşılaşıyor Fikret ve Rebii takımda yer alacak Ankara Gençlerbirliğinin son daki- kada izin alamamak yüzünden şehri- mize gelmekten vazgeçmesi üzerine Fenerbahçe ile Pera klüpleri kendi aralarında hususi bir anlaşma yapa- rak bugün Takslın stadında karşılaş- mağa karar vermişlerdir. Son zamanlarda muhacim hattın- daki bazı elemanların bozuk oyunla. ri yüzünden mağlübiyete uğrıyan memleketin en sevilmiş klübü F&- nerbahçe, bu müsabakada kuvvetli rakibi Karşısında takımında yapacağı bazı değişiklikleri tpcrübe edecek, bu meyanda Güneşten Rebii ile iki ay- danberi cezalı olduğu için takımda oynyamıyan Fikreti oynatacaktır. Başlı başına büyük “bir kıymet olan Sarılâciverd takıma Rebiinin iltihakı hiç şübhesiz muhacim hattının son zamanlardaki durgunluğunu gidere- cek bir buluştur. Karilerimiz pek iyi hafırlarlar ki muhtelif milli maçlar. da Fikret ve Rebii kombinezonu ra- kib takımlara hayli korkulu dakika» dar geçirten bir cenahtır. Bu iki fut- bol kurdunun bugün Pera karşısın- da zevkle seyredilecek bir maç çıka- racakları tebil olduğundan bu karşı- Jaşmanın büyük bir alâka göreceği tahmin edimektedir. Saat 1lde Yazan: SÜLEYMAN KÂNİ İKTEM MEŞRUTİYETTE SARAY ve BABIALİ — Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur. 'Tefrika No, 23 Sultan Reşad politika işlerine karışma- masını Vane iyor Sultan Reşad Bursa seyahati: Sultan Reşad ve maiyeti Mudanya iskelesinde Hürriyet ve İtilâf fırkasının teşek- külünde hiç bir rolü olmıyan damad Ferid paşayı aralarına almağı fırka müessisleri muvafık görmüşlerdi. Da- mad Ferid ise siyaset dolaplarını dai- ma Vahideddin efendi ile istişare ede- rek çevirirdi, Reis pafanın kayınbiraderi şehzade Vahideddin efendiden hakikaten gizli bir işi yoktu. İtilâfcılar da bu müna- sebetten istifade ederek: — Fırkamız şehzade Vahideddin efendinin arzusile teşekkül etmiştir. Fırkamızın manevi reisi veliahdı sani efendi hazretleridir! Yolunda propagandalarda bulunma. Ga fırkaları için nafi görüyorlardı. Fakat sinsi ürkek Vahideddin bun- na gitmişti. Bir gün hünkâr esvapcı- başı Sabit beyi Vahideddine gönderdi. Duyduğu şayialara inanmak isteme- diğini, herhalde politika işlerine karış» mamasını rica ettiğini tebliğ etti. Vahideddin telâişa düştü. Sultan” Reşad ile birlikte vapurla Marmarada bir tenezzühe çıkıldığı bir gün sözle- rini sultan Reşada aksettireceğini bil diği başmabeyinci Lütfi beye kendisi- nin böyle fırka işlerile katiyen alâka. 81 olmadığını, çıkarılan şaylalardan çok müteessir olduğunu temin eyle- mişti, İki yüzlülük onda pek gençliğinden- beri yerleşmiş bir huy idir Vahideddin her zaman, hususile ve- liahd olduktan sonra sultan Reşadı para için çok taciz ederdi. Vahideddine oturduğu Çengelköyün- den İstanbula, Beşiktaşa geçtikçe bin- mesi için Istablı âmireden bir araba tahsis olunmuştu. Telefonla verilen haber üzerine Istabh âmire “müdürü Şeret bey arabayı isköleye gönderirdi. Vahideddinin dairesi adamları ve haremindeki kadınların bu müsaadeyi sulistimal ettikleri, efendilerine tah- sis edilen bu saray arabasına âdi işle. rini görmek için kendileri binmekte olduğu anlaşılması üzerine Şeref bey Vahideddinin bizzat bineceğini anla- madıkça arabayı çıkartmamağa baş- Tamıştı. Adamlarına karşı bu esirgemeyi Va- hideddin kendisine bir hürmetsizlik sayarak Şeref beye kin bağlamıştı. (Saltanata geçtikten sonra bunun acısını çıkarmak istiyerek Şeref beyi Abdülhamidin hal'inde Yıldız yağma» sı meselesinde medhâli var diye Nem- rud Müstafa paşa divanı harbine sevk ve tevdi ettirmiş, fakat divanı harb bu meselede zerre kadar medhalini bulamadığı Şeref beyin beraetine hükmetmemeği yâpamamıştır.) Meşrutiyetten sonra alaylarda mö- rasim bir derece sadeleştirilmişti. Gençliklerinde ata binmiş olsalar bi. le yetmiş, yetmiş beş yaşlarına var- mış sadrazamların, şeyhislâmların uzunca sürecek binişlerde at üstünde duramıyacak hale gelmeleri tabii idi. Halbuki usule göre her ikisinin Sirke- ciden Babıâliye, sonra yalnız şeyhis- lâmın meşihat dairesine atla gitmele- ri mecburi idi, Bu ise Abdülhamid za» manının son tebeğdüllerinde bile ar- tık bu devlet ricali için vekarı, ağır başlılığı ihlâl eden, hattâ biraz gülünç görülen bir şekil almıştı! Hele sadaret fermanını hamil olan mabeyin başkâtibinin bir elile hayva- Tun dizginlerini idareye, öteki elile içinde fermanın bulunduğu kırmızı at- las keseyi göğsünden yukarıda tut mağa dikkat etmeğe mecbur olmasi, üniformasının sırma şeritli pantalonu atının karnına sürte, sürte dolanarak baldırlarını yarısına kadar açıkta bı- rakmast görenlerin dudaklarında müs tehziyane bir tebessüm uyandırmamak kabil olamazdı. Sultan Reşadın ilk mabeyin başkâtibi Halid Ziya bey Hü- seyin Hilmi paşanın ikinci sadaret ala» yından sonra sadrazamı, ak sakallı geyhislimı, mabeyin başkâtibini hal- ka hiç de beğenilecek bir halde göster miyen bu atlı alayın gülünç tarafını anlatması üzerine hünkâr bundan sonra sadaret alaylarının atla değil, lândolarla yapılmasmı irade etmişti. Fakat sultan Reşad eski ânünelerin bozulmaması fikrile bu*gibi. merask amin ve alâyların mümkün olduğu ka- dâr tantanasını muhafaza etmeği ar- zu eder ve saatlerce sürse bile «Salta- nat de'bidir. diye bu merasimin ver. diği yorgunluktan şikâyet etmezdi. Onu üzen, yorgunluktan şikâyete sevkeden İstanbula gelen ecnebi hü. kümdarlarla saati saatine, hattâ da- kikası dakikasına yapılmak lâzım gö- len mülâkatlar, iradı iktiza eden nu- tuklar, garp usulünde verilen ziyafet. lerdi. Sultan Reşad Bulgar kralının ziya- retinde göğsüne takması lâzım gelen Bulgar nişunının büyük bir haç gek- linde olduğunun merasimin pek dar bir vaktinde farkına varmış, bunu tak- mamak istemiş, hattâ israr göstermiş- ti de bu gibi ahvalde hünkâr üzerin. de sözleri daima müessir olan esvapçı başı Sabit bey kendisini bunun lüzu- muna güç ikna edebilmişti. Trablusgarpten kaçarak Istanbula gelen Sünusi şeyhi bir muayede esna- sında duağüluk vazifesini nakibül- eşraf yerine ifa etmişti, Sultan Reşad şeyhe hürmeten ve teberrüken bu defa ananenin bozul- masına muvafakat eylemişli. Kendisi şahsen sadeliğe meyyal olduğu halde törenlerde üniforma giyilmesine ve ni şan takılmasına ehemmiyet verir, has- eken vükelâlığa irtika edenlerin alay- lara üniformasız iştirak etmelerini çir- kin bulurdu. Mebusluktan vükelâlığa geçenlerin Bir gün vükelâ meclisi sarayda ini. kad etmişti. Sultan Reşad bunları is- kandil etmeğe ser karin Lütfi beyi me. mur eylemişti. Lütfi böy firsat düşü- Terek arzusunu bu mebus vükelâya tebliğ etti; muvafkat ederler« se üniformaların parasmı padişahın ihsan edeceğini de anlattı. Vükelâ mânidar bir surette bakışıp gülüştük. ten sonra padişahın emrine mutabaab eyliyeceklerini bildirdiler. Hattâ içles rinden biri; (Arkası var) yen ge

Bu sayıdan diğer sayfalar: