Sahife 4 Eiffel külesi elli yaşında ... Kule her gün iki buçuk santim uzar, geceleri yine kısalır! Kule nasıl yapıldı, kaç paraya mal oldu? Bu masraf nasıl çıkarıldı ? Parisin Eiffel Kulesi dünyanın her tarafında meşhurdur, Parisin resim- leri yapıldığı zaman iptida bu kule gösterilir, Parise giden ecnebilerin ilk islerinden — biri bu kulenin - tepesine çıkarak oradan şehri temaşa etmek- tir, Bu meşkur kule tamam elli sene evvel yapılmıştır. Kulenin inşasına 1687 sensinde başlanmış, inşaat 31 Mart 1689 da bitmiştir. Kule 300 metre yüksekliktedir. En yukarısına çikmak için 1710 basamak tırman- mak lâzımdır. Bu kadar basamak çıkmak kolay bir iş olmadığından zi- yaretçileri dört büyük asansür çıka- Tip indirmektedir. Kuleyi yapmayı Gustave Eiffel aömda meşhur bir Fransız mühen- disi düşünmüştür. Bundan evvel 1874 genesinde Amerikada bu yolda bir küle yapılmasına teşbbüs edilmiş, fakst bu teşebbüs muvaffakiyetsiz- Hikle neticelenmişti, Bunun için Elffel kuleyi yapmağa kalkışınca bir çok taraftan kendisine hücumlar edil miş, bu teşebbüs sonu gelmiyecek boş bir iş gibi karşılanmıştı. Buna rağ- men Eiffel fikrinden vazgeçmedi ve kendisi lâzım gelen sermayeyi bula- Tak kuleyi yapmağa muvaffak oldu. E:ffel kulesi 7 milyon altın #ranga mal olmuştur. Fakat daha biter bit- mez ziyaretçiler akın etmeğe başla- mıştır. Yatmz 1889 sensi zarfında ku- “leyi iki milyon kişi ziyaret etmiştir. Bunlardan birer frank dühuliye res mi alındığı için kule bir sene içinde masrafını fazlasile çıkarmıştır. Kule dört ayağa istinad etmekte- dir. Bu ayaklar için derin temeller yapılmıştır. Üst kısımlar için 15 bin parça demir kullanılmıştır. Bunlaf | Tmilyon kilo tutmaktadır. 1900 sergisi (o münasebelile kuleye bir ilâve yapılmak düşünülmüş, fa- kat sonra bundan vazgeçilmiştir. Eiffel kulesinde en ziyade itina edilen şey elektrik cereyanlarından, yudırımdan korunms işidir, Kulenin etrafında 50 santimetre kutrunda iki boru vardır. Bunlar havadaki elek- triği alıp Seine nehrinin altında 18 metre derinliğe sevkeder. Eiffel kulesinin yapılması kolay bir İş olmamışlır. Fakat buna rağmen hiç bir kaza ykua gelmemiştir. Yalnız bir işçi düşerek yaralanmıştır. İlk 2a- manlarda külede asansür yokken son- râdan asansürler de yapılmıştır, Ser- Biyi we Ye93T sergileri Gatikeiride. AKŞAM 'ın tefrikası a | postaidaresi vardır. Parisin meşhur Eiffel kulesi İ milyonlarca insan ziyaret etmiştir. Alelâde zamanlarda vasati olarak se- nede kırk bin kişi kuleyi ziyaret et- mektedir. Kulede iki lokanta; 3 bar, bir fotoğ- raf salonu, hatıra satan dükkânlar, kule belli başlı - bir işe yaramazken son senelerde mühim hizmetler 'gö mektedir. Bir kere en üstünde bir ra: | sadhane vardır, Sonra burası mühim bir radyo merkezidir. Harb zamanın- da telsiz merkezi - vazifesini görmüş- tü. Kule bir çok fırtınalara, felâketlere göğüs germiştir. 910 senesinde Seine nehri taştığı zaman makine dairesini beş metre su kaplamıştı. Buna rağ- men kuleye birşey -clmamıştır. Kulenin muhtelif kısımları hergün | © a Şam Mi No:16 AŞKIN KURBANI — Büyük macera romanı — Artık bâşlar dumanlanmıştı. Üstad, zenginlik ve para hakkında garip ga- rip konferanslar veriyordu. Bu Sözleri dinliyen Kadri efendi coşarak vaktile Suriyede aldığı bıçağı çekerek meçhul “bir düşmanı öldürecekmiş gibi havaya kaldırdı, — Ayol ne yapıyorsun babalık? Bu ihtar adamcağızı kendine getirdi. — Sahi deli miyim? Başım'dönü. *yor. Dışarı Çıkıp biraz hava alayım. Sendeliyerek çıktı. Alaca karanlığın içinde tesadüfen gözüne ilişen korido- run penceresine doğru ilerledi. Kena- rına dayanarak açtı, Üstadın yumurtladığı fikirler dima- ğını sarsıyordu. Şimdi onu ezen haya- ta insanlara karşı kalbinde müthiş bir kin kabarıyordu. Çektiği bu sefaletin intikamını almak istiyordu. Bu sefer karşısına bir fırsat çıkarsa onu artık kaçırmıyacaktı. Açlıktan nefesi kokar- ken ahlâk kaygularile hırsızlık etmek- ten, hattâ cinayetten bile sakınmıya Nâkleden: (Vâ-N0) ken birdenbire gözleri alt katta elek- triği yanani“bir “odanin : penceresine ilişti, Bancurları açık kalmış, tül per- delerden içerisi târhamile görünüyor- du. İri yarı bir adam Alçak divana u- zanmış, uyuyor, baş ucunda duran-.bir küçük masanın üstünde büyük bir al- tın saat... Gene altından bir tabaka... Bir yığın da para... Hepsi orada durü- yordu. - Kadri efendinin gözleri kKamaştı. Âdetâ ârii bir cinnet beynini sardı. — Birinci katta sol tarafta! - diye mırıldandı ve -İnsiyaki: hareketlerle 'merdivenlerden aşağı inmeğe başladı. 'Bıçağını sınisıki elinde tutuyordu. Ka- pıyı itti, açık olmasına hayret etme. den Içeri girdi. İşte karşısındaki oda- da adam uyuyor. Yerdeki kalın halı sa- yesinde ayak sesleri işitilmeden ilerle. di. Yatan adam derin derin horluyor- du. Kadri efendi kolunu kaldırdı, fa- kat birdenbire içine bir korkaklık gel- di, bıçak elinden dini, halıya sap- ih İlk zamanlar | | Ankara Orman çifliğinde bir gözden geçirilmektedir. Bilhassa vi- daların gevşememesine dikkat edil mektedir. Bundan başka boya işine de büyük ehemmiyet verilmektedir. Bu sayede kule sağlamlığını muhafa- za ediyor. Eiffel kulesi sağlam olmakla bera- ber yerinden katiyen kıpırdamaz de- ğildir. Kule hareket etmektedir Fa- kat bu hareket boyunun uzaması ve kısalması şeklindedir. 914 senesinde profesör Guillaume bir takım âletler yasıtasile kulenin «her gün-iki santi- metre uzadığını, hattâ yazın uzama» nın iki buçuk santimetreye çıktığını isbat etmiştir. Gündüzün uzayan ku- le geceleri gene eski - halini bulmak» tadır. Kulenin elli yaşına basması müna- | sebetile Pariste merasim yapılmış, bunda meşhur mühendisin -âllesi er- kânı da bulunmuştur. Mahsul satışı Borsa hindisi alınacak? İzmir (Akşam) — İktisad Vekâleti, borsalarda yapılan mahsul satışları münasebetile borsa hissesinin satıcı- dan, yani müstahsilden yoksa alı- &ı tüccardan mı alınması doğru ola- | cağı hakkında tedkikler yapmaktadır. Bu hususta İzmir ticaret odası, Ve- kâletin işarı. üzerine. tedkikler yap- mış, Vekâlete : bir rapor göndermiş- tir. Bu raporda borsa hissesini gene şimdiki gibi satıcı tüccardan, yani müstahsil namına iş gören komisyon- cudan #lınması muvafık görülmekte- dir. Çünkü hisse, alıcıdan alınaçak olursa alıcı tüccarların flatleri dü- şürmeleri ve böylece müstah aley- hine neticeler doğmasına meydan vermeleri çok vardır. inek harası tesis edildi İzmir (Akşam) — Ankarada Or- man çifliğinde bir inek harası tesis edilmiştir. Bir de büyük inekhane vücude getirilecek, burada Ankara ve tivarı şehirler halkına lâzım olan ne- fis gıda maddeleri istihsal edilecektir. Buraya gelen mütehassıs bir heyet, 120 İyi cins ine ksatın alınacak, inek- hane için Ödemişte İsmail efe çifli- ginden (40) inek satın almıştır. kakfa koşuyor, Alnından terler dökü- Tüyordu. Elile sildi ve dehşetle: — Kan, kan... - diye inledi. Odada olan bitenleri hiç hatırlamı- yor! Yalnız bir adam öldürdüğüne kâ- niydi. Kimbilir belki şimdi takip edi- Tiyordu. Koşmak, kaçmak lâzımdı. Galâtadaki odasına girdiği zaman, bitap, yatağına yıkıldı. Ve sarhoşluk hıçkırıkları arasında yavaşça söyleni- yordu: » — Kan... Kan... Kan... ” ” s.. O gün Kadri Memduh paşa met- Tesine akşama gelemiyeceğini söyle- işti İ rafından tehrib edilen şehir Trayan İ lunmuştur. Önce Diyarbakıra, sonra — Köşke kızlarımın yanına gitme- ğe mecburum. Beni bekleme güzelim! Yarın sabah erkenden gelirim. * © Erkek çıkar çıkmaz Nadire Tahir Vehbiye haber yolladı. Fırsattan İsti. iade o akşami Suriyeli bankerle göçi- recekti, i şi . Refet dosdoğru Tünel başındaki kü- çük aparlımanına gitti, amele Ali Ze- ki kılığına giri çıktı. Aheste aheste «— Eğer bunların buluştuğu doğru ise işte bü gece yakalarım.» Bir dükkâna girip keskin kama bi- çiminde bir Lâz çakısı aldı. Şurada burada sürttü. Zihni o kadar meşgul- dü ki, saatlerin geni fark bile et- Dokuza ». delmek istiyormuş gibi bütün dikka : Malatyada meyva ve sebze istihsali artıyor Son kurulan mensucat fabrikası iktisadi kalkınmada mühim bir rol oynuyor Malatyada bir görünüş Malatya (Akşam) — “Toros silsile- sinden Beydağı eteklerinde kurulmuş olan eski Malatya zengin bir tarih hazinesidir. Milâddan evvel (1100) ta | rihinde Asuriler Atiklâti Palasar ta- | devrine kadar (M. 98) vilâyet merkezi | olarak kalmış, Jüsteniyen'in impara- torluğu (526:- 585) zamanında tah | Kim edilmiştir. 140 Hicri senesinde Abbasilerden Ebu Caferilmansur Ma- | Jatyayı Rumlardan alarak şehri imar ve tevsi eylemiştir. Dördüncü asrı hieriden altinci hic- | Ti sonlarına kadar Selçukilerle Daniş- | mendiler elinde - kalan ve Danişmen- dilerden Zülkadriye hükümeti idaresi- ne intikal eyliyen Malatya 923 hicri yılında Çaldıran seferinden dönen Osmanlı ordusu tarafından zapto- Elâzik'a bağlanan Malatya 336 sene- $ine kadar liva halinde kalmıştır. Eski Malatyada Selçukilere aid paşa tarafından in- ük bir han, tshribe. uğramış #ayısız.tarih eserleri, civa- rında Ellere sid Asli Hasan tar köprüsü vi Malatya mülhakatın- dan Adıyamanda Piron mağaraları, kale, Sasad nahiyesinde tahrib edi- len kale duvarlarile tezyini taşlar, kitabeler, Kâhta kazasında muazzam bir kale, Karakuş ve Grod tepeleri, Cendere ve Kâhta köprüleri, birçok şehir harabeleri, eski mezar, mağara Ve höyükler, Bestide büyük bir köp- sayfiye evlerinde kalmış ve sonra da burayı genişleterek yerleşmişlerdir. İktisadi dürumu günden güne in- unan Malatya daha ziyi ve sebze memleketi, Muhtelif meyva ve Sebze ihracatın- dan şehire mühim mikyasta para girmektedir. İki sene evvel kurulan aşı ve fidan İstasyonundan büyük faydalar görülmüştür, Tütün ve ce- viz kütüğü istihsalâtı terakkidedir. Son kurulan muazzam mensucat fab- İ rikası, inhisarlar atölyeleri iktisadi kalkınmada dır. Umumi sıhhat durumu iyidir, Te- miz su tesisatı sona erdiği cihetle eski pis suların tevlid ettiği hastalıklar kalkmıştır. Yeni inşa olunan 50 ya- taklı memleket hastanesi ve modern doğum evi ihtiyacı karşılamakta ve trahomla mücadele artmaktadır. Vilâyette yüz on altı mekteb mev- cud olup bunlardan 9li köylerde, yirmi beşi vilâyet ve kaza merkezle- rindedir. Köylerde yedi bin çocuk okumaktadır, Maarif sevgileri müte- madiyen arlmakta olan halkın ihti- yaç ve müri tlerine lâyıkile cevab verebilmek için irfan müesseselerinin tezyidine ve kadronun tevsiine ihti- Yaç vardır. Halkevi ülküsü yolunda © k bir muvaffakiyetle ilerlemek- tedir. Şehirde hümmalı bir imar faaliyeti göze çarpmaktadır. Büyük ve mun- tazam caddeler açılarak parke döşen- miş, caddelerin her iki tarafında mo- mühim rol oynamışlar- rü, Sofraz harabeleri, Kale ve Sun- | dern inşaat devam etmiş, hükühet gurbey camii, Kızılin Bâhiyesinde ve | ve belediye sarayları, Fırat nehri üze: e harab olmuş kâgir bir köprü, eski mezar ve bina harabeleri, Petürgede Kerker ve Me- lekvah kaleleri vardır. Yeni Malatya 1255 tarihinden evvel | &ski Malatyalıların 'sayfiyesi fken | istasyanla şe- hir arasında muazzam fabrikalar, memur ve amele evleri inşa edilmiş, mezbaha, kasab ve sebze çarşıları, parklar, buz ve elektrik fabrikaları, pazar yerleri, asri mezarlık tesis edil- miş, imar plânı ve harita yaptırılmış, mezkür tarihte Nizib muharebesini | su tesisatı nihayet bulmuş ve daha yapan Hafiz paşa ordusunun eski Malatyada kışlaması yüzünden ahali zaktan İçeriye -baktı pek tenhâ idi. Sahte paşa kendi kendine söylendi: — Acaba neye Nâdire herifi evine al- mıyor da buralara gelmeği tercih edi- yor?.. Belki yakalarım diye korkuyor... Üstadın sözüne bakilırsa herhalde ya- lan değil, Rabia hanımın apartımanın- da randevu veren onlar... Her ne-ise ben gözetlerim de karşıma başkaları çıkarsa ne âlâ... Geldiiğm gibi giderim. Yavaşça hanın kapısından girdi. Usul usul merdivenleri çıktı. Bir gün evvel intihap ettiği karanlık koridorun penceresine yaslandı. Karşı pencerenin kapalı pancurla- rından haflf bir aydınlık > siziyordü. “Refet âdeta gözlerile tahta manileri tile bakıyordu. Bir müddet öyle geçti, Yavaş yavaş civarda ışıklar söndü; ayak sesleri kesildi. Refet helecân için- de gizlenmiş bekliyördu. O“ mutlak kapalı olan bu odanın içini görmek is- tiyordu. Fakat buna nasıl muvaffak olacağını bilemiyordu. Koridorun dar penceresinden âdeta sarkarcasına u- zanmış gözetliyordu. O sırada birden. bire karşı pancurlar açıldı ve yanında imiş gibi Nadirenin sesini işitti: — Aman çok sıcak. Bu evde herkes tavuk gibi yatar! Ben açıyorum! « di- yordu. Sahte paşanın gırtlağı kurudu, göz- birçok yeni ve güzel eserler vücuda getirilmiştir. Pılıp hücum etmiyecekti. Nadireyi öl dürse eline ne geçecekti? Ayrılamadı- ğı bu kadın büsbütün kaybetmiş ol- mıyacak mıydı? İyisi mi sabredecek, sonra rakibi ile kozunu paylaşacaktı. Şimdi artık tül perdelerin arkasın- dan odanın içi mükemmel surette gö- rülüyordu. Âşıklar biribirine sarılmış; önlerin- de duran mezelerle süslü küçük masa- dan içiyor, konuşup gülüşüyorlardı. Bir aralık şişman banker ceketini çı- kardı. Cebinden paralar döküldü, genç kadın onları toplayıp masanın üstü- ne koydu. Herif altın saatini de ora- ya bıraktı. Bir müddet böyle geçti. Sonra Suriyelinin kalın . dudakları genç kadının taze dudaklarına yapış- tı. Uzun uzun öpüştüler. Nadire kalk. tı. Soyundu. Elektrik söndü... Şimdi oda derin bir karanlık içinde idi! Refet kıskançlık ıztıraplarile kıvrı- hyordu. Tekrar aydınlık olunca Nadi- renin gitmek üzere hazırlandığını fâle ketti. Öldürecekti, evet mutlak bu herif yok edecekti. Hırsından dişleri gicir- dıyordu. Pencerenin altında ayak eninde bir korniş binayı sarıyordu. İhtiyatla yü- Türse mahud odanın önüne kadar ge- i, Çevikliğine emindi. Hem, ar- kızmıştı. Ne olursa olsun yak.