i mmm 19 Nisan 1930 AKŞAMDAN AKŞAMA Yeni bir kumar salgını Epeyee zamandanberi İstanbul Ankarada ve diğer şehirlerimizde icad aldı, yürüdü. Furyası gidiyor. fani bir zaman Yoyo çıkmıştı ya.. Bu, ondan da fazla salgın halinde... Yoyo bir neri fırıldaktı, bu daha yaman fırıldak! Zira yeni bir kumar gekli! ... Muciğin biri, beşeriyete faydah ok Mak istemiş! Bakmış ki İngilterede, Fransada, Almanyada pek çok şeyler keşfediliyor. Biz de aşağı kalmıyalım diye zihin yormuş ve bulmuş, Allah razı olsun! Büyük büyük gitmiş, tes- çil de ettirmiş. Ancak üç dört para #ermayesi olan bir malı bu sayede beheri yüz paradan cayır cayır sati- yor... Hem nasıl satış, biliyor musu- nuz”. Destelerle gelmesi ve hemen kapış kapış sürülmesi bir oluyormuş. Adı: «At yarışın... Minimini bir kâğıt... İkiye katlan. mış. Üstünde taş basması bir tarif- name ve numaralı at resimleri var. Kumarbazlar bir masanın başına top- Janıyorlar. Her biri bir numara seçi- yor. Yapışık duran bir toz habbesini parmağınızı ıslatarak sürüştürüyor- sunuz. O samana kadar görünmiyen na çıkıyor. ta paranızı yatırdınızsa, bu beliren numaraların karşılığında gös- terilen nisbette parayı yerden kaldırı» yorsunuz. Bununla adamakıllı yıkıcı kumar- lar oynanmaktadır. Kazancın büyü- ğü de ancak muclde alt, Zira her el- de bir kâğıt harcanıyor ve yüz para- Yı o kazanıyor. Hamakati beşeriyeyi istismar diye bir tabir vardır. Mucid, kumarların €n mânasızına böylece dadanan aklı n parasını çekiyor. in hayırlı yollara sar- fedilmezsin? ”.. Şaştığım o değil. Böyle bir şeye icad diye nasıl berat verilmiş? Yılbaşı gecesinde herkesin bir par- gâcık talih teerübesinde bulunması dünyanın her yerinde âdetken, zabı- | tamız buna bile müsaade etmemişti; | i dört kişiyi bir masa başında oyun oy- buyor görünce, birkaç kuruşlarile bir- likte yakalamış; haydi karakola gü- türmüştü. Gün geçmiyor ki, kahve- lerden, evlerden böyle kumarbazlar kaldırılmasın. Hele kumara teşvik te büsbütün cürümdür. Yıldı; kumar. hanesi merasimle açılmışken, daha büyük merasimle kapatıldı. Halbuki sokaklarımızda pirinçten yapılmış en âdi kumar topaçlari sa- talhıyor. Ona bir şey diyen yok. Hele bu «At yarış», halk arasmda kumarı adamalullı yayan, üstelik te yüzde bin kazançlı bir ticaret! Zabıtanm dikkatini celbederim: Kumarhaneleri serbes bırakmak, bu- bu serbes bırakmaktan pek daha az zararlıdır, şa” Şayet bu kabil bir yarış entere sansa, hapishanelerde oynananın bi- Ta: daha nezihini tavsiye ederim: Karınca yarışı: Tepsi klüğünde bir “dairenin orlasına fincan tabağı büyüklüğünde bir daire resmedilsin, Herkes bir ka- rınca seçsin ve küçük yuvarlağın or- tasına koysun. Kimin karıncası büy yuvarlağın dışına ilk önce çıkarsa © yariŞı kazanır... Birinciye ayrı ikra- ikinciye boldur! Umumi meclis dün toplandı İç yağlari kâğıtla: sarılmiş olarak satılacak Vilâyet umumt meclisi dün B. Ne- cip Serdengeçtinin relsliği altında toplandı. Muhtelif evrak alâkadar enctmenlere havale edildikten sonra iç yağlarının ambelâj kâğıtları için. de satılması hakkındaki mülkiye en- cümeni mazbatasile Karaağaç mez bahasındaki paçahanede & işkembe ve paçalardan alınacak ücret hak. kındaki tarife, sun! sirkelerin tabi olacakları şartlar hakkındaki mazba- talar kabul edildi. Bundan sonra 51 imzalı bir takrir okundu. Yurdumuzun korunması ve istiklâlimiz için can veren altı bin ş6- hidin yattığı Edirnekapı şehitliğinin tanzimi için şehitlikleri imar cemiye- tine beş bin lira ayrılmasını istiyen bu takrir bütçe encümenine havale eğildi. Meclis cuma günü toplanacaktır. Merhum kimyager Hakkı Halidin kimyaya aid 114 cild eseri üniversiteye teberrü edildi Mülga Darülfünün . kimya mualli- mi ve eski darphane müdürü kimya- ger merhum Hakkı Halid, kütüpha- nesinde bulunan kimyaya aid 114 cild mühim eseri üniversiteye teberrü et- mek arzusunu izhar etmişti. Merhü- mün refikası üniversite rektörlüğüne müracatle bu arzuyu bildirmiştir. Rektörlük gönderdiği tezkerede üni- versitenin bu hediyeyi memnuniyetle kabul etiğini ve kimya enstitüsünde muhafaza edeceğini işar etmiştir. Teberrü edilen Kitaplar arasında büyük bir kimya kamusu da vardır. Büyükadanın su derdi Büyükadaya biran evvel su vermek için alınan ciddi tedbirlerden bahset- miştik. Su vapurunun yanaşacağı İs- kelenin Maden sahilinde yapılması tercih edilmektedir. Bu sahil daha sığ olduğundan ya- pilacak iskele otuz bin lira daha ucu- zü -acaktır, Bununla beraber İskelenin inşasi- na kadar zaman kaybetmemek için Kazoğlu deposunun tamiri, Maden- den itibaren Ada dahilinde yapılacak boru tesisatı işine bu hafla içinde Bu saçma oyun bile mahud At ya- rışından mantıklıdır. pore Asıl mantıksız olan: iskambile mü. şedded vergi konulmuş, çifti dört li- raya satılıyor; zekâ açıcı olan şaft ranç ve dama bile bir nevi baskı al tında tutuluyor; karşı karşıya geçip eğlenen üç dört arkağış kumarbaz sayılıyor ve ceza görüyor. Sonra ço- luk çocuğa kadar talih oyunlarını si- rayet ettirecek böyle icadlara müsa- ade.., Ne iştir bu? Akıl erdiremedim. Maksadım, mucidi hatalı göster mek değildir, Kanunlarımız bu me- menfaate hizmet olsun diye yazdım. (VA - Nü) seleyi göz önünde tutmadı ise dikkati celbetmek istedim. Bu fıkrayı umümi ŞEHİR HABERLERİ Karilerimizin mektupları Keçeci mahallesinin suyu Hasköyün yüzde doksanı Musevile- rin sakin bulundukları kısımlardır. Bellibaşlı İslâm mahallesi olan Keçe- cinin Cami sokağında biricik çeşme vardır ki, günde ancuk bir saat kada akar; diğer saatlerde halk su sıkıntı Şeker. Bu susuzluğun, küçük bir tesi- sat noksanından ileri geldiğine kani- — Belediye Sular idaresinin küçük himmetinin bu işi halledeceği mu- hakkaktır. - Keçesi mahallesi sakinlerinden MİHRİ ... Bilet almak güçlüğü Devlet Demiryolları Dokuzuncu İş- letme banliyö hattında bazı sabah erken ve akşam geç postalarında gişe memurlarının giderek, vazifelerini is- tasyon geflerine bıraktıkları görülü- yor. Bu, her ne kadar yolcu için hatei ehemmiyet görünmüyorsa da, gişe memurunun bazan noksan çeşid bilet bırakmış olması, yolcuların, bilhassa gidip gelme bilet almalarında müşki- lâtı dal oluyor. Alâkadar dairenin, yolenların serbesçe hareketini temin &decek olan gişe meselesini göz önü- ne almasını rica ediyorum. Samatyada oturan karliniz! SEYFİ >. Fatih kaymakamına teşekkür Bir arahk essalı tamirinden vazge- çildiğini yazdığımız, Penerde Kiremid caddesinin yeniden tamirine devam edilmesi hususunda emir verildiğini memnuniyetle öğrendik. Bu sfitunda kaydettiğimiz. rica ile derhal allikadar olan kıymetli Fatih kaymakamına te- sekkür ederiz. Tahrana gönderi- len düğün hediyesi İran veliahdinin düğünü münase- betile hükümetimiz namına 12 par. çadan mürekkep bir tuvalet takımı hediyesi okararlaştığını yazmıştık. Resmini dercettiğimiz tuvalet takı- mı, şehrimizin maruf kuyumcusu B. Saranın atleyelerinde ihzar edilmiş tir. Üzerleri altınla Türk motifleri iş- lenmiş, her birinde pırlantlarla süs- Jenmiş kabartma monogramlar var- dır. Takım kufpları, kilidi ve anâh- bir nevine şaşmam bay Amca, bir toplu a milyonlara kadar genişler, 1 an ripleri görülür; Meselâ geçen gün adamın biri gitmiş, bir kadın iskarpini aşırmış.. — Bırsızlığın hududa olmadığı için hiç | © .. Pakat bunların içinde bazan çok ga- , O— Bu adama ceza verirken, doğrumu güçlük çektim. Çünkü çalınacak bunca eşya dururken kadın iskarpini çalmak bir inceliğe, bir zevki selime işarettir, esbabı Mmuhaffifeden saymak iâzımi.. Bin yataklı bir hastane yapılacak Bulgar hastanesi civari muvafık görülüyor 939 bütçesine konan 463 bin lira- lık tahsisatla yeni bir hastane yapı" lacağını yazmıştık. Bütçe hükümet tarafından tasdik edilince yeni hasta- nenin inşasına , Hasta» nenin yeri henüz kati olarak edilmemekle beraber Şişli Bulgar hastanesile âbide arasındaki saha muvafık görülmektedir. Bu arazi Bulgar hastanesine ait olduğundan Belediye yakında hasta- ne ile müzakere açarak bu sahanın satın alınması işini halledecektir. Yapılacak hastane bin yataklı ola- Beygüilöri koşmuş, arabayı çalmış! Polis hırsızı yakalıyarak adli di Evvelki gece Aksarayda garib bir hırsızlık vakası olmuştur: Murad par şa mahallesinde oturan Mustafa is- minde birinin bir yük arabası, bu ara- baya koştuğu güzel bir çift de beygi- ri vardır. Mustafa gece arabayı ve beygirleri ahıra çekmiş, kendisi evine gidip yat» mıştır. Sabahleyin dörtte kalkarak araba- sini koşmağa ahıra giden Mustafa, her iki hayvanın ve arabanın yerinde yeller estiği görmüştür. Bu cüretkâr hırsızlığa bir türlü aklı yatmıyan Mustafa, doğru polis karakoluna giderek başına geleni anlatmıştır. Derhal tahkikat ve taki- bata koyulan zabıta memurları kısa bir zaman sonra bu hırsızlığın Fah- reddin isminde biri tarafından ya pıldığını tesbit etmiş ve Fahreddinin evinde yapılan araştırmada, gerek beygirler, gerek araba meydana çika- rılmıştır. Fahreddin dün akşam adli- yeye teslim ve tevkif olunmuştur. İran konsoloshanesinde suare Sahife $ ARADA SIRADA Çocuklarımıza neler okutuyoruz ? İlk okul birinci sınıf talebesi kızım Ayşegül, elinde bir mecmua ile yanı- ma geldi: «Bâba beni çalıştırınız» dedi. Evvelâ mecmuaya bir göz gezdir. dim. Yirmi beş sahifelik bir mecmua, yarısından fazlası resim: Aslana ben- ziyen kuzular, eski Habeş imparator- larının torunlarını hatırlatan çocuk- lar, kırık testi parçasından farksız kırlangıç yuvaları ile sahifeleri dol- durmuşlar. Kızıma sordum: — Bu ne mecmuası? — Birinci sınıf dergisi baba Mecmuanın son kapağında Şu m — Baba kitapta yanlış olur ma?. Ben biraz evvel kendi kendime okur- rımızım küşesine ne de güzel yuva ya. pıyor... Ne süslü, ne temiz bir kuştur. lar,» Küçük kızım Ayşegül, kırlangıçlar dedikten sonra, yuva yapıyorlar de- mek lâzım geldiğini farketmedi, fakat son cümlede cevaptan âciz kaldığım, bir kere daha: «Bu da yanlış» deme mek için sustuğum bir sunal sordu; — Hem bir diyor hem »ler» diyor. Bir kuşturlar olur mu?... Mecmuada çocuklara teklif edili- yor: Leyleğin ötüşünü hep bir ağızdan taklid ediniz. Kızım Ayşegül: Takır, takır, takır!., dedi, Sonra kaşlarını çattı: — Amma baba bizden yapamıyaca-