BİR CEVAP; Kuş mu aslan mı? Vâ - Nü, 19 mart tarihli Akşam'da «Tatlı, sert , âlâ adlı makalesinde benim «Yücel de çıkan «Dostluk ih- fiyacıw makalemi tahlil ettikten son- #a tamamen yanlış tefsir ediyor. Eğer bu bir sanat meselesi olaydı okur geçerdim. Dünya mütelekkirle- rinin ep çok üstünde oldukları içti- mai bir görüş meselesi olduğu için yanlış anladığı noktaları izah etme ği faydalı buluyorum, «Dostluk O ihtiyacın Oomakalesinin Devzuu siyasi değil, içtimat idi Vâ - Nü ona azıcık siyasi bir hava koy muş. Makale sadece benim değil, de mokrasi dünyasında âlim ve müte- fekkirin tecrübe ve muhakeme, sa- natkârım müşahede ve hissi ile var dığı bir kanaati tekrar ediyor. Yani Vâ - Nü'nun o makalede bulduğu fikrin sadece benim olduğunu iddi &rı doğru değildir. «Dostluk ihtiyaci» makalesinin iddinsi şudur: Cemaat halinde yaşayanlar birbirine muh- taçtır, ferdleri birbirine bağlıyan, ce- | manat hayafına ahenk veren kuvvetli unsurlardan biri dostluktur. Bu iddi- aya delil olarak ( bilhessu White head» in, muasır cemiyet kurumun- dn dostluk esasını müdafaa ederken | aslan ve kuş misalini tekrar eder- ken hiç Kimsenin «kuşa mu, aslana mi benzemeli?» gibi bir mesele orta- ya atacağını hatırıma getirmemiş. | tim. Bence İnsan yalnız insana ben- | zer, herkes derece derece İyilik ve | kötülüğün bir halitasıdır, her ferdde | bin bir zıd temayül vardır. Bu kadar birbirine zı& unsurlardan vücüde ge- len cemaatin dağılması, ahenk için- de tekâmül etmesi için dostluk de- nilen mütekabil alâkanın elzem ol duğunu iddia ettim ve ediyorum. Halbuki Vâ - NG «Dostluk» kelime- sini yanlış tefsir ediyor. Onu «Hind * hıristiyan» felsefesinden alınmış bir esas olarak gösterdikten sonra beni de (1) o esasın müdafii gibi gösteri yor. Dostluk kelimesini yumuşaklık, âçık Türkçe ile aciz ve meskenet gibi gösteriyor. Ve nihayet benim bu Hind - hıristiyan esasını terbiyemiz için yegâne esas olarak kabul ettiği. | mi iddia ediyor. Bütün bunları bura- | da birer birer izah ve tashih etmek * isterim. 1 — Dostluk aciz ve meskenet de- ğidir. Bilâkis ferdi destluk, cemas- te dostlük çok büyük cesarete ve fe- dakârliğa muhtaçtır. 2 — Hristiyanlığın içtimai esası un benim anladığıma göre dostluk İhtiyacile hiç bir alâkası yoktur. Hıristiyanlığın esası «bir yanağına Bir tokat vurana öteki yanağımı çe vir ile hulâsa edilir Halbuki bu &sas üzerine cemaat kurmak imkânı ça parça olmuş, İnsanlar kaya ko- vüklarına çekilmiştir. Hıristiyanlık bu mefhuma karşı aksülâmelini yap- tığı vakit dünyanın en mütecaviz ve zalim bir kuvveti olmüştur. Bu ta- rihi hahikatlen ibret alarak diyorum ki: Bir yanağına tokaf vurana öteki yanağmı çeviren ferd bir cemaat İçin muzır ve anormal bir unsurdur. Çünkü kini için dayak yiyen bir adam, kini için dayak atmak İstiyen on örnek yaratır. Bu aciz ve meske- net ruhile dostluğun hiç bir müna- sebeti yoktur. Binaenaleyh benim Halide Edib (Devamı 12 nci sahifede) »wbes bırakılmıştı. Dağhıç ve karaman Et fiatine zam | yapılacak Bu husustaki teklif daimi encümene bildirildi Son zamanlarda şehrimiz piyasası- na az miktarda hayvan geldiğinden, kasaplar Belediyeye müracaat ederek ete konan narhım şimdiye kadar iyi netice vermediğini ileri sürmüşler ve kaldırılmasını istemişlerdir. Belediye, kasapların, narhın kaldı- rılması hakkındaki omüracaatlerini kabul etmemek'e beraber, piyasâya az hayvan geldiğini ve bugünkü fi atlerin idare etmediğini görmüş ve dağlıçla karamana beşer. sığır etine de üç kuruş zam vapılmasını muvo»- fık bulmuştur. Belediye İktisad müdürlüğünün bu teklifi Daimi encümene sevkedilmiş- fir. Kıvırcık, kuzu satışı evvelce sör- etlerine zam yapılmasına encümence karar verilirse, kuzu ve kıvıtcık fiat- leri biraz dahâ yükselecektir. Bir ay sonra kuzu bollanacağın- dan, fiotlerin kendiliğinden düşme- si beklenmektedir. Belediye, kasapların aarhın kaldı- rılmıası hakkındaki omüracaatlerini | şimdilik reddetmekle beraber, narhın esaslı bir fayda vermediği düşünüle- | rek, bu kararın kaldırılması ve satı- şın evvelee olduğu gibi, serbes bira- kalması ihtimali çoktur. Vali iyileşti Bugün evinden çıkarak vazifesine başlayacak Bir müddettenberi rahatsız bulu- nan Vali ve Belediye Relsi Dr. Lütfi Kırdar iyileştiğinden bugün evinden | çıkarak vazifesine başlıyacaklır, i Dr. Lütfi Kirdar, evinden çıkmâ- makla beraber, iki gündenberi evin- | de meşgul olmaktadır. Dün de Bele- diye Reis muavinlerinden B. Rifat, Muhasebe müdürü E, Muhtar, Mu- hasebe Müvazene müdürü B. Necati Nişan! Vali konağına gide- rek Vali İle birlikte 999 Belediye ve vilâyet bütçeleri etrafında görüşmüş” ierdir Bütçenin varidat kısmı evvel- Ce hazırlandığından, baslırılmak üze- re matbaaya verilmiştir. Umumi meclis nisanın birinde top- ianacağından, bütçenin o gün mecli. se verilmesi lâzımdır. Yarından itiba- ren Daimi encümen toplanarak büt- çe müzakerlerile meşgul olacaktır, İşe yaramaz zannederek lar Atabek hanı yangını yerinde çalı şan işçilerden Mahmud, Yaşar, Ali, Ahmed ve Mehmed adlarında beş ki- şi orada bulunan kısmen yanmış ve hiç yanmamış bâzı kumaş toplarını çalmak suçundan maznunen yakala. narak adliyeye verilmişlerdir. Sultanahmed birinci sulh ceza hâ- kimi B. Reşid tarafından yapıları sor. gularında bunlar: — Biz bu kumaşların işe yarama. dığını ve atıldığını zannederek aldık. Çalmadık. 'Demişlerdir. Ait olduğu mahkeme. ye verilmek üzere evrak müddelumu- miliğe iade edilmiştir, İĞ çin plâğı ayni pahalıkkta muha- .. Bu kitabı okuduktan sonra artık | o... Bak karşındakinin yüzüne... #sine | insanlardan korkmaj , Karilerimizin mektupları Plâk pahalılığı Beyazıtta Koskada börekçiali sokağında 1 numarada bay Şev- ket yazıyor: Radyolar, bühassa gramofonlar pek ucuzladı. Eskiden 45 - 50 Wi- raya satılan yramofonlar bugün 11 de 17 Hra arasındadır. Fakir allelerin bir çokları gramofon kul Jansyor. Radyosu olan bir aile, bir radyo - gramofon tedarikine ba- kiyor. Heyhat ki plâklar pek pahalıdır. Plâk, ük icad edildiği zaman 150 kuruştu. Şimdi yine 150 kuruş. Gramofonlar bu kadar ucuzla. dığı halde altın kiymeti gibi ni- faza etmeli? Bunda ihtikâr mü var? Yoksa plâk yapıcılar, kendi menfaatle- rini de idrak edemiyerek böyle wrarda m bulunuyorlar?... Plâk 50 - 75 kuruşainse sürümü de artar. Balıkçıların toplantısı Balık ihracatçıları yeni bir talepte bulundular Balık ihracatçıları dün Ticaret o- dasında bir toplantı yapmışlar, Yu- nanistana ihraç edilen balıkların be- delleri üzerinde görüşmüşlerdir. Bu arada İktisad Vekâletine arzedilmek Üzere bazı dilekler tesbit edilmiştir. Dileklerin en eheımmiyetlisi ihracat- tan önce balık bedelinin Yunan mil. | M bankasına yatırılması talebidir. Bu suretle balık bedellerinin ödenmesin- * de hiçbir güçlük kalmayacak, balık- ! gılar da mallârını emniyetle satacak- lardır. İktısad Vekâleti balıkçıların bu ta- leplerini muvafık görürse Yunanis- tanla bu mevzu üzerinde temasa ge- çilecektir. SN İE Sahte tayyare mühendisinin m emesi Sahte vesikalarla kendisinin tay. yare mühendisi olduğunu söyliyerek burada resmi müesseselerden birinde mütehassıs sıfatile çalışmak isterken yakalanmaktan maznun Horst Fran. kın muhakemesine dün asliye birinci ceza mahkemesinde bakılmıştır. Horst Frank verdiği ifadede: — «Ben tayyare inşaat mühendisi. yim. Sabıkam da yoktur. Kendi ken- dime bir tayyare yapacak kudrette- » Demiştir. Bundan sonra mahkeme- Bin talebi üzerine Alman konsolosha- nesinden gelen cevap okunmuştur, Cevapta, yapılan tahkikat nelicesin- de Horst Frankın tayyare inşaat mü- hendisi olmadığı, diplomasi bulun madığı, Kendisinin İsviçrede orkestra, şefliği yaptığı anlaşıldığı bildiriliyor. du. Horst Frank buna itiraz ederek bu tahkikatın resmi makamlardan yö- pılmadığını, ve keyfiyetin resmi maâ- kamlardan sorulması lâzım geldiğini söyledi, Şahitlerin çağrılması için mu- hakeme başka güne bırakıldı. Bay Amca kitapçıda !.. | oJkiyangın tahkikatı Atabek hanı yangınında kast olmadığı anlaşıldı sından çıkan ve birkaç ticarethane- nin yanmasile neticelenen yangın et- rafında müddelumumi muavini B, Necati tarafından yapılan tahkikat bitmek üzeredir. Şimdiye kadar yapılan tahkikat neticesinde bu yangında kasd bülun- madığı tesbit edilmiştir. Bu vaziyet karşısında yangın suçundan dolayı hiç kimse hakkında kanuni takibat yapılmamaktadır. Müddeiumumilik tahkikat arasın- da, yangından zarar gören mağaza ve depo sahiplerinin bankalar ve diğer ticari müesseselerle muamelelerinin dürüst olup olmadığını sormuş v4 hepsinden de müsbet cevaplar alın. mışlır. Hasan deposu yangını tahkikatı Hasan deposu yangını etrafında müddeiumumilik dün de tahkikata devam etmiştir. Fakat kundakçı Alli- nin değişen ifadelerinden henüz ka. ti bir netice alınamamıştır. Ali ile Mustafa yine suçu birbirle- rinin üzerlerine atınaktadırlar, Dün yangın yerine girilemediği için keşif yapılamadığını yazmıştık. Yarın veya cuma günü enkaz kaldırıldıktan sonra ehli vukuf tarafından keşif ya- pılacaktır. Heroinciler Bir evde heroin çeken 3 kişi yakalandı Beyoğlunda oturan (Mükerrem adında birinin evirde heroin tiryaki lerinin topindıkları hâber alınmış, dün zabıta memurları evde araştırma yapmışlardır. Bu araştırmada Arak- si, Mehmed ve Nedim adlarında üç kişi heroin içerlerken yakalanmışlar. dır. Bu sırada ev sahibi Mükerrem de yirmi bir paket heroini ateşe atip yak- mak İsterken yakayı ele vermiştir. Yapılan ilk tahkikatta bü heroin- leri Yusuf adında birinin getirdiği ans laşılmış, Yusuf te yakalanmıştır. He- roinlerin nereden tedarik edildiği ve bu eve başka kimlerin devam ettik- leri zabıta tarafından tahkik ediliyor, Üsküdar adliye binasının inşası ilerliyor Üsküdarda Tunus bağında yapılan yeni Üsküdar adliye binasının inşaa- tı hayli ilerlemiştir. Binanın mayıs nihayetinde biterek müteahhitce tes. Jim edileceği muhakkak görülüyor. Yeni Üsküdar adliyesi yirmi bin lira- ya mal olmuştur. Uyku ilâcını fazla içtiğinden zehirlenmi. nmiş Beşiktaşta oturan Rauf adında biri geceleri uyuyamadığı için uyku ilâcı almış, dün gece ilâcı fazla içip yat. mıştır. Biraz sonra Rauf fena halde hastalanmış, yapılan muayeneden sonra uyku ilâcını fazla içtiği için 20- birlendiği anlaşılmıştır. Rauf hasta. meye kaldırılmıştır. | ... Oku içinden geçenleri!,.. 17,899 lira ihtilâs muhakem: Memleket haricindeki Türkler Ahmed Emin Yalman ymm Türklerin hayatından bahsediyor, arada Nevyorkla Niğdeli bir Amerikada doğup büyüme çoc na, torunlarına pürüzsüz türkçe ö; tiklerini anlatayor. Ahmed Emin Yi man Amerikadaki Türklerin öz Y larına bağlılıklarını tebarüz ettirdi ten sonra «Memleket haricindeki Tü ük alâkalarile daha fazla meşgul g malıyız» diyor. Bu gayet yerinde bir di Evvelce de işaret ettiğim gibi Amerikada ve sair birçok yerlerde haricinde Türkiye ile son derece kadar vatandaşlarımız vardır. kendi hesabıma öylelerine ras g: ki yirm beş olüz sene uzaklarda ğı kalde memleket alâkasını, memi ket rabıtasını zerre kadar kaybetmi miş insanlar karşısında içim hürme le, sevgi ile doldu. Osmanlı imparatorluğu zamanı, da, birçok mecburiyetlerle meml tinden uzaklaşan, yirmi beş otuz ne yabancı topraklarda kaldıktan ra yeni harfleri çocuğuna öğretmi için benden Türk alfabesi isteyenli oldu. Bir gün oturduğum otelde beni b hafla sıra ile yedi kere arayıp bulamı mış bir Kayserili ile karşılaştım. Bi na: — Size birşey soracağım, dedi, ye! şarkılar çıkmış, bunların arasında Tı kurdelâm şarkısı da varmış... dü ba bu şarkıların plâğını nasıl getirt lim... Nevyorkta bulamadım... Kitap, plâk işte memleketten uzal takilerin en çok istedikleri iki şey... Memlekete dair resimlerin üzerinde ne büyük tesirler uyan ğını tasavvur edemezsiniz, En bir Amerikan şehrinde İzmirli bir vi mi? Yanımda Matbuat umum müdür! günün çıkardığı «Fotoğraflı Türkiy. albümü vardı. Bu 27 senedir me ketinden uzak kalmış vatandaş Tü kiyeye aid her resmi bir babanın e lâdına şefkatle bakışı gibi seyrediyo du. Hakikaten, memleket haricinde vatandaşlarımızla son derece alâk dar olmamız lâzımdır. Hikmet Feridun Hesabı cari cüzdanlarında tahrif yaparak İş bankasından 17899 1 almaktan maznun Müşfik ve Nec fin muhakemelerine dün asliye biri ci ceza mahkemesinde devam edilm ve şahitler dinlenmiştir. Bunlardı| Katya Simon âdındaki kadın, Mi fikle bir barda tanıştığını söyliyere| — Kendisile birçok eğlenti yerle ne gittik. Çak para sarfederdi. Fak bana hediye nâmile bir şey alıp W medi, Sadece eğlence masrafları y pardı. Kendisinin bu paraları nel den aldığını bilmiyordum. Demiştir. Edit adındaki diğer k dın da ayni şekilde ifade vermişti! Nadide adında bir şahit de Nec tin evinde pansiyoner olarak oturd ğunu söylemiş ve: — Her sabah mektebe giderdi. 1 talebe hayatı geçirirdi. Fazla pa sarfettiğini görmedim. Demiştir. Gelmiyen şahitlerin çı nlması için muhakeme başka gü