AKŞAMDAN AKŞAMA Bir muamma Devlet, İstanbul şehrine vad- dettiği milyonları niçin vermiyor? “Aklım ermedi gitti... Daha doğru- gu, kimseninki de ermiyor ya... Bugün, İstanbul belediyesi parasız- dır. Kendisine devlet tarafından bir çok milyonlar vadedilmiştir. Fakat henüz verilmemiştir. On beş milyon denildi, beş milyon denildi. Bu vald- lerde, hulüsla, samimiyetle, hüsnü- niyetle bulunuldu. Amma hani? Or- tada para yok. Ta Atatürkün nutuklarındanberi, Celâl Bayar Kabinesindeki ilk şekil rumuz İsmet İnönü, harap tesellüm edilen bu vatanın umranında en bü- yük yapıcıdır. İstanbulu karar veril. diği şekilde medenileştirmeğe yeni Kabine azası da doktor Refik Say- damdan bütün vekillere kadar taraf- #ar. Bu güzel şehrin başına cevval, faal bir vali getirildi. O da istiyor. Bu fikre bir tek mebus aleyhtar çık- muz. Matbuat, ahali can atıyor. Tür. kiyenin diğer tarafındaki hemşerilere Sorunuz: — Sizin bizzat oturduğunuz kasa- ba mi, yoksa İstanbul mu daha önce devlet parasile yapılsın? - diye bir anket açınız, Hiçbir hodbin çıkıp? — Bizimki! - demez. İstanbulun bir milli iftiharımız ol- duğunu düşünerek: — Orası! - derler. Diğer cihetten: Buhran, mali si. kıntı senelerinde yaşamıyoruz elham- dülllâh.. Geçen seneki vergi topla- nışı âlâdı, bu seneki aliydlâlâ... çüğümüze kadar binnazariye taraf- tarız, maddi imkânlar da var... Öy- leyse ne bekliyoruz? Ateş var, un var, şeker, yağ, işti- ha, sofra, kaşık, tabak, misafir, aş- Şı, hepsi, hepsi var. Niçin helva ya- pıp yemiyoruz? Lütfi Kırdarın İstanbula ilk geldi. ği günler, Eminönü meydanı harıltıı bir faaliyet içinde çalkandı, Kamyon- lar, yüzlerce amele.. Bir faaliyettir gidiyordu... Şimdi ise, ancak bir tek binanın üstünde on beş yirmi yıkicı çalışıyor. Atatürk O köprüsünün iki başında henüz bir kımıldanış yok. Stadyom bir sene içinde yapılacak diye vaade- dildi, başlamıyor. Bebekten öteye sa- hil yolunun istimlâk işi aheste aheste gidiyor... Mizmızlık içindeyiz... To- puk sürüklüyoruz... Bir savaklanma. — Kim?,. Vermiyen kim? İmara çelme takanın, milli irade ve arzüya «veto» diyenin, bu görün- mez kuvvetin kim olduğunu, kimse bilmiyor... Akıl sır da ermiyor... Sa. mimiyetle söylüyorum ki, ben kendi şahsıma katiyen anlayamıyorum: Bu İş nedir? Niçin olamıyor, niçin yapı. lamıyor?... Muamma... Muamma!,.. (Vâ-Nü) — Teuz ve düzgün sokaklarda yü- rümek de zevkli şey amma, temiz €kmekle karın doyurmak daha zevkli © bay Amca... İ diği gibi, bunların işletilebilmesi için ŞEHİR HABERLERİ Otobüsler Bir işletme talimatnamesi hazırlanacak İstanbul Belediyesinin, satın alaca- ğı otobüslerin münakasa şartnamesi- ni hazırlatmağa başladığını yazmış- tık. Şartname hazırlanırken, şimdiye kadar Belediyeye müracaat eden bir. çok ecnebi firmaların teklifleri göz önüne alındığı gibi, Avrupanın en mühim otomobil ve otobüs sanayi merkezlerinden alının malümattan da İstifade edilmektedir. Son günlerde işten el çektirilen Be- lediye Makine müdürü B. Nusret, Ay- Tupanın birçok yerlerini gezerek, Be- lediyenin sipariş edeceği otobüsler et- rafında tedkiklerde bulunmuştu. B. Nusret, bu tedkiklerin neticesini bir raporin bildirmemişti. Belediye, şim- di bu,raporu B. Nusretten istemekte- dir, Şartname hazırlanırken bu rapor da nazarı dikkate alınacaktır, Şartna- menin bir iki ay İçinde tekemmül ede- ceği tahmin ediliyor. Belediyenin istikraz ettiği para beş yüz bin lira olduğuna göre, alınacak otobüsler de ancak otuz, otuz beş par- çadan ibaret olacaktır, Halbuki İstan- bulda münakalâtı tamamile temin edebilmek için 230 - 240 otobüse ihti- yaç vardır. Bu sebeple Belediyenin alacağı otobüsler, ancak şehrin en ke- #if ve en işlek caddelerindeki müna kalâta tahsis edilecektir. Getirtilecek bu otobüslerin muba- fazası için bir garaj yapmak lâzımgel- bazı Idari tedbirler almak ta icab et- mektedir. Belediyenin bütün mübaya- aları, Arttırma, Eksiltme kanununa ve bir takım kanuni merasime tabi ol- duğundan, zamana muhtaçtır. Halbu- ki otobüse meselâ bir lâstik almak, ye- dek aksamından birini tedarik etmek için çabuk hareket etmek lâzımdır. Belediyenin tabi olduğu kanuni mev- zuat, buna müsaid olmadığından, si- pariş edilecek otobüslerin işletilmesi için bu maniaların da ortadan kaldı- rılması lâzımdır. Birde ayrıca bunun için şarinameden başka hükümetçe tasdik edilereck Otobüs idaresi ve İş- letmesi talimatnamesi hazırlanacak- tır s Feci bir vaka 4'yaşında bir çocuğun birçok yerleri yandı Evvelki gün Kadıköyünde feci bir vaka olmuştur. Kadıköyünde İbra- himağa mahallesinde bahçıvan Ah- medin oğlu Arif, evinde annesi ta- rafından uyutulduktan sonra evde yalnız bırakılmıştır, Arif bir müddet sonra uyanmış ve ısınmak istemiştir. Arif mangalı boş bulunca annesin. den gödrüğü şekilde yakmak hevesi- ne kapılmış ve bir şişe gazı, mangala "koyduğu kömürün üzerine boşalt mıştır. Bu esnads entarisi ve elleri de gazlanan Arif eline geçirdiği kibriti çakar çakmaz yanmağa başlamıştır, Çocuğun feryadını duyan komşu- lar alevleri söndürmüşlerse de Arif muhtelif yerlerinden yanık yarası al- mış, tedavi için Nümune hastanesine kaldırılmıştır. Karilerimizin mektupları (Cezalar kolaylık! verilmeli Belediyeye taallük eden bir nizam- sızlık yaptım. Polis derhal tesbit etti, Orada birikmiş halk ta vard. «Şu kadar kuruş vereceksiniz! Karakola!» dedi. Benimse işim vardı, «Burada vereyim!» dedim. Hem bu daha mü- MARİptI; zira, sıcağı sıcağına, halkın huzurunda olacaktı, Halbuki karako- In gilmek mecburiyelinde kaldım. Vapurumu kaçırdım. Polislerin ceple- rinde bu gibi ahvalde kullanmak üze re koçanlı bir makbuz defteri bulun- sa daha iyi değil midir? Dikkati cel- bederim. İtiraz edenler karakola gö- türülmeltdir. Fazıl Günger Dar caddede süratli gidiyorlar Kımltoprakta Kördere caddesi çak dardır. Buna rağmen tramvay ve otomobiller burada, şehir dahilindeki normal sürntlerinden fazla katedi- yorlar. Geçen gün bir mektepli kıza çarptılar, Daha feci kazalara meydan verilmemek ürere tedbir alınmasını dileriz. Neşet Şarman Lütfi Fikrinin fazilet mükâfatı ne odu Dünkü nüshanızda bir muharriri- hiz, zenginlerin tesis eitikleri mükâ- fatlardan bahsediyordu. Bu münase- betle aklımı müteveffa avukat B, Lütfi PFikrinin o vasiyetnamesindeki fazilet mükâfatı geldi. O zamanlar yazıldı, çizildi; sonra böyle bir mü- kâfattan bahssdildiğini ben kendi hesabıma duymadım. Ne oldu? N. Fenerci İkinci mevki tramvaylar İkinei mevki tramvaylar şirket sa- manında pek az kullanılmakta “idi. Halkın menafilai düşünen Nafladan ren ederiz. İşletmeyi eline aldıktan #onm ikincilerin miktarını çoğallan, RL. Dolmabahçe gazhanesi Hükümet bunu da satın alacak Hükümetçe satın slınmakta olan Havagazı şirketi, Sat - Gazel hamin- da, bir Belçikalı grup tarafından ida- re edilen şirkettir, Bu şirket, İstan- bul, Kadıköy ve havalisinin havagüzi ihtiyacını temin etmektedir. Dolma- bahçedeki Havagazı şirketile alâkası yoktur, Dolmabahçe Havagazı şirketi de bir Fransız grupu tarafından idare edil- mekte ve Beyoğlu semtinin hâvagazı ihtiyacını temin etmektedir. Nafia Vekâleti Şark Demiryolları, Elektrik, 'Tramvay, Tünel ve Sat - Güzel'den sonra Dolmabahçedeki Ha- vagazı şirketini de satın almağa karar vermiştir, İstanbul Havagazı şirketile yapılan müzakerelerin bitmesinden bir müddet sonra sira buna gelecektir, Çoçuk dünyasından hediye kazananlar ceğimizi ilân etmiştik. Mündericalı- mızın çokluğundan listeyi yarınki sa- Yapı talimatnamesi Binaların irtifaı için yeni esaslar konuyor Yapı ve Yollar kanunu, müstakbel şehir plânları imeriyet mevkiine gi- rinciye kadar Belediyelerin bina inşa- atı hakkında bir talimatname yapma- larına cevaz veriyordu İstanbul Bele- diyesi buna istinaden bir talimatna- me yapmıştı. Fakat bunun bazı nok- faları itirazlara sebep olduğundan, Belediye, yeni bir tallmatname hazır- lamıştır. Yeni talimatname her sokağa göre yapılacak binaların kat adedi, diğer hususiyetleri tayin edilmektedir, Tali- matnamenin mühim noktaları şun- lardır: 1 — Şimendifer hatlarının iki te- rafında on beşer metreden otuz met- re dahilinde, âbide ve mabedlerin et- rafında onar metre dahilinde bina ya» pılmıyacaktır. 2 — Binaların irtifaları şu tarzda olacaktır: Genişliği 6 metreden fazla ve 9 metreden az olan sokaklarda bir bodrum ve bir kattan ibaret bina ya- pılacak, binanın yüksekliği 3 metre olacaktır. 9,5 metre sokaklarda bir bodrum ve 2 kat (irtifa 6 metre), 9,5 - 12 metre genişliğindeki sokaklarda 1 bodrum, 3 kat (irtifa 9 metre), 12 - 15 metre genişlikteki sokaklarda bir bodrum, 4 kat (irtifa 12 metro), 15 metreden ziyade genişlikteki sokak- larda bir bodrum 5 kat (irtifa 15 met- fe). Binalara verilecek bodrumun yüksekliği hariçtir. Bind- ların yüksekliği ne olursa olsun, bod- rumun yüksekliği, kaldırımdan itiba- ren 80 santimetre olacaktır, Köşebaşı olan binalara verilecek ir- tifa geniş sokağa göre tayin edilecek- tir. Otomobil kazası Bir otomobil bir kadına çarparak yaraladı Samatyada oturan Arifin 35 ya- şındaki karısı Ayşe acele bir yere gitmek üzeve evinden çıktığı esnada âni olarak caddeden geçen şoför Enverin idaresindeki taksi ile karşı- laşmıştır. Bu karşılaşma pek âni ol- duğu için şoför İren yapmasına rağ- men otomobil kadına çarpmıştır. Muhtelif yerlerinden yaralanan Ayşe Haseki hastanesine kaldırılmış, şoför yakalanarak tahkikata baş lanmıştır. Bir araba bir kadına çarparak yaraladı * Aksaray pazarından geçmekte olan Ahmedin idaresindeki araba, Murad- paşa Hattat Fehmi sokağında otu- ran 53 yaşında bayan Esmaya çarp- muşlari Bu esnâda pazardan öleberi almakta olan kadın başından yara- lanmış ve tedavi altına alınmıştır. Bir kahvede kumar oynayan dört kişi yakalandı Fatihte bir kahvede kumar oyna. yan Artin, Karabet, Leon ve İlyazar adında dört arkadaş 2065 kuruş ku- mar parasile beraber cürmümeşhud halinde yakalanmışlardır. Bay Amca furunda Vw «. Büyük hârp ve krizlerden sonra insanların bütün hassasiyeti kafa- dan ziyade midelerinde toplandı!... EZ ni ye ». Halbuki bizim İstanbulun ek- mekleri - yıllardan beri ıslah yolları aranmasına rağmen - çök geri usul- " nd lerle yapılıp satılıyor!... sw Her lokmayı ağzıma atışta in- san gözünün âz görüşündeki hikme- te hayran oluyorum... irtifalarda | Ps sarin | Resmi dayak! Gazetede müthiş bir ajans telgrafı gözüme ilişti. Bu telgraf harp tehlil kesinden, yahut da bir âfetten, bir zelzeleden, bir cinayetten bahsetmi- yordu amma yine pek korkunç bir şeydi. Okuduğum haber şu: Filistinde 18 yaşma kadar olan kimselerin icap et- tiği zaman dövülmesine karar veril. miş, Azami ceza da tamam 24 sopa imiş! Vakıa 18 yaşını geçeli ne kadar uzun yıllar oldu amma bu telgrafı okurken gene ayaklarımın altı acı acs sızladı. Gözümün önünde falakalar, incecik sopalar. geçid resmi yaptı. Dayak için tevekkeli «Cennetten çık- ma» dememişler, İnsanlar ne de olsa zaman yaman gene ona müracaat ediyorlar... Dayak öyle bir şeydir ki zaman zaman ondan şikâyet edip du- Turuz, — Bu ne vahşettir. Bu medeniyet asrında dayağın yeri olur mu? deriz. Fakat ne kadar şikâyet etsek, ne ka- dar yaka silksek bir zaman geliyor ki, bir köşeye bıraktığımız sopaları gene ele alıyoruz, Baksanıza bir doktor vitamin na- zariyesinin artık modası geçtiğini ileri sürüyor. Vitaminin bile pabucu dama atıldı. ğı halde dayağın hâlâ modası geç- medi. İnsanlar vitaminden bıktıkları halde dayak hâlâ cennetten çıktığı gün- denberi aramızda yaşıyor, Hem de işte Kudüste olduğu gibi hüviyeti, saltanatı resmen tanıtılmak suretile. Fakat merak ettiğim bazı taraflar var, Acaba bu dayak hangi suçlara ceza olarak tatbik ediliyor? Hangi suç karşısında azami ceza olarak 24 sopa vuruluyor. Acaba belediye suç-” larına mı, yoksa yenidir diye mana- $iz şiir yazma suçlarına karşı mi?... Dayak yemek için 18 yaşını geçme- miş olmak lâzımmış. Bana öyle geli- yor ki 18 yaşını geçmediğini isbat et- mek için bu 24 sopayı kemali zevkle ve lezzetle yiyecekler az değildir, Öyle ya... Mademki dayak yemek gençlik alâmetidir, o halde avucunu açıp, yahut tabanını kaldırıp inecek sopaları heyecanla bekliyecek olanlar bulunacaktır. Eski bir söz vardır: «Hocanın vur. duğu yerde gül biter derler, Asıl bu gençlik alâmeti telâkki edilen yeni ve resmi dayağın, 24 sopanın yerinde güller bitecektir. Çünkü suçluya her atılan sopa onun gençlik beratı sayı- lacaktır. Resmi dayak tabiri belki birçokla- rının tuhafına gidecektir. «Dayağın resmisi, hususisi, nimresmisi olur mu?» diyecekler bulunabilir, Fakat dayağın resmisi de olur, hu- susisi de... Bilmez misiniz?” Karagö- zün MHacivada cevabını... Karagöz hatırını soran Hacivada der ki: «Evimde dayak yiyorum. Sokakta elâlemden dayak yiyeceğime evimde, hususi surette anfamiy dayak yiyo- rTum!,..» Hikmet Feridun Es sansananersasrasanaaansan Ea saaaaAaseae se san Bir işçi düşerek ağır yaralandı Fatihte iplik fabrikasında çalışan amele şükrü, evvelki gün fabrikada çalıştığı sırada ayağı kayarak yere düşmüş, bu âni sukut neticesinde şakağından ve kulağından ağır sü- rette yaralanmıştır. Şükrü ifadeye muktedir bir halde Ermeni w Ya gözlerimiz bir mikroskop gibi görseydi, ne yapardık? B. A. —, Bir an evvel temiz ekmek