POLİTİKA Ispanya harbi siyasi safhaya girdi İspanyadaki dahil! harb askerlik safhasından beynelmilel siyasi mü- bareze safhasına girmektedir. İspanyanın merkez kısmını yani elli aya- letten müteşekkil İspanyanın yalnız on ayaletini elinde bulunduran gene- ral Miajanın Katalonyanım zabtını ikmal ettikten sonra vasati İspanya cephesine yığılmakta olan general Frankonun kuvvetlerine uzun müddet mukavemet etmesi imkân haricindedir. Barselonadan Fransaya kaçan ve oradan tayyare ile Madridde general Miajanın karargâhına gelerek son hükümeti tekrar İspanyol taprağında kurmağa çalışan Başvekil Negrin sonuna kadar mukavemete devam edile- çeğini ilân etmiş ise de Fransaya iltica ettikten sonra bir daha İspanyol toprağına dönmekten imtina eden Cümhurreisi Azana harbe devamın lü- zumsuz ve battâ zararlı olacağı kanaatine varmıştır. Azana bir taraftan Fransadan dhhili harbe iyilik ile nihayet verilmesi için tavassutta bulunmasını İstemiş ve diğer taraftan Hariciye Nazırı Del Vayoyu iki defa Madride göndererek Frankoya teslim olmanın çaresiz oldu- unu Negrin ile Mlajaya bildirmiştir. Fransa hükümeti de dahili harbin devam edemiyeceği kanaatinde ol- duğundan Cümhurreisinin noktai nazarını tercih etmektedir. Fransa, İn- giltere ile birlikte tavassut etmek ile hem İspanyada beyhude kan dökül- mesinin önünü alacağını hem de İspanyaya hâkim olan Franko ile anla- şarak İtalya ile Almanyanın zararına mühim menfaatler temin hesab etmektedir. Bu-maksad ile Âyandan B. Berardı ikinci defa Burgosa göndermiştir. İngiltere hükümeti de Franko hükümetini fülen olduğu gibi huku- kan da tanımak için Fransay! bekliyor. Bu iki devlet İtalyan gönüllü fırka- larının gayri mahdud bir zaman için İspanyol topraklarında kalib memle- ketin siyaseti ve idaresi üzerinde müessir olacaklarını ileri sürerek Fran- koya müzaheret etmek istemişlerdi. Lâkin İtalya hükümeti bu fırkaların hizmetlerine hacet kalmadığı general Franko tarafından haber verildiği takdirde derhal İspanyol topruklarını terkedeceklerini resmen bildirmiş olduğundan gönüllü meselesi esasından halledilmiştir. Fransa ile İngiltere, mali ve iktisadi menfaatler göstermek suretile Franko hükümetini kendi taraflarına çekmek istiyorlar. Buna mukabil Al manya ile İtalya İspanyol parasını yüksek tutacak büyük menfaatler temin etmeğe çalışıyorlar. İspanya şimdi beynelmilel Siyasi ve iktisadi büyük bir mücüdelenin sahnesi olmuştur. AKŞAM Hapishanede oda beğenmiyen iki mahkümun muhakemesi Mahpus bulundukları oda değiştirilmeyince, pencerenin camlarını kırdılar Galata postahanesi veznedarı Hü- seyin Hüsnüyü öldürmek suçundan ağır ceza mahkemesince 24 sene ağır hapse mahküm edilen Abdullah hak- kındaki hüküm kesbi katiyet ettiği cihetle, İstanbul hapishanesindeki mahkümlar diğer vilâyetler hapis- banelerine gönderilirken kendisi de Bursa bapishanesine nakledilmiştir. Abdullahın İstanbulda başka bir suçtan dolayı muhakemesi olduğun- | dan bir kaç gün evvel İstanbula geti- rilmiş ve yine aynı şekilde Tekirda- ği hapishanesinden gelen Maksud | adında diğer bir cinayet mahkümile beraber İstanbul hapishanesinde bir odaya konulmuşlardır, Abdullah ile Maksud hapishanenin bu odasını beğenmiyerek kendilerinin buradan çıkarılmalarını istemişler ve sözlerini dinletemeyince de odanın on camını kirıp çerçevelerini de par- çalamışlardır. ' Bu iki mahküm haklarında hapis- hanenin, inzibat ve'asayişini ihlâl et- mek-suçundan dolayı evrak tanzim olunarak mahkemeye verilmiş, dün asliye birinci ceza mahkemesinde muhakemelerine başlanmıştır. Mah- kemede maznunların ikisi de şu ifa deyi vermişlerdir: — Hapishanede bizi koydukları oda karanlık, pis, fena kokulu ve pi- re dolu idi, Burada uzun müddet du- Tunca hastalanacaktık. Bizi başka bir odaya götürmeleri için seslendik, gardiyanlar duymadılar, Bu vaziyet karşısında pencereden başımızı uza” tıp gardiyahnı çağırmak istedik, oda. nın üst tarafındaki pencereyi açmak isterken camlar kırıldı. Bunları biz kasden kırmadık. Şahid olarak dinlenen gardiyan Hüsnü, bunların ikisi de azılı mah- kümlardan oldukları cihetle diğer mahkümlarla temas etmemeleri için ayrı bir odaya konulduklarını ve iki- si bir olup camları kırmak suretile yirmi lira kadar zarar ika ettiklerini söyledi. Mahkeme kararını vermek üzere muhakemeyi başka güne bı- raktı. Kahvehaneler kontrola tâbi , tutuluyor ! Belediye zabıta memurları, deki bütün kıraathaneleri sıkı suret. te kontrola karar vermiştir, Terkos suyu tesisatı bulunmıyan ve sıhhi şeraiti haiz olmiyan kıraat. hene ve kahvehanelerin kapatılması kararlaşmıştır. Yeşilhilâlcilerin çay ziyafeti Yeşilhilâl cemiyeti dün Garden barda bir çay siyafeti tertib etmiştir. Yu- © Karıki xlişe bu ziyafetten hir köşeyi gösteriyor. 2000 Türk lira TEE sına 2 kişilik halk tayyareleri yapılıyor Bundan birkaç sene evvel Mignet isminde bir Fran- sız mühendisi «Gök | esasından halletmek için hem otomobil, tayyare vazifesini görecek nakil vasıtaları imaline çalışıyorlar, bu mesele halledilmek üzeredir bitis isimli bir kitap oneşretmiş ve bu kitap az za- man zarfında ka- pışılarak satılmıştı. Mignet'nin bu ki- tabında, herkes tarafından satın alı- nabilecek küçük tayyareler inşasının kabil olduğundan bahsediliyordu. Ha- kikaâten aradan çok geçmeden böyle küçük tayyareler inşasına başlandı, fakat maatteessüf emniyet meselesi icab ettiği kadat hallolunamadı, Bu küçük tayyarelerin ilk tipleri Pariste 1936 Tayyare sergisinde gö- rüldü. Fransız tayyare mühendisleri bunlarda ucuzluk, az benzin sarfiya- ta, kabil olduğu Kadar resanet, uçuş ve iniş emniyetleri gibi mühim noktaları dikkate alıyorlardı, Fakat zuhur eden bazı kazalardan dolayı «Gök biti: bir türlü teammüm edemedi. Bunun üzerine Mignet Amerikaya giderek, oradaki tayyarecilik sporu- nu tedkik etti. Avdetinde 1938 sergi- sinde teşhir edilen iki kişilik bir Halk tayyaresi inşa etti, Bir de küçük ka- maras olan bu yeni «Gök bitis nin satış fiati 1700 dolar, yani bizim pa- ramızla 2000 lira kadardır. Fransada inşa edilen başka bir Halk tayyaresi tipi de Fauvel'in «Uçan ka- Dad; denilen tayyaresidir. Bu tayya- re 35/40 beygir kuvvetindeki motö- rile saatte 90 - 100 kilometre kateder. «Gök bitis ise, ondan çok küçüktür. Fakat 20/26 beygir kuvvetindeki mo törile saatte 40 - 100 kilometre yapa- bilir, Amerikalılar, ucuz halk tayyareleri meselesini Amerikaya gelince, orada küçük tay- yareler inşasında büsbütün başka na- zariyeler göz önünde bulunduruluyor. Amerikalılar otomobil motörlerile iş- liyen tayyareler inşasını, hattâ oto- mobil ile tayyarenin tevhidini düşü- üyorlari Meselâ Amerikalıların bir Aircar'ı vardır. Bu nakil vasıtası bir otomobili etrafına ilâve edilmiş olan tayyare kanadlarından ve kuyrukla- rından ibarettir, Önden bakılınca yus- yuvarlak, yandan bakılınca kanadı bir balık gibi görülen bir tayyare oto- mobili üç tekerlek üzerinde durur. Dümeni çok gariptir, Dümen otomo- bilde oladuğu gibi, bir volan ile idare olunur. Tayyare uçacağı zaman vola- Nin mili irtifa ve patlama dümeni va zifesini görür, Tekerlekli ayaklar tay- yare inerken frenler tarafından idare olunur. Amerikalıların Arrovbil dedikleri tayyare otomobili daha çok entere- sandır, Bu, hakiki bir kuyruksuz, mo- törlü böcektir. Arrovbil hem tayyare gibi uçar, hem de otomobil gibi yü- rür; 125 beygir kuvvetinde bir otomo- bil motörile tahrik edilir, Arrovbil üç tekerlek üzerinde hareket eder, kabi- nesi bir otomobil karoserisi gibidir. Tayyareyi otomobil yapmak için bir- kaç dakika zarfında kanadları sök- mek kâfidir. Bu motörlü böceği 25 metre muraabbaı genişliğindeki bir garajda barındır. mak kabildir. Yu- kariki izahattan anlaşılacağı veçhi- le, tayyareleri de otomobiller (gibi tamim etmek için gayret o sarfına devam olunmaktadır. Şayet otomobil- lerde olduğu gibi, tayyare motörleri- nin de seri halinde imaline muvaf- fakıyet hasıl olursa, o zaman tayyare- lerin de ucuzca tedariki imkân dahi- line gireceklir. Bugüne kadar tayyar relerin ucuz inşa edilmemesinin s6 bebi, motörün pahalı olmasında idi, Amerikalılar, tayyare ile otomobil tevhid etmek suretile en yakın bulu nan bu gayeye vasıl olacaklarını zan- nediyorlar, Fakat böyle hem tayyara, hem “hem otomobil olan bir nakil vasıtası vücude geldiği takdirde, bu tayyare- lerin görünüşü diğerlerinden çok farklı olacaktır. Amerikada mevcud tayyarelerle pi- lotların nisbeti bire altıdır. Bir tayya- reye altı pilot isabet ettiği için ucuz tayyareler piyasaya çıkarıldığı zaman Amerikada müthiş satış yapılacaktır. Zaten bugün bile Aeroconca isimli- bir tayyare 1700 dolara satılmağa başlanmıştır. Bu paranın üçte biri po“ şin veriliyor ve mütebakisi aylık tak- site bağlanıyor. Böyle bir tayyare sa tın alan bir kimseye meccanen tayyâr recilik öğretiliyor. Bu son tayareyi inşa ile meşgul olan fabrika ayda bin tayyare çıkarmaktadır. 'Tayarecilikte görülen bütün bu ye- niliklerden, önümüzdeki bir iki sene zarfında artık herkesin kendi tayyâr rTesine binerek seyahate çıkmağa baş- lıyacağı anlaşılıyor. ktisad! meseleler | Yağ imâlathaneleri için i talimatname hazırlandı imalâthaneler talimatnamedeki sıhhi şartları iktisab etmedikçe faaliyette bulunamıyacaklar Köy kanunu ve gıda maddeleri Şehirlerde satılan gıda maddeleri- nin karışık ve hileli olduğundan her zaman bahsederiz. Zaman zaman Be- lediyeler her yerde, karışık gıda mâd- deleri hakkında takibat yaparlar, ve bu maddeleri satanları tecziye eder- ler. Acaba gıda maddeleri yalnız $e- hirlerde mi karışık bir hale gtiriliyor? Bir yağ taciri diyor ki: «Her hafta Trabzona yüzlerce kilo iç yağı sevke- diyoruz. İç yağlarının Trabzon şeh- rinde istihlik edilmediğine şüphe yoktu. Bu yağlar, köylüler tarafın- dan kullanılmaktadır. Köylü, iç ya- ğını tereyağına karıştırmaktadır.» Ayni tacirin ifadesine göre, her hafta buradan Yalova köylerine yüz- lerce teneke vejetalin yağı sevkedil- mektedir, Vejetalin yağları, Yalova köylerinde yapılan tereyağlarına ka- rıştırılmaktadır. Buradan Yalovaya sandık sandık yumurta, sevkedildiğini, oradan da bu- raya günlük yumurta diye geldiğini iddia edenler de vardır. Bütün bunlardan anlıyoruz ki, ş6- hirlerden köylere, saf gıda maddeleri- ne karıştırılmak üzer, mal sevkeğili- yor. Bir kısım köylü, hileli mal yap- mak için, şehirden daha ucuz gıda maddesi satın almaktadır. Vaziyet böyle olduğuna göre, gıda maddelerini kontrol etmk için, yalnız Belediye za- bıtasının bakkalları ve mağaza sahip- lerini kontrol etmesi kâfi değildir, Va- kıa şehirlerde de gıda maddelerini ka- rıştıran insanlar çoktur; hatâ karışık ve hileli yağ yapmak için, imalâthane- ler bile teessüs etmiştir. Nitekim za- man zaman bu İmelâthaneler Beledi- ye zabıtası tarafından keşfedilerek ka- patılmaktadır. Demek oluyor ki, gıda maddelerinde- ki hilekârlik, şehirlerdeki bu garip müesseseler tarafından yapıldığı gibi, kökleri de köylerd bulunmaktadır. Biz, yalnız şehirlerdeki hilekârlıklarla mü- cadele dersek, bu işi bir taraflı olarak halletmiş oluruz. Meseleyi kökünden baltalamak için, köydeki hilekârlıkla da mücadele tmek lâzımdır, Böy, şehr nazaran daha küçük bir İçyağları ile bunların eritilmesine aid imalâthaneler hakkında belediye reisliği tarafından hazırlanan tali- matname şehir meclisine verilmiştir. "Talimatname, pazartesi günkü meclis- te müzakere edilecektir. Bu talimatnameye göre: «Her türlü yağ eritme yerleri» açmak için bele- diyeye istida ile müracaat edilecek ve yapılan fenni tahkikat ve tedkikat ne- ticesinde açılmalarına Sıhhiye Vekâ- Jetince müsaade edilecektir. Hıfzıssıhha kanununun neşrinden evvel mevcud ve fasılasız surette faa- Jiyette bulunan yağ imalâthaneleri de talimatnamedeki sıhhi şartları iktisap etmedikçe faaliyette bulunamıyacak» lardır. "Talimatname hayvani yağları üç sı- nıfa ayırmaktaylır: Margarin imalât. hanejeri, yemeklik içyağ eritme yerle- ri, sanayide kullanılmak üzere yağ eritme imalâlhâneleri. (o (Margarin imalâthaneleri ayrı talimatname hü- kümlerine tâbidir) Hayvani yağlardan yemeklik ve sanayide kullarılacak yağların imalâthaneleri talimatname. de esaslı kayıdlara tâbidir. İmalâtha- neler, muhitinde bulunanlara rahat- sızlık vermiyecek ve meskenlerden uzak yerlerde, müstakil, kârgir bina larda olacak ve kârgir bölmelerle ay- nlacaktır, Hayvani yağlarda kabul, yıkanma ve parçalanma yeri, eritme kazanlarının bulunduğu kısımlar debboy mahalli, soyunma, giyinme, yemek yeme ve , temizleme yerleri ve abdesthaneyi ih. iaranassssasasaAaan0nara sa sAN AANAA EAA EAA muhit olduğu için, kimin hile yaptığı çabuk duyulur, Köy odası, köy işlerine bakanlar, zabıta âmirleri, köydeki hi- lekârlıkla mücadele etmelidir, Bunun için Köy kanununa bir madde ilâve olunarak, köy odasına, şehre hileli gı- da maddesi gönderenler hakkında bir ceza vermek hakkı verilmelidir. Hüseyin Avni tiva eden işçi yerleri ve sairenin 28 mini su geçmez bir madde ile örtüle- cek ve suları akıtacak iskaralı ve si- fonlu olacaktır. İmalâthaneler aydınlık olacak, pet cerelerinde ince tel ve hava değiştir. me tertibatı bulunacaktır. Yemeklik iç yağları, Sıhhiye vekâ- letince kabul edilecek şartları ihtiva edecektir: Bu şartlara göre satılığa çıkarılacak yağ kapları üzerinde y&-. ğın merişeini ve nevini gösteren sarih etiketler bulunacak, yağların iptidai maddeleri sıhhi bakımdan son derece temiz olacak, yağlara katiyen kimye- Vİ bir madde karıştırılmıyacak, deri parçası, Kıl gibi hayvan enkazları ok mıyacak, yağlar acımış, küflenmiş, yüksek derecde veya herhangi bir su- rette tagayyür etmiş ve kokmuş bu- Junmıyacak, hamiziyeti yüzde beşten fazla olmıyacak, ecnebi bir madde bu- Tunmıyacak, az miktarda tuz olacak» tır, Talimatname, iç yağların iptidaf maddelerini de şu suretle tasrih et. mektedir: Taze olmak şartile iç yağı, gömlek yağı, böbrek yağı, kavran ya- ğı, çöz yağı, kuyruk yağı. Bundan baş- ka maddelerden yemeklik yağ çıkar- mak memnun olduğu gibi sanayide kullanılacak yağ istihsal eden imalât. hanelerde de yemeklik yağ yapılması da menedilmiştir. Yemeklik yağ istihsal edildikten son» ra kazanda kalan bakiyeleri sanayide kullanılmak üzere boyanacaktır. Ye- mekijk iç yağ yapan imelâthanelerde başka yerlerden erimiş olarak getiril. miş yağların işlenmesi de memnudur. Sanayide kullanılacak yağların mut- Jakâ boyanmaları şarttır. Gerek yemeklik, gerek sanayie mah» sus yağ istihsal eden imalâthaneler kullandıkları iptidal maddelerin gün- lük miktarile satışlarının miktarın muntazaman kaydedecekler ve bu def- terler teftişlerde gösterilecektir.