AKŞAMDAN AKŞAMA Kitab hırsızı Şaşılacak havadis: Bir kitapçının kilidini o kırmışlar, kepengini açmışlar, bazı kitaplarile metmualarını aşırmışlar. Ve hırsız yakalanıp tevkifhaneye gönderilmiş. Aman, şuna az ceza verilsin... Zira kitabın, mecmuanın bir kıymet oldu- Zuna kanaat getirmiş ender kadirşi- naslardannmış doğrusu! Bunları mal diye çalmış. Bakın hele, bu uğurda zindana bile i göze almış... Pek hayrete şa- âşıklısı, adeta mübarek bir lerimiz hemen etrafını al malıdırlar: — Bir kuyumcu dükkünma bura- sum tercih ettiğinize nazaran fikir ve his cevherlerini hakiki inciden üstün değerde bulmuş olacaksınız... İhnine susadığınız âlimlerimiz, sanatile başi- nızı döndüren şairlerimiz kimlerdir?.. diye sorsunlar... Ve aman, sakın müellifleri inkisara uğratmasalar... Zira belki de, kitap harsızı: l — Maydi oradan be... Kese kâğıt- çıya okkayla satacaklım... - cevabini | verir... Fakat böyle haysiyet kırıcı bir ihti- mali şimdilik akla getirmiyelim... İna- nalım, Kanalım, aldanalım, avuna- lim... Mahrum bir âşığın mahpus bir maşukaya sokulması kabilinden, pa- rasız bir mütetebbiin dükkândaki ki- taba dayanılmaz bir incizap duydu- ğunu farredelim... Bu hırsız, kitabı mal saymakla pek çoklarına ders vermiş oluyor. Böyle bir derse de cidden ihtiyaç var. İs- terseniz kütüphane merakhlarına s0- runuz neler çektiklerini... Hiç kimse, bir tanıdığının çamaşır dolabına göz dikip de: | — Kuzum, yatak çarşafını ver, bir | kaç gece serip yatayım... (Yahut:) havlunu ver, birkaç öğün kullana- yım... - demez. | Lâkin elinizde, kütüphanenizde, | masanızın üstünde, bir eser görür- | ler; hemen: «Okuyayım, ver şunu...» Hık mık edersiniz. Adam sen de! Ah- babınızı kırmağa değmez... Kemali bi: ralık bir maldır; reddedemez, | verirsiniz. Misafiriniz, iade edeceğine | dair siz sormadan sıkı teminatta bu- lunur, Fakat gitti gider, dâhi gider... Velev kolleksiyon halindeki bir serinin | yedinci cildi olsa bile... Hiçbir dört ayaklı fare, hiçbir kilere, bu iki ayak- ların kütüphanelere verdiği zararı | veremez... Bu gibiler, şu hırsızın ibret alsalar: «Kitap maldır... du Öyle memleketler vardır ki, bir ba. ba've İki oğlun birlikte oturduğu bir | eve, het gtin üç «Times» gazetesi bir- den girer. Herbirine ayrı bir tane... Bakir; tertemiz olarak okumağı arzu | örneğinden Mecmua da mal | için kaç kere dokuz doğurur... | Eskiden sofralarda bir tek maşrü- | ba bulunurmuş; susayan doldurur, | yağına, kirine bakmadan lâk lâk içer- miş. Şimdi herkesin ayrı bardağı var. İ Belki eskiler bizim titizliğimizi fuzuli İ züppelik sayarlardı, anma biz saymı- | yoruz. Baba ile iki oğlun gazete oku- | ma telâkkisi de öylece İ ayrı... bizimkinden ... Mırsız, ikinci dersi de, müelliflere şu tarzda mektup yazanlara vermiş: | nesini yaptırmıyan iki Aptesaneler Taksim ve Har- biyede yer altında yapılamıyor Taksimde âbide mahallinde ve Har- biye tramvay durağındaki aptsanele- rin kaldırılacağını, Taksimde şimdiki çeşme arasındaki sokakta yeni bir aptesane yapılacağını yazmıştık. Yapılan tetkiklere göre Taksim ve Harbiyedeki mecralâr çök derinde ol- madığından Sultanahmedde olduğu gibi buralarda yeraltı aptesaneler ya- pılması kabil olamayacaktır. Aptesaneler caddelerde sıra dük- kânları arasında, zarif bir şekilde ya- pili acaktır, Buraya küçük bir antre ile sek, İçeride ayakkabı boyamak yerler de bulunacaktır, İ Bu tuvalet yerlerinin di; kânlardan tefriki için cepheleri mu- ajyen bir boya ile boyanacaktır. Muayeneden kaçanlar Sıhhi muayenesini yaptırma- yan 200 esnafa ceza kesildi Kaymakamlıklar tarafından bütün nahiye mıntakalarına ve zabıtaya ya- pılan bir tebliğde, bütün esnafın da- imi bir sıhhi kontrol altında bulundu- Yulması, sık sık muayene cüzdanları- nın gözden geçirilmesi, her üç ayda bir muayyen sıhhi muayenesini yap- tırmamış olanların, ceza zaptı kesile- rek para cezasile lundırılması bil- dirilmiştir. Son bir hafta zarında mühtelif mıntakalarda vaktinde sıhhi muaye- yüzden fazla esnaf para cezasına çarptırılmıştar. İlci kız evden kaçmış Edirnekapıda oturan iki kişi zabi- | taya müracaat ederek kızları Fitnat ve Nezihenin evden kaçtıklarını bil dirmişlerdir. Zabıta, bu ihbar ve iddia üzerine tahkikata girişmiş olüp her iki kızın ne olduklarını araştırmaktadır. inanan sana ananas sansar arnan «Efendim, filânca semtte bir kütüp- hane açtık. Lütfen, hamiyeten bütün eserlerinizden birer nüsha yollayı. Miz.» Teklifi kaç tarafından tenkid eder- sin: Evvelâ eser tabie satılmıştır, Mü- elif kendi için bile lâzım olsa bedeli mukabilinde alır. Bizzat muharririn malı olsaydı dahi, istenilen hediye şu kadar lira eder. Zavallı muharrir, kimseden bir kuruş yardım gören san değildir. Sekiz on papeli kıvırmak O tarz- daki kütüphanelerde bir kitabı yüz kişi okudukları malüm, Şayet beher kitap için yirmişer parayı gözden çı- kKaramıyorlarsa vay geldi zavallı mat- buatın, başına... Nasıl yapmalıda şunlara fikir mahsulünün, mürekke- bin, kâğıdın, mürettip, makinist yev- miyesinin birer kiymet olduğunu an- latmalı?... İşte hırsız, onlara da bir hareketile vaziyeti öğretmiş oluyor: Kitap mal- dır! İlân ediyor... Bu içtimai hizmeti esbabı muhaffife sayılsa bari! (Vâ-Nü) Karilerimizin mektupları Boğaziçinde üç arka- daşın başına gelenler de bir pazar günü üç bir dostumuzun Yenimahalirden durak yerin- davranıp av- başladık. Saat Karakola baş- sun otobüsün İstan- ağn söy Meğer durak eki tarife yaza aldımiş, Değişti- mak külfetini ihtiyar det için geçti, Otobüs gelmedi 0 de rakola mür «Yu ledi! el «ri otobüs geç- Yeniköye yürümeğe başladık Yolda da beyhude yere polis- min için uğraş- & sükün etti, Biz de Büyükdereye vardık. Orada cidden bir olomobli vardı. Fakat bu havada gidemezmiş. «Başka yerden tedarik edilemez mi?. diye yine karakolu başvurduk. Fakat ne ettikse avdet vasıtası bulamadık. Bari evden £ karakola adr leme ık etmemeleri içim; imi verdim, lütlen ai- üzerlerine o aldılar. E 1630 da, yani benim avdetimden hayli zaman sonra ©v€ haber geldi Artık bu hikâyeden herkes kendine terettüb eden hisseyi çıkarsın. Hadise Patagonyada değil, İstanbul hadud- ları içinde, olânr ve turist öksesi Boğaziçimizde oluyor. Varın kıyas edin! (Adresler bizde mahfuzdur) Sanatkâr Naşid hasta Tansiyonu yükseldi, oldukça mühim bir ârıza geçirdi Kıymetli sanatkâr Naşid, oldukça mühim bir hastalık geçirmiştir. Tansiyonu yirmi ikiye çıkmış, bu yüz- den bir göz damarı çatlamıştır. Bu da- mar çatlaması sevimli artistin sol gö- zünde bir ârıza yapmıştır. Bu göz, görme hassasını oldukça kaybetmiş- tir, Profesör Akil Muhtar, Salih Said, Dr, Muzaffer artistin tedavisile meş- gul olmaktadırlar, Değerli sanatkâr bundan bir müddet evvel bir kriz ge- çirmiştir. O gece sahneye çıkamadığı için çok üzülmüş, dalgın halde müte- madiyen oynıyacağı piyesi sayıkla- mıştır Bu kıymetli sanatkâra «geçmiş ol- sun derken, bir an evvel iyileşmesini ve çok seyircilerinin önünde kendisini göstermesini dileriz, Yangın başlangıcı Mi ee havi ile fabrikasın- vukua gelen iştial ile yangın , binanın çatısı yandığı halde itfaiye tarafından söndürülmüştür. — Bir İngiliz âlim, Mısırda Fira- vun sülâlesinden birinin mezarını açmış bay Amca... Bay Amca Sokakta |, » Açar a!.. Her âlim dünyanın başına radyo gibi, zehirli gâz gibi iş- ler açmaz al. « Buda bir Firavun mezarı acmış iştel.. Mesele bu değil... m Şehir bütçesi Umumi meclis nisanda müzakere edecek dat bütçesi şimdiye kadar umumi vilâyet meclisi. nin şubat toplantısında müzakere edilmekte idi. Fakat Vali ve Belediye Telsi doktor Lütfi Kırdar, yeni bütçe etrafında daha esaslı tetkikler yap- < istediğinden bu defa bütçe an- cak nisan top lecektir. ntısında müzakere edi- Umumi vilâyet meclisi şubat top- Jantısında hesabı kati raporu, beledi. zabıtası talimatnamesi gibi işlerle şgul olacaktır. Yolları tamir Şişlideki pazar yeri çabuk tamir edilecek İstanbulun harap sokaklarını ta- mir İçin ayrılan tahsisat üzerine mü- nakâsaya konulacak yolların keşifleri hazırlanmıştır. Pazarlıkla yapilacak | olanların inşaatına hemen başiana- caktır. Bu yollar arasında Şişli pazar ma- hallinin yapılacağını yazmıştık. pazar mahalli, Şişlide Osman beyden Feriköyüne sapan ve mezarlıklar arâ- sındaki sokakta, Lâtin mezarlığı ar- | kasındadir. Burasının kaldırımı çok bozuk olduğundan, sokak parke öla- rak İnşa edilecektir. Bu pazar yerinden çıkan taşlarla da Şişli ile Feriköy arasındaki tram- vay caddesine müvazi olan cadde ya- pılacaktır. Şişlide bostanlara akan mecraların kapatılacağını yazmıştık. Bu mecra- lar Şişlide Hürriyeti Ebediye tepesine giden yolun üzerindedir. Mecraların açıkta akması, Şişlinin bu kısınındaki havayı bozuyordu. Bil. hassa lodos havalarda koku taham- mül edilmez bir şekili alıyordu. Beyoğlunda yapılacak yollardan Kumbaracı yokuşu da parke olarak hemen inşa edilecektir. Kadehle içki satan dükkân sahiplerinin bir müracaatı Kadehle içki satan ve ayni zaman- da da saz çaldıran dükkân sahipleri alâkadar makamlara bir müracatte bulunmuşlardır. Bunlar müracaatle- rinde, dükküânlarına bazan seyyar ola- vak saz heyetlerinin uğradıklarını, fa- kat bunların çaldığını gören zabıta memurları tarafından ceza zabıtları tanzim edildiğini, bunu müteakip te seyyar saz heyetinin gittiğini bu şe- kilde para cezasına oçarpıldıklarını beyan etmektedirler. Bundan başka, ayda yirmi iki bu- çuk lira Belediye resmi İle, yerli saz koydukları halde, bazı mıntakalarda bu saz arasında kadın hanendelerin bulunmasına müsaade edilirken bazı yerlerde de kadın hanendeye müsaade edilmemiş olduğu da ileri sürülmek- tedir. Bu müracaatlar tedkik edilerek bir karar verilecektir, « Üstad, mezarın içinde, henüz denizden çıkarılmış gibi taplaze bir balık bulmuş!... rikası!., Bir konserrecilik hâ- | Keramet kak mi? > EM Yeryüzünde bir şemsiye, aşağı yu karı İskenderin lâhdı, Napolyonun Şapkası kadar meşhur oldu; Cham- berlainin elinden hiç eksik etmediği şemsiyesi... Hatta İtalyada açılacak bir şemsiye sergisi için İngiliz Başve- kilinden, teşhir edilmek üzere, şem- siyesini istediler. Chamberlsin kıy. metli şemsiyesinden oayrılmağa bir türlü gönlü razı olmamış olacak ki: — Yooo... dedi, şemsiyemi göndere- mem... Ve Chamberlainin şemsiyesi yalnız | olarak İtalyaya gönderilmedi. Son zamanlarda aşağı yukarı bü- tün dünyaca tanılan bu şemsiye Ay- rupa sulhunun en karanlık günlerin- de sahibinin elinde birçok yerleri do- laştı. Chamberlain arasını bulmak istediği devletlere ait konferanslara giderken bu kıymetli arkadaşını hiç yanından ayırmıyordu. Bu sefer de İtalya sergisi için ken- disinden istenildiği halde şemsiyesini vermediğine nazaran acaba Cham. berlain bunu bir uğur mu addediyor? Bugün Avrupada, hele Amerikada bir çok meşhurların uğur telâkki etlikle- ri bir takım eşyaları vardır. Acaba bu şemsiye de Chamhberla- inin bir sulh uğuru mu? Avrupa sulh Bu | semasında bir çok kara bulutlar do- laştığı için Chamberlainin şemsiyeye pek çok ihtiyaç mi var? Eğer keramet şemsiyede ise bundan sonra dargın karı kocaları barışlır. mak için eli boş gitmemeli... Hiç el- mazsa koltuğunun altına bir şemsiye sıkıştırmalı, Birçok kimseler Chamberlaine yaşlı başlı bir sulh perisi nazarile bakıyor. Halbuki şimdiye kadar sulh perisi genç bir kadın halinde tasvir edilirdi. Bir elinde de defne dah... Bundan son- ra sulh perisinin bir eline defne dah, öteki eline de bir şemsiye vermeli.. Herhalde şemsiye sulh ufukları ka- | rarıp yağmur başladığı zaman açıla- cak ve altına sığınılacak... Eğer Av. rupa sulhu bir şemsiyeye kaldı ise işi- miz iştir. Hikmet Feridun Es Emniyet müdürünün bir tamimi Emniyet müdürü B. Sadreddin Aka, Polis şuabatı ve merkezlerine yaptığı yeni bir tamimde, bütün memurların mesai saatleri vaktinde vazifeleri ba- şında bulunmalarını, aksine hareket © edeceklerin şiddetle tecziye olunaca- ğını, kendilerine mürâcaat edecek es- habı mesalihe âzami sühulet gösteril- mesini, her hangi bir suçlunun mua- melesinin zamanında ikmal edilerek Adliyeye teslim olunmasını bildirmiş» tir, İki hırsız yakalandı. Emin isminde biri, bir depvya aid ampulleri makletmekte iken kırk ampul aşırmış, işin farkına varan sir ' ket memurlarının zabitaya Miüraca- alı üzerine yakalanarak hakkında tahkikata, girişilmiştir. Samatyada oturan Kâzım isminde biri de Aksarayda Hüsnünün mani fatura mağazasına gelerek el çabuk- luğiyle bir gömlek aşırıp kaçarken polisler tarafından yakalanmıştır. Her iki suçlu mahkemeye veriimiş- lerdir. zn i yaar aile B. A. — Hızlı söyle de bizim balik konservecileri duysunlari,. — Neden?. B. A. .— Msırlılardan daha ie) devirlerde bulundukları anlaşı Agit