7 Kânunusöi 1939” AKŞAMDAN AKŞAMA Istanbulun suyu! ve eli ağır terzinin yim elbise dikmesi Fakat evvelki gün esaslı surette, bi- çak vurulmuşcasına şip diye gitü. Muslukları uçtak; bir ümid . fısıltası bir vaad hırıltısı bile gelmiyor. Halbuki yeni seneye giriyoruz diye €v halkı, ariz ve amik hamama da ha- zırlanmış. Doğru telefona — Merak etmeyin... kadar salıverilecektir! temniat verdiler, Eh, en resmi makamdan söylendi. Kullanın öyleyse çocuklar!...» İhti yatı da tükettik. Ev bütün gün, bütün gece Kerbelâya döndü. Yalnız bizimki değil, İstanbulun kaç semtinde kim bilir kaç bin ev... Madem yapacak rına emin değildiler, niçin bol kese- den «Yarım saat!« derler de insanın başka yerden tedarik e mani olurlar?... Bir itiraz bu... Fakat benim âbile meşhur İstanbu- lan suyundan yanıklığım başkadır. Ömürlerinde gazete okumayan bir kaç titiz ihtiyar an vardır ki, ah- vali âleme dair bütün malümalı ben- den şifahen alırlar. Bu su meselesin- Yarım saate - diye idareden esine de den dolayı vallahi karşılarında sene- lerdenberi yerin dibine geçiyorum. Beş altı yıl oldu. Mektep arkadaş- larımdan bir su mühendisine rastla- dım. Yollarda açılan çukurların ba şında durmuş, kâğıt kalem, bazı izahat v — Ne 0? - dei elinde iyordu lâsından kurtarıyoruz. kâfi gelmiyordu. $ genişletiyoruz. Artık önümüzdeki son bahardan itibaren, her musluktan şakır şakır, istediğin kadar. — Hay ağzmı öpeyim. Boru tesisatı ana yolları Zaten gazeteler de uzun uzadıya ayni meseleyi yazıyorlardı. Derhal titiz bayanlara müjdeyi yetiştirdim. — Çek dinledik! - dediler. — Yok, havadis sağlam yerden. Aradan yıllar geçti. Her mevsir başında yeni bir kati teminatta bulu- nurum: — Canım, bu seferki rakamla... İs- tanbul şimdiye kadar şu kadar za- manda bin metre mikâbı sarfediyor- muş. Halbuki ihtiyacı bin beş yüze. Gelecek senenin başına kadar bin i yüz elli temin edilecek, sonunda da | bütün ihtiyaca karşılık verilecek. Şüpheli şüpheli başlarını lardı. — İnşallah... Haydi olsun da baka- hım. — Canım efendim... sallıyor. Hesap İşimi bu. - İnanmıyoruz, vesselâm... Ve inanmamakta haklı çıkıyorlar. dı. sex Mesele nedir: Sokakları kazıyorlar da boruları mı döşemiyorlar?... İsta- tistikleri mevhum mu?... Terkos mu kurudu. Hayır!... Hiçbiri değil! Öyleyse neden şü su işi halledilmi- yor? Bizim su şebekesini genişletme işi- miz, eli ağır bir tersinin çocuğa el- bise dikmesine benziyor. Evvelki se. menin ölçüsüne göre elbise bu yıl hi- tiyor belki ama, o zamana kadar ço- cuğun boyu uzamış, esvap küçük ge- Uyor. (Filhakika yıldan yıla, sehri SEHİR ( Şikâyetler Bir gelir kaynağı Belediye otobüs | işini çabuk halledecek İstanbulda otobüs işletmek Belediyeye aid olduğu kadar Belediye memişti, Vali hakkı karar vermişti Bir ol tedarik Bir araba bi tini çıkaracak, sün edileceği ridat temir Belediye, ri temini sure mühim bir naatindedi onra Şeh: ruhtazg da da otobüs $ Tramvaydan inerken düşerek o yarala , lı he vay dur ayağı kay Yılbaşı safası! Bir kadın iki kişiyi anahtarla yaraladı evvelki gece E ralanmışlardır. İki arkadaş yıl kadınlı temiş ve şı gecesini şöyle e Dalgın, Abonos 29 burada sağı solu oyulmuşlar- Bir aralık evlerden birinin önün- Sıdıka ismindeki okadına enebi. Sıdı- | fena hal büyük IZ, beraber eğle lardır her neden; inde tutt anahtarını her lerine yerli ve uğu ârını Şaşı ile Sabuhaddin, yüzlerinden ıma biriktirerek, s noktasına koşmuşl akan ve dır. altıma aldır narak Böy Polis, iki Sıdıka tedavi miş, da ya lu mahh su kullanıma kabiliyeti büyük bir sü. ratle artmakta...) Eğer sistemi değiştirmezsek müte- madiyen bu olacaktı; | Kırk elli e bare alarak, sonrasım nazarı iti. bu işi toptan yekün, - miktar ve cins elhetinden - halletm Bütün medeni şehirler de böyle yap- sene mikyasile değil, asır halletmişler. mışlardır; imikyasile ihtiyaçlarını dir. Eksik teraziler yeri mahallerinde ekser satıcılar, malt yüzde k Zarlar i oyun oynarken| kah Süleyman. Cemil ve diğer lerindek »bil ile kun ıynadıkl nmuşlardı vede Zt Süleyman sların İs arı görül müs ve bunlar yaksl İstiklâ denir hun kin addesinde oturan Pe sında ku: tığı ci şube müdürlü mış ve gece yapılan Ferhünde, Ayşe, diğ Niyazi kâğıd oy lanmışlardır. İki deste fış, bir mıkdar pars İ »dilmiş, suç ve der Yula verilmişlerdir yde bir kıras muz! tarafı nada Bekir, Nureddin, Sadık isimlerindeki adamlar dan yapı- ddin oynarlarken hakkında da icab eden hat yapılmaktadır. Şehir bütçesi umi meclis poker dır. Bunla kan k şubat top- e bütçesini müza- Bunu itmiştir. Intisin& eni ı Belediyede hafta Da- kere bütçe içinde 3 cektir yazarlığı Bu i bütçe hazırlanacak ve imi encümene verilecektir Vali ve Bel kilâtını muştur siye re teş- üzüm Bu yüzden gel retlere elsi undan fazla irin 3 çitmektedir B. Lütfi zu müaş ve Ür Kırdar Be- ülmesine Beşikinş Halke 8 r alebesine İ | | | anede ikin-| | nmuşlür- Va- | HABERLERİ . Hayat pahalılığı Ekmek işinden | sonra et meselesi | tedkik edilecek pâhalıliği ile mücüdı nmak üzere €s- istişare B. Lütfü lantıya davet Belediye hekimleri AMralarındi yanliz taksimi yapıldı i Dr erinin Vali ve Belediye re dar diye heki daha faydalı bir meleri için F Lütli Kır- vazifeleri- surette yapabil- leri takslın etm lerinden bi fakir E avi etmek vazifesile mükellef olacak- dır hları dairede muayene İş- lerile meşgul ol: i hekimler, öğ- evlerinde tedavi ed Ti hastalıklar ve şehrin umumi hıf meşgul olacaklardır. um hekimler de şehrin te- maddelerinin ko eledi işlerin muaj iraşacaklardır Palamut akını sıhhası işle Diğer bir k izliği gıda trolü Bir otobüs bir kadına çar- parak yaraladı de karşıdan karşı ı şoför Yaşarın İdaresin- atih otobüsünün sad- yaralanmıştır. ına aldırılmış, mesine uğramış, rika tedavi a)! Ma- | PARE Medeniyet ölçüsü | Bir Amerikalının konferansını dine lemiştim. Amerikada gayet garib konferanslar verilir; fakat bu dinler diğim pek o kadar garib bir konfe rans değildi. Mevzuu «Kadın ve Me- deniyets ti, Konferansçı diyordu ki: — O kadra medeni olmiyan bir ş6 hirde o bulunduğunuz zaman şöyle etrafınıza bir bakınız, solaklarda gayet az kadın görürsünüz. Gözünüs ze çarpan şey bir erkek kalahalığım dan ibarettir. Halbuki büyük, mede | ni dünya şehirlerinde en fazla göre çarpan kadınların çokluğudur. Ka- | dın medeniyet alâmetidir. imdi dünyadaki memleketlere nü aran küdın nisbetini gösteren bir | istatistiğe rasladım. İngilterede her yüz erkeğe mukabil 109, “Türkiyede | 108, Fransada 107, İtalyada 105, İs veçle 103, Hollândada 101, Bulgari | tanda 100, Amerika ve Kanadada 98, Arjantinde 87 kadın varmış, Ni Amerikalının omedeniyet ölçüsü © geldi, Medeniyet bu endazeye vurulunca muhterem kadınlarımız çok şükür bizim yüzümüzü ağarta. cak derecededir. Ancak bir şehrin medeni ölüp ul- madığının sokaklarındaki kadın çoks | luğuna bakarak büküm verilmesi. | lum ermedi. Bir memlekette ka- ” dınlar pek bol olur da sokaklarında © kadar çok kadına raslanmaz. Me- lâ İstanbul bunlardan biridir. Kadınlarımız sokaklarda odolaş- pek sevmeğikelrinden midir nedir? Bir çok dünya şehirlerine na- zaran İstanbul sekaklariiğa kadın azdır. Halbuki Türkiyede 100 erkeğe mukabil 108 kadın vardır. Yüz erkeğe mukabil 98 kadın bu- lunan Amerikada ise vaziyet bunun tamamile aksidir. Amerikan şehirle rinde sokakları dolduran halkın ç0- * ğu kadındır. Amerikalı konferansçıya nazaran kadınlar bulundukları memleketin 5 medeniyet derecesini göstermek İçin sokağa fırlamalığırlar. Canlı birer. medeniyet timsali halinde dolaşmak dır İşte bu itibarla sokaklarında bü;; yük bir kadın kalabalığı olan şel lerin medeniliğine inanamadım Fakat bu medeniyet ölçüleri ka- dar garib şey de yoktur. Geçenlerde bir yazı okumuştum. Meşhur bir muharrir anlatıyordu: « «Bir memleket halkımın medeni olup olmadığını ben şöyle anlarım Medeni bir şehirde gayet alçaktan; geçen bir tayyareye halktan kimse | başını çevirip te bakmaz bile.. Çün“ kü tayyare onlar için en tabii J iptidai bir memleketie | sıtadır. Halbuki halk işini gücünü bırakıp tayyareyii seyreder. Bir memlekette halk tay. , yare arkasından hayran hayran bale mıyacak hale gelmedikçe ben ora” nın medeni olduğuna inanamami Meselâ iptidai bir memlekette half” bir arabanın arkasından ha; cla / bakar mı? Bakmaz. Çünkü arabaya! alışmıştır. Tayyareye de alışmalığır. şte bir medeniyet ölçüsü ki pe ölürür. Tayyare vakia bir m deniyet alâmetidir. Fakat dün; bir çok yerlerinde tayyare sahibi si haydud çeteleri de var. Medeniyetin ölçüsünü tayin mek her halde güç bir iş. Hikmet Feridun aklıma masını 1DSE — Yerli çoraplarımızın Avrupada | müşteri bulması milli sanayilmizin ne büyük merhaleler aştığını göster yor bay Amca... er bile müşteri kendi ba- ettikten başka ımız çorap yanları tatmin Avrupaya bile yayılaca | . Hey gidi beyt... önce fesimizi Avrupadan alırken bu- gün Avrupaya çorap salacağız!... pr yi wi pü Daha 20 yi ii J 5 A | gi — B. A. — Buna daha ziyade larımız sevinecek!... — Acaba?... B. A, — Elbette!... Fabrikal Türk adını çürütmemek için p