Istanbul kazan, ben kepçe Beyazıddan Saraçane başına... Fatih İkinci Mehmed İstanbula gir- ülkten sonra şehrin göbeğinde, etra» fi yüksek duvarlarla muhat çevreli &hşap bir saray kurdurmuş. Burası n8 den sonra yanmış; Kanuni Süleyman, Mimar Sinan'a yeniden yaptırtmış. O da bir yangında kül olunca Üçüncü Ahmed zamanında daha btyük olarak ( tekrar yerine konmuş, İkinci Mahmud 1826 da Yeniçerileri kaldırdıktan sonra bu eski saraydaki ölmüş hünkâr cariyelerini, hadöme- lerini Topkapıya nâklile burasını da Berasker paşa kapılığına tahsis etmiş. 1870 senesinde yeni baştan yapli- rılan ve senelerce dairel askeriyelik ©den mahaldir ki, şimdinin de Üni versitesi, İleri doğru yolu tutalım, En evvel Mısırlı Müstafa Fazıl paşa, sonra Ke- çecizade Fuad paşa konağı, ardından Maliye Nezareti, nihayet Askeri tıbbi- ye olan binayı sağa alın. Çıkmaz sokaktaki, Topçu dairesi re- Wsi Hacı Hüseyin paşanın konağını (bugün talebe yurdu) geçip bayırı inince, dönemece Sabuncu hanı derler» di ki bundan on, oniki yıl evveline kadar caddeye âdeta tıkaçtı. Gene Beyazıt meydanından, bu 56 fer de solu tutur gelelim: Salaş, hur- da, küçük küçük dükkânlarda kâğıt- çılar; arkalarında sadrazam yaveri, birinci ferik, yani orgeneral Cemal pa» şanın gıcır gicır şitalyesi (şimdi Be- yazı Belediye dairesidir)... Yürüyüp bayıra varınca tam kar- çısı Mısırlı Zeynep hanımın kâşanesi. Burası sonra Darülhayır adile sanat mektebi, ardından Hukuk, anun da ar- ından Üniversite Fen fakültesi oldu. Malüma, prenses Zeynep, Mısır var Wisi Kavallalı Mehmed Ali paşanın ki- zı, kocası da Saltanatı seniye vükelâ- lığında ve sadrazamlığında bulunmuş, edib, münşi, <Telemsk; mütercimi 'Arapgirli Yusuf Kâmil paşa... Küçük dağları yaratmışlardan olan 'Abdülâziz, etbaıdan kimsenin yurdu na ayağını atmamişken, bir ramazan akşamı buraya iftara gelmiş; vezir bendesini de ihya etmiş, Weznecilerdeyiz... Veznenin bir ma» nasi da tartı ve tartmağa mahsus Alet. Bu ıvırzıvırları yapan ustaların orada oluşundan semt bü ismi almış. Küçüklüğümüzde yerlerine fermene- ciler, yani esnaf elbiseleri dikenler yerleşmişti, 'Tapiçer Hasan Basrinin, udcu Şam- Mh Selimin, Japon mağazacı Avni be- yin, makineci Salimin dükkânları ve Kuyucu Muradpaşa camisini ge çelim. Fotoğrafçı Madamın salaşı ve Sa kelli Hamdi beyin eczanesi. Eczacılık Rumların, Ermenilerin elinde olduğu sıralar, Türkler arasında bu mesleki tutan, ik dükkân açan merhumdur, Banatının ehliydi. Nışantaşı mışanta. şı gibi tâ nerelerde oturanların çoğu Ülâç yaptıracaklar mı, Kanzuk, Della Suda filân gibi eczaneleri kale alma yıp buralara kadar adam koşturur Serasker Riza paşa inşagerdesi olan Letafet apartımanını oracığa çarça- buk çıkıvermişti. Bir evvel bahar ma» hallemizden yazlığa gittik; Kasım gir- meden dönüp te bir bakalım ki Fesçi Mürtazanın, tatlıcı Şamlının, Şems ki Taathanesinin, Feshane satış mağaza” Pay üstünde koskocaman bir kak Vİ. Yanıbaşındeki birinci Daireli Beledi- ye de mostralık. Harap mı harap; si- Yaları dökülmüş, pencerelerinin üstü- ne tahtalar mıhlanmış, altlarındaki Camlar gazete parçalarile yapıştını- Miş, eğri büğrü dışarı sarkan soba bo- rularından aşağıya gifirler damlama da; ne kadar sokak köpeği varsa hep- si önünde, duvarlarının dibinde, (Bu- fası Konservatuar yapılacak olan yerdi). Borazan Tefiğin bir lâtifesini daha söyliyeyim; İstanbula misafirliğe ge- İen Almanya imparatoru İkinci vik helm, surları görmeğe gittiği sırada, Dbradan geçerken sormuş: — Bu bina her halde tarihi olacak, Eski Sipahilerinizin ahırlarından ba- kiye midir? — Arabada karşısında oluran mih- Mmandarı Arapgirli-müşir Şakir paşa: — Hayır haşmetmeab, cevabını ver- Miş, Bizanslıların zamanından kal Şehradebaşmda Letafet apartımanı madır; Konstantin burada Oturur. muş! Direklerarasındayız. Semtin Şen. Mikiliği o zamandan yadigâr, Rams- zanlarda her gece, kışları da cuma ve zak, Kel Hasan Şevki, Manakyan; ay. rıca ât cambazları; iâstik kulakla din- lenen fonograflar, canlı fotoğraf ku- tuları, çaycılar, kahveler; hattâ dük- kânların birinde resim i Derununda Üsküdarlı Riza bey, Kuleli idadisi kozmografya muallimi yüzbaşı Ahmed Ziya bey, Tepedelenli Kâmil bey, Tekezade Sald bey, Asat bey ve tığ gibi mülâzim Sami bey (üs- tad Sami Yetik) gibi ressamlarımız ve tabloları ... türbesi, Aman yarabbi, öyle sakar bir türbedarı vardı ki ömrü günü sokak. tan geçenlerle dalaşmak, Eski Şehzadebaşı Karşısı Sadâbadcı Nevşehirli Da- mad İbrahim paşanın sebili,,, Osman- baba türbesinin arkasmdaki Fevziye kıraathanesinin önünden Lâleliye gi- den yola sapalım. Azötede, solda, namlı riyaziyeci Vidinli Tevfik paşa- nın konağı (bugün talebe yurdu). Karşısında meşhur dahiliyeci Dr, Pey- zi paşarın ki... Dönüp gene büyük caddeye, Sokrat eczanesinin önüne gelelim, Fırmın le- risinde, 310 zelzelesinde Kalpakçılar- başından kaçanların barındıkları Fey- siye çarşısı; bir ki kapı sonra Muzikal hümayunlu, bestekâr, udt Şekerci Ce- milin dükkân... Şehzağe camisi de malüm: Kanunt Süleyman, ölen sevgili oğlu Mehmed namına 1543 senesinde başlatmış, dört senede bitirilmiş; Mimar Sinan'ın eseri. Nizamiye karakoluna, ye £ polis merkezine ya izm dükkânlar evvelce çerden çöpten şeylerdi. Mısır fevkalâde ko- miseri Gazi Ahmed Muhtar paşa o kolu boydan boya aldıktan sonra bir örnek, kâgir, demir kepenkli olarak hepsini yeniden dizdi, Karakolun gerisindeki Damad Mah- mud paşa konağı müşir Deli Fuad pa- şanın başına çorap örülen, mabaldir, Merhum burada Kira ile otururken, güya hünkâr aleyhindeki bir cemiyete dahil diye, hafiyeler bastırıverip uşak- larla biribirlerine giriştiler. Birkaç ki- şİ vuruldu. Divanıharbe çekilen za valı paşa idama mahküm edildi, fa- kat Abdülhamid keenne merhamet etti, rütbesini, nişanlarını alarak Şama sürdü. Civarda bir hayli ekâbir konakları daha vardı: Selimpaşa yokuşunun başında, çöpçü ahırlarına varmadan, Abdülüziz vezirlerinden Şirvani zade Rüştü paşanın ki, Şehzede camisi he- ki müşirlerden ve valilerden Vasif par şanın, sonra Ticaret ve Nafla Nazırı Yarın öbür gün Unkapanına doğru açılacak olan şhrahin üstünde bulü- nan, Burmalmesçit hakkında “da bir menkıbe vardır: Padişalardan (Deli * İbrahim alayü vâlâ ile Eyüp Sultanı xiyarte gidiyormuş. O noktaya gelince sapttı- vermiş; bir elini kaldırıp fırıl fırıl dön» dürmeğe başlamış. Rikâbı hümayun kalabalık, halk etrafta, Zilüllahın gerisinde beygirini süren sadrazam, etrafa bağırmış: — Saadetlu hünkârmız burada burma burma bir mesçit inşasını fer- man buyuruyorlar!... Ve cami de çıkir livermiş... Caddeyi yürüyoruz. Sağ kolda meş- hur işkembeci Lambo, mahallebici Ah- med ağa, anne annemin babas) Silis- tre müdafii Rifat paşa veresesinin ko- nağı (yıkıldıktan sonra bahçesini bir- kaç ramazan çalgılı çağanalı kahve- ler, cambazlar tutmuştur. Elyevm oto- büsler sığınıyor.) Geride de bizim yanan ev, (Yerine yapılan bina, bay Salim Şevket bira- derimizin kız talebelere açtığı yurd- dur), Asil kapımız dnpdaracik Şekerci sokağında idi ki bugün temeli bile kalmamış olan 40 odslı Numan efendi konağı da komşumuzdu. Sokağın başındaki İpçinin denilen arsa Hariciye mektupçu muavini mer- hum Baki beyin pederi İsmet Molla- nın konağıydı. Karşıda, ana cadde Üzerindeki hamam da Nevşehirii İb- Nazırı Hacı Akif paşa konağı, Mahtumu Derviş beyin şıklığı, ala” pariziyen fransızca tekelliimü dillerde destan, Biricik evlâd olduğu için de, 40 yaşını bulduğu halde mabeyinle- rinde adı (Çocuk)... Horhor yokuşuna geldik. Zamane- nin Hayriye lisesi, o vakitler vüzerar dan Bursa valisi Münir paşa konağı... O çatı da netamelilerden, Biter bit mez nazara gelip yukarıya gamzedil- miş, paşacağız da soluğu taşrada al- Muşta. İÇ 46 bir düğün olmuştu ki meded Allah... Elimden tutarak götürdükleri Ye Gördüklerim hatırımda: Sokak mahşer mi mahşer; araba, araba, ara» ba... Harem ağaları, uşaklar dışarı- lâra kadar seğirtrnişler, davetilleri ayırd edemiyorlar, Çümle kapısının içinde kıl pranga, İzmir (Akşam) — İzmir Kültürpar- | kının hentiz arsa halinde bulunan &on kısmının ağaçlandırılmasına baş- Janmak üzeredir. Bu yil Kültürpark tamamlanacak ve heyeti umumiyesi- le çok güzel bir eser halinde meydana çıkacaktır, Kültürparktaki hayvanat bahçesinde muhtelif nevi hayvanlar için çok güzel paviyonlar inşa edi seyretmektedir. Hayvanat (bahçesi ve suni göl, Kültürparkın halkı en çok eğlendiren yerleridir. Hayvanat bahçesinde şimdiye kadar geyik, kurd, çakal, tavus, beç tavuğu, kartal, ak- baba, puhu kuşu, atmaca, tavşan, yaban domuzu, fare paviyonları inşa edilmiştir. Daha evvel de karaca, ayı, yılan, tilki, küçük kuş, maymun pa- viyonları inşa edilmişti. Maymun ve şebekler, halkı çok güldüren muhte- if hareketlerle büyük bir seyirci küt- İzmir (Akşam) — İzmir Halkevinde müstald gençleri yetiştirmek mak- sadile bir resim kursu açılmıştır. Bundan başka halk dersahanesinde Mus&- vilere mahsus kurslar açılmıştır. Burada Museviler türkçelerini ileri götür. mekte, Türk kültürünü öğrenmektedir. Yuksndaki resimlerde resim kur. | sunu talebe çalışırken ve halk dersahanesinde Musevi kızları görünüyor. EEUNEE SENA NERANAKUABENEEEEEENASA KES UUDANEUEA ADAR ABANABENEE SEKEN A YANANANAME MİNE NANE mum gibi redingotlu, etrafa lavanta kokuları yayan, zümbül bebekli bir teşrifatçı gelenlere mütemadiyen re- veransta ve kandilli temennahta... — Eim mi?... Onu da söyliyeyim; Belediyenin sinemalar müfettişi bay Nail biraderimizin amcası, Ramiz bey zade Süreyya bey... Yokuştaki meşhur Suphi paşanın konağı, €lân durmadadır. Tam karşı- sında da Mektebi harbiyenin fik çıkar- dığı erKkâmharplerin birincisi, Muha» kemat dairesi relsi müşir Mahmud İlerisi Saraçhane, . Üstü, etrafı Ye- Kültür parkın sen k bul- da ağaçlandırılıyopt Hayvanat bahçesinde, muhteği hayvanlar için pavyonlar yapıldı lesini başlarma toplamakta, salıncak» Yarda sallanarak, halkın kendilerine attıkları muhtelif yiyecekleri yemek- te, aynalara bakınmakta, seyircileri katılasıya güldürmektedirler, Muhtelif nevi baliklar için de bü- yük bir havuz vücüde getirilmiştir. Kültürparkın Çocuk bahçelerinde her gün yüzlerce çocuk temiz hava için- de muhtelif oyunlar oynıyarak kuv- vetlenmektedirler, Belediye relsi Dr, B, Behçet Uzun Kültürpark tamamlandıktan sonra Tepecik semtinde çok geniş bir saha» yı kaplıyacak (Spor sitesi) ni vücude getirmek için faaliyete geçeceği ha- ber alınmıştır. Bu eserin de nihayet beş sene zarfında heyeti umumiyesi- le meydana çıkacağı tahmin ediliyor. B. Behçet Uz İzmire bir Fuar ve onun etrafında güzel binalarla süslenen bir Kültürpark kazandırdı. İkinci büyük eseri de Spor sitesi olacaklır. Onunla beraber müstakbel imar plânının tat- bikile yepyeni ve güzel bir şehir mey- dana gelecektir. mişteki kuru yemişçileryari bir çarşığ& dı. Saraçlığa ait bütün eşya, at eğe leri, beygir koşumları, silâhlıklar, cü danlar, bel kemerleri hep orada... Çıkınca yol sola döner, zikzak yap” tıklan sonra sağa kıvrılır, gene yulaf” kavi sokaklardan sonra Fatihe çık ei dı. Fatih parkı; İtfaiyenin e tıkız tıkız mahalleler.. O derece girift sayisi ki boyuna Çinili hamamına taşınıp duran Arap Nakşı bacımız ber BiİŞİnde gerisin geri döner, evden Bİ #dam almadan yolu bulamazdı. Sermed Muhtar arş | iy