24. Kânu. uevrel 1938 Fonoğraf Bisiklete, ilk icadı sırasında nasil velosipet, sinemaya canlı fotoğraf de milirse gramofonun ilk adı da fonoğ- Taf idi. Fakat velosipet, adını değiş- tirmekle beraber, şeklini hemen he- men muhafaza etti; halbuki Ionoğ- Taf, isminden fazla değişti, âdeta kur- bağalar, tırtıllar gibi istihaleler ge- çirdi. Ben yaşta olanlar pek mükem- mel hatırlarlar: Plâklarından tutu- nuz.da sesine, borusuna, kutusuna kadar bambaşka bir şeydi; gayet mü- nasebetsiz, sevimsiz, cırlak ve cızıltılı bir nesne idi. Ondan evvel, ağabeyim Paristen bir sandık getirmişti, üzerine bin bir delikli çinko tekerlekler geçirilip el ile çevrilince yavan yavan çalmağa başlardı; hepimizin, ille hemşirenin sinirlerini oynatır, zevk, keyif nere de, içimize acı, sızı-verirdi... Pek ba- yağı bir âletti; karşımızdaki Rum taşçıya hediye ederek kurtulmuştuk. Fonoğrafa gelince, ne kâdar hınıhım, kekeme, pepeme, ciyırtı, çazırtılı, hülâsa berbad bir çalgı sesi değil, in- san sadası çıkarmak itibarile dünya yı hayrette bıraktı, Hatırımdadır, yaşım on, on iki... Belâmlıkta, sekiz on misafir, o zaman- ki âdet, terbiye iktizası, pederin kar- şısında tesbih takırdısını dinliyerek adap ve erkân ile otururlarken içeri- ye evin devamlılarından biri, Hacı Hafızefendi girdi. Hacı Hafızefendi- hin, bence, adı yoktu, hacı Hafızefen- di aşağı, hacı Hafızefendi yukarı... Hoş onun gibi bir de Hacıbey vardı, Hacıbey geldi, Hacıbey gitti... Hacılıkla Hafızlık . eski zamanda - İnsanı adından eden bir unvandı, Fa- kat o kadar yerleşirdi ki yüzde bir kişi bu Hacıbey ve Hafizefendinin isimlerini bilemezdi. İşte hâlâ asil adı bence meçhul olan bu hem Hacı, hem Hafızefendi © gün, bir teheyyüç içinde, yerine ge- çip olurduktan sonra (Devamlı mi- safirlerin yerleri değişmezdi ve her- kes bu mevkilere hürmet ederdi.) Dik- katimizi celb için bir hayli lâhavle, #übhanallah çekti ve babamın «Ne o, Hafızım, gene ne oldu?; gibi ilti- fatlı sualine karşı şöyle başladı: — Fatırı mutlak hazretlerinin beni beşere bir lütfü ilâhisi olan akıl ve idrakin en şayanı hayret bir delili ba- hirini müşahede ve istima eyledim, hayretten donakaldım. Frengin biri bir makine icad etmiş, hâşa sümme hâşa, insan gibi söz söyletiyor, konuş- turuyor! Hepimiz şaştık, hattâ lâtife kıyas edenler oldu; fakat Hafızefendâi hem natıkah, hem zekidir, anlattı: Biraz evvel Beyazıd meydanından geçmiş, Sahaflarçarfısına sapmış, çarşıkâpısıs na yaklaşırken, bakmış, bir dükkânın önünde elli, altmış kişi toplanmış, içeriyi diyor. «Destur!; demiş, ahaliyi yarmış, ve minelgarâib... Or- tada dikiş makinesi biçiminde bir Alet; fırfır dönüyor, döndükçe siyah bir uvaneyi döndürüyor. Etrafına altı kişi oturmuş, kulaklarına Jâstik borular takmış, bir şeyler dinliyorlar ve kâh gülüyorlar, kâh şaşıyorlar, Ne ola ki? Hafızefendi sormuş: Söz söyleyen makine, demişler. Durur mu? Kuruşu vermiş, o da kulakları- na memeli lâstik boruları sokmuş, Ne dersiniz, bir herif, içeriden kah kah gülmüyor mu ve İngilizçe konuşmu- yor mu? Hayret!! Misafirlerdön inanmıyanlar oldu: Arkasına biri saklanmıştır, o söylü- yördur... dediler. Bazısı da inandı: Kafirler bakalım daha ne yapacak- Jar, bir ölüye can vermedikleri kal- dı... Mütalâasında bulundular, Bir hoca: Dinlemesi haramdır... Fetvası- nı verdi, Babam buna itiraz etti; hep- #i, evsahibini tasdika koyuldular. Muhabbet uzadı, gitti. Benim de içi- me bir kurttur düştü: Lâkırdı eden, insan gibi gülen makineyi ille göre- cektim! İşte İstanbul fonoğrafı ilk defa ora- işitti, Sonra Vezneciler» akineci Salimin dükkânına ge- ler, Amma gene kulaktan takma tinsinden... Plâklar: Bir İngilizin kahkahası, Abdülezel paşanın nut- ku, meddah Aşkının yahudi taklidi gibi şeylerden ibaretti, Derken boru- Yusu revaç buldu, yalnız plâklar hâ- İâ yumuşak balmumundan ve üstuvâ- ne şeklinde idi. İyodlu pamuk şişele- rini andırır, kutulara bin itina ile ko- nulur, dönerken bir tüy süpürge ile üstleri mütemadiyen silinirdi, Fönoğraftan şarkı dinlemek, keçi boynuzundan bal yutmak kadar zah- metli idi, Daha sonraları sert, yassı plâklar icad edildi, gramofon çıktı ve Amerikalının #es makinesi ucuzlu yarak dünyayı saza, söz6, gevezelik ve gürültüye boğdu. İstanbulun için- de one haldi? Sıra sira, dizi dizi kah- velerin olduğu caddelerden, meselâ Sirkeci veya Galatadan geçerken &vaz Avaz, bed bed, cizır cizir veya hiril harıl, kırk elli gramofonun hep birden ve ayrı ayri nağmelerden çalıp çırp- ması kulak kemirir, yürek tırmalar, kafa patlatırdı. Bayağılığın o derece- $ine tahammül edemediğim için çok defa arka sokakları seçerdim. Seyir yerlerindeki seyyar gramofoncular ise kocaman borulu. âletlerile mevcut pespayeliğin üstüne tüy dikerlerdi. İnce zevk sahiplerine dünya haram olmuştu; makineler öttükçe elâman çekiyorduk, Elbiseci camekânlarında duran bal mumu makineler insana ne kadar benzerse fonoğrafın balmumu silin- dirlerinden çıkan ses de insan ve çal- gı sesine o kadar benzerdi. Biri vücud | he karışmış olacaktır. kalıbı, öteki, sesin kalıplaşması... Rü- | hu kavramıyan, sıcaklığı gönüle sa- nimıyan bir şey. Geniş bir hayal ve marazi bir hülya mankeni maşuka diye kucaklamak- tan zevk alış gibi... O tenin ve o se- sin muhakkak soğuk temasını duyar- dınız; tam kümini alamazdınız. Zaten yavaş yavaş da modası geçi. yordu... Derken dünya dans merakına uğ- radı, fonoğraf da portatif gramofon şeklini alarak bahçıvan ve bekçi ku- lübelerine kadar girmediği yer birak- madı, Yalnız, Edisonun torununa Yılbaşı hediyesi olarak yaptığını sandığım bu yardımile cansız | icad, hâlâ benim evime uğrıyamamış- | tır, Sakin karilerim hediye olarak gön- dermesinler; geri çeviririm! İçinizden <Çevirmezsin!; diyorsa- nız sldanıyorsunuz, Gene ne olur, ne olmaz, gönderme- yiniz! Zira gramofonu sevmem amma gö- nül kırmağı hiç sevmem, (Arkası var) Manisa eğitmenleri Manisa (Akşam) — Manisanm Horoz köyünde açılmış olan köy eğit” menleri kursunda derslere devam edil- mektedir, Tedrisat, yakında sona €ro- cek, eğitmenler, köylerde köy çocuk- larını yetiştirmek için faaliyete geçe- ceklerdir. Sıkı bir disiplin ve tedris usulile eğitmenler, bilgili ve iyi bir tarzda yetiştirilmişlerdir. Eğitmenle- rin mesaisinden iyi neticeler alınaca- ğı ümüd edilmektedir. Yukarıdaki re- simde Manisa eğitmenleri inşaat ders- lerinde görünüyorlar, İzmir eğitmen kursuna köylü kızlar da alınacak İzmir (Akşam) — Kültür Bakan- lığının emrile İzmirin Kızılçullu köy öğretmen okuluna bir çok köy kızla- rı da kabul edilecek ve bunlar, ileri- de köy eğitmeni olarak yetiştirile. cektir, | stadında devam edilecektir. | tü. Romanya federasyonunun da Bal- Merkezi Avrupa kupası tarihe karışıyor Merkezi Avrupa kupası, Balkan ku- pasının tarihe karışmasınin başlıca sebeplerinden biridir. İzah edelim: Merkezi Avrupa kupasına iştirak | imkânını bulan Yugoslavya, Roman- ya federasyonu İle aralarında çıkan bir ihtilâfı sebep ittihaz ederek Bal- kan kupasından çeklimişti Kupanın son galibi olan Romanya için bir sebep bularak turnuama iş rak etmemek imkân dahilinde deği di, Halbuki Romanya da Orta Avrupa ile temasını sıklaştırmış ve o da meşhur kupa maçlarına iştirak imkânını bul- muştu. Bu vaziyet üzerine Romanya federasyonu, son Sofya içtimaında mevcud beynelmilel angajmanlarını öne sürerek, kendisinin istediği müd- detler zarfında Balkan kupası organi- zasyonu yapması şartını ileri sürmüş- kan kupası maçlarına karşı müstağ- ni olduğu hissolunuyordu, Ve nitekim tumua, bundan evvelki yazımızda da anlattığımız veçhile, yaşıyamadı, Şimdi ise, Balkan kupasının tarihe karışmasına sebep olan Orta Avrupa kupası son günlerini yaşamaktadır. Son siyasi hâdiselerden sonra İtal- ya, tumuaya bundan böyle iştirak et- miyeceğini ilân etmiş; İsviçre, Çekos- lovakya ve Macaristan da eyni şekil- de hareket edeceklerini alâkadarlara bildirmişlerdir. Mitropa Kup namile maruf bu bü- | yük organizasyon da bu suretle tari- | Son zamanlarda bir Fransız mü- | nekkidi, memleketlerdeki lig maçları- nın gittikçe hız ve ehemmiyetini kay- bettiğini ileri sürerek, lig maçlarının beynelmilel bir şekil almasını teklif ediyordu Siyasi hâdiselere bağlı kalan &#por hareketlerinde bu şekilde geniş dü- şünmeğe imkân olmadığını, gayri mu- ayyen bir zamana tehir edilen Fran- sa - Çekoslovakya maçı ile, Mitropa Kup'un ortadan kalkışı açıkça göster- mektedir. U.Y. Galatasaray - Fenerbahçe genç takımları Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş, Süleymaniye ve İstanbuspor klüble- rinin genç takımları arasında tertib edilen lig maçlarına bu hafta Taksim Şampiyonanın en kuvvetli nam- | zedlerinden Fenerbahçe ile Galata- | saray genç takımları karşılaşacak- İ lardır. | İstanbulün en mühim spor hâdi. | sesi telâkki edilen ağabeylerinin karşılaşması kadar taraftarlarınca ehemmiyet verilen bu maç saat 14de başlıyacktır, Kispeşt Macar takımı geliyor Yılbaşı tatilinden istifade edilerek dört maç yapmak üzere şehrimize da- vet edilen Macarların profesyonel Kispeşt takımı alâkaâdarlara gönder- diği bir mektupla pasaport müame- İelerini ikmal edemediklerinden dola- yı mutabık kalındığı tarihlerde şeh- rimize gelemiyeceğini bildirmiştir. İzmir (Akşam) — İzmir Halkevi spor komitesi, Halkevi spor zengin bir program hazırlamaktadır. Bir şild müsabaka: tire muhtelif hediyeler ları yapılacak, kazanacak Ankarada lig maçları Demirsporlular birinci devreyi birincilikle bitirdiler İlk devreyi birincilikle bitiren Ankara Demirspor takımı Ankara (Akşani) — Pazar günü yapılan maçlardan sonra Ankara lig müsabakalarının — birinci devresi nihayet bulmuş ve Demirspor takımı ilk devreyi şampiyonlukla bitirmiştir. Bu seneye kadar Ankarada dalma ikinci plândaki takımlar arasında görünen Demirspor bu mevsim bir- denbire büyük bir kuvvet iktisap etmesi üzerine Ankara ligi altüst olmuş ve Ankâragücü, Gençlerbirliği, Muhafız- gücü gibi şampiyonluğun ezeli nam- zedleri ikinci plâna düşmüşlerdir. Kuruluş yılı 1933 olan Dmirsporun bugünkü muvaffakiyetini hazırlıyan âmillerin başında klübün idare maka- nizmasını büyük bir ahenkle işlet- meğe muvaffak olan başkan B. Hayri İsen ile umumi kâtib B. Asım Eryü- rek'in büyük bir feragati nefisle lışmaları gelmektedir. Eski bir sporcu olan B. Asım Eryü- rek yaşmın ilerlemiş olmasına rağ- men Dmirsporun idaresinde cidden büyük bir enerji göstermekte ve genç- lere bir çok imkânlar hazırlamak tadır. Henüz pek âz bir maziye sahib olan Demirspor klübü sporcuları futbolâz olduğu kadar güreş ve atletizmde de muvaffakiyetler göstermekte ve bu iki branştada Ankara ikinciliğini ellerinde tutmaktadırlar, Beş sene- lik bir faaliyete istinad eden bu klü- bün elde ettiği dereceler diğer esk klüblerimizle mukayese edildiği 2a man muvaffakiyetin büyüklüğü ken- diliğinden tezahür eder. Ciddi gay- retlerinden dolayı Demirsporluları tebrik etmek bir vazifedir. ANKARA LİG MAÇLARINDA VAZİYETİ O. GB PUAN A P 7 16 16 5 9 2 VI. Demirspor ı 1 2 3 10 “ 2 3 5 A. Gücü M. Gücü Gençlerbirliği Harbiye Güneş Galatasaray 5 un » n sl & 1 2 1 ; 1 Rumen muhteliti bugün geliyor Önümüzdeki hafta içinde Fenerbahçe ve Galatasarayla iki maç yapacak Futbol federasyonu tarafından üç maç yapmak üzere Türkiyeye davet edilen Rumen muhteliti bugün Kös- tence tarikile şehrimize gelecektir. Bu akşam Ankaraya bareket ede- cek olan Rumenler Pazar günü An- karada ilk maçlarını Ankara muhte- liti ile yapacaklar ve ayni akşam ha- reket ederek Pazartesi günü şehrimi- ze geleceklerdir. Romanyanın en kuvvetli takımla. rına malik olan Yüventüş, 'Trikolor ve Üniversite klüblerinin oyuncula. rından teşkil edilmiş olan bu muhte- Mt Romanya futbol federasyonunun verâiği bir Karârüzerine klüblerinde- ki Macar oyuncularından mahrum olduklarından son kuvvetleri hak- kında esaslı bir malümat edinmek İletizm müsabaka- Yuk ki resim, Halkevi spor komitesini çalışırken gösteriyor. faaliyeti için | kabil olamamaktadır. Rumenlerin şehrimizde yapacağı iki karşılaşma için futbol federasyonu tarafından Fenerbahçe ve Galatasaray klübleri tesbit edilmiş ve keyfiyet knedilerine bildirilmiştir. Bu karşılaşmalar için her iki takı- mın arzu ettikleri takdirde diğer klüblerin oyuncuları ile takviye edi- Jebileceği de ayrıca bildirilmiştir. Bu karşılaşmalar hasılatınmı mas. Tafı çıktıktan sonra yüzde yirmi be- ginin Fener ve Galatasaray klübleri- ne terki futbol federasyonunca te karrür etmiştir. Rumenlere! karşı önüm günü Fenerbahçe, . perşomi Galatasaray oynıyacaktır. Taksim stadmda yapılacktır. Bu maçlar için gönderilen tebli; aşağıdadır: Beden "Terbiyesi İstanbul bölgesi fat& sjanlığından; Vaki davet üzerine Dost Row mu telit futbol takımı 23/12/1988 Cuma gür saat 16 da Romanya vapurile şehrim! gelecekler ve ayn! gün akşam trenile Ar karaya hareket edeceklerdir. Dost memleket futbolcularını karşıl mak Üzere bölgeiize bağlı bütün klüp m - rahhaslarımın o gün ve saatte Galata rı tımında hazır bulunmaları rica olunur. 16/12/1038 Pazartesi günü & bula avdet edecek olan rada da iki maç yapacaktır, Birinci maç: 27/12/1988 Salı günü sazt 1430 a Fenerbahçe takımı ile yapılacak- tır. Bu maşın hakemi Adnan Akın, ye hakemleri Fahrettin Somer Necdet Gezer dir, İkinci mag: 39/1/1638 Perşembe günü saat 1430 da Galatasaray takımı ie yap'- Yacaktır. Bu maçın hak Nuri Bosut, eri Şevki Çani Halid Öz- rar İslen Termiz bw- eri