23 Aralık 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

23 Aralık 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

25 Künümuerre 1998 N AKŞAMDAN AKŞAMA * Kültür asfalttan değil, âsfalt kültürden doğar! Yeni İstanbul Valisi ve Belediye Reisi Dr. Lülli Kırdar işe başlıyah bir ay olmadı. Bu müddet içinde her şeyden evvel İstanbulu gezdi, dolaş- ta; temizlik işlerine ehemmiyet ve. rilmesi için alâkadarları sıkıştırdı; gö &e bariz surette çarpan çirkinlikleri ortadan kadırmak üzere emirler ver- di; Eminönü meydanındaki ve Gü- müşsuyu ile Babıâli caddelerindeki faaliyeti bütün hemşerileri memnun bırakacak şekilde arttırdı. Bu arada kendisine İstanbulun imar plânı hakkında ne düşündüğü soruldu. — Şu Taksim kışlasını istimlâk edip o sahayı Sürpagop arsasile bir. İeştirirsek buraya Beyoğlu Halkevi, Daimi sergi. Konservatuvar ve tiyat- ro binaları fena olmıyacak! - deği. Bunun üzerine bazı itirazlara ras- Myoruz: — Bu Vali de bulvardan, konserva- tuvardan bahsetmeğe başladı. Batak. İik halindeki sokaklar dururken bu ne ters iş... Evvelâ, hele bir yol, yol lar yapılsın... Tiyatro, sergi sonraki iş... İstanbulun bir imar plânı vardır. Mütehassıs B. Prost gelmiş, uzun wadıya çalışıp bunu yapmıştır. Hü- kümet avuç dolusu para sarfediyor, daha da edecek. O plân mucibince bütün bu inşaat yapılacak. Yapılma esnasında da bir sıra takih ediliyor. Keza sırayı da şehircilik mütehassısı tesbit, devlet tasdik ediyor. Bir Vali ve Belediye Relsinin bir beli çavuşu gibi yalnız sokakla- rın pisliğile alâkadar olmasını, ancak sokakları temizledikten sonra öteki işlerle uğraşmasını istemek, bunca zahmetlerle yaptırılan şehir plânını ceflelkalem çizerek İstanbul için ye- ni bir tertip çizmektir hissini veriyor. Bundan da sarfınayar: Bir meydan açılacaktır, harabeler yıkılacaktır, âlâ... Peki, arkalarından daha kötü sakaletler mi zuhur etsin? Taksim gibi mühim bir merkezi yeni ve şan müiza yakışır binalarla süslemek lâ- zim değil midir ki şehir şehir olsun. Bunlarsa, Halkevi, Sergi, Tiyatro, Konservatuvar olacakmış... Hepsi de kültürümüze, iktisadiyatımıza, pro- pagandamıza yarıyacak hayırlı mi- €sseseler, muhtaç olduğumuz şeyler... Daha iyisi can sağlığı! Tiyatroyu, Konservatuvarı en arda Atılmış ehemmiyette telâkki edecek devirden - bütün milletce - uzak ok duğumuza eminiz. Bir çocuğun evvelâ ayakları büyü- yüp sonra kafası teşekkül etmez. Hepsi birlikte nemalanır, büyür. Hat. tâ nisbet dahilinde düşünülürse, ço- cuğun kafası, vücuduna kıyasla, da- ha bile iridir. Şayed bu kültür müesseselerine ehemmiyet vermiyen, onları en geri- de sayan insanlar olsaydık verilecek cevap basitti: — Bu sokaklar bile bize çoktur! Bereket versin ki, iyi sokağın da, temiz kaldırımın da, muntazam as- faltm da yüksek kültürden doğdu- ğuna kaniiz. Şehircilik işlerimizle ihtisasları da- hilinde uğraşanlara tavsiyemiz şu- dur: — Haksız tenkidlerden müteessir olmayın! â-Nü) B. A. — Selâmsız, sabahsız nereye koşuyorsun komşu?... — Eve gidiyorum bay Amca!... Ka- Tima bir müjdem varl... Valinin bir tebliği Temizliğe ve seyrüsefere dair yeni emirler verdi Vali ve Belediye reisi doktor B. Lüt- fi Kırdar, şehrimizde yaptığı müteaâ- dit teftişler neticesinde gördüğü nok- sanlar ile alınacak tedbirler hakkın. da alâkadar bütün belediye teşekkül. lerine mühim tebligatta bulunmuş- tur. Vali bu tebligatında caddelerdeki piyade kaldırımlarının bazı dâktilo esnafile seyyar satıcılar tarafından iş- gal edildiğini, arabaların şehrin kala. balık noktalarında ve dar yerlerinde durdukları için münakalâtı müşkülâ- ta uğrattıklarını, nakliye vasıtalarının seyrüsefer kaldelerine riayet etmedik- lerini, Balıkpazarı, Mısırçarşı, ve As- masltındaki esnafın caddeleri, sokak» ları kirlettiklerini, esnafın üst ve baş» larının pek kirli olduğunu ve çoğunun da elinde sıhhat cüzdanı bulunmadı. gıni, sokaklardaki su ve lâğım 1skara- larının çöp, bâlik parçası vesaire ile tıkandığını ve bu yüzden koku intişar ettiğini, dükkânların önünde çöp kap- ları olmadığı için çarşı ve pazar yer- lerinde temizliğe riayet edilmediğini kaydederek alâkadar memurların bu sayılan mahzurları kisa bir zamanda izale edecek Ledbirler almalarını em- retmiştir. kambiyo müdürü geldi Kambiyo müdürü B, Salih dün sa- bah Ankaradan şehrimize gelmiştir. B. Salih muhtelif meseleler üzerinde Maliye Vekâletile temaslarda bulun- muştur, Surp Agop mezarlığı Şürayı Devletin kararı dün vilâyete geldi Şürayı devlet Mülkiye dairesinin Surp Agop mezarlığı işinde sabik Vali B. Muhiddin Üstündağ hakkında bazı noktalarda verdiği lüzum ve bazı nok- talarda men'i muhakeme kararı, dün vilâyete gelmiştir. 7 vVüüyet bu kararı bugün B. Muhid- din Üstündağa tebliğ edecektir. B. Muhiddin Üstündağ bu karara beş gün zarfında itiraz edebilecektir. Ge- rek itiraz İle gerek haklarında lüzum veya meni muhakeme kararı verilen noktalar Şürayı devlet heyeti umumi» yesince kati bir karara bağlanacak- tar. Valinin dünkü teftişleri Vali ve Belediye reisi Dr. B. Lütfi Kırdar dün sabah Pangaltıda kurulan pazar yerini dolaşmış ve bazı tedkik- lerde bulunarak notlar almıştır, B. Lütfi Kırdar, bundan sohra Tak- simdeki Belediye Sular idaresine gi- derek şehrin muhtelif su işleri etra- fında, esaslı tedkikler yapmıştır. İthaline müsaade edilen Türk borcu tahvilleri Bir müddettenberi Türk borcu tah- villerinin ithali menedilmişti, Hükü- metçe alınan bir karara tevfikan 1933 Türk borcu tahvillerinin amortisman sondığı hesabına Merkez bankası mar tifetile ithaline izin verilmiştir. B. A. — Şapka moğası mı değişmiş?| — Hayır, daha mübim bir haber götürüyorum!... AKŞAM | ŞEHİR HABERLERİ Haklı şikâyetler Otobüsler yalnız duraklarda durmalıdır! Otobüsler için Belediyece durak- lar tesbit edilmiş ve buralara bi- rer de lâvha kormuşlur. Şu halde otobüslerin, tıpkı tramvaylar gibi, ancak bu yerlerde durarak orada bekliyen müşterileri almaları iâ- zımdır. Halbuki her hangi bir nok- fada müşteri tarafından el kaldı- rarak işaret verilirse, olobüsler he men durmakta ve milşteriyi bin» dirmektedirler, Zaten. yolları dol- ruran bu koca nakil vasılaları- nin böyle ansızın ve arkadakilere işaret vermeden durmaları peşle- ri sıra gelen otomobilleri ara sıra çarpışmalarına sebebiyet veriyor. Bunun katiyen menedilmesi ve otobüslerin her memlekette oldu- gu gibi; ancak muayyen durak- lardan müşteri almalarının temi- ni elzemdir. * Bir ölüm vakası hakkında tavzih Çarşamba günkü nüshamızda cİki şöphel! ölüm. başlığı altında ve İfa- ket isminde ihtiyar bir kadmın Ba- laban ağa. mahallesinde misafir ola- rak gittiği bir evde merdivenden dü- gerek üldüğü şeklinde yazılan haber hakkında mezkür evde oturan Dahi- liye Vekâleti Nüfus Umum Müdür muayvinliğinden mütekajd Ramiz Sa- noğlu şu izabati vermektedir; «Bu yazıda bahsedilen vaka benim evimin. önünde başlamıştır. Pazartesi günü üllem yemek yerken kapı ça- inmiş ve ihtiyar bir kadın kendisine fenalık geldiğinden karbönat isle- miştir. Evde karbonat olmadığı ken- disine söylendiği sırada kadın kapıyı yığılmış oğlum imdadi sıhhi olomo- biline telefon etmek üzere iken gelen polis refikamın muvafakatile kadını içeri slarak yüzüne su vesaire ser- perken kadıncağız ölmüştür. Vaka bündan ibarettir, Ölen kadın ne tanıdığımız, ne de misafirimiz ola- rak gelmemiştir, merdivenden düşme hususu da vaki değildir.» / Mangala düşen saralı kız Zabıta, hâdiseyi haber ver- miyen babası aleyhine ta- kibat yapıyor Fatihte Çarşambada oturan B, Sü- leymanın on dört yaşlarındaki kızı Emine bir hafta evvel sar'a hastalı- gının tesirile mangal üzerine düşerek vücudunun bazı yerlerinden yanmış, fakat ailesi bu işe ehemmiyet vermi, yerek bugüne kadar ne zabıtaya ha- ber vermiş, ne de kızcağızı bir has- taneye kaldırmıştır. Eminenin babası Süleyman, ara dan bir hafta geçtikten sonra zabıta- ya başvurarak hâdiseyi anlatmış ve yaraların vehamet kesbettiğini söyle“ miştir. Zabıta memurları kızı derhal teda“ vi altına aldırmakla beraber, B, Sü- leyman hakkında, zabıtayı haberdar etmemek suçile bir zabıt varakası tutularak kanuni takibata girişi miştir, ». Malüm ya biziniki evlilik haya- tindan pek memnun değildir, müjde» yi çabuk götüreyim de gilmlüne biraz su serpilsin!... Fırtına yüzünden Geciken vapurlar birer birer Mi gelmeğe başladı Karadenizde sefer halinde bulunan vapurlar şiddetli fırtına yüzünden li- manımıza teehhürle gelmektedirler, Havanın sükünetine intizaran Sinop- ta kalan Denizbankın Güneysu vapu- Tu dün limanımıza müteveccihen ha. Teket ettiğini telsizle bildirmiştir. Fırtınaya tutulan İzmir vapuru dün akşam limana gelmiştir. Ege vapuru da dün öğleden evvel teehhürle mu- vasalat edebilmiştir. Diğer taraftan, yine fırtına yüzün- den dahili ticaret eşyasi İ Bu vaziyet üzerine tetkikata başlamıştır. mevsimde fırtınalar sebebile bu gibi hâdiselere sartlandığı gibi acentalar- la tacirler arasında da ihtilâflar baş gösterdiği çok vakidir. Bu itibarla ti- caret odası tetkikatını yaparken bu Mmevzua da temas ederek şikâyet veya dilekleri olup olmadığını tacinerden sormağa karar vermiştir. Ticaret odası bu husustaki raporu- nu yarın hazırlayacaktır. İneboludan 2500 sandık elmanın gün- lerdenberi vapura tahmil edilemediği dün Denizbanka bildirilmiştir. Dün Si- noptan hareket eden Güneysu vapu- runun* bu elmaları alması kaptana telsizle emredilmiştir. On gündenberi vapurların İneboluya gelmekle bera. ber şiddetli fırtına yüzünden mal ala- madıkları anlaşılmaktadır. Amerikadan gelen mallar Her sene bu Mal bedellerinin döviz me- zuniyeti bugün çıkacak Amerikadan gelen mal bedellerinin dövizi bir müddettenberi ödenmemek- te idi, Kambiyo müdürlüğüne verilen emre tevfikan, şimdiye kadar tediyesi teehhür etmiş olan bu mal bedelleri için bugün, yarın döviz mezuniyeti. nin verilmesine başlanacaktır. Kambiyo müdürlüğü bu husustaki hazırlıkları ikmal etmek üzeredir. Amerikanın ticaret ataşesi- nin dünkü temasları Amerika ticaret ataşesi B. Gillespie dün öğleden sonra Türkofise gelmiş, müdür B. Cemal Ziya ile uzun müd- det görüşmüştür. Bu görüşmelerde 'Türk - Amerikan ticaretine temas edilmiş ve iki memleket arasındaki ti- cari münasebatın inkişafı için alınan ve alınmakta olan tedbirler mevzuu. bahs edilmiştir. Bundan sonra, B. Cemal Ziyanın refakatinde kâmbiyo müdürü B. Sa- Mihi ziyaret eden Amerika ticaret ata- şesi âyni mevzu üzerinde ofis müdü. Tünün iştirakile kambiyo müdürile de görüşmüştür... Vilâyet maiyet memurlukları Hukuk fakültesi mezunlarından B, Mitat Koral ve Mülkiye mektebi me- zunlarından Baha İstanbul Vilâyeti maiyet memurluklarına tayin edik mişlerdir. Bay Amca pencerede I.. B. A, — Hayrola?... — Evli kadınların bekâr kadınlar. dan daha çok yaşadığını işittimde onu müjdeliyeceğim!... ğ a ei Cümhuriyet Halk Partisi Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hu. kuk Cemiyetinin davası büyüktü, mu» kaddesti. Cemiyet bu mukaddes ve bü. yük davayı, milletin hayatı ve şerefi uğrunda sarfettiği emsalsız azmının ve iradesinin mümessili olarak takip etti ve kazandı. Türk milleti istiklâl. ne, selâmete, refaha kavuştu. O za- man bir kere daha, cerh ve reddedil. mez surette tahakkuk ve tebeyyün et ti ki, Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyeti milletin cemiyeti, halkın partisidir. Halk partisi, Anadolu ve Rumeli dafani Hukuk Cemiyetinin esaslarını bozmadan, çalışma sahasını genişlet. ti. Hâkimiyeti halka verdi, kanunu her kuvvetten üstün kıldı, Türkiyeyi asri bir devlet haline koymağa azmet- ti, Halk partisinin davası da Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiye- tinin davası kadar büyük, mukaddes ve güzeldi. Türkiyeyi asri bir devlet haline koy- mak, kanunu her kuvvetten üstün kıl. mak, hâkimiyeti halka vermek, cüm- huriyet ve milliyet esaslarını benim- semekti. Bugün tahakkukunu (görmekle öğündüğümüz ve mesud olduğumuz inkılâpların temeli Halk partisinin kus ruluşile atılmış oldu. 23 ikinci teşrin 1924 de «Cümhuri- yet Halk partisi» adını alan partimiz, Banisi Büyük ve Ebedi Şefin: «Dur. madan yüksel» parolasını bir bayrak gibi kullanmağa başladı. Türk kendini ancak yaratacağı gü- zel ve mükemmel eserlerle, başaracağı emsalsız işlerle müdafaa edebilirdi. Önüne çıkacak her engeli yıkıp atma- sı şarttı. Durmadan yükselmek için, durmadan ilerlemek gerekti, Cümhu- riyetçi, milliyetçi, halkçı, lâyik der- letçi olan Cümhuriyet Halk partisi bu beş mukaddes umdesine engelsiz bir şahrah açabilmek için küvvet ve kud- retini faziletten alarak inkılâpçılığa dört el ile sarıldı. Kara taassuba, ee halete ve bozgunculara amansız bir savaş açtı. İnkilâpçı Cümhuriyet Halk partisi. nin açtığı bu amansız savaş neticesi. dir ki, millet köhne, çürümüş zihni; lerin, örümceklere bürünmüş müesse- selerin tahakküm ve boyunduruğun- dan kurtuldu. Lâyik Cümhuriyet Halki partisi din ve dünya işlerini ayırmak» la, kanunu her kuvvetten üstün kıl dı; millete imtiyazsız, sınıfsız hakkını, mutlak hürriyetini bağışladı. Bizi herkes hor görüyor, istiskal edi yor, bir seviyede tutmuyordu. Mimi. yetçi Cümhuriyet Halk partisi mil kültürümüzü kalkındırdı, kültürümü- ze dayanan milli müesselerimiz benli. gimizi, hakiki hüviyetimizi, bütünlü. ğgümüzü ortaya koydu. Devletçi Cümhuriyet Halk partisi bir taraftan halkın serbes piyasa ve ticaret işlerine daha kolay intibak ede bilmesine, kazanç sahalarını genişle- tip iktisadi seviyelerini yükseltmeğe d B. A, — Vaz geç bu müjdeden bira, der!... Başına bir kaç ortak çıkarırsın.

Bu sayıdan diğer sayfalar: