İPE eğ Sahife ŞE YZ R O 77 Kânunuevvel 1958 İran meclisinde fevkalâde bir celse Reis Atatürkten büyük hayranlıkla bahsetti ve İsmet Inönünün Reisicümhur seçilme- sinden mütevellid memnuniyetini söyledi Tahrandan bildiriliyor: Türkiye Cümhuriyeti reisi Mustafa Kemal Atatürk'ün vefatı dolayısiyle İran Millet Meclisi teşrinisaninin on ye- dinci günü müşarünileyhin hatıra sma hürmeten ve remsen fevkalâde bir celse akdetmiş ve İran vezirleriyle | ecnebi devletlerin Tahranda mukim mümessilleri, İranın muhtelif veza- retleri müşavirleri ve şube müdürle- ri siyah elbiseleriyle bu celsede he- zır bulunmuşlardır, Mebusların cüm- lesi keza siyah resmi elbiselerini giy- dikleri halde salona girmişlerdir. Meclis âzası yerlerine oturduktan sonra, reis bay İsfendiyari aşağıdaki nutku irad etmiştir: Muhterem arkadaşlar) Türkiye Cümhuriyeti Büyük reisi Atatürk'ün vefatı bizim dost ve kar- deş ve komşumuz Türkiye için ne ka- dar elemli ve can yakıcı bir matem olmuşsa, baştanbaşa bütün İranda dahi emsali şimdiye kadar görülme miş sonsuz bir kederi mucib olduğu huşusunda bütün sizlerin benimle hemefkâr olduğunuza zerre kadar şüphem yoktur ve böyle olmalı idi de. Zira dünyanın, askeri meziyetler- | de menendi olmıyan ve memleket idaresinde benzerine az tesadüf olu- nan bu meşhur adamı ve bu yüksek dâhiyi Türkiyenin İranca da daima meserret ve memnuniyeti müstel- zim olduğu bedibi bulunin kurtul- mâsı, Girilmesi ve istiklâline sahib olması maksadiyle ve Türkiyenin dostlarının teessüfünü mucib olan bunca tehlikelere göğüs gererek bü- yük bir celâdet ve şehâmetle ve ef- handa Türk milletinin namusunu ve şerefini kurtarmak niyetile ve her © adımda zuhur eden bir çok siyasi güçlükleri iktiham etmek suretiyle ve büyük bir uyanıklıkla öyle bir mücahedeye girişti ve bunda öyle canla ve başla çalıştı ki dünyanın Dâdir insanları arasında tarihte hiç ismi unutulmiıyacak ve hem hakşi- nas Türklerin, hem onların dostları- nın yüreklerinde dalma yaşıyacak bir makama irişti. (o(Pek doğru, bravo sesleri). Bizim kudretli Şahinşahımız da İranda dahil! işlerin islahına büyük himmetler sarf buyurdukları sıralar. da İranın dost devletlerle ve hususen muhterem komşularile aralarında mevcud olan eski ihtilâfları şimiki as- rın muktezasına uygun ve samimiye- te yakışır bir tarzda ortadan kaldır- , mak istediği zaman, o büyük adam, , Yani Atatürk, bunu pek münasip gör- dü ve her iki memleketi uzun yıllar. danberi meşgul eden ibtilâflar İranın ve Türkiyenin bu iki Büyük Önderi. MEŞ'UM Aşk ve mâcera romanı Nakleden: (Vâ - Nâ) nin basiret ve tedbirlerile ortadan kal- karak onların yerine kardeşlik ve bir- lik kaim oldu ki İranlı ve Türk millet- lerinin böyle bir saadete ne kadar te- şekkür etseler az olacağını söylemeğe hacet yoktur. Bundan başka, her iki memleketin yüksek önderlerinin hakimane kara» rile Saadabâd paktı iyi bir niyet ve büyük bir samimiyetle akdedildi ve bu muahede biribirlerine dost ve komşu dört devletin yalnız aralarındaki mü. nasebetleri takviye etmekle kalmadı, | ayrıca dünyanın sulh ve selâmelinin temini için de herkese bir nümüne ol- du, ve bu teşebbüs bütün siyasi adam-| lar tarafından alkışlandı. (Doğrudur, doğrudur sesleri.) Binaenaleyh, kar- deş Türk milletinin bu matemine İran milleti de işlirak eder ve yürekten duyduğu bir kederle o necib millete taziyetlerini sunar. Böyle bit zamanda bizi müteseli! eden bir şey varsa, ö da Türkiye Bü. | yük Millet Meclisinin büyük bir isa- betle İsmet İnönünü Cumhurreisliği- ne intihap etmiş olmasıdır. (Evet, doğ- rudur sesleri.) Kendim Londrüda bu- lunduğum sırada müşarünileyh ile et- tiğim mülâkattan anladığıma ve ken- dilerini tanımış olan her İranlıdan işittiğime göre, müşarünileyh iyi hıs- latlara ve yüksek faziletlere malik ve Türk milletince ve kendisini her tanı- yanca sevilmiş, muhterem bir zattır, ve herkes bilir ki merhum Atatürkün vücuda getrldiği ölmez eserlerde ev- velce İsmet İnönünün büyük bir his. sesi vardır ve o eserlerin meydana gelmesine gerçekten yardım etmiştir. Müşarünileyhin güzel politikası ve | memleketin içinde ve dışında gönülle- ri kazanmak hususundaki muvaffakı- yeti meseli sair hükmüne geçmiştir. Bendeniz, İran milletinin mümessi. M olan bu meclis tarafından merhi Atatürkün matemine iştirak edildiği- ni arz ve meclisin tazimlerini o merhu- mun aziz ruhuna takdim eder ve ye- ni Reisicümhurun Türkiyeyi terakki. lere nail etmek ve Türkiye ile kardeşi İran arasında mevcud güzel münase- betleri çoğaltmak hususunda müşa- rünileyhin temiz niyetinden, doğru fikrinden ve değerli himmetinden bebklenilen mesainin zuhur etmesine intizar edildiğini beyan eylerim (İn- şa'lah!.). Arkadaşlar! Meclisimiz tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisine gön- derilmesi tekarrür etmiş olan taziyet telgrafının çekilmiş olduğunu beyan ve Türkiyeden alınan cevabın terceme. sini, sözümün sonunda ârzediyorum. (Meclis merhum Atatürkün hatırası- na hürmeten ayak üzerinde bir daki- ka sustu.) KADIN Tefrika No, 83 — “ «— Allah vere bu okuduklarım doğ- Tü olsa» diye mırıldandı. * Tekrar tekrar tuttuğu kâğıda göz yy ri şi YA Şevki bey, Şermin hanım bigünah yere itham ediliyor. Asi katil başkasıdır. Lâkin fevkalâde ihtiyatlı olduğu için onu bul- geriki olan Nusret beyden izahat ala- — bilirsiniz. Hakkın ve kanunun dostu olan biri Şevki biran düşündü. Bu mektup mutlak işin iç yüzünü bilen bir insan tarafından yazılmış olacak. Saat geç olduğu için herhalde dükkânlar ka- panmıştı. Nüsreti evinde bulmağa ka- rar verdi. Derhal adresini arattı! Bul. du ve hemen yola çıktı. ; Kapıyı çalan misafirin polis olduğu»! , mu görünce, Nusret, şaşalıyarak sor- odu — Ne istiyorsunuz, beyefendi? — Baz izahat almak için geldim. Hayganoş'a satılan elmaslar mesele- si, — Buyrun efendim. Fakat ben ifa- demde söylediklerimden başka birşey bilmiyorum. — Belis yok... Bilirsiniz ki, cinayet meselelerinin inceden inceye elenme. 8i lâzım. bazı yeni hâdiseler de vukua geldiğinden... Nusret afallıyarak ve sahte bir ne- seyle sordu: — Vay... Ne gibi yeni hâdiseler?.. Öğrenebilir miyim? — Tekrar istintakı icap ettiren bazı noktalar... Şünu anlamak istiyorum: Elmasları satan kizin hakikaten Şer- min hanım olduğuna emin misiniz? Bu sualden ürkmeğe başlıyan ko- misyoncu; — Katiyetle eminim! - dedi. Polis memuru devam etti; — Lâkin Şermin hanım o saalte başka bir yerda bulunduğunu isbat ediyc di hk Mtatürk Türkiyesi Tanınmış bir Yugos muharriri mühim bir eser neşretti Yugoslavyanın en büyük gaze- tesi olan «eVreme> gazetesinin siya- si muharriri B. Svetovski mem- leketimizde yap- tığı uzun tedkik- ler neticesinde, «Atatürk Türki- yesi» namile Bel- gradüa bir kitab neşretmiştir. Türkiyenin ve Türklerin sami- mi bir dostu olan B. Svetovskiyi bu tedkikata ve bu eseri yazmağa sevk eden hisleri iki- dir; Biri yeni Türkiyeyi yaratan ve Türk milletine dünyada lâyık olduğu mevkii temin eden Büyük Önderimiz Atatürke karşı beslediği derin hay- ranlık, diğeri de Balkan ailesinin bir uzvu olan Türk milletinin milli şefinin sevk ve idaresi altnda 'kak kındığını ve on misli artmiş olan kuv- vet ve kudretini Balkanlılık mefkü- resinin hizmetine arzettiğini gör- mekten duyduğu zevk ve hazdır. İşte bu hislerle işe başlıyan B. Sve- tovski bize çok canlı bir eser vermiş- tir. Eser, Atatürkün muazzam inkı. Tâblarmı ve Türkiyenin dev adımla- riyle başarılmış terakki ve inkişafını çok canlı bir surette cazib ve siyasal bir ifade ile tasvir ediyor. Yugoslav muhbarriri, bu eseri yaz- makla Türklere karşı derin muhab- betini fili bir şekilde isbat ettiği gibi, Balkanlılık davasına da büyük bir hizmet Ha etmiştir. Zira Balkan milletleri arasındaki tesanüd ve bağlılığı kuvvetlendirmek için yekdiğerini tanımaları icab eder. B, Svetovski bu gayeye de hizmet et- miştir. B. Svetovski İzmirde bir gazete satıcısı tramvaydan düştü, ağır yaralandı İzmir (Akşam) — İzmirde Göztepe tramvay caddesinde feci bir tramvay kazası olmuştur, Gazete müvezzii Mu- harrem oğlu 14 yaşında Tahsin, sa- bahleyin tramvay müşterilerine ga“ zele satarken vatman Ahmedin ida- resindeki 2 sayılı tramvay arabasına atlamış, tramvaya girmek istemiş, fa- kat ayağı kayarak yere düşmüş, başı kaldırım taşına çarpmış, kafatasında büyücek bir çatlak hasıl olmuştur. Zavallı çocuk, ağır yaralı vaziyette İzmir Memleket hastanesine kaldınıl- miş, tedavi altına alınmıştır. Kazada yatmanın alâkası olmadığı anlaşık muştur. Son pişmanlık para etmez Genç yaşında arttırmağa alış — Nasıl olur? Bizim o kıza karşı bir düşmanlığımız yok ki... Kendisini ikin. ci defa gördüğümüz vakit derhal ta- nıdık; biliyorsunuz yü... — Biliyorum, lâkin bir yanlışlık ola- maz mı?.. Onu andıran sarışın bir kı- zı, bütün hüsnüniyetinize rağmen ben. zetemez misiniz? — İki kişi birden de yanılamaz ya, efendim. Korkusuna rağmen, bu sözleri söy- lerken, müstehziydi, — Olabilir, olabilir... Bu gibi işlerde ne yanlışlıklar görülmüştür. - Yoksa benzer birini mi buldunuz? Hiç istifini bozmadan, Şevki, ciddi- yetle: — Tamam... İyi keşfettiniz... Aran- dı ve arkadaşlar böyle birini bulmuş- lar... Nusret, yerinden fırlıyarak: — Kızı mı bulmuşlar? - diye gayri ihtiyari kekeledi. Şevkinin müdekkik nazarı, muha- tabının bu şaşkınlıklarını kaydetmiş- Ws Kendi kendine: «— Mektup uydurma değilmiş!» di- ye düşündü. Doktor Raufun telkinleri dâ aklına geldi. Ne olursa olsun kozunu oynıyacak» tı, Samimi bir eda ile; »- Kız daha bulunmadı. Fakat lâf Mizda birçok şeyler Me dan düşer gibi sordu: Bandırma mektu İarı Bandırma Halkevinin faydalı çalışmaları Bir biçki dikiş yurdu, bir bando tesis edildi, itfaiye tamamen ıslah olundu Yukarıda solda Bandırmada İtfaiye neferleri yeni kıyafetleriyle, aşağıda bando, sağda Halkevi tarafından giydirilen çocuklar Bandırma (Akşam) — Halkevi Halk dersahaneleri şubesi Bandırmada ilk defa olarak genç kızlar için biçki, di- kiş, şapka ve çiçek kursu açmış ve bu iş için değerli muallim bayan Hasibe Aka'yı da fahriyen kurs muallimi ol. mak üzere tayin etmiştir. Muntazâ- man haftada iki defa ders görmekte olan talebeler yakında Halkevi salo- nunda bir sergi açacaklardır. Kurs muhitte çok büyük bir alâka uyandır- mış henüz tesisi iki hafta gibi kısa bir zamana münhasır kaldığı halde bir- çok talebe kaydetmeğe muvaffak ol- muştur. Gönderdiğim fotoğraflar kurs mu- allimi bayan Hasibe Akayı ve talebele- rinden bir kısmını göstermektedir. Yeni itfaiye teşkilâtı Bandırma belediyesi görülen lüzum âzerine itfaiye teşkilâlını ıslah etmiş zehirli ve yakıcı gazlara karşı itfaiye efradını son sistem elbiselerle techiz etmiştir. Halkı zehirli gazlardan korumak için yapılan tecrübeler de iyi netice. ler elde etmiştir. Halkevi bandosu Henüz bir senelik maziye malik olan Bandırma Halkevi bündosu son Za- manlarda faaliyetini bir kat daha art- tırmış ve müuallimleri Keramettin 'Tunçokun geceli gündüzlü sarfeyledi- ği mesai sayesinde verimli neticeler elde etmiye muvaffak olmuştur. Ban- do tatil günlerinde Halkevi salonu ve bahçesinde müntehâp parçalar çalmak suretile Bandırmalıların bedii zevkle- rinin yükselmesine âmil olmuştur. İç- selâ, gâyet yüksek mevkide bir ha- nımefendinin bu işle alâkası olduğu- NU... z Nusret, gözleri fâltaşi gibi ağılmış, boğuk bir sesle sordu: — Kimmiş? — Size sır olarak tevdi ediyorum. İbnülkasım paşanın haremi mevzuu bahis ediliyor. O anda ev sahibini yıldırım çarp- saydı, bu derece sendelemez, şaşırmaz- — 'Tanımıyorum...'- dedi. - İsmini işitlim, fakat şahsını tanımıyorum. — Zengin bir hanımdır. Sefahate düşkün... Didarın nişanlısını seviyor- muş... Ayırmak için neler yapmamış... İmzasız mektuplar... Casusluk tehdid. leri... Nusret tıkanıyor, boğuluyordu. Her halde bu polis memuru, söyle. diğinden çok fazla bir takım hakikat. lere de vakıftı. Bu hususi şeyleri nereden öğren- miş?... Nereden biliyordu?.. Meselenin son derece sarpa sâraca- ğını tahmin etti, İş kendini kurtar. maktı. Bir taraftan Lemanın temin ettiği maddi menfaat, diğer taraftan da adaletin tebdidi... Yok, tereddüd etmeğe gelmezdi... Elbette canımı kur. tarmek lâzımdı. Birdenbire Şevkiye yaklaşarak, dam: lerinden ayrılan caz orkestrası müsa- mere ve aile toplanlılarında bu yok- suzluğu gidermeğe muvaffak olmakta dır. Halkevinin çocuklara yardımı Bandırma Halkevi sosyal yardım şu besi öksüz ve fakir çocuklardan sek- sen beşine elbise, ayakkabı, iç çama- şırı tevzi etmiş ve fakir çocukları se- vindirmiştir. Halkevi binası önünde çekilen fotoğ- raf giydirilen fakir çocukları sosyal yardım şübesi idare heyetile bir arada göstermektedir. Edirnede umumi meclis azası seçimi Edirne (Akşam) — Müddeti bitmiş olan vilâyetimiz umumi meclisi azalı- Ga için yeni intihap, gerek vilâyet mer- kezinde, gerekse Edirneye bağlı kaza- Jarda geçen hafta yapılmıştı. Buradaki intihap belediye salonun» da başlamış ve mevcud müntehibi. sanllerin ekseriyet teşkil ettikleri an- laşılarak gizli reyle seçim yapılmıştır. Reylerin tasnifinde Edirne merkez kazası üyeliklerine Cümhuriyet Halk partisi namzedleri bulunan Mehmed Edip Ağaoğlu, Hatice Demiray, Ah- med Mecgel, doktor Fuad Kuman, Ri- fat Riza Vardar, Hilmi Atakan ile Ah- med Fazlı seçildiler, Kazalar seçimin- de de Keşan: Hasan Yenice, Hüseyin Dinçer, Arif, Uzuköprüde: Halid, Lâ- tif, Mustafa ve Vahid, Meriçte, Fuad Uzan, İpsalada: Riza meclisi umumi üyeliklerine seçilmişlerdir. — Bü işin iç yüzünü öğrenmek için acaba kaç para verirler? — Herhalde ağrınızı kapanmak için verilen pata kadar! Nusret irgilerek; — Beni şerik mi sanıyorsunuz! — Didarın katil meselesinde hayır! Lâkin ondan sonrasından evet... Bu benim şahsi fikrimdir. Âmirlerimin bundan haberi yok. Tah im ki sizin gibi kanunları bilen bir insan ei- Yayet işlemez. Fakat bazı sırları bik diği halde süküt edebilir! — Doğru... Hakkınız var! — O halde lütfen meseleyi bana izah eder misiniz? Niçin Şermini leke- lemek için onâ benziyen bir kıza el. masları sattırdınız? Halbuki pekâlâ bis liyordunuz ki katil, gnele kılığına gir. miş olan Leman hanımefendidir. Ev sahibi hayretle yerinden fırlıya- rak: — Nasıl? Bunuda imi biliyorsunuz? — Elbette... Buna göre daha neler! Noksanlarımı da itmam etmem lJütfu- nuza bağlı! Ancak polise yardım ederek kendi. ni kurtaracağını aylıyan Nüsret, bil. dikleriin birbir hikâye etmeğe başla dı. Vakayı olduğu gibi söylüyor, hiç birşey gizlemiyordu. Dikkatle dinliyen Şevki başını sak Jadı: (Arkası var)