18 teşrinisani 1938 AKŞAM Onun emsalsiz cesareti — Efendiler! Buna şapka derler. - demişti. Medeni cesaretini gösterecek cild dolusu daha ne cümleleri vardır. Pek çokları, başlarına giydikleri halde, dillerine adını alamıyorlardı: «Şem- i siperli serpuş» diye geveliyorduk. Muhitimizdeki mutaassıbların dehşetini Azaltmak istiyorduk. 0, Kastamonide, bütün o idarei maslahatçı usulleri bir kelimeyle yıkmış- Beyaz sakallıların, beyaz sarıklıların gözleri içine bakarak, me- en büyüğünü göstererek bunu böylece söylemişti. - Hepiniz Şapka giyeceksiniz! Her attığı adım, her başardığı inkilâb medeni cesaretinin ayrı bir teza- hürüdür. Cesaretlerinin maddi kısmına gelince, değildir; epik şairlerin nazm lâzım, Edib muharrir Mahmud Yesari anlatıyor: Çanakkalede, ihtiyat zabitiydim. Biz gece gündüz siperde yaşaya yaşaya, o ©0- henneme alışmıştık. Fakat en büyük rütbeli paşalar olsun, Alman generalleri olsun, İsftişe geldikleri sıralarda dikkat ederdim: Halleri değişirdi. O İse, salona giren bir er- künıharb zabiti zerafetile siperleri dolaşırdı.» Benim de daima hayran olduğum bir manzara vardı. Geçeceği zaman, önü Sıra, muhafazasındaki motosikletliler giderdi. Üzerine hepimizin titrediğimiz. bu Büyük Şefin her ayak bastığı yerde vlicut kalelerinden bir mahfaza İçine al- , mak isterlerdi, Fakat biltün bu tertibat, o yola çıkar çıkmaz altüst oluyerirdi. Zira Atatürk, ışığı fenere sığamayan bir şua gibi, ilk iş olarak, kendini koru- mak istiyenlerin çemberini yarar, tehlikenin tam ortasına atılmak hareketini ardı. Bazan, öndeki mubafızlarının yolunu takip etmez, sapardı Bazan bin kisinin, on bin kişinin arasına sokulur, kim olduğu, hangi memleketten ne maksatla geldiği, milliyeti ve akidesi malüm olmayan insanların dahi kaynaş- tığı kütleler içine yürür, giderdi; oturur, konuşurdu. Floryada, Beyoğlunda, Yalovada, Bursada Onu hep ayni vaziyetlerde görür- dük. Değil dünyaya meydan okumuş, mevcut adetlerin zıddına binbir inkılâb yapmış milli bir Önder, hatta geçeceği yolları gizli polisine haber vermiş bir fırka Tiderleri bile, dünyanın hiçbir memleketinde terkibi meçhul bir kalaba- ğın arasına bu kadar serbesçe giremez. Onun cesaretine hepimiz hayran olmakla beraber, üzülürdük de; —N Niçin nefsi hak- kında #htiy Fakat o, her ş de, yi biliyormuş. Biz Onun dünyaca bu derece İstisnasız sevil diğini cak ölümünden sonra anladık. Dünyada kendisine el kaldırmak de naetinde bir tek ferÜlin kalmadığını Atatürk önceden kavramış olacaktı. Onun cesareti, şuurla, ihatayla birleşmiş emsalsiz cesaretlerdendi. 2. Asım Us da bu hasletinin bambaşka veçhesini iki misalle kaydediyor: Birincisi, Çanakkalede, kalbi hizasmdaki saatine bir mermi rastlayıp da yere düştüğü zaman: — Sus! - İşareti yapmış. Vuruldu da ölecekse, etrafla panik uyandırmasın diye. İkincisi, son hastalığı esnasında, ve hastalığının icabı olarak, dudaklarıma götür- düğü mendil kanlanmış. Bunu, Meelistekilerden sade birinin farketliğini görerek, yine: Sus! - işareti yapmış; ve muhavereyi umumi neşenin bozulmayacağı bir se- mine sürüklemiş... Medeni cesaret, maddi cesaret ve rah cesareti.. Tam cesaret... Her veçheli cesa- (VA-NO) hikâyesi için sanırım neşir kâfi Moülklürmtle3 Kim daha matemli? | — Kadınların en fazla hassasiyet | rini, ağladıklarını, bayıl- | dıki yandıklarını, kadın âsabı- nın daha zayıf olduğü h etmeme MH... Şimdi onlar da kayalın her me şakkatine, Feleğin her cevrine erkek ler derecesinde katlanmasını öğren- mişlerdir... Onların en matemli olma- | ları şununla izah edilir ki, Atalürk halkın bu yarısını, 1 sı olarak kurtardıktan başka, ayrıca âdetleri, kanunları değiştirerek bir kat daha saadetlerine müessir ol muştur. — Peki erkeklere?... Onlara ki bir erkek valanı verdi... En muhtaç ol- dukları şeyi... — Ya çocuklar?... Çocukların dai- ma alışveriş yaptıkları, pasta gibi yi- yecekleri salan dükkânlar, bi matem günlerinde, hazırladıkları mutad mal ları satamaz oldular.. İslaninl ço- cukları, sevdikleri tatlılardan yemeği, | kendi düşüncelerince, büyük acıları- na karşı hürmets: saymış Ola caklar... Kimin mat kimin sevgisi daha büyük olduğu anlaşılamıyor... Bir bakıma her zümre ötekile rekabet edercesine... Bir bakıma millet tek kalb halinde... Reisicümhur İsmet İnönünün Hatay devlet reisinin tebrik telgrafına cevabı Antakya 17 (A.A.) — Relslcümhur İsmet İnönü, Devlet reisi Tayfur Sökmenin tebrik telgrafına şu cevabı vermiştir; Ekselâns Tayfur Sökmen Hatay Devlet reisi Antakya Riyaseticümhura intihabım dolâ- yısile göndermek lütfunda bulundu- ğunuz tebrik telgrafından dolayı te- şekkürlerimi takdim ederim. Ö ölmedi Mhtct sarayının loş çat altmdayım. Halk, acı hakikate bir türlü inanmak istemiyen, O nun mukaddes iabutu önünde göz yaşı dökerken bile gördüğüne inananuyan millet, bahçenin kumlarını çıtırdatmaktan çekinerek, parmaklari- nın ucuna basa basa, hıçkırıklarını bağrına göme göme Büyük ölünün önünden geçiyor. « Marmara bile büyük mate min ulvi sessizliğine bürünmüş; dalgacıklar ağır ağır sarayın rıhtımına kadar geliyor ve sanki rıhtıma çarpıp şakımamak için dağılıyorlar. Deniz, O nun çok sevdiği, kıyılarına çömelip okşadığı deniz de büyük yâsın sessizliğine bü- rünmüş... Karşımda oturan dost, derin bir göğüs geçirdi, derin bir ah etti, sonra göz klarından süze size paslı, boğuk, hıçkırıklı bir sesle konuştu; lü yokluğuna İnanamıyorum. Başını çevirip kapıya bak; Onun mübhip siluetini görür gibi olmuyor musun? Yankular veren bu kubbeli çatı al. tında heran O nun sesi çınlayacakmış gibi geliyor... O nun yüzünü artık görme- mek, görememek kabil mi?... Demek artık masanın başına geçip oturmayacak, bizi çağırıp emirler veremiyecek öyle mi?.. Böyle şey olur mu?... Buna imkân var mıdır?... Revamıdır böyle şey?.. Şu masaya bak... Bazen gelir bu masada otururdu. Uzun ince parmaklı, avuçları pembe ellerini görüyorum, Kalemi alıyor ve dikte ettirdiği bir müsved. denin hazı yerlerini düzeltiy: Bak haklarda ayaklarının izi duruyor... Yalan O ölmedi!... vk Yakınlarından hep ayni sözleri duyuyorum. Ona yakın olmıyan kim var- dı ki... Herkes O nun, herkes Ondandır. — Motosiklet görünce arkadan O nun otomobili görünecek sanıyorum da yüreğim ağzıma geliyor! — Sir yerde toplanmış kalabahk gördüm de, O nu orada oturuyor sandım, nasıl bayılımam? — Ne yapayım bavsalam almıyor, O nu bir daha göremiyeceğime İnanamı- yorum... Yalan O ölmedi!... “e” O ölmedi! O nu özlediğimiz zaman biribirimizin yüzüne bakalım, gözlerimizin ifadesi arasında O nun ifadesini buluruz. O nu göresimiz geldiği zaman biribirimizi görelim, her birimizde O ndan bir parça vardır. O na hasret çektiğimiz zaman, biribirimizi kucaklayalım, biz O yuz, çünkü O bizdi. Türk Cümhuriyetinin hangi sahifesini açsak O nun izini, Türk toprağının hangi zerresine bassak O nun izini, Türk medeniyetinin hangi safhasına baksak O nun izini buluruz. Görüşümüz Onun görüşü, duygumuz O nun duygusu, ülkümüz O nun ül küsüdür, O ölmedi! SELÂMİ SEDES Ecnebi memleketlerden gelen bu çelenkler Ankaraya gön- derilecek cenazesi için ecne- ketlerden gönderilen çelenk- agon doldurmuştur. kler Ankaraya gönderile a ve Belçika sefaretha- leri de gelmiştir. İstanbuldaki cenaze alayı için de k hazırlanmış ve ısmar- Bu çelenkler İstanbuldaki yndan sonra Ankaraya gönderilecektir. Fransız kruvazörü cumartesi sabahı geliyor Fransız krüvazörü Emile - Bertin cumartesi sabahı İstanbula gelecek- tir. Krüvazörle 10 zabit kumandasın- da 190 neferlik bir Fransız silâhendaz nüfrezesi gelecektir, Bu Fransız müf- tatürkün cenaze merasimin- de bulunmak için Ankaraya gidecek- tir, çelen Sporcuların matemi Spor hareketlerinin bir ay durması kararlaştı Türk spor kurumu umumi merkezi tarafından büyük matem dolayısile Türkiyedeki spor hareketlerinin yeni- den verilecek bir emre kadar tatil edildi; Ilce bildirmiştik. Son dakikada aldığımız bir habere göre spor kurumu merkezinde yapi lan bir toplantıda Türk sporcularının, Büyük Atamızın hayata gözlerini ka» padığı 10 ikinciteşrinden 10 birinci- kânun tarihine kadar bir ay müd- detle matem tutmaları tekarrür ete miştir, Bu müddet zarfında Türkiyenin her hangi bir mmtakasında hiç bir spor eketi yapılmıyacaktır. 11 bi- rincikânun tarihinden itibaren spor faaliyetlerinin başlanmasına müsaa- de edilecektir, Spor kurumu umumi merkezinin bu kararı bütün muıntakalara birer tamimle bildirilecektir, em... |Belçikameclisinin 5 YlAtatürke hürmeti Meclis reisi Atatürkün eser- lerinden hayranlıkla bahsetti Brüksel 17 (A.A) — Belga ajnası bildiriyor: Mebusan meclisinin dün- kü celsesinin başlangıcında reis B, Huyusmans, Atatürkün balırasını tebcil etmiş ve onun Belçikalılar ara- sında mesai arkadaşları bulmuş ve Türkiyenin sınai bakımından tensiki için bunları Türkiyeye davet etmiş oluduğunu hatırlatmıştır. Meclis re- isi, şöyle devam etmiştir: «Cüretkâr bir insan olan Atatürk, itidal ile hareket etmesini bilmiştir. Müşarünileyh, ıslahatçı ihtirası milli toprağa hasretmiş ve yeni dev- letin menfaatlerine hizmet eti onun istikrarını temin eylemiş ve 60 nebilerin sempatilerini celbe muvaf- fak olmuştur.» Meclis, relsin Ankara hükümet ve parlâmentosunz bir taziyet telgrafı gönderilmesi lifini ittifakla kabul etmiştir. Nazır, Meclis reisinin taziyet söz- lerine hükümetin taziyetlerini âve etmiştir. Üniversite ve yüksek © okullar Büyük Önderin cenaze töre w mine iştirak programı Üniversite ve Yüksek Okullar Tedris Meyeti ile Talebesine, Üniversite Rektör Yüğünden: 1 — 19 İkinciteşrin Büyük Önderin 68- naze töreninde toplanma yeri Beşiktaşta Akaretler Tramvay durak yerinden Ihlas mur caddesi istikametine doğrudur. 2 — Tramvay yolundan akaretlerin kö- gesine kadar olan kısmın Tedris Heyetine ve arkası talebeye ayrılmıştır. 3 — Toplanma santi: Profesör va tale- beler tam saat; 8 de kendilerine ayrılmış olan yerlerde £ toplanmış olacaklardır. Saat sekizden sonra Tophane yolu ka- panımış olacağından arka yollardan gelin- mek suretile en geride yer alınarak alaya gühak edilebilir. 4 — Törene İştirak edecek tedris heyeği için kiyafet: Frak, silindir şapka, siyah yelek, beyaz boyunbağıdır. Fraklı olmıs yanlar fraklı olanlarla İalebo arasında yer alacaklardır. $ — Kız ve erkek talebe mümkün oldu- gu kadar koyu renk elbise giyecektir. AE DAYE