—şmnow.w & a a a Cc 5, zo” GTRARGSTi 13 Teşrinisani 1938 AKŞAMDAN AKŞAMA Geçirdiğimiz büyük imtihan Dünya, gözlerini Türkiyeye çevir- mişti. Biliniyordu: Bu körpe cümhuriye- tin kurucusu ve ilk reisi hastadır, ümidsizdir, «ondan sonra ne olacak?» deniyordu. 5 Bizi yakından tanıdıklarını sanan ların şayed şüpheleri olduysa, şayed ileriye doğru hamlelerimizde sürçece- ğimizi akıllarından geçirdilerse, Ata- türkün eserini de, «içinde bir çok Musta Kemaller yaşayan bu mil lets i de tanıyamamışlar demektir. Onların anlayışsızlıklarını, Türkiye- nin bugünkü muhteşem matemli fa- kat matemine rağmen vakur, yekvü- cut ve «her zamandan ziyade taze ve canlı manzarası ne beliğ şekilde meydana koymaktadır. Şirazesi hiç bir hadiseyle bozulmi- yacak olan ebedi Türkiyenin ikinci Cümhurreisliğine, yine muazzam bir beynelmilel şahsiyet ve harp, sulh, imar kahramanı diye ün alan İsmet İnönünün gelmesi, bir millete müte- akib şekilde nadir nasib olan bahtla- rın ikincisi diye gıptalar uyandırıyor. Devletimizin birinci reisinin zıyan bizde ve bütün dünyada nasıl derin bir elem ve büyük insanın hatırasına karşı hayranlıkların izharına vesile teşkil ettiyse, yeni Şefimizin bütün milli xu ve iradelerden yek'âvaz olarak yükselmesi; sarsılmaz bir kuv- vet ve azım sembolü halinde başımız- dn tecelli etmesi, yakından olduğu gibi uzaktan da aynı derecede hey- belli, haşmetli görünüyor ve Türkün disiplinli fakat şuurlu ruhuna misal teşkil ediyor. Biz, sürü millet değiliz. Olmadığı- mızı da dalma müstakil kalmakla, kimsenin boyunduruğuna (girme mekle » hattâ asırlık ananeler müh- Sulü saltanatların, hilâfetlerin tâbil kalmamakla - bütün tarih imtida- dınca isbat ettik, Buna rağmen, biz, milli dehamızı kendi şahsında akset- tiren kudretli ve bize lâyık bir şefi daima başında görmek iştiyakıyle şiddetle çırpınan bir camliayız. Son naehil padişahların bizi temsil ede memesi yüzünden nasıl müteellim ol duğumuzu geçen nesiller gayet İyi hatırlarlar. Cümhuriyet ise, en geniş imkânlar içinden milli mümessilimizi seçebilmek imkânını bize verdiği için, tam istediğimizi, tam kendi ruhumu zu ve mümessilimizi İsmet İnönünün kudretli, metodik, pürten, mütebes- sim ve hayatiyetli şahsında oseçebilk mekle bahtiyarız. Dünya gözlerini bize çevirmiş, ne yapacağımıza bakıyordu: Bu imti- handan bütün vakar ve azametimizle çıktık. (Wâ - Nü) e amma Küçükpazarda mektep Viâyet, Küçükpazardi Demirtâş «mahallesinde Etem paşa veresesine Bid konak ile müştemilâtının istim- lâk edilmesine karar vermiştir. Yapılan tedkikat neticesinde bu imzi 36 bin liraya satın alınması- na imkân olduğu anlaşılmıştır. Bu hususta bütçeye ancak on bin lira- İık bir tahsisat konulmuştur. Müte- bakisi için şehir meclisine salâhiyet Verilecektir. Binanın. ferağı derhal Yapılacak ve bina hemen mekteb ha- ine konacaktır. Sokak İmbele e aa söndürecek merkezler Şehrin karanlık sokaklarının ten- Yiri için yeniden tesis ve ilâve edilen 1 beş yüz lâmbadan bin üç yüz kü- #uru el ile söndürülerek tertibatı haiz bulunmaktadırlar. Fakat bun- ları söndürme işinin takbikinde bazı İenni mahzurlar görüldüğünden be- İediye Jâmbaların yakılıp söndürül- eleri için muhavvile merkezlerinin tesisine Yüzüm görmüş, lâzun gelen bin liralık masrafın ödenmesi için belediye relsliği, şehir meclisin. | V salâhiyet istemiştir. Meclis bu #1 kabul ederse, belediye ida- Yesi, elektrik ideresile bir anlaşma eek ve münasip görülecek yer. muhavyile merkezleri inşa edile- AKŞAM ŞEHİR HABERLERİ Bebek-Dolmabahçe Yolun açılması için hazırlanan plân bitmek üzere Nafia Vekâleti tarafından verilen emir üzerine Bebek - İstinye hattın- dan sonra Bebek - Dolmabahçe yolu- nun da açılması için şehircilik mü- tehassısı B, Prost'un tedkiklerde bu- Janduğunu yazmıştık. Haber aldığımıza göre şehircilik mütehassısı B. Prost bu husustaki tedkikalını bugünlerde bitirecektir. Mütehassısın hazırladığı plân $6- hir meclisinin tasvibinden geçtiklen sonra tasdik edilmek üzere Nafia Vekâletine gönderilecektir. Esasen Bebek - İstinye plânı ve Be- şiktaşta Barbaros türbesinin etrafı- nın tanzimi de evvelce mütehassıs ta» rafından hazırlanmış ve vekâletçe tasdik edilmiştir. Yeni yolun plânı evvelki iki plâna uygun olacaktır. Bu nasıl koşu? Fatihte Çarşambada oturan Hüse- yin isminde biri, yolda koşarak gider- ken altı yaşlarında Arif isminde bir çocuğa çarparak muhtelif yerlerinden tehlikeli surette yaralanmasına se bep olmuştur. Yaralı çocuk tedavi al tına aldırılmış, Hüseyin hakkında da kanuni takibata girişilmiştir. Sandal kazası Mahkeme mevkuf kaptanın kefaletle tahliyesine karar — verdi. Bir müddet evvel Mehmed kaptanın idaresindeki motör, Haliçte Yemiş İs- kelesinden mezbahaya doğru gider ken Halıcıoğlu iskelesi açıklarında Şabanın kayığına çarparak parçala- yıp batırmış ve kayıktaki yolculardan biri boğulmuştu. , Dün Ağırceza mahkemesinde ted- birsizlik ve dikkatsizlikle vefata sebe- biyet vermek suçundan maznun kap- tan Mehmedin muhakemesine bakıl- mıştır, Bu celsede mahkeme, kazâ mesulünün iyice tesbiti için mahal- linde bir keşif yapılmasına karar ver- miştir, Bir heyet kaza yerinde keşif yaparak raporunu mahkemeye ver- dikten sonra muhakemeye devam edi- Jecektir. Diğer taraftan şimdiye kadar mev- kufen muhakeme edilmekte olan kap- tan Mehmed, kendisinin kefaletle tahliyesini istemiş, mahkeme tahki- kat safhasının inkişaf etmiş olmasını göz ününde tularak Mehmed kapla- nın yüz elli lira nakdi kefaletle tahli- yesine karar vermiştir. Mehmed kap- tan derhal kefalet parasını yatırmış ve-aerbes bırakılmıştır. “Bir otobüs devrildi Kaza maddi hasarla savuş- turulmuş insanca zayiat olmamıştır Eminönü - Emirgân hattında işli. yen şoför Mustafanın idaresindeki oto- büs, dün Asri mezarlık civarından geç» mekte İken, tekerlekten bir çivinin fır. lamasile müvazenesini kaybetmiş ve oradaki bir hendeğe yuvarlanmıştır. Kaza yalnız maddi hasarlâ savuştus rulmuş, insanca bir zayiat olmamıştır, Otomobil tramvaya çarptı Şoför Cemalin idaresindeki taksi ile 125 numaralı Şişli - Tünel tramvayı İstiklâl caddesinde çarpışmışlar, her ikisi de hasara uğramıştır. Tramvaya atlarken Tophanede oturan İhsan isminde biri, Çarşıkapıda Yedikule tramvayı- na atlamak isterken müvazenesini kaybederek düşmüş, muhtelif yerle- rinden tehlikeli surstte yaralanmıştır. Polis, İhsanı Cerrahpaşa hastanesine yatırmıştır. Beygir ürktü Nezafet amelesinden Kâzim, dolu çöp arabasile Balıxapazarından ge çerken beygir ürkmüş, kunduracı Lâmbonun dükkânının vitrinine gemi parak parçalamıştır, iğ Karilerimizin fikri Üniversite kütüphane- sinin yanındaki ahşap bina Önünden her geçişimde yüre- gim sızlıyor. Memleketin en kıy- metli âsarını içinde topuyan şu üniversite kütüphanesi yanımda- ki ahşap konak, bu milyon değe- rindeki eserleri her ân bir yangın tehlikesine maruz' bırakmaktadır. Maazallah böyle bir kaza olur- sa ziya, telâfi edilemez derecede büyük olacaktır. Modern eserler yapan üniversite idaresinin bu hususta dikkalini celbederim. Mustafa Doğan Telefon kordonları Nafia Vekâleti posta ve telefon umum müdürlüğünden: Gâzetenizin 24/10/938 tarihli nüshasında «Nizamlar halka uy- malı» başlığı altında intişar edeni yazınız tetkik edilmiştir. . Bahse mevzu olan, telefon ma- kinelerine daha geniş bir hareket serbestisi verilebilmesi için, telefon kordonlarının o arzuya göre uza- alabilmesini teminen tarifeye bu- na ait ilâveler yapılması daha evvel idaremizce derpiş edilerek icabına tevessül olurimuştur. Key- fiyeti bu suretle tavzih eder say- gılarımı sunarım, Umumi müdür V. $. Karacan ihracat piyasası çok canlıdır 55,000 ton üzüm ve 22,000 ton incir ihraç edildi İhracat mevsimi çok hararetli geçi- “yor. Son bir ay zarfında gerek ihracs- tumızda, gerek ithalâtımızda bariz bir inkişaf göze çarpmaktadır. İstanbul piyasasında, üzerinde en çok müamd- le kaydedilen ihracat maddesi tiftik- tir. Tiftik piyasasında evvelce görülen durgunluk tamamen zall olmuştur. İstanbul piyasasında en canlı madde- lerin diğerleri de yün ve findıktır. Bir ay zarfında her iki maddeden mühim miktarda ihracat yapılmıştır. Hububat piyasasında canlı hareket- ler göze çarpmamıştır. Bunun belii- başlı sebebi, hariç piyasalarda flatle- rin pek düşük, buna mukabil bizde yüksek olmasıdır. İhracatımızda olduğu gibi, İthalâtı- mızda da görülen inkişaf ehemmiyetle karşılanmıştır. İthalât maddelerinin en çoğunu manifatura eşyası teşkil etmektedir. Gelen haberlere göre, İzmirden diye kadar pek az tesadüf edilen mü- him miktarda ihracat yapılmaktadır. Bu sne üzüm rekoltesi 75,000 tondur. Bunun 55,000 tonu ihraç edilmiştir. Keza, hurda kısımları hariç olmak üzere, 27,000 tonluk incir mahsulü- nün de şimdiye kadar 22,000 tonu sa- tılmıştır. Ankara caddesinde ağaçlar- dan bir kısmı kesilecek Ankara caddesinin asfalt ve mo- zalk parkeye tahvil edilmesine karar verilmesi Üzerine yaya kaldırımla- rın genişletilmesi için cadde üzerin. de bulunan âdi cins ağaçların kes tirilmesi lâzımgelmişti. Bu ağaçlar belediye fen heyeti ile vilâyet orman müdürlüğü tarafından tedkik edile- cek ve bundan sonra keslimeğe baş. lanacaktır. Fena cins ağaçların ye rine iyi cinsten ağaçlar dikilecektir. İstanbul - Mudanya vapur tarifesi değişti Denizbank İstanbul - Mudanya se- ferleri kış tarifesini bugünden itiba. ren tatbik sahasına koymuştur. Bu- günden itibaren vapurlar saat 9 da Mudanyaya hareket edeceklerdir. Yalnız cumartesi günleri 13,5 da bir vapur daha kalkacaktır, Göz paviyonu Cerrahpaşa hasta- nesindeki paviyon 70 yataklı olacak Cerrahpaşa hastanesinde yapılan göz paviyonunun bittiğini ve yakın- da açılacağını evvelce yazmıştık. 70 yataktan ibaret olacak yeni paviyonâ İlâve edilecek yeni yatakların masra- fi için İstanbul belediyesinin Sıhhiye Vekâletine yaptığı müracaat bugün- lerde bir hal suretine bağlanacak ve "bu masraf temin edildikten sonra yeni paviyon açılacaktır. Yeni göz paviyonundaki tesisat, son sistem vesait ile mücehhez olaca» gından memleketimizin göz tedavisi hususunda en mükemmel bir mücs- sesesi olacaktır. Bundan başka yeni göz paviyonu ile burada yapılmakta olan cerrahi paviyonu müştemilâtı için bazı yerlerin istimlâkine karar veri) k “Bu yerler sahiblerinin istimlâk be- deli'için yaptıkları itiraz şehir mecli- #ince tedkik ve müzakere edildikten sonra kati bir karar verilecektir. Şirketi Hayriyenin kış tarifesi Şirketi Hayriye kış tarifesini ay ba» Şından itibaren tatbik etmeğe başlı. yacaktır. Tarife hazırlıkları bitiril. — El çabukluğu Sabıkalı İsmail 26 lirayı aşır- a i > Fatih civarında oturan İsmali adın- da bir sabıkalı, Yemiş caddesinden ge- çerken,, Leon adında birini yanına sokulmuş ve; — Şurada bir zarf buldum. İçi pa- Ta dolu. Gel paylaşalım. Diye bir kenara çekmiştir. Bu ko- nuşma sırasında İsmail, el çabukluği- le I#onun çantaslle 26 lirasını aşır- mıştır, Biraz sonra bunun farkına varan Leon zabıtaya müracaat etmiş ve a terilen sabıkalı resimleri arasından İs- maili tanımıştır. İsmail yakalanarak Adliyeye veri. miş, dün Asliye üçüncü ceza mahke “mesinde muhakemesine başlanmıştır. Maznun İsmali mahkemede, dolandi- rıcılk ve hırsızlıktan beş sabıkası ve | beş çocuk babası olduğunu söyliye- rek: — Şimdi tövbekâr oldum, böyle Iş- ler yapmıyorum; Leonun paralarını ben almadım. Sabıkalı olduğum için polisler beni-yakaladılar. Diye suçunu inkâr etmiştir. Mahke- me, İsmailin tevkifine karar vererek şahidlerin celbi için muhakemeyi baş- ka güne bırakmıştır. İstimlâk bürosu Yeni kurulacak büro harita şubesine bağlı o olacak İstanbul imar plânının tatbiki mü- nasbetile şehirde geniş mikyasta ya- pılacak olan istimlâk işleri için müs- takil bir imar bürosu kurulmasına karar verilmiş ve bu hususta şehir meclisince de o salâhiyet alınmıştı. Meclisin bu kararı Dahiliye Vekâleti tarafından tasdik edildiğinden ya kında istimlâk bürosu teşkili edilecek. tir. İstimlâk bürosu, belediye hari- ta şubesine bağlı olarak çalışacaktır. Bülün istimlâk muameleleri bu büro tarafından idare edilecek ve ancak verilmsel icab eden tahsisatın itası için şehir meclisi daimi encü- meninden karar alınacaktır, Erenköy Pazartesi pazarının yeri değişti Şimdiye kadar Bostancıda Vükelâ caddesi ile Erenköyü caddesi arasın- da pazartesi günleri kurulan pazarın 'Yazmacı Tahir sokağının deniz kena. rında kurulmasma karar verilmiştir. Bu suretle bu semt ehalisi için yeni pazar yeri daha münasip bir mahslde bulunacaktır, Sahife $ SOHBET: Edebiyat ı ANA DİLİ, — Geçenlerde bir ya- zımda, bizim lirik şiirimizin Fransız şiirinden üstün, ondan mükemmel ol- duğunu söylemiştim. Bu, pek düsü. nülmeden, alelâcele verilmiş bir hü. kümdür. Ronsard'ın, Racine'in, Cbâ- nier'nin, Hugo'nun muısraglarını Nef. Zi'nin, Naili'nin, Nedim'inkiler kadar sevemiyorsam kabahat sırf bende oln- bilir. Aceba bir Fransız, Ronsurdın bir mısrağından aldığı zevki, Nedim'in gazellerinde bulabiliyor mu” Fransızcayı oldukça bilirim, çöcü'- konuşurum. Bundan yirmi beş, otuz sene evvel Galatasa- ray'da okuyanların birçoğu gibi be de fransızca yazmağa, fransızca Şilp söylemeğe heves etmiştim. Fakat bu, © dili benimsemiş olmam, onu unla. mak değil. hissetmem için kâfi değil. dir. Benim için fransızca içimde ya, şıyan bir dil değildir; o, benim için, bir bilgi dili, yahut kibar bir dil ol. maktan kurtulamamıştır. «Pain» ve «cau» kelimeleri benim için «ekmekş ve «sus kelimelerinin yerini tutamas, Onlar, benim ekmek, su diye düşün. düğüm nesnelerin kendileri değil, an» cak birer işareti olabilir. Her insanda ancak bir dilin kelime leri birer varlık halindedir. Muhakkak ana dilinin demiyorum, bir dilin, dü- şündüğü, kendi kendisi ile konuşur. ken kullandığı dilin... Ancak o dilde» ki mıstağların güzelliğini, mükem- melliğini gerçekten hisseder; öteki dillerde söylenilmiş şiirleri ise ancak aklı ile, tasavvur sureti ile, anlar, Hak buki güzelliği tahlil ile, tasavvur ile anlamak değil, birden hissetmek lâ. zımdır. Bizim divan edebiyatımızdaki mıs. rağlar ana dilimizle, bizim içimizde sadece birer işaret değil, birer varlık olmuş kelimelerle mi söylenmiştir? Hayır. Meselâ: «Haddeden geçmiş ne zaket, yalü bal olmuş sana - Mey sü- zülmüş şişeden ruhsarı Âl olmuş sa- na» gibi, hele: «Ey paybendi damgehi kaydi namü nenk - Takey hevayı meş: galei dehri bidrenk» gibi beyitlerin - IX bakışta - bize yabancı oldukları iddia edilebilir, Fakat ancak ilk bakışta... Onların manasım anlamasak bile bi. 46 bir yakınlıkları olduğunu inkâr et. mek kabil değildir. Onlar, bizim keli. melerimizle yazılmamış olsa bile bi- Bizim lirik şiirimiz, güzellik ve mü- kemmellik hususunda, Fransızların. kinden üstün müdür?,.. Geçen gün bu suale bir cevab verilmesi kabil olduğu” nu sanmıştım. Fakat sonradan di. şünüp anladım ki her insan için an- cak bir tek dilin - ekseriya kendi ana dilinin - güzel ve mükemmel bir şiiri yardır; öteki dillerinki dalma ona niş- betle zayıf, kusurlu gözükür, En zen- gin, en mükemmel şiiri aramak, en güş zel mısrağı arumak kadar beyhudedir. Bunlar duyana göre, «sujeteye güre değişir, duyan, «sujet» olmayınca dn güzellik yoktur. ŞİİR ve MANA. — Şiirin manası, feryadın manasi gibidir. Sadece: «Ayls nidasının bir, yalnız başına bir maha. sı yoktur. Yerine göre hayret, ıztırab ve daha birtakım hisler gösterir. Biz onun manasını, bağıranın sesinden an» Tarız, Mısrağa da işte bu sesi verebil. mek lâzımdır. Bu sesi bulamıyan şa- irler, beyitlerine, manzumelerine İste- dikleri kadar parlak hayaller, cinaslar, «fikirler karıştırsınlar, elemlerini de, neşelerini de ifade edemezler. Nabi'nin şiiri Nefği'ninkinden, Nedim'inkinden daha az zengin değildir; fakat sade- ce manası var; ve söylemek istediğini yalnız kelimelerin delâleti ile anlat. mağa çalışıyor; asıl heyecanı göstere- cek ses yok... Bunun için her soğuk şiir gibi Nabi'ninkine de manasız di. yebiliriz. Fakat herkes buna erebilir mi? Şüp- hesiz hayır. Ona eremiyenler öteki hünerlerle vakit geçirir ve buna şiir derler, Sesi duymak da elbette herkese na- sib olmaz. Duyamıyanlar hayalleri, «fikirseri şiir saymakla kendilerini avuturlar, Nurullah Atas