? Dünyanın en uzak adası Dünyanın mamur ve sükün yerler» den en üzak ve hücra köşesi Tristanda Cunha adasıdır. Bu ada Atlas Okyanu- sunun cenubundadır. Cenubi Afrika. ca tedkiklerde bulunmuş ve adanın ye- ni bir haritasını tanzim için hazırlık yapmıştır. Bu malümat İngiliz Bahri. ye Nezareti haritası ile mukayese edil nın en cenup noktası Ümidburnu ile cenubi Amerikada Arjantinin merkezi Boennos Ayres arasında mefruz bir hat çizilecek olsa bunun tam ortasına bu ada isabet edecektir. Bu ada hakkında bütün dünyanın ve hattâ dünya sularında bilmediği yer bulunmadığı zannolunan İngiliz Bahriye nezaretinin edinmiş olduğu malümatın çok yanlış ve noksan oldu» ğu anlaşılmıştır. Adanın haritası 1851 senesinde kap- tan Denham tarafından yapılmıştı. İngiliz Bahriye Nezareti bunu resmi vesika addederek muhafaza etmişti. Geçende Norveçli bir fen heyeti bera» berinde İngiliz mühendis Craword ol- duğu halde adayı ziyaret etmiş, aylar- görülmüştür. Bunun üzerine Bahriye Nezareti yeni bir harita çıkarmak ve evvelkini iptal etmek üzere bu malü- matı ve vesaiki #stetmiştir. Cenubi Afrika bahri istasyonu kuman- danı vis amiral Lyon tarafından doğ- ruluğu tasdik edildiği tedkiklerin neti» essine göre ada yusyuvarlak bir şey- dir. Kutru yedi buçuk mildir. Ortasın- daki dağın tepesi denizin sathından 6160 ayak irtifadadır. Tepede bir sön- müş yanar dağı ağzı olup bunun için- de de derin ve geniş bir göl bulunmak- tadır. Adanın nüfusu 30 kadardır. Bun- lar kazazde İngiliz ve Amerikan gemi- lerinin ahfadıdır. Türkiyede lisan ıslahatı hakkında Londrada bir konferans Son zamanlarda İngilterede münev- | Nihayet cemiyet Londranın göbeğin- ver sınıf en ziyade şarktaki ilmi ve tari- | de Clarges caddesinde çok muhteşem hi işler ve hareketlerle alâkadar olmak-| bir bina tutmuş ve burada şarka aid tadır. Bu işlerde başlıca mütehassıs İl. | dünyanın en zengin külüphanelerin- | mi müessese olan krallık merkezi As- | den birini vücude getirmiştir. İ YA ANE eekelkd, açiğr. Buradaki konferans salonu çok ge. | e ala Ymm ln niş olduğundan cemiyetin bütün aza» azaları yüzde otuz nisbetinde artmış- i ğ tır. Demek oluyor ki, İngilizler dat Jarının —— bulunmalarına müsait. #iyade yakın şark ve orta şark ve mer: tir. Yeni binada ilk verilen konferans kezi işleri ile ilmi cihetten uğraşan bu Türkiyedeki lisan ıslahatına aittir. cemiyet vasıtasile şark işlerinde ihtisas İngiliz zadegân evlâdının tahsil etti. edinmeğe büyük temayül ve arzu gös- | ği meşhur Bton mektebinde yetişen ve termektedirler. buranın bir zaman kaptanı olan A. Pal Cemiyetin itibarı arlması nisbetin. | lisbumühim konferansı vermiştir. Bu de azalarımı tatmin edecek. eserleri, | zat anası Atinalı olduğu gibi şarkta haritaları; el yazılarını ve konferanslar! | fiilen çok hizmet etmiştir. Meşhur İn. çoğaltmıştır. O derecede ki, Londranın | giliz devlet adamı, eski Ankara sefiri Grosvenor caddesinde bulunan merke-| «ve şimdi Vaşington sefiri buluan Sir zinde büyük kütüphanenin rafları ye- | Ronald Lindsuy ile birlikte Mısır Ma- ni tedarik olunan kitapları istiap ede- | iye nezaretini İngiliz devleti namına, mez bir hale gelmişli, aalah etmişti. Dünyanın jeoloji haritası vapılacak Beynemllel jeoloji harita komisyonu Prusya jeoloji enstitüsünün Berlinde- ki dairesinde toplanmağa başladı. Bu heyetin vazifesi Avrupanın 1-1,500,000 mikyasında ve bütün dünyanın da 1-1,000,000 mileyasında jeoloji harita- larinı vücude getirmektir. Bütün dünya memleketlerinin ayni | mikyas üzere jeoloji haritalarının tan- zimini ilk defa ileri süren ve terviç eden âlim Almanyalı profesör Hauc- hecorne'dir. Bu zat 1882 senesinde top- lanan konferansta bütün Avrupa mem- lekellerinin ayni mikyas üzere jeoloji haritalarının tanzim edilmesini teklif etmişti. 1913 senesinde toplanan beynelmilel jeoloji kongresinde de gene Almanyalı Alimlerden profesör Beyschlog bütün dünya için ayni mikyasta olarak bir Jeoloji haritanın yapılmasını teklif ot- mişti. Kongre bu teklifi kabul ettikten Ahçılıktan general oldu Avusturalyada Çinli bir bahçivanın oğlu Büyük Harpte asker oldu. İyi ye. mek pişirdiği için mutfağa verdiler, Harpten sonra Çine gitti, gümrük- te bir vazifeye tayin edildi. 1925 de general Çan-Kay-Şek güm- rük memurunu general yaptı. Ho dung adını taşıyan bu general 1030 da Alman Boerin kumandasın. | daki orduyu mağlüb etti, Şimdi de Mogolistan ordusunun başkumanda- ruymuş!.. Brezilya Brezilya Amerikanın en büyük dey letidir. Mesühasi 8 buçuk milyon kilo- metre murabbaıdır. 42 milyon nüfusu vardır, Brezilyanın resmi dili Portekizce- div başka haritaların tanzim ve neşir işini Almanya devleline tevdi etmişti. Almanya devleti de bu işi bir komis- yona levdi etmiş ve tab vazifesini de harita tabında dünyada emsali bulun- mıyan Prusya jeoloji enstitüsüne bi- Takmıştı. Enstitü şimdiye kadar birkaç mem- leketin ve sahanın huritalarını yapmış ve neşre! » Bu haritalar hariçte ve Ml Sanar karşılandığından komisyon bütün Avrupa ve dünyanın tabakatülara haritasını hazırlamağa başlamıştır. Şimdiye kadar neşredilen haritaların başında Jeoloji vaziyet ve şeralti çok karışık olan Akdeniz havzası ile şima- li Avrupa memleketleri haritası bulu nuyor. Avruj ve bütün dünyanın ayni mikyasta Jeoloji haritalarının meydana getirilmesi ilim sahasında emsalsiz ebedi bir muvaffakiyet ese. ri teşkil edecektir. Yirmi senede yirmi harp Büyük Harp biteli 20 sene oldu. Bu yirmi senede dünya sulh ve sükün içinde yaşıyor sanıyorsanız aldamyor« SUNUZ. - Polonya harbi oldu, Baltık memleketlerinde ve Finlandi. yada harp oldu. Siberyadan Japonları çıkarmak için harp oldu. Fransa Ab. dülkerim ile savaştı. İngiltere İrlanda Ahtilâlı ile uğraştı. İtalya Habeşistan. da harp etti. Çin - Japon harbi ile İs. panyada boğuşmalar devam ediyor... Leylekler gelmiyormuş Alsas köylüleri müteessir... Koca Alsasla topu topu yirmi üç leylek yu- vasi kalmış... Leylekler artık Alsas köylerine gelmiyor... Sebep?.. Yeni açılan fabrikaların gürültü. sü... Leylekler kendi gagalarının gü- rültüsünden başka gürültüye dayana- mazlar. Sonra da Alsasta bataklıklar kurutuldu, kurbağa kalmadı. Leylek» ler ise kiırhağa le karın dawuıruırar, Denizde biten nebatlardan istifade sahası son zamanlarda çok genişledi diği zaman arada büyük fark olduğu Zamanımızda hasad, tarla ve çiflik. lere mahsus değildir. Okyanusların ve denizlerin dibinde de karada olduğu gibi senenin muayyen mevsiminde ha- sad yapılmakta ve ekin toplanmakta dır, Denizin dibinde biten bahri nebat- lar rüzgârların sevki ile plâjlara gel- diği zaman banyo yapanları ' hayli ra- hatsız etmektedir. Halbuki diğer #a- hillerde rüzgârın sahile attığı ve yığ- dığı bu bahri otlar halk için ayni ni- mettir. Çünkü bunlar karadaki buğ- day ve diğer hububat başakları kadar servet membaıdır. Bu bahri nebatlar- dan kuşkonmaz ve patates yetiştirmek- te çok kıymetli olan potas ve nitrojen istihsal edilmektedir. Bahri ebatların tıpta büyük kıy- meti vardır. Bunlardan çıkabilen siyah bir mayi romatizmanın ve burkulma- nın tedavisinde birebirdir. Evlerde de- nizotu banyosu sıhhat için büyük fai- deler vermektedir. Zamanımız gürültü ve medeniyet galkalesi devridir. Gürültüyü azaltmak işi hükümetlerin, belediyelerin ve ferd- lerin başlıca düşüncesini teşkil etmek- tedir. Gürültüyü kesmek için en mües- sir vasıta bahri nebatlardır. Şimali Amerika Müt hükümetleri sahil- lerindeki şehirler bundan çok istifade ediyorlar. Meselâ Nevyorktaki radyo siti (Radio City)deki bütün stüdyoların duvarları ve menfezleri deniz otlarından örülen levhalarla tıkanmaktadır. Bu suretle stüdyolara hariçten lüzumsuz ses ve gürültülerin gelmesinin önü alınmak- tadır. Dahası var: Deniz otları yalnız ses değil ayni zamanda zteş dahi kesmek- tedir. Âdeta asbet tabakası vazifesini görür. Bundan başka madenlerin pas- lanmasına karşı en müessir çare deniz otlarıdır. İngilterede kurulan muazzam bir fabrika deniz otlarından mahsus SU- rette kaba mensucat yapmaktadır, Çu val bezi gibi oları bu mensucat ateş- Tokatta hava kurumu haftası Bayanlar kolu, bir haftada 241 küsur lira para topladı Tokat Hava Kurumu bayanlar kolu âzası Tokat (Akşam) — Tokat Hava ku- rumu her yıl olduğu gibi bu sene do Jâyıkile çalışmış, müsamere ve piyan- golar tertip etmiş, ayrıca filim getir- terek hasılat teminine gayret etmiş- tir. Bu hususta hizmetleri dokunan Tokat Hava Kurumu Bayanlar kolu» nu tebrik etmek bizim için bir vecibe- dir. Bayanlar kolunun bir haftalık ça- lışması neticesi olarak kuruma sine- madan 106 İlra 35 kuruş, müsamere- den 41 lira 35 kuruş ve piyangodan da 93 lira öü kuruş ki ceman yekün 241 lira 30 kuruş hasılat temin edil. miş ve bu para cemiyet veznesine yön tırılmıştır. Cumhuriyetin on beşinci yıldönü. Denizin dibinde yetişen nebatlar muayyen mev- siminde toplanmaktadır. Bunlardan bir kısmı gübre, bir kısmı gıda, bir kısmı da ilâç olarak kullanılmaktadır ten ve pastan muhafaza edilecek eşya- yı sarmakta kullanılmaktadır. Meselâ denizotu mensucatından ya- pılan bir örtü ile muhafaza edilen bir piyano yangın içinde kalsa bile boya- sına kadar sağlamlığını muhafaza eder. İyod ve karbunat dö sud'un asil kaynağı deniz ollarıdır. Cenubi Ameris kada Şilide zengin nitrat madenleri keşfedilmezden evvel bu maddeler İn- gilterede münhasiran bahri nebatların yakılarak kül haline getirilmesi sure- tile istihsal edilmekte idi, Şu kadar var ki, yakılan otların bey- hude tebahhür eylemesi bu usüldeki İS» tihsali iktisadi cihetten pek faideli bu- Jundurmamakta idi, Bu yüzden Şiliden nitrat getirtmek daha kârlı görülmek- te idi. Çünkü 20 ton deniz otundan an cak bir ton kül istihsal ediliyordu. Ve bu küllerden de yıkanarak iyod çikâ- rılmakta idi. Şimdi bahri nebatların yakılması usulü çok islâh edilmiş ve iktisadi bir hale konulmuştur. Artık Şili nitrat madenlerine ihtiyaç özal. mıştır. Deniz otlarından sanayi cihetinden istifade çok genişlemiştir. Diğer taraf. tan deniz otlarının gübre yerinde kul- anılması İngilterede çok taammüm et- miştir. Britanya adaları sahillerine med zamanında dalgalar (Okülliyelli miktarda bahri nebat yıgınları sahile atmaktadır. Cesir zamanında suların çekilmesi ile bu nebatlar kayaların ve taşların arasına sıkışıp kalmaktadır. O zaman bütün ahali atını, eşeğini ve arabasını denize sürüp otları toplarlar, Deniz hasadı budur. Bir eşek yükü de- nizotu üç şiline yani bizim para tle tak- Tiben bir buçuk liraya satılır. Çifçiler bu otları satın alarak pata- tes tarlalarına sererler. Bu gübre saye- sinde mendil kadar kaya oyuklarında bile patates yetiştirmek mümkün olu. yor. Deniz hasadı zamanında çıkarılan bahri otlar yalnız taze halde değil Ku- yutulmuş halde de kullanılır. Bahusus sahilden uzaktaki tarla ve çifliklerde bu kurumuş bahri otlara rağbet fev- kalâdedir. Hasad zamanında yüzbin- lerce ton bahri ot kurutulup bayağı otlar gibi balye haline getirilir. Sonra vagon, kamyon ve arabalar ile dahile sevkedilir, Kurutulmuş bahri otların piyasası bir tonu bir buçuk İngiliz lirasıdır. De- nizotlarından çok ince olanları hayvan yemi olarak sarfedilir. Gayet besleyi- cidir. İki cins vardır: Biri açık yeşil ve diğeri mor siyahtır. Bunlara halk de- niz marulu derler, İngilizler öğle ye- meklerinde bunları salata olarak yer- ler. Maden amelesi bu deniz otlarından koyun eti ile yemek yaparlar. Deniz marulları yazın süratle büyür. O za- man ucuzdur. Bir kantarı 5 şiline ve. rirler. Diğer mevsimlerde yirmi şiline kadar çıkar. Yenmesi kabil olan deniz nebatla. rından Dorset sahillerinde çıkan bir nevi yosundan çıkarılan ilâç bronşitin ve akciğer iltihabının tedavisinde kul. larılır. Bu ilibarle zehirli gaza karşı da ilâçtır. Geçen umumi harpte zehir- li gazdan hastalanan İngiliz askerleri bu ilâç ile tedavi edilmişti, Deniz nebatları o kadar mütenevvi» dir ki, bunlardan karada biten sebzeler kullanılmaksızın çeşid bir sofra tertip etmek mümkündür. Çünkü bu otların kızartması, püresi, çorbası, salatası olân bilir. Denizin taibatın yardımı ile yeti. şen nebatatı karadaki mahsulât kadar hem mugaddi hem de şifalıdır. — F, i Karabük fabrikalarının inşası ilerliyor Şubatta bir kısım inşaat bitecek, İngiltereden mütehassıslar gelecek «— Karabük fabrikalarımızın in- mühim bir kısım inşaatın tamamlan- miş olması lâzımdır. Bu itibarla Lon- dradaki Brasser şirketile bazı anlaş- malar yaplık. İngiltereden buraya mütchassıslar gelecektir. Ahlaşma- lar kurma ve işletme işlerine alddir» B. Nurullah Sumer bugün Sümer * Bank İstanbul şubesinde meşgul ola- cak, muhtelif işler hakkında izahat aldıktan sonra bu akşamki trenle Ankaraya gidecektir. Sümer Bank umum müdürü bâm işler için hafta sonunda tekrar An- karadan şehrimize gelecektir. Bu akşam Nöbetçi eczaneler Şişli: Osmanbeyde Şark Merkez, Taksim: için temeslard« bulunmak üzere bundan bir müddet evvel Londraya giden Sümer Bank umum müdürü 'B. Nurulah Sumer dün sabahki eks- ptesle şehrimize dönmüştür. Umum müdür, Londradaki Brasser şirketile evvelki mükaveleye mütem- mim bazi yeni anlaşmalar hususun- da mutabık kalmıştır. Bu anlaşma- lar, Karabük demir ve çelik fabrika- larının kurma ve işletme işlerine aid muhtelif hususatı ihtiva etmektedir. Karabük fabrikalarının mühim bir kısmı şubatta bitecektir, Yüksek fırınlar bu inşaatın başında geliyor. kurma, Karabük demir ve çelik fabrikaları i Karabük sanayiinin muhtaç olduğu makine ve saire gibi tesisat İşlerine ald malzeme temini hususlarını ih- tiva ediyordu. Fabrika inşaatının bir hayli irleri- lemiş olması dolayısile bu mukavele- ye ek olmak üzere kurma ve işletme işlerine lüzum hasıl olmuştur. Yapılan anlaşmalardan birini de İngiltereden mütehassıslar gelmesi keyfiyeti teşkil ediyor, Sümer Bank umum müdürü B. Nurullah Sumer dün sabah kendisi- Je görüşen bir muharririmize, Kara- bük demir ve çelik fabrikaları için Londrada yaptığı temaslar etrafında, rahpaşada Şeref, Fener: Balatia Hüsameddin, Kumka- pı: Asadoryan, Küçükpazar: Necati, Bamatya : Kocamustafapaşada Rıd- van, Alemdar: Ali ıma, Şehremini" 'Topkapıda Nâzım, Kadıköy: Söğülü- çeşmede Hulüsi Osman, Üsküdar: Ahmediye, Büyükada: Halk, Heybeli- ada: Tomas, * Her gece açık ceraneler: Yeniköy, Emirgân, Rumelihisarı, Or- taköy, . Arnavutköy, Bebek, Beykor, Paşabahçe ve Anadoluhlsarndaki ç©- zanelef her gece açıklar.